Geçmiş

tam olmak

"tam olmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Idioms
1	Deyim	tam olmak	fit (one) to a tee f.
Trade/Economic
2	Ticaret/Ekonomi	tam olmak	be complete f.

"tam olmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 167 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	tam bir kopyası olmak	bear a striking resemblance to f.
2	Genel	bir dile tam anlamıyla hakim olmak	have a full command of a language f.
3	Genel	birşeye güveni tam olmak	have total confidence in something f.
4	Genel	birşeye güveni tam olmak	have absolute confidence in something f.
5	Genel	birşeye güveni tam olmak	have full confidence in something f.
6	Genel	birşeye güveni tam olmak	have complete confidence in something f.
7	Genel	tam anlamıyla birinci sınıf bir skandal olmak	have all the makings of a first-class scandal f.
8	Genel	tam tersi bir durumu olmak	have a reverse situation f.
9	Genel	tam tersi bir duruma sahip olmak	have a reverse situation f.
10	Genel	iki noktanın tam ortasında olmak	be halfway between f.
Phrasals
11	Öbek Fiiller	davranışlarıyla/yaptıklarıyla tam bir erdem/bilgelik örneği/timsali olmak	exemplify (something) by (something) f.
12	Öbek Fiiller	davranışlarıyla/yaptıklarıyla tam bir erdem/bilgelik örneği/timsali olmak	exemplify something by something f.
13	Öbek Fiiller	(bir şeyi yapmak) tam (birine) göre bir iş olmak	trust (one) to (do something) f.
14	Öbek Fiiller	(bir şeyi yapmak) tam (birinin) yapacağı iş olmak	trust (one) to (do something) f.
15	Öbek Fiiller	(bir şeyi yapmak) tam senlik/onluk vs. bir iş olmak	trust (one) to (do something) f.
16	Öbek Fiiller	(bir şeyin) tam dibinde olmak	verge upon (something) f.
17	Öbek Fiiller	(bir şeyin) tam dibinde olmak	verge on (something) f.
18	Öbek Fiiller	zihninde tam oluşmamış şekilde var olmak	jostle around f.
19	Öbek Fiiller	(bir şeyin) tam zamanı/yeri olmak	call for (something) f.
20	Öbek Fiiller	(bir şeyin) tam tersi/aksi olmak	contrast to (something) f.
Phrases
21	İfadeler	tam (elbise vb oturmak/olmak)	tip-top s.
22	İfadeler	tam (elbise vb oturmak/olmak)	to the highest extent expr.
Colloquial
23	Konuşma Dili	film ve edebiyatta kendi içerisinde tam bir karakter olmak yerine erkek kahramanın kişisel gelişimine katkıda bulunan ve onunla aşk ilişkisi olan sevimli ve ilginç özgür ruhlu kadın karakter	mpdg (manic pixie dream girl) i.
24	Konuşma Dili	tam bir (bir şey) örneği olmak	be (something) itself f.
25	Konuşma Dili	tam bir (bir şey) abidesi olmak	be (something) itself f.
26	Konuşma Dili	tam bir sabırlılık örneği olmak	be patience itself f.
27	Konuşma Dili	tam bir sabır taşı olmak	be patience itself f.
28	Konuşma Dili	tam isabet olmak	be spot on f.
29	Konuşma Dili	(bir şeyi yapmak) tam (birine) göre bir iş olmak	leave (something) to (one) (to do something) f.
30	Konuşma Dili	(bir şeyi yapmak) tam (birinin) yapacağı iş olmak	leave (something) to (one) (to do something) f.
31	Konuşma Dili	(bir şeyi yapmak) tam senlik/onluk bir iş olmak	leave (something) to (one) (to do something) f.
32	Konuşma Dili	tam (birine) göre bir iş olmak	leave it to someone f.
33	Konuşma Dili	tam (birinin) yapacağı iş olmak	leave it to someone f.
34	Konuşma Dili	tam senlik/onluk bir iş olmak	leave it to someone f.
35	Konuşma Dili	(bir sorumluluğa, tavra, unvana) tam tamına uymak/uygun olmak	wear well f.
36	Konuşma Dili	tam aranan şey olmak	be just the job f.
37	Konuşma Dili	tam da istenen şey olmak	be just the job f.
38	Konuşma Dili	tam uygun şey olmak	be just the job f.
39	Konuşma Dili	tam ihtiyaç duyulan şey olmak	be just the thing f.
40	Konuşma Dili	tam aranan şey olmak	be just the thing f.
41	Konuşma Dili	tam istenen şey olmak	be just the thing f.
42	Konuşma Dili	tam iyi gelecek şey olmak	be just the thing f.
43	Konuşma Dili	tam (birine/bir şeye) göre olmak	be made for (someone or something) f.
44	Konuşma Dili	(birinin) tam üstüne göre olmak	be made for (someone) f.
45	Konuşma Dili	(tam olarak) hazır olmak	get (all) set f.
46	Konuşma Dili	tam (birine) göre bir iş olmak	trust to do f.
47	Konuşma Dili	tam (birinin) yapacağı iş olmak	trust to do f.
48	Konuşma Dili	tam (senlik/onluk) bir iş olmak	trust to do f.
Idioms
49	Deyim	tam ona göre olmak	be (one's) scene f.
50	Deyim	birinin üzerinde tam kontrole sahip olmak	turn around one's finger f.
51	Deyim	tam yetki sahibi olmak	rule the roast f.
52	Deyim	tam yetki sahibi olmak	rule the roost f.
53	Deyim	tam yerinde olmak	be ideally placed f.
54	Deyim	tam kalbinden geçen gibi olmak	be close to somebody’s heart f.
55	Deyim	tam kalbinden geçen gibi olmak	be dear to somebody’s heart f.
56	Deyim	tam kalbinden geçen gibi olmak	be near to somebody’s heart f.
57	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	have a good grasp of something f.
58	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	get a solid grasp of something f.
59	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	get a sound grasp of something f.
60	Deyim	bir şeyi yapmaya tam olarak hazır olmak	be all set (to do something) f.
61	Deyim	bir şeyi yapmaya tam olarak hazır olmak	get all set (to do something) f.
62	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	get a good grasp of something f.
63	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	have a solid grasp of something f.
64	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	have a sound grasp of something f.
65	Deyim	tam zıddı olmak	go against the grain f.
66	Deyim	tam anlamıyla başarılı olmak	hit the bull's eye f.
67	Deyim	tam dişine göre olmak	be right down someone's alley f.
68	Deyim	tam bir vatansever olmak	be a patriot through and through f.
69	Deyim	tam tersi olmak	go against the grain f.
70	Deyim	tam tersi olmak (aynı okulda öğrenciyken öğretmen olmak gibi)	have the shoe on the other foot f.
71	Deyim	tam dişine göre olmak	be right up someone's alley f.
72	Deyim	tam formunda olmak	be on song f.
73	Deyim	tam hareket hürriyetine sahip olmak	have a free hand f.
74	Deyim	(tam) havasında olmak	be in one's element f.
75	Deyim	bir konuyu tam anlamamış olmak	have a tin ear f.
76	Deyim	tam hareket hürriyetine sahip olmak	get/have a free hand f.
77	Deyim	bedeni tam olmak	fit (one) to a tee f.
78	Deyim	tam (birine) göre olmak	fit (one) to a tee f.
79	Deyim	tam (birine) göre olmak	suit (one) to a tee f.
80	Deyim	tam (birine) uygun olmak	suit (one) to a tee f.
81	Deyim	tam (birine) göre bir yer olmak	be (one's) spiritual home f.
82	Deyim	(gemi) tam genişliği fazla olmak	be broad in the beam f.
83	Deyim	tam (birinin) zevkine göre olmak	have (one's) name on it f.
84	Deyim	tam (birine) göre olmak	have (one's) name on it f.
85	Deyim	tam aradığı şey olmak	ring the bell f.
86	Deyim	tam ihtiyacı olan şey olmak	ring the bell f.
87	Deyim	tam (birinin) adamı olmak	be (someone's) huckleberry [dated] f.
88	Deyim	tam (birinin) işine yarayacak kişi olmak	be (someone's) huckleberry [dated] f.
89	Deyim	tam (birinin) ihtiyacı olan kişi olmak	be (someone's) huckleberry [dated] f.
90	Deyim	tam (birinin) amacına/işine uygun kişi olmak	be (someone's) huckleberry [dated] f.
91	Deyim	bir şeyin iyi/değerli olduğuna inancı tam olmak	be a firm believer in (something) f.
92	Deyim	bir şeyin iyi/değerli olduğuna inancı tam olmak	be a great/firm believer in something f.
93	Deyim	tam güç olmak	be at full strength f.
94	Deyim	tam kapasite olmak	be at full strength f.
95	Deyim	tam zıddı olmak	go against the grain f.
96	Deyim	tam tersi olmak	go against the grain f.
97	Deyim	tam (birine) göre olmak	be right up (one's) alley f.
98	Deyim	tam (birinin) zevkine göre/uygun olmak	be right up (one's) alley f.
99	Deyim	tam (birinin) ilgi alanı olmak	be right up (one's) alley f.
100	Deyim	tam zıddı olmak	go against the grain f.
101	Deyim	tam tersi olmak	go against the grain f.
102	Deyim	tam (birine) göre olmak	be right up (one's) alley f.
103	Deyim	tam (birinin) zevkine göre/uygun olmak	be right up (one's) alley f.
104	Deyim	tam (birinin) ilgi alanı olmak	be right up (one's) alley f.
105	Deyim	tam olarak/bütünüyle hazır olmak	arm to the teeth f.
106	Deyim	tam anlamıyla ölü olmak	be (as) dead as a doornail f.
107	Deyim	(tam birine) göre olmak	be (just) up (one's) street f.
108	Deyim	(biri) için (tam) biçilmiş kaftan olmak	be (just) up (one's) street f.
109	Deyim	(tam birine) uygun olmak	be (just) up (one's) street f.
110	Deyim	(tam birine) göre olmak	be (right) up (one's) street f.
111	Deyim	(biri) için (tam) biçilmiş kaftan olmak	be (right) up (one's) street f.
112	Deyim	(tam birine) uygun olmak	be (right) up (one's) street f.
113	Deyim	(tam) sana göre olmak	be (right) up your street f.
114	Deyim	senin için (tam) biçilmiş kaftan olmak	be (right) up your street f.
115	Deyim	(tam) sana uygun olmak	be (right) up your street f.
116	Deyim	tam birine göre bir yer olmak	be somebody's spiritual home f.
117	Deyim	(birinin) tam dişine göre olmak	be (right) down (one's) alley f.
118	Deyim	tam (birine) göre olmak	be (right) down (one's) alley f.
119	Deyim	tam (birinin) ilgi alanı olmak	be (right) down (one's) alley f.
120	Deyim	tam bir amerikalı olmak	be as american as apple pie f.
121	Deyim	tam bir amerikan olmak	be as american as apple pie f.
122	Deyim	tam takım olmak	be at full strength f.
123	Deyim	tam kadro olmak	be at full strength f.
124	Deyim	tam kapasite altında olmak	be at full strength f.
125	Deyim	tam kararında pişmiş olmak	be done to a turn f.
126	Deyim	tam olarak eşit/denk olmak	be even steven f.
127	Deyim	tam anlamıyla eşit/denk olmak	be even steven f.
128	Deyim	tam olarak eşit/denk olmak	be even stevens f.
129	Deyim	tam anlamıyla eşit/denk olmak	be even stevens f.
130	Deyim	tam (bir şey) olmak	be every inch a/the (something) f.
131	Deyim	tam olarak hazır olmak	be in good condition f.
132	Deyim	bir şeyin/bir şeyi yapmanın tam ortasında olmak	be in the middle of something/of doing something f.
133	Deyim	bir işin tam ortasında olmak	be in the thick of it f.
134	Deyim	bir işin tam ortasında olmak	be in the thick of things f.
135	Deyim	tam ihtiyaç duyulan şey olmak	be just what the doctor ordered f.
136	Deyim	tam istenen şey olmak	be just what the doctor ordered f.
137	Deyim	tam iyi gelecek şey olmak	be just what the doctor ordered f.
138	Deyim	tamamen/tam anlamıyla (bir şey) olmak	be nothing short of (something) f.
139	Deyim	tam bir sabır taşı, dürüstlük abidesi, sadelik örneği olmak	be patience, honesty, simplicity itself f.
140	Deyim	tam olarak uygun olmak	be tailor-made f.
141	Deyim	(birine) tam olmak/oturmak	fit (one) to a t f.
142	Deyim	tam (birine) göre olmak	fit (one) to a t f.
143	Deyim	tam (birine) uygun olmak	fit (one) to a t f.
144	Deyim	(birine) tam olmak/oturmak	fit (someone) like a glove f.
145	Deyim	tam (birine) göre olmak	fit (someone) like a glove f.
146	Deyim	tam (birine) uygun olmak	fit (someone) like a glove f.
147	Deyim	(bir konuya tam anlamıyla) hakim olmak	get a good grasp of (something) f.
148	Deyim	(bir konuya tam anlamıyla) hakim olmak	get a solid grasp of (something) f.
149	Deyim	(bir konuya tam anlamıyla) hakim olmak	get a sound grasp of (something) f.
150	Deyim	(bir konuya tam anlamıyla) hakim olmak	get a good grasp on (something) f.
151	Deyim	(bir konuya tam anlamıyla) hakim olmak	get a solid grasp on (something) f.
152	Deyim	(bir konuya tam anlamıyla) hakim olmak	get a sound grasp on (something) f.
153	Deyim	geniş/tam yetki almak/sahibi olmak	get/have a free hand f.
154	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	have a (solid) grasp of something f.
155	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	have a (sound) grasp of something f.
156	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	have a (good) grasp of something f.
157	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	get a (solid) grasp of something f.
158	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	get a (sound) grasp of something f.
159	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	get a (good) grasp of something f.
160	Deyim	tam birine/bir şeye göre olmak	suit someone or something down to the ground [uk] f.
Zoology
161	Zooloji	tam açıklığa sahip olanlar olmak üzere yapay bir karındanbacaklılar şubesi	holostomata i.
Slang
162	Argo	tam bir fiyasko olmak	suck a big one f.
163	Argo	tam bir hayal kırıklığı olmak	suck a big one f.
164	Argo	tam bir fiyasko olmak	suck the big one f.
165	Argo	tam bir hayal kırıklığı olmak	suck the big one f.
166	Argo	(birinin) tam suratının karşısında olmak	be in (one's) face f.
167	Argo	tam bir hayal kırıklığı olmak	bite the big one f.