tatlı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

tatlı



"tatlı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 96 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
tatlı dessert i.
tatlı sweet i.
tatlı pretty s.
General
tatlı afters i.
tatlı dessert i.
tatlı sweeties i.
tatlı sweetmeat i.
tatlı sweetie i.
tatlı sweets i.
tatlı confectionery i.
tatlı goody i.
tatlı pleasant-tasting i.
tatlı saccharine s.
tatlı affable s.
tatlı amiable s.
tatlı tasty s.
tatlı sociable s.
tatlı melodious s.
tatlı suave s.
tatlı endearing s.
tatlı fruity s.
tatlı sweet s.
tatlı blancmange s.
tatlı agreeable s.
tatlı subtle s.
tatlı mellifluent s.
tatlı drinkable s.
tatlı sapid s.
tatlı debonair s.
tatlı pleasing s.
tatlı mellow s.
tatlı honeyed s.
tatlı gentle s.
tatlı delightful s.
tatlı winsome s.
tatlı mellifluous s.
tatlı enjoyable s.
tatlı toothsome s.
tatlı yummy s.
tatlı luscious s.
tatlı dulcet s.
tatlı sweeter s.
tatlı nice s.
tatlı soft s.
tatlı subtile s.
tatlı pleasant s.
tatlı smooth s.
tatlı syrupy s.
tatlı honied s.
tatlı caressing s.
tatlı winning s.
tatlı beautiful s.
tatlı sugary s.
tatlı gustable s.
tatlı appealing s.
tatlı dainty s.
tatlı delicious s.
tatlı musical s.
tatlı flavourful s.
tatlı flavorful s.
tatlı flavoursome s.
tatlı flavourous s.
tatlı saporous s.
tatlı flavorous s.
tatlı flavorsome s.
tatlı malmy [dialect] [uk] s.
tatlı queme s.
tatlı winsing s.
tatlı hyblaean s.
tatlı liefsome s.
tatlı delightable s.
tatlı delightous s.
tatlı delitable s.
tatlı douce [obsolete] s.
tatlı familiar [obsolete] s.
tatlı precious s.
tatlı silken s.
tatlı sirupy s.
tatlı smicker s.
tatlı soote [obsolete] s.
tatlı sote s.
tatlı sothe s.
tatlı sugar s.
tatlı sugared s.
tatlı dol. (dolce) kısalt.
Colloquial
tatlı doux s.
tatlı on fleek expr.
Idioms
tatlı (all) sweetness and light s.
Gastronomy
tatlı banquet [obsolete] i.
tatlı dolce i.
tatlı dulce [dialect] i.
tatlı conserve i.
Music
tatlı amabile s.
Archaic
tatlı sooth s.
Slang
tatlı cruel s.
British Slang
tatlı snashters i.

"tatlı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
tatlı su freshwater i.
General
tatlı kaşığı dessertspoon i.
tatlı bir mısır türü sweet corn i.
tatlı şey honey i.
tatlı dil soft words i.
tatlı sözler sweet words i.
buzlu şerbetten yapılan tatlı ice i.
bal gibi tatlı olma mellifluousness i.
hem acı hem tatlı olan dulcamara i.
tatlı bir çörek friedcake i.
bir tür tatlı kırmızıbiber pimento i.
krem karamele benzeyen bir tatlı custard i.
aşırı tatlı dillilik unction i.
tatlı bisküvi cookie i.
tatlı su soft water i.
tatlı yapma sweetening i.
bu hamur işiyle yapılan meyveli ve tatlı bir yiyecek shortcake i.
tatlı kimse dear i.
tatlı (yemek aralarında yenilen) snack i.
tatlı söz blandishment i.
çok tatlı olma oversweetness i.
donmuş tatlı water ice i.
tatlı yapan madde (yiyeceği/içeceği) sweetener i.
tatlı su biyolojisi freshwater biology i.
tatlı söz sugar i.
tatlı sözler sugary words i.
tatlı su sweet water i.
tatlı çörek brioche i.
tatlı kiraz gean i.
hem acı hem tatlı olma bittersweetness i.
meyveyle tatlandırılmış bir tür buzlu tatlı sherbert i.
tatlı su omurgasızları freshwater invertebrates i.
tatlı sözlerle kandırma cajolement i.
tatlı su gelinciği burbot i.
tatlı bela sweet curse i.
tatlı bir ürperti tingle i.
tatlı su ıstakozu crayfish i.
şarap/tatlı wine/dessert i.
tatlı yunan şarabı malmsey i.
bir tatlı kaşığı kadar dessertspoonful i.
tatlı dillilik suavity i.
tatlı su kaplumbağası terrapin i.
kremşantiyi ve meyve ile yapılan bir tatlı trifle i.
tatlı sözle kandırma cajolery i.
tatlı söz endearment i.
tatlı patates yam i.
tatlı patates yank i.
yeterince tatlı sweet enough i.
tatlı (yemeğin sonunda yenen) dessert i.
tatlı mısır sweet corn i.
tatlı su biyolojisi fresh water biology i.
tatlı (yemeğin sonunda yenilen) pudding i.
tatlı özsu honeydew i.
tatlı su fresh water i.
tatlı kaşığı dessert spoon i.
tatlı bir tür kırmızı biberin tozuyla yapılan baharat paprika i.
tatlı çörek cookie i.
pekmez kıvamındaki tatlı sıvı syrup i.
tatlı şirin kişi jo i.
tatlı kuru pasta cookie i.
tatlı patates sweet potato i.
tatlı şey sweet i.
tatlı tütün honeydew i.
tatlı kaşığı coffee spoon i.
tatlı (yemeğin sonunda yenilen) sweet i.
tatlı çörek doughnut i.
tatlı bakış beam i.
tatlı suda yaşayan bir tür ördek shoveller i.
tatlı dilli smoothy i.
tatlı krep slapjack i.
bir tatlı su balığı ide i.
tatlı su bitkileri freshwater plants i.
tatlı su balıkları freshwater fish i.
tatlı su ekolojisi freshwater ecology i.
tatlı mısır sweetcorn i.
acı tatlı anılar bitter sweet memories i.
yemeğin sonunda yenen tatlı dessert i.
lokma benzeri bir tür tatlı doughnut i.
tatlı su balıkçılığı freshwater fishery i.
tatlı eğim gentle slope i.
tatlı su gölü freshwater lake i.
tatlı su balıkçılığı fresh-water fishing i.
uzun saplı tatlı kaşığı iced-tea spoon i.
tulumba tatlı syrup-soaked pastry i.
meyvalı bir tatlı dumpling i.
meyveli tatlı trifle i.
tatlı rüya sweet dream i.
tatlı telaş sweet rush i.
düğünde yapılan yemek salata ve tatlı ikramı cocktail prolonge i.
üç kap yemek (başlangıç, ana yemek, tatlı vb) three-course meal i.
tatlı kız lovely girl i.
tatlı dillilik suaveness i.
tatlı sözler gentle words i.
tatlı sözler courteous words i.
tatlı sözler fair words i.
tatlı cehalet sweet ignorance i.
iyi/tatlı kimse goody-two-shoes i.
ana yemekle tatlı arasında yenen hafif şekerli tatlılar entremets i.
tatlı gece lovely night i.
yemek sonrası yenilen tatlı vb. afters i.
tatlı hayat dolce vita i.
tatlı çocuk sweet boy i.
tatlı suda yaşayan bir tür ördek shoveler i.
pekmez kıvamındaki tatlı sıvı sirup i.
lokma benzeri bir tür tatlı donut i.
tatlı çörek donut i.
muzlu tatlı banana split i.
bir tür tatlı ruffle i.
tatlı kasım sweet november i.
tatlı aşk sweet love i.
tatlı patates sweet potato (kumara) i.
rendelenmiş buz veya kar üzerine şurup ekilerek hazırlanan bir tatlı shaved ice i.
fırına dayanıklı tatlı kasesi oven-safe dessert cup i.
tatlı bir portekiz şarabı calcavella i.
bütün bir muzun üzerine birkaç top dondurma, aromalı şurup, meyve ve fındık kremşanti ile servis edilen tatlı banana split i.
bir tür tatlı portekiz şarabı charneco [obsolete] i.
tatlı bıçağı dessert knife i.
tatlı ses mellifluous voice i.
aşırı tatlı ve duygusal müzik treacle i.
aşırı tatlı ve duygusal yazı treacle i.
aşırı tatlı ve duygusal müzik glop i.
aşırı tatlı ve duygusal yazı glop i.
aşırı tatlı ve duygusal müzik mush i.
aşırı tatlı ve duygusal yazı mush i.
aşırı tatlı ve duygusal müzik slop i.
aşırı tatlı ve duygusal yazı slop i.
nazikçe, tatlı dille ikna etme coaxing i.
aşırı tatlı dilli olma unctuosity i.
tatlı dil dökerek ikna etme wheedling i.
tatlı dilli blandisher i.
tatlı dille ve dil dökerek ikna etmeye çalışan kimse wheedler i.
tatlı dille ve dil dökerek ikna etmeye çalışan kimse coaxer i.
şarapla birlikte servis edilen bir tür tatlı bisküvi wine biscuit i.
sevgiliye söylenen tatlı söz handsome i.
yalandan tatlı dilli olup dindarlık taslayan ikiyüzlü kimse mawworm i.
koyu renkli ve buruşuk kabuğu olan büyük, tatlı ve yumuşak bir hurma medjool date i.
tatlı ve yumuşak akış mellifluence i.
tatlı özsu honeydew i.
bal gibi tatlı şey honeydew i.
tatlı ama boş sözler honeyed words i.
tatlı sözlerle kandırmak honeyfuggle [dialect] i.
tatlı sözlerle kandırmak honeyfugle [dialect] i.
tatlı şey morsel i.
ahlak dersi veren, kinayeli, abartılı derecede tatlı hikayeler glurge i.
kek, kurabiye yapımında kullanılan tatlı bir tür çikolata german chocolate i.
meyve püresi, kahve veya şarapla tatlandırılan tanecikli buzlu bir tatlı granite i.
dondurulmuş tatlı gıda ice i.
tatlı kız dote [ireland] i.
yemekten hoşlanılan tatlı şey goodie i.
lezzetli bir tatlı/turta whoopie i.
bir tür tatlı/turta whoopie cake i.
tatlı kimse cutie-pie i.
tatlı ve hoş konuşma dulciloquy i.
tatlı kimse poppet i.
tatlı sözle kandırma favel [obsolete] i.
tatlı dille akıl çelme fleechment i.
yaygın bir tatlı su salyangozu cinsi physa i.
süt, yumurta akı veya jelatinli donmuş tatlı sherbert i.
tatlı servisinde kullanılan ayaklı cam kupa sherbert i.
tatlı servisinde kullanılan ayaklı cam kupa sherbet glass i.
tatlı servisinde kullanılan ayaklı cam kupa sherbet i.
tatlı sesli kadın siren i.
tatlı cadı sweet witch i.
tatlı dilli, kurnaz ve iki yüzlü kimse slapeface i.
şekilsiz tatlı su incisi slug i.
tatlı dille istediğini yaptıran kimse smooth-talker i.
tatlı su kaynakları fresh water resources i.
tatlı kuş birb i.
tatlı söz ile kandırma sooth [obsolete] i.
tatlı dil ile akılını çelme sooth [obsolete] i.
tatlı sorgum suyundan yapılan sorghum molasses i.
tatlı atıştırmalık sucket i.
tatlı şey sugar i.
tatlı şey sugar candy i.
tatlı dilli kimse sugarer i.
tatlı şey sugarplum i.
tatlı söz sugarplum i.
tatlı karbohidratlar sugars i.
tatlı dil ile ikna etme suppalpation i.
tatlı sözlerle kandırmak coax f.
birini tatlı sözlerle kandırarak bir şey elde etmek coax something out of someone f.
tatlı sözlerle birini bir şeyden vazgeçirmek jolly someone out of f.
birini tatlı sözlerle teşvik etmek jolly someone along f.
tatlı sözlerle birini bir şeye ikna etmek jolly someone into f.
tatlı sözlerle kandırmak cajole f.
tatlı sözler etmek sugar f.
tatlı sözle kandırmak cajole f.
tatlı yapmak sweeten f.
tatlı sözle kandırmak coax f.
bir şeyi tatlı bir şekilde ürpertmek make something tingle f.
tatlı bir sıcaklığın karşısında uzanmak bask f.
tatlı bir şekilde ürpermek tingle f.
canı tatlı olmak be fond of comfort f.
tatlı yemek have dessert f.
tatlı yemek eat dessert f.
tatlı söz söylemek compliment f.
tatlı dille ikna etmek wheedle f.
birine tatlı sözlerle veya yoğun ısrarla ve sıkboğaz ederek bir işi yaptırmak tease someone into doing something f.
birinin kulağına tatlı şeyler fısıldamak whisper sweet nothings into one's ear f.
birinin kulağına tatlı şeyler fısıldamak whisper honeyed words into one's ear f.
tatlı siparişi vermek order dessert f.
tatlı sözle ikna etmek canoodle f.
tılsımlar, müzik ya da tatlı sözle (hayvanı) yönlendirip kontrol etmek charm f.
daha tatlı hale getirmek edulcorate [obsolete] f.
tatlı dille aklını çelmek enveigle f.
tatlı dille sevgisini kazanmak enveigle f.
tatlı dille aklını çelmek inveigle f.
tatlı dille sevgisini kazanmak inveigle f.
tatlı sözlerle ikna etmeye çalışmak blandise f.
tatlı dilli olmak honey f.
tatlı sözle idare etmek mooch f.
market alışverişi sırasında reyonlardan tatlı aşırıp yemek graze f.
tatlı sözlerle kandırmak ingle [obsolete] f.
tatlı söz ile kandırmak palp [obsolete] f.
tatlı dille kandırmak cuittle [scotland] f.
tatlı dille seslenmek soap f.
tatlı söz ile kandırmak soother [dialect] f.
tatlı duruma getirmek sugar f.
tatlı duruma getirmek sugar-coat f.
tatlı (su) fresh s.
hem acı hem tatlı bittersweet s.
tatlı dilli suave s.
tatlı (konusma/ses/ müzik vb) mellifluous s.
kadar tatlı as sweet as s.
tatlı (ses/renk) mellow s.
ekşi veya acı tatlı wersh s.
tatlı dilli smooth spoken s.
yalandan tatlı dilli mealymouthed s.
tatlı suda yaşayıp denize yumurtlayan catadromous s.
tatlı suya ait freshwater s.
pek tatlı luscious s.
tatlı yapan madde (yiyeceği/içeceği) sweetening s.
daha tatlı sweeter s.
tatlı (ses) silky s.
acı tatlı good and bad s.
aşırı tatlı dilli unctuous s.
yarı tatlı semisweet s.
en tatlı zestiest s.
tatlı suda yaşayan freshwater s.
tatlı kokulu sweetscented s.
tatlı dilli candied s.
kötü tatlı (tadı kötü) unsavoury s.
fazla tatlı luscious s.
en tatlı sweetest s.
tatlı dilli soft spoken s.
yapışkan ve tatlı gooey s.
çok tatlı saccharine s.
daha tatlı zestier s.
tatlı (ses) dulcet s.
aşırı tatlı saccharine s.
yapmacık tatlı sugary s.
tatlı veya tatsız sweet or dry s.
canı tatlı fond of comfort s.
bal gibi tatlı sweet like honey s.
acı tatlı bitter sweet s.
acı-tatlı bittersweet s.
bal gibi tatlı honey-sweet s.
tatlı dilli smooth-tongued s.
tatlı dilli pleasant-spoken s.
tatlı sesli soft-spoken s.
tatlı dilli soft-spoken s.
yapmacık tatlı dilli mealy-mouthed s.
tatlı dilli smooth-spoken s.
fazla tatlı olmayan bland s.
(ses) tatlı melodious s.
bal gibi tatlı mellifluous s.
aşırı tatlı treacly s.
kötü tatlı (tadı kötü) unsavory s.
aşırı tatlı perfumed s.
tatlı dille ikna eden coaxing s.
aşırı tatlı veya ağır olmayan (yiyecek) uncloying s.
aşırı tatlı dilli unctious s.
tatlı olmayan unendearing s.
tatlı olmayan unsoot s.
tatlı olmayan unsoote [obsolete] s.
tatlı bir heyecan veren zingy s.
yalandan tatlı dilli mealy s.
tatlı konuşan melliloquent s.
aşırı tatlı dilli mellowy s.
hafif tatlı (yiyecek) mild-tasting s.
keskin tatlı harsh s.
tatlı sesli honey-mouthed s.
çok tatlı heavenly s.
aşırı derecede tatlı dilli oily s.
çok tatlı overripe s.
aşırı tatlı oversweet s.
aşırı tatlı cloying s.
lüzumundan fazla tatlı cloysome s.
aşırı tatlı cutesy s.
tatlı dilli pleasant-tongued s.
kötü tatlı potent s.
tatlı sert çıkışarak pouty s.
tatlı gibi olan flavorsome s.
hafif, tatlı ve yumuşak (içki) plum [dialect] [uk] s.
tatlı (ses) plummy s.
tatlı ve nazik silver [obsolete] s.
tatlı sudan alınan freshwater s.
tatlı suda meydana gelen freshwater s.
yalnızca tatlı suya alışkın olan fresh-water s.
tatlı dilli pretty-spoken s.
tatlı dille ikna eden smooth-talking s.
aşırı tatlı supersweet s.
bayacak kadar tatlı supersweet s.
tatlı bir şekilde dulcetly zf.
hem acı hem tatlı bir şekilde bittersweetly zf.
tatlı bir biçimde mellifluously zf.
tatlı bir şekilde zestfully zf.
tatlı tatlı delightfully zf.
tatlı tatlı suavely zf.
tatlı bir biçimde fruitily zf.
tatlı bir şekilde saccharinely zf.
tatlı dil kullanarak cajolingly zf.
tatlı dil ile cajolingly zf.
tatlı dille endearedly zf.
tatlı bir şekilde mellifluently zf.
tatlı şekilde mellowingly zf.
tatlı bir şekilde dolcemente zf.
tatlı bir şekilde prettily zf.
tatlı bir şekilde pretty zf.
tatlı küçük olan anlamına gelen son ek -ie snk.
tatlı menüsünü alabilir miyim lütfen? the dessert menu, please expr.
Phrasals
tatlı sözlerle kandırmak cajole someone into something f.
(birini bir şey yapması için) tatlı sözle kandırmak nudge (someone) into (doing) (something) f.
tatlı sözle kandırmak talk around f.
birini tatlı tatlı kızdırmak josh around f.
tatlı dille ikna etmek get around f.
tatlı dille sevgisini kazanmak get around f.
(birini) tatlı sözlerle teşvik etmek/yüreklendirmek jolly (one) along f.
(birini) tatlı sözlerle (bir şey yapmaya) teşvik etmek/yüreklendirmek/ikna etmek jolly (someone) into (doing) (something) f.
(birini/kendini bir şey yapmak konusunda) tatlı dille kandırmak talk (someone or oneself) into (doing) (something) f.
tatlı sözlerle veya yoğun ısrarla ve sıkboğaz ederek bir işi yaptırmak tease into doing f.
Phrases
tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır kindness opens all the doors expr.
tatlı sert kindly but firmly expr.
tatlı sert kind but firm expr.
Proverb
tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır kindness does more than harshness
tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır you can catch more flies with honey than with vinegar
tatlı dil yılanı deliğinden çıkartır soft answer turneth away wrath
tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır soft answer turneth away wrath
tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır soft answer turneth away wrath
acı bir gerçek tatlı bir yalandan daha inciticidir the greater the truth the greater the libel
dört gözle beklenen tatlı gelir desires are nourished by delays
ne kadar beklersen o kadar tatlı gelir desires are nourished by delays
acı/kötü söz insanı/adamı dininden, tatlı söz yılanı ininden çıkarır you attract more flies with honey than vinegar
tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır you attract more flies with honey than vinegar
tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır a word of praise is equal to ointment on a sore
tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır a soft answer turneth away wrath
tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır a soft answer turneth away wrath
tatlı dille her şey çözülür a soft answer turneth away wrath
tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır a soft answer turns away wrath
tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır a soft answer turns away wrath
tatlı dille her şey çözülür a soft answer turns away wrath
tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır honey catches more flies than vinegar
tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır you can catch more flies with honey than you can with vinegar
tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır you will catch more flies with honey than (with) vinegar
Colloquial
tatlı sözle kandırmak carney [brit] i.
çikolata parçalı naneli dondurma/tatlı mint chocolate chip i.
çikolata parçacıklı naneli dondurma/tatlı mint chocolate chip i.
çok tatlı/hoş biri peach i.
kadınları kolaylıkla tavlayan tatlı dilli adam charmer i.
kadınları kolaylıkla tavlayan tatlı dilli adam smoothy i.
kadınları kolaylıkla tavlayan tatlı dilli adam sweet talker i.
kadınları kolaylıkla tavlayan tatlı dilli adam smoothie i.
sınırsız tatlı su kaynağı unlimited supply of fresh water i.
tatlı kız sweet girl i.
tatlı iş a piece of cake i.
tatlı boşluk pleasant idleness i.
tatlı boşluk dolce far niente i.
tatlı krizi sweet craving i.
tatlı boşluk sweet doing nothing i.
tatlı bir adam good old boy i.
ucuz tatlı şarap pop wine i.
acı veya ekşi gıdaların tatlı olarak algılanmasını sağlayan bir proteine sahip synsepalum meyvesi miracle fruit i.
tatlı şey chocolate-box i.
yürüyüşlere götürülen granola benzeri pratik tatlı atıştırmalık scroggin [new zealand] i.
tatlı küçük canavar beastie i.
tatlı sözle kandırmak carny [brit] f.
tatlı dille ikna etmek fast talk f.
yapmacık tatlı dilli mealy-mouthed s.
yapmacık tatlı dilli mealymouthed s.
değişik ve tatlı funky s.
değişik ve tatlı phunky s.
tatlı tatlı didişen ornery [dialect] s.
aşırı tatlı supercute [us] s.
kimmiş bu güzel/tatlı çocuk who's a pretty boy then ünl.
değişik ve tatlı far out expr.
iyi geceler, tatlı rüyalar night, night sleep tight expr.
tatlı rüyalar sweet dreams expr.
tatlı rüyalar night night expr.
tatlı/hoş (bir şeyi) var lovely and (something) [uk] expr.
tatlı/hoş bir serinliği olan lovely and quiet [uk] expr.
tatlı rüyalar nighty night exclam.
Idioms
tatlı dilli sweet talker i.
tatlı dil silver tongue i.
tatlı dil sweet talk i.
çok tatlı/cana yakın kimse a living doll i.
tatlı dil a silver tongue i.
tatlı dil a smooth tongue i.
tatlı/şekerli şeyler yemeyi sevme a sweet tooth i.
tatlı/şeker düşkünlüğü a sweet tooth i.
tatlı dille ikna etme smooth talking i.
tatlı dilli bir konuşmacı silver-tongued orator i.
tatlı sözlerle ayartmak entice away f.
tatlı sözlerle kandırmak sweet-talk f.
tatlı dil ile birini bir şey yapmaya ikna etmek sweet-talk somebody into doing something f.
tatlı dil dökerek birisini ikna etmeye çalışmak lay some sweet lines on someone f.
tatlı dil dökerek birisini ikna etmeye çalışmak put some sweet lines on someone f.
tatlı dilli olmak have a silver tongue f.
çok tatlı olmak be as cute as a button f.
tatlı mı tatlı/şeker mi şeker olmak be as cute as a button f.
tatlı dil dökerek ikna etmeye çalışmak lay some sweet lines on f.
tatlı sözler söylemek lay some sweet lines on f.
tatlı dil dökerek (birini) ikna etmeye çalışmak lay some sweet lines on (one) f.
(birine) tatlı sözler söylemek lay some sweet lines on (one) f.
tatlı dille (birini bir şey yapmaya) ikna etmek sweet-talk (one) into (doing something) f.
(kulağına) tatlı şeyler/sözler fısıldamak whisper sweet nothings f.
(kulağına) tatlı şeyler/sözler fısıldamak whisper sweet nothings in (one's) ear f.
çok/pek tatlı/hoş (as) sweet as pie s.
çok/pek tatlı/hoş sweet as pie s.
çok tatlı cuter than a june bug s.
tatlı dilli honey-tongued s.
tatlı dilli silver-tongued s.
tatlı dilli honey-mouthed s.
tatlı sözlü honey-mouthed s.
inanılmaz tatlı/sevimli nice as pie s.
tatlı dilli silky smooth s.
bal gibi tatlı sweet as honey s.
çok tatlı/şirin/çekici sweet as honey s.
bal gibi tatlı sweet as sugar s.
bal gibi tatlı sweeter than honey s.
baldan tatlı sweeter than honey expr.
bal gibi tatlı as sweet as honey expr.
çok tatlı/şirin/çekici as sweet as honey expr.
çok tatlı/şirin/çekici sweeter than honey expr.
çok tatlı/şirin/çekici as sweet as sugar expr.
tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır good words are worth much, and cost little expr.
çok tatlı cuter than a june bug expr.
herkese güler yüz ve tatlı dille yaklaşan a good word for everybody expr.
herkese güler yüz ve tatlı dille yaklaşan a kind word for everybody expr.
Speaking
ilk başta tatlı birine benziyordu he seemed sweet at first expr.
ne tatlı şey what a sweety expr.
ne tatlı şey what a sweet thing expr.
ne tatlı şey such a sweet thing expr.
sıkma tatlı canını don't bother your pretty little head expr.
tatlı rüyalar sleep tight expr.
tatlı rüyalar sweet dreams expr.
bugün sizlerle tatlı yapacağız we will make dessert with you expr.
bugün sizinle tatlı yapacağız we will make dessert with you expr.
Chat Usage
çok tatlı görünüyorsun you look so nice i.
çok tatlı görünüyorsunuz you look so nice expr.
Politics
tatlı su hasarı freshwater damage i.
Industry
ekşi portakal kabuğundan elde edilen acı tatlı açık sarı veya sarımsı kahverengi renkli bir yağ bitter orange oil i.
Insurance
tatlı su hasarı freshwater damage i.
tatlı su hasarı fresh water damage i.
Tourism
tatlı büfesi dessert buffet i.
Technical
tatlı mısır sugar corn i.
tatlı şev slight slope i.
tatlı su pompası fresh water pump i.
tatlı su devresi fresh water system i.
tatlı su soğutması freshwater cooling i.
tatlı su havzası fresh-water basin i.
tatlı su soğutma kiti freshwater cool kit i.
tatlı su ile soğutma fresh water cooling i.
tatlı su soğutması fresh water cooling i.
tatlı su teknesi fresh-water basin i.
tatlı su bölgesi fresh-water basin i.
tatlı su soğutması kiti fresh water cooling kit i.
tatlı mısır sweet corn i.
bir tatlı kaşığına eşdeğer bir ölçü birimi dessertspoon i.
bir tatlı kaşığı miktarı dessert-spoonful i.
pek tatlı sugary s.
tatlı suda yaşayan fresh-water s.
tatlı sıkı snug-tight s.
Mechanic
tatlı geçme medium fit i.
tatlı alıştırma medium fit i.
Textile
tatlı su levreği perch i.
Automotive
tatlı geçme medium fit i.
Marine
tatlı eğimli tipte deniz duvarı gentle slope-type seawall i.
tatlı eğimli tipte kıyı hendeği gentle slope-type coastal dike i.
tatlı su jeneratoru sertifikası certificate for the fresh water generator i.
tatlı eğimli dış duvar gentle slope revetment i.
tatlı eğimli dış duvar işleri gentle slope revetment works i.
tatlı eğimli tipte hendek gentle slope-type dike i.
esasen tatlı suda yaşayan bir ilkel kabuklu takımı arthropomata i.
henüz tatlı sudan denize göç etmiş olan genç salmon balığı smolt i.
yalnızca tatlı suda seyretmeye alışkın freshwater s.
Psychology
tatlı limon mekanizması sweet-lemon mechanism i.
Pharmaceutics
tatlı yağ ve amonyaktan oluşan bir merhem volatile liniment i.
baldıran bitkisinde bulunan yanık tatlı, güçlü kokulu sıvı bir alkoloid conine i.
Parasitology
kara ve tatlı su solucangillerinden herhangi bir tür chaetopod i.
yeni dünya'ya özgü, tıbben önemi olan ve kan parazitine ev sahipliği yapan bir tatlı su salyangozu cinsi tropicorbis i.
tatlı su balıklarına yapışarak siyahımsı bir kütle oluşturan bir midye larvası blackhead i.
Food Engineering
kabuklu tatlı badem unshelled sweet almond i.
tatlı veya tuzlu sulara maruz kalan pirinç brass exposed to fresh or saline waters i.
tatlı pıhtı oluşumu sweet curdling i.
sert ve altın renkli tatlı bir şeri oloroso i.
tatlı olmayan unsweet s.
hafif tatlı (mayalı içki) medium-dry s.
Gastronomy
mayalanmış tatlı çörek raised doughnut i.
bir tür italyan tatlı ekşi sos agrodolce i.
tatlı portekiz şarabı carcavelhos i.