|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
(ağırlık) taşımak |
hold f.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
(uçak/kap) (yolcu/su vb) taşımak |
hold f.
|
|
3 |
Yaygın Kullanım |
taşımak (hava/su) |
waft f.
|
|
4 |
Yaygın Kullanım |
demiryolu ile taşımak |
railroad f.
|
|
General |
|
5 |
Genel |
su taşımak üzere tasarlanmış köprü |
aqueduct i.
|
|
6 |
Genel |
yük taşımak için kullanılan motorlu kamyon |
motortruck i.
|
|
7 |
Genel |
odun taşımak için kullanılan araç |
jinker i.
|
|
8 |
Genel |
tabut taşımak için kullanılan tekerlekli sedye |
bier i.
|
|
9 |
Genel |
yük taşımak üzere tasarlanmış taşıt |
van i.
|
|
10 |
Genel |
tahta taşımak için kullanılan kutu |
woodbox i.
|
|
11 |
Genel |
elden ele kovayla su veya toprak taşımak için oluşturulan insan zinciri |
bucket brigade i.
|
|
12 |
Genel |
omuza takılan bant şeklinde askı (davul vb taşımak için) |
baldric i.
|
|
13 |
Genel |
havalanlarında, tren istasyonlarında, bavulları taşımak için kullanılan, birbirlerine bağlı açık treyler/palet dizisi |
baggage train i.
|
|
|
14 |
Genel |
plastik kasa (sebze vb taşımak için) |
plastic crate i.
|
|
15 |
Genel |
(genelde tablet/cep telefonu vs taşımak için kullanılan) çok gözlü orta boy çanta |
pocket pouch i.
|
|
16 |
Genel |
bir eşyayı hareket ettirmek ya da taşımak için kullanılan araç |
caddie i.
|
|
17 |
Genel |
hasta ya da yaralı taşımak için katıra yerleştirilmiş oturma alanı ya da yatak |
cacolet [french dialect] i.
|
|
18 |
Genel |
özellikle cornwall'da balık taşımak için kullanılan kulplu tahta sepet |
caul [dialect] i.
|
|
19 |
Genel |
kül, kömür veya tuz gibi maddeleri taşımak için kullanılan, fazla derin olmayan kutu |
backet [scottish] i.
|
|
20 |
Genel |
(iran'da) yük hayvanı üzerinde buz taşımak için kullanılan kutu |
yakhdan i.
|
|
21 |
Genel |
(iran'da) yük hayvanı üzerinde buz taşımak için kullanılan kutu |
yakhdan i.
|
|
22 |
Genel |
bıçak ve düdük gibi nesneleri taşımak için saplarına geçirilen ip |
lanyard i.
|
|
23 |
Genel |
etek ucunda bir şeyler taşımak için katlanabilen ön kısım |
lap i.
|
|
24 |
Genel |
postaları taşımak için kullanılan taşıt |
mailvan i.
|
|
25 |
Genel |
at sırtında ringa balığı taşımak için kullanılan hasır sepet ölçüsü |
maise i.
|
|
26 |
Genel |
genellikle omuz askılı, kişisel eşyaları taşımak için tasarlanmış küçük erkek çantası |
man-bag i.
|
|
27 |
Genel |
şarap taşımak için kullanılan deriden yapılma bir şişe |
wine skin i.
|
|
28 |
Genel |
şarap taşımak için kullanılan deriden yapılma bir çanta |
wine skin i.
|
|
29 |
Genel |
başka bir araziye toprak taşımak için kazılmış yeşil bir tarla sınırı |
windrow [uk] i.
|
|
30 |
Genel |
süt taşımak için kullanılan vagon |
milk wagon i.
|
|
31 |
Genel |
süt taşımak için kullanılan araba |
milk wagon i.
|
|
32 |
Genel |
süt taşımak için kullanılan vagon |
milkwagon i.
|
|
33 |
Genel |
süt taşımak için kullanılan araba |
milkwagon i.
|
|
34 |
Genel |
saman taşımak için arabaya eklenen çerçeve |
hayrig i.
|
|
35 |
Genel |
yük taşımak için başa takılan küçük yastık |
headring i.
|
|
36 |
Genel |
araç gereçleri taşımak için halkaları veya yuvaları olan kemer |
holster i.
|
|
37 |
Genel |
yük taşımak için kullanılan omuz boyunduruğu |
hoop i.
|
|
38 |
Genel |
işçi ve malzeme taşımak için kullanılan küçük araba |
go-devil i.
|
|
39 |
Genel |
kargo taşımak veya et asmak için kullanılan güçlü kanca |
hock [uk] i.
|
|
40 |
Genel |
yol eşyası taşımak için kullanılan |
bat i.
|
|
41 |
Genel |
iki kişinin omuzlarında yük taşımak için kullandığı sopa |
colstaff i.
|
|
42 |
Genel |
tütün taşımak veya geçici olarak saklamak için kullanılan kutu |
saratoga i.
|
|
43 |
Genel |
(çubuk veya levhaları taşımak için) demirci maşası kullanan çelik işçisi |
stickman i.
|
|
44 |
Genel |
özellik taşımak |
feature f.
|
|
45 |
Genel |
feribotla taşımak |
ferry f.
|
|
46 |
Genel |
hava yoluyla taşımak |
airlift f.
|
|
47 |
Genel |
güçlükle taşımak |
lug f.
|
|
48 |
Genel |
yük treni ile taşımak |
freight f.
|
|
49 |
Genel |
ayrıca bir anlam taşımak |
connote f.
|
|
50 |
Genel |
evini sırtında taşımak |
live out of suitcases f.
|
|
51 |
Genel |
izleri taşımak |
have overtones f.
|
|
52 |
Genel |
borularla taşımak |
bring in through pipes f.
|
|
53 |
Genel |
helikopter ile uçmak/taşımak |
helicopter f.
|
|
54 |
Genel |
özellik taşımak |
have the characteristics of f.
|
|
55 |
Genel |
kızakla taşımak |
sledge f.
|
|
56 |
Genel |
ayağıyla içeri taşımak (çamur) |
track f.
|
|
57 |
Genel |
kızakla taşımak |
sled f.
|
|
58 |
Genel |
taşımak (omuzunda vb) |
ride f.
|
|
59 |
Genel |
pankart taşımak |
hold a banner f.
|
|
60 |
Genel |
kızakla taşımak |
sleigh f.
|
|
61 |
Genel |
karşı sahile taşımak |
ferry f.
|
|
62 |
Genel |
taşımak (silah) |
wear f.
|
|
63 |
Genel |
taşımak (sular) |
wash f.
|
|
64 |
Genel |
uçakla taşımak |
airlift f.
|
|
65 |
Genel |
yuvarlayarak taşımak |
trundle f.
|
|
66 |
Genel |
sırtında taşımak |
hump f.
|
|
67 |
Genel |
haber değeri taşımak |
be newsworthy f.
|
|
68 |
Genel |
anlam taşımak |
make sense f.
|
|
69 |
Genel |
payanda ile taşımak |
prop f.
|
|
70 |
Genel |
kol kuvvetiyle taşımak |
manhandle f.
|
|
71 |
Genel |
haber değeri taşımak |
qualify as news f.
|
|
72 |
Genel |
otobüsle taşımak |
bus f.
|
|
73 |
Genel |
el arabası ile yük taşımak |
truck f.
|
|
74 |
Genel |
izleri taşımak |
contain overtones f.
|
|
75 |
Genel |
var gücüyle taşımak |
manhandle f.
|
|
76 |
Genel |
omuzlarda taşımak |
chair f.
|
|
77 |
Genel |
boru ile taşımak |
pipe f.
|
|
78 |
Genel |
çok önem taşımak |
be of capital importance f.
|
|
79 |
Genel |
havayoluyla taşımak |
transport by airmail f.
|
|
80 |
Genel |
biriyle ortak bir özellik taşımak |
have something in common with someone f.
|
|
81 |
Genel |
at arabası ile taşımak |
cart f.
|
|
82 |
Genel |
üzerinde taşımak |
carry f.
|
|
83 |
Genel |
yük kızağıyla taşımak |
sledge f.
|
|
84 |
Genel |
kamyon ile yük taşımak |
truck f.
|
|
85 |
Genel |
kovayla taşımak |
bucket f.
|
|
86 |
Genel |
kanalla su taşımak |
flume f.
|
|
87 |
Genel |
önem taşımak |
matter f.
|
|
88 |
Genel |
laf taşımak |
be a talebearer f.
|
|
89 |
Genel |
taşımak (silah) |
pack f.
|
|
90 |
Genel |
feribotla taşımak |
transport by ferry f.
|
|
91 |
Genel |
golf oyuncunun sopalarını taşımak |
caddie f.
|
|
92 |
Genel |
araba ile taşımak |
cart off f.
|
|
93 |
Genel |
mavna ile taşımak |
barge f.
|
|
94 |
Genel |
araba ile taşımak |
cart f.
|
|
95 |
Genel |
pankart taşımak |
hold a placard f.
|
|
96 |
Genel |
tramvayla taşımak |
tram f.
|
|
97 |
Genel |
salla taşımak |
raft f.
|
|
98 |
Genel |
dışarıya taşımak |
carry out f.
|
|
99 |
Genel |
paralellik taşımak |
show parallelism with f.
|
|
100 |
Genel |
haber taşımak |
carry a message f.
|
|
101 |
Genel |
listede bir numaraya taşımak |
(a single) get (someone) to number one in the chart f.
|
|
102 |
Genel |
değer taşımak |
carry value f.
|
|
103 |
Genel |
muska taşımak |
wear an amulet f.
|
|
104 |
Genel |
anlam taşımak |
carry meaning f.
|
|
105 |
Genel |
anlam taşımak |
bear meaning f.
|
|
106 |
Genel |
anlamı taşımak |
have the meaning for f.
|
|
107 |
Genel |
anlam taşımak |
have a meaning f.
|
|
108 |
Genel |
anlam taşımak |
carry a meaning f.
|
|
109 |
Genel |
konteynır ile taşımak |
containerise f.
|
|
110 |
Genel |
yük taşımak |
carry cargo f.
|
|
111 |
Genel |
konteynır ile taşımak |
containerize f.
|
|
112 |
Genel |
çuvallarda taşımak |
carry something in sack f.
|
|
113 |
Genel |
kargo taşımak |
carry cargo f.
|
|
114 |
Genel |
hastalık taşımak |
carry the disease f.
|
|
115 |
Genel |
imzasını taşımak |
bear one's signature f.
|
|
116 |
Genel |
yük taşımak |
carry load f.
|
|
117 |
Genel |
bir bitkiyi bir saksıdan diğerine taşımak |
repot f.
|
|
118 |
Genel |
aynı anlamı taşımak |
carry the same meaning f.
|
|
119 |
Genel |
aynı anlamı taşımak |
bear the same meaning f.
|
|
120 |
Genel |
aynı anlamı taşımak |
have the same meaning f.
|
|
121 |
Genel |
sorumluluk taşımak |
bear responsibility f.
|
|
122 |
Genel |
sorumluluk taşımak |
shoulder responsibility f.
|
|
123 |
Genel |
ölüm riski taşımak |
have a risk of death f.
|
|
124 |
Genel |
silah taşımak |
carry gun f.
|
|
125 |
Genel |
tehlike taşımak |
be dangerous f.
|
|
126 |
Genel |
tehlike taşımak |
be hazardous f.
|
|
127 |
Genel |
amaç taşımak |
have aim f.
|
|
128 |
Genel |
öncelik taşımak |
have priority f.
|
|
129 |
Genel |
fikir taşımak |
have an idea f.
|
|
130 |
Genel |
fikir taşımak |
have an opinion f.
|
|
131 |
Genel |
özelliği taşımak |
have the feature of f.
|
|
132 |
Genel |
niteliği taşımak |
have the characteristics of f.
|
|
133 |
Genel |
paletlerde taşımak |
palletise f.
|
|
134 |
Genel |
ağrılığını taşımak |
take one’s weight f.
|
|
135 |
Genel |
karnında çocuk taşımak |
bear a child f.
|
|
136 |
Genel |
silah taşımak |
carry a gun f.
|
|
137 |
Genel |
imza taşımak |
bear signature f.
|
|
138 |
Genel |
potansiyel taşımak |
have a potential f.
|
|
139 |
Genel |
bir adım ileriye taşımak |
carry a step forward f.
|
|
140 |
Genel |
bir adım ileriye taşımak |
carry a step further f.
|
|
141 |
Genel |
bir adım ileriye taşımak |
take a step forward f.
|
|
142 |
Genel |
bir adım ileriye taşımak |
take a step further f.
|
|
143 |
Genel |
izlerini taşımak |
carry the traces of f.
|
|
144 |
Genel |
başarıya taşımak |
move to success f.
|
|
145 |
Genel |
başarıya taşımak |
carry to success f.
|
|
146 |
Genel |
başarıya taşımak |
lead to success f.
|
|
147 |
Genel |
hayati önem taşımak |
be essential f.
|
|
148 |
Genel |
hayati önem taşımak |
be of the essence f.
|
|
149 |
Genel |
hayati önem taşımak |
be crucial f.
|
|
150 |
Genel |
hayati önem taşımak |
be of vital importance f.
|
|
151 |
Genel |
hayati önem taşımak |
be all important f.
|
|
152 |
Genel |
iz taşımak |
bear the stamp of f.
|
|
153 |
Genel |
zirveye taşımak |
crown f.
|
|
154 |
Genel |
risk taşımak |
have risk f.
|
|
155 |
Genel |
risk taşımak |
be risky f.
|
|
156 |
Genel |
bir koltukta iki karpuz taşımak |
wear more than one hat f.
|
|
157 |
Genel |
hayati önem taşımak |
be all-important f.
|
|
158 |
Genel |
bisiklet veya motosiklette ikinci bir kişiyi taşımak |
double-bank f.
|
|
159 |
Genel |
sırtta taşımak |
hump f.
|
|
160 |
Genel |
kayıkla taşımak |
boat f.
|
|
161 |
Genel |
borularla taşımak |
pipe f.
|
|
162 |
Genel |
yanında taşımak |
carry f.
|
|
163 |
Genel |
ağırlığını taşımak |
sustain f.
|
|
164 |
Genel |
kamyonla taşımak |
truck haul f.
|
|
165 |
Genel |
birçok ortak özellik taşımak |
have several characteristics in common f.
|
|
166 |
Genel |
benzer özellikler taşımak |
have several characteristics in common f.
|
|
167 |
Genel |
özelliğini taşımak |
have the characteristic of f.
|
|
168 |
Genel |
birçok benzer özellik taşımak |
have several characteristics in common f.
|
|
169 |
Genel |
benzer özellikleri taşımak |
have several characteristics in common f.
|
|
170 |
Genel |
nitelik taşımak |
have qualification f.
|
|
171 |
Genel |
nitelik taşımak |
hold qualification f.
|
|
172 |
Genel |
ismini taşımak |
bear the name f.
|
|
173 |
Genel |
adını taşımak |
bear the name f.
|
|
174 |
Genel |
sırtta taşımak |
back carry f.
|
|
175 |
Genel |
nitelik taşımak |
bear qualification f.
|
|
176 |
Genel |
gerekli nitelikleri taşımak |
have the necessary qualifications f.
|
|
177 |
Genel |
esintiler taşımak |
have a feel f.
|
|
178 |
Genel |
çocuğunu taşımak |
bear one's baby f.
|
|
179 |
Genel |
çocuğunu taşımak |
be pregnant with someone's baby f.
|
|
180 |
Genel |
bebeğini taşımak |
bear one's baby f.
|
|
181 |
Genel |
bebeğini taşımak |
be pregnant with someone's baby f.
|
|
182 |
Genel |
büyük sorumluluk taşımak |
bear tremendous responsibility f.
|
|
183 |
Genel |
esas olarak yük taşımak için tasarlanmak |
be designed mainly for the transport of goods f.
|
|
184 |
Genel |
izlerini taşımak |
bear the traces of f.
|
|
185 |
Genel |
izi taşımak |
bear the trace f.
|
|
186 |
Genel |
geleceğe taşımak |
carry into future f.
|
|
187 |
Genel |
izi taşımak |
bear trace f.
|
|
188 |
Genel |
izini taşımak |
bear the trace f.
|
|
189 |
Genel |
iz taşımak |
bear trace f.
|
|
190 |
Genel |
mikrop taşımak |
carry germ f.
|
|
191 |
Genel |
geleceğe taşımak |
bring to future f.
|
|
192 |
Genel |
her türlü mikrobu taşımak |
carry all kinds of germs f.
|
|
193 |
Genel |
izini taşımak |
bear trace f.
|
|
194 |
Genel |
daha öte anlam taşımak |
have a further meaning f.
|
|
195 |
Genel |
daha öte bir anlam taşımak |
have a further meaning f.
|
|
196 |
Genel |
daha öte bir anlam taşımak |
have meaning beyond f.
|
|
197 |
Genel |
daha öte bir anlam taşımak |
mean more than (that) f.
|
|
198 |
Genel |
daha öte anlam taşımak |
have meaning beyond f.
|
|
199 |
Genel |
daha öte anlam taşımak |
mean more than (that) f.
|
|
200 |
Genel |
bütünlük taşımak |
have integrity f.
|
|
201 |
Genel |
telekinezi yoluyla birini veya bir şeyi bir yerden başka bir yere taşımak |
teleport f.
|
|
202 |
Genel |
virüs taşımak |
carry virus f.
|
|
203 |
Genel |
ağır yükler taşımak |
carry heavy loads f.
|
|
204 |
Genel |
uçakta silah taşımak |
carry gun on plane f.
|
|
205 |
Genel |
cep saati taşımak |
carry a pocket watch f.
|
|
206 |
Genel |
aşağıya doğru çekmek/taşımak |
haul something down f.
|
|
207 |
Genel |
el ve ayaklarından tutarak yüzükoyun taşımak |
frogmarch f.
|
|
208 |
Genel |
dünü bugüne taşımak |
bring the past into the present f.
|
|
209 |
Genel |
geçmişi bugüne taşımak |
bring the past to the present f.
|
|
210 |
Genel |
geçmişi günümüze taşımak |
bring the past to the present f.
|
|
211 |
Genel |
geçmişi günümüze taşımak |
bring the past into the present f.
|
|
212 |
Genel |
dünü bugüne taşımak |
bring the past to the present f.
|
|
213 |
Genel |
geçmişi bugüne taşımak |
bring the past into the present f.
|
|
214 |
Genel |
cenazesinde tabutunu taşımak |
be a pallbearer at one's funeral f.
|
|
215 |
Genel |
yüklü miktarda nakit para taşımak |
carry a lot of cash f.
|
|
216 |
Genel |
mesajı halka ulaştırmak/taşımak |
get the message to the public f.
|
|
217 |
Genel |
konteyner ile taşımak |
containerise f.
|
|
218 |
Genel |
konteynerlerle yük taşımak |
containerize f.
|
|
219 |
Genel |
malları taşımak için konteynerlere yüklemek |
containerize f.
|
|
220 |
Genel |
konteyner ile taşımak |
containerize f.
|
|
221 |
Genel |
malları taşımak için konteynerlere yüklemek |
containerise f.
|
|
222 |
Genel |
konteynerlerle yük taşımak |
containerise f.
|
|
223 |
Genel |
laf taşımak |
bandy about f.
|
|
224 |
Genel |
paletlerde taşımak |
palletize f.
|
|
225 |
Genel |
ileri taşımak |
carry onward f.
|
|
226 |
Genel |
ileri taşımak |
move something forward f.
|
|
227 |
Genel |
ileri taşımak |
carry one step further f.
|
|
228 |
Genel |
gereken şartları taşımak |
have the required qualifications f.
|
|
229 |
Genel |
aranan şartları taşımak |
have the necessary qualifications f.
|
|
230 |
Genel |
aranan şartları taşımak |
have the requisite qualifications f.
|
|
231 |
Genel |
gereken şartları taşımak |
have the requisite qualifications f.
|
|
232 |
Genel |
gereken şartları taşımak |
have the necessary qualifications f.
|
|
233 |
Genel |
aranan şartları taşımak |
have the required qualifications f.
|
|
234 |
Genel |
aranan şartları taşımak |
possess the requisite qualifications f.
|
|
235 |
Genel |
gereken şartları taşımak |
possess the requisite qualifications f.
|
|
236 |
Genel |
eşya taşımak |
carry/move furniture f.
|
|
237 |
Genel |
kaygı taşımak |
have anxiety for f.
|
|
238 |
Genel |
endişe taşımak |
have worry for f.
|
|
239 |
Genel |
kaygı taşımak |
have worry for f.
|
|
240 |
Genel |
estetik kaygı taşımak |
have aesthetic concerns f.
|
|
241 |
Genel |
ağır şeyler taşımak |
carry heavy things f.
|
|
242 |
Genel |
hafif bir benzerlik taşımak |
bear a slight resemblance f.
|
|
243 |
Genel |
ev taşımak |
move f.
|
|
244 |
Genel |
ev taşımak |
move a house f.
|
|
245 |
Genel |
uçak veya helikopter ile hastaneye taşımak |
medevac f.
|
|
246 |
Genel |
hastalık taşımak |
carry a disease f.
|
|
247 |
Genel |
bıçak taşımak |
be armed with a knife f.
|
|
248 |
Genel |
(mahkemeye) taşımak |
call f.
|
|
249 |
Genel |
kargoyu/yükü geri taşımak |
backhaul f.
|
|
250 |
Genel |
kano ile taşımak |
canoe f.
|
|
251 |
Genel |
(sorumluluk) taşımak |
carry f.
|
|
252 |
Genel |
çapraz olarak taşımak |
cater [dialect] f.
|
|
253 |
Genel |
(bir özelliği) baskın olarak üzerinde taşımak |
reek f.
|
|
254 |
Genel |
iki tekerlekli at arabasında taşımak |
chariot f.
|
|
255 |
Genel |
araba ile taşımak |
chauffeur f.
|
|
256 |
Genel |
motorlu bir taşıt ile taşımak |
chauffeur f.
|
|
257 |
Genel |
evini ve işini başka yere taşımak |
relocate [usa] f.
|
|
258 |
Genel |
kasaba, şehir veya kent yaşamının özelliklerini taşımak |
townify f.
|
|
259 |
Genel |
(bir insan veya nesneyi) araba ile taşımak |
trolley f.
|
|
260 |
Genel |
(bir insan veya nesneyi) araba ile taşımak |
trolly f.
|
|
261 |
Genel |
yürürken taşımak |
walk f.
|
|
262 |
Genel |
(bir şeyin) yükünü zor taşımak |
undergroan [obsolete] f.
|
|
263 |
Genel |
havayolu ile taşımak |
lift f.
|
|
264 |
Genel |
kamyonetle taşımak |
van f.
|
|
265 |
Genel |
önem taşımak |
mean f.
|
|
266 |
Genel |
güçlükle taşımak |
wag [dialect] f.
|
|
267 |
Genel |
hafif bir esintiyle taşımak |
whiff f.
|
|
268 |
Genel |
(bir şey) boyunca hızla taşımak |
whirry f.
|
|
269 |
Genel |
hava yoluyla taşımak |
wing f.
|
|
270 |
Genel |
ağır bir şeyi taşımak veya çekmek |
lug f.
|
|
271 |
Genel |
büyü ile taşımak |
wizard f.
|
|
272 |
Genel |
tekneyle taşımak |
boatlift f.
|
|
273 |
Genel |
kızakla kütük taşımak |
bob f.
|
|
274 |
Genel |
(kolay taşımak için ölü tavşanın) bir ayağını diğerine bağlamak |
harl f.
|
|
275 |
Genel |
(kolay taşımak için ölü tavşanın) bir ayağını diğerine bağlamak |
harle f.
|
|
276 |
Genel |
(yağmacı) çekerek taşımak |
harry [dialect] [uk] f.
|
|
277 |
Genel |
özelliğini taşımak |
have f.
|
|
278 |
Genel |
(eşyaları) başın üstünde taşımak |
head-load f.
|
|
279 |
Genel |
sarsıntısız bir şekilde taşımak |
bowl f.
|
|
280 |
Genel |
altında tekerlek varmış gibi taşımak |
bowl f.
|
|
281 |
Genel |
laf taşımak |
bring [obsolete] f.
|
|
282 |
Genel |
haber taşımak |
bring [obsolete] f.
|
|
283 |
Genel |
(isim) şerefle taşımak |
brook [obsolete] f.
|
|
284 |
Genel |
kağıt çantada içki taşımak |
brown bag f.
|
|
285 |
Genel |
(ağır nesneleri) mekanik aletle taşımak |
buck f.
|
|
286 |
Genel |
kalçayla taşımak |
hip f.
|
|
287 |
Genel |
(vücudu veya vücut parçasını) belirli pozisyonda taşımak |
hold f.
|
|
288 |
Genel |
çaba harcayarak taşımak |
horse f.
|
|
289 |
Genel |
(ağır bir şeyi) büyük güç harcayarak taşımak |
horse f.
|
|
290 |
Genel |
güçlükle taşımak |
hug [dialect] [uk] f.
|
|
291 |
Genel |
uygunsuz şekilde taşımak |
misbear [obsolete] f.
|
|
292 |
Genel |
güçlükle taşımak |
lug f.
|
|
293 |
Genel |
zorla taşımak |
lug f.
|
|
294 |
Genel |
doğuma kadar karnında taşımak |
gestate f.
|
|
295 |
Genel |
kaldırarak başka yere taşımak |
hist [dialect] f.
|
|
296 |
Genel |
yolda taşımak |
road f.
|
|
297 |
Genel |
tekerlekli araçta taşımak |
roll f.
|
|
298 |
Genel |
önem taşımak |
import f.
|
|
299 |
Genel |
kol altında taşımak |
oxter [scotland] f.
|
|
300 |
Genel |
(çocuk) taşımak |
infant [obsolete] f.
|
|
301 |
Genel |
(birlikte) taşımak |
comport f.
|
|
302 |
Genel |
önem taşımak |
concern [obsolete] f.
|
|
303 |
Genel |
fazladan yelken taşımak |
drive f.
|
|
304 |
Genel |
yük arabasıyla taşımak |
dray f.
|
|
305 |
Genel |
el arabasıyla taşımak |
dray f.
|
|
306 |
Genel |
yerel ölçekte mal taşımak |
dray f.
|
|
307 |
Genel |
yürüyerek taşımak |
pack f.
|
|
308 |
Genel |
hayvan sırtında taşımak |
pack f.
|
|
309 |
Genel |
omzunda ve sırtında taşımak |
piggyback f.
|
|
310 |
Genel |
araçla taşımak |
ferry f.
|
|
311 |
Genel |
çok sayıda yelken taşımak |
spread a large clew f.
|
|
312 |
Genel |
inanışını taşımak |
feel f.
|
|
313 |
Genel |
tekneyle karşıdan karşıya taşımak |
ferry f.
|
|
314 |
Genel |
envanterde önem taşımak |
invoice f.
|
|
315 |
Genel |
hammal ile taşımak |
porter f.
|
|
316 |
Genel |
(ulusal bayrağı) resmi bir şekilde taşımak |
post f.
|
|
317 |
Genel |
kesede taşımak |
pouch f.
|
|
318 |
Genel |
ortak özellik taşımak |
cofeature f.
|
|
319 |
Genel |
gizlice taşımak |
convey [obsolete] f.
|
|
320 |
Genel |
giriş niteliği taşımak |
prelude f.
|
|
321 |
Genel |
ensesinden tutup taşımak |
scruff f.
|
|
322 |
Genel |
kürek çekerek taşımak |
scull f.
|
|
323 |
Genel |
kürek çekerek taşımak |
skull f.
|
|
324 |
Genel |
(bayrak) taşımak |
show f.
|
|
325 |
Genel |
iz taşımak |
smack f.
|
|
326 |
Genel |
(valizi) tangır tungur taşımak |
smash f.
|
|
327 |
Genel |
(kütükleri) çeke çeke taşımak |
snake f.
|
|
328 |
Genel |
(kendini) taşımak |
bear f.
|
|
329 |
Genel |
görünür bir özellik olarak taşımak |
bear f.
|
|
330 |
Genel |
rolü taşımak |
bear f.
|
|
331 |
Genel |
geçerlilik taşımak |
bear f.
|
|
332 |
Genel |
kutuda taşımak |
pix f.
|
|
333 |
Genel |
posta arabası ile taşımak |
pochay f.
|
|
334 |
Genel |
kutuda taşımak |
pyx f.
|
|
335 |
Genel |
(iz vb.) taşımak |
bear f.
|
|
336 |
Genel |
(isim, ad) taşımak |
bear f.
|
|
337 |
Genel |
başlığını taşımak |
head f.
|
|
338 |
Genel |
(yukarı) taşımak |
lift f.
|
|
339 |
Genel |
nitelik taşımak |
serve f.
|
|
340 |
Genel |
(üst seviyeye) taşımak |
take f.
|
|
341 |
Genel |
semer taşımak için kullanılan |
bat s.
|
|
342 |
Genel |
(saklamak, taşımak için) katlanabilen |
foldup s.
|
|
343 |
Genel |
gururla (bir şeyi taşımak vb) |
with pride zf.
|
|
Phrasals |
|
344 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) özelliklerini taşımak |
smack of f.
|
|
345 |
Öbek Fiiller |
ileriye taşımak |
act on f.
|
|
346 |
Öbek Fiiller |
ileriye taşımak |
act upon f.
|
|
347 |
Öbek Fiiller |
güvenli bölgeye taşımak |
carry through f.
|
|
348 |
Öbek Fiiller |
yukarı doğru taşımak |
carry up f.
|
|
349 |
Öbek Fiiller |
beraberinde taşımak |
carry (someone or something) about f.
|
|
350 |
Öbek Fiiller |
beraberinde taşımak |
carry someone or something about f.
|
|
351 |
Öbek Fiiller |
beraberinde taşımak |
carry around f.
|
|
352 |
Öbek Fiiller |
hatırasını taşımak |
carry around f.
|
|
353 |
Öbek Fiiller |
kucağında/sırtında taşımak |
carry someone around (with oneself) f.
|
|
354 |
Öbek Fiiller |
hatırasını taşımak |
carry someone around (with oneself) f.
|
|
355 |
Öbek Fiiller |
beraberinde taşımak |
carry something around (with one) f.
|
|
356 |
Öbek Fiiller |
yanında taşımak |
carry (someone or something) about f.
|
|
357 |
Öbek Fiiller |
yanında taşımak |
carry someone or something about f.
|
|
358 |
Öbek Fiiller |
yanında taşımak |
carry around f.
|
|
359 |
Öbek Fiiller |
beraberinde taşımak |
carry someone around (with oneself) f.
|
|
360 |
Öbek Fiiller |
yanında taşımak |
carry something around (with one) f.
|
|
361 |
Öbek Fiiller |
arabayla oradan oraya götürmek/taşımak |
ferry (someone) around f.
|
|
362 |
Öbek Fiiller |
arabayla oradan oraya götürmek/taşımak |
ferry someone around f.
|
|
363 |
Öbek Fiiller |
kucağında taşımak |
carry (someone or something) about f.
|
|
364 |
Öbek Fiiller |
kucağında taşımak |
carry someone or something about f.
|
|
365 |
Öbek Fiiller |
kucağında taşımak |
carry around f.
|
|
366 |
Öbek Fiiller |
oraya buraya taşımak |
carry around f.
|
|
367 |
Öbek Fiiller |
her yere taşımak |
carry around f.
|
|
368 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi başka bir şeyden) uzağa taşımak |
bring away f.
|
|
369 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) taşımak |
convey (something) from (someone or something) f.
|
|
370 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) taşımak |
convey (something) from (someone or sth) to (someone or sth) f.
|
|
371 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) taşımak |
convey (something) to (someone or something) f.
|
|
372 |
Öbek Fiiller |
her yere yanında taşımak |
carry (someone or something) about f.
|
|
373 |
Öbek Fiiller |
her yere kucağında taşımak |
carry (someone or something) about f.
|
|
374 |
Öbek Fiiller |
her yere yanında taşımak |
carry someone or something about f.
|
|
375 |
Öbek Fiiller |
her yere kucağında taşımak |
carry someone or something about f.
|
|
376 |
Öbek Fiiller |
her yere yanında taşımak |
carry someone or something around f.
|
|
377 |
Öbek Fiiller |
her yere kucağında taşımak |
carry someone or something around f.
|
|
378 |
Öbek Fiiller |
her yere yanında taşımak |
carry (someone or something) along with (someone or something) f.
|
|
379 |
Öbek Fiiller |
her yere yanında taşımak |
carry around f.
|
|
380 |
Öbek Fiiller |
her yere kucağında taşımak |
carry around f.
|
|
381 |
Öbek Fiiller |
her yere yanında taşımak |
carry around f.
|
|
382 |
Öbek Fiiller |
her yere yanında taşımak |
carry someone around (with oneself) f.
|
|
383 |
Öbek Fiiller |
her yere kucağında taşımak |
carry someone around (with oneself) f.
|
|
384 |
Öbek Fiiller |
(bir yere) taşımak |
carry in (some place) f.
|
|
385 |
Öbek Fiiller |
(bir yere) taşımak |
carry into (some place) f.
|
|
386 |
Öbek Fiiller |
(bir yere) taşımak |
carry someone or something into some place f.
|
|
387 |
Öbek Fiiller |
(bir yere) taşımak |
carry someone or something in f.
|
|
388 |
Öbek Fiiller |
(bir yere kadar) taşımak |
carry (someone or something) over to (some place) f.
|
|
389 |
Öbek Fiiller |
manşete, ekranlara taşımak |
catapult someone or something into something f.
|
|
390 |
Öbek Fiiller |
oradan oraya taşımak |
carry (someone or something) about f.
|
|
391 |
Öbek Fiiller |
oradan oraya taşımak |
carry someone or something about f.
|
|
392 |
Öbek Fiiller |
oradan oraya taşımak |
carry someone or something around f.
|
|
393 |
Öbek Fiiller |
birini bir yere taşımak |
carry someone into some place f.
|
|
394 |
Öbek Fiiller |
benzerlik taşımak |
bear a resemblance to f.
|
|
395 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak |
drag something from one place to another f.
|
|
396 |
Öbek Fiiller |
birini bir yere taşımak |
carry someone in f.
|
|
397 |
Öbek Fiiller |
beraberinde taşımak |
carry something with one f.
|
|
398 |
Öbek Fiiller |
boru ile taşımak/iletmek |
pipe something into some place f.
|
|
399 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak |
haul something from some place (to some place) f.
|
|
400 |
Öbek Fiiller |
beraberinde taşımak |
carry something with f.
|
|
401 |
Öbek Fiiller |
boru ile taşımak/iletmek |
pipe something in f.
|
|
402 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak |
haul something (from some place) to some place f.
|
|
403 |
Öbek Fiiller |
çekerek taşımak |
drag off f.
|
|
404 |
Öbek Fiiller |
özelliği göze batar/belirgin olmak/taşımak |
ooze with something f.
|
|
405 |
Öbek Fiiller |
yanında taşımak |
carry something with one f.
|
|
406 |
Öbek Fiiller |
(dalgalar) (kazazedeleri/gemiyi vb) karaya taşımak |
cast someone or something up f.
|
|
407 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) beraberinde/yanında taşımak |
carry something around with one f.
|
|
408 |
Öbek Fiiller |
(bir kimseyi/bebek vb) beraberinde taşımak |
carry someone around with oneself f.
|
|
409 |
Öbek Fiiller |
yukarı taşımak |
get up f.
|
|
410 |
Öbek Fiiller |
yanında taşımak |
carry something with f.
|
|
411 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi başka bir boyuta getirmek/tırmandırmak/taşımak |
escalate something into something f.
|
|
412 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) taşımak |
dispose of (someone or something) f.
|
|
413 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi (birinden ya da bir yerden birine ya da bir yere) götürmek/taşımak |
convey something (from someone or something) (to someone or something) f.
|
|
414 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi başka bir şeyden uzağa taşımak |
bring something away from something f.
|
|
415 |
Öbek Fiiller |
birini veya bir şeyi tekerlekli bir araçla taşımak |
wheel someone or something away f.
|
|
416 |
Öbek Fiiller |
sınırların ötesine taşımak |
run away with f.
|
|
417 |
Öbek Fiiller |
işleri yeni bir yere taşımak |
haul off f.
|
|
418 |
Öbek Fiiller |
işleri yeni bir yere taşımak |
haul out f.
|
|
419 |
Öbek Fiiller |
dışarı taşımak |
haul out f.
|
|
420 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şeye/yere) taşımak |
relocate (someone or something) in (something or some place) f.
|
|
421 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir şeye taşımak |
relocate someone or something in something f.
|
|
422 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi başka bir yere taşımak |
relocate someone or something in something f.
|
|
423 |
Öbek Fiiller |
kayıkla (bir şeye/yere) taşımak |
row out to (something or some place) f.
|
|
424 |
Öbek Fiiller |
kaçak taşımak |
smuggle in f.
|
|
425 |
Öbek Fiiller |
kaçak mal/insan taşımak |
smuggle in f.
|
|
426 |
Öbek Fiiller |
sedyede taşımak |
stretch away f.
|
|
427 |
Öbek Fiiller |
sedyeyle taşımak |
stretch away f.
|
|
428 |
Öbek Fiiller |
sedyeyle (birinden/bir şeyden) uzağa taşımak |
stretch away from (someone or something) f.
|
|
429 |
Öbek Fiiller |
karşıya taşımak |
take over f.
|
|
430 |
Öbek Fiiller |
karşıdan karşıya taşımak/götürmek |
take over f.
|
|
431 |
Öbek Fiiller |
bir yere taşımak |
take over f.
|
|
432 |
Öbek Fiiller |
yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) taşımak |
take up to (someone, something, or some place) f.
|
|
433 |
Öbek Fiiller |
yanında taşımak |
take with (one or something) f.
|
|
434 |
Öbek Fiiller |
bir anda başarıya taşımak |
vault into (something or some place) f.
|
|
435 |
Öbek Fiiller |
birini tekerlekli bir araçla iterek taşımak/götürmek |
wheel around f.
|
|
436 |
Öbek Fiiller |
boruyla taşımak |
pipe in f.
|
|
437 |
Öbek Fiiller |
yağmur yağdığı için içeri taşımak |
rain in f.
|
|
438 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) içine çekmek/taşımak |
sweep into (something) f.
|
|
439 |
Öbek Fiiller |
tekerlekli bir araçla (bir şeye/yere) taşımak |
wheel into (something or some place) f.
|
|
440 |
Öbek Fiiller |
oradan oraya taşımak |
pull about f.
|
|
441 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) doğru nakletmek/taşımak |
stretch away to (someone or something) f.
|
|
442 |
Öbek Fiiller |
nehirde, denizde taşımak |
ferry across f.
|
|
443 |
Öbek Fiiller |
feribotla taşımak |
ferry across f.
|
|
444 |
Öbek Fiiller |
birini ya da bir şeyi nehir, denizde taşımak |
ferry someone or something across something f.
|
|
445 |
Öbek Fiiller |
feribotla taşımak |
ferry someone or something across something f.
|
|
446 |
Öbek Fiiller |
birini ya da bir şeyi nehir, denizde taşımak |
ferry someone or something across f.
|
|
447 |
Öbek Fiiller |
feribotla taşımak |
ferry someone or something across f.
|
|
448 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birine/bir şeye taşımak |
take something back to someone or something f.
|
|
449 |
Öbek Fiiller |
kıyıya taşımak |
wash up f.
|
|
450 |
Öbek Fiiller |
birini kaldırıp/kucağına alıp taşımak |
pick up f.
|
|
451 |
Öbek Fiiller |
birini kucaklayıp kaldırmak/taşımak |
pick up f.
|
|
452 |
Öbek Fiiller |
tekerlekli bir araçla taşımak |
wheel off f.
|
|
453 |
Öbek Fiiller |
(birini) çabucak (bir yere) taşımak |
whip (one) off to (some place) f.
|
|
454 |
Öbek Fiiller |
(birini) çabucak alıp (bir yere) taşımak |
whip (one) off to (some place) f.
|
|
455 |
Öbek Fiiller |
oradan oraya taşımak |
pull round f.
|
|
456 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi birine/bir şeye) tartışılması, değerlendirilmesi, karar verilmesi için taşımak |
put (something) up to (someone or something) f.
|
|
457 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi yanında taşımak |
carry (someone or something) along with (someone or something) f.
|
|
458 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi yanında taşımak |
carry something along (with someone) f.
|
|
459 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi sürekli üstünde taşımak |
carry (someone or something) along with (someone or something) f.
|
|
460 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi sürekli üstünde taşımak |
carry something along (with someone) f.
|
|
461 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) beraberinde taşımak |
carry someone along (with something) f.
|
|
462 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi yavaşça ve dikkatle taşımak |
ease (someone or something) along f.
|
|
463 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) bir yere götürmek/taşımak/nakletmek |
beam someone or something up (to some place) f.
|
|
464 |
Öbek Fiiller |
aşağı taşımak |
bear down f.
|
|
465 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi taşımak |
bear someone or something up f.
|
|
466 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin ağırlığını) taşımak |
bear up (under something) f.
|
|
467 |
Öbek Fiiller |
(rüzgar) içeri taşımak |
blow in f.
|
|
468 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına taşımak |
bring (someone or something) up against (someone or something) f.
|
|
469 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi aşağı indirmek/taşımak/getirmek |
bring something down f.
|
|
470 |
Öbek Fiiller |
içeri taşımak |
bring in f.
|
|
471 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi yukarı taşımak |
bring someone or something up f.
|
|
472 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi uzak bir yerden taşımak |
carry someone or something over from something f.
|
|
473 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) içinde/ruhunda taşımak |
carry (something) with (one) f.
|
|
474 |
Öbek Fiiller |
beraberinde taşımak |
carry about f.
|
|
475 |
Öbek Fiiller |
yanında taşımak |
carry about f.
|
|
476 |
Öbek Fiiller |
kucağında taşımak |
carry about f.
|
|
477 |
Öbek Fiiller |
aşağı taşımak |
carry down f.
|
|
478 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir sütundan/kategoriden diğerine taşımak |
carry something forward f.
|
|
479 |
Öbek Fiiller |
-e taşımak |
carry onto f.
|
|
480 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi dışarı taşımak |
carry someone or something out f.
|
|
481 |
Öbek Fiiller |
başka bir sayfaya/sütuna taşımak |
carry over f.
|
|
482 |
Öbek Fiiller |
-den taşımak |
carry over from f.
|
|
483 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir şeyin içinden/arasından taşımak |
carry someone or something through something f.
|
|
484 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi alıp bir şeyden taşımak |
carry someone or something through something f.
|
|
485 |
Öbek Fiiller |
araçla/arabayla taşımak |
cart someone or something off f.
|
|
486 |
Öbek Fiiller |
manşete, ekranlara taşımak |
catapult into f.
|
|
487 |
Öbek Fiiller |
kova ile taşımak |
bucket (up) f.
|
|
488 |
Öbek Fiiller |
kova ile taşımak |
bucket (out) f.
|
|
489 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) taşımak |
convey (something) f.
|
|
490 |
Öbek Fiiller |
sürükleyerek içeri getirmek/taşımak |
drag in f.
|
|
491 |
Öbek Fiiller |
çekerek içeri getirmek/taşımak |
drag in f.
|
|
492 |
Öbek Fiiller |
kalbinde taşımak |
enshrine in heart f.
|
|
493 |
Öbek Fiiller |
arabayla oradan oraya götürmek/taşımak |
ferry around f.
|
|
494 |
Öbek Fiiller |
içeri bir şey getirmek/taşımak |
fetch something in f.
|
|
495 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) taşımak |
fly someone or something (into some place) (from some place) f.
|
|
496 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) taşımak |
fly someone or something in f.
|
|
497 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir yerden) sürüklemek/taşımak |
haul (something) from (something or some place) f.
|
|
498 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir yere) sürüklemek/taşımak |
haul (something) to (some place) f.
|
|
499 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) sürüklemek/taşımak |
haul (something) to (some place) from (some place) f.
|
|
500 |
Öbek Fiiller |
bir yere sürüklemek/taşımak |
haul to some place f.
|
|