taşımak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

taşımak



"taşımak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 67 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
taşımak bear f.
taşımak transport f.
taşımak carry f.
taşımak haul f.
General
taşımak remove i.
taşımak mount f.
taşımak cart f.
taşımak tote f.
taşımak bear away f.
taşımak wear f.
taşımak stanchion f.
taşımak sustain f.
taşımak run f.
taşımak transport by f.
taşımak hump f.
taşımak convey f.
taşımak put across f.
taşımak pack f.
taşımak ferry f.
taşımak receive f.
taşımak support f.
taşımak bring in through f.
taşımak carry away f.
taşımak relocate f.
taşımak move f.
taşımak haul f.
taşımak carry f.
taşımak transfer f.
taşımak convey f.
taşımak carry over f.
taşımak coach f.
taşımak waft f.
taşımak be vested with f.
taşımak sport f.
taşımak get f.
taşımak admove f.
taşımak rap [obsolete] f.
taşımak relay f.
taşımak tew [obsolete] f.
taşımak bring f.
taşımak demigrate f.
taşımak deport f.
taşımak circumfer f.
taşımak port f.
taşımak portage f.
taşımak convoy [obsolete] f.
taşımak shlep f.
Phrasals
taşımak take along f.
taşımak haul away f.
taşımak bring away f.
taşımak get up f.
taşımak haul off f.
taşımak haul out f.
taşımak hold onto f.
taşımak bear up f.
Trade/Economic
taşımak convey f.
Technical
taşımak carry f.
taşımak transfer f.
taşımak bear f.
taşımak transport f.
taşımak convey f.
Computer
taşımak move f.
Construction
taşımak handle f.
Automotive
taşımak haul f.
Marine Biology
taşımak haul f.
Botanic
taşımak deplant f.
Archaic
taşımak traject f.

"taşımak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
(ağırlık) taşımak hold f.
(uçak/kap) (yolcu/su vb) taşımak hold f.
taşımak (hava/su) waft f.
demiryolu ile taşımak railroad f.
General
su taşımak üzere tasarlanmış köprü aqueduct i.
yük taşımak için kullanılan motorlu kamyon motortruck i.
odun taşımak için kullanılan araç jinker i.
tabut taşımak için kullanılan tekerlekli sedye bier i.
yük taşımak üzere tasarlanmış taşıt van i.
tahta taşımak için kullanılan kutu woodbox i.
elden ele kovayla su veya toprak taşımak için oluşturulan insan zinciri bucket brigade i.
omuza takılan bant şeklinde askı (davul vb taşımak için) baldric i.
havalanlarında, tren istasyonlarında, bavulları taşımak için kullanılan, birbirlerine bağlı açık treyler/palet dizisi baggage train i.
plastik kasa (sebze vb taşımak için) plastic crate i.
(genelde tablet/cep telefonu vs taşımak için kullanılan) çok gözlü orta boy çanta pocket pouch i.
bir eşyayı hareket ettirmek ya da taşımak için kullanılan araç caddie i.
hasta ya da yaralı taşımak için katıra yerleştirilmiş oturma alanı ya da yatak cacolet [french dialect] i.
özellikle cornwall'da balık taşımak için kullanılan kulplu tahta sepet caul [dialect] i.
kül, kömür veya tuz gibi maddeleri taşımak için kullanılan, fazla derin olmayan kutu backet [scottish] i.
(iran'da) yük hayvanı üzerinde buz taşımak için kullanılan kutu yakhdan i.
(iran'da) yük hayvanı üzerinde buz taşımak için kullanılan kutu yakhdan i.
bıçak ve düdük gibi nesneleri taşımak için saplarına geçirilen ip lanyard i.
etek ucunda bir şeyler taşımak için katlanabilen ön kısım lap i.
postaları taşımak için kullanılan taşıt mailvan i.
at sırtında ringa balığı taşımak için kullanılan hasır sepet ölçüsü maise i.
genellikle omuz askılı, kişisel eşyaları taşımak için tasarlanmış küçük erkek çantası man-bag i.
şarap taşımak için kullanılan deriden yapılma bir şişe wine skin i.
şarap taşımak için kullanılan deriden yapılma bir çanta wine skin i.
başka bir araziye toprak taşımak için kazılmış yeşil bir tarla sınırı windrow [uk] i.
süt taşımak için kullanılan vagon milk wagon i.
süt taşımak için kullanılan araba milk wagon i.
süt taşımak için kullanılan vagon milkwagon i.
süt taşımak için kullanılan araba milkwagon i.
saman taşımak için arabaya eklenen çerçeve hayrig i.
yük taşımak için başa takılan küçük yastık headring i.
araç gereçleri taşımak için halkaları veya yuvaları olan kemer holster i.
yük taşımak için kullanılan omuz boyunduruğu hoop i.
işçi ve malzeme taşımak için kullanılan küçük araba go-devil i.
kargo taşımak veya et asmak için kullanılan güçlü kanca hock [uk] i.
yol eşyası taşımak için kullanılan bat i.
iki kişinin omuzlarında yük taşımak için kullandığı sopa colstaff i.
tütün taşımak veya geçici olarak saklamak için kullanılan kutu saratoga i.
(çubuk veya levhaları taşımak için) demirci maşası kullanan çelik işçisi stickman i.
özellik taşımak feature f.
feribotla taşımak ferry f.
hava yoluyla taşımak airlift f.
güçlükle taşımak lug f.
yük treni ile taşımak freight f.
ayrıca bir anlam taşımak connote f.
evini sırtında taşımak live out of suitcases f.
izleri taşımak have overtones f.
borularla taşımak bring in through pipes f.
helikopter ile uçmak/taşımak helicopter f.
özellik taşımak have the characteristics of f.
kızakla taşımak sledge f.
ayağıyla içeri taşımak (çamur) track f.
kızakla taşımak sled f.
taşımak (omuzunda vb) ride f.
pankart taşımak hold a banner f.
kızakla taşımak sleigh f.
karşı sahile taşımak ferry f.
taşımak (silah) wear f.
taşımak (sular) wash f.
uçakla taşımak airlift f.
yuvarlayarak taşımak trundle f.
sırtında taşımak hump f.
haber değeri taşımak be newsworthy f.
anlam taşımak make sense f.
payanda ile taşımak prop f.
kol kuvvetiyle taşımak manhandle f.
haber değeri taşımak qualify as news f.
otobüsle taşımak bus f.
el arabası ile yük taşımak truck f.
izleri taşımak contain overtones f.
var gücüyle taşımak manhandle f.
omuzlarda taşımak chair f.
boru ile taşımak pipe f.
çok önem taşımak be of capital importance f.
havayoluyla taşımak transport by airmail f.
biriyle ortak bir özellik taşımak have something in common with someone f.
at arabası ile taşımak cart f.
üzerinde taşımak carry f.
yük kızağıyla taşımak sledge f.
kamyon ile yük taşımak truck f.
kovayla taşımak bucket f.
kanalla su taşımak flume f.
önem taşımak matter f.
laf taşımak be a talebearer f.
taşımak (silah) pack f.
feribotla taşımak transport by ferry f.
golf oyuncunun sopalarını taşımak caddie f.
araba ile taşımak cart off f.
mavna ile taşımak barge f.
araba ile taşımak cart f.
pankart taşımak hold a placard f.
tramvayla taşımak tram f.
salla taşımak raft f.
dışarıya taşımak carry out f.
paralellik taşımak show parallelism with f.
haber taşımak carry a message f.
listede bir numaraya taşımak (a single) get (someone) to number one in the chart f.
değer taşımak carry value f.
muska taşımak wear an amulet f.
anlam taşımak carry meaning f.
anlam taşımak bear meaning f.
anlamı taşımak have the meaning for f.
anlam taşımak have a meaning f.
anlam taşımak carry a meaning f.
konteynır ile taşımak containerise f.
yük taşımak carry cargo f.
konteynır ile taşımak containerize f.
çuvallarda taşımak carry something in sack f.
kargo taşımak carry cargo f.
hastalık taşımak carry the disease f.
imzasını taşımak bear one's signature f.
yük taşımak carry load f.
bir bitkiyi bir saksıdan diğerine taşımak repot f.
aynı anlamı taşımak carry the same meaning f.
aynı anlamı taşımak bear the same meaning f.
aynı anlamı taşımak have the same meaning f.
sorumluluk taşımak bear responsibility f.
sorumluluk taşımak shoulder responsibility f.
ölüm riski taşımak have a risk of death f.
silah taşımak carry gun f.
tehlike taşımak be dangerous f.
tehlike taşımak be hazardous f.
amaç taşımak have aim f.
öncelik taşımak have priority f.
fikir taşımak have an idea f.
fikir taşımak have an opinion f.
özelliği taşımak have the feature of f.
niteliği taşımak have the characteristics of f.
paletlerde taşımak palletise f.
ağrılığını taşımak take one’s weight f.
karnında çocuk taşımak bear a child f.
silah taşımak carry a gun f.
imza taşımak bear signature f.
potansiyel taşımak have a potential f.
bir adım ileriye taşımak carry a step forward f.
bir adım ileriye taşımak carry a step further f.
bir adım ileriye taşımak take a step forward f.
bir adım ileriye taşımak take a step further f.
izlerini taşımak carry the traces of f.
başarıya taşımak move to success f.
başarıya taşımak carry to success f.
başarıya taşımak lead to success f.
hayati önem taşımak be essential f.
hayati önem taşımak be of the essence f.
hayati önem taşımak be crucial f.
hayati önem taşımak be of vital importance f.
hayati önem taşımak be all important f.
iz taşımak bear the stamp of f.
zirveye taşımak crown f.
risk taşımak have risk f.
risk taşımak be risky f.
bir koltukta iki karpuz taşımak wear more than one hat f.
hayati önem taşımak be all-important f.
bisiklet veya motosiklette ikinci bir kişiyi taşımak double-bank f.
sırtta taşımak hump f.
kayıkla taşımak boat f.
borularla taşımak pipe f.
yanında taşımak carry f.
ağırlığını taşımak sustain f.
kamyonla taşımak truck haul f.
birçok ortak özellik taşımak have several characteristics in common f.
benzer özellikler taşımak have several characteristics in common f.
özelliğini taşımak have the characteristic of f.
birçok benzer özellik taşımak have several characteristics in common f.
benzer özellikleri taşımak have several characteristics in common f.
nitelik taşımak have qualification f.
nitelik taşımak hold qualification f.
ismini taşımak bear the name f.
adını taşımak bear the name f.
sırtta taşımak back carry f.
nitelik taşımak bear qualification f.
gerekli nitelikleri taşımak have the necessary qualifications f.
esintiler taşımak have a feel f.
çocuğunu taşımak bear one's baby f.
çocuğunu taşımak be pregnant with someone's baby f.
bebeğini taşımak bear one's baby f.
bebeğini taşımak be pregnant with someone's baby f.
büyük sorumluluk taşımak bear tremendous responsibility f.
esas olarak yük taşımak için tasarlanmak be designed mainly for the transport of goods f.
izlerini taşımak bear the traces of f.
izi taşımak bear the trace f.
geleceğe taşımak carry into future f.
izi taşımak bear trace f.
izini taşımak bear the trace f.
iz taşımak bear trace f.
mikrop taşımak carry germ f.
geleceğe taşımak bring to future f.
her türlü mikrobu taşımak carry all kinds of germs f.
izini taşımak bear trace f.
daha öte anlam taşımak have a further meaning f.
daha öte bir anlam taşımak have a further meaning f.
daha öte bir anlam taşımak have meaning beyond f.
daha öte bir anlam taşımak mean more than (that) f.
daha öte anlam taşımak have meaning beyond f.
daha öte anlam taşımak mean more than (that) f.
bütünlük taşımak have integrity f.
telekinezi yoluyla birini veya bir şeyi bir yerden başka bir yere taşımak teleport f.
virüs taşımak carry virus f.
ağır yükler taşımak carry heavy loads f.
uçakta silah taşımak carry gun on plane f.
cep saati taşımak carry a pocket watch f.
aşağıya doğru çekmek/taşımak haul something down f.
el ve ayaklarından tutarak yüzükoyun taşımak frogmarch f.
dünü bugüne taşımak bring the past into the present f.
geçmişi bugüne taşımak bring the past to the present f.
geçmişi günümüze taşımak bring the past to the present f.
geçmişi günümüze taşımak bring the past into the present f.
dünü bugüne taşımak bring the past to the present f.
geçmişi bugüne taşımak bring the past into the present f.
cenazesinde tabutunu taşımak be a pallbearer at one's funeral f.
yüklü miktarda nakit para taşımak carry a lot of cash f.
mesajı halka ulaştırmak/taşımak get the message to the public f.
konteyner ile taşımak containerise f.
konteynerlerle yük taşımak containerize f.
malları taşımak için konteynerlere yüklemek containerize f.
konteyner ile taşımak containerize f.
malları taşımak için konteynerlere yüklemek containerise f.
konteynerlerle yük taşımak containerise f.
laf taşımak bandy about f.
paletlerde taşımak palletize f.
ileri taşımak carry onward f.
ileri taşımak move something forward f.
ileri taşımak carry one step further f.
gereken şartları taşımak have the required qualifications f.
aranan şartları taşımak have the necessary qualifications f.
aranan şartları taşımak have the requisite qualifications f.
gereken şartları taşımak have the requisite qualifications f.
gereken şartları taşımak have the necessary qualifications f.
aranan şartları taşımak have the required qualifications f.
aranan şartları taşımak possess the requisite qualifications f.
gereken şartları taşımak possess the requisite qualifications f.
eşya taşımak carry/move furniture f.
kaygı taşımak have anxiety for f.
endişe taşımak have worry for f.
kaygı taşımak have worry for f.
estetik kaygı taşımak have aesthetic concerns f.
ağır şeyler taşımak carry heavy things f.
hafif bir benzerlik taşımak bear a slight resemblance f.
ev taşımak move f.
ev taşımak move a house f.
uçak veya helikopter ile hastaneye taşımak medevac f.
hastalık taşımak carry a disease f.
bıçak taşımak be armed with a knife f.
(mahkemeye) taşımak call f.
kargoyu/yükü geri taşımak backhaul f.
kano ile taşımak canoe f.
(sorumluluk) taşımak carry f.
çapraz olarak taşımak cater [dialect] f.
(bir özelliği) baskın olarak üzerinde taşımak reek f.
iki tekerlekli at arabasında taşımak chariot f.
araba ile taşımak chauffeur f.
motorlu bir taşıt ile taşımak chauffeur f.
evini ve işini başka yere taşımak relocate [usa] f.
kasaba, şehir veya kent yaşamının özelliklerini taşımak townify f.
(bir insan veya nesneyi) araba ile taşımak trolley f.
(bir insan veya nesneyi) araba ile taşımak trolly f.
yürürken taşımak walk f.
(bir şeyin) yükünü zor taşımak undergroan [obsolete] f.
havayolu ile taşımak lift f.
kamyonetle taşımak van f.
önem taşımak mean f.
güçlükle taşımak wag [dialect] f.
hafif bir esintiyle taşımak whiff f.
(bir şey) boyunca hızla taşımak whirry f.
hava yoluyla taşımak wing f.
ağır bir şeyi taşımak veya çekmek lug f.
büyü ile taşımak wizard f.
tekneyle taşımak boatlift f.
kızakla kütük taşımak bob f.
(kolay taşımak için ölü tavşanın) bir ayağını diğerine bağlamak harl f.
(kolay taşımak için ölü tavşanın) bir ayağını diğerine bağlamak harle f.
(yağmacı) çekerek taşımak harry [dialect] [uk] f.
özelliğini taşımak have f.
(eşyaları) başın üstünde taşımak head-load f.
sarsıntısız bir şekilde taşımak bowl f.
altında tekerlek varmış gibi taşımak bowl f.
laf taşımak bring [obsolete] f.
haber taşımak bring [obsolete] f.
(isim) şerefle taşımak brook [obsolete] f.
kağıt çantada içki taşımak brown bag f.
(ağır nesneleri) mekanik aletle taşımak buck f.
kalçayla taşımak hip f.
(vücudu veya vücut parçasını) belirli pozisyonda taşımak hold f.
çaba harcayarak taşımak horse f.
(ağır bir şeyi) büyük güç harcayarak taşımak horse f.
güçlükle taşımak hug [dialect] [uk] f.
uygunsuz şekilde taşımak misbear [obsolete] f.
güçlükle taşımak lug f.
zorla taşımak lug f.
doğuma kadar karnında taşımak gestate f.
kaldırarak başka yere taşımak hist [dialect] f.
yolda taşımak road f.
tekerlekli araçta taşımak roll f.
önem taşımak import f.
kol altında taşımak oxter [scotland] f.
(çocuk) taşımak infant [obsolete] f.
(birlikte) taşımak comport f.
önem taşımak concern [obsolete] f.
fazladan yelken taşımak drive f.
yük arabasıyla taşımak dray f.
el arabasıyla taşımak dray f.
yerel ölçekte mal taşımak dray f.
yürüyerek taşımak pack f.
hayvan sırtında taşımak pack f.
omzunda ve sırtında taşımak piggyback f.
araçla taşımak ferry f.
çok sayıda yelken taşımak spread a large clew f.
inanışını taşımak feel f.
tekneyle karşıdan karşıya taşımak ferry f.
envanterde önem taşımak invoice f.
hammal ile taşımak porter f.
(ulusal bayrağı) resmi bir şekilde taşımak post f.
kesede taşımak pouch f.
ortak özellik taşımak cofeature f.
gizlice taşımak convey [obsolete] f.
giriş niteliği taşımak prelude f.
ensesinden tutup taşımak scruff f.
kürek çekerek taşımak scull f.
kürek çekerek taşımak skull f.
(bayrak) taşımak show f.
iz taşımak smack f.
(valizi) tangır tungur taşımak smash f.
(kütükleri) çeke çeke taşımak snake f.
(kendini) taşımak bear f.
görünür bir özellik olarak taşımak bear f.
rolü taşımak bear f.
geçerlilik taşımak bear f.
kutuda taşımak pix f.
posta arabası ile taşımak pochay f.
kutuda taşımak pyx f.
(iz vb.) taşımak bear f.
(isim, ad) taşımak bear f.
başlığını taşımak head f.
(yukarı) taşımak lift f.
nitelik taşımak serve f.
(üst seviyeye) taşımak take f.
semer taşımak için kullanılan bat s.
(saklamak, taşımak için) katlanabilen foldup s.
gururla (bir şeyi taşımak vb) with pride zf.
Phrasals
(bir şeyin) özelliklerini taşımak smack of f.
ileriye taşımak act on f.
ileriye taşımak act upon f.
güvenli bölgeye taşımak carry through f.
yukarı doğru taşımak carry up f.
beraberinde taşımak carry (someone or something) about f.
beraberinde taşımak carry someone or something about f.
beraberinde taşımak carry around f.
hatırasını taşımak carry around f.
kucağında/sırtında taşımak carry someone around (with oneself) f.
hatırasını taşımak carry someone around (with oneself) f.
beraberinde taşımak carry something around (with one) f.
yanında taşımak carry (someone or something) about f.
yanında taşımak carry someone or something about f.
yanında taşımak carry around f.
beraberinde taşımak carry someone around (with oneself) f.
yanında taşımak carry something around (with one) f.
arabayla oradan oraya götürmek/taşımak ferry (someone) around f.
arabayla oradan oraya götürmek/taşımak ferry someone around f.
kucağında taşımak carry (someone or something) about f.
kucağında taşımak carry someone or something about f.
kucağında taşımak carry around f.
oraya buraya taşımak carry around f.
her yere taşımak carry around f.
(bir şeyi başka bir şeyden) uzağa taşımak bring away f.
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) taşımak convey (something) from (someone or something) f.
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) taşımak convey (something) from (someone or sth) to (someone or sth) f.
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) taşımak convey (something) to (someone or something) f.
her yere yanında taşımak carry (someone or something) about f.
her yere kucağında taşımak carry (someone or something) about f.
her yere yanında taşımak carry someone or something about f.
her yere kucağında taşımak carry someone or something about f.
her yere yanında taşımak carry someone or something around f.
her yere kucağında taşımak carry someone or something around f.
her yere yanında taşımak carry (someone or something) along with (someone or something) f.
her yere yanında taşımak carry around f.
her yere kucağında taşımak carry around f.
her yere yanında taşımak carry around f.
her yere yanında taşımak carry someone around (with oneself) f.
her yere kucağında taşımak carry someone around (with oneself) f.
(bir yere) taşımak carry in (some place) f.
(bir yere) taşımak carry into (some place) f.
(bir yere) taşımak carry someone or something into some place f.
(bir yere) taşımak carry someone or something in f.
(bir yere kadar) taşımak carry (someone or something) over to (some place) f.
manşete, ekranlara taşımak catapult someone or something into something f.
oradan oraya taşımak carry (someone or something) about f.
oradan oraya taşımak carry someone or something about f.
oradan oraya taşımak carry someone or something around f.
birini bir yere taşımak carry someone into some place f.
benzerlik taşımak bear a resemblance to f.
bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak drag something from one place to another f.
birini bir yere taşımak carry someone in f.
beraberinde taşımak carry something with one f.
boru ile taşımak/iletmek pipe something into some place f.
bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak haul something from some place (to some place) f.
beraberinde taşımak carry something with f.
boru ile taşımak/iletmek pipe something in f.
bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak haul something (from some place) to some place f.
çekerek taşımak drag off f.
özelliği göze batar/belirgin olmak/taşımak ooze with something f.
yanında taşımak carry something with one f.
(dalgalar) (kazazedeleri/gemiyi vb) karaya taşımak cast someone or something up f.
(bir şeyi) beraberinde/yanında taşımak carry something around with one f.
(bir kimseyi/bebek vb) beraberinde taşımak carry someone around with oneself f.
yukarı taşımak get up f.
yanında taşımak carry something with f.
bir şeyi başka bir boyuta getirmek/tırmandırmak/taşımak escalate something into something f.
(bir şeyi) taşımak dispose of (someone or something) f.
bir şeyi (birinden ya da bir yerden birine ya da bir yere) götürmek/taşımak convey something (from someone or something) (to someone or something) f.
bir şeyi başka bir şeyden uzağa taşımak bring something away from something f.
birini veya bir şeyi tekerlekli bir araçla taşımak wheel someone or something away f.
sınırların ötesine taşımak run away with f.
işleri yeni bir yere taşımak haul off f.
işleri yeni bir yere taşımak haul out f.
dışarı taşımak haul out f.
(birini/bir şeyi bir şeye/yere) taşımak relocate (someone or something) in (something or some place) f.
birini/bir şeyi bir şeye taşımak relocate someone or something in something f.
birini/bir şeyi başka bir yere taşımak relocate someone or something in something f.
kayıkla (bir şeye/yere) taşımak row out to (something or some place) f.
kaçak taşımak smuggle in f.
kaçak mal/insan taşımak smuggle in f.
sedyede taşımak stretch away f.
sedyeyle taşımak stretch away f.
sedyeyle (birinden/bir şeyden) uzağa taşımak stretch away from (someone or something) f.
karşıya taşımak take over f.
karşıdan karşıya taşımak/götürmek take over f.
bir yere taşımak take over f.
yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) taşımak take up to (someone, something, or some place) f.
yanında taşımak take with (one or something) f.
bir anda başarıya taşımak vault into (something or some place) f.
birini tekerlekli bir araçla iterek taşımak/götürmek wheel around f.
boruyla taşımak pipe in f.
yağmur yağdığı için içeri taşımak rain in f.
(bir şeyin) içine çekmek/taşımak sweep into (something) f.
tekerlekli bir araçla (bir şeye/yere) taşımak wheel into (something or some place) f.
oradan oraya taşımak pull about f.
(birine/bir şeye) doğru nakletmek/taşımak stretch away to (someone or something) f.
nehirde, denizde taşımak ferry across f.
feribotla taşımak ferry across f.
birini ya da bir şeyi nehir, denizde taşımak ferry someone or something across something f.
feribotla taşımak ferry someone or something across something f.
birini ya da bir şeyi nehir, denizde taşımak ferry someone or something across f.
feribotla taşımak ferry someone or something across f.
bir şeyi birine/bir şeye taşımak take something back to someone or something f.
kıyıya taşımak wash up f.
birini kaldırıp/kucağına alıp taşımak pick up f.
birini kucaklayıp kaldırmak/taşımak pick up f.
tekerlekli bir araçla taşımak wheel off f.
(birini) çabucak (bir yere) taşımak whip (one) off to (some place) f.
(birini) çabucak alıp (bir yere) taşımak whip (one) off to (some place) f.
oradan oraya taşımak pull round f.
(bir şeyi birine/bir şeye) tartışılması, değerlendirilmesi, karar verilmesi için taşımak put (something) up to (someone or something) f.
bir şeyi yanında taşımak carry (someone or something) along with (someone or something) f.
bir şeyi yanında taşımak carry something along (with someone) f.
bir şeyi sürekli üstünde taşımak carry (someone or something) along with (someone or something) f.
bir şeyi sürekli üstünde taşımak carry something along (with someone) f.
(bir şeyi) beraberinde taşımak carry someone along (with something) f.
bir şeyi yavaşça ve dikkatle taşımak ease (someone or something) along f.
(birini/bir şeyi) bir yere götürmek/taşımak/nakletmek beam someone or something up (to some place) f.
aşağı taşımak bear down f.
birini/bir şeyi taşımak bear someone or something up f.
(bir şeyin ağırlığını) taşımak bear up (under something) f.
(rüzgar) içeri taşımak blow in f.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına taşımak bring (someone or something) up against (someone or something) f.
bir şeyi aşağı indirmek/taşımak/getirmek bring something down f.
içeri taşımak bring in f.
birini/bir şeyi yukarı taşımak bring someone or something up f.
birini/bir şeyi uzak bir yerden taşımak carry someone or something over from something f.
(bir şeyi) içinde/ruhunda taşımak carry (something) with (one) f.
beraberinde taşımak carry about f.
yanında taşımak carry about f.
kucağında taşımak carry about f.
aşağı taşımak carry down f.
bir şeyi bir sütundan/kategoriden diğerine taşımak carry something forward f.
-e taşımak carry onto f.
birini/bir şeyi dışarı taşımak carry someone or something out f.
başka bir sayfaya/sütuna taşımak carry over f.
-den taşımak carry over from f.
birini/bir şeyi bir şeyin içinden/arasından taşımak carry someone or something through something f.
birini/bir şeyi alıp bir şeyden taşımak carry someone or something through something f.
araçla/arabayla taşımak cart someone or something off f.
manşete, ekranlara taşımak catapult into f.
kova ile taşımak bucket (up) f.
kova ile taşımak bucket (out) f.
(bir şeyi) taşımak convey (something) f.
sürükleyerek içeri getirmek/taşımak drag in f.
çekerek içeri getirmek/taşımak drag in f.
kalbinde taşımak enshrine in heart f.
arabayla oradan oraya götürmek/taşımak ferry around f.
içeri bir şey getirmek/taşımak fetch something in f.
birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) taşımak fly someone or something (into some place) (from some place) f.
birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) taşımak fly someone or something in f.
(bir şeyi bir yerden) sürüklemek/taşımak haul (something) from (something or some place) f.
(bir şeyi bir yere) sürüklemek/taşımak haul (something) to (some place) f.
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) sürüklemek/taşımak haul (something) to (some place) from (some place) f.
bir yere sürüklemek/taşımak haul to some place f.