the post - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

the post

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"the post" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 198 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
post i. makam
post i. direk
post i. posta
post f. postalamak
General
post i. postane
post i. kol
post i. menzil
post i. karakol
post i. küçük ticaret merkezi
post i. kolon
post i. garnizon
post i. mektup
post i. dikme
post i. yabancıların kurduğu alışveriş yeri
post i. sütun
post i. orun
post i. sandalye
post i. ordugah
post i. mahal
post i. nokta
post i. hizmet
post i. nöbet yeri
post i. polis noktası
post i. posta kutusu
post i. nöbet
post i. devriye
post i. kurye
post i. destek
post i. iş
post i. yer
post i. vazife
post i. posta servisi
post i. görev
post i. posta
post i. kazık
post i. ahşap dikme
post i. kışla
post i. gönderi
post i. sınır işareti
post i. duyuru panosu
post i. at yarışında başlangıç noktasını gösteren direk
post i. at yarışında bitiş noktasını gösteren direk
post i. postacı
post i. kurye
post i. kargo arabası
post i. posta arabası
post i. kurye aracı
post i. bir ülkeye ait posta sistemi
post i. tekli posta gönderimi
post i. kargo
post i. kargo ile gelen ürün
post i. posta içeriği
post i. posta ücreti
post i. körebe oyununda oyunculara sabit kalmaları için söylenen ifade
post i. atın her uzun adımı sonrası eyer koltuğunda meydana gelen yükselme
post i. yerel bir gaziler örgütüne ait alt birim
post i. erkek izciler birliğine denk araştırmacı grubu
post i. beş veya daha fazla kişiden oluşan kaşif grubu
post i. atış pozisyonu
post i. paylaşım
post i. posta toplama
post i. gazete
post i. forum yazısı
post i. kale direği
post f. postaya atmak
post f. posta ile göndermek
post f. bildirmek
post f. atamak
post f. aktarmak (kayıt)
post f. tayin etmek
post f. koymak
post f. yerleştirmek (asker)
post f. aydınlatmak
post f. ilan etmek
post f. postayla göndermek
post f. yapıştırmak (ilan)
post f. asmak (afiş)
post f. postaya vermek
post f. vazifelendirmek
post f. afişe etmek
post f. bilgi vermek
post f. dikmek (nöbetçi)
post f. görevlendirmek
post f. postalamak
post f. afişle ilan etmek
post f. ilan yapıştırmak
post f. günlük defterden ana deftere geçirmek (kayıtları)
post f. yerleştirmek
post f. göndermek
post f. yollamak
post f. kamuya sunmak
post f. kamu önünde suçlamak
post f. halk nazarında ihbar etmek
post f. (herkese açık listeye) isim girmek
post f. (herkese açık listeye) isim eklemek
post f. (mülkiyet çevresine yerleştirilen tabelalar ile) mülkiyete izinsiz girişi yasaklamak
post f. (bir başarı ile) tanınmak
post f. (skor veya performans hususunda) tanınırlık kazanmak
post f. posta atı ile gitmek
post f. acele etmek
post f. acele ile hareket etmek
post f. acele ile gitmek
post f. (at ayağını yere vurduğunda) eyer koltuğunda yükselmek
post f. (ulusal bayrağı) resmi bir şekilde taşımak
post f. (nöbet yerine) nöbetçi tayin etmek
post f. (para veya depozito) yatırmak
post f. ortaya para koymak
post f. (yetkili makama) senet sunmak
post f. (mülke) izinsiz geçiş yazılı uyarılar asmak
post f. adını kötüye çıkarmak
post f. ayıplamak
post f. kötü şöhret kazandırmak
post f. gönderilmek
post f. (kar/zarar) açıklamak
post f. yayımlamak
post f. panoya asmak
post s. at yarışı başlangıcına ait
post s. at yarışı başlangıcıyla ilgili
post s. köpek yarışı başlangıcına ait
post s. köpek yarışı başlangıcı ile ilgili
post s. (köpek/at yarışında) başlangıç direğine ait veya ilgili
post zf. çabucak
post zf. hızla
post zf. hemen sonrasında
post zf. arkada
post zf. arkaya bakarak
post zf. geride kalarak
post zf. postayla
post zf. kuryeyle
post zf. kargoyla
post ök. sonra
post ök. sonrası
Trade/Economic
post i. ticaret merkezi
post i. yerleşim
post i. borsa faaliyetlerinin yürütüldüğü platform
post yevmiye maddesini büyük deftere işlemek
post görev
post görev yeri
post memuriyet
post iş
post -den sonra
Law
post vazifelendirmek
Technical
post i. direk
post i. buğu önleyici kask vizör pimi
post i. bağlama konektörü
post i. kağıt tutucu spiral
post i. el yapımı ıslak kağıt topu
post i. eritme ocağına maden yükleme
post i. batarya kutbu
post i. pil kutbu
post kaydetme
post kazık
post posta
Computer
post i. gönderi
post i. mesaj
post i. gönderi paylaşma
post i. paylaşım yapma
post f. internet sitesine metin yerleştirmek
post f. internet sitesine görsel eklemek
post f. gönderi paylaşmak
post posta
post postala
post yayınlamak
post gönderi
Architecture
post i. söve
post i. kapı dikmesi
Lighting
post iğne
Automotive
post i. direk
post kutup başı
post akü kutup başı
Aeronautic
post payanda
Marine
post i. kıç bodoslama
post kaburga
post posta
post ıskarmoz
Mining
post i. maden kafesinde kullanılan dikey tahta
Medical
post post
Dentistry
post i. kök kanalına yerleştirilen uzun ince bir parça
Marine Biology
post i. bodoslama
Military
post i. silahın ön tarafını oluşturan yukarı yönlü metal bıçak
post i. (ingiliz ordusunda) borazan çağrısı
post kışla
Sport
post i. futbol kalesi
post i. kale direği
Basketball
post i. oyuncunun aldığı savunma pozisyonu
Chess
post f. (satranç taşını) kareye koymak
Wagering
post f. kör bahis oynamak
Music
post i. uzatılan son melodi notası
Archaic
post i. hara
post i. atların değişim için bekletildiği yer
post i. yan yana iki hara arasındaki mesafe
post i. kademe
post f. (birini) aceleyle göndermek
post zf. posta atıyla
Slang
post i. ölüm sonrası
post i. otopsi
post f. (vücuda) otopsi uygulamak
post f. otopsi yapmak

"the post" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 89 sonuç

İngilizce Türkçe
General
knight of the post i. hilebaz kimse
knight of the post i. hayatını duruşmalarda sahte deliller sunarak veya sahte kefillerle kazanan kimse
send through the post f. postayla göndermek
post the notice on the door f. ilanı kapıya iliştirmek/yapıştırmak
post something on the internet f. internette yayımlamak
Phrases
in the post [uk] expr. postada
in the post [uk] expr. posta ulaştırma sürecinde
in the post [uk] expr. gönderim sürecinde
in the post [uk] expr. posta kutusuna
in the post [uk] expr. posta kutusunda
in the post [uk] expr. postaneye
in the post [uk] expr. postanede
in the post [uk] expr. posta dağıtım merkezinde
in the post [uk] expr. posta dağıtım merkezine
Colloquial
iawtp (I agree with the/this post) expr. bu gönderiye/yazılanlara katılıyorum
Idioms
first past the post [uk] i. hedefe ilk ulaşan kimse
first past the post [uk] i. kazanan kimse
first past the post [uk] i. birinci gelen kimse
be pipped to the post f. az farkla/kıl payıyla kaybetmek
be pipped at the post f. az farkla/kıl payıyla kaybetmek
be pipped to the post f. az farkla/kıl payıyla yenilmek
be pipped at the post f. az farkla/kıl payıyla yenilmek
pip (someone) at the post f. az farklı yenmek
pip at the post f. kıl payı ile yenmek
pip (someone) at the post f. kıl payı yenmek
be first past the post f. (bir yarışmayı) kazanan olmak
be first past the post f. (bir şeyi) ilk yapan olmak
pip (someone) to the post f. (birini) az farkla yenmek
pip (someone) to the post f. (birini) son anda yenmek
pip (someone) to the post f. (birini) kıl payı yenmek
pip somebody at the post f. birini az farkla yenmek
pip somebody at the post f. birini son anda yenmek
pip somebody at the post f. birini kıl payı yenmek
pip somebody to the post f. birini az farkla yenmek
pip somebody to the post f. birini son anda yenmek
pip somebody to the post f. birini kıl payı yenmek
be left at the post f. yenileceği baştan belli olmak
be left at the post f. baştan beri kazanma şansı olmamak
be left at the post f. daha en baştan geride kalmak
beaten at the post s. son dakikada/saniyelerde yenilmiş
beaten at the post s. son saniyelerde mağlup olmuş
beaten at the post s. çok az bir farkla kaybetmiş
beaten at the post s. çok az bir farkla yenilmiş
beaten at the post s. çok az bir farkla mağlup olmuş
beaten at the post s. kıl payı kaybetmiş
beaten at the post s. burun farkıyla yenilmiş
beaten at the post s. az farkla mağlup olmuş
beaten at the post s. son dakikada/saniyelerde yenilmiş
pipped at the post s. kıl payı kaybetmiş
pipped at the post s. burun farkıyla yenilmiş
pipped at the post s. az farkla mağlup olmuş
pipped at the post s. son dakikada/saniyelerde yenilmiş
first past the post s. oy çoğunluğuna dayalı (sistem)
first past the post s. oy çokluğuna dayalı (sistem)
first past the post s. çoğunluk oyuna dayalı (sistemi)
between you and me and the bed post expr. aramızda
between you and me and the bed post expr. laf aramızda
between you and me and the bed post expr. kimseler duymasın ama
between you and me and the bed post expr. yalnız ikimizin arasında
Speaking
how do I get to the post office? expr. postaneye nasıl giderim?
how do I get to the post office? expr. postaneye nasıl gidilir?
how do I get to the post office? expr. postaneye nasıl gidebilirim?
Trade/Economic
send through the post f. postalamak
send through the post f. postayla göndermek
Politics
first-past-the post voting i. çoğunluk oyu sistemi
first-past-the post voting i. oy çokluğu sistemi
first-past-the post voting i. oy çoğunluğu sistemi
high-level panel of eminent persons on the post-2015 development agenda i. 2015 sonrası kalkınma gündemi konusunda seçkin kişiler üst düzeyli panel
first-past-the-post s. oy çokluğu sistemine ait
first-past-the-post s. oy çokluğu sistemi ile ilgili
Computer
boost the post f. gönderiyi öne çıkarmak
boost the post expr. gönderiyi öne çıkar
Military
the last post [british] i. yat borusu
the last post [british] i. askerlerin yatması için verilen sinyal
the last post [british] i. askeri cenazelerde boru üfleyerek çalınan şarkı
use of the snipping post i. keskin nişancı mevziinin kullanılması
Football
leave a player unmarked at the back post f. arka direkte boş bırakmak
be unmarked at the back post f. arka direkte kendisini unutturmak
stole in unmarked at the back post f. arka direkte kendisini unutturmak
be found himself at the back post with ball f. arka direkte topla buluşmak
bounce off the goal post f. direğe takılmak
bounce off the goal post f. direkten dönmek
brush the goal-post f. direği sıyırıp auta çıkmak
brush the goal-post f. direği yalamak
bounce off the goal post f. direkte patlamak
brush the goal-post f. direği yalayıp auta çıkmak
brush the goal-post f. direği sıyırmak
be found himself at the front post with ball f. ön direkte topla buluşmak
test the goal-post from distance f. kaleyi uzaktan yoklamak