İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrases | ||
İfadeler | there's no getting around (something) expr. | (bir şeyden) kurtuluş/kaçış/sıyırmak yok |
İfadeler | there's no getting around (something) expr. | bundan kaçacak bir yer kalmadı |
İfadeler | there's no getting around (something) expr. | mecburen/zorunlu olarak yapmak gerek |