Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
to live
"to live"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 61 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
a desire to live
i.
yaşama isteği
2
Genel
will to live
i.
yaşama isteği
3
Genel
words to live by
i.
güzel ve özlü sözler
4
Genel
reason to live
i.
yaşamak için amaç
5
Genel
desire to live
i.
yaşam arzusu
6
Genel
desire to live
i.
yaşama arzusu
7
Genel
make enough to live off
f.
dünyalık doğrultmak
8
Genel
find a place to live
f.
başını sokmak
9
Genel
not to live till the morning
f.
sabaha çıkmamak
10
Genel
not to live long enough to
f.
ömrü vefa etmemek
11
Genel
begin to live in (a certain) way
f.
yol tutmak
12
Genel
make it suitable to live in
f.
yaşanır kılmak
13
Genel
make it fit to live in
f.
yaşanır kılmak
14
Genel
give someone six months to live
f.
birine altı ay ömür biçmek
15
Genel
have 6 months to live
f.
altı ay ömrü kalmak
16
Genel
have 6 months to live
f.
6 ay ömrü kalmak
17
Genel
kill to live
f.
yaşamak için öldürmek
18
Genel
continue to live
f.
yaşamaya devam etmek
19
Genel
have six months to live
f.
altı ay ömrü kalmak
20
Genel
have six months to live
f.
6 ay ömrü kalmak
Proverb
21
Atasözü
eat to live but do not live to eat
yaşamak için ye yemek için yaşama
22
Atasözü
eat to live not live to eat
yaşamak için ye yemek için yaşama
23
Atasözü
eat to live, not live to eat
yaşamak için yemeli, yemek için yaşamamalı
Colloquial
24
Konuşma Dili
desire to live
i.
yaşama hevesi
Idioms
25
Deyim
words to live by
i.
düşündürücü/ibret alınacak sözler
26
Deyim
thoughts to live by
i.
yaşam prensibi
27
Deyim
thoughts to live by
i.
yaşam mottosu
28
Deyim
have to live with something
f.
bir şey (dert/sorun) ile yaşamak zorunda olmak
29
Deyim
learn to live with something
f.
(kötü/olumsuz bir şey) ile yaşamayı öğrenmek
30
Deyim
have to live with
f.
ile yaşamak zorunda olmak
31
Deyim
learn to live with
f.
ile yaşamayı öğren/öğrenmek
32
Deyim
learn to live with
f.
'-e alışmak
33
Deyim
learn to live with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) yaşamayı öğrenmek
34
Deyim
learn to live with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) yaşamaya alışmak
35
Deyim
learn to live with (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) alışmak
Speaking
36
Konuşma
will to live
i.
yaşama isteği/hevesi
37
Konuşma
it's nice to live together
expr.
birlikte yaşamak güzel
38
Konuşma
you'll have to live with it
expr.
bununla yaşamak zorundasın
39
Konuşma
learn to live with it
expr.
bununla yaşamayı öğren
40
Konuşma
how do you want to live after something like this?
expr.
böyle bir şeyden sonra nasıl yaşamak istersin ki?
41
Konuşma
we'll have to live with it
expr.
bununla yaşamak zorundayız
42
Konuşma
you'll have to live with it
expr.
bununla yaşamak zorundasınız
43
Konuşma
people need money in order to live
expr.
insanlar yaşamak için paraya ihtiyaç duyarlar
44
Konuşma
I want to live my life
expr.
kendi hayatımı yaşamak istiyorum
45
Konuşma
who wants to live forever?
expr.
kim sonsuza dek yaşamak ister?
46
Konuşma
do you know where you want to live?
expr.
nerede yaşamak istediğini biliyor musun?
47
Konuşma
I'm looking for a place to live
expr.
kalacak yer arıyorum
48
Konuşma
how am I supposed to live without you?
expr.
sensiz naparım?
49
Konuşma
how am I supposed to live without you?
expr.
sensiz nasıl yaparım?
50
Konuşma
I want to live in your country
expr.
senin ülkende yaşamak istiyorum
51
Konuşma
how am I supposed to live without you?
expr.
sensiz nasıl yaşarım?
52
Konuşma
there is always a reason to live
expr.
yaşamak için her zaman bir sebep vardır
53
Konuşma
there is always a reason to live
expr.
yaşamak için her zaman bir neden vardır
54
Konuşma
kill to live
expr.
yaşamak için öldür
55
Konuşma
he had no right to live
expr.
yaşamaya hakkı yoktu
Law
56
Hukuk
right to live
i.
yaşam hakkı
Technical
57
Teknik
protection against access to live parts
i.
hareketli makine aksamından korunma
Computer
58
Bilgisayar
time to live
i.
yaşam süresi
59
Bilgisayar
ttl (time to live)
i.
yaşam süresi
Telecom
60
Telekom
time to live
i.
ömür
61
Telekom
time to live
i.
yaşama süresi
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of to live
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy