Geçmiş

utanç

"utanç" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 25 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	utanç	shame i.
General
2	Genel	utanç	embarrassment i.
3	Genel	utanç	disgrace i.
4	Genel	utanç	opprobrium i.
5	Genel	utanç	bashfulness i.
6	Genel	utanç	shock i.
7	Genel	utanç	deception i.
8	Genel	utanç	modesty i.
9	Genel	utanç	pudicity i.
10	Genel	utanç	chagrin i.
11	Genel	utanç	sculduggery i.
12	Genel	utanç	scullduggery i.
13	Genel	utanç	skulduggery i.
14	Genel	utanç	dishonour i.
15	Genel	utanç	dishonor i.
16	Genel	utanç	skullduggery i.
17	Genel	utanç	besti [hinglish] i.
18	Genel	utanç	bismare i.
19	Genel	utanç	gene i.
20	Genel	utanç	odium i.
21	Genel	utanç	opprobry i.
22	Genel	utanç	shand i.
23	Genel	utanç	shendship i.
24	Genel	utanç	shonde i.
Archaic
25	Eski Kullanım	utanç	aidos i.

"utanç" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 184 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	utanç verici şey	stigma i.
2	Genel	utanç duyma	embarrassment i.
3	Genel	utanç verici şey	reproach i.
4	Genel	utanç verici davranış	infamy i.
5	Genel	utanç vericilik	ingloriousness i.
6	Genel	utanç verici kişi	disgracer i.
7	Genel	utanç kaynağı	dishonor i.
8	Genel	utanç sembolü	scarlet letter i.
9	Genel	utanç duygusu	embarrassment i.
10	Genel	utanç duygusu	feeling of embarrassment i.
11	Genel	utanç kaynağı	dishonour i.
12	Genel	utanç verici anlar	embarrassing moments i.
13	Genel	utanç hikayesi	embarrassment story i.
14	Genel	baskı, resmiyet, utanç ya da hantallıktan kurtulma	easiness i.
15	Genel	silinmez utanç	indelible disgrace i.
16	Genel	utanç verici yanlış anlama	embroglio i.
17	Genel	utanç ve endişe göstermeme	blandness i.
18	Genel	bir grup utanç verici insan arasındaki normal ve iyi huylu kimse	white sheep i.
19	Genel	utanç verici hata	whoopsie i.
20	Genel	utanç verici hata	boob [uk] i.
21	Genel	utanç verici durum	hobble [dialect] [uk] i.
22	Genel	utanç verici şey	odium i.
23	Genel	utanç verici davranış	opprobrium i.
24	Genel	utanç verici olma	disgracefulness i.
25	Genel	utanç verici olay	incident i.
26	Genel	utanç verici hareket	infamy i.
27	Genel	utanç verici olay	infamy i.
28	Genel	utanç verici durum	fix i.
29	Genel	utanç kaynaklı terleme	flop sweat i.
30	Genel	utanç verici faaliyetin halka duyurulması	outing i.
31	Genel	utanç verici hususlar	pudenda i.
32	Genel	utanç verici husus	pudendum i.
33	Genel	haklı utanç	pudor i.
34	Genel	utanç sebebi	shame i.
35	Genel	utanç içinde olma	shamefastness i.
36	Genel	utanç verici olma	shamefulness i.
37	Genel	utanç nedeni	shamer i.
38	Genel	utanç verici şey	skeleton i.
39	Genel	utanç duymak	feel shame f.
40	Genel	utanç duymak	feel shame for f.
41	Genel	utanç duymak	feel ashamed f.
42	Genel	utanç duymak	feel embarrassed f.
43	Genel	utanç hissetmek	feel self conscious f.
44	Genel	utanç vermek	redound f.
45	Genel	utanç verici bir ceza vermek	baffle [obsolete] f.
46	Genel	utanç verici duruma düşürmek	baffle [obsolete] f.
47	Genel	utanç getirmek	dishonor [us] f.
48	Genel	utanç getirmek	dishonour [uk] f.
49	Genel	utanç verici bir duruma düşürmek	set [dialect] f.
50	Genel	utanç verici	opprobrious s.
51	Genel	utanç verici	sinful s.
52	Genel	utanç verici	infamous s.
53	Genel	utanç içinde	shamefaced s.
54	Genel	utanç verici	inglorious s.
55	Genel	utanç verici	shameful s.
56	Genel	utanç verici	disgraceful s.
57	Genel	utanç verici	discreditable s.
58	Genel	dili tutulmuş (utanç/heyecan/korku vb'nden)	tongue-tied s.
59	Genel	utanç duyan	ashamed s.
60	Genel	utanç veren	cringeworthy s.
61	Genel	utanç veren	cringy s.
62	Genel	(utanç/heyecan/korkudan) dili tutulmuş	tonguetacked [scottish] s.
63	Genel	utanç verici	unglorious s.
64	Genel	utanç verici	vituperrious s.
65	Genel	utanç veya endişe işareti göstermeyen	bland s.
66	Genel	utanç duyan	mean s.
67	Genel	utanç verici	miserable s.
68	Genel	utanç verici	reproachable s.
69	Genel	utanç verici	lowdown s.
70	Genel	utanç verici	low-down s.
71	Genel	utanç verici	offending s.
72	Genel	utanç verici	offensive [obsolete] s.
73	Genel	utanç verici	disgracious [obsolete] s.
74	Genel	utanç verici	disreputable s.
75	Genel	utanç verici suç işlemiş	flagitious s.
76	Genel	utanç verici	pudendous s.
77	Genel	utanç verici	pudibund s.
78	Genel	utanç belirten	shamed s.
79	Genel	utanç dolu	shamed s.
80	Genel	utanç dolu	shamefast s.
81	Genel	utanç verici	shendful s.
82	Genel	utanç içinde olan	smarting s.
83	Genel	utanç verici	undignified s.
84	Genel	utanç verici biçimde	abjectly zf.
85	Genel	utanç verici bir halde	disgracefully zf.
86	Genel	utanç verici bir şekilde	disgracefully zf.
87	Genel	utanç verici bir şekilde	ingloriously zf.
88	Genel	utanç içinde	abashedly zf.
89	Genel	utanç içinde	embarrassedly zf.
90	Genel	utanç içinde	in shame zf.
91	Genel	utanç içinde	shamefully zf.
92	Genel	utanç verici bir şekilde	unpardonably zf.
93	Genel	utanç verici bir şekilde	stigmatically zf.
94	Genel	utanç lekesi taşıyarak	stigmatically zf.
95	Genel	utanç getirmek için	in shame of [obsolete] ed.
Colloquial
96	Konuşma Dili	büyük bir utanç kaynağı	a huge embarrassment i.
97	Konuşma Dili	insanın suçluluk veya utanç duysa da vazgeçemediği zevk	guilty pleasure i.
98	Konuşma Dili	utanç yürüyüşü	walk of shame i.
99	Konuşma Dili	bir hata yaptığında utanç belirtmek için kullanılan ifade	dunce cap i.
100	Konuşma Dili	utanç verici şey	bysen i.
101	Konuşma Dili	öngörülemeyen utanç verici durum	go i.
102	Konuşma Dili	aşırı utanç verici durum	cringefest i.
103	Konuşma Dili	utanç verici bir hata yapmak	slip on a banana peel [uk] f.
104	Konuşma Dili	utanç verici bir hata yapmak	slip on a banana skin f.
105	Konuşma Dili	utanç verici	toe-curling s.
106	Konuşma Dili	utanç verici	cringey s.
107	Konuşma Dili	utanç verici	bysen [uk/scotland] s.
108	Konuşma Dili	utanç verici	cringe s.
109	Konuşma Dili	ne utanç verici	shame of it (all) expr.
110	Konuşma Dili	çok utanç verici	(boy,) is my face red! expr.
111	Konuşma Dili	çok utanç verici!	is my face red! expr.
Idioms
112	Deyim	ailenin gizlediği utanç kaynağı olan bir sır	a skeleton in the closet i.
113	Deyim	utanç verici sır	a skeleton in the cupboard i.
114	Deyim	utanç verici sır	a skeleton in one's cupboard i.
115	Deyim	utanç verici sır	a skeleton in the closet i.
116	Deyim	utanç verici sır	a skeleton in one's closet i.
117	Deyim	bir sorunun birinde utanç, rahatsızlık veya kızgınlık uyandırıp uyandırmadığına dair varsayımsal bir test	red-face test i.
118	Deyim	utanç verici başarısızlık	kick in the rear i.
119	Deyim	utanç verici başarısızlık	kick in the seat of the pants i.
120	Deyim	utanç verici bir durum/hata	a banana skin i.
121	Deyim	büyük utanç	a red face i.
122	Deyim	utanç verici bir sır	a skeleton in the cupboard i.
123	Deyim	ailenin gizlediği utanç kaynağı olan bir sır	a skeleton in the cupboard i.
124	Deyim	utanç verici bir sır	a skeleton in the closet i.
125	Deyim	ailenin gizlediği utanç kaynağı olan bir sır	a skeleton in the closet i.
126	Deyim	utanç verici bir durum	a sticky situation [uk/australia] i.
127	Deyim	utanç verici sır	skeleton in (one's) closet i.
128	Deyim	utanç verici durum	egg on (one's) face i.
129	Deyim	utanç verici durum	egg on your face i.
130	Deyim	utanç verici durum	egg all over your face i.
131	Deyim	utanç verici durum	egg on your face i.
132	Deyim	utanç vesikası	a dirty shame i.
133	Deyim	utanç verici sözler etmek	call names f.
134	Deyim	utanç verici şey yapmak	dirty one's hands f.
135	Deyim	(utanç verici bir durumdan vb) çok para kazanmak	cry all the way to the bank f.
136	Deyim	utanç duymak	hang one's head f.
137	Deyim	utanç verici şey yapmak	soil one's hands f.
138	Deyim	başından geçen utanç verici bir şeyi unutamamak	never live (something) down f.
139	Deyim	utanç verici bir olayı geri alamamak	never live (something) down f.
140	Deyim	utanç verici bir hareket yapmak	(make/commit) a faux pas f.
141	Deyim	utanç verici bir söylemde bulunmak	(make/commit) a faux pas f.
142	Deyim	kendini utanç verici bir duruma düşürmek	dig yourself into a hole f.
143	Deyim	utanç verici bir hata yapmak	slip on a banana skin f.
144	Deyim	utanç verici bir sırrı/sırları olmak	have a skeleton in one's cupboard [uk] f.
145	Deyim	utanç verici bir sırrı/sırları olmak	have a skeleton in the cupboard [uk] f.
146	Deyim	utanç verici bir sırrı/sırları olmak	have skeletons in one's cupboard [uk] f.
147	Deyim	utanç verici bir sırrı/sırları olmak	have skeletons in the cupboard [uk] f.
148	Deyim	utanç verici bir durumda olmak	be in a sticky situation f.
149	Deyim	utanç verici bir durumda olmak	be (batting) on a sticky wicket [uk] f.
150	Deyim	(birini) utanç verici bir halde yakalamak	catch (someone) with his pants down f.
151	Deyim	birini utanç verici bir halde yakalamak	catch somebody with their pants down f.
152	Deyim	birini utanç verici bir halde yakalamak	catch somebody with their trousers down f.
153	Deyim	birini utanç verici bir halde yakalamak	catch someone with their pants down f.
154	Deyim	utanç verici bir halde yakalanmak	be caught with one's pants down f.
155	Deyim	utanç verici durum	egg on face f.
156	Deyim	utanç verici şey yapmak	get hands dirty and dirty hands; soil hands f.
157	Deyim	(birini) utanç verici bir hayal kırıklığına uğratmak	kick (one) in the teeth f.
158	Deyim	utanç içinde kaçmak	go off with (one's) tail between (one's) legs f.
159	Deyim	utanç verici bir halde yakalanmış	caught with (one's) pants down s.
160	Deyim	(utanç verici bir durumdan vb) çok para kazandı	he/she cried all the way to the bank expr.
161	Deyim	utanç verici bir durumda	on a sticky wicket [uk/australia] expr.
Speaking
162	Konuşma	bunu söylemek biraz utanç verici	it's rather embarrassing to say expr.
163	Konuşma	bu utanç verici	this is embarrassing expr.
164	Konuşma	çok utanç verici	it's a major embarrassment expr.
165	Konuşma	ne utanç verici	how embarrassing expr.
166	Konuşma	ne kadar utanç verici	how embarrassing expr.
167	Konuşma	ne büyük bir utanç/ayıp!	what a great shame! expr.
168	Konuşma	ne kadar utanç verici	it's such a shame expr.
169	Konuşma	sana olanlar utanç verici	it's a shame what happened to you expr.
Politics
170	Siyasal	utanç verici bir konuyu gizleyen, örtbas eden politik fikir ya da eylem	diplomatic fig-leaf i.
Psychology
171	Psikoloji	utanç ve kuşkuya karşı özerklik	autonomy versus shame and doubt i.
History
172	Tarih	utanç törenleri	charivari i.
Archaic
173	Eski Kullanım	utanç lekesi	note i.
174	Eski Kullanım	utanç sebebi	opprobrium i.
175	Eski Kullanım	utanç kaynağı	opprobrium i.
Slang
176	Argo	utanç verici an	bruh moment i.
177	Argo	utanç verici durum	fail i.
178	Argo	utanç verici hata	bubu i.
179	Argo	utanç verici olay	rip i.
180	Argo	utanç verici	barro [australia] s.
British Slang
181	İngiliz Argosu	utanç verici	cringeworthy s.
182	İngiliz Argosu	utanç verici	ladgeful s.
183	İngiliz Argosu	utanç verici	ladging s.
Modern Slang
184	Modern Argo	utanç verici bir şekilde kendi kendine ereksiyon olma	allergic erection i.