utanılacak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

utanılacak



"utanılacak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 7 sonuç

Türkçe İngilizce
General
utanılacak shameful s.
utanılacak disgraceful s.
utanılacak scandalous s.
utanılacak discreditable s.
Slang
utanılacak scanless s.
utanılacak scanless s.
utanılacak skanless s.

"utanılacak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 57 sonuç

Türkçe İngilizce
General
utanılacak şey shame i.
utanılacak bir sır skeleton in the closet i.
utanılacak durum a disgraceful situation i.
utanılacak durum a situation to be ashamed of i.
utanılacak durum a shameful situation i.
utanılacak duruma düşme degradation i.
utanılacak bir hata yapmak make a boo boo f.
utanılacak şekilde dishonorably zf.
utanılacak bir şekilde ingloriously zf.
utanılacak şekilde dishonourably zf.
Phrases
akıl hastalığı utanılacak bir şey değil mental illness is nothing to be ashamed of expr.
utanılacak bir şey yok there's no disgrace in something expr.
Colloquial
utanılacak duruma düşmüş with egg on (one's) face s.
utanılacak duruma düşmüş with egg on your face s.
Idioms
utanılacak sır a skeleton in the cupboard i.
utanılacak sır a skeleton in one's closet i.
utanılacak sır a skeleton in one's cupboard i.
utanılacak bir sır skeletons in the closet i.
utanılacak sır a skeleton in the closet i.
utanılacak bir sır skeleton in the closet i.
utanılacak bir sır a skeleton in the cupboard i.
utanılacak bir sır a skeleton in the closet i.
utanılacak sır skeleton in (one's) closet i.
utanılacak durum egg on (one's) face i.
utanılacak durum egg on your face i.
utanılacak durum egg all over your face i.
utanılacak durum egg on your face i.
utanılacak bir sırrı olmak have a skeleton in the closet f.
utanılacak bir sırrı olmak have skeleton in the closet f.
utanılacak bir sırrı olmak have a skeleton in one's closet f.
utanılacak bir sırrı olmak have skeleton in one's closet f.
utanılacak bir sırrı olmak have skeletons in one's closet f.
utanılacak bir sırrı olmak have skeletons in the closet f.
utanılacak duruma düşmek have egg on one's face f.
utanılacak duruma düşmek have/wipe off the egg on one's face f.
utanılacak bir sırrı/sırları olmak have a skeleton in one's cupboard [uk] f.
utanılacak bir sırrı/sırları olmak have a skeleton in the cupboard [uk] f.
utanılacak bir sırrı/sırları olmak have skeletons in one's cupboard [uk] f.
utanılacak bir sırrı/sırları olmak have skeletons in the cupboard [uk] f.
utanılacak duruma düşmek (have) egg on your face f.
utanılacak durum egg on face f.
utanılacak duruma düşmek wipe off the egg on (one's) face f.
utanılacak bir sırrı olmak have a skeleton in one's closet f.
utanılacak bir sırrı olmak have a skeleton in the closet f.
utanılacak sırları olmak have skeletons in one's closet f.
utanılacak sırları olmak have skeletons in the closet f.
utanılacak bir sırrı olmak have a skeleton in one's cupboard f.
utanılacak bir sırrı olmak have a skeleton in the cupboard f.
utanılacak sırları olmak have skeletons in one's cupboard f.
utanılacak sırları olmak have skeletons in the cupboard f.
utanılacak duruma düşmek have egg on face f.
utanılacak duruma düşmek have got egg on (one's) face f.
utanılacak bir hata yapmak make a boo-boo f.
Speaking
bunda utanılacak bir şey yok it's nothing to be embarrassed of expr.
utanılacak bir şey yok that's nothing to be ashamed of expr.
Archaic
utanılacak şey aidos i.
Slang
utanılacak halde with (one's) pants down zf.