uzaklaştırmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

uzaklaştırmak



"uzaklaştırmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 82 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
uzaklaştırmak remove f.
General
uzaklaştırmak detract from f.
uzaklaştırmak fend off f.
uzaklaştırmak distract f.
uzaklaştırmak rout up f.
uzaklaştırmak move away f.
uzaklaştırmak stave f.
uzaklaştırmak uproot f.
uzaklaştırmak send away f.
uzaklaştırmak ward off f.
uzaklaştırmak suspend f.
uzaklaştırmak deport f.
uzaklaştırmak estrange f.
uzaklaştırmak alienate f.
uzaklaştırmak repress f.
uzaklaştırmak take away f.
uzaklaştırmak cast out f.
uzaklaştırmak banish f.
uzaklaştırmak fend f.
uzaklaştırmak eloign f.
uzaklaştırmak stave off f.
uzaklaştırmak rout out f.
uzaklaştırmak suspend from f.
uzaklaştırmak draw away f.
uzaklaştırmak forfend f.
uzaklaştırmak expel f.
uzaklaştırmak abstrude f.
uzaklaştırmak adempt [obsolete] f.
uzaklaştırmak chase f.
uzaklaştırmak remeve [obsolete] f.
uzaklaştırmak do way f.
uzaklaştırmak amand [obsolete] f.
uzaklaştırmak averruncate [obsolete] f.
uzaklaştırmak award [obsolete] f.
uzaklaştırmak eloin [obsolete] f.
uzaklaştırmak hence [obsolete] f.
uzaklaştırmak hent [dialect] f.
uzaklaştırmak reprive f.
uzaklaştırmak rid f.
uzaklaştırmak deport f.
uzaklaştırmak depose [obsolete] f.
uzaklaştırmak heave [obsolete] f.
uzaklaştırmak offtake [obsolete] f.
uzaklaştırmak impede f.
uzaklaştırmak impoverish f.
uzaklaştırmak displace [obsolete] f.
uzaklaştırmak distance f.
uzaklaştırmak drive f.
uzaklaştırmak fence f.
uzaklaştırmak disband [obsolete] f.
uzaklaştırmak discharge f.
uzaklaştırmak forefend f.
uzaklaştırmak outward [obsolete] f.
uzaklaştırmak pheese f.
uzaklaştırmak stand off f.
uzaklaştırmak stranger [obsolete] f.
uzaklaştırmak supplant f.
uzaklaştırmak clear f.
uzaklaştırmak shift f.
Phrasals
uzaklaştırmak shuffle off f.
uzaklaştırmak run off f.
uzaklaştırmak run out f.
uzaklaştırmak warn off f.
uzaklaştırmak drive apart f.
uzaklaştırmak fend away f.
uzaklaştırmak stretch away f.
uzaklaştırmak pinch off f.
uzaklaştırmak bring off f.
uzaklaştırmak ride off f.
uzaklaştırmak put off f.
Idioms
uzaklaştırmak freeze off f.
uzaklaştırmak let loose f.
Politics
uzaklaştırmak push-off f.
Technical
uzaklaştırmak remove f.
uzaklaştırmak zoom out f.
Archaic
uzaklaştırmak overshake f.
uzaklaştırmak avert f.
uzaklaştırmak eloign f.
uzaklaştırmak divorce f.
uzaklaştırmak perflate f.
uzaklaştırmak subtract f.
Slang
uzaklaştırmak peel off f.

"uzaklaştırmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 262 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kötü kimseleri uzaklaştırmak veya baskı altında tutmak için linç kanunu yöntemlerini kullanan kanun dışı bir teşkilat white cap i.
serinlemek ve sinekleri uzaklaştırmak için kullanılan yelpaze flywhisk i.
birine oy vermeyerek görevden uzaklaştırmak vote someone out f.
uzaklaştırmak (bir şeyi bir yerden) be in the clear f.
topu uzaklaştırmak clear the ball f.
kötü bir olayı zihinden uzaklaştırmak block out f.
hile ile uzaklaştırmak decoy away from f.
birbirinden uzaklaştırmak abalienate f.
görevden uzaklaştırmak dismiss f.
okuldan uzaklaştırmak rusticate f.
görevden uzaklaştırmak suspend f.
geçici olarak uzaklaştırmak suspend from f.
görevden uzaklaştırmak ease out f.
işten uzaklaştırmak suspend f.
dışarı çıkartıp uzaklaştırmak get out of f.
öğretmeni konudan uzaklaştırmak get the teacher off topic f.
zihinden uzaklaştırmak block out f.
okuldan uzaklaştırmak suspend someone from school f.
merkezden uzaklaştırmak decenter f.
yeniden uzaklaştırmak rebanish f.
tekrar uzaklaştırmak reexpel f.
tekrar uzaklaştırmak re-expel f.
işinden uzaklaştırmak remove f.
fikren uzaklaştırmak alien f.
dikkatini bir şeyden uzaklaştırmak beguile f.
zorla uzaklaştırmak hont f.
kirliliği uzaklaştırmak depollute f.
insanlıktan uzaklaştırmak impersonalize f.
insanlıktan uzaklaştırmak impersonalise f.
(bir yerden) yaşlıları uzaklaştırmak diselder f.
çekişmeden uzaklaştırmak disembrangle [obsolete] f.
gerçeklerden uzaklaştırmak disrealize f.
gerçeklerden uzaklaştırmak disrealise f.
görevden geçici uzaklaştırmak bench f.
kovar gibi uzaklaştırmak drub f.
zihninden uzaklaştırmak consign f.
koltuktan uzaklaştırmak disbench f.
düşüncesinden uzaklaştırmak prescind f.
dikkatini bir şeyden uzaklaştırmak prescind f.
kulüpten uzaklaştırmak scratch [obsolete] f.
topluluktan uzaklaştırmak seclude [obsolete] f.
(kendini) bir şeyden uzaklaştırmak shake (off) f.
birdenbire uzaklaştırmak shock f.
kolu ile uzaklaştırmak sleeve f.
konumundan uzaklaştırmak beat f.
zihninden uzaklaştırmak push away f.
konundan uzaklaştırmak sidetrack f.
uzaklaştırmak için away zf.
Phrasals
(dikkatleri/gözleri birinden veya bir şeyden) uzaklaştırmak avert (something) (away) from i.
(dikkatleri/gözleri birinden veya bir şeyden) uzaklaştırmak avert something (away) from someone or something i.
(birini) bir şeyden uzaklaştırmak alienate (one) from i.
(birini) bir şeyden uzaklaştırmak alienate (one) from i.
alıp uzaklaştırmak take away f.
birinin bir işten uzaklaştırmak bounce out f.
(bir kişi veya şeyi başka bir kişi veya şeyden/iki kişi veya şeyi birbirinden) ayırmak/uzaklaştırmak get between f.
(bir kişi veya şeyi başka bir kişi veya şeyden/iki kişi veya şeyi birbirinden) ayırmak/uzaklaştırmak get between (someone or something and someone or something else) f.
(bir şeyi başka bir şeyden) uzaklaştırmak bring away f.
ayartarak uzaklaştırmak seduce someone away from something f.
ayartarak uzaklaştırmak lure someone away from something f.
ayartarak uzaklaştırmak woo someone away from something f.
birini bir yerden uzaklaştırmak/ bir yerin dışına çıkarmak lead someone off f.
bir şeyi (birine) fark ettirmeden uzaklaştırmak/götürmek spirit off f.
birini bir yerden uzaklaştırmak/ bir yerin dışına çıkarmak guide someone away f.
bir şeyi (birine) fark ettirmeden uzaklaştırmak/götürmek spirit away f.
çevresinden uzaklaştırmak throw out f.
çevresinden uzaklaştırmak toss out f.
çevresinden uzaklaştırmak put away f.
çevresinden uzaklaştırmak cast away f.
çevresinden uzaklaştırmak throw away f.
çevresinden uzaklaştırmak cast aside f.
çevresinden uzaklaştırmak chuck out f.
çevresinden uzaklaştırmak cast out f.
çevresinden uzaklaştırmak toss away f.
el işareti yaparak bir yerden uzaklaştırmak motion away from f.
el işareti yaparak uzaklaştırmak motion someone away from something f.
el işareti yaparak bir yerden uzaklaştırmak motion someone away from something f.
el işareti yaparak uzaklaştırmak motion away from f.
iterek uzaklaştırmak push away from f.
sürükleyerek uzaklaştırmak drag away f.
toplumdan uzaklaştırmak/izole etmek put away somebody f.
toplumdan uzaklaştırmak/izole etmek put somebody away f.
tekmeleyerek çıkarmak/uzaklaştırmak/defetmek kick away f.
toplumdan uzaklaştırmak cast out f.
(birini birşeyden) uzaklaştırmak call someone away from something f.
'den iterek uzaklaştırmak push or throw away from f.
-den uzaklaştırmak conduct away f.
'den iterek uzaklaştırmak thrust away from f.
birini bir nedenle üniversiteden uzaklaştırmak/kovmak/göndermek/yollamak send down for (something) f.
(birini/kendini) görevden uzaklaştırmak relieve (someone or oneself) of (something) f.
(birini/bir şeyi bir şeyden) uzaklaştırmak eliminate (someone or something) from (something) f.
birini/bir şeyi bir şeyden uzaklaştırmak eliminate someone or something from something f.
birini/bir şeyi bir yerden uzaklaştırmak force back f.
(birini/bir şeyi) uzaklaştırmak push (someone or something) off f.
birini bir şeyden/bir yerden korkutup uzaklaştırmak frighten off f.
birini zorla bir şeyden uzaklaştırmak pry from f.
(birini/bir şeyi, bir şeyden/birinden) uzaklaştırmak pull away from (someone or something) f.
(birini bir şeyden/birinden) uzaklaştırmak repulse from (someone or something) f.
birini (bir şeyden) uzaklaştırmak suspend from (something) f.
(birini/bir şeyi) iterek uzaklaştırmak thrust away from (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) ite kaka uzaklaştırmak thrust away from (someone or something) f.
(kendini) birinden/bir şeyden uzaklaştırmak disengage (oneself) from someone or something f.
(kendini bir şeyden/birinden) uzaklaştırmak distance (oneself) from (someone or something) f.
bir şeyi başka bir şeyden uzaklaştırmak bring something away from something f.
(birinden veya bir şeyden) uzaklaştırmak get away f.
(birini bir yerden) uzaklaştırmak için eliyle işaret etmek wave someone back (from something) f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden yuvarlayarak almak/uzaklaştırmak roll something off (of) someone or something f.
diğerlerinin arasından uzaklaştırmak segregate into (something or some place) f.
(birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak stretch away from (someone or something) f.
sedyede (birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak stretch away from (someone or something) f.
sedyeyle (birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak stretch away from (someone or something) f.
(birini) korkutup (bir şeyi) yapmaktan uzaklaştırmak terrify (one) out of (something or some place) f.
(birini) dehşetle (bir şeyi) yapmaktan uzaklaştırmak/vazgeçirmek terrify (one) out of (something or some place) f.
(birini) korkutup (bir şeyi) yapmaktan uzaklaştırmak terrorize (one) out of (something) f.
(birini) dehşetle (bir şeyi) yapmaktan uzaklaştırmak/vazgeçirmek terrorize (one) out of (something) f.
eliyle uzaklaştırmak wave off f.
hızla uzaklaştırmak whisk away f.
görevden/işten uzaklaştırmak lay off f.
işten uzaklaştırmak lay off f.
çarpıp uzaklaştırmak bat away f.
eliyle vurup uzaklaştırmak bat away f.
tekneyi rüzgarın yönünden uzaklaştırmak bear off f.
tekneyi bir engelden uzaklaştırmak bear off f.
tekneyi bir tehlikeden uzaklaştırmak bear off f.
tekneyi (bir şeyin) yönünden uzaklaştırmak bear off from (something) f.
tekneyi (bir şeyden) uzaklaştırmak bear off from (something) f.
tekneyi bir engelden uzaklaştırmak bear off from (something) f.
tekneyi bir tehlikeden uzaklaştırmak bear off from (something) f.
düşünce gücüyle uzaklaştırmak wish away f.
birini/bir hayvanı zorla bir şeyden/yerden uzaklaştırmak force someone or an animal from something f.
zorla uzaklaştırmak force out f.
birini birinden/bir şeyden uzaklaştırmak alienate someone from someone or something f.
birini birinden/bir şeyden uzaklaştırmak alienate someone from someone or something f.
kıyıdan uzaklaştırmak push (oneself) off (on something) f.
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden uzaklaştırmak push someone or something off (of) someone or something f.
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden uzaklaştırmak push someone or something off f.
birini/bir şeyi (bir şeyden) uzaklaştırmak back someone or something off (from something) f.
birini/bir şeyi bir yerden uzaklaştırmak banish someone or something from some place f.
(bir şeyden/yerden) uzaklaştırmak banish from (something or some place) f.
bir yerden uzaklaştırmak banish from some place f.
(gemiyi, tekneyi) bir tehlikeden uzaklaştırmak bear off from (something) f.
okuldan uzaklaştırmak bust out (of some place) f.
birini okuldan uzaklaştırmak bust someone out of somewhere f.
birini (birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak conduct someone away (from someone or something) f.
(birini/bir şeyi) uzaklaştırmak conduct (someone or something) away f.
(bir şeyi birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak/uzak tutmak deflect (something) away from (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) sürükleyerek uzaklaştırmak drag (someone or something) away f.
(birini/bir şeyi) çekerek uzaklaştırmak/çıkarmak drag (someone or something) away f.
(birini/bir şeyi) çekiştirerek uzaklaştırmak drag (someone or something) away f.
bir şeyi (bir şeyden) sürükleyerek uzaklaştırmak drag something away (from something) f.
bir şeyi (bir şeyden) çekerek uzaklaştırmak drag something away (from something) f.
bir şeyi (bir şeyden) iterek uzaklaştırmak drag something away (from something) f.
bir şeyi (bir şeyden) sürükleyerek uzaklaştırmak drag something away f.
bir şeyi (bir şeyden) çekerek uzaklaştırmak drag something away f.
bir şeyi (bir şeyden) iterek uzaklaştırmak drag something away f.
(birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak draw away from (someone or something) f.
birini sessiz sedasız konumundan uzaklaştırmak ease someone out of something f.
birini sessiz sedasız konumundan uzaklaştırmak ease someone out f.
(bir şeyden) sessiz sedasız uzaklaştırmak ease out of (something) f.
-den uzaklaştırmak eliminate from f.
birini bir şeyden/yerden uzaklaştırmak expel someone from something f.
birini/bir şeyi uzaklaştırmak fend someone or something off f.
(birini/bir hayvanı bir şeyden) zorla uzaklaştırmak force (someone or an animal) out of (something) f.
korkutup (bir şeyden) uzaklaştırmak frighten out of (something) f.
birini/bir şeyi birinden bir şeyden uzağa götürmek/uzaklaştırmak get someone or something away from someone or something f.
(birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak get away from (someone or something) f.
birini birinden/bir şeyden uzaklaştırmak guide someone away from someone or something f.
bir şeyi uzaklaştırmak guide something away f.
-den uzaklaştırmak guide away f.
(birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak guide away (from someone or something) f.
birini/bir şeyi uzaklaştırmak hold someone or something off f.
(bir şeyden/yerden) uzaklaştırmak/almak keep out (of something) f.
(birini/bir şeyi) tekmeyle/tekme atarak uzaklaştırmak kick against (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) tekme atarak uzaklaştırmak kick at (someone or something) f.
vurup uzaklaştırmak/savurmak knock away f.
(birini/bir şeyi) uzaklaştırmak lead (someone or something) away f.
(birini/bir şeyi) ayartarak uzaklaştırmak lure (someone or something) away f.
(birini birinden/bir şeyden) el işareti yaparak uzaklaştırmak motion (one) away from (someone or something) f.
el işareti yaparak (birini birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak motion (one) away from (someone or something) f.
birini uzaklaştırmak put one off f.
(birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak repel from (someone or something) f.
-den uzaklaştırmak repulse from f.
(birini bir şeyden/bir yerden) uzaklaştırmak roust (one) out of (something) f.
-den uzaklaştırmak roust out of f.
bir yerden uzaklaştırmak rout out of some place f.
(birini bir şeyden) korkutup kaçırmak/uzaklaştırmak scare (one) away from (something) f.
(birini/bir şeyi) korkutup kaçırmak/uzaklaştırmak scare (someone or something) away f.
korkutup kaçırmak/uzaklaştırmak scare out f.
(birini birinden/bir şeyden) ayartarak uzaklaştırmak seduce (one) (away) from (someone or something) f.
(birini birinden/bir şeyden) kandırıp uzaklaştırmak seduce (one) (away) from (someone or something) f.
(birinin) aklını çelip (birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak seduce (one) (away) from (someone or something) f.
-den ayartarak uzaklaştırmak seduce from f.
-den kandırıp uzaklaştırmak seduce from f.
-den aklını çelip uzaklaştırmak seduce from f.
bir nedenle üniversiteden uzaklaştırmak/kovmak/göndermek/yollamak send down for f.
(kendi kendini bir şeyden) uzaklaştırmak talk (oneself) out of (something) f.
(bir şeyden) uzaklaştırmak tear out of (something or some place) f.
(bir şeyden) uzaklaştırmak wean (away) from (something) f.
(bir şeyden) uzaklaştırmak wean from f.
(bir şeyden) uzaklaştırmak wean off f.
(bir şeyden) uzaklaştırmak wean off (of) (something) f.
tekerlekli bir aracı sürerek uzaklaştırmak wheel away f.
(birini) baştan çıkarıp (birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak win (someone) away from (someone or something) f.
(birini) ayartıp (birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak win (someone) away from (someone or something) f.
baştan çıkarıp (birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak win away f.
(bir şeyden) uzaklaştırmak withdraw from (something) f.
ayartarak uzaklaştırmak woo away f.
kandırıp uzaklaştırmak woo away f.
aklını çelip uzaklaştırmak woo away f.
(bir şeyi) uzaklaştırmak clean out (of/from) f.
bir yerden uzaklaştırmak peel away f.
soğuk sebebiyle uzaklaştırmak freeze out f.
boykot ederek uzaklaştırmak freeze out f.
Colloquial
sinekleri yüzden uzaklaştırmak için yapılan el hareketi barcoo salute [australia] i.
uzaklaştırmak (okul vb) can f.
(birini kendinden/endişelerden/stresten) uzaklaştırmak take (one) out of (oneself) f.
zorla uzaklaştırmak clean out f.
Idioms
birini gözünün önünden uzaklaştırmak get someone out of one's sight f.
istenmeyen birini uzaklaştırmak hold at bay f.
istenmeyen birini uzaklaştırmak keep at bay f.
kolları dümdüz uzatarak birini kendinden uzaklaştırmak straight-arm f.
kolları dümdüz uzatarak birini kendinden uzaklaştırmak stiff-arm f.
(bir tehlikeyi vb ) uzaklaştırmak keep at bay f.
(birini/bir şeyi) sürükleyerek (bir şeyden) uzaklaştırmak drag (someone or something) away from (something) f.
(birini/bir şeyi) çekerek (bir şeyden) uzaklaştırmak/çıkarmak drag (someone or something) away from (something) f.
(birini) sürükleyerek (bir yerden) götürmek/çıkarmak/uzaklaştırmak drag (someone or something) away from (something) f.
(birini) çekiştirerek (bir yerden/bir şeyden) uzaklaştırmak drag (someone or something) away from (something) f.
(birini/bir şeyi birinden, bir şeyden, kendinden) uzaklaştırmak push (someone or something) off (of) (someone, something, or oneself) f.
(bir şeyi) aklından uzaklaştırmak take one's mind off f.
(bir şeyi) bir şeyden uzaklaştırmak break something free (from something) f.
kendini/birini/bir şeyi (bir şeyden) uzaklaştırmak break/cut/tear (something) loose from somebody/something f.
(birini/bir şeyi) gözünün önünden uzaklaştırmak/almak get (someone or something) out of (one's) sight f.
(birini/bir şeyi) uzaklaştırmak/gidermek keep (someone or something) at bay f.
birini/bir şeyi uzaklaştırmak/gidermek keep something/someone at bay f.
birini/bir şeyi uzaklaştırmak/gidermek hold something/someone at bay
Trade/Economic
sendikayı işyerinden uzaklaştırmak için legal-illegal faaliyette bulunma union busting i.
işten uzaklaştırmak suspend f.
Law
barodan uzaklaştırmak disbar f.
görevinden uzaklaştırmak impeach f.
Politics
laiklikten uzaklaştırmak unsecularize f.
Technical
merkezden uzaklaştırmak decenter [us] f.
merkezden uzaklaştırmak decentre [uk] f.
Anatomy
(dili) damaktan uzaklaştırmak lower f.
Physiology
(vücuttan) atık maddeleri uzaklaştırmak depurate [obsolete] f.
Physics
eksenden uzaklaştırmak abduce f.
Biochemistry
boya uzaklaştırmak destain f.
Fishery
deniz memelilerini korkutup balık avlama alanlarından uzaklaştırmak amacıyla su altında kullanılan patlayıcı cihaz seal bomb i.
Education
okuldan uzaklaştırmak exclude f.
Environment
(sivrisinekleri uzaklaştırmak için) su kütlesi üzerine benzin eklenmesi petrolage i.
Military
çatışmaya hazır bulunulduğunu göstermek veya dikkatleri esas saldırı noktasından uzaklaştırmak için silahlı gücün veya saldırı içeren bir hareketin sergilenmesi demonstration i.
ordudan uzaklaştırmak discharge f.
Sport
(ragbi gibi sporlarda top kapan oyuncuyu) eli açarak uzaklaştırmak hand off f.
(ragbi gibi sporlarda top kapan oyuncuyu) eli açarak uzaklaştırmak hands-off f.
(topu) hedeften veya savunma bölgesinden uzaklaştırmak clear f.
kroket oyununda kendi topunu kullanarak başkasının topunu uzaklaştırmak croquet f.
Archaic
topluluktan/gruptan uzaklaştırmak discommune f.
Slang
mevcut bağlantılarından uzaklaştırmak amacıyla hükümlünün bir ceza evinden diğerine nakledilmesi round robin i.
mevcut bağlantılarından uzaklaştırmak amacıyla hükümlünün bir ceza evinden diğerine nakledilmesi bus therapy i.
mevcut bağlantılarından uzaklaştırmak amacıyla hükümlünün bir ceza evinden diğerine nakledilmesi diesel therapy i.
mevcut bağlantılarından uzaklaştırmak amacıyla hükümlünün bir ceza evinden diğerine nakledilmesi grey goose therapy i.
okuldan uzaklaştırmak bust out f.
birini okuldan uzaklaştırmak bust someone out of some place f.
birini okuldan uzaklaştırmak bust someone out f.