uzun süreli - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

uzun süreli



"uzun süreli" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 15 sonuç

Türkçe İngilizce
General
uzun süreli long duration i.
uzun süreli diuturnal s.
uzun süreli sustained s.
uzun süreli longtime s.
uzun süreli long dated s.
uzun süreli long standing s.
uzun süreli long-drawn out s.
uzun süreli protracted s.
uzun süreli of long s.
uzun süreli old-time s.
Trade/Economic
uzun süreli secular s.
Media
uzun süreli long-running s.
Technical
uzun süreli long-continued s.
uzun süreli long-term s.
Theatre
uzun süreli long-running s.

"uzun süreli" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 163 sonuç

Türkçe İngilizce
General
uzun süreli hava tahmini long range forecast i.
gösteride uzun süreli alkışı hakeden oyuncu veya gösterinin bir sahnesi showstopper i.
uzun süreli müşteri long-standing customer i.
uzun süreli müşteri long-time customer i.
uzun süreli çalışma long-term practice i.
uzun süreli alıştırma/pratik long-term practice i.
uzun süren/süreli yas/elem/keder prolonged grief i.
uzun süreli korkular long-held fears i.
uzun süreli korkular long-term fears i.
uzun süreli kullanım long term use i.
uzun süreli kullanım extended use i.
uzun süreli tedavi long-term treatment i.
uzun süreli refah prolonged welfare i.
ağır veya uzun süreli kullanımda güvenilir çalışan şey workhorse i.
uzun süreli kalma overstay i.
(profesyonel, ticari, sosyal) bir grubun uzun süreli ve etkili üyesi olan erkek old boy i.
(mesaj, e-posta ve dijital iletişim ağlarında uzun süreli vakit geçirmenin yol açtığı) dikkat dağınıklığı infomania i.
derin ve uzun süreli bilinçsizlik hali comatoseness i.
uzun süreli tedavi veya iş göremezlik raporu ile sonuçlanan hastalık veya yaralanma ile ilgili catastrophic s.
uzun süreli kullanımı nedeniyle kabul gören time-honored s.
alışılmadık derecede uzun süreli ve mesafeli olan marathon s.
alışılmadık derecede uzun süreli ve mesafeli olan marathonian s.
alışılmadık derecede uzun süreli ve mesafeli olan marathonic s.
uzun süreli anlamı veren kombinasyon long- ök.
uzun süreli bakım ltc (long-term care) kısalt.
uzun süreli ilişki ltr (long-term relationship) kısalt.
Colloquial
uzun süreli hapis cezası durance vile i.
Idioms
gösteride uzun süreli alkışı hakeden oyuncu veya gösterinin bir sahnesi a show-stopper i.
uzun süreli bellek long memory i.
uzun süreli hafızaya sahip olmak have a long memory f.
alkolün/uyuşturucunun verdiği uzun süreli neşe be rolling high f.
(özellikle uzun süreli stres nedeniyle) tükenmiş burned-out s.
(özellikle uzun süreli stres nedeniyle) yıpranmış burned-out s.
uzun süreli yatırım yapmam I don't buy green bananas expr.
Trade/Economic
yürürlükte tutulan ipotek veya uzun süreli kiralama attendant term [brit] i.
bankaların ödünç alıcılar borçlarını taksitler halinde ödedikleri durumda uzun süreli borçlar vererek likidite sorunlarını çözebilecekleri görüşü anticipated income theory i.
bir eşya, mal veya fikre karşı uzun süreli duygu, düşünce ve tepki attitudes i.
hedeflenen uzun süreli yeniden finansman sağlama operasyonları targeted longer-term refinancing operations i.
iktisadi dalgalanmalar (çok uzun süreli) kondratieff cycles i.
kısa süreli borçların uzun süreli yapılması funding i.
satış yerine uzun süreli kiralama yolu leasing i.
sadece faizleri ödenen uzun süreli borçlar perpetual debts i.
uzun süreli iktisadi duraklama secular stagnation i.
uzun süreli iktisadi durgunluk secular stagnation i.
uzun süreli sermaye oluşturuluncaya kadar işletmeye sunulan kısa süreli kredi bridging loan i.
uzun süreli iş göremezlik long term disability i.
uzun süreli kira sözleşmesi lease contract i.
uzun süreli borç long-term liability i.
uzun süreli kira lease i.
uzun süreli borç capital liability i.
uzun süreli perspektifler long-term perspectives i.
uzun süreli kiralanan varlıklar leasehold i.
zamana bağlı uzun süreli etkiler hysteresis i.
Law
arazinin uzun süreli kullanımı yoluyla edinilmesi prescription i.
uzun süreli keyfi gözaltı prolonged arbitrary detention i.
tarihsel olarak mülkiyete bağlı olmayıp bağış veya emir yoluyla uzun süreli istifade için ilhak edilmiş arazi parçası common appurtenant i.
uzun süreli dolandırma long con i.
uzun süreli kiraya vermek improve [scotland] f.
Industry
uzun süreli iş göremezlik ltd (long-term disability) kısalt.
Insurance
uzun süreli iş göremezlik sigortası long term disability insurance i.
uzun süreli sigorta long-term insurance i.
ciddi veya uzun süreli hastalıklardan kaynaklı olup belirlenen tutarın üzerinde gelen hastane faturalarının çoğunu veya tamamını kapsayan sigorta major medical i.
Technical
genellikle para toplamak amacıyla hayır işleri için hazırlanan uzun süreli radyo programı radiothon i.
daldırma metoduyla uzun süreli su absorpsiyonu long term water absorption by immersion i.
önceden planlanan uzun süreli kullanım pre-planned long term use i.
termoplastik elastomer contalı bağlantıların uzun süreli sızdırmazlık performansı long-term sealing performance of joints with thermoplastic elastomer seal i.
uzun süreli duruş blowout i.
uzun süreli yüklenme sustained load i.
uzun süreli iç basınç mukavemeti long-term resistance to internal pressure i.
uzun süreli kararlılık deneyi long-term stability test i.
uzun süreli şarj state of charge i.
uzun süreli ölçek long time scale i.
uzun süreli dağlama long-term etching i.
uzun süreli kullanım veya durağan kalmanın sonucunda yüzeyin görünümünün değişimi patina i.
uzun süreli hidrolik bozulma basıncı long-time hydraulic failure pressure i.
uzun süreli maksimum bağıl halka deformasyonu long-term ultimate relative ring deflection i.
uzun süreli hidrostatik mukavemet long-term hydrostatic strength i.
uzun süreli sızdırmazlık performansı long-term sealing performance i.
uzun süreli deney long term test i.
uzun süreli difuzyona bağlı su absorpsiyonu long term water absorption by diffusion i.
uzun süreli tasarlama long term planning i.
uzun süreli iç basınca mukavemet long-term resistance to internal pressure i.
uzun süreli izleme long term monitoring i.
uzun süreli duruş blow-out i.
Aeronautic
uzun süreli park alanı tiedown i.
Medical
uzun süreli tedavi veya hastanede yatış gerektiren yüksek maliyetli hastalık catastrophic illness i.
kadınlarda uzun süreli doğum kontrol amaçlı bir deri altı progestin kapsülü markası norplant® i.
astımın uzun süreli tedavisi long-term treatment of asthma i.
gefitinib ile uzun süreli hastalık kontrolü long-term disease control by gefitinib i.
evde uzun süreli oksijen tedavisi long term oxygen therapy at home i.
hipertansiyonun ayaktan uzun süreli tedavisi long-term outpatient therapy of hypertension i.
havayollarındaki uzun süreli kısmi daralma prolonged partial upper airway obstruction i.
uzun süreli hormon replasman tedavisi long term hormone replacement therapy i.
uzun süreli infüzyon prolonged infusion i.
uzun süreli tedavi long term treatment i.
uzun süreli idrar retansiyonu long-term urinary retention i.
uzun süreli nörolojik tutulum long-lasting neurological deficit i.
uzun süreli tedavi edilmemiş hipotiroidizm long-term untreated hypothyroidism i.
uzun süreli hasta takibi long-term follow-up i.
uzun süreli oksijen tedavisi long-term oxygen therapy i.
uzun süreli hastalık long lasting disease i.
uzun süreli hava kaçağı prolonged air leak i.
uzun süreli antibiyotik tedavisi long-term antibiotic treatment i.
uzun süreli sakatlık long term disability i.
uzun süreli bakım long term care i.
uzun süreli ve geniş etki alanlı antibiyotik kullanımı prolonged usage of wide spectrum antibiotics i.
uzun süreli tedavi edilmemiş şiddetli/ağır hipotiroid long-standing severe untreated hypothyroidism i.
uzun süreli klinik kullanım long-term clinical use i.
uzun süreli tedavi edilmemiş hipotiroidizm long-standing untreated hypothyroidism i.
uzun süreli kortizol tedavisi prolonged cortisol treatment i.
uzun süreli stabilite long term stability i.
uzun süreli sindirim sistemi problemi inflammatory bowel disease i.
uzun süreli sigara içme long term smoking i.
uzun süreli vajinal kanama heavy vaginal bleeding i.
uzun süreli feksofenadin kullanımı long-term fexofenadine use i.
uzun süreli alkol tüketimi long term alcohol consumption i.
uzun süreli alendronat tedavisi prolonged alendronate therapy i.
yüksek glukoz konsantrasyonlarına uzun süreli maruziyet long-term exposure to high glucose concentrations i.
uzun süreli bakıma ihtiyacı olan hastaya evinde yardım eden kimse home health aide i.
verem gibi hastalıkların tedavisinde uzun süreli yatak istirahati immobilisation i.
verem gibi hastalıkların tedavisinde uzun süreli yatak istirahati immobilization i.
uzun süreli savaş ortamından kaynaklı görme ve hafıza kaybı shellshock i.
uzun süreli ateş sonucu dudak ve diş bölgesinde gelişen koyu renkli bir kabuklanma türü sordes i.
uzun süreli etki eden virüslere karşı olan antiretroviral s.
Psychology
uzun süreli bellek long-term memory i.
uzun süreli potansiyel artışı long term potentiation i.
Physiology
organizmada aşırı uyarılma veya uzun süreli efor nedeniyle kapasite düşmesi fatigue i.
Pathology
yoğun veya uzun süreli stimülasyon sonucu sinir veya diğer irritabl dokuda gelişen duyarsızlık refractoriness i.
asfiksiye neden olabilecek şekilde, uzun süreli zor soluma ve ardından kısa verimsiz nefes verme apneusis i.
vajinanın uzun süreli ve ağrılı kasılması vaginismus i.
ince silis tozunun uzun süreli solunması sonucu ortaya çıkan bir hastalık pneumonoultramicroscopicsilicovolcanoconiosis i.
ince silis tozunun uzun süreli solunması sonucu ortaya çıkan bir hastalık pneumonoultramicroscopicsilicovolcanokoniosis. i.
Pharmaceutics
morfin gibi opioidlere antagonist olarak ve opioid bağımlılığının uzun süreli tedavisi için bupernorfin ile birlikte kullanılan bir ilaç naloxone i.
uzun süreli etki sağlayan bir barbitürat türü phenobarbitone i.
Gastronomy
uzun süreli kullanım için muhafaza edilmemiş gıda fresh foods i.
Statistics
uzun süreli çalışma longitudinal study i.
Biology
uzun süreli çiftleşme prolonged copulation i.
Zoology
(özellikle bir hedefe ulaşmak için) az sayıda erkek aslanın veya çitanın yaptığı uzun süreli ittifak coalition i.
Agriculture
(uzun süreli kullanım nedeniyle bir arazi) aynı tür hayvan besiciliği için elverişliliğini yitiren stale s.
Education
uzun süreli staj (özellikle abd'de) practicum i.
Linguistics
(nicel prozodi hecesi) uzun süreli long s.
Environment
maddelerin uzun süreli zehirliliği prolonged toxicity of substances i.
Meteorology
uzun süreli hava tahmini long range forecast i.
uzun süreli hava tahmini long-term forecast i.
uzun süreli hava tahmini long-term weather forecast i.
Military
uzun süreli tahsisat multiple year appropriation i.
uzun süreli görev bölgesi long tour area i.
uzun süreli misafir gruplar long-term visitor groups i.
belirli bir noktada uzun süreli hizmet sunan sağlık kuruluşu fixed medical treatment facility i.
Music
müzisyenin yaptığı uzun süreli prova woodshedding i.
müzik grubunun yaptığı uzun süreli prova woodshedding i.
uzun süreli plak lp i.
uzun süreli plak l-p i.
Photography
uzun süreli ışık ile basmak overprint f.
Archaic
uzun süreli hastane olarak kullanım sonucu (binayı) yaşanamaz hale getirmek hospitalise f.
uzun süreli hastane olarak kullanım sonucu (binayı) yaşanamaz hale getirmek hospitalize f.
uzun süreli hastane olarak kullanım sonucu (binayı) yaşanamaz hale getirmek hospitalise f.
Slang
uzun süreli tekdüze konuşma sesi rolling buzz i.
alkol ve uyuşturucunun verdiği uzun süreli bir keyif hissi rolling buzz i.
uzun süreli uyuşturucu kafası going high i.
fazla/uzun süreli alkol kullanımından dolayı kırmızı ve şiş burun whiskey nose [dated] i.
uzun süreli uyuşturucu kullanımının etkilerini yaşamak crash f.
uzun süreli depolama için hazırlamak pickle f.