İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | world market i. | dünya pazarı | ||
That reduces prices on the world market. Bu dünya pazarındaki fiyatları düşürür. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | world market i. | dünya pazarı | ||
First of all, a proper anti-dumping policy is necessary in order to bring about more reasonable world market prices. Her şeyden önce, daha makul dünya pazar fiyatlarının oluşması için uygun bir anti-damping politikası gereklidir. More Sentences |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | world export market i. | dünya ihracat pazarı |
Ticaret/Ekonomi | world financial market i. | dünya finans piyasası |
Ticaret/Ekonomi | world freight market i. | dünya navlun piyasası |
Ticaret/Ekonomi | world financial market i. | dünya finans pazarı |
Ticaret/Ekonomi | world financial market i. | küresel finans piyasası |
Ticaret/Ekonomi | world financial market i. | küresel finans pazarı |
Tourism | ||
Turizm | world travel market i. | dünya seyahat fuarı |
Turizm | world tourism market i. | dünya turizm pazarı |
Turizm | world travel market i. | londra'da düzenlenen seyahat fuarı |