yönetmek - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yönetmek



"yönetmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 81 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
yönetmek conduct f.
yönetmek administer f.
yönetmek manage f.
yönetmek direct f.
General
yönetmek mastermind f.
yönetmek direct f.
yönetmek boss f.
yönetmek administrate f.
yönetmek captain f.
yönetmek run f.
yönetmek oversee f.
yönetmek lead f.
yönetmek superintend f.
yönetmek steer f.
yönetmek supervise f.
yönetmek operate f.
yönetmek police f.
yönetmek run the show f.
yönetmek dispensate f.
yönetmek guide f.
yönetmek command f.
yönetmek edit f.
yönetmek chair f.
yönetmek head f.
yönetmek govern f.
yönetmek administer f.
yönetmek preside f.
yönetmek rule f.
yönetmek manage business f.
yönetmek steward f.
yönetmek imperate f.
yönetmek administrate f.
yönetmek airt f.
yönetmek regle [obsolete] f.
yönetmek reigle [obsolete] f.
yönetmek turn [obsolete] f.
yönetmek man [dialect] f.
yönetmek maneuver f.
yönetmek hand out f.
yönetmek measure f.
yönetmek helm f.
yönetmek honcho f.
yönetmek monitor f.
yönetmek reule [obsolete] f.
yönetmek demean [obsolete] f.
yönetmek deport f.
yönetmek gubernate f.
yönetmek gye f.
yönetmek oversway f.
yönetmek dispense f.
yönetmek come f.
yönetmek dominate f.
yönetmek finagle f.
yönetmek ordain f.
yönetmek seniorize f.
yönetmek seniorise f.
yönetmek sue [obsolete] f.
yönetmek opr (operate; operator) kısalt.
Phrasals
yönetmek work with f.
yönetmek measure out f.
Trade/Economic
yönetmek control f.
yönetmek preside f.
yönetmek rule f.
yönetmek manage f.
yönetmek run f.
yönetmek administer f.
Law
yönetmek rule f.
yönetmek conduct f.
Politics
yönetmek govern f.
yönetmek head f.
yönetmek oversee f.
Technical
yönetmek manage f.
yönetmek rule f.
yönetmek govern f.
Computer
yönetmek administer f.
Textile
yönetmek handle f.
Linguistics
yönetmek handled f.
Archaic
yönetmek moderate f.
yönetmek policy f.
yönetmek solicit f.
Slang
yönetmek dom f.

"yönetmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 189 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
gözetip denetleyerek yönetmek supervise f.
General
bir işi yönetmek run a business i.
uluslararası standartlar örgütü konteynırlarını teslim almak, yönetmek ve sevk etmek için gereken gereç taşıma ekipmanı parçaları container-handling equipment i.
bilinç altındaki güdüleri yönetmek sublime f.
bir şirket yönetmek run a company f.
aşai rabbani ayinini yönetmek celebrate f.
hasta yatağından ülkeyi yönetmek rule a country while lying sick in bed f.
hile ile yönetmek rig f.
kötü yönetmek mishandle f.
yönetmek (ayin) celebrate f.
kötü yönetmek misgovern f.
ayin yönetmek (din görevlisi) officiate f.
kötü yönetmek mismanage f.
kötü yönetmek misrule f.
baskıyla yönetmek tyrannise f.
despotça yönetmek tyrannise f.
şirketi yönetmek head the company f.
davayı yönetmek conduct a case f.
liman yönetmek manage a harbour f.
fon yönetmek administer fund f.
fon yönetmek manage fund f.
perde arkasından yönetmek pull the wires f.
maç yönetmek refree a match f.
maç yönetmek conduct a match f.
oturumu yönetmek preside over the session f.
oturumu yönetmek manage the session f.
iyi yönetmek manage well f.
toplantı yönetmek conduct a meeting f.
katı bir şekilde yönetmek rule with an iron hand f.
katı bir şekilde yönetmek rule with a rod of iron f.
toplantı yönetmek preside over a meeting f.
toplantı yönetmek chair a meeting f.
katı bir şekilde yönetmek rule with an iron fist f.
ustalıkla yönetmek manipulate f.
dümenle yönetmek steer f.
zalimce yönetmek grind down f.
zalimce yönetmek tyrannize f.
zalimce yönetmek tyrannise f.
parayı yönetmek manage money f.
ülke yönetmek govern a country f.
ülke yönetmek rule a country f.
toplumu yönetmek govern the society f.
ülkeyi idare etmek/yönetmek govern the country f.
ülkeyi idare etmek/yönetmek rule the country f.
ülkeyi idare etmek/yönetmek run the country f.
baskıyla yönetmek tyrannize f.
despotça yönetmek tyrannize f.
dünyayı yönetmek/idare etmek run the world f.
bir bölüm yönetmek run a department f.
filmi yönetmek direct the picture f.
(birkaç rahibin) kilise ayinini birlikte yönetmek concelebrate f.
(mirası) yönetmek administer f.
yeniden yönetmek reconduct f.
okul yönetmek keep school f.
tam yetkiyle yönetmek wield the scepter f.
birlikte yönetmek colead f.
kraliçe olarak yönetmek queen f.
birim halde yönetmek unitize f.
etkili biçimde yönetmek jockey f.
yetenekli bir şekilde yönetmek engineer f.
(aynı anda birden çok işi, sorumluluğu) yönetmek juggle f.
kötü yönetmek malappropriate f.
ustalıkla yönetmek manage f.
(profesyonel kariyeri) yönetmek manage f.
ustalıkla ve planlı bir şekilde yönetmek manoeuver f.
kötü yönetmek blunder f.
kötü yönetmek blunk [dialect] [scotland] f.
yönetmek için belirli bir şekilde davranmak handle f.
bir şeyi yönetmek wrangle f.
kötü yönetmek misdight f.
hükümdar olarak yönetmek monarchize f.
hükümdar olarak yönetmek monarchise f.
(at) hayvan yönetmek ride herd f.
(bölüm, grup, kurum) yönetmek officer f.
gereğinden fazla yönetmek overgovern f.
baskıcı bir şekilde yönetmek overlord f.
aşırı derecede yönetmek overmanage f.
(uçağın) lövyesini yönetmek cond f.
(uçağın) lövyesini yönetmek cund f.
yardımsız yönetmek fend f.
ortak yönetmek codirect f.
(kuruluşu) birlikte yönetmek cohead f.
gizlilikle yönetmek convey [obsolete] f.
zaman sınırı belirleyerek yönetmek deadline f.
sertçe yönetmek fight f.
koro yönetmek precent f.
(kadın) erkeği ele geçirmek, yönetmek veya yok etmek sphinx f.
çok sayıda büyükbaş yönetmek surcharge [uk] f.
Phrasals
belli bir tutumla yönetmek/idare etmek lead by f.
(birini/bir grubu) belli bir tutumla yönetmek/idare etmek lead by f.
ile yönetmek govern by means of f.
ile yönetmek act through f.
yoluyla yönetmek act through f.
yoluyla yönetmek govern by means of f.
(bir yerden) yönetmek base in f.
(bir yerden) yönetmek base in f.
istediği gibi yönlendirmek/yönetmek pull along f.
titizlikle yönetmek/idare etmek stand over f.
durumu iyi yönetmek brave out f.
(bir şeyi) yürütmek/yönetmek preside at (something) f.
Colloquial
ev yönetmek keep house f.
yan şirketlerden birini yönetmek run one of the subsidiaries f.
(kendini) yönetmek handle (oneself) f.
Idioms
düzenli ve disiplinli yönetmek run a tight ship f.
demir yumrukla yönetmek use a firm hand f.
düzenli ve disiplinli yönetmek run a taut ship f.
demir yumrukla yönetmek rule with an iron fist f.
demir yumrukla yönetmek exercise a firm hand f.
katı bir biçimde yönetmek rule somebody with a rod of iron f.
katı bir biçimde yönetmek rule somebody with an iron fist/hand f.
kadife eldivenle yönetmek rule with a velvet glove f.
sıkı yönetmek run a tight ship f.
sıkı yönetmek run a taut ship f.
yumuşak ve nazik bir şekilde yönetmek rule with a velvet glove f.
(birini) istediği gibi yönetmek have (someone) turned around (one's) (little) finger f.
(birini) istediği gibi yönetmek have (someone) twisted around (one's) (little) finger f.
(birini) istediği gibi yönetmek have (someone) wound around (one's) (little) finger f.
(birini) istediği gibi yönetmek have (someone) wrapped around (one's) (little) finger f.
(birini) istediği gibi yönetmek turn (someone) around (one's) (little) finger f.
birini istediği gibi yönetmek have/keep somebody on a string f.
kafasına göre davranmak/yönetmek run (one's) own show f.
(bir şeyi kendisi) yönetmek/idare etmek take (something) into (one's) own hands f.
katı bir şekilde yönetmek rule with an iron rod f.
acımasız bir şekilde/gaddarca yönetmek rule with an iron rod f.
zorbalıkla yönetmek rule with an iron rod f.
otoriter bir şekilde yönetmek rule with an iron rod f.
katı bir şekilde yönetmek rule with an iron hand f.
acımasız bir şekilde/gaddarca yönetmek rule with an iron hand f.
zorbalıkla yönetmek rule with an iron hand f.
otoriter bir şekilde yönetmek rule with an iron hand f.
(birini) istediği gibi yönetmek have (someone) turned round (one's) (little) finger f.
(birini) istediği gibi yönetmek have (someone) twisted round (one's) (little) finger f.
(birini) istediği gibi yönetmek have (someone) wound round (one's) (little) finger f.
(birini) istediği gibi yönetmek have (someone) wrapped round (one's) (little) finger f.
katı bir şekilde yönetmek rule with an iron hand (in a velvet glove) f.
katı bir biçimde yönetmek rule with an iron hand (in a velvet glove) f.
acımasız bir şekilde/gaddarca yönetmek rule with an iron hand (in a velvet glove) f.
zorbalıkla yönetmek rule with an iron hand (in a velvet glove) f.
otoriter bir şekilde yönetmek rule with an iron hand (in a velvet glove) f.
(birini/bir şeyi) kontrol etmek/yönetmek keep (someone or something) under (one's) control f.
(birini) yönetmek/kontrol etmek lead (one) (around) by the nose f.
birini/bir şeyi katı bir şekilde yönetmek rule someone or something with a rod of iron f.
birini/bir şeyi sert bir şekilde yönetmek rule someone or something with a rod of iron f.
birini/bir şeyi sıkı biçimde yönetmek rule someone or something with a rod of iron f.
kendisi yönetmek/idare etmek take into one's own hands f.
(birini) istediği gibi yönetmek turn (someone) round (one's) (little) finger f.
(birini) istediği gibi yönetmek wrap (someone) round (one's) (little) finger f.
Trade/Economic
diğer bankaların sahip olduğu düşük gelir getiren varlıkları elinde tutmak ve yönetmek için kurulmuş finansal kuruluş toxic bank i.
diğer bankaların sahip olduğu düşük gelir getiren varlıkları elinde tutmak ve yönetmek için kurulmuş finansal kuruluş bad bank i.
bir işi planlayıp başarı ile yürütmek, yönetmek, düzenlemek mastermind f.
haberleşmeyi yönetmek conduct the correspondence f.
kötü yönetmek manage poorly f.
kötü yönetmek maladminister f.
Law
hakim gibi yönetmek judgement f.
hakim gibi yönetmek judgment f.
Institutes
ingiltere'de doğa rezervlerini yönetmek ve doğanın korunması hakkında bilgi sağlamak üzere yasayla oluşturulan bir kurul nature conservancy council i.
bölgelerindeki gümrük vergilerini ve ekonomik politikaları yönetmek için alman devletleri arasında kurulmuş bir koalisyon zollverein i.
bölgelerindeki gümrük vergilerini ve ekonomik politikaları yönetmek için alman devletleri arasında kurulmuş bir koalisyon german customs union i.
Industry
ortaklaşa yönetmek co-manage f.
Technical
bisiklet motosiklet vb ini yönetmek için kullanılan ve ön tekere kumanda eden kısım handle bar i.
uluslararası standartlar örgütü konteynırlarını teslim almak, yönetmek ve sevk etmek için gereken gereç taşıma ekipmanı parçaları che (container-handling equipment) i.
bir gemiyi yönetmek con f.
Computer
paylaştırılan klasörleri yönetmek için komutlar commands for administering shared folders i.
internet sitesi oluşturmak ve yönetmek için kullanılan, açık kaynaklı popüler bir içerik yönetim sistemi mambo i.
eşzamanlı işlemleri yönetmek için geliştirilen erken bir paralel işleme dili occam i.
verilerin depolanıp kaydedilmesini yönetmek için bilgisayar diski yüzeyine yazılmış eşmerkezli manyetik dairesel çoğaltmalar üzerinde sektörleri birleştirmek interleave f.
verilerin depolanıp kaydedilmesini yönetmek için bilgisayar diski yüzeyine yazılmış eşmerkezli manyetik dairesel çoğaltmalar üzerinde sektörleri karıştırmak interleave f.
Traffic
trafiği yönetmek direct the traffic f.
Marine
gelgit sırasında demir atmış bir gemiyi yönetmek tend a vessel f.
(kütük üzerinde sürme) kütüğü yönetmek ride f.
Agriculture
(çok sayıda) çiftlik hayvanı yönetmek overstock f.
Religious
ayinleri yönetmek sacramentize f.
ayinleri yönetmek sacramentise f.
(incil) yönetmek judge f.
iblis veya şeytanla yönetmek demonize [us] f.
iblis veya şeytanla yönetmek demonise [uk] f.
komünyonu yönetmek communicate f.
ekmek ve şarap ayinini yönetmek communicate f.
(yahudilikte) ibadeti yönetmek daven f.
Military
muharebe yükleme hazırlığını ve harekatı yönetmek için bağlı komutanlıklar ve birlikler tarafından konuşlanma sırasında harekete geçirilen geçici teşkilat unit movement control center i.
askeri posta teşkilatını yönetmek için kurulan tek yöneticili işletme acentesi military postal service agency i.
askeri posta teşkilatını yönetmek için kurulan tek yöneticili işletme acentesi mpsa (military postal service agency) kısalt.
Sport
maçı yönetmek officiate f.
Football
maçı yönetmek refree the match f.
maçı yönetmek conduct the match f.
Card
oyunu yönetmek sit in f.
Music
orkestra yönetmek conduct f.
orkestra yönetmek baton f.
(müzik parçasını veya müzisyenleri) yönetmek direct f.