yüksek riskli - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yüksek riskli



"yüksek riskli" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yüksek riskli high risk s.
Medical
yüksek riskli major s.

"yüksek riskli" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 29 sonuç

Türkçe İngilizce
General
afetin olabileceği yüksek riskli yerler high probable risk areas for disaster i.
Trade/Economic
geliri, işi ve varlığı olmayan borçlulara verilen yüksek riskli bir kredi türü ninja loan i.
değersiz, yüksek riskli şirket tahvili junk bond i.
yüksek riskli yatırım a high-risk investment i.
yüksek riskli kurumsal borç high-risk corporate debt i.
yüksek riskli yatırım fonu hedge fund i.
yüksek riskli yatırım fonları hedge funds i.
kısa vadeli kazançlar için yüksek riskli hisse senedi alıp satan para yöneticisi gunslinger i.
çok yüksek kazanç getirebilecek olan riskli yatırım sheep (sky high earnings expectations possibly) kısalt.
Politics
kara paranın aklanmasının önlenmesinde yüksek riskli sektörler anti-money laundering high-risk sectors i.
yüksek riskli konut kredisi krizi subprime mortgage crisis i.
Insurance
yüksek riskli yatırım fonları hedge funds i.
Medical
yüksek riskli prostat kanseri high risk prostate cancer i.
yüksek riskli mikroorganizmalar high risk microorganisms i.
yüksek riskli gebelik high-risk pregnancy i.
yüksek riskli grup high-risk group i.
yüksek riskli genetik faktörler high-risk genetic factors i.
yüksek riskli grup high risk group i.
yüksek riskli hastaların belirlenmesi detection of high risk patients i.
yüksek riskli operasyonlar high risk operations i.
yüksek riskli bebeklerin takibi follow-up of high risk neonates i.
yüksek riskli gebelik high risk pregnancy i.
yüksek riskli gebelikler high risk pregnancies i.
yüksek riskli lokalize prostat kanseri high-risk localized prostate cancer i.
yüksek riskli bebekler high risk neonates i.
Pathology
yüksek-riskli gebelikler high-risk pregnancies i.
yüksek-riskli gebelik high-risk pregnancy i.
Card
(rakibi) daha yüksek ve riskli olabilecek bir teklife teşvik amacıyla teklif vermek push f.
Wagering
yüksek riskli faaliyet longshot i.