Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
yürütmek
"yürütmek"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 93 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
yürütmek
conduct
f.
2
Yaygın Kullanım
yürütmek
carry out
f.
3
Yaygın Kullanım
yürütmek
perform
f.
General
4
Genel
yürütmek
wage
f.
5
Genel
yürütmek
prosecute
f.
6
Genel
yürütmek
snaffle
f.
7
Genel
yürütmek
swipe
f.
8
Genel
yürütmek
purloin
f.
9
Genel
yürütmek
push
f.
10
Genel
yürütmek
scrounge
f.
11
Genel
yürütmek
heist
f.
12
Genel
yürütmek
advance
f.
13
Genel
yürütmek
pinch
f.
14
Genel
yürütmek
go through with
f.
15
Genel
yürütmek
pilfer
f.
16
Genel
yürütmek
stage
f.
17
Genel
yürütmek
implement
f.
18
Genel
yürütmek
sneak
f.
19
Genel
yürütmek
prig
f.
20
Genel
yürütmek
make somebody walk
f.
21
Genel
yürütmek
dismiss
f.
22
Genel
yürütmek
make away with
f.
23
Genel
yürütmek
pursue
f.
24
Genel
yürütmek
steal
f.
25
Genel
yürütmek
cabbage
f.
26
Genel
yürütmek
move
f.
27
Genel
yürütmek
collar
f.
28
Genel
yürütmek
walk
f.
29
Genel
yürütmek
carry something out
f.
30
Genel
yürütmek
lift
f.
31
Genel
yürütmek
nick
f.
32
Genel
yürütmek
fort
f.
33
Genel
yürütmek
hold down
f.
34
Genel
yürütmek
propel
f.
35
Genel
yürütmek
filch
f.
36
Genel
yürütmek
carry out
f.
37
Genel
yürütmek
enforce
f.
38
Genel
yürütmek
snitch
f.
39
Genel
yürütmek
walk away with
f.
40
Genel
yürütmek
help
f.
41
Genel
yürütmek
take up
f.
42
Genel
yürütmek
carry on
f.
43
Genel
yürütmek
drive
f.
44
Genel
yürütmek
execute
f.
45
Genel
yürütmek
mastermind
f.
46
Genel
yürütmek
walk off with
f.
47
Genel
yürütmek
give a start
f.
48
Genel
yürütmek
set going
f.
49
Genel
yürütmek
secrete
f.
50
Genel
yürütmek
co-opt
f.
51
Genel
yürütmek
bear
f.
52
Genel
yürütmek
march
f.
53
Genel
yürütmek
bribe [obsolete]
f.
54
Genel
yürütmek
mitch [dialect]
f.
55
Genel
yürütmek
lurch [obsolete]
f.
56
Genel
yürütmek
demean [obsolete]
f.
57
Genel
yürütmek
deport
f.
58
Genel
yürütmek
paddle
f.
59
Genel
yürütmek
ordain
f.
60
Genel
yürütmek
scrunt
f.
61
Genel
yürütmek
shank [scotland]
f.
62
Genel
yürütmek
smouch
f.
63
Genel
yürütmek
smug
f.
64
Genel
yürütmek
snake
f.
65
Genel
yürütmek
snap
f.
Phrasals
66
Öbek Fiiller
yürütmek
cabbage onto (someone or something)
f.
67
Öbek Fiiller
yürütmek
spirit off
f.
68
Öbek Fiiller
yürütmek
spirit away
f.
69
Öbek Fiiller
yürütmek
carry off
f.
70
Öbek Fiiller
yürütmek
conduct out
f.
71
Öbek Fiiller
yürütmek
rip off
f.
72
Öbek Fiiller
yürütmek
nick off
f.
Colloquial
73
Konuşma Dili
yürütmek
bite
f.
74
Konuşma Dili
yürütmek
doink
f.
75
Konuşma Dili
yürütmek
yoink
f.
Idioms
76
Deyim
yürütmek
make out
f.
77
Deyim
yürütmek
keep the ball rolling
f.
Trade/Economic
78
Ticaret/Ekonomi
yürütmek
execute
f.
79
Ticaret/Ekonomi
yürütmek
implement
f.
Law
80
Hukuk
yürütmek
enforce
f.
81
Hukuk
yürütmek
put into force
f.
82
Hukuk
yürütmek
constitute
f.
Technical
83
Teknik
yürütmek
run
f.
84
Teknik
yürütmek
drive
f.
85
Teknik
yürütmek
conduct
f.
Computer
86
Bilgisayar
yürütmek
go-ahead
f.
87
Bilgisayar
yürütmek
execute
f.
Medical
88
Medikal
yürütmek
develop
f.
Archaic
89
Eski Kullanım
yürütmek
solicit
f.
Slang
90
Argo
yürütmek
klepto
f.
91
Argo
yürütmek
wog
f.
92
Argo
yürütmek
cly
f.
British Slang
93
İngiliz Argosu
yürütmek
jack
f.
"yürütmek"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 290 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
görevi baraj kapağının kontrolünü yapıp bakımını yürütmek olan kimse
lock operator
i.
2
Genel
görevi baraj kapağının kontrolünü yapıp bakımını yürütmek olan kimse
lock keeper
i.
3
Genel
görevi baraj kapağının kontrolünü yapıp bakımını yürütmek olan kimse
lock tender
i.
4
Genel
inancını yaymak veya insani yardım faaliyetleri yürütmek üzere dini otoritelerce yetkilendirilen vekillik
mission
i.
5
Genel
(öküzleri yürütmek için kullanılan) üvendire
oxgoad
i.
6
Genel
akıl yürütmek
reason
f.
7
Genel
ders yürütmek
instruct
f.
8
Genel
yürütmek (satranç/dama taşını)
move
f.
9
Genel
işlemleri yürütmek
carry out operations
f.
10
Genel
gemisini yürütmek
manage one's affairs well
f.
11
Genel
fikir yürütmek
put forward an idea
f.
12
Genel
birinin cebindekileri yürütmek
pick someone's pocket
f.
13
Genel
fikir yürütmek
opine
f.
14
Genel
geri yürütmek
back
f.
15
Genel
kalem yürütmek
write
f.
16
Genel
saman altından su yürütmek
do something secretly
f.
17
Genel
başarıyla yürütmek
bring off
f.
18
Genel
soruşturma yürütmek
carry out investigation
f.
19
Genel
soruşturma yürütmek
conduct investigation
f.
20
Genel
yeniden yürütmek
playback
f.
21
Genel
temas yürütmek
maintain contact with
f.
22
Genel
çalışma yürütmek
perform a work or a study
f.
23
Genel
çalışma yürütmek
carry out a work or a study
f.
24
Genel
çalışma yürütmek
carry on a work or a study
f.
25
Genel
çalışma yürütmek
do a work or a study
f.
26
Genel
proje yürütmek
carry out a project
f.
27
Genel
proje yürütmek
run a project
f.
28
Genel
faaliyet yürütmek
do activity
f.
29
Genel
kampanya yürütmek
conduct a campaign
f.
30
Genel
kampanya yürütmek
run a campaign
f.
31
Genel
fikir yürütmek
state one's opinion
f.
32
Genel
faaliyet yürütmek
carry out an activity
f.
33
Genel
faaliyet yürütmek
undertake an activity
f.
34
Genel
faaliyet yürütmek
conduct an activity
f.
35
Genel
operasyon yürütmek
carry out an assault
f.
36
Genel
operasyon yürütmek
carry out an operation
f.
37
Genel
operasyon yürütmek
perform an operation
f.
38
Genel
operasyon yürütmek
lead an operation
f.
39
Genel
hizmet yürütmek
run service
f.
40
Genel
hizmet yürütmek
give service
f.
41
Genel
hizmet yürütmek
operate service
f.
42
Genel
lobi faaliyeti yürütmek
carry out lobbying activities
f.
43
Genel
lobi faaliyeti yürütmek
conduct lobbying activities
f.
44
Genel
lobi faaliyeti yürütmek
lobby
f.
45
Genel
görev yürütmek
perform a task
f.
46
Genel
görev yürütmek
carry on a task
f.
47
Genel
başkanlığını yürütmek
hold the presidency of
f.
48
Genel
mantık yürütmek
make reasoning
f.
49
Genel
mantık yürütmek
reason
f.
50
Genel
mantık yürütmek
reason something out
f.
51
Genel
(işi) iyi yürütmek
hold down
f.
52
Genel
tahmin yürütmek
compute
f.
53
Genel
bir yere bağlanmış palaman çekerek yürütmek
warp
f.
54
Genel
kürekle yürütmek
row
f.
55
Genel
inceleme yürütmek
conduct an investigation
f.
56
Genel
projeyi yürütmek
execute a project
f.
57
Genel
muhalefet yürütmek
oppose
f.
58
Genel
projeyi yürütmek
carry out a project
f.
59
Genel
projeyi yürütmek
run a project
f.
60
Genel
fikir yürütmek
give an opinion
f.
61
Genel
mütalaa yürütmek
express an opinion
f.
62
Genel
mütalaa yürütmek
give an opinion
f.
63
Genel
fikir yürütmek
express an opinion
f.
64
Genel
işlem yürütmek
perform an operation
f.
65
Genel
işbirliği yürütmek
carry out cooperation
f.
66
Genel
bir firmanın işlerini yürütmek
administer
f.
67
Genel
süreci etkin yürütmek
manage the process efficiently
f.
68
Genel
anket yürütmek
conduct a questionnaire
f.
69
Genel
ilişkileri yürütmek
maintain relationships
f.
70
Genel
kürek ile yürütmek (sandalı vb)
row a boat
f.
71
Genel
politika yürütmek
follow a policy
f.
72
Genel
bir arada yürütmek
carry out in cooperation
f.
73
Genel
bir arada yürütmek
carry out collectively
f.
74
Genel
politika yürütmek
pursue a policy
f.
75
Genel
bir hesabı yürütmek
maintain an account
f.
76
Genel
ilişki yürütmek
continue a relationship
f.
77
Genel
ilişki yürütmek
handle a relationship
f.
78
Genel
ilişki yürütmek
run a relationship
f.
79
Genel
ilişki yürütmek
keep a relationship going
f.
80
Genel
ilişki yürütmek
manage a relationship
f.
81
Genel
ilişki yürütmek
maintain a relationship
f.
82
Genel
ortak yürütmek
co-execute
f.
83
Genel
ortak yürütmek
carry out jointly
f.
84
Genel
ortak yürütmek
run together
f.
85
Genel
ortak yürütmek
carry out together
f.
86
Genel
birlikte yürütmek
run together
f.
87
Genel
bir programı yürütmek
run a program
f.
88
Genel
ikisini bir arada yürütmek
manage both
f.
89
Genel
rutin/olağan bir soruşturma yürütmek
do a routine investigation
f.
90
Genel
araştırma yürütmek
carry out research
f.
91
Genel
görevini yürütmek
carry out (his/her) duty
f.
92
Genel
araştırma veya inceleme yürütmek
conduct
f.
93
Genel
araştırma yürütmek
conduct a research
f.
94
Genel
tahmin yürütmek
estimate
f.
95
Genel
proje yürütmek
conduct a project
f.
96
Genel
işlem yürütmek
execute transaction
f.
97
Genel
su tahliyesi faaliyetleri yürütmek
conduct water evacuation efforts
f.
98
Genel
fikir yürütmek
formulate an idea/opinion
f.
99
Genel
yürütmek (kanun/anlaşma)
police
f.
100
Genel
daha sonra fikir yürütmek
second-guess
f.
101
Genel
akıl yürütmek
ratiocinate
f.
102
Genel
yeniden yürütmek
reconduct
f.
103
Genel
tekrar yürütmek
re-execute
f.
104
Genel
(faiz vb) yürütmek
apply
f.
105
Genel
deney yürütmek
run experiment
f.
106
Genel
tekerlekler üstünde yürütmek
wheel
f.
107
Genel
kırbaçlayarak yürütmek
whip
f.
108
Genel
ite kaka yürütmek
harry
f.
109
Genel
(atı) tempolu yürütmek
breeze
f.
110
Genel
hatalı tahmin yürütmek
miscompute
f.
111
Genel
dini bir görev yürütmek
mission
f.
112
Genel
misyonerlik faaliyeti yürütmek
missionarize
f.
113
Genel
misyonerlik faaliyeti yürütmek
missionarise
f.
114
Genel
misyonerlik faaliyeti yürütmek
missionize
f.
115
Genel
misyonerlik faaliyeti yürütmek
missionise
f.
116
Genel
(taarruz veya savaş) başlatıp yürütmek
mount
f.
117
Genel
tanıdık ortamda iş yürütmek
move
f.
118
Genel
organize etme, güç sağlama ve denetleme işlerini yürütmek
direct
f.
119
Genel
ayaklıkları andıran sırıklarla nehir teknesini sığlıklarda yürütmek
grasshopper
f.
120
Genel
birden fazla faaliyeti dönüşümlü yürütmek
multiplex
f.
121
Genel
fikir yürütmek
opinion [dialect]
f.
122
Genel
tahmin yürütmek
rove [obsolete]
f.
123
Genel
akıl yürütmek
rove [obsolete]
f.
124
Genel
şehir ve kasabaların ana caddelerinde halkla buluşarak seçim kampanyası yürütmek
main-street [canada]
f.
125
Genel
fazla yürütmek
overmarch
f.
126
Genel
tahmin yürütmek
infer
f.
127
Genel
özenle yürütmek
wear [uk]
f.
128
Genel
yamuk yürütmek
crab
f.
129
Genel
hızla iş yürütmek
dash
f.
130
Genel
(birini) yardımla yürütmek
dawd
f.
131
Genel
yabancı ülkede ayaklanmacı veya devrimci faaliyetler yürütmek
filibuster
f.
132
Genel
daha çok akıl yürütmek
outreason
f.
133
Genel
(üretim veya dağıtım ile birlikte) farklı iş faaliyetlerini yürütmek
service
f.
134
Genel
ateşli kampanya yürütmek
crusade
f.
135
Genel
bir şeyi el altından yürütmek
skilder
f.
Phrasals
136
Öbek Fiiller
zorluklara rağmen yürütmek
pull off
f.
137
Öbek Fiiller
(birisi ya da bir şeyden) (bir şey) yürütmek
cop (something) from (someone or something)
f.
138
Öbek Fiiller
birinden ya da bir şeyden bir şey yürütmek
cop something from someone or something
f.
139
Öbek Fiiller
(bir şeyden veya bir yerden) bir şeyi yürütmek
abstract (something) from (something or some place)
f.
140
Öbek Fiiller
iteleye-kakalaya yürütmek
push someone along
f.
141
Öbek Fiiller
ortak çalışma yürütmek
associate oneself with someone or something
f.
142
Öbek Fiiller
-yle işleri yapmak/yürütmek
operate on something
f.
143
Öbek Fiiller
faaliyetini (bir yerde) yürütmek
base in
f.
144
Öbek Fiiller
faaliyetini (bir yerde) yürütmek
base in
f.
145
Öbek Fiiller
bir şeyi bir şeyin içine itmek/yürütmek
grind something into something
f.
146
Öbek Fiiller
bir şeyi bir şeyin içine itmek/yürütmek
grind something in
f.
147
Öbek Fiiller
bir şeyi alıp yürütmek/devam ettirmek
run with something
f.
148
Öbek Fiiller
bir şeyi devralıp onu azimle/bağımsız bir şekilde yürütmek
run with something
f.
149
Öbek Fiiller
tekerlekli bir aracı bir yerde iterek yürütmek
wheel around
f.
150
Öbek Fiiller
itinayla yürütmek
nurse along
f.
151
Öbek Fiiller
titizlikle yürütmek
nurse along
f.
152
Öbek Fiiller
'-den yürütmek
abstract from
f.
153
Öbek Fiiller
bir şeyi yürütmek
carry something off
f.
154
Öbek Fiiller
bir şeyi başarıyla yürütmek
carry something off
f.
155
Öbek Fiiller
kendi işlerini yürütmek
hold forth
f.
156
Öbek Fiiller
'-den (bir şey) yürütmek
cop from
f.
157
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) iş yürütmek
deal with (someone or something)
f.
158
Öbek Fiiller
(bir şeyi) her şeye rağmen sürdürmek/tamamlamak/yürütmek
go through with (something)
f.
159
Öbek Fiiller
işlerini (bir yerde/bir yerden) yürütmek
operate from (some place)
f.
160
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) üzerinde (bir işlem) yürütmek/gerçekleştirmek
perform (something) on (someone or something)
f.
161
Öbek Fiiller
üzerinde (bir işlem) yürütmek/gerçekleştirmek
perform on
f.
162
Öbek Fiiller
aşamalı olarak uygulamak/yürütmek
phase in
f.
163
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden) yürütmek
pilfer from (someone or something)
f.
164
Öbek Fiiller
(biri) için bir şey yürütmek/aşırmak
pinch for
f.
165
Öbek Fiiller
'-den bir şey yürütmek/araklamak
pinch from
f.
166
Öbek Fiiller
(birinden bir şey) yürütmek/araklamak
pinch from (one)
f.
167
Öbek Fiiller
(bir şeyi) yürütmek/yönetmek
preside at (something)
f.
168
Öbek Fiiller
(atı) dinlendirerek yürütmek
cool out
f.
Proverb
169
Atasözü
aynı anda iki işi yürütmek iki işi de düzgün yapamamaya neden olur
a man cannot serve two masters
Colloquial
170
Konuşma Dili
bir şeyi yürütmek (çalmak)
gack something
f.
171
Konuşma Dili
bir şey yürütmek
filch something
f.
172
Konuşma Dili
bir şeyi yürütmek
yoink something
f.
Idioms
173
Deyim
mutlu evlilik yürütmek
trot in double harness
f.
174
Deyim
birinin yerine işi yürütmek
hold the fort
f.
175
Deyim
bir şeyi kararlılıkla yürütmek
take something by the throat
f.
176
Deyim
birkaç değişik faaliyeti aynı anda yürütmek
have several irons in the fire
f.
177
Deyim
birinin yerine işi yürütmek
hold down the fort
f.
178
Deyim
işleri nizam içinde yürütmek
get one's ducks in a row
f.
179
Deyim
işleri nizam içinde yürütmek
have one's ducks in a row
f.
180
Deyim
işleri nizam içinde yürütmek
have ducks in a row
f.
181
Deyim
kalem yürütmek
write
f.
182
Deyim
saman altından su yürütmek
keep one's cards close to one's vest
f.
183
Deyim
saman altından su yürütmek
keep one's cards close to one's chest
f.
184
Deyim
saman altından su yürütmek
play one's cards close to one's chest
f.
185
Deyim
saman altından su yürütmek
play one's cards close to one's vest
f.
186
Deyim
saman altından su yürütmek
do things under the rose
f.
187
Deyim
(yokluğunda) işi yürütmek
hold down the fort
f.
188
Deyim
(yokluğunda) işi yürütmek
hold the fort
f.
189
Deyim
birinin yerine işi yürütmek
man the fort
f.
190
Deyim
(yokluğunda) işi yürütmek
man the fort
f.
191
Deyim
birini yola yakın taraftan değil duvar tarafından yürütmek
give the wall
f.
192
Deyim
yakasından tutup ayak parmakları üstünde yürütmek
walk spanish
f.
193
Deyim
gemisini istediği gibi yürütmek
have everything one's own way
f.
194
Deyim
gemisini istediği gibi yürütmek
have it all one's own way
f.
195
Deyim
birden fazla işi üstlenmek/yürütmek
wear several hats
f.
196
Deyim
aynı anda birçok işi yürütmek
wear too many hats
f.
197
Deyim
aynı anda iki iş birden yürütmek
wear two hats
f.
198
Deyim
iki (birden fazla)iş birden yürütmek
wear two hats (more than one hat)
f.
199
Deyim
bir işi (kendisi) yürütmek/yapmak
take (something) into (one's) own hands
f.
200
Deyim
suçluyu fotoğrafları/vidosu çekilsin diye halkın arasında yürütmek
perp walk
f.
201
Deyim
suçluyu ifşa etmek için halkın arasında yürütmek
perp walk
f.
202
Deyim
bir işin bir çok farklı yönünü bir arada yapmak/yürütmek
be the chief cook and bottle washer
f.
203
Deyim
lafla peynir gemisi yürütmek
hem and haw [us]
f.
204
Deyim
(bir şey) olarak iki işi/görevi eş zamanlı olarak yürütmek
do double duty as (something)
f.
205
Deyim
işleri nizam içinde yürütmek
get ducks in a row
f.
206
Deyim
dolaylı yoldan yürütmek
get in through the back door
f.
207
Deyim
el altından yapmak/yürütmek
get in through the back door
f.
208
Deyim
işleri nizam içinde yürütmek
get your ducks in a row
f.
209
Deyim
işleri nizam içinde yürütmek
have your ducks in a row [us]
f.
210
Deyim
işleri nizam içinde yürütmek
get/have your ducks in a row
f.
211
Deyim
işleri nizam içinde yürütmek
get/have (all) your ducks in a row [us]
f.
212
Deyim
bir şeyleri başlatmak/sürdürmek/yürütmek
get/keep/set/start the ball rolling
f.
213
Deyim
işleri nizam içinde yürütmek
have all (of) (one's) ducks in a row
f.
214
Deyim
gemisini istediği gibi yürütmek
have it (one's) way
f.
215
Deyim
seçim kampanyası yapmak/yürütmek
be on the hustings
f.
216
Deyim
(birçok/birkaç) işi bir arada yürütmek
keep (an amount of) balls in the air
f.
217
Deyim
(biri) yokken onun işini yürütmek
keep (one's) (something) warm
f.
218
Deyim
(birini) yürütmek
keep (someone) on (their) feet
f.
219
Deyim
aynı anda bir çok işi yürütmek
keep balls in the air
f.
220
Deyim
birçok/birkaç işi bir arada yürütmek
keep balls in the air
f.
221
Deyim
aynı anda bir çok işi yürütmek
juggle balls in the air
f.
222
Deyim
birçok/birkaç işi bir arada yürütmek
juggle balls in the air
f.
223
Deyim
bir şeyi birinin yerine yürütmek
keep something warm for someone
f.
224
Deyim
saman altından su yürütmek
keep your cards close to your chest
f.
225
Deyim
saman altından su yürütmek
play your cards close to your chest
f.
226
Deyim
saman altından su yürütmek
keep your cards close to your vest
f.
227
Deyim
saman altından su yürütmek
play your cards close to your vest
f.
228
Deyim
saman altından su yürütmek
keep/hold/play your cards close to your chest
f.
229
Deyim
(bir şeyi) yürütmek
make a go of (something)
f.
230
Deyim
(birinin) cebindekileri çalmak/yürütmek
pick (one's) pocket
f.
231
Deyim
saman altından su yürütmek
play (something) close to (one's) chest
f.
232
Deyim
saman altından su yürütmek
play (something) close to the vest
f.
233
Deyim
saman altından su yürütmek
play (something) close to one's vest
f.
234
Deyim
saman altından su yürütmek
play cards close to chest
f.
235
Deyim
saman altından su yürütmek
play it close to one's chest
f.
236
Deyim
birinin cenaze/defin işlemlerini yürütmek/yerine getirmek
send someone to glory
f.
237
Deyim
kendisi yürütmek/yapmak
take into one's own hands
f.
238
Deyim
(birini) çok fazla yürütmek
walk (one's) feet off
f.
Trade/Economic
239
Ticaret/Ekonomi
bir işi planlayıp başarı ile yürütmek, yönetmek, düzenlemek
mastermind
f.
240
Ticaret/Ekonomi
faiz yürütmek
apply interest
f.
241
Ticaret/Ekonomi
iş yürütmek
conduct the business
f.
242
Ticaret/Ekonomi
işleri yürütmek
carry on the business(es)
f.
243
Ticaret/Ekonomi
iş yürütmek
carry on a business
f.
244
Ticaret/Ekonomi
işleri yürütmek
conduct the business
f.
245
Ticaret/Ekonomi
iş yürütmek
run the business
f.
246
Ticaret/Ekonomi
iş yürütmek
carry on the business(es)
f.
247
Ticaret/Ekonomi
işleri yürütmek
run the business
f.
248
Ticaret/Ekonomi
iş yürütmek
conduct a business
f.
249
Ticaret/Ekonomi
reklam kampanyası yürütmek
run an advertising campaign
f.
250
Ticaret/Ekonomi
reklam kampanyası yürütmek
run an ad blitz
f.
251
Ticaret/Ekonomi
reklam kampanyası yürütmek
run an ad campaign
f.
Law
252
Hukuk
usulsüz dava yürütmek
pettifog
f.
Politics
253
Siyasal
lobi faaliyeti yürütmek amacıyla birleşmiş bir grup
cabal
i.
254
Siyasal
müzakereleri yürütmek
conduct negotiations
f.
255
Siyasal
muhalefet yürütmek
engage in opposition activities
f.
256
Siyasal
küçük kasabalara kısa ziyaretler yaparak seçim kampanyası yürütmek
whistle-stop
f.
Technical
257
Teknik
benzetim yürütmek
simulate
f.
Computer
258
Bilgisayar
silisyumlu yarıiletkenin küçük kristalinden oluşan ve entegre bir devrede bir dizi elektronik işlevi yürütmek için üretilmiş bir elektronik cihaz
microprocessor chip
i.
259
Bilgisayar
sorgu yürütmek
run query
f.
260
Bilgisayar
yürütmek (programı)
run
f.
261
Bilgisayar
(eşten eşe bağlantı ağı üzerinden) haberleşme trafiğini yürütmek
peer
f.
262
Bilgisayar
konuşmaya benzer bir etkileşim yürütmek
converse
f.
Mechanic
263
Mekanik
(bir dizi makine operasyonunu) tekrar yürütmek
recycle
f.
Textile
264
Tekstil
(çok renkli örgüde) ip yürütmek
strand
f.
265
Tekstil
(örgü ipini) arkadan yürütmek
strand
f.
Marine
266
Denizcilik
abd donanmasında deniz, sahil ve ırmaklardaki özel harekatları yürütmek için eğitilip teçhiz edilmiş tim
sea-air-land team
i.
267
Denizcilik
gemiyi karaya doğru yürütmek
stand in the land
f.
268
Denizcilik
(yelken vb) yürütmek
light
f.
269
Denizcilik
kargo yükleme ve indirme faaliyeti yürütmek
stevedore
f.
270
Denizcilik
abd donanmasında deniz, sahil ve ırmaklardaki özel harekatları yürütmek için eğitilip teçhiz edilmiş tim
seal
kısalt.
Medical
271
Medikal
hastayı parsiyel yük verererek mobilize etmek/yürütmek
ambulate with partial weight-bearing
f.
Biology
272
Biyoloji
toplanmış dna dizilerinden üretilen ve proteinlerin hastalıklardaki metabolik işlevlerini incelemek, yeni ilaçlar sentezlemek ve diğer proteomik araştırmaları yürütmek için kullanılan protein koleksiyonu
library
i.
Social Sciences
273
Sosyal Bilimler
doğa tarihi araştırmaları yürütmek
naturalise
f.
274
Sosyal Bilimler
doğa tarihi araştırmaları yürütmek
naturalize
f.
Literature
275
Edebiyat
diyaloğu yürütmek
dialogize
f.
276
Edebiyat
diyaloğu yürütmek
dialogise
f.
Religious
277
Dini
1732'de fakirler arasında misyonerlik yürütmek amacıyla kurulan katolik örgütün üyesi olan kimse
redemptorist
i.
278
Dini
resmen tanınmış kilise disiplinini yürütmek için görev yapan mahkemeler
ecclesiastical courts
i.
279
Dini
(anglikanizm) papaz yönetimindeki idari bölgenin işlerini yürütmek üzere papaz sınıfına mensup olmayan kimselerden seçilmiş kurul
parochial church council
i.
Military
280
Askeri
(askeri) faaliyet yürütmek
operate
f.
Baseball
281
Beysbol
vurucuyu yürütmek için topa vurmak yerine topu bilerek atmak
pitch around
f.
Archaic
282
Eski Kullanım
tüccarların iş yürütmek için buluştukları yer
change
i.
283
Eski Kullanım
fikir yürütmek
opiniate
f.
284
Eski Kullanım
resmi danışmanlığını yürütmek
solicit
f.
285
Eski Kullanım
el altından yürütmek
subtract
f.
Slang
286
Argo
(bir şeyden/birinden bir şey) yürütmek
filch (something) from (someone or something)
f.
287
Argo
(birinden) bir şey yürütmek
filch something (from someone)
f.
288
Argo
(bir şeyden/birinden) bir şey yürütmek
filch something (from someone/something)
f.
289
Argo
el altından yürütmek
klepto
f.
290
Argo
el altından yürütmek
snake [australia]
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yürütmek
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy