yaşı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yaşı



"yaşı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Computer
yaşı years old expr.

"yaşı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 278 sonuç

Türkçe İngilizce
General
akıl yaşı mental age i.
rıza yaşı age of consent i.
cinsel olgunluk yaşı age of sexual maturity i.
rüşt yaşı majority i.
göz yaşı gazı kullanma teargassing i.
asgari çalışma yaşı minimum of working age i.
takvim yaşı chronological age i.
rüşt yaşı full age i.
ağaç yaşı tree age i.
eğitim yaşı educational age i.
çocuk doğurma ortalama yaşı average age of women who bear their first child i.
dökme (göz yaşı vb) shedding i.
reşit olma yaşı age of majority i.
göz yaşı gazı ile saldırma teargassing i.
emeklilik yaşı retiring age i.
erginlik yaşı age of majority i.
giriş yaşı age at entry i.
seçmen yaşı voting age i.
hastalık başlangıç yaşı age of onset i.
başlangıç yaşı age of onset i.
oy kullanma yaşı voting age i.
doğum yapma yaşı childbearing age i.
doğurma yaşı childbearing age i.
doğum yaşı childbearing age i.
bebek doğurma yaşı childbearing age i.
binanın yaşı age of building i.
ortalama emeklilik yaşı average retirement age i.
evlenme yaşı marriage age i.
evlilik yaşı marriage age i.
evlilik yaşı marriageable age i.
evlenme yaşı marriageable age i.
yaprak yaşı leaf age i.
emeklilik yaşı age of retirement i.
emeklilik yaşı gelmesine rağmen çalışmaya devam eden kişi nevertiree i.
ergenlik yaşı age of consent i.
evrenin yaşı eon i.
onun yaşı her age i.
onun yaşı his age i.
yaşı 13-19 arasında olanlar teens i.
yaşı 13-19 arasında olan kimse teen i.
yaşı genç kimse young one i.
yaşı genç kimse young person i.
yaşı ve tarihsel önemi nedeniyle değer verilen bina veya kurum grande dame i.
ortalama ilk çocuğu doğurma yaşı average age of women who bear their first child i.
kız izciler'in yaşı 14 ile 17 arasındaki üyelerine verilen ad senior i.
mühürlerin tarihi, yaşı, türleri, kullanım biçimleri ve yasal işlevleri ile ilgilenen mühür ve işaret bilimi sphragistics i.
belirli bir şey yapabilmek için yaşı tutmamak be underage f.
yaşı kemale ermek be of age f.
yaşı küçük olmak be under age f.
göz yaşı dökmek shed tears f.
yaşı kemale ermek be of a certain age f.
yaşı kemale ermek reach a certain age f.
gözlerindeki yaşı gözlerini kırpıştırarak silmek wink something away f.
yaşı tutmamak be under age f.
yaşı 90-100 arasında olmak nonagenarianism f.
yaşı nedeniyle elemek superannuate f.
yaşı hayli ilerlemiş well on in life s.
yaşı tutmayan underage s.
yaşı 13-19 arasında olan teen s.
yaşı sebebiyle birine yasal yönden bağımlı underage s.
yaşı küçük olan çocuklar için düzenlenen (organizasyon) midget s.
yaşı ilerlemiş görünen old s.
anaokulu yaşı gelmemiş çocuklar için tasarlanan prekindergarten s.
anaokulu yaşı gelmemiş çocuklara özgü prekindergarten s.
yaşı dört olan four s.
yaşı belirli sayıdaki 10 yıllık süre ile yaklaşık olarak ifade edilen kimse anlamını veren bir son ek -something snk.
Phrasals
yaşı ilerlemek get along f.
(biri/bir şey) için göz yaşı dökmek weep for (someone or something) f.
(birisi/bir şey) uğruna göz yaşı dökmek weep for (someone or something) f.
(biri/bir şey) yüzünden göz yaşı dökmek weep for (someone or something) f.
yoğun bir duygudan dolayı göz yaşı dökmek weep for (someone or something) f.
yaşı geçmek age out f.
yaşı geçmek age out f.
(birinin/bir şeyin) ardından göz yaşı dökmek cry for (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) ardından göz yaşı dökmek cry over (someone or something) f.
Proverb
öğrenmenin yaşı yoktur you are never too old to learn
öğrenmenin yaşı olmaz you are never too old to learn
öğrenmenin yaşı yok you are never too old to learn
öğrenmenin yaşı yok it is never too late to learn
öğrenmenin yaşı yoktur it is never too late to learn
kurunun yanında yaşı da yakma! don't throw the baby out with the bathwater
kadınlara yaşı sorulmaz a woman is as old as she admits
kurunun yanında yaşı da yakma don't throw the baby out with the bath
Colloquial
yaşı 13-19 arasında olan teener i.
yaşı küçük kimse kiddo i.
yaşı geçiyor olmak be getting on f.
kimlikten yaşı kontrol edilmek proof (one) f.
yaşı geçmiş olmak be past f.
(okulda yapılan sporlar, özellikle kriket esnasında) yaşı büyük bir öğrencinin emriyle top toplamak fag out [dated] [uk] f.
yaşı ilerlemiş getting on (in years) s.
öğrenmenin yaşı yoktur learning knows no age limit expr.
okumanın yaşı yoktur learning knows no age limit expr.
internet üzerinden yapılan sohbetlerde karşıdaki kişinin yaşı, cinsiyeti ve bulunduğu yeri öğrenmek için sorulan kısa soru asf (age, sex, from) expr.
(bir şey yapmanın) yaşı yoktur it is never too late expr.
Idioms
orta yaşı geçkin kimse older adult i.
yaşı geçmiş kimse the old gray mare i.
yaşı geçtiği için yararlanamamak age out f.
yaşı geçtiği için yaş sınırlaması olan ayrıcalıklardan veya hizmetlerden yararlanamamak age out f.
ardından göz yaşı dökmek cry over f.
kurunun yanında yaşı da yakmak throw the baby out with the bathwater f.
kurunun yanında yaşı da yakmak throw out the baby with the bath water f.
kurunun yanında yaşı da yakmak throw out the baby with the bathwater f.
kurunun yanında yaşı da yakmak throw the baby out with the bath water f.
çok göz yaşı dökmek weep (one's) heart out f.
yaşı …'dan az olmak be (on) the right side of (an age) f.
karşısındakinin yaşı kadar deneyimi olmak (have done) more (something) than (one) has had hot dinners f.
(belli bir yaşı) geçmiş olmak be (on) the wrong side of (some age) f.
yaşı düşmek be getting younger f.
yaşı ilerlemek be on in years f.
(bir yaşı) geçmiş olmak be (on) the wrong side of (some age) f.
yaşı geçmiş olmak be past the sell-by date f.
yaşı geçmiş olmak be past one's sell-by date f.
belli bir yaşı görmek live to the age of f.
göz yaşı dökmek shed a tear f.
kurunun yanında yaşı da yakmak throw the baby out with the bath f.
yaşı biraz geçkince advanced in years s.
yaşı geçkin well up in years s.
deneyimi karşısındakinin yaşı kadar more than someone has had hot dinners [uk] s.
yaşı biraz geçkince on in years expr.
yaşı geçmiş over the hill expr.
yaşı biraz geçkince up in years expr.
yaşı biraz geçkince along in years expr.
yaşı büyük olanlar önden age before beauty expr.
yaşı büyük olanlar önden age before beauty expr.
deneyimi karşısındakinin yaşı kadar more something than someone has had hot dinners [uk] expr.
birinin yaşı kadar yaşantısı olan more something than someone has had hot dinners [uk] expr.
yaşı geçmiş no chicken expr.
Speaking
bayanlara yaşı sorulmaz don't ask a lady her age expr.
bir kadına yaşı sorulmaz don't ask a woman her age expr.
bir kadına yaşı sorulmaz never ask a woman her age expr.
bayanlara yaşı sorulmaz never ask a lady her age expr.
bir bayana yaşı sorulmaz never ask a lady her age expr.
kadınlara yaşı sorulmaz never ask a woman her age expr.
okumanın yaşı yoktur there is no age limit for education expr.
yaşı yetmişi geçti he has turned seventy expr.
Trade/Economic
çalışma yaşı working age i.
emeklilik yaşı retirement age i.
emeklilik yaşı retiring age i.
emeklilik yaşı retirement age i.
insanların yaşı ile zekası arasında ilişki kurarak test sonuçlarına göre belirli yaştaki bir insanın zeka düzeyini gösteren rakam intelligence quotient i.
zorunlu emeklilik yaşı mandatory retirement age i.
Law
ceza sorumluluğu yaşı age of criminal responsibility i.
erginlik yaşı age of puberty i.
ergenlik yaşı age of puberty i.
ergenlik yaşı pubescence i.
erginlik yaşı pubescence i.
kanuni sorumluluk yaşı legal age i.
mücrimin yaşı age of offender i.
rüşt yaşı lawful age i.
rüşt yaşı age of majority i.
rüşt yaşı full age i.
rüşt yaşı legal age i.
rüşt yaşı age of puberty i.
rüşt yaşı pubescence i.
yasal alkol içme yaşı legal drinking age i.
yaşı tutmayanların içki içmeleri üzerine iddialar allegations of underage drinking i.
yasal içki içme yaşı legal drinking age i.
yasal reşit olma yaşı the age of legal majority i.
reşit olma yaşı lawful age i.
yasal olarak içki satın alma yaşı drinking age i.
Politics
adaylık yaşı age of candidacy i.
oy kullanma yaşı voting age i.
seçilme yaşı age of candidacy i.
seçme yaşı voting age i.
seçme yaşı voting right i.
Insurance
emeklilik yaşı retirement age i.
sigorta bitiş yaşı age at expiry i.
yaşı geçmiş overage s.
Technical
uranyum yaşı uranium age i.
Computer
yarış günündeki yaşı age on race day i.
Informatics
öğrenmenin yaşı olmaz you are never too old to learn expr.
öğrenmenin yaşı yoktur you are never too old to learn expr.
Woodworking
kesim yaşı cutting age i.
kesim yaşı rotation age i.
kesim yaşı exploitable age i.
Automotive
orijinal üretim yaşı original production years old i.
Medical
annelik yaşı maternal age i.
annenin yaşı maternal age i.
anne yaşı ve kilosu maternal age and weight i.
başlangıç yaşı age of onset i.
burun ve göz yaşı bezi nose and lacrimal gland i.
çocuk doğurma yaşı child-bearing-age i.
çocuk doğurma yaşı child-bearing year i.
cilt yaşı skin age i.
çocuk doğurma yaşı childbearing age i.
doğurganlık yaşı childbearing age i.
doğal menopoz başlangıç yaşı onset age of natural menopause i.
doğurganlık yaşı fertility age i.
doğurganlık yaşı child-bearing-age i.
gebelik yaşı age of pregnancy i.
göz yaşı tear i.
gestasyon yaşı gestation age i.
hastalığın ortalama başlangıç yaşı average age of disease onset i.
hastalık başlama yaşı age at disease onset i.
hastanın yaşı age of patient i.
hastalığın başlangıç yaşı age at disease onset i.
hastaların ortalama yaşı the average age of the patients i.
hastaların ortalama yaşı mean age of the patients i.
hastalık başlangıç yaşı age of onset i.
ilk doğum yaşı age at first labor i.
karpal yaşı carpal age i.
kemik yaşı bone age i.
koruyucusuz suni göz yaşı damlaları preservative-free artificial tears i.
menopoza girme yaşı menopausal age i.
olguların ortalama yaşı mean age of cases i.
ortalama gebelik yaşı mean gestational age i.
olguların ortalama yaşı average age of cases i.
nöbet başlangıç yaşı age at seizure onset i.
ortalama konvülsiyon başlama yaşı the mean age of the onset of convulsions i.
sigara içmeye başlama yaşı age to start smoking i.
sigaraya başlama yaşı age to start smoking i.
sigaraya başlama yaşı starting age of smoking i.
Anatomy
göz yaşı bezi lacrymal gland i.
göz yaşı etçiği lacrymal caruncle i.
Psychology
başlangıç yaşı age of onset i.
başarı yaşı achievement age i.
diş yaşı dental age i.
döllenme yaşı conception age i.
gelişme yaşı developmental age i.
gelişim yaşı developmental age i.
ilerlemiş annelik yaşı advanced maternal age i.
kemik yaşı carpal age i.
temel zeka yaşı basal mental age i.
test yaşı test age i.
zeka yaşı mental age i.
yeterlilik yaşı age of majority i.
Dentistry
diş yaşı dental age i.
Optics
göz yaşı lacrima i.
göz yaşı dermatiti tear dermatitis i.
Physics
fermi yaşı fermi age i.
Biology
göz yaşı kesesi lacrimal sac i.
embriyonun döllenme sonrası yaşı fertilization age i.
embriyonun döllenme sonrası yaşı fertilisation age i.
embriyonun döllenme sonrası yaşı gestational age i.
embriyonun döllenme sonrası yaşı fetal age i.
Marine Biology
en küçük av yaşı age at first capture i.
erinleşme yaşı age of maturity i.
içgöç yaşı age of recruitment i.
ilk avlanma yaşı age at first capture i.
ilk olgunlaşma yaşı age at first maturity i.
olgunlaşma yaşı age of maturity i.
stoğa katılma yaşı age of recruitment i.
Astronomy
yıldız yaşı stellar age i.
Agriculture
kesim yaşı cutting age i.
Breeding
cinsel olgunluk yaşı age at sexual maturity i.
hayvanın kesim yaşı cutting age i.
ispanyol, italyan, danimarka ve arap cinslerinden geliştirilmiş, yaşı ilerlediğinde rengi beyazlayan at cinsleri lipizzan i.
ispanyol, italyan, danimarka ve arap cinslerinden geliştirilmiş, yaşı ilerlediğinde rengi beyazlayan at cinsleri lipizzaner i.
ispanyol, italyan, danimarka ve arap cinslerinden geliştirilmiş, yaşı ilerlediğinde rengi beyazlayan at cinsleri lippizan i.
Forestry
ağaç yaşı tree age i.
Social Sciences
öğrenmenin yaşı olmaz you are never too old to learn expr.
öğrenmenin yaşı yoktur you are never too old to learn expr.
Education
okula başlama yaşı school starting age i.
okula başlama yaşı schooling age i.
okula gitme yaşı schooling age i.
zorunlu ilköğretim yaşı compulsory primary/elemantary education age i.
anaokuluna başlama yaşı gelmemiş çocuklar için ayrılan sınıf pre-k i.
anaokuluna başlama yaşı gelmemiş çocuklar için ayrılan sınıf prekindergarten i.
(çocuk) yaşı ilkokula yetmeyen preprimary s.
History
(oy kullanmayı hak etmeyen iması ile) yaşı 21 ile 30 arasında olan kadın flapper [uk] i.
Geology
feldspat ve piroksen içeren ve jeolojik yaşı genç olan akondritik meteorit shergottite i.
Military
askerlik yaşı draft age i.
Archaic
bir atmacanın birinci yaşı sorage i.
(evlilik için) yaşı geçmiş stale s.
Slang
yaşı küçük gangster baby gangsta (gangster) i.
yaşı küçük gangster bg (rap slang) i.
yaşı küçük gangster baby gangsta i.
yaşı küçük gösteri kızı pony i.
yaşı tutmayan biri için içki almak purch f.
yaşı geçmiş olmak be no spring chicken f.
British Slang
çekilmez yaşı tip bof i.
Modern Slang
genellikle travma sonrası stres bozukluğu sonucu zaman zaman zeka yaşı düşen kimse age regressor i.
gerçek yaşı söylendiğinde rahatsızlık duyma age dysphoria i.
yaşı büyük olan kişinin daha bilgili ve tecrübeli olacağı inancı age superiority i.
yaşlı/yaşı büyük kimse an old i.
yaşı geçmek be aging out f.
yaşı nedeniyle utandırmak age shame f.
(bir şey için) fazla yaşlı/yaşı büyük olmak be aging out f.