yabancı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yabancı



"yabancı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 68 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
yabancı stranger i.
yabancı foreigner i.
yabancı strange s.
yabancı foreign s.
General
yabancı gringo i.
yabancı outsider i.
yabancı stranger i.
yabancı uitlander i.
yabancı foreigner i.
yabancı outlander i.
yabancı noninhabitant i.
yabancı transregionate i.
yabancı auslander i.
yabancı ausländer [german] i.
yabancı ring in i.
yabancı ring-in [australia/new zealand] i.
yabancı guest [obsolete] i.
yabancı connie i.
yabancı civilian i.
yabancı inconnu i.
yabancı fren i.
yabancı alien s.
yabancı unco s.
yabancı barbarian s.
yabancı barbarous s.
yabancı unknown s.
yabancı remote s.
yabancı extraneous s.
yabancı tramontane s.
yabancı exotic s.
yabancı outlandish s.
yabancı unfamiliar s.
yabancı peregrine s.
yabancı external s.
yabancı foreign s.
yabancı offshore s.
yabancı exterior s.
yabancı extrinsic s.
yabancı translatitious [obsolete] s.
yabancı étranger s.
yabancı exterraneous s.
yabancı derived s.
yabancı heathen s.
yabancı ignote [obsolete] s.
yabancı oddball s.
yabancı off s.
yabancı insolent [obsolete] s.
yabancı irrelavant s.
yabancı international s.
yabancı outland s.
yabancı peregrinate s.
Colloquial
yabancı unked [dialect] s.
yabancı from away [maine] expr.
Idioms
yabancı off the boat s.
Law
yabancı stranger i.
yabancı alien s.
Politics
yabancı foreigner i.
yabancı unnaturalized s.
Technical
yabancı strange s.
Biology
yabancı adventive s.
Geography
yabancı transmontane i.
yabancı transmontane s.
Latin
yabancı peregrinus i.
Archaic
yabancı furriner (foreigner) i.
yabancı uncouth s.
yabancı forein s.
yabancı fremd s.
Slang
yabancı gook i.

"yabancı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
yabancı dil foreign language i.
General
yabancı şeylere ilgi duyma xenophilia i.
yerleşmiş yabancı sözcük denizen i.
yabancı düşmanlığı ethnocentrism i.
yabancı ile evlenme intermarriage i.
yabancı ticari teşebbüsler foreign business enterprises i.
yabancı dil olarak ingilizce testi test of english as a foreign language i.
yabancı olandan nefret etme xenophobia i.
yabancı uyrukluğa kabul etme endenization i.
yabancı dil lingo i.
yabancı yayınlar foreign publications i.
yabancı ülke foreign country i.
yabancı ot öldürücü herbicide i.
yabancı uyrukluğa kabul etme endenisation i.
yabancı emek alienation i.
varlığını yabancı güçlerden alan devlet puppet state i.
yabancı diller foreign languages i.
yabancı oy absentee ballot i.
yabancı sözcük borrowing i.
bir ülkede bulunan küçük yabancı topluluğu colony i.
türk yabancı iş gücü turkish alien labor i.
yabancı öğrenciler foreign students i.
yabancı mülkiyeti alien property i.
yabancı bir dilin öğrenilmesi esnasında o dili öğrenen insanların oluşturdukları dil interlanguage i.
yabancı kelime alien i.
yabancı kelimeler ve deyimler foreign words and phrases i.
yabancı hükümler foreign judgments i.
yabancı sözcük foreign word i.
yabancı bir dilden alınan sözcük borrowing i.
pakistanlı yabancı iş gücü pakistani alien labor i.
yabancı ton alien tone i.
yabancı krediler foreign loans i.
yabancı ülkede yaşayan kimse expatriate i.
belirli bir konuya son derece yabancı olan insan topluluğu (bihaber kitle) uninitiate i.
yabancı düşkünü xenophile i.
yabancı öğrencilerin eşleri foreign student's spouses i.
yabancı ülke abroad i.
hastalık veya diğer acil durumlar nedeniyle gezmenin yabancı bir ülkeden kendi ülkesine getirilmesi repatriation i.
yabancı diller uzmanı linguist i.
yabancı tahvillerin ödenme vadesi usance i.
yabancı uzman international expert i.
yabancı uyruklu kimse alien i.
paralı asker (yabancı orduda hizmet eden) mercenary i.
yabancı iş gücü alien labor i.
yabancı ortak foreign partner i.
yabancı ülkelerdeki yatırımlarda kolaylık easing up on foreign investment i.
yabancı ülkelerle kuşatılmış bir bölge enclave i.
yabancı ülkeye yerleşme expatriation i.
yabancı düşmanlığı xenophobia i.
yabancı uyruklu foreign national i.
yabancı ülkeden kişi noncitizen i.
su yabancı otları aquatic weeds i.
yabancı sigorta şirketleri foreign insurance companies i.
yabancı işçi alien labor i.
yabancı ülkelerde ödenen vergiler taxes paid in foreign countries i.
yabancı basın foreign press i.
yabancı banka foreign bank i.
yabancı diller bölümü department of foreign languages i.
ikinci yabancı dil second foreign language i.
yerli ve yabancı domestic and foreign i.
yabancı turist foreign tourist i.
yabancı dil bölümü foreign language department i.
tam bir yabancı perfect stranger i.
çok yabancı perfect stranger i.
yabancı film foreign movie i.
yabancı film foreign film i.
yabancı hükümet foreign government i.
yabancı marka foreign brand i.
yabancı ülke vatandaşı foreign citizen i.
yabancı ülke vatandaşı foreign national i.
yabancı diller eğitimi foreign languages education i.
yabancı madde foreign matter i.
yabancı madde impurity i.
yabancı kişi foreigner i.
yabancı işçi immigrant worker i.
yabancı ülkede yaşayan kimse expat i.
yabancı misafir foreign visitor i.
yabancı müzik foreign music i.
yabancı hakimiyeti foreign domination i.
yabancı vatandaş foreign citizen i.
modern yabancı dil modern foreign language i.
yabancı müdür/direktör/yönetici foreign manager i.
yabancı bir ülkede yaşama living in a foreign country i.
yabancı turistler foreign tourists i.
yabancı turist sayısı number of foreign tourists i.
yabancı plakalı araç a vehicle with foreign license plates i.
yabancı kültürlere ve adetlere ilgi duyma/gösterme durumu xenophilia i.
yabancı uyruklu hayat kadını foreign prostitute i.
yabancı uyruklu hayat kadınları foreign prostitutes i.
yabancı metinlerden derleme chrestomathy i.
yabancı ülke outland i.
yabancı dilin önemi importance of foreign language i.
yabancı uyruklu olma alienage i.
yabancı kelime borrowed word i.
yabancı kelime loanword i.
yabancı madde foreign body i.
yabancı mahkumlar foreign prisoners i.
yabancı tutuklular foreign prisoners i.
yabancı dizi foreign tv series i.
yabancı televizyon dizisi foreign tv series i.
yabancı tv dizisi foreign tv series i.
yabancı dil foreign tongue i.
yabancı bir dilin karmaşık/anlaşılmaz kullanımı (daha çekici göstermek için) flowery i.
yabancı dil bilgisi knowledge of foreign language i.
mesleki yabancı dil professional foreign language i.
mesleki yabancı dil vocational foreign language i.
yabancı medeniyet foreign civilization i.
yabancı uygarlık foreign civilization i.
yabancı uygarlık foreign civilisation i.
yabancı medeniyet foreign civilisation i.
yabancı kültürler foreign cultures i.
yabancı uyruklu dil öğretmeni foreign language teacher i.
yabancı dil olarak türkçe turkish as a foreign language i.
ilçeler tarafından yabancı tüccarlardan alınan ücret scavage i.
yabancı kimlik numarası foreigner identification number i.
yabancı içki imported drink i.
yabancı karşıtı antialien i.
yabancı aleyhtarı antialien i.
abd'ye geçici bir süre için giren yabancı kimse nonimmigrant [usa] i.
yabancı olmayanlar nonstrangers i.
yabancı olmayan nonstranger i.
bir yerin yabancı sakini alienicola i.
yaptığı ev işlerine karşılık bir aile yanında kalan yabancı kız au pair girl i.
yabancı kimse étranger i.
yabancı kimse extranean i.
sirkte çalışan yabancı josser i.
yabancı bir ülkede varlıklı bir hanede baş hizmetçilik yapan kimse major-domo [dialect] i.
hawaii'de yabancı kimse malihini i.
tuhaf, şaşırtıcı ve yabancı olan çeşitli kişi veya objelerden oluşan grup veya derleme menagerie i.
yabancı uyruklu tüccar mercatante [obsolete] i.
(filipinler'de) yabancı-yerli melezi mestizo i.
baharatlardan ayıklanan yabancı maddeler garble i.
dile alınmış yabancı sözcük denizen i.
(yabancı sözcüğü) dile alma denizenation i.
vücuttan zehri ve yabancı maddeleri atmayı amaçlayan perhiz veya tedavi detox i.
eskiden ibrani topraklarında ibranilerin koruyuculuğu altında yaşayan yabancı ger i.
ilkokul yabancı dil kitabı grammar i.
legal olarak yabancı bir ülkeye giden kimse guest i.
(özellikle avrupa'da) geçici olarak çalışan yabancı uyruklu işçi guestworker i.
yabancı kimse ignote [obsolete] i.
yabancı kimse importee i.
yabancı ülkeden getirilen kimse importee i.
yabancı koku unfamiliar odor i.
yabancı gelen şey fantasia i.
yabancı kadın inconnue i.
(yabancı kuş ve hayvanların) doğal koruma alanı paradise i.
yabancı madde feculency i.
bir abd şirketinin yabancı bir şirketle birleştiği veya onu iktisap ettiği yeniden yapılanma inversion i.
bitmiş kağıdın şeklini bozan gözle görünür yabancı madde dirt i.
yabancı ülkede özel askeri harekata katılan maceracı kimse filibuster i.
yabancı ülkede ayaklanmacı veya devrimci faaliyetler yürüten kimse filibusterer i.
yabancı ülkeye ait toprağı zorla veya gayri resmi şekilde yönetme filibusterism [us] i.
yabancı ülkedeki özel bir askeri harekata katılan maceracı kimse fillibuster i.
yabancı ülkeden gelen şey (gemi, ürün) foreigner i.
yabancı unsur foreignism i.
yabancı özentiliği foreignism i.
yabancı özellik foreignism i.
yabancı ülkede kalma peregrination [obsolete] i.
yabancı bir ülkede kalan kimse peregrine i.
antik roma'da yabancı peregrine i.
yabancı bir yere yapılan gezi peregrinity [obsolete] i.
yabancı yerde kısa süreliğine kalma peregrinity [obsolete] i.
yabancı milletlere bağlılık semicolonialism i.
çok yolculu araç şeritlerini kullanabilmek için arabaya alınan yabancı slug [dialect] i.
yabancı ülke strand i.
oturma izni olan yabancı stranger i.
aileye yabancı kimse stranger in blood i.
dile almak (yabancı bir sözcüğü) naturalize f.
yabancı madde katmak adulterate f.
yabancı uyrukluğa kabul etmak naturalize f.
yabancı olmak (bir yer birine) be a stranger to f.
yabancı gelmemek ring a bell f.
yabancı gelmemek sound familiar f.
birine yabancı gelmek be alien to f.
yabancı bir ülkeye iş için gönderilmek be posted abroad f.
içine yabancı madde katmak adulterate f.
yabancı ile evlenmek intermarry f.
yabancı uyrukluğa kabul etmek endenizen f.
yabancı uyrukluğa kabul etmek endenisen f.
yabancı gelmemek look familiar f.
(yabancı bir sözcüğü) dile almak naturalize f.
(yabancı bir sözcüğü) dile almak naturalise f.
yabancı sermaye çekmek draw foreign capital f.
yabancı sermaye çekmek attract foreign capital f.
yabancı gelmek sound unfamiliar f.
yabancı gelmek look unfamiliar f.
yabancı ile evlenmek intermarry with f.
kulağa yabancı gelmek sound strange f.
kulağa yabancı gelmek sound unfamiliar f.
kendini yabancı hissetmek feel alienated f.
yabancı gibi hissetmek feel like a stranger f.
yabancı gibi hissetmek feel alienated f.
yabancı gibi hissetmek feel like an outsider f.
yabancı gibi hissetmek feel like an alien f.
kendini yabancı hissetmek feel like an outsider f.
kendini yabancı hissetmek feel like a stranger f.
kendini yabancı hissetmek feel like an alien f.
yabancı gelmemek not sound unfamiliar f.
yabancı bir ülkede yaşamak live in a foreign country f.
yabancı suçluları dava etmek prosecute foreign criminals f.
bir şeye yabancı olmak be a stranger to f.
dile almak (yabancı bir sözcüğü) naturalise f.
yabancı uyrukluğa kabul etmak naturalise f.
yabancı bir dil konuşmak speak a foreign language f.
cevherdeki yabancı maddeleri çıkarıp saf maden elde etmek reduce f.
yabancı uyrukluğa kabul etmek endenize [obsolete] f.
yabancı bir maddeyle kirletmek bestain f.
yabancı madde katmak manage f.
yabancı maddeleri ayıklamak garble f.
yabancı birine çıkar amaçlı aşırı samimi davranmak glad-hand f.
(yabancı bir sözcüğü) dile almak denizen f.
(yabancı sözcüğü) dile almak denizenize f.
(yabancı sözcüğü) dile almak denizenise f.
yerli işgücü yerine yabancı işgücü kullanmak offshore f.
(birinin) yazısına yabancı deyişler eklemek interlard f.
yabancı madde ile işlem uygulamak dope f.
yabancı maddeye daldırmak dope f.
(satılacak ürüne) yabancı madde katıp değiştirmek deacon f.
yabancı ülkede ayaklanmacı veya devrimci faaliyetler yürütmek filibuster f.
(yabancı bir dili) hazırlıksız okumak sight-read f.
cevherdeki yabancı maddeleri çıkarıp saf maden elde etmek smelt f.
(yabancı para) bozdurmak exchange f.
yabancı olandan nefret eden xenophobic s.
yabancı maddeler bulaşmamış axenic s.
yabancı (madde/cisim) extraneous s.
yabancı düşmanlığı güden (yazı, yasa vb) xenophobic s.
en yabancı strangest s.
yabancı olandan korkan xenophobic s.
yabancı bir banka için ayrılmış earmarked s.
yabancı dili taklit ederek yazılan macaronic s.
yerli ve yabancı local and foreign s.
yabancı malı exotic s.
yabancı dil ağırlıklı foreign language intensive s.
yabancı sevmez xenophobic s.
yabancı düşmanı xenophobic s.
içine yabancı madde karıştırılmış adulterated s.
yabancı kökenli of foreign origin s.
yabancı kaynaklı of foreign origin s.
yabancı olmayan undiluted s.
yabancı olmayan unexotic s.
yabancı madde veya cisim içermeyen unlittered s.
yabancı unsurlarla karışmamış unmingled s.
(bir konuya) yabancı virgin s.
yabancı bir kültüre ait ethnic s.
yabancı olmayan homeborn s.
yabancı olmayan home-bred s.
yabancı ülkede kayıtlı olan offshore s.
yabancı ülkede yürütülen offshore s.
yabancı ülkede işletilen offshore s.
yabancı madde ile dolu overstuffed s.
farazi yabancı millet ile ilgili ruritanian s.
farazi yabancı millete ait ruritanian s.
yabancı maddeye batırılmış doped s.
(krallık veya devlet) yabancı bir devletin boyunduruğunda olan feudatory s.
yabancı ülkelere ait foreign s.
yabancı topraklara özgü foreign s.
yabancı ulusları içeren foreign s.
yabancı bir halkı içeren foreign s.
yabancı (madde) foreign s.
yabancı maddeden kaynaklanan foreign s.
doğuştan yabancı foreign-born s.
yabancı topraklarda yaşayan outland s.
yabancı gibi görünen outlandish s.
yabancı parçalara bağlı outward-bound s.
yabancı ülkeye seyahat etmiş gibi duran peregrinate s.
yabancı ülkede yaşamış havası veren peregrinate s.
yabancı ebeveynlerin yerli çocuğu olan second-generation s.
kendine yabancı olan self-ignorant s.
(yabancı hakimiyet altında) sözde bağımsız semicolonial s.
(ekonomi, ülke içi faaliyetler) yabancı milletlere bağlı semicolonial s.
yabancı ile ilgili stranger s.
(yabancı dilde konuşma) bozuk telaffuzlu broken s.
yabancı bir şekilde alienly zf.
yabancı yerlerde over seas zf.
yabancı ülkeden from abroad zf.
yabancı devlette abroad zf.
yabancı ülkelerde abroad zf.
(yabancı para birimi) başına to ed.
yabancı ile ilgili xeno- ök.
(yabancı kimselere hitaben) bey dad expr.
(yabancı kimselere hitaben) ahbap dad expr.
(yabancı kimselere hitaben) arkadaş dad expr.
(yabancı kimselere hitaben) babalık dad expr.
yabancı uyruklu fn (foreign national) kısalt.
yabancı ülke vatandaşı fn (foreign national) kısalt.
Phrasals
yabancı ile evlenmek intermarry with (someone) f.
yabancı bir ülkede öğretmenlik yapmak teach away f.
Colloquial
güney afrika'daki siyahların yabancı afrikalılara taktığı isim amakwerekwere [South African] i.
yedi kat yabancı complete stranger i.
yedi kat yabancı total stranger i.
istenmeyen yabancı blow-in [australia/ireland] i.
yabancı bir orduda para ile savaşan asker merc i.
ortama yabancı kimse horse marine i.
-e yabancı stranger to i.
yabancı kalmak be out of it f.
yabancı olmak/hissetmek be out of it f.
yabancı olmak/hissetmek feel out of it f.
yabancı olmak/hissetmek be out of it f.
yabancı olmak/hissetmek be out of things f.
birbirine söyleyecek hiçbir şeyi kalmayan iki yabancı two strangers with nothing left to say expr.
(birine) çok yabancı (it's all) greek to (one) [cliché ] expr.
Idioms
tamamen yabancı a total stranger i.
tümüyle yabancı a total stranger i.
tümüyle yabancı a perfect stranger i.
tamamen yabancı a perfect stranger i.
yabancı toprak foreign soil i.
yabancı ülke foreign soil i.
yabancı şey closed book i.
yabancı madde foreign substance i.
yuvadaki yabancı a cuckoo in the nest i.
zurnanın son deliği/dış kapının mandalı/evdeki yabancı a cuckoo in the nest i.
hiç öğrenmediği yabancı dilleri konuşabilme yeteneği the gift of tongues i.
küçük yabancı little stranger i.
belirsiz/yabancı durum murky waters i.
(birine/bir şeye) yabancı a stranger to (someone or something) i.
yabancı cisim hasarı fod (foreign object damage) i.
yabancı madde hasarı fod (foreign object damage) i.
birisine yabancı gibi bakmak give someone the eye f.
yabancı hissetmek feel out of place f.
yabancı hissetmek feel out of things f.
yabancı hissetmek feel out of it f.
yabancı kalmak not know beans about f.
(bir şeye) yabancı olmamak be no stranger to something f.
(özellikle yabancı bir ortamda olduğu için) kendini rahat hissetmemek be out of one's element f.
yabancı/bilmediği bir şeye başlamak dip one's toes into f.
yabancı davranmak make strange [dialect] f.
karmaşık, yabancı, yoğun bir şeye girişmek jump off the deep end f.
karmaşık, yabancı, yoğun bir şeyin içine dalmak jump off the deep end f.
karmaşık, yabancı, yoğun bir şeye gözü kapalı girişmek jump off the deep end f.
karmaşık, yabancı, yoğun bir şeye başlamaya cesaret etmek jump off the deep end f.
karmaşık, yabancı, yoğun bir şeye hazırlıksız/bodoslama dalmak jump off the deep end f.
karmaşık, yabancı, yoğun bir şeye düşünmeden dalmak jump off the deep end f.
bir şeye yabancı olmamak be no stranger to something f.
yabancı kalmak/olmak not know beans f.
(bir konuya) yabancı kalmak/olmak not know beans (about something) f.
yabancı bir ülkede (askeri) görevde in country s.
-'e yabancı greek to s.
(bir şeye) yabancı olmayan no stranger to (something) s.
çok da yabancı değil not a hundred/thousand/million miles away/from here expr.
çok da yabancı olmayan not a hundred/thousand/million miles away/from here expr.
(bir şey) yabancı gelmiyor (something) rings a bell (with one) expr.
bana çok yabancı greek to me expr.
bu şey bana çok yabancı that's (all) greek to me expr.
Informal
yabancı kalmak be greek to oneself f.
Speaking
bir yabancı dili öğrenmenin en iyi yolu the best way to learn a foreign language expr.
başka yabancı dil biliyor musun? do you speak any other languages? expr.
yabancı bir yerde yalnız hissetmek kadar kötü bir şey olamaz nothing worse than feeling all alone somewhere foreign expr.
yabancı sularda yüzüyorum I am in unfamiliar waters expr.
yüzünüz yabancı gelmedi you look familiar expr.
Trade/Economic
geçmişte sömürge hong kong'da faaliyet gösteren ingiliz şirketlerinin genelde yabancı genel müdürlerine verilen isim taipan i.
yerli sanayiyi yabancı rekabete karşı korumak için ithalatta vergi veya kota uygulanması trade protection i.
yerli sanayiyi yabancı rekabete karşı korumak için ithalatta vergi veya kota uygulanması protection i.
abd para piyasasında işlem gören yabancı bonolar yankee bonds i.
abd'de yabancı şirketi temsil eden aracı kuruluşun yabancı ülkedeki şirket adına amerika'da ihraç ettiği menkuller american shares i.
bir yabancı paranın vadeli piyasa kurunun anında teslim kurundan daha yüksek olması forward premium i.
bir yabancı şirketin hisse senetlerini temsilen amerika'da çıkartılan menkul değer american depository receipt i.
bloke yabancı para blocked exchange i.
denetim altındaki yabancı şirket controlled foreign corporation i.
diğer kısa vadeli yabancı kaynaklar other short term liabilities i.
diğer uzun vadeli yabancı kaynaklar other long term liabilities i.
diğer çeşitli uzun vadeli yabancı kaynaklar other long term liabilities i.
diğer çeşitli yabancı kaynaklar other short term liabilities i.
diğer uzun vadeli yabancı kaynaklar other long-term liabilities i.
diğer çeşitli yabancı kaynaklar other liabilities i.
diğer kısa vadeli yabancı kaynaklar other short-term liabilities i.
diğer yabancı menkul kıymet satışları sales revenues from other foreign securities i.
diğer çeşitli yabancı kaynaklar other miscellaneous liabilities i.
diğer çeşitli yabancı kaynaklar other miscellaneous short term liabilities i.
değer kaybetmiş yabancı paraların değiştirilmesi için alınan ücret disagio i.
diğer yabancı menkul kıymet alışları cost of other foreign securities i.
doğrudan yabancı yatırımları foreign direct investments i.
doğrudan yabancı yatırımlarda yabancı uyruklu personel istihdamı hakkında yönetmelik regulations on the employment of personnel of foreign nationality in direct foreign investment i.
doğrudan yabancı yatırımlar kanunu uygulama yönetmeliği regulation for implementation of foreign direct investment law i.
doğrudan yabancı sermaye (yatırım) girişi foreign direct investment inflow i.
döviz alım satımıyla uğraşan kurumların aynı yabancı para üzerinden aldıkları ve sattıkları miktarları denkleştirmeden dolayısıyla bir kur riski altına girmeleri open position i.
dolaysız yabancı sermaye yatırımı foreign investment i.
döviz kurlarının bir birim yabancı para ile değiştirilebilen ulusal para miktarı biçiminde tanımlanması yöntemi american terms i.
doğrudan yabancı yatırımlar foreign direct investment i.
dolaysız yabancı yatırım foreign direct investment i.
döviz kurunun dalgalanma sınırım korumak için bir ülkenin kullandığı yabancı para intervention currency i.
dolaysız yabancı yatırım direct foreign investment i.
içinde bulunulan yılın sonuçlarına ilişkin yabancı gelir vergileri foreign income taxes on the results of the current year i.
japonya'da yabancı kuruluşlar tarafından ihraç edilen yabancı para birimi cinsinden tahvil türü shogun bond i.
japon borsasında yabancı bir kurum tarafından satılan ve yabancı para cinsinden işlem gören tahvil shogun bond i.
iki yabancı para birimi arasında değişim/bozdurma işlemi arbitrage i.
kalkınmakta olan bir ülkenin yabancı kamu veya özel mali yardımları etkin biçimde massedebilme absorptive capacity i.
kısa vadeli yabancı kaynak ödemeleri cash outflows due to short term liability payments i.
kısa vade yabancı kaynaklar short-term foreign funds i.
kısa vadeli yabancı kaynak artışlardan sağlanan nakit cash received from increase in short term liabilities i.
kısa vade yabancı kaynaklar short term foreign funds i.
kısa vade yabancı fonlar short term foreign funds i.
kısa vadeli yabancı kaynaklar short term liabilities i.
merkez bankasında saklanan yabancı paralar reserves i.
nitelikli yabancı kurumsal yatırımcı qualified foreign institutional investor i.
nitelikli yabancı kurumsal yatırımcılar qualified foreign institutional investors i.
önceki yılların sonuçlarına ilişkin yabancı gelir vergileri foreign income taxes on the results of prior years i.
özel yabancı sermaye private foreign capital i.
satın alınan yabancı hisse senetleri ve tahviller foreign stocks and bonds bought i.
resmi yabancı official foreigner i.
türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı ülke vatandaşları non-resident foreigners in turkey i.
ülkelerin dış ödeme rezervi olarak tuttukları yabancı para reserve currency i.
uzun vadeli yabancı kaynak ödemeleri cash outflows due to long term liability payments i.
uzun vadeli yabancı kaynaklar long term liabilities i.
uzun dönem yabancı para cinsinden kredi notu long-term foreign currency issuer default rating i.
vergi uygulamayan ya da düşük vergili olup yabancı sermayeyi özendiren ülke non-tax haven i.
uzun vadeli yabancı kaynaklar long-term liabilities i.
ülkenin ihracatını artırmak için eximbank kanalıyla doğrudan yabancı alıcılara açılan kredi buyer's credit i.
uzun vadeli yabancı kaynak artışlardan sağlanan nakit cash received from increase in long term liabilities i.
yabancı gelir vergileri foreign income taxes i.
yabancı para kurlarındaki değişikliklerin etkileri the effects of changes in foreign exchange rates i.
yabancı fonlar foreign funds i.
yabancı para işlemi foreign currency transaction i.
yabancı sermaye çerçeve kararnamesi foreign capital framework decree i.
yabancı işçi çalıştırma ilkeleri principles of employing non-national workers i.
yabancı ülkelerden ticari amaçlarla ülkeye giren mal veya hizmetler imports i.
yabancı para kur düzeltmeleri foreign currency translation adjustments i.
yabancı kaynaklar foreign assets i.
yabancı yatırımcı foreign investor i.
yabancı dilde yazışma görevlisi foreign language correspondent i.
yabancı işçi foreign worker i.
yabancı para üzerinden düzenlenen poliçe foreign bill of exchange i.
yabancı sermaye işletmeleri foreign capital enterprises i.
yabancı banka foreign bank i.
yabancı bir paranın değerindeki bir artışa karşı korunmak için vadeli para birimi kontratlarının alınması. long hedge i.
yabancı menkul kıymet faiz gelirleri interest income on foreign fixed income securities i.
yabancı para net genel pozisyonu foreign exchange net general position i.
yabancı alacaklı foreign creditor i.
yabancı tahvillerin ödenme süresi usance i.
yabancı kuruluş foreign entity i.
yabancı hisse senedi satışları sales revenues from foreign common stocks i.
yabancı ülkede yaşayan kimse expatriate i.
yabancı bir şirket adına yerel piyasadan işçi veya mal toplayan kimse comprador i.
yabancı firma foreign company i.
yabancı hisse foreign shares i.
yabancı sermaye derneği foreign investors association i.
yabancı işçi çalıştırma esasları principles of employing non-national workers i.
yabancı sermaye yatırımları foreign capital investments i.
yabancı şirketler foreign companies i.
yabancı şirket foreign enterprise i.
yabancı piyasa foreign market i.
yabancı yatırım müdürlüğü foreign investment directorate i.
yabancı işletme foreign entity i.
yabancı paranın çevrilmesi translation of foreign currency i.
yabancı varlıklar foreign assets i.
yabancı şirketteki hisse oranı subshare i.
yabancı piyasalar foreign markets i.
yabancı para türev araçları veya yabancı paraya dayalı türev araçları foreign currency derivatives i.
yabancı piyasa betası foreign market beta i.
yabancı para çevrim farkları foreign currency conversion adjustments i.
yabancı ülkede kurulup türkiye'de faaliyet gösteren bulunan şirket foreign corporation i.
yabancı paranın dövize çevrilmesi translation of foreign currency i.
yabancı yöneticiler expatriates i.
yabancı ülkelerde çalışmaya giden işçilerin ana yurttaki ailelerine gönderdikleri paralar remittance i.
yabancı lisans anlaşması foreign licensing i.
yabancı eleman foreign employee i.
yabancı tahvil ödenme vadesi usance i.
yabancı paralı sözleşme foreign exchange contract i.
yabancı kaynak liability i.
yabancı tahvil foreign bond i.
yabancı müşteri foreign customer i.
yabancı şube foreign branch i.
yabancı işçi çalıştırma ilkeleri principles of employing foreign workers i.
yabancı paralar üzerinden düzenlenen mevduat sertifikası eurodollar certificate of deposit i.
yabancı yatırım foreign investment i.
yabancı hisse senedi alışları cost of foreign common stocks i.
yabancı teşebbüs foreign venture i.
yabancı paraların tl’ye çevrilmesi currency translation i.
yabancı para foreign money i.
yabancı özel sektör borçlanma senetleri foreign private sector borrowing notes i.
yabancı kaynaklar için verilmiş ipotek ve diğer teminatların toplam tutarı total amount of mortgages and other guarantees given for liabilities i.
yabancı hisse senedi foreign stock i.
yabancı ülke foreign country i.
yabancı muhabir foreign correspondent i.
yabancı ülkelerden getirilen işçi contract labourer i.
yabancı tahvil piyasası foreign bond market i.
yabancı kreditör foreign creditor i.
yabancı para çevrim yöntemi translation method i.
yabancı ülke parası foreign currency i.
yabancı poliçelerin dolaşım süresi usance i.
yabancı para net genel pozisyon foreign exchange net general position i.
yabancı ülke senetleri foreign bills i.
yabancı girişim foreign enterprise i.
yabancı para foreign currency i.
yabancı para foreign currency i.
yabancı şirket overseas company i.
yabancı düşmanlığı xenophobia i.
yabancı sermaye teşvikleri foreign investment incentives i.
yabancı menkul kıymet alım/satım aracılık komisyonları commissions on foreign securities trading i.
yabancı pasif ödeme bilançosu foreign debit balance i.
yabancı para çevirimi foreign currency translation i.
yabancı şirket foreign corporation i.
yabancı kredi foreign loan i.
yabancı yatırım cross-border investment i.
yabancı para türev araçları foreign currency derivatives i.
yabancı ülkedeki faaliyet foreign operation i.
yabancı şirket out-of-state corporation i.
yabancı hükümetlerin veya resmi mali kurumların abd'de dolarla ödeme yapmak amacıyla federal rezerv bankası'nda tuttukları,genellikle çek hesabı şeklindeki fonlar foreign official deposits i.
yabancı mubayaa görevlisi commissioner i.
yabancı bağlı şirket foreign affiliate i.
yabancı para birimine dayalı işlem foreign currency transaction i.