yolsuzluk - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yolsuzluk



"yolsuzluk" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 33 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
yolsuzluk corruption i.
General
yolsuzluk illegality i.
yolsuzluk abusiveness i.
yolsuzluk pennilessness i.
yolsuzluk need i.
yolsuzluk lack of roads i.
yolsuzluk defraudation i.
yolsuzluk fraud i.
yolsuzluk impropriety i.
yolsuzluk embezzlement i.
yolsuzluk lawlessness i.
yolsuzluk being broke i.
yolsuzluk malpractice i.
yolsuzluk irregularity i.
yolsuzluk misfeasance i.
yolsuzluk malpractise i.
yolsuzluk hankey-pankey i.
yolsuzluk improperty [obsolete] i.
yolsuzluk pecksniffianism i.
yolsuzluk pecksniffery i.
yolsuzluk saturnalia i.
yolsuzluk substraction i.
Trade/Economic
yolsuzluk bribery i.
Law
yolsuzluk graft i.
yolsuzluk malpractise i.
yolsuzluk graft i.
yolsuzluk corruption i.
yolsuzluk malpractice i.
yolsuzluk falsicrimen i.
Politics
yolsuzluk misuse of authority i.
yolsuzluk corruption i.
Military
yolsuzluk irregularity i.
Archaic
yolsuzluk pravity i.

"yolsuzluk" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 64 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yolsuzluk türleri types of embezzlement i.
yolsuzluk (bir yer vb) pathlessness i.
yolsuzluk yapan memur corrupt official i.
yolsuzluk yapan kimse defrauder i.
(geçmişte) new york'ta yolsuzluk ve rüşvet ile bilinen bölge tenderloin [usa] i.
(kamusal hayatta) yolsuzluk yapan kimse corruptionist i.
yolsuzluk yuvası sodom i.
yolsuzluk yapmayan uncorrupt s.
yolsuzluk yapmayan corruption-free s.
Phrasals
yolsuzluk yapmak rake off f.
Proverb
mutlak güç yolsuzluk getirir power corrupts absolute power corrupts absolutely
mutlak güç yolsuzluk getirir absolute power corrupts absolutely
mutlak güç yolsuzluk getirir power corrupts, and absolute power corrupts absolutely
Idioms
bir gruba, organizasyona, kampanyaya karışan yolsuzluk sleaze factor i.
yolsuzluk unsuru sleaze factor i.
yolsuzluk yapmak have (one's) hand in the cookie jar f.
(yolsuzluk, haksızlık) yapıldığını bilip müdahale etmemek sit back and (do something) f.
Trade/Economic
mali yolsuzluk financial corruption i.
sahtekarlık/yolsuzluk denetçisi fraud auditor i.
yolsuzluk endeksi corruption perceptions index i.
yolsuzluk algılama endeksi corruption perceptions index i.
yolsuzluk endeksi corruption index i.
yolsuzluk algılama endeksi corruption index i.
yolsuzluk yapan kimse grafter i.
Law
idari yolsuzluk misprision i.
rüşvet ve yolsuzluk operasyonu bribery and corruption operation i.
yabancı firmalara dair yolsuzluk uygulamaları yasası foreign corrupt practices act i.
yabancıların yolsuzluk uygulamaları foreign corrupt practices i.
yolsuzluk soruşturması corruption investigation i.
yolsuzluk incelemesi investigation of corruption i.
yolsuzluk ve rüşvetle mücadele fight against corruption and bribery i.
yolsuzluk algı endeksi corruption perception index i.
yolsuzluk iddiaları corruption allegations i.
yolsuzluk ve rüşveti önleme kanunu fcpa i.
yolsuzluk ve rüşvet ile mücadele fight against corruption and bribery i.
yolsuzluk yapan defrauder i.
yolsuzluk soruşturması investigation of corruption i.
yolsuzluk incelemesi corruption investigation i.
yolsuzluk ve rüşveti önleme kanunu foreign corrupt practices act i.
yurtdışı yolsuzluk faaliyetleri yasası foreign corrupt practices act i.
yurtdışı yolsuzluk faaliyetleri kanunu foreign corrupt practice act i.
yurtdışı yolsuzluk faaliyetleri kanunu foreign corrupt practices act i.
yurtdışı yolsuzluk faaliyetleri yasası foreign corrupt practice act i.
yolsuzluk iddiaları allegations of corruption i.
yolsuzluk yapmak graft f.
memur aleyhine görevinde yolsuzluk iddiasıyla takibat açmak impeach f.
memuriyette yolsuzluk yaparak soymak loot f.
yolsuzluk karşıtı anti-corruption s.
Politics
devlet yolsuzluk risk raporu state corruption risk report i.
devlet yolsuzluk endeksi state corruption index i.
idari yolsuzluk administrative corruption i.
yolsuzluk maliyeti costs of corruption i.
yolsuzluk ve rüşvet skandalı graft and bribery scandal i.
yolsuzluk soruşturması corruption probe i.
yolsuzluk eğilimleri corruption trends i.
yolsuzluk suçlaması charge of corruption i.
yolsuzluk gelirleri proceeds of corruption i.
yolsuzluk yapan kamu görevlisi corrupt official i.
yolsuzluk uygulamaları kanunu corrupt practices act i.
bir politik partinin, yönetimin, kurumun içindeki yolsuzluk x factor i.
yolsuzluk unsuru x factor i.
yolsuzluk karşıtı anticorruption s.
yolsuzluk karşıtı antigraft s.
Social Sciences
polis kuvveti içerisinde, memurların yolsuzluk veya ırkçılık gibi uygulamaları dile getirmesini engellediği iddia edilen gruplaşma canteen culture i.