yumuşatmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yumuşatmak



"yumuşatmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 78 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
yumuşatmak soften f.
General
yumuşatmak tone down f.
yumuşatmak quell f.
yumuşatmak limber up f.
yumuşatmak dulcify f.
yumuşatmak smooth over f.
yumuşatmak soothe f.
yumuşatmak unbend f.
yumuşatmak subdue f.
yumuşatmak mollify f.
yumuşatmak modulate f.
yumuşatmak unsteel f.
yumuşatmak make less rigid f.
yumuşatmak attemper f.
yumuşatmak moderate f.
yumuşatmak season f.
yumuşatmak make soft f.
yumuşatmak loosen f.
yumuşatmak mellow f.
yumuşatmak water down f.
yumuşatmak lenify f.
yumuşatmak mute f.
yumuşatmak smooth f.
yumuşatmak shake up f.
yumuşatmak chasten f.
yumuşatmak melt f.
yumuşatmak tame f.
yumuşatmak disarm f.
yumuşatmak relax f.
yumuşatmak supple f.
yumuşatmak unman f.
yumuşatmak tone f.
yumuşatmak tenderise f.
yumuşatmak tenderize f.
yumuşatmak intenerate f.
yumuşatmak digest f.
yumuşatmak soft-pedal f.
yumuşatmak macerate f.
yumuşatmak temper f.
yumuşatmak temper f.
yumuşatmak tender f.
yumuşatmak emolliate f.
yumuşatmak wilt f.
yumuşatmak mitigate f.
yumuşatmak moder [obsolete] f.
yumuşatmak limber (up) f.
yumuşatmak gentle f.
yumuşatmak gloze f.
yumuşatmak demulce f.
yumuşatmak dethaw f.
yumuşatmak oil f.
yumuşatmak incide [obsolete] f.
yumuşatmak down f.
yumuşatmak polish f.
yumuşatmak contemperate f.
yumuşatmak sauce f.
yumuşatmak disbend [obsolete] f.
yumuşatmak prettify f.
yumuşatmak slake f.
yumuşatmak supple f.
Phrasals
yumuşatmak soften up f.
yumuşatmak ease off f.
yumuşatmak ease up f.
yumuşatmak slacken off f.
yumuşatmak tamp down f.
Idioms
yumuşatmak take the edge off f.
yumuşatmak dull the edge of f.
yumuşatmak take the sting out of f.
Technical
yumuşatmak calcine f.
yumuşatmak relent f.
yumuşatmak soften f.
yumuşatmak scroop f.
yumuşatmak temper f.
Textile
yumuşatmak scroop f.
Gastronomy
yumuşatmak wilt f.
Literature
yumuşatmak enchasten f.
Archaic
yumuşatmak slack f.
Slang
yumuşatmak mellow out f.

"yumuşatmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 80 sonuç

Türkçe İngilizce
General
deriyi yıkayıp yumuşatmak için kullanılan silindir kutu pinwheel i.
suyu yumuşatmak soften water f.
bir şeyleri yumuşatmak mince matters f.
havayı yumuşatmak break the ice f.
zeytinyağlı salamurada bırakmak (eti yumuşatmak için) marinate f.
yumuşatmak (sesi) modulate f.
ıslatarak yumuşatmak macerate f.
yumuşatmak (gergin/zor bir durumu) help f.
yumuşatmak (eti) tenderize f.
göğsünde yumuşatmak soften the ball on one's chest f.
sıvıda ıslatarak yumuşatmak macerate f.
yumuşatmak (eti) tenderise f.
rengini yumuşatmak castigate [obsolete] f.
söylenen veya yapılan bir şeyi yumuşatmak turn f.
(vücuttaki lifleri) yumuşatmak break f.
tonunu yumuşatmak break down f.
(kauçuk) yumuşatmak break down f.
(karakterini, davranışlarını) yumuşatmak gentle f.
darbenin etkisini yumuşatmak için hareket etmek roll (with) f.
ıslatarak yumuşatmak draggle f.
(deriyi) silindir kutu içinde yıkayıp yumuşatmak pinwheel f.
sesi yumuşatmak clear f.
(dokusunu) yumuşatmak fine f.
ıslatarak yumuşatmak seethe f.
Phrasals
(metal araçları) tavlarken yumuşatmak let down f.
birini yumuşatmak soften someone up f.
ısıtıp yumuşatmak thaw out f.
giyerek yumuşatmak wear in f.
bir şeyin (haber) etkisini bir şeyle yumuşatmak temper something with something f.
bir şeyi yumuşatmak break something in f.
(keskinliğini) yumuşatmak round off f.
Colloquial
ortamı yumuşatmak lighten the mood f.
(bir şeyi, ortamı, durumu) yumuşatmak defuse (something) f.
Idioms
havayı yumuşatmak clear the atmosphere f.
birisini yumuşatmak go easy on f.
birine karşı takındığı tavrı yumuşatmak soften one's stance on someone f.
havayı yumuşatmak clear the air f.
havayı yumuşatmak break the ice f.
(sert bir sözden vb. sonra) ortamı yumuşatmak take the sting out of something f.
(bir şeyi) yumuşatmak dull the edge of (something) f.
üslubunu yumuşatmak tone down the language f.
(eti) döverek yumuşatmak hammer away at (something) f.
havayı yumuşatmak clear the atmosphere f.
tehlikeli/düşmanca bir şeyi yumuşatmak take the teeth out of f.
sert/keskin bir şeyi yumuşatmak take the teeth out of f.
havayı yumuşatmak clear the air f.
durumu hafifletmek/yumuşatmak cushion the blow f.
durumu hafifletmek/yumuşatmak soften the blow f.
(kendinin/birinin bir şeye karşı) tavrını yumuşatmak soften (one's or someone's) stance (on something) f.
(bir şeyi) yumuşatmak sugarcoat (something) f.
(bir şeyi) yumuşatmak take the heat out of (something) f.
Industry
(deri) elle yumuşatmak brey [africa] f.
(deriyi) ileri işlemler için homojen ıslatıp yumuşatmak mull f.
Technical
kireçleme sonrası kireci çıkarıp derileri yumuşatmak için kullanılan tekne bate i.
tekrar yumuşatmak remelt f.
ısı ve nem ile yumuşatmak digest f.
sonradan yumuşatmak aftersoften f.
yağlayıp yumuşatmak dub f.
(ısıtılıp sertleştirilmiş çeliği) yumuşatmak untemper f.
(tabaklamada deri veya postu) yumuşatmak ve kimyasalları gidermek için özel bir solüsyonda ıslatmak bate f.
(kili) cama sürterek yumuşatmak muddle f.
deriyi yumuşatmak grain f.
(deriyi) yumuşatmak strike f.
Computer
kenarları yumuşatmak soften edges f.
Construction
yol yüzeyini keskinleştirip yumuşatmak için kullanılan bir bileme aracı hone i.
Gastronomy
(içkiyi vb.) başka bir şey katarak yumuşatmak temper f.
eti yumuşatmak baste f.
suda bırakarak yumuşatmak macerate f.
(yeşillikleri) kızgın yağda marine ederek yumuşatmak wilt f.
(eti) yıllandırarak yumuşatmak mortify [obsolete] f.
yumuşatmak için (eti) dövmek plank f.
Chemistry
(suyu) yumuşatmak soften f.
Linguistics
(sessiz harfi) yumuşatmak lenite f.
Boxing
yumruğu yumuşatmak pull f.
Art
(boya) donuklaştırmak veya çizgileri yumuşatmak için kullanılan malzeme scumble i.
Cinema
(deri) yağlayıp yumuşatmak dub f.
Photography
(görseli) keskinlik yönünden yumuşatmak feather f.
Archaic
kalbini yumuşatmak relent f.
(balgamı) yumuşatmak veya söktürmek incide f.
Slang
görüntüsünü sadeleştirmek/yumuşatmak mellow out f.