çevre - Turkish English Dictionary

çevre

Meanings of "çevre" in English Turkish Dictionary : 86 result(s)

Turkish English
Common Usage
çevre environment n.
Plastic straws are bad for the environment.
Plastik pipetler çevreye zararlıdır.

More Sentences
çevre environmental adj.
Ireland suffers doubly from safety problems, road congestion and environmental damage.
İrlanda güvenlik sorunları, yol tıkanıklığı ve çevreye verilen zarardan iki kat daha fazla zarar görmektedir.

More Sentences
General
çevre connection n.
A second issue is the whole set of problems in connection with the environment.
İkinci bir konu da çevre ile ilgili sorunlar bütünüdür.

More Sentences
çevre entourage n.
Saddam's immediate entourage is evidently preparing itself for the fall of the 'Republic of Fear'.
Saddam'ın yakın çevresi belli ki kendisini "Korku Cumhuriyeti"nin çöküşüne hazırlıyor.

More Sentences
çevre circle n.
Our sanctions must affect President Mugabe and his circle, but not the people of Zimbabwe.
Yaptırımlarımız Başkan Mugabe ve çevresini etkilemeli, Zimbabve halkını değil.

More Sentences
çevre surrounding n.
That is why the visitors have to make do with hotels which are not in Strasbourg but in the surrounding area.
Bu nedenle ziyaretçiler Strazburg'da değil, çevredeki otellerle idare etmek zorunda kalıyor.

More Sentences
çevre circles n.
Everyone has a say, and this is something which those circles in the Czech Republic should bear in mind.
Herkesin söz hakkı vardır ve bu Çek Cumhuriyeti'ndeki çevrelerin akıllarında tutmaları gereken bir husustur.

More Sentences
çevre neighborhood n.
Are you from the neighborhood?
Bu çevreden misin?

More Sentences
çevre environment n.
I believe it is extremely important for the European Parliament to promote the improvement of our environment.
Avrupa Parlamentosu'nun çevremizin iyileştirilmesini teşvik etmesinin son derece önemli olduğuna inanıyorum.

More Sentences
çevre vicinity n.
They can rely on an alert security service in their vicinity.
Çevrelerindeki alarmlı bir güvenlik hizmetine güvenebilirler.

More Sentences
çevre surroundings n.
Heavy machinery poses safety risks and can cause damage to the surroundings.
Ağır makineler güvenlik riski oluşturur ve çevreye zarar verebilir.

More Sentences
çevre neighbourhood n.
Do you know this neighbourhood?
Bu çevreyi biliyor musun?

More Sentences
çevre circumference n.
Finland has 314 000 kilometres of coastline, which is about eight times the earth's circumference.
Finlandiya'nın 314.000 kilometrelik kıyı şeridi vardır, bu da dünyanın çevresinin yaklaşık sekiz katıdır.

More Sentences
çevre periphery n.
This region on Europe's periphery draws on a wealth of cultural and Christian traditions.
Avrupa'nın çevresindeki bu bölge, zengin kültürel ve Hıristiyan geleneklerinden beslenmektedir.

More Sentences
çevre quarter n.
The reason given for this in certain quarters is the delay in dealing with the outstanding issue of participation.
Bazı çevrelerce bunun nedeni olarak, katılım konusunun ele alınmasındaki gecikme gösterilmektedir.

More Sentences
Trade/Economic
çevre network n.
Tom has a strong network of friends.
Tom'un güçlü bir arkadaş çevresi var.

More Sentences
çevre environment n.
There will be three distinct sections encompassing issues related to the environment, transport and energy.
Çevre, ulaşım ve enerji ile ilgili konuları kapsayan üç ayrı bölüm olacaktır.

More Sentences
Technical
çevre surroundings n.
The green surroundings made it even more beautiful.
Çevresindeki yeşillik, onu daha da güzelleştiriyor.

More Sentences
çevre environment n.
We are also hoping to improve our environment with better air quality and a reduction in greenhouse gases.
Ayrıca daha iyi hava kalitesi ve sera gazlarında azalma ile çevremizi iyileştirmeyi umuyoruz.

More Sentences
çevre vicinity n.
They can rely on an alert security service in their vicinity.
Çevrelerindeki bir alarm güvenlik hizmetine güvenebilirler.

More Sentences
Informatics
çevre environment n.
We must ensure that there is a balance between the protection of our environment and economic progress at all times.
Çevremizin korunması ile ekonomik ilerleme arasında her zaman bir denge olmasını sağlamalıyız.

More Sentences
Telecom
çevre environment n.
If there is no risk to human health and the environment, an authorisation is given.
Eğer insan sağlığı ve çevre açısından bir risk yoksa, izin verilir.

More Sentences
Construction
çevre environment n.
Starting with pentaBDE and its harmful effect on our environment and on our health, the picture is very clear indeed.
PentaBDE ve onun çevremiz ve sağlığımız üzerindeki zararlı etkisinden başlayarak, resim gerçekten çok nettir.

More Sentences
Linguistics
çevre environment n.
We held our first debate on the Commission's Sixth Community Environment Action Programme in May last year.
Komisyon'un Altıncı Topluluk Çevre Eylem Programına ilişkin ilk tartışmamızı geçen yıl Mayıs ayında gerçekleştirmiştik.

More Sentences
Environment
çevre environment n.
The public tends to complain to us, not to the Environment Council.
Halk Çevre Konseyine değil, bize şikayet etme eğilimindedir.

More Sentences
Meteorology
çevre environment n.
The third point concerns aquaculture and the implications on the maritime environment.
Üçüncü nokta ise su ürünleri yetiştiriciliği ve bunun deniz çevresi üzerindeki etkileri ile ilgilidir.

More Sentences
General
çevre ambit n.
çevre domain n.
çevre adjacencies n.
çevre region n.
çevre purlieus n.
çevre climate n.
çevre milieu n.
çevre sphere n.
çevre outskirts n.
çevre environs n.
çevre girth n.
çevre nearing n.
çevre frame n.
çevre compass n.
çevre vicinage n.
çevre ambience n.
çevre premises n.
çevre precinct n.
çevre ambiance n.
çevre society n.
çevre locality n.
çevre circuit n.
çevre medium n.
çevre connexion n.
çevre contour n.
çevre atmosphere n.
çevre perimeter n.
çevre monde n.
çevre precincts n.
çevre peripheral n.
çevre community n.
çevre set of surroundings n.
çevre terrain n.
çevre element n.
çevre mise-en-scène n.
çevre garth n.
çevre oecology n.
çevre rout n.
çevre circumscription n.
çevre sidelines n.
çevre ecological adj.
çevre ambient adj.
çevre peripheral adj.
Colloquial
çevre eco n.
Trade/Economic
çevre commons n.
Politics
çevre district n.
Technical
çevre circumference n.
çevre locality n.
çevre periphery n.
çevre circuit n.
Computer
çevre outboard adj.
Textile
çevre girth n.
Automotive
çevre circumference n.
Mental Health
çevre setting n.
Math
çevre circumference n.
Social Sciences
çevre habitat n.
Linguistics
çevre context n.
Meteorology
çevre ambient n.
Military
çevre proximity n.
Abbreviation
çevre environ. (environment) n.

Meanings of "çevre" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
çevre yönetimi environmental management n.
Hence also, this joint debate involves transport and environmental management Members.
Dolayısıyla bu ortak tartışma, ulaştırma ve çevre yönetimi üyelerini de kapsamaktadır.

More Sentences
General
çevre kirliliği pollution n.
The government and industry are cooperating to fight pollution.
Hükümet ve endüstri çevre kirliliğiyle mücadele etmek için işbirliği yapıyor.

More Sentences
çevre bakanı environment minister n.
Unfortunately, our Environment Ministers do not share our opinion.
Ne yazık ki Çevre Bakanlarımız bu görüşümüzü paylaşmıyor.

More Sentences
çevre politikası environment policy n.
Unfortunately, this is going to give environment policy a bad name.
Maalesef bu çevre politikasının adını kötüye çıkaracak.

More Sentences
yakın çevre immediate surroundings n.
In Strasbourg, the entrances and the immediate surroundings of this building are under police surveillance.
Strazburg'da bu binanın girişleri ve yakın çevresi polis gözetimi altındadır.

More Sentences
çevre koruma environmental protection n.
Now that is more of an economic argument or an environmental protection argument.
Şimdi bu daha çok ekonomik bir argüman ya da çevre koruma argümanı.

More Sentences
çevre mühendisliği environmental engineering n.
Bioremediation and environmental engineering of Terra saved that planet from pollution and desertification.
Terra'nın biyoremediasyonu ve çevre mühendisliği o gezegeni kirlilikten ve çölleşmeden kurtardı.

More Sentences
çevre kirliliği environmental pollution n.
Increased efficiency and handling rates should reduce delays, environmental pollution and avoidable costs to a minimum.
Artan verimlilik ve taşıma oranları gecikmeleri, çevre kirliliğini ve önlenebilir maliyetleri en aza indirmelidir.

More Sentences
çevre politikası environmental policy n.
An environmental policy agreement has been signed on a voluntary basis.
Gönüllülük esasına dayalı olarak bir çevre politikası anlaşması imzalanmıştır.

More Sentences
çevre hukuku environmental law n.
The increasing awareness of the possibility of infringement of environmental law is another instance.
Çevre hukukunun ihlali olasılığına ilişkin artan farkındalık da bir başka örnektir.

More Sentences
çevre kirlenmesi environmental pollution n.
Environmental pollution is causing abnormal weather conditions.
Çevre kirlenmesi anormal hava koşullarına neden oluyor.

More Sentences
çevre gönüllüsü environmentalist n.
He is an environmentalist.
O bir çevre gönüllüsüdür.

More Sentences
çevre projesi environmental project n.
Aid has been directed towards the creation of infrastructure, transport and environmental projects.
Yardımlar altyapı, ulaşım ve çevre projelerinin oluşturulmasına yönlendirilmiştir.

More Sentences
dünya çevre günü world environment day n.
June fifth is World Environment Day.
5 Haziran, Dünya Çevre Günü'dür.

More Sentences
çevre felaketi environmental disaster n.
We escaped an environmental disaster by the skin of our teeth.
Bir çevre felaketinden kıl payı kurtulduk.

More Sentences
sağlıklı bir çevre a healthy environment n.
In addition, we are ensuring that our citizens have a healthy environment.
Bunun yanı sıra vatandaşlarımızın sağlıklı bir çevreye sahip olmalarını sağlıyoruz.

More Sentences
yeni bir çevre a new environment n.
As is often said, it is difficult to adjust yourself to a new environment.
Sık sık söylendiği gibi, yeni bir çevreye alışmak zordur.

More Sentences
çevre sorunları environmental issues n.
Sustainable development is not possible without adopting a structural approach to the environmental issue.
Çevre sorununa yapısal bir yaklaşım benimsenmeden sürdürülebilir kalkınma mümkün değildir.

More Sentences
çevre yönetimi environmental management n.
This proves that money and prestige are still worth more than sustainable environmental management.
Bu da para ve prestijin hala sürdürülebilir çevre yönetiminden daha değerli olduğunu kanıtlamaktadır.

More Sentences
çevre bakanı environmental minister n.
The Council of Environmental Ministers, however, proved insufficiently flexible.
Ancak Çevre Bakanları Konseyi yeterince esnek olmadığını kanıtladı.

More Sentences
çevre aktivisti environmental activist n.
Tom is an environmental activist.
Tom bir çevre aktivistidir.

More Sentences
çevre dostu environmentally friendly adj.
We share the idea that such funds may be of use in environmentally friendly land-use planning.
Bu tür fonların çevre dostu arazi kullanım planlamasında kullanılabileceği fikrini paylaşıyoruz.

More Sentences
çevre dostu eco-friendly adj.
I'd like to build an eco-friendly house.
Çevre dostu bir ev inşa etmek istiyorum.

More Sentences
Colloquial
çevre dostu green adj.
Free, green, infinitely renewable energy.
Bedava, çevre dostu, sonsuz yenilenebilir enerji.

More Sentences
Trade/Economic
çevre koruması environmental protection n.
It will help to improve our public health and environmental protection, both inside and outside the European Union.
Hem Avrupa Birliği içinde hem de dışında halk sağlığımızın ve çevre korumamızın iyileştirilmesine yardımcı olacaktır.

More Sentences
Politics
çevre politikası environmental policy n.
The EU's environmental policy must be developed by means of more stringent minimum rules and environmental charges.
AB'nin çevre politikası, daha sıkı asgari kurallar ve çevre harçları yoluyla geliştirilmelidir.

More Sentences
çevre hareketi environmental movement n.
I am looking at all those of you who have not exactly been at the forefront of the environmental movement.
Çevre hareketinin tam olarak ön saflarında yer almamış olanlarınıza bakıyorum.

More Sentences
Institutes
çevre ajansı environmental agency n.
These days, the European Environmental Agency notes that thirty percent of Europeans suffer from noise pollution.
Bugünlerde Avrupa Çevre Ajansı, Avrupalıların yüzde otuzunun gürültü kirliliğinden muzdarip olduğunu belirtiyor.

More Sentences
çevre ajansı environment agency n.
The Environment Agency looked into matter and found no environmental harm.
Çevre Ajansı konuyu incelemiş ve çevreye zarar vermediğini tespit etmiştir.

More Sentences
General
sosyal çevre social surroundings n.
çevre riski environmental risk n.
çevre mühendisi environmental engineer n.
çevre profili community profile n.
çevre işleri müdürlüğü memuru environmental officer n.
sert çevre şartları harsh environment conditions n.
çevre determinizmi determinism of environment n.
çevre envanteri environmental inventory n.
çevre psikolojisi psychology of environment n.
çevre bakanlığı department of environment n.
çevre gürültüsü background noise n.
çevre yolu ring road n.
alternatif çevre alternative perimeter n.
çevre çizgisi contour n.
çevre işleri müdürlüğü environmental office n.
çevre alan bordering area n.
çevre bakanı secretary of state for the environment n.
çevre ekolojisi environment ecology n.
çevre terörizmi environmental terrorism n.
çevre yolu bypass n.
akademik çevre academe n.
sosyal çevre milieu n.
çevre tahribatı ecocide n.
çevre koşulları environmental aspects n.
çevre endeksi environmental index n.
çevre işleri müdürlüğü onayı environmental approval n.
çevre kirletici pollutant n.
çevre kirliliğini önleme ve kontrol genel müdürlüğü general directorate of environmental pollution prevention and control n.
entelektüel çevre intellectual environment n.
geniş çevre great circle n.
beyan edilen çevre declared perimeter n.
sosyal çevre social circle n.
çevre sorunları müdürlüğü environmental agency n.
çevre ölçüsü girth n.
çevre mühendisliği endüstrisi environmental engineering industries n.
çevre koruma environment protection n.
akademik çevre academia n.
çevre zararlarında sorumluluk liability for environmental damages n.
çevre bakanı minister of the environment n.
çevre bakanlığı ministry of environment n.
çevre ölçüsü girt n.
çevre yolu orbital road n.
çevre denetimi environmental audit n.
çevre ahlakı environmental ethics n.
çevre faktörleri ecological factors n.
çevre koruma environmental prodection n.
çevre eğitimi environmental education n.
bir kimsenin geçmişteki görgü, çevre ve eğitimi background n.
çevre yönetimi management of environment and natural resources n.
çevre yolu belt highway n.
yapay çevre artificial environment n.
nihai çevre final perimeter n.
çevre bilimi environmental science n.
çevre yönetim sistemi environmental management system n.
talep edilen çevre requested perimeter n.
özel çevre koruma alanı special environmental area n.
çevre sağlığı environmental health n.
çevre kamçısı peritrichous n.
çevre yolu orbital n.
çevre dostu elektrik enerjisi conservation electric power n.
çevre kesişmesi intersectional relations n.
çevre uzunluğu perimeter n.
çevre yolu freeway n.
çevre koruma environmental conservation n.
çevre politikası ecopolitics n.
çevre ve orman bakanlığı ministry of environment and forestry n.
atmosfer bilimleri ve çevre araştırmaları grubu earth n.
çevre yolu ringroad n.
çevre düzenleme planı land use plan n.
çevre restorasyonu environmental restoration n.
çevre kirliliğine yol açan madde pollutant n.
çevre bakanı secretary of state for environment n.
çevre işleri müdürlüğü environmental department n.
çevre havası ambient air n.
çevre yolu belt line n.
çevre soykırımı ecocide n.
çevre temizlik vergisi sanitation tax n.
çevre sağlık teknisyeni environmental health technician n.
çevre gürültüsü ambient noise n.
çevre koruma environmental preservation n.
çevre açısı inscribed angle n.
çevre bilimleri ecological sciences n.
kitle iletişim araçları ve çevre mass media and the environment n.
çevre izleme environmental monitoring n.
kültürel çevre cultural environment n.
hassas çevre fragile environment n.
fiziksel çevre physical environment n.
sosyal çevre social environment n.
çevre düzeni landscaping n.
çevre doz debisi ambient dose rate n.
çevre koşulları ambient conditions n.
çevre havası nemi ambient air humidity n.
çevre gürültü seviyesi ambient noise level n.
çevre sıcaklığı ambient temperature n.
çevre dozu ambient dose n.
çevre ışığı ambient light n.
temiz çevre clean environment n.
mikro çevre micro environment n.
çevre yolu orbit road n.
büyük çevre hareketi great environmental action n.
sürdürülebilir çevre sustainable environment n.
çevre rengi environment colour n.
çevre teknolojileri environment technologies n.
çevre teknolojisi environmental technology n.
çevre konuları environment issues n.
çevre örtüsü envelope n.
çevre yolu beltway n.
doğal çevre natural habitat n.
çevre gönüllüsü environmental volunteer n.
çevre gönüllüsü volunteer environmentalist n.
çevre gönüllüsü eco volunteer n.
çevre gönüllüsü environmentalist volunteer n.
çevre duyarlılığı environmental conscience n.
çevre duyarlılığı environmental awareness n.
çevre denetimi environmental monitoring n.
çevre kaplaması envelope of enclosure n.
çevre etkenleri environment factors n.
çevre koruma derneği environment protection association n.
çevre yolu by-pass n.
insan-çevre münasebetleri human being-environment relations n.
merkez-çevre centre-periphery n.
sosyal çevre milieux n.
çevre bilim ecology n.
toplumsal çevre social environment n.
çevre çizgisi outline n.
çevre yaya yolu perimeter walk n.
çevre revağı peridrome n.
çevre korunması preservation of environment n.
kritik çevre critical environment n.
sağlıklı çevre healthy environment n.
çevre kuramı environment theory n.
kirli çevre dirty environment n.
çevre bilimci environmental scientist n.
çevre için bir tehdit olmak pose a threat to the environment n.
çevre halk neighbor community n.
çevre halkı local community n.
çevre halkı surrounding community n.
düşman çevre hostile environment n.
değişen bir çevre a changing environment n.
çevre dostu uygulamalar environmentally friendly practices n.
temel çevre sorunları basic environmental problems n.
çevre gönüllü kuruluşları environmental voluntary organizations n.
yakın çevre immediate vicinity n.
çevre dostu ev environment-friendly house n.
geri dönüştürülen malzemeler kullanılarak inşa edilen çevre dostu ev earthship n.
yaşanabilir çevre inhabitable environment n.
yaşanabilir çevre habitable environment n.
yaşanabilir çevre livable environment n.
yaşanabilir çevre viable environment n.
çevre bilinci environmental consciousness n.
düzenleyici çevre regulatory environment n.
çevre ve şehir planlaması environment and urban planning n.
çevre iller nearby cities n.
çevre sanatı environmental art n.
çevre yanlısı mesaj pro-environment message n.
çevre dostu ürünler eco friendly products n.
çevre dostu ürünler environment friendly products n.
insan ürünü çevre built environment n.
inşa edilmiş çevre built environment n.
yakın çevre inner circle n.
sosyal çevre background n.
seçkin çevre coterie n.
çevre dostu deodorant environmentally friendly deodorant n.
çevre temizliği environmental cleanup n.
çevre temizliği environmental cleaning n.
küresel çevre değişikliğine karşı insan hassasiyeti/savunmasızlığı human vulnerability to global environmental change n.
sosyal çevre social sphere n.
eğitime uygun çevre learning-friendly environment n.
çevre meselesi/sorunu environmental concern n.
yakın çevre immediate environment n.
kırsal çevre surrounding countryside n.
belirli çevre koşulları specific environmental conditions n.
çevre problemleri environmental problems n.
çevre fuarı environmental fair n.
politik çevre political environment n.
çevre hususları environmental considerations n.
doğal çevre natural surrounding n.
yakın çevre immediate circle n.
çevre çiti peripheral fence n.
bir nesnenin çevre üzerinde bir sonuç ortaya çıkaran etkisi effectance n.
çevre uzmanı environmental specialist n.
çevre dostu ev eco-home n.
bir kurum tarafından hizmet verilen yakın alan/çevre (okul, hastane, sosyal hizmetler vs.) catchment area n.
çevre dostu çanta environmentally friendly bag n.
çevre dostu çanta eco friendly bag n.
çevre dostu çanta environmental friendly bag n.
bir grup insanın oluşturduğu çevre network n.
profesyonel amaçlarla çevre edinerek ilişkiler kurma networking n.
stressiz çevre stress-free environment n.
doğal çevre element n.
çevre duvarı perimeter wall n.
çevre sağlığı memuru eho [brit] n.
ikinci derecede çevre undersphere n.
yakın çevre bailiwick n.
çevre düzenlemesi landscaping n.
liberya ve çevre sahillerde yaşayan ve gemicilikte uğraşan bir kabile krooman n.
çevre çizgisi line n.
çevre kampanyası environmental campaign n.
çevre edinip ilişki ağını genişletme amacıyla yapılan sosyal etkinlik meet-and-greet n.
yakın çevre bosom n.
çevre koşullarına adapte olmayan bir yapısal değişiklik morphosis n.
bireyin dünyasını oluşturan fiziksel çevre ile gündelik deneyimler lifeworld n.
yakın çevre loop n.
kavşakta yer alıp çevre köylerin halkının toplanma yeri olan küçük yerleşim yeri crossroad n.
korunaklı ve izole çevre cocoon n.
sosyal çevre conversation [obsolete] n.
sabit gözle algılanabilen tüm fiziki çevre field of regard n.
sabit gözle algılanabilen tüm fiziki çevre field of view n.
sabit gözle algılanabilen tüm fiziki çevre field of vision n.
caddeye paralel bulunan veya caddenin ortasından geçen, çevre düzenlemesi yapılmış toprak şeridi parkway n.
çevre hat precinct n.
obje veya şeklin çevre uzunluğunun yarısı semiperimeter n.
(almanya veya çevre bölgelerde yaşayan) çingene sinto n.
yakın çevre suburb n.
yakın çevre surrounding n.
çevre korumak safeguard the environment v.
çevre korumak protect the environment v.
çevre korumak preserve the environment v.
çevre edinmek make friends v.
çevre edinmek make a circle of friends v.
çevre bilinci oluşturmak raise environmental awareness v.
çevre dostu olarak tasarlamak green v.
çevre bilinci kazanmak green v.
zarar verici faaliyetleri gizleyerek çevre dostuymuş gibi görünmeye çalışmak greenwash v.
bir şeyi çevre dostuymuş gibi göstermek greenwash v.
çevre bilincine sahip environment conscious adj.
çevre uyumlu environment-friendly adj.
çeşitli çevre koşullarında yaşayabilen facultative adj.
çevre dostu friendly to the earth adj.
çevre kirlenmesine karşı antipollution adj.
çevre kirliliği karşıtı antipollution adj.
çevre dostu environment friendly adj.
çevre dostu green friendly adj.
çevre dostu nature friendly adj.
çevre dostu ecology/ecologically friendly adj.
çevre kirliliği karşıtı antipollution adj.
çevre ve sosyal sorumluluk konularına önem veren socially minded adj.
çevre dostu low-polluting adj.
(motor) çevre dostu superclean adj.
Phrasals
(bitki) farklı çevre koşullarını benimsemek set to v.
Phrases
kalite ve çevre politikamız our quality and environmental policy expr.
Colloquial
yakın çevre kith and kin n.
çevre manyağı duck-squeezer n.
çevre sorunlarına karşı çok duyarlı kimse eco nut n.
çevre manyağı eco nut n.
kendini çevreye/çevre sorunlarına adamış kimse eco nut n.
çevre sorunlarına karşı çok duyarlı kimse eco freak n.
çevre manyağı eco freak n.
kendini çevreye/çevre sorunlarına adamış kimse eco freak n.
çevre gönüllüsü enviro n.
tanıdık çevre home turf n.
akademik çevre ivy n.
Idioms
çevre dostu eyalet green state [us] n.
çevre değişikliği a change of scene n.
çevre değişikliği change of scene n.
çevre değişikliği change of scene (or scenery) n.
aynı okuldan mezun kişilerin geliştirdiği birbirini gözetme ilişkisi/iletişim ağı/çevre the old boy network n.
Speaking
bu araba çevre dostudur this car is environment friendly expr.
Trade/Economic
ab'nin çevre ile dost ürün ya da hizmetin sağlanmasını zorunlu hale getireceği çevre projesi green procurement n.
asıl ekonomik çevre primary economic environment n.
avrupa çevre ajansı European Environment Agency n.
bir çevre kirlenmesi denetim planı bubble concept n.
çevre güzellikleri atmospherics n.
çevre denetçisi environmental auditor n.
çevre danışmanlık şirketi environmental consulting company n.
çevre kirliliği vergisi pollution tax n.
çevre etkisini araştırma çalışması environmental impact study n.
çevre kalitesi standardı environmental-quality standard n.
çevre danışmanlık firması environmental consulting company n.
çevre ekonomisi environmental  economics n.
çevre kirlenmesi pollution n.
çevre yönetim sistemi environmental management system n.
çevre yasası law on the environment n.
çevre danışmanlık firması environmental consulting firm n.
çevre ıslahı environmental remediation n.
çevre koruma muhasebesi environmental accounting n.
çevre ve temizlik vergisi environment tax n.
çevre ekonomileri peripheral economies n.
çevre dostu logo ecolabel n.
çevre yetkili makamı environmental authority n.
çevre kirliliği vergisi pollution charge n.
çevre, sağlık ve güvenlik izni environment, health and safety permit n.
çevre sistem yöneticisi environmental system manager n.
çevre kanunları environmental laws n.
çevre yönetim birimi environmental management unit n.
çevre ruhsatları environmental permits n.
çevre yasası environmental law n.
çevre vergisi environment tax n.
çevre danışmanlık şirketi environmental consulting firm n.
çevre, sağlık ve güvenlik yasaları environment, health and safety laws n.
devredilebilir çevre kirliliği belgesi transferable emissions permit n.
çölleşme (çevre) desertification n.
düşük çevre standartları dolayısıyla ihracatçı ülkede ithalatçı ülkeden daha düşük fiyatla üretilen malın ithali üzerine konulan ek tarife border tax adjustments n.
firmaların kendi içlerinde oluşturdukları ve çevre, sağlık ve güvenlik uygulamalarını denetleyen birim ehs n.
evrensel çevre analizi global environment analysis n.
hızlı/hareketli çevre fast-paced environment n.
işçi sağlığı ve çevre güvenliği occupational health and environmental safety n.
iş sağlığı-güvenliği ve çevre sorumlusu health-safety & environment officer n.
iş sağlığı emniyet ve çevre occupational health, safety and environment n.
işin dışsal çevre ortamı yerine doğrudan doğruya işin kendisine ve işçinin o işi yerine getirmesine ait koşullar job content n.
kapsamlı çevre önlemi comprehensive environmental response n.
kurumsal çevre institutional environment n.
makro çevre macro environment n.
sağlık, güvenlik, çevre health, safety, environment (hse) n.
su ve çevre gibi common property n.
stratejik çevre strategic environment n.
temel ekonomik çevre primary economic environment n.
uyum masrafları (çevre) compliance costs n.
çevre dostu etiketleme eco-labelling n.
çevre dostu etiketleme eco-labeling n.
çevre tahribatı kapanı/tuzağı affluence trap n.
Law
çevre hukuku environmental law n.
çevre kanunu environmental law n.
çevre yasası environmental regulations n.
çevre yasası environmental law n.
çevre koruma yasası environmental protection law n.
çevre polisi conservation officer n.
Politics
avrupa birliği konseyi - çevre konseyi council of the european union - environment council n.
avrupa parlamentosu - çevre komitesi european parliament - committee on environment n.
agit ekonomi ve çevre komitesi osce economic and environmental committee n.
ab entegre çevre uyum stratejisi eu integrated environmental approximation strategy n.
avrupa çevre ajansı european environment agency n.
avrupa çevre ajansı european environment agency (eea) n.
avrupa çevre politikaları enstitüsü institute for european environmental policy n.
baltık denizi çevre koruma komisyonu (helsinki komisyonu) baltic marine environment protection commission n.
beşeri çevre human environment n.
bölgesel çevre merkezi regional environmental center n.
birleşmiş milletler çevre programı united nations environment programme (unep) n.
bm çevre programı united nations environment programme n.
çevre mali aracı komitesi committee on the financial instrument for the environment n.
çevre, orman ve şehircilik bakanlığı ministry of environment forestry and urbanization n.
çevre ülkeler nearby countries n.
çevre politikası environmental politics n.
çevre eyaletler nearby states n.
çevre için topluluk finansman projesi community financing projects for the environment n.
çevre dışı bölgeler outermost regions n.
çevre ve şehircilik bakanlığı ministry of environment and urbanisation n.
çevre devletler nearby countries n.
çevre denetimi environmental auditing n.
çevre genel müdürlüğü directorate-general for the environment n.
çevre ve şehircilik bakanlığı ministry of environment and urban planning n.
çevre/komşu ülke peripheral country n.
çevre devletler nearby states n.
çevre ülkeler neighboring countries n.
çevre ve şehir planlaması bakanlığı ministry of environment and urban planning n.
dünya çevre günü world environment day n.
dtö ticaret ve çevre komitesi wto trade and environment committee n.
il çevre müdürlüğü provincial department of environment n.
il çevre müdürlüğü provincial environmental directorate n.
kısa ömürlü çevre kirleticiler short-lived climate pollutants n.
küresel çevre fonu global environment facility n.
küresel çevre imkanı global environmental facility n.
merkez/çevre çözümlemesi centre/periphery analysis n.
ortak çevre politikası common environmental policy n.
özel çevre koruma alanları specially protected environment areas n.
özel çevre koruma alanı specially protected environment area n.
ulusal çevre eylem planı national environmental action plan n.
unctad ticaret çevre ve kalkınma ah çalışma grubu unctad ad hoc working group on trade, environment and development n.
unescap çevre ve doğal kaynakların geliştirilmesi komitesi unescap committee on environment and natural resources development n.
yakın çevre politikası near abroad policy n.
yakın çevre near abroad n.
daha iyi iskan ve çevre yenilenmesi alanlarında faaliyet gösteren bakanlık department of housing and urban development n.
(tavır veya politikalarda) çevre korumacılığına yönelme greening n.
çevre politikası konseyi council on environmental policy n.
çevre yönetim standartları final governing standards n.
yürürlükte olan çevre düzenlemeleri final governing standards n.
(ingiltere) çevre ulaşım ve bölgeler dairesi detr (department of the environment, transport, and the regions) abrev.
afrika bakanlık çevre konferansı amcen (african ministerial conference on the environment) abrev.
Institutes
britanya mimarlık ve yapılı çevre komisyonu cabe n.
avrupa çevre ortakları european partners for environment (epe) n.
avrupa çevre bilgi ve gözlem ağı european environment information and observation network n.
altyapı ve çevre izleme daire başkanlığı department of infrastructure and environmental monitoring n.
avrupa çevre ajansı european environment agency (eea) n.
avrupa çevre ajansı european environment agengy n.
avrupa çevre enformasyon koordinasyonu coordination of information on the environment in europe n.
birleşmiş milletler çevre programı united nations environment programme n.
birleşmiş milletler çevre programı united nations environment programme (unep) n.
çevre yönetimi ve denetleme planı eco-management and audit scheme n.
çevre etki değerlendirmesi environmental impact assessment n.
çevre koruma kurumu environmental protection agency n.
çevre ve kültür değerlerini koruma ve tanıtma vakfı the foundation for the promotion and protection of the environment and cultural heritage n.
çevre koruma için bilim ve teknoloji science and technology for environmental protection n.
çevre sağlık müdürlüğü directorate of environmental health n.
çevre bakanlığı the ministry of environment n.
çevre müsteşarlığı undersecretariat of environment n.
çevre sağlığı müdürlüğü directorate of environmental health n.
çevre koruma ajansı environment protection agency epa n.
çevre yönetimi genel müdürlüğü general directorate for environmental management n.
çevre koruma ve ambalaj atıkları değerlendirme vakfı (çevko) environmental protection and packaging waste recovery and recycling trust n.
çevre komisyonu committee on environment n.
çevre ve şehircilik bakanlığı ministry of environment and urbanization n.
çevre yönetimi genel müdürlüğü directorate general of environmental management n.
çevre sorunlarını önleme şube müdürlüğü section of environmental problem prevention n.
çevre sorunlarım önleme şube müdürlüğü section of environmental problem prevention n.
çevre koruma ve ambalaj atıkları değerlendirme vakfı (çevko) environmental protection and packaging waste recovery and recycling foundation n.
çevre müsteşarı undersecretary of environment n.
çevre ve orman bakanlığı ministry of environment and forestry n.
çevre sorunları araştırma ve uygulama merkezi environmental problems research and application center n.
çevre mühendisleri odası chamber of environmental engineers n.
dünya çevre ve gelişme komisyonu world commission on environment and development n.
enerji, su, çevre işleri genel müdür yardımcılığı deputy directorate general of energy, water, environmental affairs n.
enerji verimliliği ve çevre yönetim şubesi müdürlüğü section of energy efficiency and environmental management n.
hizmetler, yatırım, çevre politikaları analizi ve web koordinasyonu dairesi department of analysis on services, investments and environmental policies and web coordination n.
hizmetler, yatırım, çevre politikaları analizi ve web koordinasvonu dairesi department of analysis on services, investments and environmental policies and web coordination n.
il çevre ve orman müdürlüğü provincial directorate of environment and forestry n.
il çevre kurulu provincial board of environment n.
il çevre ve şehircilik müdürlükleri provincial directorates for environment and urbanization n.
kargı akasya çevre ve eğitim derneği kargi akasya environment and education association n.
köyceğiz-dalyan özel çevre koruma bölgesi koycegiz-dalyan special environmental protection area n.
kültür ve çevre değerlerini korumak amacıyla 1895'de kurulmuş bir örgüt national trust n.
küresel çevre imkanı global environment facility n.
küresel çevre stratejileri enstitüsü ınstitute for global environmental strategies (ıges) n.
mevzuat ve çevre dairesi department of legislation and the environment n.
özel çevre koruma kurumu agency for the protection of special area n.
özel çevre koruma kurumu başkanlığı environmental protection agency for special areas n.
stockholm çevre enstitüsü stockholm environment ınstitute (seı) n.
su ve çevre evi the house of water and environment (hwe) n.
tarihsel çevre değerlendirme ve araştırma merkezi (taçdam) centre for research and assessment of the historic environment n.
tüketici ve çevre eğitim vakfı (tükçev) consumer and environmental education foundation n.
tarımsal çevre ve doğal kaynaklan koruma daire başkanlığı department of agri-environment and conservation of natural resources n.
yüksek çevre kurulu higher board of environment n.
iskoçya çevre koruma teşkilatı sepa (scottish environment protection agency) abrev.
Tourism
avrupa çevre eğitim vakfı foundation for environmental education in europe n.
çevre gezisi excursion n.
duyarlı çevre environmentally sensitive area n.
dünya çevre geliştirme komisyon world commission on environment n.
çevre dostu konaklama tesisi ecolodge n.
Technical
ağır statik çevre şartları severe static environmental conditions n.
açık çevre open environment n.
bağlı çevre birimi on-line peripheral equipment n.
boruların tam çevre otomatik ultrasonik kalınlık muayenesi automatic full peripheral ultrasonic thickness testing of steel tubes n.
çevre koşulları room conditions n.
çevre alt sistemi environment subsystem n.
çevre koşulları ambient conditions n.
çevre dişlisi ring gear n.
çevre doz debisi ambient dose rate n.
çevre hava kalitesi verilerinin alfanümerik olarak sunulması presentation of ambient air quality data in alphanumerical form n.
çevre basıncı ambient pressure n.
çevre gürültü seviyesi ambient noise level n.
çevre dozu ambient dose n.
çevre izleme environmental monitoring n.
çevre çizgisel biçimleme contour forming n.
çevre uzunluğu perimeter n.
çevre atomları neighbouring atoms n.
çevre sıcaklığının altındaki sıcaklık sub-ambient temperature n.
çevre mevzuatı ve iş güvenliği environmental legislation and work safety n.
çevre duvarı enclosure wall n.
çevre çizgisel talaşlı işleme contour machining n.
çevre kirletici madde pollutant n.
çevre veya kuşak dikişi girth seams n.
çevre sıcaklığı deneyi ambient temperature test n.
çevre uyumluluğu environmental compatibility n.
çevre tasarımı environmental plan n.
çevre donatısı peripheral equipment n.
çevre çizgisel sertleştirme contour hardening n.
çevre havası ambient air n.
çevre duvarı boundary wall n.
çevre eğrisi haritası contour map n.
çevre düzenlemesi environment monitoring n.
çevre koşulları ambient condition n.
çevre şartları ambient condition n.
çevre gürültüsü environmental noise n.
çevre etiketleme programı environmental labelling programme n.
çevre dayanıklılığı environmental durability n.
çevre çizgisel frezeleme contour milling n.
çevre atmosferi surrounding atmosphere n.
çevre birimleri denetleyicisi peripheral controller n.
çevre için önemli konular environmental considerations n.
çevre aydınlatma environmental lighting n.
çevre değişkeni environmental variable n.
çevre birimleri tamponları peripheral buffers n.