|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
özellikle |
specially adv.
|
|
The Irish Box was specially recognised as an area of biological sensitivity.
İrlanda'nın hassas bölgesi, özellikle biyolojik hassasiyete sahip bir alan olarak kabul edildi.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
özellikle |
particularly adv.
|
|
The fact that the EU also subsidises tobacco cultivation is particularly anomalous.
AB'nin tütün ekimini de desteklemesi özellikle anormal bir durumdur.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
özellikle |
especially adv.
|
|
This is especially gratifying since this is a very important topic.
Bu çok önemli bir konu olduğu için özellikle memnuniyet verici.
More Sentences
|
General |
|
4 |
General |
özellikle |
particular adj.
|
|
Although I like all cats, I like this one in particular.
Tüm kedileri sevmeme rağmen bunu özellikle seviyorum.
More Sentences
|
5 |
General |
özellikle |
in particular adv.
|
|
IST projects focus in particular on the development of confidence-building technologies.
IST projeleri özellikle güven artırıcı teknolojilerin geliştirilmesine odaklanmaktadır.
More Sentences
|
6 |
General |
özellikle |
especially adv.
|
|
This is especially gratifying since this is a very important topic.
Bu çok önemli bir konu olduğu için özellikle memnuniyet verici.
More Sentences
|
7 |
General |
özellikle |
specially adv.
|
|
The Irish Box was specially recognised as an area of biological sensitivity.
İrlanda'nın hassas bölgesi, özellikle biyolojik hassasiyete sahip bir alan olarak kabul edildi.
More Sentences
|
8 |
General |
özellikle |
above all adv.
|
|
They are counterproductive and have catastrophic effects on Iraq's civilian population, above all for children.
Sözleşme ters tepmekte ve Irak'ın sivil nüfusu, özellikle de çocuklar üzerinde yıkıcı etkilere yol açmaktadır.
More Sentences
|
9 |
General |
özellikle |
exclusively adv.
|
|
I will talk exclusively about the issue of the Court of Justice and the Court of First Instance.
Özellikle Adalet Divanı ve İlk Derece Mahkemesi konusundan bahsedeceğim.
More Sentences
|
10 |
General |
özellikle |
notably adv.
|
|
Ill-treatment of detainees notably during transfer between prisons is also reported.
Özellikle cezaevleri arasında nakil esnasında mahpuslara kötü muamele edildiği de bildirilmektedir.
More Sentences
|
11 |
General |
özellikle |
particularly adv.
|
|
The fact that the EU also subsidises tobacco cultivation is particularly anomalous.
AB'nin tütün ekimini de desteklemesi özellikle anormal bir durumdur.
More Sentences
|
12 |
General |
özellikle |
most particularly adv.
|
|
I welcome most particularly in that context the Romanian parliamentary team.
Bu bağlamda özellikle Romanya parlamento ekibini memnuniyetle karşılıyorum.
More Sentences
|
13 |
General |
özellikle |
more particularly adv.
|
|
This is a challenge to politicians throughout Europe and more particularly to both sides of the rail industry.
Bu, tüm Avrupa'daki politikacılar ve özellikle de demiryolu endüstrisinin her iki tarafı için bir meydan okumadır.
More Sentences
|
14 |
General |
özellikle |
specifically adv.
|
|
For the first time the Commission proposal specifically covers GM feed.
Komisyon teklifi ilk kez özellikle GD yemleri kapsamaktadır.
More Sentences
|
Colloquial |
|
15 |
Colloquial |
özellikle |
in particular adv.
|
|
IST projects focus in particular on the development of confidence-building technologies.
IST projeleri özellikle güven artırıcı teknolojilerin geliştirilmesine odaklanmaktadır.
More Sentences
|
16 |
Colloquial |
özellikle |
notably adv.
|
|
Ill-treatment of detainees notably during transfer between prisons is also reported.
Özellikle cezaevleri arasında nakil esnasında mahpuslara kötü muamele edildiği de bildirilmektedir.
More Sentences
|
17 |
Colloquial |
özellikle |
not least expr.
|
|
I am very sensitive to these issues, not least because of where I come from.
Bu konulara karşı çok hassasım, özellikle de geldiğim yer nedeniyle.
More Sentences
|
Technical |
|
18 |
Technical |
özellikle |
particularly adv.
|
|
The fact that the EU also subsidises tobacco cultivation is particularly anomalous.
AB'nin tütün ekimini de desteklemesi özellikle anormal bir durumdur.
More Sentences
|
General |
|
19 |
General |
özellikle |
principally adv.
|
|
20 |
General |
özellikle |
most especially adv.
|
|
|
21 |
General |
özellikle |
notedly adv.
|
|
22 |
General |
özellikle |
expressly adv.
|
|
23 |
General |
özellikle |
in especial adv.
|
|
24 |
General |
özellikle |
nominately adv.
|
|
25 |
General |
özellikle |
privately adv.
|
|
26 |
General |
özellikle |
extra adv.
|
|
27 |
General |
özellikle |
in special adv.
|
|
28 |
General |
özellikle |
in specie adv.
|
|
Phrases |
|
29 |
Phrases |
özellikle |
more in particular expr.
|
|
30 |
Phrases |
özellikle |
for one expr.
|
|
31 |
Phrases |
özellikle |
so much the more expr.
|
|
Abbreviation |
|
32 |
Abbreviation |
özellikle |
esp (especially) adv.
|
|
33 |
Abbreviation |
özellikle |
espec. (especially) adv.
|
|
|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
(özellikle kedinin) kum kabı |
litter box n.
|
|
Make sure you clean the litter box twice a day.
Kum kabını günde iki kez temizlediğinden emin ol.
More Sentences
|
2 |
General |
özellikle belirtmek |
point to v.
|
|
He asked me particularly to make that point to you.
Bu noktayı size özellikle belirtmemi istedi.
More Sentences
|
3 |
General |
(özellikle tuvalet alışkanlıkları ile ilgili) eğitilmiş (hayvan) |
house-trained adj.
|
|
Our cat is house-trained.
Kedimiz evde eğitildi.
More Sentences
|
4 |
General |
(özellikle tarihler için kullanılır) dolaylarında |
circa adv.
|
|
She was wearing a poodle skirt circa 1955.
O 1955 dolaylarında kaniş etek giyiyordu.
More Sentences
|
5 |
General |
özellikle gündüzleri kullanılan oturma odası |
morning room n.
|
|
6 |
General |
özellikle meksika ve küba'daki deniz kıyısı gezinti yerleri için kullanılan ispanyolca sözcük |
malecon n.
|
|
7 |
General |
özellikle sherry içilen büyükçe kadeh |
schooner n.
|
|
|
8 |
General |
özellikle dini kitap hakkında |
imprimatur n.
|
|
9 |
General |
özellikle irlanda ve iskoçya'da izinsiz alkollü içecek satan yer |
shebeen n.
|
|
10 |
General |
makale (özellikle din/siyaset konusunda bir) |
tract n.
|
|
11 |
General |
özellikle yeme içme konusunda kendini tutma |
abstemiousness n.
|
|
12 |
General |
özellikle yüzdeki kırışıkları saklamak için kullanılan kozmetik madde |
concealer n.
|
|
13 |
General |
özellikle ingiltere'nin kuzeyinde engebeli kırlık alanlar |
fell n.
|
|
14 |
General |
özellikle buzulların erimesinden oluşan su |
melt water n.
|
|
15 |
General |
özellikle tipi nedeniyle havada ve yerde kardan başka hiçbir şey görememe hali |
white out n.
|
|
16 |
General |
özellikle romalılarda, yer altı mezarlığı veya yeraltında kemiklerin toplandığı yer |
catacomb n.
|
|
17 |
General |
özellikle güney afrika'da yuvarlak kulübe vb gibi basit yapı |
rondavel n.
|
|
18 |
General |
yarımada anlamına gelen yunanca ifade, özellikle trakya yarımadası için kullanılır |
chersonese n.
|
|
19 |
General |
özellikle belirli bir olayın oluştuğu veya geçtiği yer |
locale n.
|
|
20 |
General |
güneybatı amerika'da özellikle alkali topraklarda hayvanları yemlemek için kullanılan işlenmemiş bir bitki |
sacaton n.
|
|
21 |
General |
14. yy özellikle italyan sanat ve edebiyatı |
trecento n.
|
|
22 |
General |
birisini özellikle yasadışı işler yapması konusunda kışkırtan kimse |
abetter n.
|
|
23 |
General |
heykel için özellikle duvarda bir oyuk |
niche n.
|
|
24 |
General |
özellikle büyük kara parçaları üzerinde bir eksen oluşturan dağ sırası |
cordillera n.
|
|
25 |
General |
havuz kapasitesi (özellikle kamuya açık olanlar) |
bather load n.
|
|
26 |
General |
özellikle ölmüş birinin ardından övgü konuşması ya da yazısı |
eulogia n.
|
|
27 |
General |
özellikle hindistan'da damat veya katılımcılara verilen ad |
sais n.
|
|
28 |
General |
özellikle ilk insanların meydana getirdiği sanat eseri |
artifact n.
|
|
29 |
General |
özellikle tahta bir kutu içinde çapa yerine denize atılan büyükçe taş |
killick n.
|
|
30 |
General |
rüzgardan vs korunup özellikle güneş ışınlarını yakalamak üzere tasarlanmış yer |
suntrap n.
|
|
31 |
General |
özellikle rahipler veya rahibeler tarafından idare edilen misafirhane/yurt |
hospice n.
|
|
32 |
General |
direkt telefon hattı (özellikle devlet başkanları arasında) |
hot line n.
|
|
33 |
General |
kitapçık (özellikle din/siyaset konusunda bir) |
tract n.
|
|
34 |
General |
diz çökme (özellikle ibadet ederken) |
genuflection n.
|
|
35 |
General |
orta yaşlı evli kadın (özellikle çocuğu olan) |
matron n.
|
|
36 |
General |
özellikle fransa'da, bir idari birimin baş yöneticisi |
préfect n.
|
|
37 |
General |
düşme vb gibi nedenlerle özellikle kafada oluşan sakatlıklar |
concussions n.
|
|
38 |
General |
büyük miktar (özellikle para) |
mint n.
|
|
39 |
General |
polislerin ve askerlerin özellikle eylemlerde kullandıkları şeffaf kalkan |
riot shield n.
|
|
40 |
General |
eritilmiş yağ özellikle tavuk yağı |
schmalz n.
|
|
41 |
General |
irfan özellikle eski zaman bilgileri |
lore n.
|
|
42 |
General |
yolun özellikle taşıtlar için ayrılmış kısmı |
carriage way n.
|
|
43 |
General |
ingilizce'de özellikle kırsal kesimlerdeki dar sokak veya patikalara verilen isim |
lane n.
|
|
44 |
General |
baba (özellikle çocuk dilinde) |
papa n.
|
|
45 |
General |
özellikle siyasi suçluları cezalandırmak amacıyla kullanılan sovyet çalışma kampı |
gulag n.
|
|
46 |
General |
kendini tutma (özellikle yeme içme konusunda) |
abstemiousness n.
|
|
47 |
General |
özellikle ağaçlar arasından uzun ve dar manzara |
vista n.
|
|
|
48 |
General |
özellikle nükleer patlama sonucunda mantar şeklinde yükselen bulut |
mushroom cloud n.
|
|
49 |
General |
özellikle kuzeybatı ispanya'da akarsu vadilerinin sular altında kalmasıyla oluşan dar ve uzun koylar |
ria n.
|
|
50 |
General |
korunmasızlık (özellikle iş hukukunda) |
vulnerability n.
|
|
51 |
General |
özellikle japonya'da kullanılan bir çeşit hasır kilim |
tatami n.
|
|
52 |
General |
yuva yapan (özellikle kuş) |
nester n.
|
|
53 |
General |
özellikle göz merceğinde gerçekleştirilen bir çeşit ameliyat (tıp) |
needling n.
|
|
54 |
General |
(özellikle tanrıbilimde) yeni bir öğretiyi benimseyen kimse |
neologist n.
|
|
55 |
General |
bir hayvanın özellikle geyiğin yiyecek olarak kullanılan iç organları |
nombles n.
|
|
56 |
General |
özellikle matematikte rakamlar ve işaretler sistemi veya müzikte notalar ile işaretler sistemi |
notation n.
|
|
57 |
General |
bir hayvanın özellikle geyiğin yiyecek olarak kullanılan iç organları |
umbles n.
|
|
58 |
General |
bir hayvanın özellikle geyiğin yiyecek olarak kullanılan iç organları |
numbles n.
|
|
59 |
General |
özellikle yangın sonucu olan kırım |
holocaust n.
|
|
60 |
General |
özellikle düşman bölgesinde görev yapan gizli ajan |
action officer n.
|
|
61 |
General |
özellikle büyük şehirlerdeki kaymak tabakada görülen uçarı yaşam biçimi |
vanity fair n.
|
|
62 |
General |
cevap vermeyen (özellikle bir tedaviye vb) |
nonresponder n.
|
|
63 |
General |
özellikle sporda sol ayağını kullanan kişi |
left-footer n.
|
|
64 |
General |
bar veya şarap dükkanı anlamına gelen ve özellikle meksika'da yaygın ispanyolca bir ifade |
cantina n.
|
|
65 |
General |
özellikle ingiltere'nin wight ve dorset adalarında, derin ve dar vadilere verilen isim |
chine n.
|
|
66 |
General |
özellikle meksika'da, bugalov |
casita n.
|
|
67 |
General |
özellikle maratoncuların yarışın sonuna doğru hissettikleri aşırı endorfin salgılanmasından kaynaklanan coşku hali |
runner's high n.
|
|
68 |
General |
özellikle paskalya yortusunda yapılan meyveli pasta |
simnel cake n.
|
|
69 |
General |
özellikle ispanyolca konuşulan ülkelerde hizmet veren şarap ve meyve-sebze satan dükkan |
bodega n.
|
|
70 |
General |
ahır (özellikle atların konulduğu) avlusu |
stabling yard n.
|
|
71 |
General |
faaliyeti bir arada özellikle de güçlükle sürdürmeye çalışma |
juggling n.
|
|
72 |
General |
tren gibi araçlarda koltuklara özellikle başın konduğu bölümlere konulan örtü |
seat sock n.
|
|
73 |
General |
(özellikle kedinin) kum kabı |
catbox n.
|
|
74 |
General |
(özellikle kedinin) kum kabı |
cat box n.
|
|
75 |
General |
(özellikle kedinin) kum kabı |
litter pan n.
|
|
76 |
General |
(özellikle kedinin) kum kabı |
sand box n.
|
|
77 |
General |
(özellikle kedinin) kum kabı |
sandbox n.
|
|
78 |
General |
(özellikle kedinin) kum kabı |
litter tray n.
|
|
79 |
General |
(özellikle bıçaklı saldırılar için kullanılan) koruyucu yelek |
stab vest n.
|
|
80 |
General |
(özellikle bıçaklı saldırılar için kullanılan) koruyucu yelek |
stab proof vest n.
|
|
81 |
General |
yüzdeki (özellikle alın bölgesindeki) kırışıklık(lar) |
wisdom line n.
|
|
82 |
General |
yüzdeki (özellikle alın bölgesindeki) kırışıklık(lar) |
wisdom lines n.
|
|
83 |
General |
iç seslendirme (özellikle bir kitap vb. okurken) |
subvocalization n.
|
|
84 |
General |
iç seslendirme (özellikle bir kitap vb. okurken) |
subvocalisation n.
|
|
85 |
General |
özellikle düğün vb. gibi davetlerde giyilen resmi kıyafet |
morning suit n.
|
|
86 |
General |
(özellikle düğün vb. gibi davetlerde giyilen) resmi elbise/smokin/takım elbise |
morning suit n.
|
|
87 |
General |
japonya'da özellikle çocukların beslenme çantalarına konulacak şekilde yapılan kutu yemek |
obento n.
|
|
88 |
General |
özellikle halka açık olmayan dini yerler |
adytum n.
|
|
89 |
General |
bir şirketin özellikle çalışanları için yayınladığı dergi |
house journal n.
|
|
90 |
General |
bir şirketin özellikle çalışanları için yayınladığı dergi |
house organ n.
|
|
91 |
General |
bir şirketin özellikle çalışanları için yayınladığı dergi |
in-house magazine n.
|
|
92 |
General |
bir şirketin özellikle çalışanları için yayınladığı dergi |
in-house publication n.
|
|
93 |
General |
bir şirketin özellikle çalışanları için yayınladığı dergi |
plant paper n.
|
|
94 |
General |
bir şirketin özellikle çalışanları için yayınladığı dergi |
shop paper n.
|
|
95 |
General |
bir şirketin özellikle çalışanları için yayınladığı dergi |
employee magazine n.
|
|
96 |
General |
(özellikle yunanistan'da) ilçe yöneticisi |
demarch n.
|
|
97 |
General |
(özellikle lunaparklardaki) perili yada hayaletli ev |
a spook house n.
|
|
98 |
General |
(özellikle bira gibi) evde yapılan içki |
home brew n.
|
|
99 |
General |
(özellikle bira gibi) evde yapılan içki |
homebrew n.
|
|
100 |
General |
(özellikle vücudun bronzlaşmayan kısımlarına ait) bikini/mayo izi |
tan line n.
|
|
101 |
General |
özellikle ilk insanların meydana getirdiği sanat eseri |
artefact n.
|
|
102 |
General |
diz çökme (özellikle ibadet ederken) |
genuflexion n.
|
|
103 |
General |
(özellikle gemide görevli) nöbetçi |
watchkeeper n.
|
|
104 |
General |
birşeyin özellikle işin miktarında, boyutunda veya faaliyetinde azalma |
rundown n.
|
|
105 |
General |
(özellikle parfümler için) etrafa yayılması ve etraftakiler tarafından farkedilmesi |
sillage n.
|
|
106 |
General |
özellikle hukukta veya motivasyon için genellikle tekrarlanan söz veya söz öbeği |
mantra n.
|
|
107 |
General |
özellikle boks müsabakalarında boksörün şişesini tutan kimse |
bottle holder n.
|
|
108 |
General |
ölümden sonra cezalandırma öğretisine (özellikle günahkarlar için ebedi ceza) inanan kişi |
retributionist n.
|
|
109 |
General |
kültürel araçlar vasıtasıyla kolayca yayılan, özellikle çocukları ve kolay etkilenen insanları etkileyen yaygın bir düşünce ya da düşünce şekli |
meme n.
|
|
110 |
General |
bir şeyin küçük parçası (özellikle yiyecek) |
niblet n.
|
|
111 |
General |
zayıf, ince insan (özellikle genç kadın) |
waif n.
|
|
112 |
General |
(özellikle 19.) yüz yılın sonu |
fin-de-siecle n.
|
|
113 |
General |
günlük dilde özellikle senet şeklindeki parayı ifade eden söz |
cabbage n.
|
|
114 |
General |
özellikle özel günlerde birinin başka birine ilettiği genellikle kostümlü olan müzikal gösteri |
singing telegram n.
|
|
115 |
General |
özet (özellikle incilden) |
pericope n.
|
|
116 |
General |
dansta, özellikle balede sıçrayarak adım atma |
ballonné n.
|
|
117 |
General |
özellikle bilimsel önemi olan bir şeyin belirli sınırlar dahilinde tutulduğu ve korunduğu tesis |
containment facility n.
|
|
118 |
General |
(özellikle yabani hindi vb.) sürü |
rafter n.
|
|
119 |
General |
özellikle fıçılarda bulunan içkilerin kalitesini nitelemek için kullanılan sözcük |
tap n.
|
|
120 |
General |
7. ve 17. yüzyıllar arasında, özellikle siva ve karısı arasındaki diyalog şeklinde yazılmış, kutsal tantizm kitapları |
tantra n.
|
|
121 |
General |
ortaçağda, özellikle yılbaşı gibi kutlamalarda, zengin aileleri evlerinde eğlendiren kişi |
abbot of misrule n.
|
|
122 |
General |
iskoçya'da, ortaçağda, özellikle yılbaşı gibi kutlamalarda, zengin aileleri evlerinde eğlendiren kişi |
abbot of unreason n.
|
|
123 |
General |
özellikle dini veya siyasi inançları veya ırkları nedeniyle insanlara acımasızca davranan kişi veya grup |
persecutor n.
|
|
124 |
General |
eskiden özellikle tiyatrolarda oyuncuları yuhalamak amacıyla kullanılan ötürüldüğünde kedi çığlığına benzer bir ses çıkaran düdük |
catcall n.
|
|
125 |
General |
özellikle cornwall'da balık taşımak için kullanılan kulplu tahta sepet |
caul [dialect] n.
|
|
126 |
General |
insanlara özellikle tepeden bakan ya da aşırı korumacı davrandığı düşünülen kimse |
nanny n.
|
|
127 |
General |
özellikle abd'nin kuzeyinde yaşayanlara veya yerlilerine verilen isim |
northerner n.
|
|
128 |
General |
özellikle sanat yapmada veya onu algılamada, netlik ve tutarlılık beklemeksizin belirsizliği kabul edebilme becerisi |
negative capability n.
|
|
129 |
General |
belçika, lüksemburg ve hollanda'yı kapsayan coğrafi bölgedeki ülkelere ait veya ilgili (özellikle sanatçılar ve sanat eserlerinde kullanılır) |
netherlandish n.
|
|
130 |
General |
özellikle 17. yüzyılda iskoçya'da üretilen metal kap |
thistle cup n.
|
|
131 |
General |
(özellikle ingiltere'de yaygın olan) siyah taksi |
hackney n.
|
|
132 |
General |
(özellikle ingiltere'de yaygın olan) siyah taksi |
hackney carriage n.
|
|
133 |
General |
(özellikle ingiltere'de yaygın olan) siyah taksi |
black cab n.
|
|
134 |
General |
(özellikle ingiltere'de yaygın olan) siyah taksi |
hack n.
|
|
135 |
General |
(özellikle ingiltere'de yaygın olan) siyah taksi |
london taxi n.
|
|
136 |
General |
özellikle binicilikte üstün olan kovboy |
top hand n.
|
|
137 |
General |
birinin kendi kendini özellikle dinî âyin kabîlinden incitmesi ya da yaralaması |
self-laceration n.
|
|
138 |
General |
özellikle doğaüstü bir şeye duyulan korku ya da çekingenlik |
eariness n.
|
|
139 |
General |
(özellikle irlanda'daki) ingiliz soyundan olan halk |
englishry [obsolete] n.
|
|
140 |
General |
özellikle bavyera’da giyilen deri pantolon |
lederhosen n.
|
|
141 |
General |
özellikle arap ve berberilerin giydiği başlıklı bir pelerin |
bernouse n.
|
|
142 |
General |
özellikle arap ve berberilerin giydiği başlıklı bir pelerin |
burnoose n.
|
|
143 |
General |
(özellikle new orleans'ta) mardi gras karnavalı kapsamındaki balo ve geçit töreni gibi etkinlikleri finanse eden özel sosyal kulüp |
krewe n.
|
|
144 |
General |
özellikle doğu avrupa'da aynı bölge veya şehirden gelen akran yahudi |
landsman n.
|
|
145 |
General |
özellikle italyanca konuşulan bölgelerde kadınlara hitap etmek için kullanılan nazik bir kelime |
madonna [obsolete] n.
|
|
146 |
General |
(hindistan'da) eskiden özellikle büyük bir eyaleti yöneten, mertebe olarak racanın üstünde yer alan kral veya prens |
maharaja n.
|
|
147 |
General |
özellikle şahinlerin göğsünde bulunan tamamen uzamış tüyler |
mail [obsolete] n.
|
|
148 |
General |
özellikle avrupa'da 3. ve 6. yüzyıllar arasında yaygınlaşmış olan, baştan sona büyük harflerden oluşan yazma stili |
majuscule writing n.
|
|
149 |
General |
özellikle bitkiler için koruyucu kaplama |
mattress [obsolete] n.
|
|
150 |
General |
kimliği özellikle gizlenen şey |
layover n.
|
|
151 |
General |
özellikle chicago'da genelevlerin bulunduğu semt |
levee n.
|
|
152 |
General |
özellikle ispanyol veya latin amerikalı kadınların başlarını ve omuzlarını örtmek için kullandığı genellikle siyah kumaştan yapılan şal |
manto n.
|
|
153 |
General |
özellikle süsleme amaçlı mermer görünümü kazandırma süreci |
marbling n.
|
|
154 |
General |
özellikle askeri birliklerin yer aldığı tören alayı veya geçit töreni |
march-past n.
|
|
155 |
General |
sabır, özveri, besleyici olma ve cinselliği sadece evlilikte yaşama gibi değerlere önem veren ve özellikle birtakım latin amerikalı kültürlerde yaygın olan, geleneksel dişiliğin güçlü veya abartılı bir formu |
marianismo n.
|
|
156 |
General |
avrupa ülkelerinde özellikle altın ve gümüşte kullanılan, 227 gram'a eşdeğer çeşitli ağırlık birimlerine verilen ad |
mark n.
|
|
157 |
General |
jamaika'nın dağları'nda, guyana'da ve özellikle surinam'da yaşayan ve kaçak siyahi bir kölenin soyundan gelen kimse |
marron n.
|
|
158 |
General |
özellikle evsel kullanım için su veya yiyecek depolamak üzere üretilen aşağı burma menşeli büyük yeşil sırlı bir tür çömlek |
martaban n.
|
|
159 |
General |
hanedan armalarında özellikle dördüncü oğlu belirtmek için kullanılan, ayakları görünmeyen bir kuş figürü |
martlet n.
|
|
160 |
General |
özellikle cerrahi dikişler için kullanılan koyun bağırsağından yapılmış ip |
gutstring n.
|
|
161 |
General |
özellikle abd'de 1940'lı yıllarda genç kızların giydiği bilekli çorap |
bobbysox n.
|
|
162 |
General |
(özellikle 1950'li yıllarda) asi delikanlı |
bodgie n.
|
|
163 |
General |
(özellikle güney amerika'da) hayvan avlamak için kullanılan, ucunda ağırlık olan bir ip |
bola n.
|
|
164 |
General |
(özellikle güney amerika'da) hayvan avlamak için kullanılan, ucunda ağırlık olan bir ip |
bolas n.
|
|
165 |
General |
özellikle bir eli daha kabiliyetli olan kimse |
-hander n.
|
|
166 |
General |
(özellikle elle) idare eden kimse |
handler n.
|
|
167 |
General |
özellikle orkney adaları'nda kullanılmış, değeri bölgeden bölgeye değişen eski bir ağırlık birimi |
meal n.
|
|
168 |
General |
özellikle toprağın içinde, toprak üstünde veya denizin dibinde yaşayıp çıplak gözle görülebilen ve genellikle 2 mm'den uzun olan hayvanlar üzerine yazılmış bilimsel eser |
megafauna n.
|
|
169 |
General |
özellikle ahşaptan yapılmış çekiç veya tokmak |
mell [uk] n.
|
|
170 |
General |
bir malzemenin özellikle gerildikten sonra eski haline dönme kapasitesi |
memory n.
|
|
171 |
General |
özellikle gösteri sanatçıları tarafından icra edilen, zihin okuma gibi faaliyetler |
mentalism n.
|
|
172 |
General |
özellikle mücevheratta kullanılan iç içe geçmeli metal bağlantı dizgesi |
mesh n.
|
|
173 |
General |
özellikle klasik yunan oyunlarında görülen, sahne dışında gerçekleşmiş bir olayı iletmek üzere sahneye gelen karakter |
messenger n.
|
|
174 |
General |
özellikle hava kirliliği seviyelerini etkileyen sisleri ve dumanları inceleyen bilim dalı |
miasmology n.
|
|
175 |
General |
özellikle biyolojik çalışmalardaki hassas işlemlerde kullanılan çok ince iğne |
microneedle n.
|
|
176 |
General |
özellikle ışık mikroskobunun çözünürlük kısıtında gözlemlenebilen çeşitli çok küçük hücre yapıları |
microsome n.
|
|
177 |
General |
özellikle süt üretimi için geliştirilmiş bir shorthorn sığırı ırkı |
milking shorthorn n.
|
|
178 |
General |
özellikle on sekizinci yüzyılda kullanılan, üstü kapalı bir at arabası |
booby hutch n.
|
|
179 |
General |
kişilere veya kurumlara özellikle maddi yardımda bulunan kimse |
helper n.
|
|
180 |
General |
özellikle meksika ve orta amerika'da ormandan temizlenip birkaç dönem ekilip sonra terk edilen küçük arazi |
milpa n.
|
|
181 |
General |
özellikle erkek izcilerin taktığı örgülü deri kordon |
boondoggle n.
|
|
182 |
General |
(özellikle iskoçya'da) yaylak |
boothy n.
|
|
183 |
General |
(özellikle santeria diniyle bağlantılı olarak) bitki ve dinsel ürünlerin satıldığı dükkan |
botanica n.
|
|
184 |
General |
(özellikle iskoç çiftçilerine özgü) halk şarkısı |
bothy ballad [scotland] n.
|
|
185 |
General |
özellikle arapların ve berberilerin giydiği kukuletalı pelerin |
bournous n.
|
|
186 |
General |
(özellikle çobanların kullandığı) derme çatma kulübe |
bourock [scotland] n.
|
|
187 |
General |
(özellikle içine su veya bira konan) ahşap varil |
bowie [scotland] n.
|
|
188 |
General |
(özellikle kıyafette) defo |
brack [dialect] n.
|
|
189 |
General |
(özellikle iskandinav bölgelerinde) buzul |
brae n.
|
|
190 |
General |
(özellikle iskandinav bölgelerinde) buz örtüsü |
brae n.
|
|
191 |
General |
(özellikle viski gibi bir içkiyle karıştırılmış) sade su |
branch water n.
|
|
192 |
General |
özellikle kale duvarının tepesine inşa edilen sıra halinde ahşaptan geçici barınaklar |
bratticings [obsolete] n.
|
|
193 |
General |
(özellikle beklenmedik şekilde) durumunu düzeltme şansı |
break n.
|
|
194 |
General |
(özellikle hava) yumuşak bir hareket |
breathing n.
|
|
195 |
General |
(özellikle çocuklarda) ufak yaralanma |
bubu [dialect] n.
|
|
196 |
General |
(özellikle silindirik bir nesnenin ucundaki) yuvarlak ve genişlemiş bölüm |
bulb n.
|
|
197 |
General |
özellikle istenmeyen veya tehlikeli bir ortamdan kaçma amacıyla yapılan yolculuk |
hijra n.
|
|
198 |
General |
özellikle istenmeyen veya tehlikeli bir ortamdan kaçma amacıyla yapılan yolculuk |
hijrah n.
|
|
199 |
General |
özellikle 19. yüzyıl britanyası'nda hapishane olarak kullanılan gemi iskeleti |
hulk n.
|
|
200 |
General |
(doğu ve orta afrika'da) (özellikle batı'daki yardım kuruluşlarınca bağışlanan) ikinci el giysiler |
mitumba n.
|
|
201 |
General |
(özellikle yazıda) deha içermeyen tekdüze üslup |
monotone n.
|
|
202 |
General |
(özellikle eski sovyetler birliği'nde) ülkesine dönen kimse |
returnik n.
|
|
203 |
General |
özellikle ayrılık sonrası rıza dışı paylaşılan cinsel içerikli görüntü |
revenge porn n.
|
|
204 |
General |
özellikle yazları kuruyan küçük dere |
sike [dialect] [uk] n.
|
|
205 |
General |
özellikle yağmurlu havalarda ayakkabı üstüne giyilen bir tür galoş |
galoche n.
|
|
206 |
General |
(özellikle afrika'da) av gezisi |
hunting expedition n.
|
|
207 |
General |
özellikle spor için kullanılan etrafı korkuluklarla çevrili alan |
list [obsolete] n.
|
|
208 |
General |
(özellikle yeni zelanda, avustralya, afrika ve kanada'da) yerleşimin az olduğu bölge |
bush n.
|
|
209 |
General |
(özellikle kadınlar için) kazulet |
gammerstang n.
|
|
210 |
General |
(özellikle fransız restoranlarında) erkek garson |
garçon n.
|
|
211 |
General |
özellikle soygun amacıyla telli bir aletle boğmak |
garotte n.
|
|
212 |
General |
özellikle soygun amacıyla kullanılan telli alet |
garotte n.
|
|
213 |
General |
(özellikle fransa'da) kırsal bölge polis memuru |
gendarme n.
|
|
214 |
General |
(özellikle hawai ve kaliforniya'da) bir tür sandalet |
go-ahead n.
|
|
215 |
General |
(özellikle gay kulübünde) cinsel aktivitenin gerçekleştiği karanlık oda |
darkroom n.
|
|
216 |
General |
(özellikle abd donanmasında) üzerinde durulan zemin |
deck n.
|
|
217 |
General |
(özellikle tutulma esnasında ışık) ortadan kaybolma |
deliquium n.
|
|
218 |
General |
(özellikle aktör) el kol hareketi yapan |
gesticulator n.
|
|
219 |
General |
(özellikle hindistan'da) at arabası |
gharry n.
|
|
220 |
General |
(özellikle hindistan'da) at arabası |
gharri n.
|
|
221 |
General |
(özellikle irlanda'da) evlere talebin arttığı dönemde yapılıp bitirilememiş veya satılamamış ev |
ghost estate n.
|
|
222 |
General |
(özellikle arap yarımadası ülkelerinde takılan) puşi |
ghutra n.
|
|
223 |
General |
oxford üniversitesi'nin klasik bilimler lisans programından özellikle onur derecesiyle mezun olmak için geçilmesi gereken son sınav |
great n.
|
|
224 |
General |
oxford üniversitesi'nin klasik bilimler lisans programından özellikle onur derecesiyle mezun olmak için geçilmesi gereken son sınava hazırlanmak için alınan ders |
great n.
|
|
225 |
General |
özellikle süs olarak kullanılan bitki yaprakları |
green n.
|
|
226 |
General |
özellikle aksilik ve kazalardan kaynaklanan zorluk ve sıkıntı |
grief n.
|
|
227 |
General |
(özellikle işte ilerlemesi için) birine eğitim verme |
grooming n.
|
|
228 |
General |
özellikle gerilla savaşında düşman hattının arkasında çarpışan müfreze birlik mensubu |
guerilla n.
|
|
229 |
General |
özellikle gerilla savaşında düşman hattının arkasında çarpışan müfreze birlik mensubu |
guerrilla n.
|
|
230 |
General |
(özellikle avrupa'da) geçici olarak çalışan yabancı uyruklu işçi |
guestworker n.
|
|
231 |
General |
arabanın özellikle ön tekerleklerini kapatan panel |
guard [australia] n.
|
|
232 |
General |
(özellikle bir girişimin başlangıcını veya sonunu gösteren) işaret |
gun n.
|
|
233 |
General |
özellikle arap yarımadası'nda giyilen bir tür poşu |
gutra n.
|
|
234 |
General |
özellikle arap yarımadası'nda giyilen bir tür poşu |
ghutra n.
|
|
235 |
General |
(özellikle broadway'de) dans grubu üyesi |
gypsy n.
|
|
236 |
General |
(özellikle okyanus veya gölde) açık su |
open n.
|
|
237 |
General |
yüzde ve özellikle burun üzerinde aşırı alkol tüketimi sonucu oluşan kızarıklık |
rum bud n.
|
|
238 |
General |
(özellikle çin komünist propagandasında) aşağılama |
running dog n.
|
|
239 |
General |
(özellikle değerli metallerden kaynaklanan) zenginliğin oluşumunun incelenmesi |
chrysology n.
|
|
240 |
General |
(özellikle et parçasında) kalın ve küt uç |
chump n.
|
|
241 |
General |
(eğlence parkında) özellikle ucunda su olan hız treni |
chute-the-chutes n.
|
|
242 |
General |
(özellikle benito mussolini'ye ithafen) lider |
il duce n.
|
|
243 |
General |
(özellikle tümör) spontan hücre geçişi |
implantation n.
|
|
244 |
General |
(özellikle eskiden) yaşlı bir kadına refakat etmekle görevli kadın çalışan |
companion n.
|
|
245 |
General |
(özellikle zihinsel açıdan) yetersiz kimse |
incapable n.
|
|
246 |
General |
(özellikle nahoş bir şeyi) ortaya çıkaran etken |
incendiary [obsolete] n.
|
|
247 |
General |
(özellikle romanda, oyunda) küçük bölüm |
incident n.
|
|
248 |
General |
(özellikle soğuktan) titreme |
dither [dialect] [uk] n.
|
|
249 |
General |
özellikle yağmurlu havalarda ayakkabı üstüne giyilen bir tür galoş |
goloe-shoe n.
|
|
250 |
General |
özellikle 1930'lu yıllarda kullanılan kutu şekilli bir araba modeli |
coach n.
|
|
251 |
General |
(özellikle daha büyük bir tekneye hizmet için kullanılan) küçük tekne |
cock [obsolete] n.
|
|
252 |
General |
(özellikle daha büyük bir tekneye hizmet için kullanılan) küçük tekne |
cock-boat [obsolete] n.
|
|
253 |
General |
(özellikle şiddet ve yoğunluk olarak) siklona benzeyen şey |
cyclone n.
|
|
254 |
General |
(özellikle burgonya'da bulunan) üzüm bağı |
domaine n.
|
|
255 |
General |
(özellikle paskalya tarihini belirtmek için) yıl içerisinde pazar günlerini ifade eden harf |
dominical n.
|
|
256 |
General |
(özellikle kaçak getirilmiş gibi yapılan ucuz ve gösterişli mallar satan) seyyar satıcı |
dudder [dated] [uk] n.
|
|
257 |
General |
özellikle hançer saplarında kullanılan bir odun |
dudgeon [obsolete] n.
|
|
258 |
General |
(özellikle gömülen yer olarak) toprak |
dust n.
|
|
259 |
General |
(özellikle ortaçağ alimi veya büyücüsüne) yaver |
fan n.
|
|
260 |
General |
(özellikle abd'nin virginia eyaletinde) ilçe tarafından yönetilmeyen ve devletin birincil düzeyini oluşturan bir şehir |
independent city n.
|
|
261 |
General |
(özellikle tokası olmayıp bileğe kadar uzanan) kauçuk şoson |
india rubber n.
|
|
262 |
General |
irlandalıların (özellikle keltçe konuşan) torunları |
irish n.
|
|
263 |
General |
(özellikle kelt kökenli) irlanda halkı |
irishry n.
|
|
264 |
General |
(özellikle çocuk suçlu olan) meksika asıllı amerikalı kimse |
pachuco n.
|
|
265 |
General |
(özellikle yalıtım malzemesi olarak tasarlanan) malzeme tabakası |
pad n.
|
|
266 |
General |
(özellikle italyan asıllı) niteliksiz göçmen işçilerin işini sözleşme altında güvenceye alan kimse |
padrone n.
|
|
267 |
General |
özellikle ayrımsal damıtma sırasında kullanılan, daha küçük şişelerin bağlanabileceği çok borulu şişe |
pig n.
|
|
268 |
General |
(özellikle kilisede) yardım kutusu |
poorbox n.
|
|
269 |
General |
özellikle borçlulara yönelik, şehir mahkemesine bağlı hapishane |
counter [obsolete] n.
|
|
270 |
General |
(özellikle savaşta veya dövüş sporlarında) karşı itiş |
counterthrust n.
|
|
271 |
General |
(özellikle düşük kaliteli veya değersiz olduğu için) kabul edilmeyen şey |
cull n.
|
|
272 |
General |
özellikle kaldırım kenarındaki park yerlerinde otomobil içinde oturanlara verilen hizmet |
curb service n.
|
|
273 |
General |
özellikle ticaret ve seyahat yasaklarının neden olduğu iletişim veya bilgi paylaşımı engeli |
curtain n.
|
|
274 |
General |
(özellikle brezilya'da) kenar mahalle |
favela n.
|
|
275 |
General |
(özellikle kadın tarafından izin verilen) cinsel yakınlık |
favor n.
|
|
276 |
General |
(özellikle kadın tarafından izin verilen) cinsel yakınlık |
favors n.
|
|
277 |
General |
(özellikle kadın tarafından izin verilen) cinsel yakınlık |
favour n.
|
|
278 |
General |
(özellikle kadın tarafından izin verilen) cinsel yakınlık |
favours n.
|
|
279 |
General |
(özellikle siyasette) ilişkileri düzeltme hamlesi |
fence mending n.
|
|
280 |
General |
(özellikle iklim) elverişsizlik |
insalubrity n.
|
|
281 |
General |
(özellikle iklim) bozukluk |
insalubrity n.
|
|
282 |
General |
(özellikle savaş zamanında siyasi veya askeri nedenlerle) hapse atılmış kimse |
intern n.
|
|
283 |
General |
(özellikle parapsikolojik) sezgisi gelişmiş kimse |
intuitive n.
|
|
284 |
General |
(özellikle membranöz) üst tabaka |
involucre n.
|
|
285 |
General |
(özellikle 16. yüzyıl kıyafet ve perdelerinde) şerit sırası |
pane n.
|
|
286 |
General |
(özellikle rönesans döneminde) mürebbiye |
pedagog n.
|
|
287 |
General |
(özellikle rönesans döneminde) mürebbiye |
paedagogue n.
|
|
288 |
General |
(özellikle rönesans döneminde) mürebbiye |
pedagogue n.
|
|
289 |
General |
(özellikle tıpta veya sanatta) yakından bağlantılı beş şeyin kombinasyonu |
pentalogy n.
|
|
290 |
General |
(özellikle komünist ülkelerde) ayrıcalıklı sınıf dışında kalan sıradan halk |
people n.
|
|
291 |
General |
(özellikle hasır şapkalar için) örülmüş ip |
plait n.
|
|
292 |
General |
(özellikle kanada'da) paranın sahici olduğunu belirten yuvarlak ve renkli noktalar |
planchette n.
|
|
293 |
General |
özellikle yarışlarda kullanılan hafif bir at nalı |
plate n.
|
|
294 |
General |
(özellikle antik romalı bir aktörün) alkış isteği |
plaudite n.
|
|
295 |
General |
(özellikle yatılı okullarda) çocukların oyuncak ve eşya sandığı |
play-box n.
|
|
296 |
General |
(özellikle arkeolojik kazıda bulunan) kırık çömlek parçası |
potshard n.
|
|
297 |
General |
özellikle sepet sapı olarak kullanılan saman veya kamış |
fettle [dialect] [uk] n.
|
|
298 |
General |
özellikle boş bırakılmış alanlara yapıştırılan yazı |
fill-in n.
|
|
299 |
General |
(özellikle cinsel anlamda) parmaklayan kimse |
fingerer n.
|
|
300 |
General |
(özellikle estetik değerleri) hassasiyetle ayırt etme |
perceptiveness n.
|
|
301 |
General |
özellikle ahlaki mükemmelliğe ulaşma konusunda ilerleme kaydetme kapasitesi |
perfectibility n.
|
|
302 |
General |
özellikle embriyo epiderminin dış tabakası |
periderm n.
|
|
303 |
General |
(özellikle üzüm ve şarapta bulunan) tatlandırıcı madde grubu |
phenolic n.
|
|
304 |
General |
özellikle terapötik uygulamalarla ilgili olarak ışık ve enerji üretimi ile ilgilenen bilim dalı |
photology n.
|
|
305 |
General |
(özellikle kıyafette) kabartı |
puffing n.
|
|
306 |
General |
özellikle uzaktan eğitime yardımcı olması için öğretim planı yapma |
scenarization n.
|
|
307 |
General |
özellikle uzaktan eğitime yardımcı olması için öğretim planı yapma |
scenarisation n.
|
|
308 |
General |
(özellikle pencere ve kapı camları için) koruyucu plastik örtü |
screen n.
|
|
309 |
General |
(özellikle pencere ve kapı camları için) koruyucu plastik örtü |
screening n.
|
|
310 |
General |
(özellikle süs olarak) yılan tasviri |
serpent n.
|
|
311 |
General |
özellikle kentli siyahiler arasında cereyan eden dostane sataşma |
signifying n.
|
|
312 |
General |
iskoçya'daki bilişim teknolojisi sektörü ve özellikle glasgow ile edinburgh arasında yoğunlaşmış yüksek teknoloji şirketleri |
silicon glen n.
|
|
313 |
General |
metnin anlamından ziyade yorumcunun kendi görüşlerini ifade eden özellikle kutsal yazılara ilişkin bir yorum |
eisegesis n.
|
|
314 |
General |
bir metnin, özellikle de kutsal metinlerin eleştirel bir şekilde yorumlanması |
exegesis n.
|
|
315 |
General |
(özellikle sınıf çalışmasında) otomatik ve hazırlıksız yazılan yazı |
freewriting n.
|
|
316 |
General |
(özellikle üniversitede) yemekhane porsiyonu |
sizing n.
|
|
317 |
General |
(özellikle erkekler için) gece eğlencesi |
smokeho n.
|
|
318 |
General |
(özellikle erkekler için) gece eğlencesi |
smoko n.
|
|
319 |
General |
(özellikle internet forumlarında) paragraflara ayrılmamış aşırı uzun metin |
wall of text n.
|
|
320 |
General |
(özellikle ingiltere'de) besili kasap öküzü |
beast [uk] n.
|
|
321 |
General |
(özellikle 16 ve 17. yüzyıllarda kostüm veya kıyafetlerin bağlanması için kullanılan) ayakkabı bağcığına benzer bağcık |
point n.
|
|
322 |
General |
özellikle safkan at ırkına özgü uzun adımlı yürüyüş |
pointing n.
|
|
323 |
General |
(özellikle kızılderili dilinde) kış mevsimi |
snow n.
|
|
324 |
General |
özellikle tepenin dibinde yer alan sulak arazi |
soak [australia] n.
|
|
325 |
General |
insanların özellikle folk şarkıları söylemek için gayri resmi olarak bir araya gelmesi |
songfest n.
|
|
326 |
General |
(özellikle and dağları'nda gelişen) dağ hastalığı |
soroche n.
|
|
327 |
General |
(özellikle iskoçya armasında) yıldız sembolü |
star n.
|
|
328 |
General |
öğrenci olarak kaydedilmek (özellikle üniversiteye) |
matriculate v.
|
|
329 |
General |
bir kişiyi bir yerde, özellikle de bir adada tek başına bırakmak |
maroon v.
|
|
330 |
General |
özellikle hız kısıtlamasını kaldırmak |
derestrict v.
|
|
331 |
General |
özellikle faiz karşılığında ödünç para vermek |
loan v.
|
|
332 |
General |
yerini belirlemek (özellikle de uzaktan veya zor görülebilir olanları) |
spot v.
|
|
333 |
General |
(özellikle ormanlık bir bölgeye) fidan dikmek |
underplant v.
|
|
334 |
General |
üzerinde özellikle durmak |
especially emphasize v.
|
|
335 |
General |
üzerinde özellikle durmak |
particularly emphasize v.
|
|
336 |
General |
üzerinde özellikle durmak |
put particular emphasis on v.
|
|
337 |
General |
özellikle dikkat etmek |
pay special attention to v.
|
|
338 |
General |
klasik araba koleksiyonu yapmak (özellikle 1919-1930 arası modeller) |
collect vintage cars v.
|
|
339 |
General |
(özellikle ordudan) ihraç etmek |
cashier v.
|
|
340 |
General |
çiğnemek (özellikle tütün) |
chaw v.
|
|
341 |
General |
ayırmak (özellikle şirketlerin ayrılması) |
demerge v.
|
|
342 |
General |
almak ya da el koymak (özellikle sormadan) |
annex v.
|
|
343 |
General |
(radyo programında vb.) birinin isminden özellikle bahsetmek |
namecheck v.
|
|
344 |
General |
özel mülkü (özellikle bir evi) şaka olsun diye tuvalet kağıdıyla kaplamak |
toilet paper v.
|
|
345 |
General |
özel mülkü (özellikle bir evi) şaka olsun diye tuvalet kağıdıyla kaplamak |
tp v.
|
|
346 |
General |
(özellikle ölüm yoluyla) elinden almak |
bereave v.
|
|
347 |
General |
özellikle bir cenaze için yavaş ve ciddiyetle çalmak (çan) |
knoll v.
|
|
348 |
General |
(yeni boya) özellikle nem nedeniyle donuklaşmak |
blush v.
|
|
349 |
General |
özellikle dua ve beddualarda kullanılan, istek belirten bir yardımcı fiil |
may v.
|
|
350 |
General |
(şahini) özellikle tüy dökme zamanında kafeste tutmak |
mew v.
|
|
351 |
General |
(nehir) özellikle kütüklerin yüzeceği seviyeye kadar aniden yükselmek |
boom v.
|
|
352 |
General |
(özellikle mağazalarda veya yankesicilikle) hırsızlık yapmak |
boost v.
|
|
353 |
General |
(özellikle mağaza veya yankesicilik) hırsızlığa karışmak |
boost v.
|
|
354 |
General |
(özellikle dönerek) hızlı ve sarsıntısız bir şekilde ilerlemek |
bowl v.
|
|
355 |
General |
(özellikle güç kullanarak) son vermek |
break v.
|
|
356 |
General |
(ses) özellikle duygusal gerginlik nedeniyle aniden değişmek |
break v.
|
|
357 |
General |
(özellikle ani bir şekilde) eski haline dönmek |
break back v.
|
|
358 |
General |
(özellikle uçakla) kısa seyahat yapmak |
hop v.
|
|
359 |
General |
özellikle düzensiz şekilde birbirine karıştırmak |
mishmash v.
|
|
360 |
General |
(özellikle karşı cinsin) peşinden koşmak |
gallant v.
|
|
361 |
General |
(özellikle ticarette) agresif davranmak |
hustle v.
|
|
362 |
General |
(özellikle kılıç gibi el silahları) çarparak parçalanmak |
burst v.
|
|
363 |
General |
özellikle av hayvanlarının yerini tespit etmek için araziyi optik cihazla taramak |
glass v.
|
|
364 |
General |
özellikle hileli kazanç elde etmek için (hileyle veya korkutarak) bir düşmanlık veya karşıtlığın üsteden gelmek |
muscle v.
|
|
365 |
General |
çalma veya çıkarma amacıyla özellikle elleri kullanarak detaylıca aramak |
rifle v.
|
|
366 |
General |
(özellikle köpekler) hırlamak |
gnarr v.
|
|
367 |
General |
(özellikle kuşlar) cıvıldamak |
chirm v.
|
|
368 |
General |
(özellikle cırcır böceği gibi bazı böcekler) sert ve titrek bir ses çıkarmak |
chirre v.
|
|
369 |
General |
(özellikle soğuktan) titremek |
chitter [dialect] v.
|
|
370 |
General |
(özellikle tedavi veya teşhis amacıyla) travma geçirmiş biriyle görüşmek |
debrief v.
|
|
371 |
General |
(özellikle parçalarını tekrar kullanmak için) parçalara ayırmak |
deconstruct v.
|
|
372 |
General |
(özellikle sabunu) tuz katarak çöktürmek |
grain v.
|
|
373 |
General |
(özellikle yiyecek için) sırnaşıklık yapmak |
grub v.
|
|
374 |
General |
(özellikle alkollü içecek) içmek |
imbibe v.
|
|
375 |
General |
(özellikle kanla) lekelemek |
imbrue v.
|
|
376 |
General |
özellikle işaret etmek |
distinguish of [obsolete] v.
|
|
377 |
General |
(özellikle rotasını tersine çevirerek) geniş bir döngü tamamlamak |
circle (back) v.
|
|
378 |
General |
(özellikle palyaço makyajıyla) bir tür dans etmek |
clown v.
|
|
379 |
General |
(tüyü) özellikle sıcak kuma batırarak kalem olarak kullanılmak üzere temizleyip sertleştirmek |
dutch v.
|
|
380 |
General |
(özellikle gözler) yerinden fırlamak |
pop v.
|
|
381 |
General |
(özellikle tilki veya yaban tavşanı) kızgınlaşmak |
clicket v.
|
|
382 |
General |
(özellikle tilki veya yaban tavşanı) çiftleşmek |
clicket v.
|
|
383 |
General |
(özellikle bilete) delik açmak |
clip [uk] v.
|
|
384 |
General |
(özellikle yanından geçerken) dokunacak kadar yaklaşmak |
clip v.
|
|
385 |
General |
(özellikle amerikan kızılderilileri) konseyde toplanmak |
council v.
|
|
386 |
General |
(özellikle sinir hastalıklarında adımlarını istemsiz olarak) hızlandırmak |
festinate v.
|
|
387 |
General |
(özellikle ısınma sonucu) fokurdamak |
intumesce v.
|
|
388 |
General |
(özellikle deniz kuvvetleri ödül prosedüründe) yasal çağrıda bulunmak |
invoke v.
|
|
389 |
General |
(hayvan popülasyonu) özellikle doğal ekolojik dengeler bozulduğunda aniden artmak |
irrupt v.
|
|
390 |
General |
(özellikle edat veya bağlaç) sona yakın koymak |
postpone v.
|
|
391 |
General |
(özellikle edat veya bağlaç) sona yakın koymak |
postpose [obsolete] v.
|
|
392 |
General |
(özellikle edat veya bağlaç) sona yakın koymak |
postposit v.
|
|
393 |
General |
(özellikle stratejik olarak) konumlandırmak |
posture v.
|
|
394 |
General |
(at) özellikle hızlı giderken toynağın üst kısmındaki kalınlaşmış damarlı bölgeyi kesmek |
scalp v.
|
|
395 |
General |
(özellikle bir toplantı yapmak amacıyla birisiyle) tarih ve saat belirlemek/randevulaşmak |
book time with (someone) v.
|
|
396 |
General |
(özellikle tavlama sırasındaki metal) epeyce ısıl işleme maruz kalmak |
soak v.
|
|
397 |
General |
(özellikle vaaz kürsüsünde) yerine geçmek |
supply v.
|
|
398 |
General |
özellikle kuzeyde veya yukarıda olan bir yeri gösteren söz öbeği |
up adj.
|
|
399 |
General |
özellikle gösterişli ve masraflı olan |
sumptuous adj.
|
|
400 |
General |
yassı ve geniş burunlu (özellikle maymunlar için kullanılır) |
broadnosed adj.
|
|
401 |
General |
kendini tutan (özellikle yeme içme konusunda) |
abstemious adj.
|
|
402 |
General |
özellikle yeme içme konusunda kendini tutan |
abstemious adj.
|
|
403 |
General |
oynak (özellikle kol ve bacaklar) |
limber adj.
|
|
404 |
General |
gece parlayan (özellikle bulut) |
noctilucent adj.
|
|
405 |
General |
özellikle uygun |
uniquely favorable adj.
|
|
406 |
General |
yerleştirilmiş (özellikle askerler için) |
quartered adj.
|
|
407 |
General |
(özellikle tuvalet alışkanlıkları ile ilgili) eğitilmiş (hayvan) |
housebroken adj.
|
|
408 |
General |
kararlı (özellikle siyasi konularda) |
rock-ribbed adj.
|
|
409 |
General |
ödün vermez (özellikle siyasi konularda) |
rock-ribbed adj.
|
|
410 |
General |
(özellikle 19.) yüz yılın sonu |
fin-de-siecle adj.
|
|
411 |
General |
özellikle samimi veya yakın ilişkide olan iki kişiye özgü |
à deux adj.
|
|
412 |
General |
özellikle incil ile ilgili metin eleştirisine ait |
text-critical adj.
|
|
413 |
General |
özellikle incil ile ilgili metin eleştirisiyle ilgili |
text-critical adj.
|
|
414 |
General |
özellikle incil ile ilgili metin eleştirisinin özelliklerini taşıyan |
text-critical adj.
|
|
415 |
General |
(özellikle müzik için) kulak yoksunu |
earless adj.
|
|
416 |
General |
aşırı kip (özellikle teknolojik aletlerde) |
ultracompact adj.
|
|
417 |
General |
aşırı küçültülmüş (özellikle teknolojik aletlerde) |
ultracompact adj.
|
|
418 |
General |
aşırı derli toplu (özellikle teknolojik aletlerde) |
ultracompact adj.
|
|
419 |
General |
aşırı radikal fikirlere sahip olan (özellikle dini) |
ultraradical adj.
|
|
420 |
General |
(özellikle toplumsal konulara) duyarlı |
woke adj.
|
|
421 |
General |
özellikle uygun olan |
made adj.
|
|
422 |
General |
özellikle tasarlanmış veya uyarlanmış |
made adj.
|
|
423 |
General |
(özellikle kadınlar için) çekici |
bodacious adj.
|
|
424 |
General |
özellikle seçilmiş |
hand-picked adj.
|
|
425 |
General |
(yer) özellikle sakin ve kırsal olması bakımından hoş |
bonny adj.
|
|
426 |
General |
(özellikle bir şeyin ağırlığıyla) aşağı sarkmış |
bowed (down) adj.
|
|
427 |
General |
(özellikle toprakta) alkali |
brack [africa] adj.
|
|
428 |
General |
(özellikle toprakta) alkali |
brak [africa] adj.
|
|
429 |
General |
(özellikle üç veya daha fazla ip veya kumaşın iç içe geçmesi şeklinde) dolaşık |
braided adj.
|
|
430 |
General |
(özellikle giysi) üreticinin en pahalı ürünlerinden daha ucuz |
bridge adj.
|
|
431 |
General |
(özellikle kürkü desenli kediler için) çizgili veya karışık desenli |
brinded adj.
|
|
432 |
General |
(özellikle erkek) iki kişi arasındaki arkadaşlığı içeren |
buddy adj.
|
|
433 |
General |
özellikle yemek yeme ve uyuma gibi alışkanlıkları konusunda rahatı kaçmış |
mistimed [uk] adj.
|
|
434 |
General |
kişinin ikametgahının değişmesi ve özellikle mobilyalarının taşınmasına ait |
moving adj.
|
|
435 |
General |
kişinin ikametgahının değişmesi ve özellikle mobilyalarının taşınmasıyla ilgili |
moving adj.
|
|
436 |
General |
(özellikle boyun) kalınlaşmış ve güçlenmiş |
bulled adj.
|
|
437 |
General |
(özellikle bir şefin babasına veya ağabeyine hitap olarak) büyük |
burra [india] adj.
|
|
438 |
General |
(özellikle dikenli olması nedeniyle) pıtrak gibi |
burrlike adj.
|
|
439 |
General |
(özellikle sanatsal tasarımlarda) dikkat dağıtıcı ayrıntılarla dolu |
busy adj.
|
|
440 |
General |
(özellikle diller veya dilbilgisel formlarla ilgili) ortak bir kaynaktan evrilmiş |
genetical adj.
|
|
441 |
General |
(özellikle eller) kaba ve nasırlaşmış |
gnarled adj.
|
|
442 |
General |
(özellikle kuruluk bakımından) talaş gibi |
chippy adj.
|
|
443 |
General |
eski gibi görünmesi için özellikle yırtılmış, aşındırılmış veya soldurulmuş (materyal) |
destructed adj.
|
|
444 |
General |
(özellikle dans sırasındaki) vücut hareketlerine ait |
gestical adj.
|
|
445 |
General |
(özellikle koyunlar için) delibaş hastalığına yakalanmış |
giddy adj.
|
|
446 |
General |
(özellikle haber) basılacak |
on-the-record adj.
|
|
447 |
General |
(özellikle örme giysiler) kalın ve ağır malzemeden yapılmış |
chunky [uk] adj.
|
|
448 |
General |
özellikle alay amaçlı kıyaslama konusunda yetenekli |
comparative [obsolete] adj.
|
|
449 |
General |
(özellikle ışık ışınları) yüzeye çarpan |
incident adj.
|
|
450 |
General |
(özellikle kir) bulaşan |
ingrained adj.
|
|
451 |
General |
(özellikle erkek organ) arkada yer alan |
dorsifixed adj.
|
|
452 |
General |
(özellikle erkek organ) sırt kısmına sabitlenen |
dorsifixed adj.
|
|
453 |
General |
(özellikle erkek organ) sırt kısmında bulunan |
dorsifixed adj.
|
|
454 |
General |
(özellikle şehrin) merkezine yakın |
close-in adj.
|
|
455 |
General |
(özellikle tanrı ile) uzlaşmayan |
irreconciled adj.
|
|
456 |
General |
(özellikle hayvanlar için) vücudu orantılı |
clever adj.
|
|
457 |
General |
özellikle kuzey amerika kızılderililerinin konseyleri hakkında |
council adj.
|
|
458 |
General |
(dövüş horozu) özellikle bacakları felç bırakan bir sırt yarası nedeniyle felç kalmış |
coupled adj.
|
|
459 |
General |
(özellikle uzun süre boyunca) popüler olan |
favorite adj.
|
|
460 |
General |
(özellikle uzun süre boyunca) popüler olan |
favourite adj.
|
|
461 |
General |
(özellikle bir mercanın) spor kesesi içinde bulunan |
intrathecal adj.
|
|
462 |
General |
(özellikle eğri içinde) merkeze yönelmiş |
inward-moving adj.
|
|
463 |
General |
(özellikle sanat eserlerinde) kalkık penisle tasvir edilen |
ithyphallic adj.
|
|
464 |
General |
(özellikle kereste) mantar kaynaklı çürüyen |
pecky adj.
|
|
465 |
General |
(özellikle dil konusunda) müşkülpesent |
pedantic adj.
|
|
466 |
General |
(özellikle yaş, mevki, sınıf açısından) aynı gruba ait olan |
peer adj.
|
|
467 |
General |
(özellikle kereste) çürük |
peggy adj.
|
|
468 |
General |
(özellikle edebi tarz) süslü |
corinthian adj.
|
|
469 |
General |
bilimse bilginin özellikle suç delilleriyle ilgili olan hukuki problemlere uygulanması ile ilişkili |
forensic adj.
|
|
470 |
General |
bilimsel bilginin özellikle suç delilleriyle ilgili olan hukuki problemlere uygulanmasını ele alan |
forensic adj.
|
|
471 |
General |
(özellikle böcekler için) cinsel olarak olgunlaşmış |
perfect adj.
|
|
472 |
General |
(özellikle göz/bakış) dikkatle takip eden |
single adj.
|
|
473 |
General |
(özellikle meyve) şekerlenerek saklanan |
crystalized [us] adj.
|
|
474 |
General |
(özellikle meyve) şeker kaplanarak muhafaza edilen |
crystalized [us] adj.
|
|
475 |
General |
(özellikle meyve) şekerlenerek saklanan |
crystalised [uk] adj.
|
|
476 |
General |
(özellikle meyve) şeker kaplanarak muhafaza edilen |
crystalised [uk] adj.
|
|
477 |
General |
(özellikle dinde) statükoyu reddeden |
free-thinking adj.
|
|
478 |
General |
(özellikle yoksul) çocuklar için kır veya açık hava aktiviteleri sağlayan |
fresh air adj.
|
|
479 |
General |
(özellikle kumaş) yumuşak dokulu |
smooth-faced adj.
|
|
480 |
General |
şiddetin ve özellikle şiddetli ölümün sansasyonel tasviri ile nitelenen |
snuff adj.
|
|
481 |
General |
özellikle yeme içme konusunda kendini tutarak |
abstemiously adv.
|
|
482 |
General |
kendini tutarak (özellikle yeme içme konusunda) |
abstemiously adv.
|
|
483 |
General |
özellikle her şeyden önce |
above all adv.
|
|
484 |
General |
ama özellikle |
more particularly adv.
|
|
485 |
General |
(özellikle internette) hızla (yayılarak) |
virally adv.
|
|
486 |
General |
özellikle gerçekçi bir şekilde |
vividly adv.
|
|
487 |
General |
aşağı yukarı (özellikle tarihlerde kullanılır) |
circa prep.
|
|
488 |
General |
(özellikle plan gibi özel bir şeyin) parçası veya sırdaşı |
in on prep.
|
|
489 |
General |
(özellikle sorularda) kimliği bilinmeyen şahıs |
it pron.
|
|
490 |
General |
özellikle çocukları şaşırtmak için kullanılan bir ünlem |
bo interj.
|
|
491 |
General |
özellikle çocukları şaşırtmak için kullanılan bir ünlem |
boh interj.
|
|
492 |
General |
(özellikle çocukları) şaşırtmak için kullanılan bir ünlem |
boo interj.
|
|
493 |
General |
özellikle yüksekten atlarken kullanılan bir coşku ifadesi |
geronimo interj.
|
|
494 |
General |
(özellikle alkaloid oksidi isimlerinde) üreten madde anlamı veren ön ek |
gen- pref.
|
|
495 |
General |
(özellikle hastalık adlarında) gerçek türe yakından benzeyen anlamına gelen ön ek |
par- pref.
|
|
496 |
General |
(özellikle farklı iki element ile kombinlenen) eş değer element anlamına gelen ön ek |
sesqui- pref.
|
|
497 |
General |
(özellikle farklı iki radikal ile kombinlenen) eş değer radikal anlamına gelen ön ek |
sesqui- pref.
|
|
498 |
General |
(özellikle aktarma sözcüklerde) isim oluşturan anlamı veren son ek |
-oon suf.
|
|
499 |
General |
(özellikle müsabaka amaçlı) toplantı anlamı veren son ek |
-fest suf.
|
|
500 |
General |
özellikle ticari ürün isimlerinde polihidroksi alkol anlamı veren son ek |
-ite suf.
|
|