şirin - Turkish English Dictionary

şirin

Meanings of "şirin" in English Turkish Dictionary : 25 result(s)

Turkish English
Common Usage
şirin pretty adj.
Once upon a time, there was a pretty little house way out in the country.
Bir zamanlar taşrada küçük şirin bir ev vardı.

More Sentences
şirin cute adj.
What a cute little boy!
Ne şirin bir çocuk!

More Sentences
General
şirin sweet adj.
You're sweet.
Sen şirinsin.

More Sentences
şirin cute adj.
Baby owls are cute.
Yavru baykuşlar çok şirin.

More Sentences
şirin adorable adj.
The cat is adorable.
Kedi şirin.

More Sentences
şirin nice adj.
People like you and me, we don't have nice little families.
Senin ve benim gibi insanların küçük şirin aileleri yok.

More Sentences
şirin lovely adj.
What a lovely doll!
Ne şirin bir bebek!

More Sentences
şirin dainty adj.
şirin debonair adj.
şirin winsome adj.
şirin cunning adj.
şirin darling adj.
şirin pleasant adj.
şirin fair adj.
şirin melodious adj.
şirin gracious adj.
şirin divine adj.
şirin debonaire adj.
Colloquial
şirin far out adj.
Idioms
şirin far out adj.
şirin (all) sweetness and light adj.
şirin cuter than a june bug expr.
Archaic
şirin fayre adj.
British Slang
şirin dinky adj.
Modern Slang
şirin adorb (adorable) adj.

Meanings of "şirin" with other terms in English Turkish Dictionary : 43 result(s)

Turkish English
General
şirin kız cute girl n.
Mary is the cutest girl in town.
Mary, kasabadaki en şirin kız.

More Sentences
tatlı şirin kişi jo n.
şirin ufaklık (oz büyücüsüne gönderme) munchkin n.
obur şirin greedy smurf n.
uykucu şirin sleepy smurf n.
şakacı şirin jokey smurf n.
aşçı şirin cook smurf n.
şirin baba papa smurf n.
gözlüklü şirin smurf with glasses n.
güçlü şirin hefty smurf n.
şirin kedi cute cat n.
şirin kedi pretty cat n.
gözlüklü şirin brainy smurf n.
şirin şey pretty n.
şirin olmayan uncute adj.
şirin bir biçimde cutely adv.
şirin bir şekilde pretty adv.
Phrasals
birine hoş/şirin gözükmeye/ kendini sevdirmeye çalışmak ingratiate oneself into someone's favor v.
birine hoş/şirin gözükmeye/ kendini sevdirmeye çalışmak ingratiate oneself into someone's favour v.
(birine/bir şeye) hoş/şirin gözükmeye çalışmak ingratiate (oneself) into (something) v.
'-e hoş/şirin gözükmeye çalışmak ingratiate oneself into v.
Colloquial
şirin gözükmeye çalışmak make overtures to v.
çok şirin cute as a bug's ear expr.
evim şirin evim home sweet home expr.
Idioms
öfkeli şirin a little pot is soon hot n.
birine şirin gözükmek get in good with somebody v.
(birine) şirin gözükmek get in good with (someone) v.
çok tatlı/şirin/çekici sweet as honey adj.
çok şirin cute as a button expr.
çok şirin as cute as a button expr.
çok şirin as cute as a bug's ear expr.
çok tatlı/şirin/çekici as sweet as honey expr.
çok tatlı/şirin/çekici sweeter than honey expr.
çok tatlı/şirin/çekici as sweet as sugar expr.
Computer
şirin tehlike cute alert n.
şirin hesabı smurf account n.
Botanic
şirin meyan glycyrrhiza echinata n.
Education
kasr-ı şirin antlaşması qasr-i shirin treaty n.
Art
şirin olma kawaii n.
Slang
birine (köpek yavrusu gibi) şirin şirin bakmak give someone the puppy dog look v.
birine (köpek yavrusu gibi) şirin şirin bakmak give someone a puppy dog look v.
çok şirin cutesy-wootsy adj.
Modern Slang
şirin olmaya çalışmak act cute v.