açık - Turkish English Dictionary

açık

Meanings of "açık" in English Turkish Dictionary : 270 result(s)

Turkish English
Common Usage
açık deficit n.
açık explicit adj.
açık clear adj.
açık open adj.
açık bare adj.
açık obvious adj.
General
açık shortfall n.
açık shortfall n.
açık exposure n.
açık outright adj.
açık manifest adj.
açık loose adj.
açık unambiguous adj.
açık unlocked adj.
açık wide adj.
açık bare adj.
açık candid adj.
açık definite adj.
açık opened adj.
açık evident adj.
açık fair adj.
açık unmistakable adj.
açık frank adj.
açık blank adj.
açık precise adj.
açık crystal adj.
açık direct adj.
açık apparent adj.
açık public adj.
açık plain adj.
açık unprotected adj.
açık straightforward adj.
açık unequivocal adj.
açık straight adj.
açık on adj.
açık open adj.
açık point-blank adj.
açık self-evident adj.
açık off adj.
açık overt adj.
açık unmistakeable adj.
açık express adj.
Trade/Economic
açık gap n.
açık shortage n.
açık deficit adj.
açık specific adj.
açık overt adj.
açık apparent adj.
açık open adj.
açık manifest adj.
açık outright adj.
açık blank adj.
açık obvious adj.
açık bare adj.
açık plain adj.
açık evident adj.
açık explicit adj.
Law
açık overt adj.
açık express adj.
açık deficit adj.
açık explicit adj.
Politics
açık public adj.
Computer
açık clear adj.
açık open expr.
açık on expr.
Aeronautic
açık specific adj.
Food Engineering
açık blank adj.
Math
açık open adj.
Linguistics
açık overt adj.
Meteorology
açık clear adj.
General
açık lorry n.
açık debit n.
açık aperture n.
açık bawdy n.
açık deficient amount n.
açık open air n.
açık apparentness n.
açık open sea n.
açık vacancy n.
açık open-air n.
açık underage n.
açık serenata n.
açık noticeable adj.
açık legible adj.
açık transparent adj.
açık bleak adj.
açık positive adj.
açık uncomplicated adj.
açık gaping adj.
açık round adj.
açık shadowless adj.
açık bluff adj.
açık revealing adj.
açık fine adj.
açık outdoor adj.
açık clean adj.
açık signal adj.
açık blatant adj.
açık shiny adj.
açık articulate adj.
açık pellucid adj.
açık naked adj.
açık square adj.
açık vacant adj.
açık selfevident adj.
açık hospitable adj.
açık expansive adj.
açık upfront adj.
açık unconcealed adj.
açık outspoken adj.
açık smutty adj.
açık short and to the point adj.
açık pale adj.
açık lucent adj.
açık wishywashy adj.
açık palpable adj.
açık patulous adj.
açık decided adj.
açık downright adj.
açık clarion adj.
açık unobstructed adj.
açık translucent adj.
açık deficient adj.
açık aboveground adj.
açık ostensive adj.
açık raw adj.
açık distinct adj.
açık decollete adj.
açık uncovered adj.
açık avowed adj.
açık visible adj.
açık undisguised adj.
açık serene adj.
açık in blank adj.
açık unsealed adj.
açık uncrossed adj.
açık unashamed adj.
açık forthright adj.
açık lucid adj.
açık categorical adj.
açık confessed adj.
açık free adj.
açık spread adj.
açık declared adj.
açık bald adj.
açık definitive adj.
açık spacious adj.
açık luminous adj.
açık perspicuous adj.
açık patent adj.
açık unclouded adj.
açık exposed adj.
açık broad adj.
açık point blank adj.
açık slipt adj.
açık light adj.
açık demonstrable adj.
açık intelligible adj.
açık heart-to-heart adj.
açık clean-cut adj.
açık clear-cut adj.
açık up-front adj.
açık open-ended adj.
açık plain-dealing adj.
açık well-marked adj.
açık wide-open adj.
açık picturesque adj.
açık unreserved adj.
açık unlatched adj.
açık sightful adj.
açık not-so-subtle adj.
açık categoric adj.
açık champaign adj.
açık champion [obsolete] adj.
açık nonambiguous adj.
açık nonclandestine adj.
açık noncomplicated adj.
açık neat adj.
açık eloquent adj.
açık eminent adj.
açık unabashed adj.
açık unbarricadoed adj.
açık uncoy adj.
açık undisguisable adj.
açık undoubtful adj.
açık unequivocable adj.
açık ungarbled adj.
açık unobscured adj.
açık unperplexed adj.
açık exact adj.
açık unshut adj.
açık unstopped adj.
açık vivid adj.
açık extraforaneous adj.
açık lively adj.
açık lax adj.
açık lucid adj.
açık board adj.
açık hiant adj.
açık luculent adj.
açık luminous adj.
açık right-out [uk] adj.
açık ringent adj.
açık clean adj.
açık gross adj.
açık guardless adj.
açık hearty adj.
açık open-faced adj.
açık illuminous [obsolete] adj.
açık disguiseless adj.
açık cutaway adj.
açık dilucid adj.
açık fenceless adj.
açık fieldy adj.
açık fine adj.
açık flue [dialect] [uk] adj.
açık fogless adj.
açık out-front adj.
açık ouvert adj.
açık pregnant [obsolete] adj.
açık room [obsolete] adj.
açık roomsome [obsolete] adj.
açık roomthy adj.
açık roomy adj.
açık semple [scotland] adj.
açık sheer [obsolete] adj.
açık crystallized adj.
açık crystallised adj.
açık foursquare adj.
açık smolt [dialect] [uk] adj.
açık starch adj.
açık in bulk adv.
açık openly adv.
açık expressly adv.
açık lucidly adv.
açık clr (clear) abrev.
Colloquial
açık above board adj.
açık loosy adj.
açık in focus expr.
açık into the open expr.
açık in the open expr.
Idioms
açık chink in armor n.
açık heart to heart adv.
Trade/Economic
açık deficient amount n.
açık deficiency n.
açık vacant adj.
açık uncrossed adj.
açık undischarged adj.
açık distinct adj.
açık decided adj.
açık declared adj.
Law
açık perspicuous adj.
Politics
açık vacancy n.
Technical
açık net adj.
açık power on expr.
Computer
açık off-hook adj.
açık powered on expr.
açık opens expr.
Aeronautic
açık extended adj.
Chemistry
açık translucid adj.
Literature
açık unbedimmed adj.
Meteorology
açık enubilous adj.
açık fresh [scotland] adj.
Geology
açık phanerite adj.
Painting
açık high-keyed adj.
açık high-key adj.
Archaic
açık ope adj.
açık apert adj.
açık bright adj.
Slang
açık in-yer-face adj.

Meanings of "açık" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
açık artırma auction n.
açık tenli fair adj.
eli açık generous adj.
açık uçlu open-ended adj.
açık (renk) light adj.
açık (kapı) open adj.
açık saçık racy adj.
açık saçık obscene adj.
açık sözlü frank adj.
açık sözlü outspoken adj.
açık bir biçimde clearly adv.
General
açık deniz offshore n.
açık alan open area n.
açık toplum open society n.
açık sözlülük candor n.
açık hava fresh air n.
açık pencere open window n.
açık fikir open mind n.
açık hava clear weather n.
açık hava outdoors n.
açık üniversite open university n.
açık deniz high seas n.
açık sözlülük frankness n.
açık oturum open session n.
açık bilet open ticket n.
açık tribün bleachers n.
açık kapı open door n.
ağıl (çevresi çit veya tel örgüyle çevrili, üstü açık) pen n.
açık yüreklilik candor n.
açık deniz open sea n.
açık hava müzesi open-air museum n.
açık alan open space n.
(halka açık) yüzme havuzu swimming pool n.
umuma açık yer public place n.
halka açık yerler public places n.
açık ten fair skin n.
açık ten light skin n.
açık kahve weak coffee n.
açık bir mesaj a clear message n.
açık fikirlilik open-mindedness n.
açık hava etkinlikleri outdoor activities n.
Common Usage
açık artırmacı auctioneer n.
eli açık bounteous adj.
eli açık openhanded adj.
kısmeti açık fortunate adj.
açık (hesaplarda) deficit adj.
ucu açık open-ended adj.
tartışmaya açık disputable adj.
General
açık yer opening n.
açık (bütçe/hesap vb'nde) deficit n.
açık bütçe open budget n.
açık düzge open system n.
muayenehanenin açık olduğu saatler surgery hours n.
açık saçıklık bawdiness n.
açık etme airing n.
açık saçık oluş bawdiness n.
açık oturum konuşmacısı panelist n.
açık saçıklık lewdness n.
açık kalplilik candour n.
açık yeşil jade n.
internet açık artırmaları internet auction n.
üstü açık dört tekerlekli rus at arabası droshky n.
açık mekan open space n.
açık ağıl hovel n.
açık yeşil pea green n.
açık saçık konuşma lechering n.
açık yeşil chartreuse n.
açık kahverengi fawn n.
açık olma egregiousness n.
açık sözlülük outspokenness n.
açık saçık bawdy n.
eli açık olma freehandedness n.
açık sözlülük roundness n.
açık kalplilik candor n.
açık sözlülük outspokennes n.
açık kontenjan vacancy n.
yanları açık ve dört tekerlekli yük arabası lorry n.
açık bej cream n.
sahne (geçici açık hava sahnesi) stand n.
burnu açık ayakkabı peep toe n.
üstü açık araba drophead n.
açık adım wide step n.
açık deniz the open n.
açık saçık laf obscenity n.
açık sözlülük ingenuousness n.
açık davetiye open invitation n.
açık önerme open sentence n.
açık havada fuar yeri fairground n.
açık pozisyon vacant position n.
açık sözlülük straightness n.
açık gagalı leylek shell ibis n.
açık pencere opened window n.
halka açık yol queen's highway n.
üstü açık oyuncak araba wagon n.
açık dolaşım sistemi open circulatory system n.
açık boşaltım sistemi outfall n.
açık yara an open sore n.
açık yer gap n.
açık deniz seagoing n.
açık yük vagonu flatcar n.
umuma açık olan yer public place n.
açık kadro opening n.
büyük gösteri (genellikle açık havada yapılan) spectacle n.
açık davranma plain dealing n.
açık elbise revealing dress n.
çakraların açık olması clairsentience n.
açık arazi unprotected terrain n.
sundurma (kapı önündeki yanları açık) porch n.
açık kabuk non closed shell n.
yalnız bir ucu açık oyuk yer caecum n.
kamuya açık toplantı public meeting n.
açık saçıklık obscenity n.
açık tenlilik fairness n.
italya'da halka açık meydan piazza n.
açık ateş direct fire n.
bir tür açık tribün bleachers n.
etkisine açık bırakma exposure n.
açık hesap credit account n.
açık havuz outdoor swimming pool n.
açık otopark parking lot n.
açık kalpli olma openheartedness n.
yanları açık garaj carport n.
açık saçıklık filth n.
açık büfe yemek buffet n.
açık saçık konuşma ribaldry n.
açık imza blank signature n.
açık kalıp open die n.
açık yerlerde bulunan umumi posta kutusu pillar box n.
açık bir ton (renkte) tint n.
(ark/kanal gibi üstü açık) suyolu watercourse n.
ağzı açık kalma gape n.
açık mekan outer space n.
açık alan opening n.
cevabı açık olan soru rhetorical question n.
açık ve kesin ifade formulation n.
açık deniz the open sea n.
açık deniz mavisi light teal n.
umuma açık olma publicity n.
havuz kapasitesi (özellikle kamuya açık olanlar) bather load n.
açık hava toplantısı public protest meeting n.
açık havada oynanan bir oyun bowls n.
açık havadaki depo yard n.
açık otlak ve arazi anlamında güney afrika terimi veldt/veld n.
açık oylama open vote n.
açık hava ocağı opencast mine n.
açık sözlülük artlessness n.
donuk açık kahverengi kumaş drab n.
bir yarın açık yüzüne yapılmış yol corniche n.
orman içindeki açık alan glade n.
açık mor lilac n.
açık rekabet open competition n.
açık maaşı half pay n.
açık oyalamada lehte oy verme acclaim n.
kapların veya içi boş şeylerin açık yanı mouth n.
açık fikirlilik catholicity n.
açık olma exposal n.
açık sandık open caisson n.
açık saçık yayın pornography n.
papaz ve piskoposların ayin için giydiği geniş kolları olan yanlardan açık bir tür cüppe dalmatic n.
veranda (bir yanı veya yanları açık) porch n.
açık alan concourse n.
üstü açık araba roadster n.
açık vagon flatcar n.
burnu açık peep toe n.
açık delil smoking gun n.
yerleşim yerleri dışında açık ve işlenmemiş arazi moor n.
açık liman free port n.
açık saçıklık immodesty n.
açık alan range n.
açık celse public hearing n.
açık oturum panel n.
açık seçiklik lucidity n.
açık sözlülük candour n.
açık deniz offing n.
açık semalar open skies n.
açık adım big step n.
açık adres mailing address n.
açık sözlülük openness n.
açık yer the open n.
banyo (halka açık) bathhouse n.
halka açık seminer open public seminar n.
saldırı veya tenkide açık olma vulnerability n.
açık saçık olma bawdiness n.
açık mevzi exposed position n.
açık ellilik generosity n.
açık kömür ocağı strip mine n.
açık teşekkür public acknowledgement n.
açık deniz demiri drogue n.
açık kredi blank credit n.
rüzgara açık olan taraf weather n.
açık kadro vacancy n.
önü açık ufak göz (yazıhanede/dolapta) cubbyhole n.
açık şehir open city n.
açık ve manzaralı anayol parkway n.
açık gri light grey n.
açık ve içten olma candidness n.
açık bölge free zone n.
saçta daha açık renkteki kısımlar highlights n.
açık deniz gemisi deep sea steamer n.
açık alan agora n.
açık havada yakılan ateş bonfire n.
açık duruşma open trial n.
açık teşekkür public thanks n.
açık yer vacancy n.
üstü açık büyük boru sluice n.
açık havada çalan müzik topluluklarına özgü ve çoğu zaman üstü kapalı platform bandstand n.
açık bir şekilde anlatma elucidating n.
açık oynama showdown n.
açık kadro vacant position n.
açık anlaşma express agreement n.
halka açık accessible to the public n.
halka açık görüşme public audience n.
açık (mali) deficit n.
açık veren bütçe unbalanced budget n.
açık yara raw n.
açık yüreklilik candidness n.
açık önerme open condition n.
açık depo yard n.
açık kapı politikası open door policy n.
açık seçiklik clarity n.
açık mor lavender tints n.
açık işletme surface mining n.
açık dil plain language n.
üstü kapalı, üç yanı açık ve evin bir cephesinde boydan boya uzanan balkon veranda n.
açık deniz mavisi aqua n.
şaşkınlıktan ağzı açık kalmış gaper n.
önü açık giysi wraparound n.
açık sözlülük plainspokenness n.
açık sözlülük bluntness n.
açık oy open vote n.
açık işlev manifest function n.
halka açık public access n.
açık tarife open rates n.
açık arazi exposed terrain n.
açık yara open wound n.
açık ocak madenciliği opencast mining n.
açık zemin üstünde koyu renk kare desenlerden oluşmuş bir çeşit kumaş tattersall n.
açık artırma ile satış sale n.
açık sözlülük expansiveness n.
açık havada yenilen yemek picnic n.
açık bir şekilde dile getirme articulation n.
açık senet blank bill n.
açık saçık konuşma smut n.
açık büfe yemek servisi yapan restoran smorgasbord n.
açık sözlülük freedom n.
açık tavır clear stance n.
mali açık fiscal deficit n.
donuk açık kahverengi drab n.
genellikle açık denizlerde ve deniz kıyılarında yaşayan kuşlar seafowl n.
açık saçık konuşma scurrilousness n.
açık artırma ile satma auctioning n.
açık saçıklık indecency n.
yeni çıkmış açık incipient deficit n.
yeni başlamış açık incipient deficit n.
açık artırma open bidding n.
açık kimlik clear identity n.
açık evlilik open marriage n.
açık oturum yöneticisi panel discussion moderator n.
açık öğretim distance education n.
açık yeşil lime n.
açık eflatun lavender n.
açık mavi aqua n.
açık yeşil bright green n.
bankanın açık olduğu gün bank working day n.
ağzı açık gezen gobemouche n.
açık iletişim open communication n.
açık hava konseri open air concert n.
açık ve kapalı raflar open and closed shelves n.
açık piyasa işlemleri open market operations n.
açık mekanlar open spaces n.
açık hava eğitimi outdoor education n.
açık hava etkinlikleri outdoor recreation n.
ağzı açık kalma hiation n.
açık öğretim open plan schools n.
gelişime açık open for improvement n.
açık yüzme havuzu outdoor pool n.
açık güverte open deck n.
açık hava yüzme havuzu outdoor pool n.
açık tenis open tennis n.
açık sarı straw yellow n.
gelişmeye açık open to improvement n.
açık arazi open field n.
açık kanal open conduit n.
açık rıhtım open wharf n.
açık kanal open channel n.
açık yol open path n.
açık dere open valley n.
kapak açık tutma tertibatı pallet cover restraining strap n.
üstü açık vagon lorry n.
açık hücre open cell n.
halka açık alan open public space n.
açık iskele open wharf n.
açık tip open type n.
açık dolaşım sistemi open blood system n.
açık hava trafosu open air transformer n.
açık oturum panel discussion n.
açık uçlu soru open ended question n.
açık göze open cell n.
açık ifade open expression n.
açık ihale usulü open tender procedure n.
açık hava tiyatrosu open air theatre n.
açık ilişki open relationship n.
açık alan open field n.
açık olmama durumu unclarity n.
kapısı herkese açık davet open house n.
satılık ya da kiralık bir mekanın insanların görüşüne açık olduğu zaman aralığı open house n.
açık artırma ile satış auction n.
açık davranış overt behaviour n.
açık yüreklilik candour n.
(orman) açık alan clearing n.
ormanda açık alan clearing n.
halka açık alan common n.
krikete benzer bir açık hava oyunu croquet n.
üstü açık döşeme deck n.
halka açık yüzme havuzu public pool n.
halka açık yüzme havuzu community swimming pool n.
halka açık yüzme havuzu public swimming pool n.
halka açık yüzme havuzu communal swimming pool n.
halka açık yüzme havuzu community pool n.
açık olma exposure n.
açık arazi field n.
açık bir örnek an obvious example n.
açık dirsek gored elbow n.
açık hava türbülansı clear-air turbulence n.
açık renk saç fair-hair n.
seyircilerin arabaları içinde oturarak film seyrettikleri açık hava sineması drive-in n.
açık deniz high-sea n.
açık deniz deep-sea n.
herkese açık yarışma free-for-all n.
açık hava tiyatrosu open-air theater n.
açık hava tiyatrosu open-air theatre n.
açık alan open-air space n.
halka açık yerledeki hoparlör sistemi public-address system n.
açık yüzme havuzu open-air pool n.
açık ellilik open-handedness n.
açık tarih open-date n.
açık devre open-circuit n.
açık hava sineması open-air cinema n.
açık hava yüzme havuzu open-air pool n.
gece açık bırakılan loş ışık night-light n.
açık hava toplantısı open-air meeting n.
açık vagon high-sided open wagon n.
açık hesap deficit n.
bir yanı veya yanları açık veranda porch n.
teknolojik açık technological gap n.
açık hava yüzme havuzu lido n.
açık renk light colour n.
açık ocak open quarry n.
taş döşeli açık avlu patio n.
kamuya açık yazılım public domain software n.
umuma açık yol public highway n.
açık artırma public auction n.
açık görüşlülük unorthodoxy n.
açık artırma sale n.
üstü açık işyeri yard n.
açık hava müzesi outdoor museum n.
(halka açık) yüzme havuzu natatorium n.
(halka açık) yüzme havuzu swimming bath n.
açık artırmaya çıkarma licitation n.
açık uçlu sınıflar open end classes n.
açık şehir open town n.
açık deniz ocean n.
açık yer blank n.
açık saçık söz vulgar word n.
açık saçık söz four letter word n.
açık saçık söz obscene word n.
açık kestane rengi hazel n.
sırtı açık elbise backless dress n.
ucu açık soru an open ended question n.
açık metin plain text n.
açık ifade plain language n.
halka açık tuvaletler public lavatories n.
açık pembe light pink n.
açık konu open subject n.
açık kahve light coffee n.
üstü açık alan open air area n.
üstü açık alan outdoor area n.
halka açık alanlarda insanları rahatlatmak için çalınan müzik muzak n.
açık saçık sahneler obscene scenes n.
açık saçık sahneler sexually explicit scenes n.
açık kitap için altlık bookstand n.
açık kitap altlığı bookrack n.
açık bir kitap için kullanılan altlık bookrack n.
üstü açık depo yard n.
üstü açık iki tekerlekli araba tilbury n.
halka açık tuvalet toilet facility n.
halka açık tuvalet wash room n.
halka açık tuvalet public lavatory n.
halka açık tuvalet restroom n.
halka açık tuvalet public convenience n.
halka açık tuvalet convenience n.
halka açık tuvalet public toilet n.
direkt/açık sözlü yaklaşım straight-forward approach n.
halka açık mahal a public place n.
açık bir mesaj an open message n.
açık bir mesaj an explicit message n.
açık hedef open target n.
ucu/önü açık terlik slide n.
açık beyan explicit declaration n.
açık beyan express declaration n.
açık beyan specific statement n.
açık beyan express statement n.
halka açık yüzme havuzları public swimming pools n.
açık hava dans pisti open-air dance floor n.
açık çeviri overt translation n.
görüşe açık taslak exposure draft n.
açık örnek clearest-cut example n.
tartışmaya açık konu debatable issue n.
açık artırma public roup n.
açık gün open day n.
açık büfe kahvaltı open buffet breakfast n.
açık destek overt support n.
açık destek open support n.
açık/yol gösteren/kılavuz explicit guidance n.
açık bej beige light n.
açık bej light beige n.
açık büfe kahvaltısı buffet brunch n.
özellikle halka açık olmayan dini yerler adytum n.
açık ayıp clear defect n.
halka açık telefon public phone n.
açık olaylar bare fact n.
açık gökyüzü blue sky n.
açık hava banyosu air bath n.
yanları veya üstü açık kamyon flatbed n.
açık saçık söz bawdry n.
açık tribün bleacher n.
açık ordugah bivouac n.
halka açık yer common n.
(mektuplu) açık öğretim correspondence school n.
tek dilim/açık sandviç ulrich sandwich n.
tek dilim/açık sandviç bread baser n.
tek dilim/açık sandviç open faced sandwich n.
tek dilim/açık sandviç open face sandwich n.
tek dilim/açık sandviç tartine n.
tek dilim/açık sandviç open sandwich n.
açık ve belirsizliğe mahal vermeyen tanım clear and unambiguous definition n.
açık ve belirsizliğe yer vermeyen tanım clear and unambiguous definition n.
müzayedeye/ihaleye/açık artırmaya telefonla katılıp ismi açıklanmayan kişi/katılımcı unidentified telephone bidder n.
havalanlarında, tren istasyonlarında, bavulları taşımak için kullanılan, birbirlerine bağlı açık treyler/palet dizisi baggage train n.
açık hava hayvanat bahçesi open-air zoo n.
açık adres full address n.
açık şömine open fireplace n.
saçın bir kısmını arkadan birleştirerek, bir kısmını ise açık bırakacak şekilde toplama biçimi half up half down n.
açık ellilik openhandedness n.
yalnız bir ucu açık oyuk yer cecum n.
açık oturum konuşmacısı panellist n.
önü açık ufak göz (yazıhanede/dolapta) cubby-hole n.
önü/burnu açık sandalet open toe sandal n.
açık ten fair complexion n.
açık büfe servis görevlisi buffet runner n.
halka açık etkinlik public event n.
kamuya açık etkinlik public event n.
üstü açık otobüs open-top bus n.
halka açık alanlarda idrarını yapma public urination n.
açık görünüm plain view n.
açık düşünme clear thinking n.
self servis açık büfe self-service buffet n.
(bir yerin) açık olduğu saatler opening hours n.
açık büfe groaning board n.
açık miktarı (hesapta) deficient amount n.
yanları açık kulübe open-sided hut n.
halka açık yol public way n.
açık teklif open offer n.
geniş açık alan wide open space n.
halka açık tuvalet comfort station n.
açık tehdit thinly-veiled threat n.
açık hava etkinliği outdoor event n.
halka açık yerel dans salonu local palais n.
açık hava fair atmosphere n.
çok açık uçlu bir ifade a very open-ended phrase n.
açık konuşma parrhesia n.
açık kaynak kitaplıkları open source libraries n.
açık yazı clear writing n.
açık büfe masası buffet station n.
açık büfe buffet station n.
açık büfe istasyonu buffet station n.
halka açık tuvalet public loo n.
açık hava faaliyetleri outdoor activities n.
açık alanda uyuyan kimse rough sleeper n.
açık kaynak topluluğu open source community n.
açık tehdit clear threat n.
genelde açık havada giyilen kolsuz ceket tabard n.
genelde açık havada giyilen kolsuz ceket taberd n.
açık saçık olma raciness n.
açık saçıklık raciness n.
açık kahverengi café au lait [french] n.
açık kahverengi cafeaulait n.
bir çatının açık kısmı tail n.
açık kahverengi tan n.
açık kahverengi camel n.
açık hava ocağı/fırını camp oven [australia/new zeland] n.
açık mavi cambridge blue n.
(turuncuya çalan) açık kahverengi tawny n.
(turuncuya çalan) açık kahverengi tawney n.
(turuncuya çalan) açık kahverengi tawny-brown n.
açık kahverengi tawny n.
açık kahverengi tawney n.
açık kahverengi tawny-brown n.
kenarları açık üstü kapalı barınak ramada [southwestern us] n.
bir tür açık kahve renkli sırlanmamış kumlu taştan kap caneware n.