Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
Hide
Details
Clear
History :
fluxionary
to trounce someone
common self-heal
hesap teftiş kurulu
kendine uygun olan kısmını çekip almak
lower crank case
alıkoymak
History
Sentences
Meanings of
"alıkoymak"
in English Turkish Dictionary : 55 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
alıkoymak
detain
v.
My boss
detained
me more than 30 minutes.
Patronum beni 30 dakikadan daha fazla
alıkoydu.
More Sentences
General
2
General
alıkoymak
stop
v.
We should not let anything
stop
us from reaching that goal.
Hiçbir şeyin bizi bu hedefe ulaşmaktan
alıkoymasına
izin vermemeliyiz.
More Sentences
3
General
alıkoymak
prevent
v.
Nevertheless, the current situation must not
prevent
us from trying to improve it.
Bununla birlikte, mevcut durum bizi bu durumu iyileştirmeye çalışmaktan
alıkoymamalıdır.
More Sentences
4
General
alıkoymak
disable
v.
A sprained ankle
disabled
him from walking for a month.
Burkulan bir ayak bileği onu bir ay yürümekten
alıkoydu.
More Sentences
5
General
alıkoymak
deter
v.
But that should not
deter
us from taking this first decisive step.
Ancak bu durum bizi bu ilk kararlı adımı atmaktan
alıkoymamalıdır.
More Sentences
6
General
alıkoymak
keep
v.
That will not
keep
us from carrying out our humanitarian mission.
Bu bizi insani görevimizi yerine getirmekten
alıkoymayacaktır.
More Sentences
Trade/Economic
7
Trade/Economic
alıkoymak
keep
v.
That will not
keep
us from carrying out our humanitarian mission.
Bu bizi insani görevimizi yerine getirmekten
alıkoymayacaktır.
More Sentences
Law
8
Law
alıkoymak
detain
v.
My boss
detained
me more than 30 minutes.
Patronum beni 30 dakikadan daha fazla
alıkoydu.
More Sentences
Politics
9
Politics
alıkoymak
restrain
v.
Sometimes, the best response is to
restrain
yourself from responding.
Bazen en iyi cevap, kendini cevap vermekten
alıkoymaktır.
More Sentences
Common Usage
10
Common Usage
alıkoymak
withhold
v.
11
Common Usage
alıkoymak
retain
v.
General
12
General
alıkoymak
intercept
v.
13
General
alıkoymak
stick
v.
14
General
alıkoymak
delay
v.
15
General
alıkoymak
put off
v.
16
General
alıkoymak
keep back
v.
17
General
alıkoymak
retain
v.
18
General
alıkoymak
intern
v.
19
General
alıkoymak
hold
v.
20
General
alıkoymak
check
v.
21
General
alıkoymak
stay
v.
22
General
alıkoymak
constrain
v.
23
General
alıkoymak
abduct
v.
24
General
alıkoymak
retard
v.
25
General
alıkoymak
block
v.
26
General
alıkoymak
hinder
v.
27
General
alıkoymak
avoid
v.
28
General
alıkoymak
keep in
v.
29
General
alıkoymak
continue
v.
30
General
alıkoymak
impede
v.
31
General
alıkoymak
keep awaiting
v.
32
General
alıkoymak
constrain from
v.
33
General
alıkoymak
deforce
v.
34
General
alıkoymak
chain
v.
35
General
alıkoymak
unrig
v.
36
General
alıkoymak
bind
v.
37
General
alıkoymak
reve
v.
38
General
alıkoymak
revoke [obsolete]
v.
39
General
alıkoymak
demur [obsolete]
v.
40
General
alıkoymak
rob
v.
41
General
alıkoymak
fear [obsolete]
v.
42
General
alıkoymak
disavaunce [obsolete]
v.
43
General
alıkoymak
short-circuit
v.
44
General
alıkoymak
sidetrack
v.
Phrasals
45
Phrasals
alıkoymak
keep down
v.
46
Phrasals
alıkoymak
cut off
v.
Idioms
47
Idioms
alıkoymak
hold in check
v.
Trade/Economic
48
Trade/Economic
alıkoymak
retain
v.
Law
49
Law
alıkoymak
retain
v.
Politics
50
Politics
alıkoymak
intern
v.
51
Politics
alıkoymak
refrain
v.
Archaic
52
Archaic
alıkoymak
rape
v.
53
Archaic
alıkoymak
pound
v.
54
Archaic
alıkoymak
subtract
v.
Slang
55
Slang
alıkoymak
sneeze
v.
Meanings of
"alıkoymak"
with other terms in English Turkish Dictionary : 62 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
işinden alıkoymak
distract
v.
Please don't
distract
me from my work.
Lütfen dikkatimi
işimden alıkoymayın.
More Sentences
2
General
gaspetmek ve alıkoymak
forcible entry and detainer
v.
3
General
zorla alıkoymak
deforce
v.
4
General
kendini bir şeyden alıkoymak
forbear from
v.
5
General
birini bir şey yapmaktan alıkoymak
restrain someone from
v.
6
General
birini bir şey yapmaktan alıkoymak
keep someone from doing something
v.
7
General
içeride alıkoymak
keep in
v.
8
General
kendi hesabına alıkoymak
hold for one's own account
v.
9
General
işinden alıkoymak
prevent someone from doing her/his job
v.
10
General
düşmekten alıkoymak
hold up
v.
11
General
dağılmaktan alıkoymak
hold up
v.
12
General
uzun süre alıkoymak
overlinger
v.
13
General
zorla alıkoymak
seize
v.
14
General
zorla veya tehditle alıkoymak
shanghai
v.
15
General
fikir beyanından alıkoymak
silence
v.
16
General
alıkoymak için kullanılan
detention
adj.
Phrasals
17
Phrasals
birini amacına ulaşmaktan alıkoymak
choke off
v.
18
Phrasals
birini kaçırmak/alıkoymak
abduct (someone) from
v.
19
Phrasals
birini bir şeyden engellemek/alıkoymak
hinder someone from something
v.
20
Phrasals
işinden/yolundan alıkoymak
bail up [australia]
v.
21
Phrasals
başarıya ulaşmaktan alıkoymak
keep down
v.
22
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyle) alıkoymak
shackle (someone or something) with (something)
v.
23
Phrasals
uzun süre alıkoymak
hole up
v.
24
Phrasals
birini bir şey yapmaktan alıkoymak
constrain someone from doing something
v.
25
Phrasals
(birini bir şey yapmaktan) alıkoymak
constrain (one) from (doing something)
v.
26
Phrasals
yapmaktan alıkoymak
constrain from doing
v.
27
Phrasals
birini/bir şeyi (bir şeyden) alıkoymak
cut someone or something off (from something)
v.
28
Phrasals
birini/bir şeyi birinden alıkoymak
deny someone or something to someone
v.
29
Phrasals
(bir şeyi birinden/bir şeyden) alıkoymak
deny (something) to (someone or something)
v.
30
Phrasals
-den alıkoymak
deny to
v.
31
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden) alıkoymak
deter (someone or something) from (something)
v.
32
Phrasals
-den engellemek/alıkoymak
hinder from
v.
33
Phrasals
(birini bir şey yapmaktan) alıkoymak
inhibit (someone) from (doing something)
v.
34
Phrasals
yapmaktan alıkoymak
inhibit from doing
v.
35
Phrasals
(bir şey yapmaktan) alıkoymak
keep from (doing something)
v.
36
Phrasals
yapmaktan alıkoymak
keep from doing
v.
37
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden) alıkoymak
preclude (someone or something) from (something)
v.
38
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şey yapmaktan) alıkoymak
prevent (someone or something) from (doing something)
v.
39
Phrasals
yapmaktan alıkoymak
prevent (someone) from doing
v.
40
Phrasals
(birini bir şeyden) alıkoymak
put (one) off (something)
v.
41
Phrasals
(birini bir şeyden) alıkoymak
put (one) off of (something)
v.
42
Phrasals
-den alıkoymak
restrain from
v.
43
Phrasals
(bir şey) yapmaktan alıkoymak
restrain from (something)
v.
44
Phrasals
ile alıkoymak
shackle with
v.
Idioms
45
Idioms
birisini alıkoymak
keep someone captive
v.
46
Idioms
birini fidye/için rehin (rehine olarak) tutmak/alıkoymak
hold someone for ransom
v.
47
Idioms
birisini alıkoymak
hold someone captive
v.
48
Idioms
kendini bir şeyden alıkoymak
absent oneself from something
v.
49
Idioms
(kendini birine/bir şeye) karşı şefkat duymaktan alıkoymak
steel (one's) heart against (someone or something)
v.
50
Idioms
(kendini birine/bir şeye) karşı şefkat/merhamet duymaktan alıkoymak
steel (one's) heart against (someone or something)
v.
51
Idioms
(kendini birini/bir şeyi) sevmekten alıkoymak
steel (one's) heart against (someone or something)
v.
52
Idioms
(birini/bir şeyi) alıkoymak
hold (someone or something) in check
v.
53
Idioms
fidye için rehin (rehine olarak) tutmak/alıkoymak
hold for ransom
v.
54
Idioms
fidye için rehin (rehine olarak) tutmak/alıkoymak
hold someone or something to ransom
v.
55
Idioms
(birini/bir şeyi) tehditle alıkoymak
hold someone or something to ransom
v.
Trade/Economic
56
Trade/Economic
kullanmaktan alıkoymak
impound
v.
57
Trade/Economic
pasaportu geçici olarak alıkoymak
withhold tentatively passport privileges
v.
Law
58
Law
yasal işlemde taraflardan alacağı para miktarının bir kısmını, birtakım yükümlülükleri yerine getirmemesi nedeniyle alıkoymak
recoup
v.
59
Law
zorla alıkoymak
deforce
v.
Politics
60
Politics
fidye için alıkoymak
kidnap
v.
Marine
61
Marine
(gemiyi) yetkili makamlarca alıkoymak
arrest
v.
php
62
php
birini/bir şeyi alıkoymak
hold someone or something over
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of alıkoymak
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy