all the time

Meanings of "all the time" in Turkish English Dictionary : 19 result(s)

	Category	English	Turkish
Common Usage
1	Common Usage	all the time adv.	hep
People ask me that question all the time. İnsanlar bana hep bu soruyu soruyor. More Sentences
2	Common Usage	all the time adv.	her zaman
Would this not have a better effect than tightening the standards all the time? Bu, standartları her zaman sıkılaştırmaktan daha iyi bir etki yaratmaz mı? More Sentences
General
3	General	all the time adv.	daima
Bill is honest all the time. Bill, daima dürüsttür. More Sentences
4	General	all the time adv.	sürekli
Firstly - and other speakers have said this - the real budgetary power of this House is diminishing all the time. İlk olarak – ki diğer konuşmacılar da bunu söyledi - bu Parlamentonun esas bütçe gücü sürekli azalmaktadır. More Sentences
5	General	all the time adv.	durmadan
6	General	all the time adv.	dığı sürece
7	General	all the time adv.	ara vermeden
8	General	all the time adv.	akşam sabah
9	General	all the time adv.	mütemadiyen
10	General	all the time adv.	ikide bir
11	General	all the time adv.	hafta sekiz, gün dokuz
12	General	all the time adv.	sürekli olarak
13	General	all the time adv.	ha babam
14	General	all the time adv.	sürece
15	General	all the time adv.	sabah akşam
16	General	all the time adv.	ha bire
17	General	all the time adv.	ikide birde
18	General	all the time adv.	boyuna
19	General	all the time adv.	-diği sürece

Meanings of "all the time" with other terms in English Turkish Dictionary : 21 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	all the time of the world n.	dünyanın bütün zamanı
2	General	pee all the time v.	sürekli işemek
3	General	get beat up all the time v.	sürekli dayak yemek
4	General	can't help speaking highly of something/someone all the time v.	anlata anlata bitirememek
Idioms
5	Idioms	have all the time in the world v.	dünya kadar vakti olmak
6	Idioms	have all the time in the world v.	çok zamanı olmak
7	Idioms	have all the time in the world v.	istemediği kadar çok zamanı olmak
8	Idioms	can't rain all the time expr.	hep kötü gidecek değil ya
Speaking
9	Speaking	accidents happen in surgeries all the time expr.	ameliyatlarda kazalar hep yaşanır
10	Speaking	you can't keep doing this all the time expr.	bunu yapmaya devam edemezsin
11	Speaking	you can't be happy all the time expr.	her zaman mutlu olamazsın
12	Speaking	it's the worst time of the year for all of us expr.	hepimiz için yılın en kötü zamanıdır
13	Speaking	I bet that happens all the time expr.	eminim bu sürekli oluyordur
14	Speaking	why are you late all the time? expr.	neden sürekli geç kalıyorsun?
15	Speaking	we're on the phone all the time expr.	sürekli telefonlaşıyoruz
16	Speaking	we talk about you all the time expr.	sürekli senden bahsediyoruz
Modern Slang
17	Modern Slang	agatt (all gear all the time) n.	motor sürerken her zaman tam teçhizatlı giyinme
18	Modern Slang	ajatt (all japanese all the time) n.	bir japonca öğrenme yöntemi
19	Modern Slang	ajatt (all japanese all the time) n.	her zaman her yerde japonca
20	Modern Slang	agatt (all gear all the time) n.	motor sürerken tüm güvenlik kıyafetlerini giyme
21	Modern Slang	agatt (all gear all the time) n.	motor sürerken giyilmesi gereken kıyafetleri eksiksiz olarak giyme