|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
yanlış anlama |
misunderstanding n.
|
|
There appear to be a number of misunderstandings or perhaps misinterpretations here.
Burada bir takım yanlış anlamalar ya da belki de yanlış yorumlamalar var gibi görünüyor.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
yanlış anlama |
misapprehension n.
|
|
We must not be amenable to compromise on this, and the Council must not be left under any misapprehension about this.
Bu konuda taviz vermemeliyiz ve Konsey de bu konuda herhangi bir yanlış anlamaya mahal vermemelidir.
More Sentences
|
3 |
General |
yanlış anlama |
misconception n.
|
|
There are many misconceptions about this technique.
Bu teknikle ilgili pek çok yanlış anlama var.
More Sentences
|
4 |
General |
yanlış anlama |
mistaking n.
|
|
We are mistaking, and losing sight of, all our reference points.
Tüm referans noktalarımızı yanlış anlıyor ve gözden kaçırıyoruz.
More Sentences
|
Phrasals |
|
5 |
Phrasals |
aynı anlama gelmek |
amount to v.
|
|
That amounts to the same thing.
Aynı anlama geliyor.
More Sentences
|
Idioms |
|
6 |
Idioms |
bitki yetiştirmekten anlama |
green thumb n.
|
|
It looks like you've got a green thumb.
Sen bitki yetiştirmekten anlıyorsun gibi görünüyor.
More Sentences
|
Technical |
|
7 |
Technical |
yanlış anlama |
misapprehension n.
|
|
We must not be amenable to compromise on this, and the Council must not be left under any misapprehension about this.
Bu konuda taviz vermemeliyiz ve Konsey de bu konuda herhangi bir yanlış anlamaya mahal vermemelidir.
More Sentences
|
Common Usage |
|
8 |
Common Usage |
içyüzünü anlama |
insight n.
|
|
General |
|
9 |
General |
yanlış anlama |
miscommunication n.
|
|
|
10 |
General |
önemini sonradan anlama |
hindsight n.
|
|
11 |
General |
halden anlama |
fellowship n.
|
|
12 |
General |
anlama (bir şeyin değerini/önemini/gerekliliğini) |
appreciation n.
|
|
13 |
General |
yanlış anlama |
misperception n.
|
|
14 |
General |
iki anlama gelecek şekilde konuşan |
equivocator n.
|
|
15 |
General |
halden anlama |
sympathy n.
|
|
16 |
General |
içyüzünü anlama |
insight n.
|
|
17 |
General |
iki anlama gelecek söz söyleme |
equivocating n.
|
|
18 |
General |
iyi yemek yeme ve yemekten anlama sanatı |
gastronomy n.
|
|
19 |
General |
anlama yetisi |
understanding n.
|
|
20 |
General |
iyice anlama |
penetration n.
|
|
21 |
General |
iki anlama gelebilirlik |
equivocacy n.
|
|
22 |
General |
halden anlama |
understanding n.
|
|
23 |
General |
şakadan anlama yeteneği |
sense of humor n.
|
|
24 |
General |
önceden anlama |
foretaste n.
|
|
25 |
General |
birbirini anlama |
understanding n.
|
|
26 |
General |
yanlış anlama |
misconstruction n.
|
|
27 |
General |
birden fazla anlama gelme |
ambiguity n.
|
|
28 |
General |
geç anlama |
hindsight n.
|
|
29 |
General |
çevredeki objeleri görüp ne olduklarını hemen anlama yetisi |
subitizing n.
|
|
30 |
General |
anlama süreci |
noesis n.
|
|
31 |
General |
okuduğunu anlama |
reading comprehension n.
|
|
32 |
General |
tam olarak anlama |
clear understanding n.
|
|
33 |
General |
yanlış anlama |
miscomprehension n.
|
|
34 |
General |
geç anlama |
double-take n.
|
|
35 |
General |
yanlış anlama |
cross-purposes n.
|
|
36 |
General |
kendini anlama |
self-understanding n.
|
|
37 |
General |
anlama yeteneği |
scope n.
|
|
38 |
General |
doğrusunu anlama |
ascertaining n.
|
|
39 |
General |
aslını anlama |
ascertaining n.
|
|
40 |
General |
artık gerçekleri anlama |
disillusionment n.
|
|
41 |
General |
anlama (dinleme-okuma) ve anlatma (konuşma-yazma) becerileri |
word attack skills n.
|
|
42 |
General |
doğal/şüphe uyandırmayan yanlış anlama |
genuine misunderstanding n.
|
|
43 |
General |
aslını anlama |
ascertainment n.
|
|
44 |
General |
basit bir yanlış anlama |
a simple misunderstanding n.
|
|
45 |
General |
çevredeki objeleri görüp ne olduklarını hemen anlama yetisi |
subitising n.
|
|
46 |
General |
anlama becerisi |
reading comprehension skill n.
|
|
47 |
General |
tersten okununca başka anlama gelen kelime |
semordnilap n.
|
|
48 |
General |
iki zıt anlamdaki sözcüğün bir araya gelerek farklı anlama gelen bir sözcük oluşturması |
a conflict in terms n.
|
|
49 |
General |
üstünkörü anlama |
superficial understanding n.
|
|
|
50 |
General |
iş işten geçtikten sonra anlama |
after-wit n.
|
|
51 |
General |
geçmiş dönemin ya da devrin birliğini ve önemini anlama ve temsil etme yeteneği |
the historic sense n.
|
|
52 |
General |
bir konuşmayı anlama |
auding n.
|
|
53 |
General |
çabuk anlama |
quick-wittedness n.
|
|
54 |
General |
ciddi yanlış anlama |
embroglio n.
|
|
55 |
General |
utanç verici yanlış anlama |
embroglio n.
|
|
56 |
General |
aynı sesletime sahip farklı anlama gelen kelimeleri karıştırma |
malaprop n.
|
|
57 |
General |
aynı sesletime sahip farklı anlama gelen kelimeleri sıklıkla karıştıran kimse |
malapropist n.
|
|
58 |
General |
yanlış anlama |
malentendu n.
|
|
59 |
General |
ne anlama geldiği anlaşılmayan mesaj, işaret |
mixed message n.
|
|
60 |
General |
birçok anlama gelebilecek bir mesaj, işaret |
mixed message n.
|
|
61 |
General |
dudak okuyarak anlama |
lip-reading n.
|
|
62 |
General |
dudak okuyarak anlama |
lipreading n.
|
|
63 |
General |
yazılmış eserleri anlama becerisi |
literature n.
|
|
64 |
General |
tamamen anlama |
hold n.
|
|
65 |
General |
tam anlama |
hold n.
|
|
66 |
General |
yanlış anlama |
misconceit n.
|
|
67 |
General |
yanlış anlama |
misintelligence n.
|
|
68 |
General |
yanlış anlama |
misknowledge n.
|
|
69 |
General |
yanlış anlama |
missense n.
|
|
70 |
General |
anlama, hafıza gibi faaliyetleri zayıflatan şey |
mist n.
|
|
71 |
General |
kelime ve ifadeleri motamot anlama |
literal-mindedness n.
|
|
72 |
General |
anlama konusu |
objectivity n.
|
|
73 |
General |
yerine getirilebilir anlama maddesi |
deliverable n.
|
|
74 |
General |
bitkilerden anlama |
green hand [dialect] n.
|
|
75 |
General |
önceden anlama |
gust [obsolete] n.
|
|
76 |
General |
yanlış anlama |
idol n.
|
|
77 |
General |
yanlış anlama |
idolism n.
|
|
78 |
General |
yanlış anlama |
idolum n.
|
|
79 |
General |
şakadan anlama |
risibility n.
|
|
80 |
General |
espriden anlama |
risibility n.
|
|
81 |
General |
yanlış anlama |
cloud n.
|
|
82 |
General |
geniş bir konu yelpazesini anlama kapasitesi |
comprehensiveness n.
|
|
83 |
General |
gerçek niteliği anlama becerisi |
intuitiveness n.
|
|
84 |
General |
asıl söylenmek isteneni anlama |
penetration n.
|
|
85 |
General |
benzer sesletime sahip farklı anlama gelen kelimeleri karıştırma |
malapropism n.
|
|
86 |
General |
halden anlama |
coherence [obsolete] n.
|
|
87 |
General |
net şekilde anlama |
fix n.
|
|
88 |
General |
önceden anlama |
preview n.
|
|
89 |
General |
iki anlama gelecek söz söylemek |
equivocate v.
|
|
90 |
General |
aynı anlama gelmek |
have the same meaning v.
|
|
91 |
General |
birden çok anlama gelmek |
have more than one meaning v.
|
|
92 |
General |
iyi anlama almak |
take in good part v.
|
|
93 |
General |
birden çok anlama gelmek |
have many meanings v.
|
|
94 |
General |
birden çok anlama sahip olmak |
have more than one meaning v.
|
|
95 |
General |
birden çok anlama sahip olmak |
have many meanings v.
|
|
96 |
General |
ne anlama geldiği belli olmayan |
inscrutable adj.
|
|
97 |
General |
iki anlama gelebilen |
equivocal adj.
|
|
98 |
General |
anlama katkısı olmayan |
redundant adj.
|
|
99 |
General |
bir kişinin homoseksüel olduğunu anlama yeteneğinden yoksun kimse |
homoblivious adj.
|
|
100 |
General |
birden fazla anlama gelebilen |
ambiguous adj.
|
|
101 |
General |
anlama kabiliyeti olan |
perceptive adj.
|
|
102 |
General |
iki anlama gelecek şekilde söylenmiş |
equivocated adj.
|
|
103 |
General |
anlama ile ilgili |
noematic adj.
|
|
104 |
General |
anlama ile ilgili |
noetic adj.
|
|
105 |
General |
anlama yeteneği olan |
comprehensive adj.
|
|
106 |
General |
tanımlanamaz anlama sahip |
of undefinable meaning adj.
|
|
107 |
General |
gizli veya saklı anlama sahip |
cabalistic adj.
|
|
108 |
General |
ne anlama geldiği belli olmayan |
unscrutable adj.
|
|
109 |
General |
aynı sesletime sahip farklı anlama gelen kelimeleri karıştırma içeren |
malaprop adj.
|
|
110 |
General |
aynı sesletime sahip farklı anlama gelen kelimeleri karıştırma içeren |
malapropian adj.
|
|
111 |
General |
büyük anlama sahip |
loaded adj.
|
|
112 |
General |
iki anlama gelebilen |
multivocal adj.
|
|
113 |
General |
aynı anlama gelen |
consignificant adj.
|
|
114 |
General |
aynı anlama gelen |
consignificative adj.
|
|
115 |
General |
kötü anlama gelmeyen |
inoffensive adj.
|
|
116 |
General |
sınırsız anlama yeteneği ile |
omnisciently adv.
|
|
117 |
General |
bileşik fiil oluşumunda kullanılan anlama yoğunluk katan ön ek |
to- [obsolete] prep.
|
|
118 |
General |
bir yanlış anlama olmuş |
there's been a misunderstanding expr.
|
|
Phrasals |
|
119 |
Phrasals |
(bir şeyi) anlama mücadelesi vermek |
struggle with (something) v.
|
|
Phrases |
|
120 |
Phrases |
anlama kapasitesinin üzerinde olma |
out of one's depth expr.
|
|
121 |
Phrases |
bu şu anlama geliyor |
this means that expr.
|
|
122 |
Phrases |
ya da bu anlama gelecek olan benzer sözler |
or words to that effect expr.
|
|
Colloquial |
|
123 |
Colloquial |
bir şeyin değerini anlama |
everglow n.
|
|
124 |
Colloquial |
somut kanıt olmadığı durumlarda akıl yürüterek anlama |
duck test n.
|
|
125 |
Colloquial |
birçok anlama gelebilecek işaret/mesaj |
mixed signal n.
|
|
126 |
Colloquial |
ne anlama geldiği anlaşılmayan işaret/mesaj |
mixed signal n.
|
|
127 |
Colloquial |
(bir şeyi) anlama |
fix on (something) n.
|
|
128 |
Colloquial |
bulma/anlama/çözme sürecinde olmak |
be onto v.
|
|
129 |
Colloquial |
ne anlama geliyor? |
what's all this expr.
|
|
130 |
Colloquial |
tüm bunlar ne anlama geliyor? |
what's all this expr.
|
|
Idioms |
|
131 |
Idioms |
anlama gücü |
little grey cells n.
|
|
132 |
Idioms |
kavrama ve anlama yeteneği |
little grey cells n.
|
|
133 |
Idioms |
halden anlama |
fellow feeling n.
|
|
134 |
Idioms |
(bir konuyu/kavramı) iyi öğrenme/anlama |
grip on (something) n.
|
|
135 |
Idioms |
bir konuyu iyice öğrenme/anlama |
a grip on something n.
|
|
136 |
Idioms |
kendi amacına göre anlama |
humpty dumptyism n.
|
|
137 |
Idioms |
işine geldiği gibi değiştirme/anlama |
humpty dumptyism n.
|
|
138 |
Idioms |
(bir şeyi) iyi anlama |
the feel of (something) n.
|
|
139 |
Idioms |
(bir şeyi) iyi anlama |
a feel of (something) n.
|
|
140 |
Idioms |
anlama kabiliyeti yüksek kimse |
acute observer n.
|
|
141 |
Idioms |
bir şeyi anlama |
fix on something n.
|
|
142 |
Idioms |
bitkilerden iyi anlama |
green thumb n.
|
|
143 |
Idioms |
bu anlama gelecek olan benzer sözler |
words to that effect n.
|
|
144 |
Idioms |
bir anlama gelmek |
mean something v.
|
|
145 |
Idioms |
arkasındaki anlama inmek |
go behind v.
|
|
146 |
Idioms |
bir çok anlama gelen bir işaret almak |
get a mixed signal v.
|
|
147 |
Idioms |
bir çok anlama gelen işaretler almak |
get mixed signals v.
|
|
148 |
Idioms |
ne anlama geldiği anlaşılmayan mesaj vermek |
send a mixed message v.
|
|
149 |
Idioms |
birçok anlama gelebilecek bir mesaj vermek |
send a mixed message v.
|
|
150 |
Idioms |
ne anlama geldiği anlaşılmayan mesaj/mesajlar vermek |
send mixed messages v.
|
|
151 |
Idioms |
birçok anlama gelebilecek mesajlar vermek |
send mixed messages v.
|
|
152 |
Idioms |
ne anlama geldiği anlaşılmayan işaretler vermek |
send mixed signals v.
|
|
153 |
Idioms |
birçok anlama gelebilecek işaretler vermek |
send mixed signals v.
|
|
154 |
Idioms |
ne anlama geldiği anlaşılmayan bir işaret vermek |
send a mixed signal v.
|
|
155 |
Idioms |
birçok anlama gelebilecek bir işaret vermek |
send a mixed signal v.
|
|
156 |
Idioms |
bir çok anlama gelen işaretler almak |
get mixed signals v.
|
|
157 |
Idioms |
bir çok anlama gelen bir işaret almak |
get a mixed signal v.
|
|
158 |
Idioms |
birçok anlama gelebilecek bir mesaj vermek |
send a mixed message v.
|
|
159 |
Idioms |
birçok anlama gelebilecek mesajlar vermek |
send mixed messages v.
|
|
160 |
Idioms |
(birinin) anlama kapasitesinin üstünde |
above (one's) head adj.
|
|
161 |
Idioms |
anlama kapasitesinin üstünde |
above (someone's) head adj.
|
|
162 |
Idioms |
anlama kapasitesinin üstünde |
above/over somebody’s head adj.
|
|
163 |
Idioms |
anlama yeteneğinden yoksun |
dead from the neck up expr.
|
|
164 |
Idioms |
masumane bir cümlenin cinsel içerikli anlama gelen durumlarına vurgu yapmak için şaka yollu kullanılan bir deyim |
said the actress to the bishop expr.
|
|
165 |
Idioms |
(bir şey birinin) anlama kapasitesini aşıyor |
(something) is over (one's) head expr.
|
|
166 |
Idioms |
anlama kapasitesinin üzerinde |
out of your depth expr.
|
|
167 |
Idioms |
anlama kapasitesinin üstünde |
over your head expr.
|
|
168 |
Idioms |
ya da bu anlama gelecek olan benzer sözler |
owtte (or words to that effect) expr.
|
|
169 |
Idioms |
masumane bir cümlenin cinsel içerikli anlama gelen durumlarına vurgu yapmak için şaka yollu kullanılan bir deyim |
as the actress said to the bishop expr.
|
|
Speaking |
|
170 |
Speaking |
adın/ismin ne anlama geliyor |
what does your name mean? n.
|
|
171 |
Speaking |
adın ne anlama geliyor? |
what does your name mean? expr.
|
|
172 |
Speaking |
adınız ne anlama geliyor? |
what does your name mean? expr.
|
|
173 |
Speaking |
bu ne anlama geliyor biliyor musun? |
you know what that means? expr.
|
|
174 |
Speaking |
bu tam olarak ne anlama geliyor? |
what does that mean exactly? expr.
|
|
175 |
Speaking |
beni yanlış anlama |
don't get me wrong expr.
|
|
176 |
Speaking |
başarı senin için ne anlama geliyor? |
what does success mean to you? expr.
|
|
177 |
Speaking |
bunun ne anlama geldiğini merak ediyorum |
I wonder what that means expr.
|
|
178 |
Speaking |
bu kelime/sözcük ne demek/ne anlama geliyor? |
what does this word mean? expr.
|
|
179 |
Speaking |
bu ne anlama geliyor bilmiyorum |
I don't know what that means expr.
|
|
180 |
Speaking |
bana bunun ne anlama geldiğini söyleyebilir misin? |
can you tell me what it means? expr.
|
|
181 |
Speaking |
beni yanlış anlama! |
don´t get me wrong! expr.
|
|
182 |
Speaking |
isminiz ne anlama geliyor? |
what does your name mean? expr.
|
|
183 |
Speaking |
ismin ne anlama geliyor? |
what does your name mean? expr.
|
|
184 |
Speaking |
niye öyle bir anlama gelsin ki? |
why does it mean that? expr.
|
|
185 |
Speaking |
ne anlama geliyorsa artık |
for whatever that means expr.
|
|
186 |
Speaking |
ne anlama geliyor? |
what does it stand for? expr.
|
|
187 |
Speaking |
ne anlama geliyor dersin? |
what do you think it means? expr.
|
|
188 |
Speaking |
sakın beni yanlış anlama |
don't misunderstand me expr.
|
|
189 |
Speaking |
senin için başarı ne anlama geliyor? |
what does success mean to you? expr.
|
|
190 |
Speaking |
sakın beni yanlış anlama |
don't get me wrong expr.
|
|
191 |
Speaking |
sence ne anlama geliyor? |
what do you think it means? expr.
|
|
192 |
Speaking |
tüm bunlar ne anlama geliyor? |
what's all that mean? expr.
|
|
193 |
Speaking |
yanlış anlama ama |
don't take this the wrong way but expr.
|
|
Informatics |
|
194 |
Informatics |
doğal dilde anlama |
natural language understanding n.
|
|
Medical |
|
195 |
Medical |
yazılı metinleri anlama yeteneğinin bütünüyle yitirilmesi |
pure alexia n.
|
|
196 |
Medical |
yazılı metinleri anlama yeteneğinin kısmen yitirilmesi |
partial alexia n.
|
|
197 |
Medical |
koklama testi (bakteriyel vajinozis olup olmadığını kokudan anlama) |
sniff test n.
|
|
Psychology |
|
198 |
Psychology |
kendine ve başkalarına ait duyguları anlama, yönetme ve yönlendirme yetisi |
emotional intelligence n.
|
|
199 |
Psychology |
duyguları ele alma ve nedenlerini anlama becerisi |
emotional literacy n.
|
|
Social Sciences |
|
200 |
Social Sciences |
halden anlama |
ubuntu [south african] n.
|
|
Education |
|
201 |
Education |
anlama yeteneği |
comprehension ability n.
|
|
202 |
Education |
anlama egzersizleri |
comprehension exercises n.
|
|
203 |
Education |
anlama eğitimi |
Understanding Training n.
|
|
204 |
Education |
anlama yönelik sorular |
concept checking questions n.
|
|
205 |
Education |
sözel anlama |
verbal comprehension n.
|
|
206 |
Education |
okuduğunu anlama alıştırması |
comprehension n.
|
|
Literature |
|
207 |
Literature |
başka bir anlama da gelebilecek bir kelimenin istenilen anlamı verecek şekilde kullanılması |
imitative harmony n.
|
|
Linguistics |
|
208 |
Linguistics |
anlama yaklaşımı |
comprehension approach n.
|
|
209 |
Linguistics |
çıkarımsal anlama |
inferential comprehension n.
|
|
210 |
Linguistics |
diller/lehçeler arasında aynı yazılıma sahip olup farklı anlama gelen yanıltıcı kelimeler |
false equivalents n.
|
|
211 |
Linguistics |
okuma anlama sınavı |
reading comprehension test n.
|
|
212 |
Linguistics |
okuduğunu anlama |
reading comprehension n.
|
|
213 |
Linguistics |
runik yazıları anlama ve çalışma becerisi |
runecraft n.
|
|
214 |
Linguistics |
(ses bilgisinde) telaffuzun tümünde veya bir kısmında görülen ve anlama katkıda bulunan perde, vurgu ve tondaki belirgin değişim |
contour n.
|
|
215 |
Linguistics |
dilbilgisel yapıdan ziyade anlama dayalı |
notional adj.
|
|
216 |
Linguistics |
yan anlama ait |
extended adj.
|
|
217 |
Linguistics |
birden fazla farklı anlama sahip |
homonymous adj.
|
|
218 |
Linguistics |
bağlama göre değişen birden fazla anlama sahip (sözcük) |
overloaded adj.
|
|
219 |
Linguistics |
dilbilgisel yapıdan ziyade anlama dayalı olarak |
notionally adv.
|
|
History |
|
220 |
History |
sanığı sıcak suya sokarak suçlu olup olmadığını anlama yöntemi |
hot-water ordeal n.
|
|
221 |
History |
farklı bir sözcük ile aynı anlama sahip sözcük |
polyonym [rare] n.
|
|
Religious |
|
222 |
Religious |
monad'ın kozmik aklı veya anlama kabiliyeti |
manas n.
|
|
Philosophy |
|
223 |
Philosophy |
anlama, bilim ve bilgeliğin entelektüel erdemlerinden biri |
theoretic virtue n.
|
|
224 |
Philosophy |
kişinin bakış açısına göre farklı bir anlama gelen |
egocentric adj.
|
|
Slang |
|
225 |
Slang |
bir kişinin eşcinsel olduğunu anlama yeteneği |
gaydar n.
|
|
226 |
Slang |
bir kişinin homoseksüel olduğunu anlama yeteneği |
gaydar n.
|
|
227 |
Slang |
beni yanlış anlama |
don't get it twisted expr.
|
|
Modern Slang |
|
228 |
Modern Slang |
anlama kapasitesi olduğu halde anlamak istememe |
amathia n.
|
|