atlatmak

Meanings of "atlatmak" in English Turkish Dictionary : 87 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	atlatmak	get over v.
I want to help you get over this. Bunu atlatmana yardım etmek istiyorum. More Sentences
General
2	General	atlatmak	elude v.
Dan successfully eluded police. Dan, polisi başarıyla atlattı. More Sentences
3	General	atlatmak	pull through v.
You'll pull through. Atlatırsın. More Sentences
4	General	atlatmak	escape v.
We had a narrow escape. Ucuz atlattık. More Sentences
5	General	atlatmak	recover from v.
He soon recovered from the shock. Şoku kısa sürede atlattı. More Sentences
6	General	atlatmak	get over v.
We are certain that he will get over his illness. Hastalığını atlatacağından eminiz. More Sentences
7	General	atlatmak	skip v.
I skipped English class this afternoon. Bu öğleden sonraki İngilizce dersini atlattım. More Sentences
8	General	atlatmak	weather v.
A vessel is not assessed according to whether there is a storm around or not, but according to how it weathers a storm. Bir gemi, etrafında fırtına olup olmamasına göre değil, fırtınayı nasıl atlattığına göre değerlendirilir. More Sentences
9	General	atlatmak	survive v.
It is important that women and children should survive the winter. Kadınların ve çocukların kışı atlatması önemlidir. More Sentences
10	General	atlatmak	jump v.
John made Mary jump. John Mary'yi atlattı. More Sentences
11	General	atlatmak	come through v.
I promise you we'll all come through this together safely. Sana söz veriyorum, bunu hep birlikte sağ salim atlatacağız. More Sentences
12	General	atlatmak	shake v.
I can't shake this feeling. Bu hissi atlatamıyorum. More Sentences
13	General	atlatmak	get rid of v.
You can get rid of the cold if you take this medicine. Bu ilacı alırsanız soğuk algınlığını atlatabilirsiniz. More Sentences
14	General	atlatmak	take v.
We'll take it. Bunu atlatacağız. More Sentences
15	General	atlatmak	circumvent v.
This is clearly going to be the route taken in future to circumvent legislation both here and in the United States. Gelecekte hem burada hem de Birleşik Devletler'de mevzuatı atlatmak için izlenecek yol açıkça bu olacaktır. More Sentences
Phrasals
16	Phrasals	atlatmak	make it through v.
I didn't think Tom would make it through the night, so I stayed by his bedside. Tom'un geceyi atlatamayacağını düşündüm, bu yüzden yatağının yanında kaldım. More Sentences
17	Phrasals	atlatmak	get through v.
This time it has all gone well, we all got through it satisfactorily, but we have put things off till the future. Bu sefer her şey iyi gitti, hepimiz tatmin edici bir şekilde atlattık, ancak bazı şeyleri geleceğe erteledik. More Sentences
Colloquial
18	Colloquial	atlatmak	get past v.
I want to know how you got past the guards. Gardiyanları nasıl atlattığını bilmek istiyorum. More Sentences
19	Colloquial	atlatmak	be over v.
We think we are over the worst. En kötüsünü atlattığımızı düşünüyoruz. More Sentences
Common Usage
20	Common Usage	atlatmak	bypass v.
General
21	General	atlatmak	overcome v.
22	General	atlatmak	parry v.
23	General	atlatmak	slip v.
24	General	atlatmak	dodge v.
25	General	atlatmak	avoid v.
26	General	atlatmak	fall on one's feet v.
27	General	atlatmak	thru v.
28	General	atlatmak	cross v.
29	General	atlatmak	throw off v.
30	General	atlatmak	put off v.
31	General	atlatmak	skulk v.
32	General	atlatmak	give a slip v.
33	General	atlatmak	goof v.
34	General	atlatmak	dish v.
35	General	atlatmak	leap something over something v.
36	General	atlatmak	outwit v.
37	General	atlatmak	get away v.
38	General	atlatmak	turn v.
39	General	atlatmak	stave off v.
40	General	atlatmak	tide over v.
41	General	atlatmak	fob v.
42	General	atlatmak	thro v.
43	General	atlatmak	stall off v.
44	General	atlatmak	let down v.
45	General	atlatmak	shirk v.
46	General	atlatmak	make jump v.
47	General	atlatmak	fall v.
48	General	atlatmak	beat somebody to it v.
49	General	atlatmak	give somebody the slip v.
50	General	atlatmak	fend v.
51	General	atlatmak	by-pass v.
52	General	atlatmak	muddle through v.
53	General	atlatmak	transcend v.
54	General	atlatmak	baffle v.
55	General	atlatmak	emerge v.
56	General	atlatmak	unload v.
57	General	atlatmak	double v.
58	General	atlatmak	leap v.
59	General	atlatmak	blink v.
60	General	atlatmak	delude [obsolete] v.
61	General	atlatmak	derne [scotland] v.
62	General	atlatmak	overbide [obsolete] v.
63	General	atlatmak	overget v.
64	General	atlatmak	overwit [obsolete] v.
65	General	atlatmak	phase out v.
66	General	atlatmak	beat v.
Phrasals
67	Phrasals	atlatmak	tide through v.
68	Phrasals	atlatmak	see off v.
69	Phrasals	atlatmak	slip around v.
70	Phrasals	atlatmak	recuperate from something v.
71	Phrasals	atlatmak	brush off . v.
72	Phrasals	atlatmak	make (something) through v.
73	Phrasals	atlatmak	make through v.
74	Phrasals	atlatmak	get around v.
75	Phrasals	atlatmak	get around v.
76	Phrasals	atlatmak	keep off v.
77	Phrasals	atlatmak	weather out v.
78	Phrasals	atlatmak	weather out of v.
79	Phrasals	atlatmak	fight (one's way) through v.
Colloquial
80	Colloquial	atlatmak	be past it v.
81	Colloquial	atlatmak	be past v.
82	Colloquial	atlatmak	slip past v.
Idioms
83	Idioms	atlatmak	fall on your feet v.
84	Idioms	atlatmak	land on your feet v.
85	Idioms	atlatmak	find way around v.
86	Idioms	atlatmak	give the slip v.
British Slang
87	British Slang	atlatmak	pot v.

Meanings of "atlatmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 230 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	çabuk atlatmak	recover quickly v.
We recovered quickly from the food poisoning. Gıda zehirlenmesini çabuk atlattık. More Sentences
2	General	şoku atlatmak	recover v.
Have you recovered from the shock? Şoku atlattın mı? More Sentences
3	General	(hastalığı/sorunu) atlatmak	over v.
I'm over the shock. Ben şoku atlattım. More Sentences
4	General	(düşmanı) atlatmak	outflank v.
The military commander devised a plan to outflank the enemy forces. Komutan, düşman kuvvetlerini atlatmak için bir plan yaptı. More Sentences
5	General	tehlikeyi atlatmak	be out of danger v.
We appear to be out of danger. Tehlikeyi atlattık gibi görünüyor. More Sentences
Phrasals
6	Phrasals	fırtınayı atlatmak	ride out v.
The new coalition government is trying to ride out the storm. Yeni koalisyon hükümeti fırtınayı atlatmaya çalışıyor. More Sentences
Idioms
7	Idioms	ucuz atlatmak	dodge a bullet v.
We dodged a bullet. Ucuz atlattık. More Sentences
General
8	General	hastalığı atlatmak	come around v.
9	General	vartayı atlatmak	get out of a tight spot v.
10	General	tehlikeyi atlatmak	turn the corner v.
11	General	bir yol bulup atlatmak (birini)	get around v.
12	General	güçbela atlatmak	scrape through v.
13	General	ustalıkla atlatmak (bir meseleyi)	slide over v.
14	General	kritik noktayı atlatmak	turn the corner v.
15	General	hileyle atlatmak	dodge v.
16	General	badireyi atlatmak	weather the crisis v.
17	General	ustalıkla atlatmak (bir meseleyi)	slide around v.
18	General	büyük zorluklar atlatmak	go through the mill v.
19	General	kötü ama hasarsız atlatmak	come off badly v.
20	General	tehlike atlatmak	weather v.
21	General	hafif atlatmak	escape lightly v.
22	General	zor bir durumu atlatmak	get through v.
23	General	zor bir durumu atlatmak	go through v.
24	General	sorunsuz atlatmak	pass without creating a problem v.
25	General	atlatmak (takip edenleri/bir tehlikeyi)	elude v.
26	General	vartayı atlatmak	escape a great danger v.
27	General	ucuz atlatmak	get off cheap v.
28	General	sırasını atlatmak	pass v.
29	General	bahanelerle atlatmak	put someone off v.
30	General	sorunsuz atlatmak	blow over v.
31	General	diğer gazeteleri atlatmak	scoop v.
32	General	zor bir durumu atlatmak	negotiate v.
33	General	terleyerek atlatmak	sweat out v.
34	General	badire atlatmak	weather the crisis v.
35	General	krizi atlatmak	weather the storm v.
36	General	badireyi atlatmak	survive the hardship v.
37	General	badireyi atlatmak	weather the storm v.
38	General	badire atlatmak	endure the difficult situation v.
39	General	badire atlatmak	weather the storm v.
40	General	badire atlatmak	survive the hardship v.
41	General	badireyi atlatmak	survive a crisis v.
42	General	badireyi atlatmak	endure the difficult situation v.
43	General	badire atlatmak	survive a crisis v.
44	General	ucuz atlatmak	escape (from a dangerous situation) with little or no harm v.
45	General	ucuz atlatmak	get off lightly v.
46	General	(zor bir durumu) atlatmak	get through v.
47	General	çabuk atlatmak	overcome quickly v.
48	General	hafif sıyrıklarla atlatmak	escape with slight injuries v.
49	General	hafif sıyrıklarla atlatmak	walk away from the accident with only minor injuries v.
50	General	hafif sıyrıklarla atlatmak	escape with light scrapes v.
51	General	hafif sıyrıklarla atlatmak	escape with few scrapes v.
52	General	tehlike atlatmak	escape the danger v.
53	General	hayati riski atlatmak	be in stable condition v.
54	General	haber atlatmak	scoop the news v.
55	General	haber atlatmak	get a scoop on the news v.
56	General	sorunları atlatmak	clear up the problems v.
57	General	sorunları atlatmak	overcome the problems v.
58	General	sorunları atlatmak	solve the problems v.
59	General	sorunları atlatmak	resolve the problems v.
60	General	sorunları atlatmak	surmount the difficulties v.
61	General	sorunları atlatmak	solve the difficulties v.
62	General	sorunları atlatmak	resolve the difficulties v.
63	General	sorunları atlatmak	overcome the difficulties v.
64	General	kriz atlatmak	overcome the crisis v.
65	General	etkisini atlatmak	get over v.
66	General	hafif atlatmak	get off to v.
67	General	teğet atlatmak	get off to v.
68	General	ucuz atlatmak	get off to v.
69	General	hayati tehlike atlatmak	evade a life v.
70	General	hayati tehlike atlatmak	kick a life-threatening situation v.
71	General	hayati tehlike atlatmak	avert a life-threatening danger v.
72	General	hayati tehlike atlatmak	overcome a life-threatening situation v.
73	General	hayati tehlike atlatmak	dodge a life v.
74	General	haber atlatmak	scoop v.
75	General	birşeyin en zor kısmını atlatmak	pass the most difficult part of something v.
76	General	birşeyin en sıkıntılı kısmını atlatmak	pass the most difficult part of something v.
77	General	uyuyarak atlatmak	sleep off v.
78	General	boğulma tehlikesi atlatmak	barely escape drowning v.
79	General	birkaç sıyrıkla atlatmak	escape with nothing but a few scrapes v.
80	General	skandal atlatmak	survive a scandal v.
81	General	şoku atlatmak	recover from shock v.
82	General	şoku atlatmak	get out of shock v.
83	General	badire atlatmak	go through difficulties/tough times/hardship v.
84	General	zorlukları atlatmak	go through difficulties/tough times/hardship v.
85	General	geceyi atlatmak	get through the night v.
86	General	hastalığı atlatmak	pull through the illness v.
87	General	(kazayı vb) yaralanmadan atlatmak	escape without injury v.
88	General	(tehlikeyi/badireyi) atlatmak	weather v.
89	General	zeka ile bir şeyi atlatmak	evade v.
90	General	hileyle atlatmak	jook [scotland/northern england] v.
91	General	(ateş) hastalığın en ağır dönemini atlatmak	break v.
92	General	kışı atlatmak	hyemate v.
93	General	(birini) hedefinin ötesine atlatmak	overleap v.
94	General	(bir olayı) atlatmak	overlive v.
95	General	sırasını atlatmak	override [obsolete] v.
96	General	kışı atlatmak	overwinter v.
97	General	(birini) atlatmak	outflank v.
98	General	etkilerini atlatmak	outlive v.
99	General	fırtınayı atlatmak	outride v.
100	General	sağ salim atlatmak	outride v.
101	General	tehlikeyi atlatmak	outride v.
102	General	yazarak atlatmak	outwrite v.
103	General	zar zor atlatmak	squeak v.
104	General	(peşindekini) atlatmak	lose v.
Phrasals
105	Phrasals	bunalımı atlatmak	come through v.
106	Phrasals	bir şeyi (sıkıntıyı/üzüntüyü vb) uyuyarak atlatmak	sleep something off v.
107	Phrasals	hastalığı atlatmak	pull through v.
108	Phrasals	güç bela atlatmak	scrape through v.
109	Phrasals	farkedilmeden/göze çarpmadan bir kimseyi/bir şeyi atlatmak/geçmek	slip past someone or something v.
110	Phrasals	kıl payı farkla kazanmak/atlatmak	squeak through v.
111	Phrasals	sağ salim atlatmak	ride something out v.
112	Phrasals	zar zor atlatmak	scrape through v.
113	Phrasals	hastalığı atlatmak	toss something off v.
114	Phrasals	(kötü bir şeyi/durumu) hemen atlatmak	rebound from (someone or something) v.
115	Phrasals	birini/bir şeyi atlatmak	get around someone or something v.
116	Phrasals	fırtına atlatmak	weather out v.
117	Phrasals	fırtınayı güvenli bir şekilde atlatmak	weather out v.
118	Phrasals	sağ salim atlatmak	weather out v.
119	Phrasals	sağ salim atlatmak	weather out of v.
120	Phrasals	bir süreyi atlatmak	last out v.
121	Phrasals	bir şeyi atlatmak	snap out of something v.
122	Phrasals	kışı (bir şeyle) beslenerek atlatmak	winter on (something) v.
123	Phrasals	'-i zor atlatmak	flounder through v.
124	Phrasals	(bir şeyi) zor atlatmak	flounder through (something) v.
125	Phrasals	bir şeyi, sorunu, hastalığı atlatmak	get over something v.
126	Phrasals	(birini) atlatmak	get round (someone) v.
127	Phrasals	-i atlatmak	rebound from v.
128	Phrasals	(bir durumu) atlatmak	recover from (something) v.
129	Phrasals	-i atlatmak	recuperate from v.
130	Phrasals	(bir durumu) atlatmak	recuperate from (something) v.
131	Phrasals	-i atlatmak	slip through v.
132	Phrasals	(bir şeyi) yara almadan/zarar görmeden atlatmak	walk away from (something) v.
Colloquial
133	Colloquial	büyük zorluklar atlatmak	be through the mill v.
134	Colloquial	en sıkıntılı kısmını atlatmak	be over the hump v.
135	Colloquial	en zor kısmını atlatmak	be over the hump v.
136	Colloquial	sıkıntıyı atlatmak	be over the hump v.
137	Colloquial	(bir şeyi) atlatmak	get past (someone or something) v.
138	Colloquial	(bir şeyi) başarıyla geçmek/atlatmak	ace (something) v.
139	Colloquial	şans eseri kurtulmak/atlatmak	ace out v.
140	Colloquial	(birini/bir şeyi) atlatmak	be over (someone or something) v.
141	Colloquial	(bir şeyi) atlatmak	be past (something) v.
142	Colloquial	sınıf atlatmak	class up v.
Idioms
143	Idioms	birini atlatmak	give one the slip v.
144	Idioms	nöbetçiyi atlatmak	run the guard v.
145	Idioms	en kötü kısmı atlatmak	break the back v.
146	Idioms	bir gözü açık uyuyanı atlatmak	catch a weasel asleep v.
147	Idioms	her an tetikte olan birini atlatmak	catch a weasel asleep v.
148	Idioms	bir şeyi atlatmak	live through something v.
149	Idioms	badireler atlatmak	go/jump through hoops v.
150	Idioms	ciddi bir sorunu (başarıyla) atlatmak	dodge the bullet v.
151	Idioms	ciddi bir tehlikeyi atlatmak	dodge the bullet v.
152	Idioms	deveye hendek atlatmak	get blood out of a stone v.
153	Idioms	deveye hendek atlatmak	knock one's head against a brick wall v.
154	Idioms	deveye hendek atlatmak	bash one's head against a brick wall v.
155	Idioms	deveye hendek atlatmak	get blood from a stone v.
156	Idioms	deveye hendek atlatmak	bang one's head against a brick wall v.
157	Idioms	deveye hendek atlatmak	hit one's head against a brick wall v.
158	Idioms	deveye hendek atlatmak	run one's head against a brick wall v.
159	Idioms	hastalığı atlatmak	shake an illness off v.
160	Idioms	hastalığı atlatmak	shake a disease off v.
161	Idioms	fırtınayı atlatmak	ride out the storm v.
162	Idioms	hastalığı atlatmak	shake a disease or illness off v.
163	Idioms	en zor kısmını atlatmak	be over the hump v.
164	Idioms	fırtınayı atlatmak	weather the storm v.
165	Idioms	kritik noktayı atlatmak	turn the corner v.
166	Idioms	kıl payı atlatmak	have a near miss v.
167	Idioms	şans eseri atlatmak	ace out (of something) v.
168	Idioms	tehlikeyi atlatmak	ride out the storm v.
169	Idioms	tehlikeyi atlatmak	weather the storm v.
170	Idioms	ucuz atlatmak	have a near miss v.
171	Idioms	ucuz atlatmak	have a narrow escape v.
172	Idioms	vartayı atlatmak	dodge the bullet v.
173	Idioms	vartayı atlatmak	dodge a bullet v.
174	Idioms	varta atlatmak	dodge a bullet v.
175	Idioms	zekasıyla/beceriklilikle atlatmak	duck and dive v.
176	Idioms	ucuz atlatmak	get off light v.
177	Idioms	hafif atlatmak	get off light v.
178	Idioms	(bir amaca ulaşmak için) birçok badire atlatmak	go through fire and water v.
179	Idioms	zorlukları/badireleri atlatmak	weather the storm v.
180	Idioms	deveye hendek atlatmak	wrestle with a pig v.
181	Idioms	deveye hendek atlatmak	milk the pigeon [obsolete] v.
182	Idioms	deveye hendek atlatmak	bang your head against a brick wall v.
183	Idioms	deveye hendek atlatmak	knock your head against a brick wall v.
184	Idioms	deveye hendek atlatmak	bang (one's) head against a wall v.
185	Idioms	deveye hendek atlatmak	bang (one's) head into a brick wall v.
186	Idioms	deveye hendek atlatmak	bang your head against a brick wall v.
187	Idioms	deveye hendek atlatmak	be banging your head against a brick wall [uk] v.
188	Idioms	deveye hendek atlatmak	be banging your head against a wall [us] v.
189	Idioms	hayati tehlikeyi atlatmak	be off the danger list v.
190	Idioms	(bir şeye) seviye atlatmak	bring (something) to the next level v.
191	Idioms	(bir şeyi) atlatmak	find a way around (something) v.
192	Idioms	(bir şeyi) atlatmak	find one's way around (something) v.
193	Idioms	ucuz atlatmak	be let off lightly v.
194	Idioms	birini/bir şeyi atlatmak	get rid of somebody/something v.
195	Idioms	birçok badire atlatmak	go through fire v.
196	Idioms	deveye hendek atlatmak	knock head against a brick wall v.
197	Idioms	deveye hendek atlatmak	nail jell-o to a cross v.
198	Idioms	deveye hendek atlatmak	nail jell-o to a tree v.
199	Idioms	(bir şeyi) atlatmak	reach past (something) v.
200	Idioms	deveye hendek atlatmak	run (one's) head against a stone wall v.
201	Idioms	deveye hendek atlatmak	run (one's) head into a stone wall v.
202	Idioms	(bir şeyi birine) fark ettirmeden atlatmak/geçirmek	slip (something) past (one) v.
203	Idioms	(birini/bir şeyi) sinsice/gizlice geçmek/atlatmak	sneak past (someone or something) v.
204	Idioms	deveye hendek atlatmak	sneak the sunrise past a rooster [us] v.
205	Idioms	büyük zorluklar atlatmak	be put through the mill v.
206	Idioms	deveye hendek atlatmak	wring water from a stone v.
207	Idioms	deveye hendek atlatmak	wring water out of a stone v.
208	Idioms	deveye hendek atlatmak kadar zor	like nailing jelly to the wall expr.
209	Idioms	deveye hendek atlatmak gibi	like catching lightning in a bottle expr.
210	Idioms	deveye hendek atlatmak kadar zor	like tryin' to scratch your ear with your elbow expr.
211	Idioms	deveye hendek atlatmak gibi	like pulling teeth expr.
212	Idioms	deveye hendek atlatmak kadar zor	like trying to swim upstream expr.
213	Idioms	deveye hendek atlatmak kadar zor	like nailing jell-o to a cross expr.
214	Idioms	deveye hendek atlatmak kadar zor	like trying to nail jell-o to a cross expr.
215	Idioms	deveye hendek atlatmak kadar zor	like nailing jell-o to a tree expr.
216	Idioms	deveye hendek atlatmak kadar zor	like nailing jell-o to the wall expr.
217	Idioms	deveye hendek atlatmak gibi bir şey	blood out of a stone expr.
218	Idioms	deveye hendek atlatmak gibi	like getting blood out of a stone expr.
219	Idioms	deveye hendek atlatmak gibi	like getting blood out of a turnip expr.
220	Idioms	deveye hendek atlatmak gibi	like showing a card trick to a dog expr.
221	Idioms	deveye hendek atlatmak gibi	like showing a dog a card trick expr.
222	Idioms	deveye hendek atlatmak kadar zor	like trying to nail jell-o to a tree expr.
223	Idioms	deveye hendek atlatmak kadar zor	like trying to nail jell-o to the wall expr.
224	Idioms	deveye hendek atlatmak kadar zor	like trying to scratch your ear with your elbow expr.
Informatics
225	Informatics	sınıf atlatmak	upgrade v.
Medical
226	Medical	hayati tehlikeyi atlatmak	recover from death v.
Sport
227	Sport	(savunma çizgi oyuncusu) karşı iki oyuncuyu atlatmak için baş ve omuzlarını rakip iki oyuncunun önüne atmak	submarine v.
Football
228	Football	aniden başka tarafa yönelerek rakibi atlatmak	body swerve n.
Slang
229	Slang	birini atlatmak/ekmek	give somebody the slip v.
230	Slang	birini atlatmak/ekmek	give someone the slip v.