başkan - Turkish English Dictionary

başkan

Meanings of "başkan" in English Turkish Dictionary : 43 result(s)

Turkish English
Common Usage
başkan chairman n.
We will also be making sure that there are no assistants helping out committee chairmen.
Ayrıca komite başkanlarına yardımcı olacak asistanların bulunmadığından da emin olacağız.

More Sentences
başkan president n.
I was among those who believed that the election of President Obasanjo some years ago would usher in change.
Birkaç yıl önce Başkan Obasanjo'nun seçilmesinin değişimi başlatacağına inananlar arasındaydım.

More Sentences
başkan head n.
The Heads of State and Government, however, are absent from the World Food Summit in Rome this week.
Ancak Devlet ve Hükümet Başkanları bu hafta Roma'da düzenlenen Dünya Gıda Zirvesi'ne katılmıyor.

More Sentences
General
başkan chair n.
The performance of the new chair will undoubtedly be closely scrutinised.
Yeni başkanın performansı şüphesiz yakından incelenecektir.

More Sentences
başkan chief n.
We have a chief of army staff, we have a defence minister.
Genelkurmay Başkanımız var, Millî Savunma Bakanımız var.

More Sentences
başkan head n.
These legal proceedings against a former head of government are classical preventive human rights policy.
Eski bir hükûmet başkanına karşı yürütülen bu yasal işlemler klasik önleyici insan hakları politikasıdır.

More Sentences
Trade/Economic
başkan chairman n.
As a former chairman of the Lithuanian JPC, I must raise the issue of Kaliningrad.
Litvanya KPK'sının eski bir başkanı olarak Kaliningrad konusunu gündeme getirmeliyim.

More Sentences
başkan president n.
President Prodi is right to say that the causes of uncontrolled immigration must be eradicated.
Başkan Prodi, kontrolsüz göçün nedenlerinin ortadan kaldırılması gerektiğini söylemekte haklıdır.

More Sentences
Law
başkan president n.
At the time, the President of the Commission decided to head for a confrontation with Parliament.
O sırada Komisyon Başkanı Parlamento ile karşı karşıya gelmeye karar verdi.

More Sentences
başkan chairman n.
And allow me to say that, as Chairman, I have been very honoured to carry out this task.
Ve Başkan olarak bu görevi yürütmekten büyük onur duyduğumu belirtmeme izin verin.

More Sentences
Politics
başkan chairman n.
In fact, he is chairman of the Committee on Constitutional Affairs.
Aslında kendisi Anayasa İşleri Komisyonu Başkanıdır.

More Sentences
başkan president n.
On the issue of Taiwan, I also condemn President Jiang Zemin's threats to use military force.
Tayvan konusunda Başkan Jiang Zemin'in askeri güç kullanma tehditlerini de kınıyorum.

More Sentences
Computer
başkan chairperson n.
Now, all the chairpersons have the same opportunity to present their arguments.
Şimdi tüm başkanlar argümanlarını sunmak için aynı fırsata sahipler.

More Sentences
General
başkan dean n.
başkan moderator n.
başkan warden n.
başkan front n.
başkan foreman n.
başkan prefect n.
başkan taskmaster n.
başkan ethnarch n.
başkan chieftain n.
başkan sirdar n.
başkan chief executive n.
başkan leader n.
başkan principal n.
başkan chair person n.
başkan chief executive n.
başkan praefect n.
başkan prelate [obsolete] n.
başkan in-chief adj.
başkan chmn. (chairman) abrev.
başkan chn (chairman) abrev.
Colloquial
başkan big kahuna [us] n.
başkan a big kahuna [us] n.
başkan a grand kahuna [us] n.
başkan prez n.
Idioms
başkan top banana n.
Trade/Economic
başkan chief executive officer n.
başkan principal n.
başkan chief operating officer n.
Politics
başkan president-in-office n.
Latin
başkan princeps n.

Meanings of "başkan" with other terms in English Turkish Dictionary : 168 result(s)

Turkish English
Common Usage
başkan (yönetim kurulu) chairman n.
Do you realise what the role of chairman entails?
Başkanlık görevinin ne anlama geldiğinin farkında mısınız?

More Sentences
başkan yardımcısı vice president n.
He would leave the job to his vice president.
Bu işi başkan yardımcısına bırakacaktı.

More Sentences
General
başkan yardımcıları vice-presidents n.
We now must elect the Vice-Presidents of Parliament.
Şimdi Parlamento Başkan Yardımcılarını seçmeliyiz.

More Sentences
Trade/Economic
başkan yardımcısı vice president n.
The vice president represented his country at the international conference.
Başkan yardımcısı uluslararası konferansta ülkesini temsil etti.

More Sentences
Politics
başkan yardımcısı vice-president n.
Vice-President Titley and other colleagues from my group will deal with all aspects of this issue.
Başkan Yardımcısı Titley ve grubumdaki diğer meslektaşlarım bu konunun tüm yönleriyle ilgileneceklerdir.

More Sentences
başkan yardımcısı deputy president n.
He attended the meeting as deputy president.
Toplantıya başkan yardımcısı olarak katıldı.

More Sentences
başkan adayı presidential candidate n.
Every day I check the news, but every day our two presidential candidates are still Hillary Clinton and Donald Trump.
Her gün haberleri kontrol ediyorum ama iki başkan adayımız hâlâ Hillary Clinton ve Donald Trump.

More Sentences
eski başkan former president n.
He was a very unpopular former president until his death.
Ölümüne kadar pek sevilmeyen bir eski başkandı.

More Sentences
eş başkan co-president n.
All this has changed my role as co-president in the last year.
Tüm bunlar geçen yıl eş başkan olarak benim rolümü değiştirdi.

More Sentences
General
fahri başkan the honorary president n.
daimi başkan permanent chairman n.
eski venedikte başkan doge n.
başkan yardımcısı vice chairman n.
kıdemli başkan yardımcısı senior vice president n.
başkan (erkekler manastırında) abbot n.
başkan vekili acting president n.
kadın başkan chairwoman n.
başkan yardımcısı assistant foreman n.
başkan vekili deputy chairman n.
başkan yardımcısı veep n.
kurmay başkan chief of staff n.
onursal başkan honorary president n.
yönetim kurulu başkan vekili vice president of the executive board n.
kurucu başkan founding president n.
kurucu başkan founding chairman n.
genel başkan yardımcısı vice chairman n.
genel başkan yardımcısı vice president n.
kukla başkan figurehead n.
bölüm başkan yardımcısı co-head of department n.
... bölümü başkan yardımcılığı co-head the department of n.
başkan yardımcısı deputy chair n.
başkan yardımcısı vp (vice president) n.
genel başkan chairman n.
başkan yardımcısı vice-chairperson n.
sayın başkan dear mr. president n.
başkan yardımcısı executive vice president (evp) n.
başkan yardımcısı sekreteri vice-president's secretary n.
eş başkan co-head n.
eski başkan former head n.
başkan karısı/eşi first lady n.
gölge başkan éminence grise n.
başkan yardımcılığı vice-chairmanship n.
kadın başkan high priestess n.
ölü başkan dead president n.
masonlar büyük locası gibi tarikat localarında başkan great master n.
sorumlu teknik başkan technical officer n.
başkan seçmek put into the chair v.
başkan olarak seçilmek be elected as president v.
başkan olarak seçmek elect as president v.
başkan olarak görev yapmak chairman v.
başkan seçimine ait veya ilişkin presidential adj.
başkan tarafından yetkilendirilmiş presidential adj.
başkan anlamı veren kombinasyon in-chief adv.
sayın başkan (belediye başkanı) his honor interj.
Phrases
başkan adına in the name of the president expr.
Colloquial
ulusal siyasi kongrede kendi eyalet delegelerinin başkan adayı gösterdiği kadın favorite daughter n.
ulusal siyasi kongrede kendi eyalet delegelerinin başkan adayı gösterdiği erkek favorite son n.
Idioms
başkan seçilmek be put into the chair v.
Speaking
başkan ve ailesi nerede yaşıyor? where do the president and his family live? expr.
sayın başkan your honor expr.
Trade/Economic
abd'de federal rezerv sistemini yönetmekle görevli üyeleri başkan tarafından atanan sekiz kişilik kurul board of governors of the federal reserve system n.
başkan vekili vice president n.
başkan vekili acting chair n.
başkan vekili deputy chairman n.
başkan vekili executive vice president n.
başkan danışmanı chairman advisor n.
başkan yardımcısı vice chairman n.
başkan yardımcısı executive vice president n.
bilgi teknolojilerinden sorumlu başkan chief information officer (cio) n.
görevdeki/iş başındaki başkan chairman-in-office n.
görevdeki/iş başındaki başkan president-in-office n.
ikinci başkan vice president n.
icra kurulu başkan vekili deputy chief executive officer n.
ikinci başkan yardımcısı assistant vice president n.
kurumsal ilişkiler başkan yardımcısı vice president of corporate affairs n.
kurumsal ilişkiler başkan yardımcısı vice president corporate affairs n.
mevcut dönemde görevli başkan chairman-in-office n.
mevcut dönemde görevli başkan president-in-office n.
sorumlu teknik başkan chief technical officer (cto) n.
sorumlu teknik başkan chief technical officer n.
sorumlu teknik başkan chief technology officer n.
teknolojiden sorumlu başkan chief technology officer (cto) n.
teknolojiden sorumlu başkan chief technology officer n.
teknolojiden sorumlu başkan chief technical officer n.
vekil başkan acting chairman n.
yaratıcı başkan creative chairman n.
yönetim kurulu başkan asistanı assistant chairman n.
yönetici başkan managing president n.
yönetim kurulu başkan yardımcısı vice chairman n.
yönetim kurulu başkan yardımcısı vice chairman of the management board n.
bölge başkan yardımcısı regional vice president n.
bölge başkan vekili regional vice president n.
abd'de adını bir başkan yardımcısının koyduğu bir ekmek markası wonder bread n.
başkan olmak take the chair v.
Law
başkan vekili vice president n.
genel başkan general president n.
genel başkan chairperson n.
yargıtay birinci başkan vekili first vice president of the court of cassation n.
(hapis cezası için) başkan/cumhurbaşkanı özel affı presidential pardon n.
Politics
abd'de başkan adayını seçmek için siyasi partilerin dört yılda bir düzenlediği toplantı national convention n.
abd başkanı, başkan yardımcısı veya başkanın olmadığı anlarda o görevi üstlenen üst düzeylinin aynı yerde toplandığında, başkanın başına bir aksilik gelmesi durumunda, birleşik devletler başkanı olsun diye gizli bir yere saklanıp korunan kabine üyesi designated successor n.
başkan yardımcısı vice chair n.
belediye başkan yardımcısı deputy mayor n.
başkan yardımcısı vice chairman n.
başkan vekili deputy speaker n.
başkan vekili vice chairman n.
başkan adaylığı presidential nomination n.
başkan yardımcısı adayı vice presidential candidate n.
başkan vekili deputy president n.
belediye başkan yardımcılığı deputy mayorship n.
başkan aleyhine yapılan meclis soruşturması impeachment n.
başkan adayı presidential bid n.
başkanlık seçimlerini kazanmış olan ama henüz başkan olmamış aday president-elect n.
başkan temsilcisi presidential agent n.
başkan yardımcıları deputy managing directors n.
belediye başkan vekili deputy mayor n.
başkan yardımcılığı vice presidency n.
birinci başkan yardımcısı first deputy managing director n.
cumhuriyetçi parti başkan adayı republican presidential candidate n.
daire başkan vekili acting head of department n.
eski başkan ex-president n.
eş başkan co-chair n.
geçici başkan temporary president n.
geçici başkan temporary chairman n.
geçici başkan interim chairman n.
geçici başkan interim president n.
grup başkan vekili group deputy chairman n.
genel başkan yardımcısı general vice president n.
genel başkan vekili general vice president n.
meclis başkan vekili parliamentary deputy speaker n.
meclis başkan yardımcısı vice president of the assembly n.
sembolik başkan figurehead n.
seçilmiş başkan the president elect n.
sözde başkan figurehead n.
(eski roma'da) eş başkan duumviri n.
(eski roma'da) eş başkan duoviri n.
başkan adayını seçmek için düzenlenen toplantıda istediği adaya oy verebilen vekil unpledged delegate [us] n.
başkan ve başkan yardımcısı adaylarının portresinin bulunduğu kampanya arması jugate n.
başkan vekili v.p. (vice president) n.
amerika birleşik devletleri başkan yardımcısı vice president of the united states n.
başkan yardımcısının görev süresi vice-presidential term n.
federal bütçe hususunda başkan'a tavsiyede bulunan yürütme ajansı omb n.
ortak başkan cochairperson n.
belirli iskoç konseylerinde başkan ve sivil temsilci convener n.
başkanlık seçimlerini kazanmış olup henüz başkan olmamış aday president elect n.
seçilmiş başkan president elect n.
kadın başkan presidentess [dated] n.
(sovyetler birliği'nde) en yüksek yasama organının başkan liderliğindeki yürütme kurulu presidium n.
başkan tarafından yapılan atamaya eyaletteki senatörlerin veya kıdemli senatörün karşı çıkması sonucu abd senatosu'nun onaylamayı reddetme geleneği senatorial courtesy n.
başkan nixon'un politikalarını sessizce destekleyen abd vatandaşları silent majority n.
(genellikle mart ayında) partilerin başkan adaylarını belirlediği salı günü super tuesday [us] n.
başkan yardımcısı ile ilgili vice-presidential adj.
başkan yardımcılığı ile ilgili vice-presidential adj.
Institutes
başkan başmüşavirleri senior counsellors to the speaker n.
başkan müşavirleri counsellors to the speaker n.
Religious
mormon kilisesindeki herhangi bir birimde başkan yardımcısı counsellor n.
mormon kilisesindeki herhangi bir birimde başkan yardımcısı counselor n.
Military
kurmay başkan vekili vice chief of staff n.
Sport
onursal başkan honorary president n.
Slang
başkan yardımcısı veepee n.
genel başkan yardımcısı veepee n.
başkan vekili veepee n.
başkan seçmek put into the chair v.
başkan! dude! interj.
başkan! bro! interj.
Star Wars
genel başkan chairman n.
başkan yardımcısı vice chair n.
genel başkan vekili vice chairman n.