barındırmak - Turkish English Dictionary

barındırmak

Meanings of "barındırmak" in English Turkish Dictionary : 27 result(s)

Turkish English
Common Usage
barındırmak harbour v.
We all know what ideas movements such as the National Front harbour.
Ulusal Cephe gibi hareketlerin hangi fikirleri barındırdığını hepimiz biliyoruz.

More Sentences
barındırmak harbor v.
Each of these galaxies harbors hundreds of billions of stars.
Bu galaksilerin her biri yüz milyarlarca yıldız barındırıyor.

More Sentences
General
barındırmak hold v.
This rich biodiversity holds the assets for the development of future generations.
Bu zengin biyolojik çeşitlilik, gelecek nesillerin gelişimi için gerekli varlıkları barındırmaktadır.

More Sentences
barındırmak house v.
And we want a package of measures so that war refugees can be housed temporarily.
Ve savaş mültecilerinin geçici olarak barındırılabilmesi için bir önlemler paketi istiyoruz.

More Sentences
barındırmak accommodate v.
Each national unit would accommodate one section of the European Police College.
Her ulusal birim Avrupa Polis Koleji'nin bir bölümünü barındıracaktır.

More Sentences
barındırmak shelter v.
Unlike birds, which feed and shelter their young, fish abandon their eggs.
Yavrularını besleyen ve barındıran kuşların aksine, balıklar yumurtalarını terk eder.

More Sentences
barındırmak host v.
Can you help me host my website?
Web sitemi barındırmama yardım edebilir misin?

More Sentences
barındırmak contain v.
Let us acknowledge once and for all that Europe is secular and contains many different religions.
Avrupa'nın laik olduğunu ve birçok farklı dini barındırdığını bir kez daha kabul edelim.

More Sentences
barındırmak support v.
The soil is so rich it can support many different kinds of crops.
Toprak o kadar zengin ki birçok farklı türde ürünü barındırabilir.

More Sentences
barındırmak lodge v.
barındırmak nestle v.
barındırmak keep back v.
barındırmak reserve v.
barındırmak take someone in v.
barındırmak hut v.
barındırmak admit v.
barındırmak bestow v.
barındırmak scog [dialect] v.
barındırmak skog [dialect] v.
barındırmak sconce [obsolete] v.
barındırmak sklere v.
barındırmak succor [us] v.
barındırmak succour [uk] v.
Colloquial
barındırmak kindle v.
Law
barındırmak shelter v.
Meteorology
barındırmak weather-fend v.
Archaic
barındırmak bestow v.

Meanings of "barındırmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 30 result(s)

Turkish English
General
barındırmak (gemi vb) harbor v.
bünyesinde barındırmak incorporate v.
bünyesinde barındırmak embody v.
içinde barındırmak inhold v.
içinde barındırmak contain in itself v.
bünyesinde barındırmak contain within itself v.
içinde barındırmak contain within itself v.
bünyesinde barındırmak contain in itself v.
(özellik olarak) barındırmak feature v.
barındırmak (gemi vb) harbour v.
(evde/kapalı bir yerde) barındırmak tabernacle v.
yeniden bünyesinde barındırmak reincorporate v.
yeniden bünyesinde barındırmak re-incorporate v.
kötülük barındırmak malice [obsolete] v.
Colloquial
bir yeteneği içinde barındırmak have got it in (one) v.
bir şey yapma yeteneğini içinde barındırmak have (got) it in you to do something v.
(bir şey yapma) yeteneğini içinde barındırmak have it in you (to do something) v.
bir şey yapma yeteneğini içinde barındırmak have it in one to do something v.
yapma yeteneğini içinde barındırmak have it in one to do v.
bir şey yapma yeteneğini içinde barındırmak have it in you to do something v.
Idioms
bir şey için gereken tüm özellikleri içinde barındırmak have all the makings of something v.
bir şeyin tüm özelliklerini içinde barındırmak have all the makings of something v.
yeterli özellikleri içinde barındırmak have what it takes v.
bir şey için gereken tüm özellikleri içinde barındırmak have the makings of something v.
bir şeyin tüm özelliklerini içinde barındırmak have the makings of something v.
Law
suçluyu barındırmak harbor v.
suçluyu barındırmak harbour v.
Computer
virüs barındırmak host a virus v.
Environment
birbiriyle ilişkili girişimleri, işletmeleri veya araştırma kurumlarını barındırmak için tasarlanmış alan park n.
Military
garnizon barındırmak garrison v.