bavul - Turkish English Dictionary

bavul

Meanings of "bavul" in English Turkish Dictionary : 16 result(s)

Turkish English
Common Usage
bavul suitcase n.
Leave your suitcase here.
Bavulunu burada bırak.

More Sentences
General
bavul trunk n.
Go upstairs and bring down my trunk.
Yukarı çık ve bavulumu getir.

More Sentences
bavul suitcase n.
Tom opened his suitcase.
Tom bavulunu açtı.

More Sentences
Trade/Economic
bavul luggage n.
I want this luggage taken to my room at once.
Bu bavulun hemen odama götürülmesini istiyorum.

More Sentences
General
bavul portmanteau n.
bavul gladstone bag n.
bavul hold-all n.
bavul turkey n.
bavul dorlach [scotland] n.
bavul dourlach [scotland] n.
bavul baggage n.
Colloquial
bavul keester n.
bavul keyster n.
bavul kiester n.
Transportation
bavul traveling case n.
Slang
bavul plunder [dated] n.

Meanings of "bavul" with other terms in English Turkish Dictionary : 29 result(s)

Turkish English
General
bavul sehpası luggage rack n.
Our luggage rack is too small.
Bizim bavul sehpamız çok küçük.

More Sentences
bavul hazırlamak pack v.
I packed their suitcases for them.
Onlar için bavullarını hazırladım.

More Sentences
açıp boşaltmak (bavul vb'ni) unpack v.
Tom hasn't unpacked yet.
Tom henüz bavulunu açıp boşaltmadı.

More Sentences
bavul hazırlamak pack up v.
Why are you packing up?
Neden bavulunu hazırlıyorsun?

More Sentences
bavul toplamak pack v.
I'm packed and ready to go.
Bavulumu topladım ve gitmeye hazırım.

More Sentences
bavul toplamak pack up v.
It took me ages to pack up my suitcases.
Bavullarımı toplamam yıllarımı aldı.

More Sentences
deri bavul gladstone n.
emanet, bavul vb'nin bırakıldığı yer left luggage n.
bir tür bavul gladstone bag n.
küçük bavul valise n.
bavul ticareti suitcase trading n.
bavul tekeri suitcase wheel n.
bavul tekeri luggage wheel n.
(bavul, valiz, çanta) açıp boşaltan kimse unpacker n.
açmak (bavul) open v.
bavul hazırlamak pack the bag v.
körüklü bavul expandable luggage v.
boşaltılmamış (bavul, valiz, çanta) unpacked adj.
Idioms
yalnızca bir çanta/bavul eşyayla hayatını sürdürmek live out of one's suitcase v.
yalnızca bir çanta/bavul eşyayla hayatını sürdürmek live out of a suitcase v.
valiz/bavul hazırlamak pack your bag v.
valiz/bavul toplamak pack your bag v.
valiz/bavul hazırlamak pack your bags v.
valiz/bavul toplamak pack your bags v.
Trade/Economic
bavul ticareti shuttle trade n.
Politics
bavul ticareti shuttle trade n.
Tourism
bavul turizmi suitcase trade n.
Aeronautic
elde taşınabilir bavul hand carry luggage n.
Modern Slang
bavul toplandı/hazırlandı all wrapped up expr.