The appeal is so great that the European Union is currently preparing to double its number of members.
Bu cazibe o kadar büyük ki Avrupa Birliği şu anda üye sayısını iki katına çıkarmaya hazırlanıyor.
I do feel, however, that on this issue too, embarking on a charm offensive is not enough.
Bununla birlikte, bu konuda da bir cazibe saldırısı başlatmanın yeterli olmadığını düşünüyorum.
The most important attractions of the Åland Islands are the friendly people and the beautiful scenery.
Åland Adaları'nın en önemli cazibe kaynakları, dost canlısı insanları ve güzel manzarasıdır.
I therefore welcome a programme which will enhance and strengthen the attractiveness of European higher education.
Bu nedenle Avrupa yükseköğretiminin cazibesini arttıracak ve güçlendirecek bir programı memnuniyetle karşılıyorum.
This is why there remains a great temptation to continue to use animal and bone meal in the traditional way.
Bu nedenle hayvan ve kemik ununu geleneksel şekilde kullanmaya devam etmek için büyük bir cazibe var.