English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Colloquial | curry favor v. | yaltaklanmak | ||
The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors. Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor. More Sentences |
||||
Colloquial | curry favor v. | yalakalık yaparak birinin gözüne girmeye çalışmak | ||
Idioms | ||||
Idioms | curry favor v. | yalakalık yapmak | ||
Idioms | curry favor v. | yalakalanmak | ||
Idioms | curry favor v. | yaltaklanmak | ||
Idioms | curry favor v. | yalakalık ederek birinin gözüne girmeye çalışmak |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Idioms | ||||
Idioms | curry favor with (one) v. | (birinin) gözüne girmek | ||
The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors. Başkatip çalışkan bir adam değildir, ancak üstlerinin gözüne girmeyi bildiği için hızla yükseliyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | curry favor with v. | yaltaklanarak birinin gözüne girmeye çalışmak | ||
General | curry favor with somebody v. | yaltaklanmak | ||
Idioms | ||||
Idioms | curry favor with someone v. | birine yaranmaya çalışmak | ||
Idioms | curry favor with someone v. | birinin gözüne girmeye çalışmak | ||
Idioms | curry favor with (one) v. | yaltaklanarak (birinin) gözüne girmeye çalışmak | ||
Idioms | curry favor with (one) v. | (birine) yaranmak |