doğruluk - Turkish English Dictionary

doğruluk

Meanings of "doğruluk" in English Turkish Dictionary : 96 result(s)

Turkish English
Common Usage
doğruluk righteousness n.
Righteousness, justice, peace, and prosperity shall prevail.
Doğruluk, adalet, barış ve refah hüküm sürecektir.

More Sentences
doğruluk accuracy n.
With the text now to be adopted the quality and accuracy of reporting will improve significantly.
Şimdi kabul edilecek metinle birlikte raporlamanın kalitesi ve doğruluğu önemli ölçüde artacaktır.

More Sentences
doğruluk truth n.
I must say in all frankness that there is also no truth in the assertion that no scientific evaluation exists.
Açık yüreklilikle söylemeliyim ki, hiçbir bilimsel değerlendirmenin mevcut olmadığı iddiasında da doğruluk payı yoktur.

More Sentences
General
doğruluk forthrightness n.
I admire his forthrightness.
Onun doğruluğuna hayranım.

More Sentences
doğruluk veracity n.
I doubt the veracity of his story.
Ben onun hikayesinin doğruluğundan şüphe ediyorum.

More Sentences
doğruluk honesty n.
Honesty is very important.
Doğruluk çok önemlidir.

More Sentences
doğruluk right n.
His answer is far from right.
Onun yanıtı doğruluktan uzak.

More Sentences
doğruluk rectitude n.
It aims to achieve budgetary rectitude, which in principle is healthy.
Bu ilke, prensipte sağlıklı olan bütçe doğruluğunu sağlamayı amaçlamaktadır.

More Sentences
doğruluk precision n.
The orchestra executed the symphony with precision.
Orkestra senfoniyi doğru bir şekilde icra etti.

More Sentences
doğruluk accuracy n.
As a parliamentarian, I can confirm the accuracy of this impression.
Bir parlamenter olarak bu izlenimin doğruluğunu teyit edebilirim.

More Sentences
doğruluk correctness n.
In short, a little semantic correctness would not go amiss.
Kısacası, biraz anlamsal doğruluk yanlış gitmeyecektir.

More Sentences
Trade/Economic
doğruluk accuracy n.
This report seems to me to be redundant, long-winded, confused and lacking in accuracy in the terms used.
Bu rapor bana gereksiz, uzun soluklu, kafa karıştırıcı ve kullanılan terimlerde doğruluktan yoksun gibi görünüyor.

More Sentences
Law
doğruluk correctness n.
None of the beneficiaries has ever disputed the correctness of the calculations of the individual yearly amounts.
Yararlanıcılardan hiçbiri, münferit yıllık tutarların hesaplanmasının doğruluğuna itiraz etmemiştir.

More Sentences
Technical
doğruluk accuracy n.
So we have reservations about the accuracy of the report but we welcome it and have voted in favour.
Bu nedenle raporun doğruluğu konusunda çekincelerimiz var ancak raporu memnuniyetle karşılıyoruz ve lehte oy kullandık.

More Sentences
Computer
doğruluk truth n.
There is no doubt some truth in that, but trade does not fill stomachs.
Şüphesiz bunda doğruluk payı var ama ticaret karın doyurmuyor.

More Sentences
Informatics
doğruluk accuracy n.
I can give you a copy of the report, but I can't vouch for its accuracy.
Size raporun bir kopyasını verebilirim ama doğruluğuna kefil olamam.

More Sentences
Telecom
doğruluk correctness n.
In short, a little semantic correctness would not go amiss.
Kısacası, biraz anlamsal doğruluğun katkısı olmayacaktır.

More Sentences
doğruluk accuracy n.
Accuracy is important in arithmetic.
Aritmetikte doğruluk önemlidir.

More Sentences
Construction
doğruluk accuracy n.
Accuracy is important in arithmetic.
Doğruluk aritmetikte önemlidir.

More Sentences
Automotive
doğruluk accuracy n.
We need to check this report for accuracy.
Bu raporun doğruluğunu kontrol etmeliyiz.

More Sentences
Medical
doğruluk accuracy n.
Office managers expect accuracy, efficiency, and dedication.
Ofis yöneticileri doğruluk, verimlilik ve özveri bekler.

More Sentences
Food Engineering
doğruluk accuracy n.
I can give you a copy of the report, but I can't vouch for its accuracy.
Sana raporun bir kopyasını verebilirim ama onun doğruluğunu garanti edemem.

More Sentences
Common Usage
doğruluk trueness n.
General
doğruluk rightness n.
doğruluk faithfulness n.
doğruluk evenness n.
doğruluk integrity n.
doğruluk straightness n.
doğruluk substance n.
doğruluk prig n.
doğruluk straightforwardness n.
doğruluk probity n.
doğruluk directness n.
doğruluk factuality n.
doğruluk preciseness n.
doğruluk sound n.
doğruluk justness n.
doğruluk candour n.
doğruluk exactingness n.
doğruluk virtue n.
doğruluk sincerity n.
doğruluk uprightness n.
doğruluk truthfulness n.
doğruluk impartialness n.
doğruluk accurateness n.
doğruluk soundness n.
doğruluk exactitude n.
doğruluk good n.
doğruluk sooth n.
doğruluk just n.
doğruluk validness n.
doğruluk facticity n.
doğruluk correctitude n.
doğruluk fidelity n.
doğruluk candor n.
doğruluk validity n.
doğruluk fairness n.
doğruluk verity n.
doğruluk exactness n.
doğruluk rightfulness n.
doğruluk authenticity n.
doğruluk verisimilitude n.
doğruluk justice n.
doğruluk propriety n.
doğruluk candidness n.
doğruluk regularity n.
doğruluk oughtness n.
doğruluk balancing n.
doğruluk actualité [french] n.
doğruluk regularness n.
doğruluk trowth [scottish] n.
doğruluk exactness n.
doğruluk veridicality n.
doğruluk verisimility n.
doğruluk honor n.
doğruluk moralism n.
doğruluk richt [scotland] n.
doğruluk rightness n.
doğruluk rightwiseness n.
doğruluk rigor n.
doğruluk rigour n.
doğruluk fitness n.
doğruluk plumpness n.
doğruluk soothness n.
doğruluk square [obsolete] n.
doğruluk round adj.
Trade/Economic
doğruluk justice n.
doğruluk authenticity n.
Law
doğruluk authenticity n.
doğruluk exactness n.
doğruluk merits n.
Politics
doğruluk validity n.
Statistics
doğruluk accuracy n.
doğruluk precision n.
Linguistics
doğruluk accuracy n.
doğruluk grammaticality n.

Meanings of "doğruluk" with other terms in English Turkish Dictionary : 164 result(s)

Turkish English
General
dilbilgisel doğruluk grammatical accuracy n.
I cannot express enough the importance of grammatical accuracy.
Dilbilgisel doğruluğun önemini ne kadar anlatsam azdır.

More Sentences
Psychology
doğruluk serumu truth serum n.
Maybe a little truth serum will get you talking.
Belki biraz doğruluk serumunun konuşmana katkısı olur.

More Sentences
General
yüksek doğruluk high fidelity n.
içe doğruluk inwardness n.
doğruluk değeri truth values n.
birimlerle ifade olunan doğruluk absolute precision n.
tas tamam doğruluk preciseness n.
teminat ve doğruluk sigortası surety and fidelity insurance n.
aşırı doğruluk hypercorrectness n.
dışa doğruluk outwardness n.
matematiksel doğruluk mathematical correctness n.
doğruluk (insanda) integrity n.
yüksek doğruluk high accuracy n.
eski mısırlılarda kanun doğruluk ,denge, düzen, ahlak ve adalet konseptinde yazılan amel defteri mayet n.
mısır'ın doğruluk ve adalet tanrıçası ma'at n.
eski mısırlılarda kanun doğruluk ,denge, düzen, ahlak ve adalet konseptinde yazılan amel defteri maat n.
eski mısırlılarda kanun doğruluk ,denge, düzen, ahlak ve adalet konseptinde yazılan amel defteri ma'at n.
doğruluk (ölçümde) accuracy n.
doğruluk beyanı declaration on honour n.
ifadede doğruluk ve incelik sapience [obsolete] n.
doktrin ve inançta doğruluk orthodoxy n.
aşılmaz bir doğruluk veya mükemmellik derecesi perfection n.
tarihsel doğruluk historical accuracy n.
bilimsel doğruluk scientific accuracy n.
bilim açısından doğruluk scientific accuracy n.
doğruluk payı olmak be true to a certain extent v.
doğruluk payı olmak be correct to a certain degree v.
doğruluk payı olmak be partly correct v.
doğruluk payı olmak be reportedly true v.
doğruluk payı olmak be true to a limited extent v.
doğruluk payı olmak be reportedly correct v.
doğruluk payı olmak be correct to a limited degree v.
sonuçların doğruluk derecesini en üst düzeye getirmek maximize the accuracy of results v.
doğruluk payı olmak be partly true v.
doğruluk taslamak reformalize v.
liyakat, doğruluk, itimat veya geçerlilik iddiasından yoksun bırakmak demolish v.
doğruluk veya haklılığına bakılmaksızın söylenen irresponsible adj.
Phrases
doğruluk mu cesaret mi truth or dare expr.
gerçeklik/doğruluk hissi a ring of authenticity expr.
doğruluk payı var not far off expr.
doğruluk payı var not far off expr.
doğruluk payı var not far out expr.
doğruluk payı var not far wrong expr.
Proverb
her şakada bir doğruluk payı vardır many a true word is spoken in jest
her şakada bir doğruluk payı vardır there's many a true word spoken in jest
Colloquial
(bir şeyde) doğruluk/gerçeklik payı olmak be something to (something) v.
doğruluk/gerçeklik payı yok nothing in it expr.
(bir söylentinin, raporun, hikayenin) doğruluk/gerçeklik payı yok (there's) nothing in it expr.
biraz doğruluk payı var something in it expr.
doğruluk payı anything in it expr.
doğruluk unsuru anything in it expr.
doğruluk payı anything/nothing/something in it expr.
doğruluk unsuru anything/nothing/something in it expr.
Idioms
doğruluk kontrolü fact checking n.
doğruluk sopası clue stick n.
doğruluk sopası clue-by-four n.
doğruluk payı nugget of truth n.
doğruluk kontrolü yapmak fact check v.
doğruluk en iyi yoldur honesty is the best policy expr.
doğruluk, adalet ve amerika'nın yolu/tarzı truth, justice, and the american way (tjataw) expr.
Speaking
bunda doğruluk payı var there is some truth in that expr.
Trade/Economic
bu doğruluk şartına bir veya birden fazla noktada uyulmamış olması failure or failures to be so true and correct n.
doğruluk (ölçümde) measurement n.
doğruluk kavramı precision concept n.
doğruluk sertifikası certificate of accuracy n.
doğruluk bonosu fidelity bond n.
doğruluk sınıfı accuracy class n.
doğruluk derecesi precision level n.
doğruluk beyanının kapsamı scope of attestation n.
doğruluk beyanı attestation n.
maddi doğruluk testi substantive test n.
matematiksel doğruluk mathematical correctness n.
riyazi doğruluk mathematical correctness n.
şekli doğruluk accuracy n.
sosyal davranışlar bakımından doğruluk propriety n.
Law
açıklık ve doğruluk prensibi clarity and accuracy principle n.
doğruluk ilkesi principle of accuracy n.
doğruluk denetimi attest audit n.
doğruluk prensibi principle of accuracy n.
doğruluk belgesi certificate of good conduct n.
Politics
siyasi doğruluk political correctness n.
Technical
risk hedef doğruluk riski target integrity n.
anma doğruluk sınırı rated accuracy limit n.
çok yönlü poz doğruluk değişimi multi-directional pose accuracy variation n.
deney süresince ölçüm değişkenlerinin doğruluk özellikleri accuracy characteristics for measuring parameters during testing n.
doğruluk denetim karakteri accuracy control character n.
doğruluk derecesi degree of accuracy n.
doğruluk sınıfları accuracy classes n.
dört doğruluk derecesi four grades of accuracy n.
doğruluk derecesi accuracy rating n.
dinamik doğruluk dynamic accuracy n.
doğruluk sınıfı accuracy class n.
doğruluk işlevi truth-function n.
doğruluk derecesi grade of accuracy n.
doğruluk derecesi fidelity of simulation n.
doğruluk fonskiyonu truth-function n.
doğruluk verileri accuracy data n.
doğruluk çizelgesi truth table n.
doğruluk seviyesi level of accuracy n.
hassasiyet ve doğruluk/kesinlik precision and accuracy n.
işlem doğruluk sınaması residue check n.
kabul edilebilir doğruluk acceptable accuracy n.
kesinlik ve doğruluk precision and accuracy n.
ölçmede doğruluk accuracy of measurement n.
statik ve dinamik doğruluk ölçümü measurement of static and dynamic accuracy n.
yeniden elde edilebilir doğruluk reproducible accuracy n.
Computer
doğruluk denetim karakteri accuracy control character n.
doğruluk tablosu truth table n.
doğruluk dosyası integrity file n.
doğruluk değeri value if true n.
doğruluk/uygunluk testi sanity check n.
doğruluk kontrol karakteri accuracy control character n.
doğruluk etüt işlemcisi accuracy study processor n.
doğruluk sınıfı accuracy class n.
doğruluk/uygunluk testi sanity test n.
doğruluk derecesi accuracy rating n.
doğruluk boyutu integrity size n.
işlem doğruluk sınaması residue check n.
çifte katılım (örn. web sitesinde doğruluk tespiti için) double-opt-in n.
doğruluk-değerli truth-valued adj.
Informatics
açısal doğruluk angular accuracy n.
doğruluk derecesi accuracy rating n.
doğruluk çizelgesi truth table n.
doğruluk değeri truth value n.
Telecom
tekrarlanabilir doğruluk repeatable accuracy n.
Construction
doğruluk derecesi accuracy n.
Aeronautic
kesin doğruluk absolute accuracy n.
ortalama doğruluk accuracy of the mean n.
Medical
doğruluk derecesi accuracy rate n.
doğruluk oranı accuracy rate n.
tahmin edilen doğruluk estimated accuracy n.
Psychology
doğruluk yanılsaması etkisi illusion of truth effect n.
doğruluk yanılsaması etkisi illusory-truth effect n.
Math
doğruluk işlevi truth function n.
doğruluk değeri truth-value n.
doğruluk değeri truth value n.
doğruluk çizelgesi truth table n.
doğruluk kümesi truth set n.
doğruluk tablosu truth table n.
doğruluk fonksiyonu truth function n.
Logic
doğruluk, gereklilik, olasılık, ihtimal gibi felsefi kavramlarla ilgilenen mantık dalı alethic logic n.
doğruluk ve yanlışlık ile ilgilenen mantık dalı alethiology n.
bileşke ifadenin doğruluk değerinin bileşenlerin doğruluk değeri tarafından belirlenmesini sağlayan bağlayıcı sabit connective n.
doğruluk değerli fonksiyon predicate n.
doğruluk ve yanlışlıktan (1-0) başka doğruluk değeri alamayan two-valued adj.
doğruluk, gereklilik, olasılık, ihtimal gibi felsefi kavramlara ait alethic adj.
doğruluk, gereklilik, olasılık, ihtimal gibi felsefi kavramlarla ilgili alethic adj.
doğruluk, gereklilik, olasılık, ihtimal gibi felsefi kavramlarla ilgilenen mantık dalını tanımlayan alethic adj.
Statistics
değişmez en küçük doğruluk uniformly most accurate n.
doğruluk eğrisi accuracy curve n.
tam doğruluk intrinsic accuracy n.
Education
doğruluk puanı accuracy score n.
Linguistics
doğruluk koşulları truth conditions n.
doğruluk değeri truth value n.
doğruluk koşullu anlambilim truth conditional semantics n.
Philosophy
ahlaki yargıların gerçekleri ifade etmediğini ve doğruluk değeri olmadığını savunan, doğacılığı ve doğaüstücülüğü reddeden, semantik etik-üstücülük savı noncognitivism n.
gerçek doğruluk ve yanlışlık factual truth or falsity n.
(önerme) doğruluk değeri gözleme dayalı synthetic adj.
doğruluk değerini değiştirmeksizin salva veritate adv.
Geology
doğruluk derecesi degree of accuracy n.
Military
bilginin doğruluk derecesi accuracy of information n.
haberin doğruluk derecesi accuracy of information n.
bilinen başlangıç noktası konumunun doğruluk derecesinin tahmini datum error (antisubmarine warfare) n.
Archaic
doğruluk yemini test n.