eğilim

Meanings of "eğilim" in English Turkish Dictionary : 89 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	eğilim	disposition n.
Is the Council not concerned about the gap between its deeds and the peoples' disposition? Konsey, eylemleri ile halkların eğilimleri arasındaki uçurumdan endişe duymuyor mu? More Sentences
2	Common Usage	eğilim	tendency n.
There is a general tendency towards sustainable products. Sürdürülebilir ürünlere yönelik genel bir eğilim söz konusu. More Sentences
3	Common Usage	eğilim	inclination n.
We would have had time today for anyone with any inclination to notice what we should have. Bugün, herhangi bir eğilimi olan herhangi birinin neye sahip olmamız gerektiğini fark etmesi için zamanımız olacaktı. More Sentences
General
4	General	eğilim	propensity for n.
Tom had a propensity for looking the other way when spoken to. Tom'un kendisiyle konuşulduğunda başka tarafa bakma eğilimi vardı. More Sentences
5	General	eğilim	slant n.
Nevertheless, the fundamental and essential slant of the text remains. Bununla birlikte metnin temel ve esas eğilimi devam etmektedir. More Sentences
6	General	eğilim	convention n.
The European Council was quite right to resist the temptation to deconstruct the Convention's work. Avrupa Konseyi, Konvansiyon'un çalışmalarını yapısöküme uğratma eğilimine direnmekte son derece haklıydı. More Sentences
7	General	eğilim	trend n.
The weekly magazines fuel this trend by showing 'before and after' pictures. Haftalık dergiler "öncesi ve sonrası" resimlerini göstererek bu eğilimi körüklemektedir. More Sentences
8	General	eğilim	propensity n.
Their attitude would suggest a propensity towards the centralisation of power. Bu tutumları, gücün merkezileşmesi yönünde bir eğilime işaret etmektedir. More Sentences
9	General	eğilim	tendency n.
There is a general tendency towards sustainable products. Sürdürülebilir ürünlere yönelik genel bir eğilim söz konusu. More Sentences
10	General	eğilim	inclination n.
We would have had time today for anyone with any inclination to notice what we should have. Bugün, herhangi bir eğilimi olan herhangi birinin neye sahip olmamız gerektiğini fark etmesi için zamanımız olacaktı. More Sentences
11	General	eğilim	bent n.
He has a natural bent for music. Onun müzik için doğal bir eğilimi var. More Sentences
12	General	eğilim	inclining n.
The Commission is inclined, for example, to offer its political support here. Örneğin Komisyon burada siyasi desteğini sunma eğilimindedir. More Sentences
Trade/Economic
13	Trade/Economic	eğilim	propensity n.
Their attitude would suggest a propensity towards the centralisation of power. Bu tutumları, gücün merkezileşmesi yönünde bir eğilime işaret etmektedir. More Sentences
Technical
14	Technical	eğilim	bent n.
He has a natural bent for music. Onun müzik için doğal bir eğilimi var. More Sentences
15	Technical	eğilim	trend n.
The weekly magazines fuel this trend by showing 'before and after' pictures. Haftalık dergiler "öncesi ve sonrası" resimlerini göstererek bu eğilimi körüklemektedir. More Sentences
Computer
16	Computer	eğilim	disposition n.
Is the Council not concerned about the gap between its deeds and the peoples' disposition? Konsey, eylemleri ile halkların eğilimleri arasındaki uçurumdan endişe duymuyor mu? More Sentences
Statistics
17	Statistics	eğilim	trend n.
The weekly magazines fuel this trend by showing 'before and after' pictures. Haftalık dergiler "öncesi ve sonrası" resimlerini göstererek bu eğilimi körüklemektedir. More Sentences
Common Usage
18	Common Usage	eğilim	leaning n.
General
19	General	eğilim	cast n.
20	General	eğilim	predisposition n.
21	General	eğilim	liability n.
22	General	eğilim	tenor n.
23	General	eğilim	desiring n.
24	General	eğilim	aptitude n.
25	General	eğilim	liking n.
26	General	eğilim	penchant n.
27	General	eğilim	obliquity n.
28	General	eğilim	proneness n.
29	General	eğilim	set n.
30	General	eğilim	ply n.
31	General	eğilim	affection n.
32	General	eğilim	relish n.
33	General	eğilim	proclivity n.
34	General	eğilim	predisposition to n.
35	General	eğilim	gravitation n.
36	General	eğilim	predisposition towards n.
37	General	eğilim	drift n.
38	General	eğilim	propensity to n.
39	General	eğilim	oblique n.
40	General	eğilim	run n.
41	General	eğilim	tide n.
42	General	eğilim	tilt n.
43	General	eğilim	squint n.
44	General	eğilim	notion n.
45	General	eğilim	desire n.
46	General	eğilim	pulse n.
47	General	eğilim	turn n.
48	General	eğilim	current n.
49	General	eğilim	sense n.
50	General	eğilim	device n.
51	General	eğilim	tendance n.
52	General	eğilim	bias n.
53	General	eğilim	tournure n.
54	General	eğilim	affinity n.
55	General	eğilim	dip n.
56	General	eğilim	taste n.
57	General	eğilim	rake n.
58	General	eğilim	cast n.
59	General	eğilim	nitency [rare] n.
60	General	eğilim	temper n.
61	General	eğilim	tendence [obsolete] n.
62	General	eğilim	trim n.
63	General	eğilim	clinamen n.
64	General	eğilim	vergency [obsolete] n.
65	General	eğilim	habit n.
66	General	eğilim	wind n.
67	General	eğilim	bone n.
68	General	eğilim	heart n.
69	General	eğilim	movement n.
70	General	eğilim	gust [obsolete] n.
71	General	eğilim	devices n.
72	General	eğilim	courage [obsolete] n.
73	General	eğilim	curve n.
74	General	eğilim	inkling [dialect] n.
75	General	eğilim	innitency [obsolete] n.
76	General	eğilim	innixion [obsolete] n.
77	General	eğilim	pendence [obsolete] n.
78	General	eğilim	predisponency [obsolete] n.
79	General	eğilim	strength n.
Trade/Economic
80	Trade/Economic	eğilim	undertone n.
81	Trade/Economic	eğilim	leverage n.
82	Trade/Economic	eğilim	bias n.
Electric
83	Electric	eğilim	bias n.
Biology
84	Biology	eğilim	affinity n.
85	Biology	eğilim	habitus n.
Latin
86	Latin	eğilim	animus n.
Archaic
87	Archaic	eğilim	talent n.
88	Archaic	eğilim	tenor n.
89	Archaic	eğilim	list n.

Meanings of "eğilim" with other terms in English Turkish Dictionary : 136 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	cinsel eğilim	sexual orientation n.
Your sexual orientation is not something you can change. Cinsel eğiliminiz değiştirebileceğiniz bir şey değildir. More Sentences
Trade/Economic
2	Trade/Economic	küresel eğilim	global trend n.
The global trend today is towards more openness, freedom, democracy and respect for human rights. Günümüzde küresel eğilim daha fazla açıklık, özgürlük, demokrasi ve insan haklarına saygı yönündedir. More Sentences
Common Usage
3	Common Usage	hakim eğilim	dominant trend n.
General
4	General	hakim eğilim	mainstream n.
5	General	eğilim belirleme	trend setting n.
6	General	marjinal eğilim	marginal propensity n.
7	General	aşağı doğru yönelen eğilim	downtrend n.
8	General	eğilim (kötü)	twist n.
9	General	eğilim (belirli bir işe yönelik)	vocation n.
10	General	gizli eğilim	undercurrent n.
11	General	genel eğilim	pulse n.
12	General	yukarıya doğru eğilim	upward trend n.
13	General	bir şeye eğilim	propensity for n.
14	General	bir şeye eğilim	propensity to n.
15	General	suça eğilim	tentation n.
16	General	felsefi eğilim	philosophical trend n.
17	General	eğilim belirleyici	trend-setter n.
18	General	-e eğilim	propensity (for/to) n.
19	General	çağdaş eğilim	contemporary trend n.
20	General	benzer eğilim	similar trend n.
21	General	karşı eğilim	countertendency n.
22	General	eğilim belirleme	trending n.
23	General	benzer bir eğilim	a similar tendency n.
24	General	yükselen eğilim	upward trend n.
25	General	yükselen eğilim	increasing trend n.
26	General	yükselen eğilim	rising trend n.
27	General	yükselen eğilim	uptrend n.
28	General	eğilim analizi	trend analysis n.
29	General	yükselen eğilim	emerging trend n.
30	General	eğilim belirleyici	tastemaker n.
31	General	eğilim belirleyici	taste-maker n.
32	General	eğilim belirleyici	tastemaker n.
33	General	eğilim belirleyici	tastemaker n.
34	General	belirgin eğilim	twist n.
35	General	gürültücülüğe ve kavgacılığa eğilim	yahooism n.
36	General	gizli eğilim	underrun n.
37	General	görünenin aksine olan eğilim	undertow n.
38	General	dindar eğilim	pious disposition n.
39	General	öngörülen eğilim	humor n.
40	General	güçlü bir eğilim	genius n.
41	General	iki zıt eğilim arasındaki ilişki	mutual opposition n.
42	General	yalnızlığa eğilim	lonesomeness n.
43	General	karşı eğilim	crosscurrent n.
44	General	kültsel eğilim veya bakış açısı	cultism n.
45	General	eğilim belirleyici	trend-setter n.
46	General	belirli bir yöne eğilim	polarity n.
47	General	eğilim göstermek	lean v.
48	General	eğilim göstermek	show a tendency to v.
49	General	eğilim göstermek	trend v.
50	General	eğilim göstermek	show tendency to v.
51	General	bir şeye eğilim göstermek	be given v.
52	General	eğilim göstermek	bend v.
53	General	eğilim gösteren	given adj.
54	General	doğal eğilim ile ilgili	dispositional adj.
Phrasals
55	Phrasals	(başka bir şeye/tarafa) eğilim göstermek	sway toward (something) v.
56	Phrasals	(birine/bir şeye) eğilim göstermek	gravitate toward (someone or something) v.
57	Phrasals	(birine/bir şeye) eğilim göstermek	gravitate to (someone or something) v.
58	Phrasals	-e doğru eğilim göstermek	trend toward v.
Colloquial
59	Colloquial	mevcut eğilim	bandwagon n.
Idioms
60	Idioms	günaha olan doğal eğilim	the old adam n.
61	Idioms	-e doğru bir eğilim olmak	trend toward something v.
Trade/Economic
62	Trade/Economic	doğrusal eğilim	linear trend n.
63	Trade/Economic	döngüsel eğilim	cyclical trend n.
64	Trade/Economic	eğilim analizi	trend analysis n.
65	Trade/Economic	eğilim çizgisi	trendline n.
66	Trade/Economic	eğilim yüzdesi	trend n.
67	Trade/Economic	eğilim eğrisi	trend curve n.
68	Trade/Economic	güncel eğilim ya da trend analizlerini kullanarak geriye dönük çıkarımlarda bulunma	backcasting n.
69	Trade/Economic	genel eğilim	overall tendency n.
70	Trade/Economic	hisse senedi eğilim çizgisi	trendline n.
71	Trade/Economic	karşı eğilim	adverse trend n.
72	Trade/Economic	merkezi eğilim	central tendency n.
73	Trade/Economic	merkezi eğilim ölçüleri	measures of central tendency n.
74	Trade/Economic	periyodik eğilim	cyclical trend n.
75	Trade/Economic	ters eğilim	counter-trend n.
76	Trade/Economic	ters eğilim	countertrend n.
77	Trade/Economic	temel eğilim	base drift n.
78	Trade/Economic	uzun dönemli eğilim	secular trend n.
79	Trade/Economic	yukarı eğilim	upside n.
80	Trade/Economic	yukarı yönlü eğilim	upside n.
Politics
81	Politics	ayrımcı eğilim	separatist tendency n.
82	Politics	merkezi eğilim	central tendency n.
83	Politics	siyasi eğilim	political tendency n.
84	Politics	oyların bir eğilim oluşturacak şekilde toplu halde değişimi	break n.
Tourism
85	Tourism	turist eğilim araştırması	tourist tendency research n.
86	Tourism	tatil eğilim anketi	vacation tendency survey n.
Technical
87	Technical	eğilim çizgisi	trend line n.
88	Technical	çözümsel eğilim	analytic trend n.
89	Technical	eğilim çizgisi	trendline n.
90	Technical	eğilim hatası	tendency error n.
91	Technical	eğilim çözümleme	trend analysis n.
Computer
92	Computer	doğrusal eğilim	linear trend n.
93	Computer	eğilim çizgisi adı	trendline name n.
94	Computer	eğilim yazılımı	courseware n.
95	Computer	eğilim türü	trend type n.
96	Computer	eğilim çizgisi hatası	trendline error n.
97	Computer	grafik eğilim	chart trend n.
98	Computer	seçili eğilim çizgisi	selected trendline n.
99	Computer	eğilim çizgisini biçimle	format trendline expr.
100	Computer	eğilim çizgisi ekle	add trendline expr.
Telecom
101	Telecom	bütünleştirici ve arabağlantı bilgisayara doğru artan eğilim	increasing trend toward integrating and interconnecting computer n.
Medical
102	Medical	(kimyasal maddelerde) kanserli dokuya olan eğilim	carcinophilia n.
103	Medical	ailesel eğilim	familial tendency n.
104	Medical	aspergilloza eğilim yaratan faktörler	factors predisposing to aspergillosis n.
105	Medical	tromboza eğilim	tendency to thrombosis n.
106	Medical	yana doğru eğilim	laterodeviation n.
107	Medical	deri lezyonlarının oluşmasına karşı yapısal eğilim	herpetism n.
Psychology
108	Psychology	eğilim analizi	trend analysis n.
109	Psychology	merkezi eğilim hatası	central tendency error n.
110	Psychology	merkezi eğilim ölçüsü	measure of central tendency n.
111	Psychology	olasılıklı eğilim	probabilistic trend n.
112	Psychology	paranoid eğilim	paranoid trend n.
Physiology
113	Physiology	sinir dokularına eğilim gösterme	neurotropism n.
Pathology
114	Pathology	tedavinin sekteye vurmasına yol açan, belirli bir hastalığa olan eğilim	miasm n.
115	Pathology	belirli bir meslekle ilgili zararlı eğilim	occupational disease n.
Statistics
116	Statistics	armitage'ın ki-kareli eğilim testi	armitage's chi-squared test for trend n.
117	Statistics	çokterimli eğilim	polynomial trend n.
118	Statistics	çözümlemeli eğilim	analytic trend n.
119	Statistics	doğrusal eğilim	linear trend n.
120	Statistics	doğrusal eğilim	rectilinear trend n.
121	Statistics	eğilim uydurma	trend fitting n.
122	Statistics	eğri doğrusal eğilim	curvilinear trend n.
123	Statistics	merkezi eğilim	central tendency n.
124	Statistics	merkezi eğilim ölçüleri	measures of central tendency n.
125	Statistics	oransal eğilim	rational trend n.
126	Statistics	noether'in döngüsel eğilim sınaması	noether's test for cyclical trend n.
127	Statistics	eğilim göstermek	skew v.
Zoology
128	Zoology	(hayvanda) içgüdüsel eğilim	appetence n.
129	Zoology	(hayvanda) içgüdüsel eğilim	appetency n.
Literature
130	Literature	kurguya eğilim	fantasticism n.
Linguistics
131	Linguistics	doğrusal eğilim	linear regression n.
132	Linguistics	merkeze eğilim ölçüleri	measures of central tendency n.
133	Linguistics	odaksal eğilim	central tendency n.
Sport
134	Sport	vuruş yüzeyi eğilim açısı	loft n.
Archaic
135	Archaic	kişinin formuna katkı sağlayan doğal eğilim	designation n.
136	Archaic	eğilim göstermek	give v.