gönüllü - Turkish English Dictionary

gönüllü

Meanings of "gönüllü" in English Turkish Dictionary : 34 result(s)

Turkish English
Common Usage
gönüllü willing adj.
Are you willing to make a deal?
Anlaşma yapmaya gönüllü müsün?

More Sentences
gönüllü voluntary adj.
Besides self-supply within the Union, this is the voluntary and unpaid provision of blood and blood products.
Birlik içinde kendi kendine tedarikin yanı sıra bu, kan ve kan ürünlerinin gönüllü ve ücretsiz olarak sağlanmasıdır.

More Sentences
General
gönüllü voluntary adj.
Yes, of course you must listen to voluntary blood donors.
Evet, elbette gönüllü kan bağışçılarını dinlemelisiniz.

More Sentences
gönüllü voluntarily adv.
Are you here voluntarily?
Buraya gönüllü mü geldin?

More Sentences
Trade/Economic
gönüllü voluntary adj.
This is why voluntary agreements with industry have to be treated with great care.
Bu nedenle endüstri ile yapılan gönüllü anlaşmalar büyük bir dikkatle ele alınmalıdır.

More Sentences
Common Usage
gönüllü volunteer n.
General
gönüllü lover n.
gönüllü volunteer n.
gönüllü willful adj.
gönüllü ready adj.
gönüllü freewill adj.
gönüllü self-imposed adj.
gönüllü wilful adj.
gönüllü voluntaristic adj.
gönüllü nonnegligent adj.
gönüllü ungrudging adj.
gönüllü volunteer adj.
gönüllü volitient adj.
gönüllü voluntative adj.
gönüllü willing and able adj.
gönüllü happy adj.
gönüllü honorary adj.
gönüllü his thanks adj.
gönüllü contented [obsolete] adj.
gönüllü prepared adj.
gönüllü self-inflicted adj.
gönüllü free-will adj.
gönüllü of one's own accord adv.
Colloquial
gönüllü pushed adj.
Politics
gönüllü volunteer n.
Abbreviation
gönüllü vol. n.
Archaic
gönüllü ultroneous adj.
gönüllü lief adj.
gönüllü content adj.

Meanings of "gönüllü" with other terms in English Turkish Dictionary : 338 result(s)

Turkish English
General
gönüllü asker volunteer n.
There are few volunteers here at the headquarters.
Karargahta birkaç gönüllü asker var.

More Sentences
gönüllü çalışma voluntary work n.
Suffice it for me to refer to the impact on families, social contacts, voluntary work and care for others.
Aileler, sosyal ilişkiler, gönüllü çalışma ve başkalarının bakımı üzerindeki etkilerine değinmekle yetineceğim.

More Sentences
gönüllü katkı voluntary contribution n.
That organization depends on voluntary contributions.
Bu organizasyon, gönüllü katkılara dayanıyor.

More Sentences
gönüllü itfaiyeci volunteer firefighter n.
The volunteer firefighters are the real unsung heroes in this situation.
Gönüllü itfaiyeciler bu durumda, tanınmamış gerçek kahramanlardır.

More Sentences
gönüllü olmak volunteer v.
The fact that we want blood donors to be volunteers should not be expressed in absolute terms.
Kan bağışçılarının gönüllü olmasını istediğimiz gerçeği mutlak terimlerle ifade edilmemelidir.

More Sentences
yapmaya gönüllü olmak volunteer v.
He volunteered to do all the things no one else wanted to do.
Kimsenin yapmak istemediği her şeyi yapmaya gönüllü oldu.

More Sentences
gönüllü olmak be willing to v.
Tom assumes Mary will be willing to help with the bake sale.
Tom, Mary'nin pasta satışına yardım etmeye gönüllü olacağını düşünüyor.

More Sentences
alçak gönüllü humble adj.
You're too humble.
Sen çok alçak gönüllüsün.

More Sentences
alçak gönüllü modest adj.
Tom is just modest.
Tom sadece alçak gönüllü.

More Sentences
yüce gönüllü magnanimous adj.
Might we not be a little more magnanimous and much more flexible?
Biraz daha yüce gönüllü ve çok daha esnek olamaz mıyız?

More Sentences
yüce gönüllü big adj.
That was big of Tom to help out like that.
Bu şekilde yardımda bulunması Tom'un yüce gönüllülüğündendi.

More Sentences
gönüllü olarak voluntarily adv.
More than a third of its personnel proudly and voluntarily sign up before they reach adulthood.
Çalışanlarının üçte birinden fazlası yetişkinliğe ulaşmadan önce gururla ve gönüllü olarak kaydolmaktadır.

More Sentences
Phrasals
(yardım etmek için) gönüllü olmak come forward v.
Six men came forward to volunteer for the work.
Altı adam bu iş için gönüllü oldu.

More Sentences
Trade/Economic
gönüllü istifa voluntary resignation n.
The company appealed for people to take voluntary resignation.
Şirket insanlara gönüllü istifa etmeleri için çağrıda bulundu.

More Sentences
Politics
gönüllü kuruluşlar voluntary organizations n.
They are thereby sabotaging constructive dialogue between governments and voluntary organisations.
Böylece hükümetler ve gönüllü kuruluşlar arasındaki yapıcı diyaloğu sabote ediyorlar.

More Sentences
Industry
gönüllü sektör voluntary sector n.
Regional policy pushed to put these projects in the hands of the voluntary sector and now they seem to be disadvantaged.
Bölgesel politika bu projeleri gönüllü sektörün eline bırakmaya zorladı ve şimdi dezavantajlı görünüyorlar.

More Sentences
Technical
gönüllü olarak voluntarily adv.
Afternoon clubs organised voluntarily often do valuable work.
Gönüllü olarak düzenlenen öğleden sonra kulüpleri genellikle değerli işler yapmaktadır.

More Sentences
Computer
gönüllü iş volunteer work n.
Do you do any volunteer work?
Hiç gönüllü iş yapar mısın?

More Sentences
General
gönüllü incelemeye açma anlaşması voluntary offer agreement n.
gönüllü süvari alayı yeomanry n.
gönüllü olarak askere giden enlister n.
gönüllü yazılma enlistment n.
gönüllü tercih/karar free will n.
gönüllü asker minuteman n.
her an savaşa hazır gönüllü asker minuteman n.
gönüllü olarak askere gitme enlisting n.
gönüllü asker enlistee n.
gönüllü tahliye voluntary evacuation n.
gönüllü yapılan iş a labor of love n.
gönüllü kuruluş voluntary agency n.
afetten korunma gönüllü kuruluşları voluntary organizations for disaster prevention n.
gönüllü kurumlar voluntary association n.
gönüllü asker terrier n.
düzenleyici ve gönüllü sektör regulatory and voluntary sector n.
gönüllü hizmet voluntary service n.
gönüllü yardımseverlik voluntarism n.
gönüllü asker military volunteer n.
gönüllü işçi volunteer worker n.
gönüllü çalışan rahip lay brother n.
gönüllü çalışma volunteer work n.
gönüllü kurumlar non-profit organisations n.
gönüllü eylem voluntary action n.
çevre gönüllü kuruluşları environmental voluntary organizations n.
gönüllü çalışmalar volunteer studies n.
profesyonel itfaiyeci (gönüllü olmayan) career firefighter n.
gönüllü itfaiye teşkilatı volunteer fire department n.
gönüllü itfaiyecilik voluntary firefighting n.
gönüllü öğretmen volunteer teacher n.
gönüllü kölelik/kulluk voluntary servitude n.
gönüllü hayırsever do-gooder n.
gönüllü eğitmen volunteer educator n.
iki dilde de yeterli olup gönüllü tercumanlık yapan alaylı kimse lay interpreter n.
iki dilde de yeterli olup gönüllü tercumanlık yapan alaylı kimse chance interpreter n.
iki dilde de yeterli olup gönüllü tercumanlık yapan alaylı kimse ad hoc interpreter n.
gönüllü yönetimi volunteer management n.
(eski rusya'da) kırsal alanlarda gıda gibi yerel ihtiyaç için gönüllü alınan vergi self-taxation n.
gönüllü ekip volunteer team n.
hastanede gönüllü çalışan kişi candy striper n.
çıkar gözetmeden gönüllü yapılan iş labour of love n.
çıkar gözetmeden gönüllü yapılan iş labor of love n.
birinin gelir vergisinden gönüllü olarak sağlanan katkı checkoff n.
hastanede gönüllü destek ekipleri auxiliaries n.
hastanede gönüllü destek ekibi auxiliary n.
gönüllü ek katkı avc (additional voluntary contribution) n.
gönüllü fazladan katkı avc (additional voluntary contribution) n.
gönüllü çalışan kimse unpaid worker n.
gönüllü çalışmada bulunan kimse unpaid worker n.
gönüllü kimse voluntary n.
gönüllü yapılan iş voluntary n.
gönüllü itfaiyeci vamp n.
gönüllü itfaiye teşkilatı vfd (volunteer fire department) n.
gönüllü eyleme dayalı politika voluntaryism n.
sosyal hizmetler bölümü veya gönüllü kuruluşlar tarafından işletilen, yaşlı veya evden çıkamayan insanlara sıcak yemek götüren bir hizmet programı meals on wheels [uk] n.
birine gönüllü hizmetçilik yapan kimse boswell n.
alçak gönüllü olma humbleness n.
özel gönüllü kuruluş private voluntary organization n.
ayran gönüllü kimse butterfly n.
gönüllü olma contentation [obsolete] n.
beslenmekten gönüllü olarak kaçınan kimse faster n.
(din, sağlık gibi nedenlerle) beslenmekten gönüllü kaçınma fasting n.
para toplama kampanyasında yapılan bağışları kaydeden gönüllü pledge taker n.
gönüllü münzevi seclusionist n.
gönüllü sürgün self-exile n.
gönüllü sürgün edilen kimse self-exile n.
gönüllü hareket self-motion n.
gönüllü savaşçı volunteer warrior n.
hastanede gönüllü bebek bakan kimse cuddler n.
bir sigorta firmasına ilişkin yasal yükümlülüğün gönüllü olarak kaldırılması surrender n.
gönüllü iş üstlenen kimse volunteer n.
gönüllü yazılmak volunteer v.
gönüllü yazılmak enlist v.
gönüllü olmak step up to the plate v.
alçak gönüllü olmak be unpretentious v.
-e gönüllü olarak katılmak volunteer for v.
gönüllü girmek volunteer v.
pek çok gönüllü iş yapmak do a lot of volunteer work v.
nöbet tutmak için gönüllü olmak volunteer for sentry duty v.
gönüllü çalışmak work voluntarily v.
gönüllü asker olmak volunteer v.
gönüllü olmak offer v.
birine eş olmaya gönüllü olmak offer v.
gönüllü göstermek volunteer v.
gönüllü görünmek volunteer v.
(emrivaki olarak birini) gönüllü yapmak volunteer v.
… yapmaya gönüllü olmak offer v.
yüce gönüllü ethel adj.
yüce gönüllü benevolent adj.
geniş gönüllü liberal adj.
yüce gönüllü noble adj.
gelgeç gönüllü capricious adj.
yüce gönüllü generous adj.
alçak gönüllü meek adj.
yüce gönüllü high minded adj.
yarı gönüllü semivoluntary adj.
yüce gönüllü big-hearted adj.
yüce gönüllü high-minded adj.
gönüllü olarak maruz kalan self-imposed adj.
ayran gönüllü quick to fall in love adj.
gönüllü sürgün olan self-exiled adj.
gönüllü yapılan uncompelled adj.
gönüllü olarak üstlenmiş engaged adj.
geniş gönüllü largifical adj.
yüce gönüllü haught [obsolete] adj.
alçak gönüllü demure adj.
geniş gönüllü guidwillie [scotland] adj.
aşırı alçak gönüllü overmodest adj.
belirli bir tutarı vermeye gönüllü olan good (for) adj.
(illegal işlem veya uygulamalarda) tüm tarafların gönüllü katılımını içeren consensual adj.
(kendini) gönüllü olarak sürmüş self-banished adj.
gönüllü olarak maruz kalan self-inflicted adj.
yüce gönüllü freely adj.
gönüllü bir şekilde loverly adv.
gönüllü olarak of one's own volition adv.
alçak gönüllü bir şekilde unpretentiously adv.
alçak gönüllü bir şekilde hard adv.
gönüllü olarak fainly adv.
yüce gönüllü bir şekilde high-mindedly adv.
gönüllü süvari alayı yeo (yeomanry) abrev.
gönüllü süvari alayı yeom (yeomanry) abrev.
özel gönüllü kuruluş pvo (private voluntary organization) abrev.
Phrasals
bir işe gönüllü olmak volunteer as something v.
gönüllü olarak talip olmak volunteer as something v.
bir işi gönüllü yapmak volunteer as something v.
(yardım etmek için) gönüllü olmak come forward v.
bir şey için gönüllü olmak volunteer for something v.
bağış yaparak/gönüllü olarak yardımda bulunmak give back v.
-e gönüllü olmak volunteer as v.
gönüllü olarak talip olmak volunteer as v.
i gönüllü yapmak volunteer as v.
Phrases
birini/bir şeyi desteklemeye istekli/gönüllü değil out of sympathy with somebody/something expr.
Colloquial
ingiliz ordusunda bölgesel gönüllü askerler birliğinin üyesi terrier n.
risk almaya gönüllü sporting blood n.
bir şeye gönüllü/istekli olmak be up for something v.
gönüllü olmak be game v.
gönüllü olmak be prepared v.
(bir şeye) gönüllü olmak be up to (something) v.
gönüllü olarak of one's own accord expr.
Idioms
(alay yollu) cömert/yüce gönüllü patron/müdür benevolent overlord n.
çıkar gözetmeden gönüllü yapılan iş a labour of love n.
gönüllü er olarak seçmek army volunteer v.
çok gönüllü olmak fall over backwards v.
çok gönüllü olmak bend over backwards v.
alçak gönüllü olmak go to canossa v.
alçak gönüllü davranmaya başlamak go to canossa v.
risk almaya gönüllü olmak have sporting blood v.
yarı gönüllü half a heart adv.
gönüllü olarak with a good grace expr.
gönüllü olarak of own accord expr.
gönüllü olarak of your own accord expr.
gönüllü olarak of your own free will expr.
gönüllü olarak off your own bat [uk] expr.
gönüllü olarak with good grace expr.
Speaking
beni gönüllü olduğuma pişman ediyorsun you make me regret volunteering expr.
bu kadar alçak gönüllü olma don't be so modest expr.
Trade/Economic
ingiltere'de bireysel tasarruf hesapları için gönüllü olarak kabul edilmiş standartlar cat standard n.
gönüllü sektör third sector n.
bireysel borçların (gönüllü olarak) yeniden yapılandırılması yöntemi individual voluntary arrangement n.
bir proje veya websitesi gibi konuların çözümüne yönelik olarak çok sayıda insanın oluşturduğu topluluğun gönüllü olarak katkıda bulunması crowdsourcing n.
eski işçileri gönüllü olarak emekliliğe özendiren mali teşvikler worker buyout n.
gönüllü satış voluntary sale n.
gönüllü tasfiye voluntary liquidation n.
gönüllü kesintiler voluntary check off n.
gönüllü örgüt voluntary organisation n.
gönüllü ihracat kısıtlamaları voluntary export restrictions n.
gönüllü karbon piyasası voluntary carbon market n.
gönüllü staj voluntary internship n.
gönüllü örgüt voluntary organization n.
gönüllü sektör çalışmaları voluntary sector studies n.
gönüllü emeklilik voluntary retirement n.
gönüllü memur unsalaried clerk n.
gönüllü olmayan işsizlik involuntary unemployment n.
gönüllü uygulama voluntary application n.
gönüllü katılım voluntary participation n.
gönüllü olarak birleşen ve aynı alanda ticaret yapan mağazalar voluntary chains n.
gönüllü işsizlik voluntary unempolyment n.
gönüllü istihdam voluntary employment n.
gönüllü alan voluntary area n.
gönüllü tasfiye voluntary winding up n.
gönüllü ihracat kısıtlamaları voluntary export restrictions n.
gönüllü (işten) çıkarma voluntary redundancy n.
ihracatçıların bazı ihraç maddelerinin gönüllü olarak kısıtlanması için yaptıkları gayriresmi düzenlemeler voluntary restraint agreements n.
insanları gönüllü olarak harekete sürükleyici şey stimulus n.
kusurlu ürünlerin gönderilmesi sonrası firmanın ilgili müşteriyi gönüllü olarak çağırması positive recall n.
şirket borçlarının (gönüllü olarak) yeniden yapılandırılması yöntemi company voluntary arrangement n.
bağımsız perakendecilerden oluşan gönüllü bir grubun üyesi voluntary retailer n.
bağımsız perakendecilerden oluşan gönüllü bir grubun üyesi symbol retailer n.
(ingiltere'de) hem işverenlerin hem de işçilerin ücretler, çalışma saatleri gibi sorunları çözdüğü kalıcı gönüllü kurullar sistemi whitleyism n.
gönüllü istifa karşılığında çalışana sunulan mali teşvik buyout n.
erken emeklilik veya gönüllü istifa karşılığında sunulan mali teşvik buy-out n.
Law
gönüllü fesih voluntary dissolution n.
gönüllü yemin voluntary oath n.
gönüllü dernek voluntary association n.
gönüllü tahkim voluntary arbitration n.
Politics
avrupa gönüllü hizmeti european voluntary service n.
destekli gönüllü dönüş assisted voluntary return n.
gönüllü olarak yurda kesin dönüş yapanlar için el kitabı practical guide for a returnee n.
gönüllü kuruluşlar voluntary agencies n.
gönüllü emsal gözden geçirme süreci voluntary peer review process n.
gönüllü ek katkı additional voluntary contribution n.
gönüllü geri dönüş voluntary repatriation n.
gönüllü ulusal katkı voluntary national contribution n.
gönüllü dernek a volunteer association n.
gönüllü örgüt volunteer organization n.
gönüllü itiraf voluntary disclosure n.
gönüllü savunucu voluntary defender n.
kar amaçsız özel gönüllü örgüt nonprofit private voluntary organization n.
sırp gönüllü muhafızları serbian volunteer corps (sdk) n.
sırp gönüllü muhafızları serbian volunteer guard n.
sırp gönüllü muhafızları srpski dobrovoljaèki korpus n.
sırp gönüllü muhafızları serbian volunteer corps n.
sırp gönüllü muhafızları arkan's tigers n.
sırp gönüllü muhafızları serbisches freiwilligenkorpsin n.
üretimle bağlantılı gönüllü destek voluntary coupled support n.
ulster gönüllü gücü uvf (ulster volunteer force) n.
(iran'da) gönüllü milis teşkilatı baseej n.
1938-66 yılları arasında birleşik krallık'ta yoksullara yardım yapan bir gönüllü örgüt wvs (women's voluntary service) abrev.
Institutes
birleşik krallık'ta gönüllü çalışmak isteyen kişileri uygun gönüllü kuruluşlarla eşleştiren bir kuruluş volunteer bureau [uk] n.
(britanya'da) anne babaların çocukları konusunda anonim olarak danışabilecekleri gönüllü bir kuruluş parents anonymous [uk] n.
avusturya sahillerinde gönüllü bir cankurtaran kuruluşu slsc (surf life saving club) n.
1938-66 yılları arasında birleşik krallık'ta yoksullara yardım yapan bir gönüllü örgüt wrvs (women's royal voluntary service) abrev.
öğrencileri gönüllü çalışmaları için gelişmekte olan ülkelere gönderen kuruluş cuso (canadian university services overseas) abrev.
Insurance
gönüllü katılım voluntary participation n.
hayat sigortasının gönüllü iptali surrender n.
Tourism
gezginlerin ziyaret ettikleri yerlerdeki topluluklara ve çevreye yardım etmek için gönüllü olarak çalışması voluntourism n.
Automotive
gönüllü işten çıkma voluntary employee withdrawal n.
gönüllü işten ayrılma voluntary employee withdrawal n.
Marine
gönüllü savaş gemisi privateer n.
gönüllü deniz nakliye anlaşması voluntary intermodal sealift agreement n.
gönüllü bahriyeli matlo n.
gönüllü bahriyeli matelot n.
gönüllü bahriyeli matlow n.
geminin belirli rotasından gönüllü ve gereksiz bir şekilde ayrılması deviation n.
birleşik krallık donanması'na ait gönüllü bir askeri birlik rnvr (royal naval volunteer reserve) abrev.
Medical
gönüllü hizmetler voluntary services n.
gönüllü hastane voluntary hospital n.
gönüllü hizmet hastanesi voluntary hospital n.
gönüllü kan bağışçısı volunteer blood donor n.
gönüllü kan vericisi volunteer blood donor n.
(bir akıl hastanesine yapılan) gönüllü başvuru voluntary commitment n.
Psychology
gönüllü yanlılığı volunteer bias n.
Breeding
gönüllü sağım sistemi voluntary milking system n.
Social Sciences
bir kimseyi koruyucu aileye veya gönüllü kuruluşa yerleştirme boarding out n.
hayır işi yapan gönüllü grubu working bee [new zealand] n.
aids hastalarına destek veren gönüllü buddy n.
engelli olup işe dönen birine destek veren gönüllü buddy n.
halk yararına işler konusunda gönüllü olma community spirit n.
koruyucu aileye veya gönüllü kuruluşa yerleştirilmeyle ilgili boarding-out adj.
Education
gönüllü kaynaştırma/entegrasyon programı voluntary integration program n.
gönüllü öğretmen volunteer teacher n.
(katılımın zorunlu olduğu derste) gönüllü devamsızlık cut n.
History
katolikler tarafından papaya yapılan yıllık gönüllü katkı alms fee n.
katolikler tarafından papaya yapılan yıllık gönüllü katkı peter's pence n.
frenk prenslere bağlı tebaa veya gönüllü antrustion n.
katolikler tarafından papaya yapılan yıllık gönüllü katkı hearth money n.
ilk abd gönüllü hizmetleri rejiminin üyesi rough rider n.
ilk abd gönüllü hizmetleri rejimi üyeleri rough riders n.
ilk abd gönüllü hizmetleri rejiminin üyesi roughrider n.
ispanya iç savaşı'nda savaşan uluslararası gönüllü tugay kuvveti international brigade n.
Religious
kilisede gönüllü olarak belirli işlevleri yerine getiren kilise cemaatinden bir kadın altar society n.
(gönüllü başkanlık yönetimi altında) latter-day saint church yetkisinde bulunan özel bölge stake n.
alçak gönüllü poor in spirit adj.
Meteorology
gönüllü gözlemci cooperative observer n.
Military
kraliyet hava kuvvetleri gönüllü ihtiyat kuvveti rafvr n.
bölgesel gönüllü askerler territorial and army volunteer reserve (tavr) n.
bölgesel gönüllü askerler territorial and army volunteer reserve (tavr) n.
bölgesel gönüllü askerler territorial and army volunteer reserve (tavr) n.
tam zamanlı çalışan gönüllü ulusal muhafızlar active guard and reserve n.
kadrosuz olduğu halde subay rütbesine sahip gönüllü reformado n.
gönüllü eğitim birliği reinforcement training unit n.
askerlikte otuz yıllık görevini tamamlamayı planlayan gönüllü asker thirty-year man n.
gönüllü eğitim voluntary training n.
gönüllü asker sözleşmesi contractor of enlistment n.
gönüllü faal göreve çağrı voluntary order or recall to active duty n.
gönüllü asker enlisted n.
gönüllü eğitim birliği voluntary training unit n.
gönüllü asker kaydı enlistment n.
gönüllü asker volunteer n.
gönüllü ordu volunteer army n.
gönüllü hizmete çabuk dönüş immediate reenlistment n.
gönüllü asker alma recruitment n.
gönüllü müfreze volunteer platoon n.
gönüllü asker enlistee n.
gönüllü muhafızlar voluntary civic guards n.
gönüllü askerlik ikramiyesi enlisted allowance n.
yeniden gönüllü askere yazılma reenlistment n.
yeniden gönüllü askere yazılma ikramiyesi reenlistment bonus n.
yeniden gönüllü askere yazılma oranı reenlistment rate n.
gönüllü subay enlisted officer n.
gönüllü astsubay enlisted person n.
gönüllü asker enlistee n.
kanada'da yurt dışı hizmetlerine gönüllü olmayıp sadece yurt içi hizmette görev alan asker zombi [canada] n.
kanada'da yurt dışı hizmetlerine gönüllü olmayıp sadece yurt içi hizmette görev alan asker zombie [canada] n.
gönüllü asker voluntary n.
avustralya'da kurulan yarı zamanlı gönüllü bir askeri birlik vdc (volunteer defence corps) n.
birinci dünya savaşı'nda askeri hastane ve ambulanslarda görev yapan gönüllü ingiliz kadınlarından oluşan bir kuruluş voluntary aid detachment n.
gönüllü yardım müfrezesi voluntary aid detachment n.
gönüllü tanker anlaşması voluntary tanker agreement n.
ikinci dünya savaşı'nda birleşik krallık'ın savunması için toplanan gönüllü yarı zamanlı bir askeri birlik home guard n.
ingiliz gönüllü süvari alayının bir üyesi yeoman n.
birleşik krallık'ta hizmet yapan bazı gönüllü süvari birlikleri yeomanry cavalry [uk] n.
kuzey irlanda gönüllü kuvvetleri loyalist volunteer force n.
gönüllü asker territorial n.
bir devletin ordusundaki yabancı uyruklu vatandaşlardan oluşan gönüllü birlikler foreign legion n.
gönüllü askere gitmek enlist v.
gönüllü askere almak enlist v.
gönüllü askere yazılmak enlist v.
gönüllü asker yazılmak re-up v.
Sport
(krikette) atışların tüm kaleler düşmeden gönüllü olarak sonlandırılması declaration n.
Abbreviation
ulusal gönüllü kuruluşlar konseyi ncvo (national council for voluntary organizations) n.
Archaic
gönüllü tercih ultroneousness n.
gönüllü karar ultroneousness n.
gönüllü asker privateer n.
bir sigorta firmasına ilişkin yasal yükümlülüğün gönüllü olarak kaldırılması surrendry n.
gönüllü yazılmak inlist v.
gönüllü olarak ultroneously adv.
gönüllü bir şekilde ultroneously adv.
Slang
askerlik hizmetine gönüllü astsubay olarak başlayan subay mustang n.
Star Wars
gönüllü güvenlik güçleri volunteer security forces n.