|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
güvenli sürüş |
safe drive n.
|
|
The width of the road is insufficient for safe driving.
Yolun genişliği güvenli sürüş için yetersiz.
More Sentences
|
2 |
General |
güvenli erişim |
secure access n.
|
|
We need to be clear that the motivating force for this war is primarily about trying to ensure secure access to oil.
Bu savaşın motivasyon kaynağının öncelikle petrole güvenli erişim sağlamaya çalışmak olduğu konusunda net olmalıyız.
More Sentences
|
3 |
General |
güvenli kullanım |
safe use n.
|
|
They also want to know whether the level of protection, safe use and biological diversity can be guaranteed.
Ayrıca koruma düzeyi, güvenli kullanım ve biyolojik çeşitliliğin garanti edilip edilemeyeceğini de bilmek istiyorlar.
More Sentences
|
4 |
General |
güvenli olmayan |
unsafe adj.
|
|
So they know his conviction is unsafe, but he could still be executed.
Yani mahkumiyetinin güvenli olmadığını biliyorlar ama yine de idam edilebilir.
More Sentences
|
5 |
General |
en güvenli |
safest adj.
|
|
So safe, that I am convinced that it is among the safest in the world.
O kadar güvenli ki, dünyanın en güvenlileri arasında yer aldığına inanıyorum.
More Sentences
|
6 |
General |
oldukça güvenli |
quite safe adj.
|
|
Tom is quite safe.
Tom oldukça güvenlidir.
More Sentences
|
7 |
General |
güvenli bir şekilde |
safely adv.
|
|
During that time hundreds of thousands of tonnes of fresh-meat products were safely imported.
Bu süre zarfında yüz binlerce ton taze et ürünü güvenli bir şekilde ithal edildi.
More Sentences
|
|
8 |
General |
güvenli bir şeklide |
securely adv.
|
|
Tom knotted the rope securely.
Tom ipi güvenli bir şekilde düğümledi.
More Sentences
|
9 |
General |
güvenli şekilde |
safely adv.
|
|
Our objective is best, and most safely, reached by way of the model of the environmentally responsible market economy.
Hedefimize en iyi ve en güvenli şekilde, çevreye duyarlı piyasa ekonomisi modeliyle ulaşabiliriz.
More Sentences
|
Colloquial |
|
10 |
Colloquial |
güvenli bir yer |
a safe place n.
|
|
Our Europe must be a safe place for everyone, regardless of ethnic identity, race, religion or sexual orientation.
Avrupa'mız etnik kimliği, ırkı, dini ya da cinsel yönelimi ne olursa olsun herkes için güvenli bir yer olmalıdır.
More Sentences
|
Speaking |
|
11 |
Speaking |
güvenli bir yer |
someplace safe expr.
|
|
You might want to put this someplace safe.
Bunu güvenli bir yere koymak isteyebilirsin.
More Sentences
|
Technical |
|
12 |
Technical |
güvenli kullanım |
safe use n.
|
|
They also want to know whether the level of protection, safe use and biological diversity can be guaranteed.
Ayrıca koruma düzeyi, güvenli kullanım ve biyolojik çeşitliliğin garanti edilip edilemeyeceğini de bilmek istiyorlar.
More Sentences
|
Computer |
|
13 |
Computer |
güvenli ödeme |
secure payment n.
|
|
Lastly, secure payment must be protected, or the consumer will have no confidence in this system.
Son olarak güvenli ödeme korunmalıdır, aksi takdirde tüketicinin bu sisteme güveni kalmayacaktır.
More Sentences
|
Textile |
|
14 |
Textile |
çevre açısından güvenli |
environmentally safe n.
|
|
Is this environmentally safe?
Bu çevre açısından güvenli mi?
More Sentences
|
General |
|
15 |
General |
güvenli besin |
secure food n.
|
|
16 |
General |
geçici harekat güvenli prosedürü |
temporary operational safety procedure n.
|
|
17 |
General |
güvenli bağ |
secured bond n.
|
|
18 |
General |
güvenli dönem |
safe period n.
|
|
19 |
General |
güvenli hale getirme işlemi |
render safe procedure n.
|
|
20 |
General |
güvenli giriş profili |
trustpass profile n.
|
|
21 |
General |
güvenli erişim |
safe access n.
|
|
22 |
General |
güvenli kullanım |
secure use n.
|
|
23 |
General |
güvenli ısınma |
safe heating n.
|
|
24 |
General |
güvenli kullanım |
safe usage n.
|
|
25 |
General |
güvenli cinsellik |
safe sexuality n.
|
|
26 |
General |
güvenli cinsellik |
safe sex n.
|
|
27 |
General |
güvenli olmayan su |
non-potable water n.
|
|
28 |
General |
güvenli işlem |
secure transaction n.
|
|
29 |
General |
güvenli alan |
safe area n.
|
|
30 |
General |
güvenli yer |
safety place n.
|
|
31 |
General |
güvenli hizmet |
secure service n.
|
|
32 |
General |
güvenli geçiş |
safe passage n.
|
|
33 |
General |
güvenli geçiş |
secure passage n.
|
|
34 |
General |
güvenli vuruş |
safe shot n.
|
|
35 |
General |
güvenli vuruş |
safety shot n.
|
|
36 |
General |
güvenli giriş |
safe entry n.
|
|
37 |
General |
güvenli seks |
safe sex n.
|
|
38 |
General |
güvenli seks |
safer sex n.
|
|
39 |
General |
güvenli seks |
protected sex n.
|
|
40 |
General |
güvenli uçuş |
safe flight n.
|
|
41 |
General |
güvenli çözüm |
trustworthy solution n.
|
|
42 |
General |
güvenli bir mahalle |
a safe neighbourhood n.
|
|
43 |
General |
güvenli yer |
beachhead n.
|
|
44 |
General |
güvenli bir muhit |
a safe neighborhood n.
|
|
45 |
General |
güvenli sürücü |
safe driver n.
|
|
46 |
General |
güvenli kağıt |
security paper n.
|
|
47 |
General |
güvenli gıda |
secure food n.
|
|
|
48 |
General |
güvenli oda |
saferoom n.
|
|
49 |
General |
güvenli oda |
safe room n.
|
|
50 |
General |
güvenli elektronik işlem |
secure electronic transaction n.
|
|
51 |
General |
güvenli bebek terketme bölgesi |
baby flap n.
|
|
52 |
General |
yaşanılan mekanda, temel önlemler alarak, dışarıdan gelen tehditlere karşı
oluşturulan güvenli bir alan |
shelter in place n.
|
|
53 |
General |
güvenli olmama |
unsafeness n.
|
|
54 |
General |
güvenli olmama |
unsafety n.
|
|
55 |
General |
güvenli ve sığınılacak yer |
harborage n.
|
|
56 |
General |
aktarımın kolay veya güvenli olması için basılı malzemenin nokta boyutuna indirgenmiş fotografik çoğaltımı |
microdot n.
|
|
57 |
General |
güvenli yer |
oasis n.
|
|
58 |
General |
çocuk oyunlarında güvenli bölge |
goal n.
|
|
59 |
General |
güvenli kişi |
safe person n.
|
|
60 |
General |
aşırı kendine güvenli |
chutzpanik n.
|
|
61 |
General |
(anglo-sakson ve töton kanunlarında) tutuklanmadan muafiyet sağlayan güvenli bölge |
precinct n.
|
|
62 |
General |
(bir şeye) güvenli bağlanma |
rooting n.
|
|
63 |
General |
güvenli ev/bina |
bunker house n.
|
|
64 |
General |
güvenli geçiş |
free pass n.
|
|
65 |
General |
güvenli sporlar |
safe sports n.
|
|
66 |
General |
güvenli seyahat garantisi veren geçiş kartı |
protection n.
|
|
67 |
General |
güvenli yer |
succor [us] n.
|
|
68 |
General |
güvenli yer |
succour [uk] n.
|
|
69 |
General |
güvenli hale getirmek |
make safe v.
|
|
70 |
General |
güvenli hale getirmek |
make secure v.
|
|
71 |
General |
güvenli bir yere gizlemek |
stash v.
|
|
72 |
General |
güvenli bir yere kaçmak (kurşunlardan) |
run for cover v.
|
|
73 |
General |
güvenli biçimde yaşamak |
live in safety v.
|
|
74 |
General |
güvenli kılmak |
make something safe v.
|
|
75 |
General |
güvenli kılmak |
render something safe v.
|
|
76 |
General |
güvenli bir iniş yapmak |
make a safe landing v.
|
|
77 |
General |
daha güvenli bir yer bulmak |
find a safer place v.
|
|
78 |
General |
kendine daha fazla güvenli hale gelmek |
become more self-confident v.
|
|
79 |
General |
güvenli bir liman bulmak |
enharbor v.
|
|
80 |
General |
güvenli bir yere koymak |
ensconce v.
|
|
81 |
General |
güvenli bir yere saklamak |
ensconce v.
|
|
82 |
General |
güvenli tarafta konumlanmak |
belee v.
|
|
83 |
General |
güvenli tarafa geçmek |
belee v.
|
|
84 |
General |
güvenli hale getirmek |
safe [obsolete] v.
|
|
85 |
General |
arıza durumunda güvenli moda dönmek |
fail-safe v.
|
|
86 |
General |
güvenli bir yere yerleştirmek |
ice v.
|
|
87 |
General |
güvenli duruma sokmak |
ice v.
|
|
88 |
General |
güvenli sınırın ötesine genişlemek |
overextend v.
|
|
89 |
General |
güvenli yerden zorla çekip çıkarmak |
draw v.
|
|
90 |
General |
güvenli yere koymak |
insconce v.
|
|
91 |
General |
güvenli yere koymak |
inshelter v.
|
|
92 |
General |
bir yere güvenli bir şekilde koymak |
snug v.
|
|
93 |
General |
gibi güvenli |
as secure as adj.
|
|
94 |
General |
kadar güvenli |
as secure as adj.
|
|
95 |
General |
kendine güvenli |
self-confident adj.
|
|
96 |
General |
göz için güvenli |
eye-safe adj.
|
|
97 |
General |
insanlar için güvenli |
safe for people adj.
|
|
98 |
General |
güvenli ve emin |
safe and secure adj.
|
|
99 |
General |
yiyecek maddeleri için uygun veya güvenli |
food safe adj.
|
|
100 |
General |
güvenli hale getirilebilir |
securability adj.
|
|
101 |
General |
aşırı güvenli |
ultrasafe adj.
|
|
102 |
General |
güvenli ve kayıtsız şartsız bir şekilde yerine getirilmiş |
effected adj.
|
|
103 |
General |
gizli bilgi verilmesi güvenli olmayan (kimse) |
uncleared adj.
|
|
104 |
General |
güvenli bir yere konulmuş |
ensconced adj.
|
|
105 |
General |
güvenli bir şekilde yapılmış |
betaught adj.
|
|
106 |
General |
finansal açıdan güvenli |
healthy adj.
|
|
107 |
General |
yalın ve güvenli |
homelike adj.
|
|
108 |
General |
oldukça güvenli |
odds-on adj.
|
|
109 |
General |
güvenli olanın ötesinde sorumluluk taşıyan |
overextended adj.
|
|
110 |
General |
güvenli olanın ötesinde risk taşıyan |
overextended adj.
|
|
111 |
General |
fazla güvenli |
oversanguine adj.
|
|
112 |
General |
saldırıya karşı güvenli |
fast [obsolete] adj.
|
|
113 |
General |
oldukça güvenli |
cocksure [obsolete] adj.
|
|
114 |
General |
güvenli şekilde kapatmak için kullanılan |
sealing adj.
|
|
115 |
General |
güvenli gizlilik sunan |
snug adj.
|
|
116 |
General |
aşırı öz güvenli |
superconfident adj.
|
|
117 |
General |
aşırı güvenli |
supersafe adj.
|
|
118 |
General |
olağanüstü güvenli |
supersafe adj.
|
|
119 |
General |
güvenli olarak |
crousely adv.
|
|
120 |
General |
güvenli bir şekilde |
luxuriously adv.
|
|
121 |
General |
güvenli olarak |
confidently adv.
|
|
122 |
General |
güvenli bir şekilde |
snugly adv.
|
|
123 |
General |
güvenli bir şeklide |
in a safe manner adv.
|
|
124 |
General |
güvenli bir şeklide |
safely adv.
|
|
125 |
General |
kendine güvenli bir şekilde |
self-confidently adv.
|
|
126 |
General |
güvenli olmayan bir biçimde |
unsafely adv.
|
|
127 |
General |
güvenli bir şekilde |
tight adv.
|
|
128 |
General |
kendine güvenli bir şekilde |
buoyantly adv.
|
|
129 |
General |
güvenli bir şekilde |
saufly adv.
|
|
130 |
General |
güvenli bir şekilde |
savely adv.
|
|
131 |
General |
güvenli bir şekilde |
solidly adv.
|
|
132 |
General |
güvenli bir şekilde |
square adv.
|
|
133 |
General |
güvenli bir şekilde |
surely adv.
|
|
134 |
General |
(bir şey) için güvenli anlamı veren bir son ek |
worthy suf.
|
|
Phrasals |
|
135 |
Phrasals |
güvenli bölgeye taşımak |
carry through v.
|
|
136 |
Phrasals |
fırtınayı güvenli bir şekilde atlatmak |
weather out v.
|
|
137 |
Phrasals |
güvenli (bir şeye/yere) koymak/yerleştirmek |
tuck into (something) v.
|
|
138 |
Phrasals |
güvenli bir yere sokmak |
tuck into v.
|
|
139 |
Phrasals |
bir şifreyi daha güvenli hale getirmek için rastgele veri katmanı uygulamak |
salt (something) with (something) v.
|
|
140 |
Phrasals |
şifreyi rastgele veri ekleyerek daha güvenli hale getirmek |
salt (something) with (something) v.
|
|
141 |
Phrasals |
güvenli bir şekilde içine sokulmak/sığınmak |
nest in v.
|
|
142 |
Phrasals |
güvenli bir şekilde içine yerleştirmek/oturtmak |
nest in v.
|
|
143 |
Phrasals |
güvenli bir şekilde kapatmak/kilitlemek |
chain up v.
|
|
144 |
Phrasals |
birinden/bir şeyden (güvenli bir yere) kaçmak |
fly from someone or something (to something) v.
|
|
145 |
Phrasals |
(birinden/bir şeyden güvenli bir yere) kaçmak |
fly from (someone or something) to (some place) v.
|
|
Phrases |
|
146 |
Phrases |
güvenli bir durumda |
out of harm's way expr.
|
|
147 |
Phrases |
tüm bilgiler güvenli bir bağlantı üzerinden iletilir |
all information is transmitted over a secure connection expr.
|
|
Proverb |
|
148 |
Proverb |
ev insanın güvenli ve özel alanıdır |
a man's home is his castle
|
|
Colloquial |
|
149 |
Colloquial |
gizli dinleme yapmak veya kişisel bilgilere ulaşmak/kişisel bilgileri değiştirmek için kişinin bağlı olduğu güvenli ağdan atılarak tekrar bağlanmak zorunda bırakıldığı ve şifresini çalmaya yarayan gizli/sahte erişim noktası |
evil twin n.
|
|
150 |
Colloquial |
güvenli hale getirmek |
goof-proof v.
|
|
151 |
Colloquial |
güvenli hale getirmek |
goof-proof v.
|
|
Idioms |
|
152 |
Idioms |
sığınılacak/güvenli liman |
security blanket n.
|
|
153 |
Idioms |
sığınılacak/güvenli liman |
a security blanket n.
|
|
154 |
Idioms |
(birinin) güvenli alanı |
(one's) comfort zone n.
|
|
155 |
Idioms |
devam ettirmenin bırakmaktan daha güvenli olduğu zor/tehlikeli bir iş/durum |
a tiger by the tail n.
|
|
156 |
Idioms |
güvenli bir mesafede tutmak |
hold (one) at a comfortable distance v.
|
|
157 |
Idioms |
(birini) güvenli bir mesafede tutmak |
hold (one) at a comfortable distance v.
|
|
158 |
Idioms |
(biriyle) arasına güvenli bir mesafe koymak |
hold (one) at a comfortable distance v.
|
|
159 |
Idioms |
(biriyle) arasındaki güvenli mesafeyi korumak |
hold (one) at a comfortable distance v.
|
|
160 |
Idioms |
birine yürümesi için emniyetli/güvenli tarafı vermek |
give the wall v.
|
|
161 |
Idioms |
kale gibi güvenli olmak |
be like fort knox v.
|
|
162 |
Idioms |
kale gibi güvenli olmak |
be as safe as fort knox v.
|
|
163 |
Idioms |
başarılı olmak için ihtimalleri hesaplarken güvenli ve sistemli bir eylem planı tercih etmek |
play the percentages v.
|
|
164 |
Idioms |
başarılı olmak için ihtimalleri hesaplarken güvenli ve sistemli bir eylem planı tercih etmek |
play the percentage game v.
|
|
165 |
Idioms |
evinde gibi güvenli/güvende olmak |
be as safe as houses [uk/australia] v.
|
|
166 |
Idioms |
son derece güvenli olmak |
be as safe as houses [uk/australia] v.
|
|
167 |
Idioms |
kale gibi güvenli olmak |
be as safe as fort knox v.
|
|
168 |
Idioms |
hırsızlara karşı güvenli olmak |
be as safe as fort knox v.
|
|
169 |
Idioms |
kale gibi güvenli olmak |
be like fort knox v.
|
|
170 |
Idioms |
hırsızlara karşı güvenli olmak |
be like fort knox v.
|
|
171 |
Idioms |
kimsenin ilişemeyeceği kadar güvenli/korunaklı |
close as a clam adj.
|
|
172 |
Idioms |
kimsenin ilişemeyeceği kadar güvenli/korunaklı |
close as a clam adj.
|
|
173 |
Idioms |
son derece güvenli |
safe as houses adj.
|
|
174 |
Idioms |
güvenli bir şekilde |
neck and heels adv.
|
|
175 |
Idioms |
mümkün olduğunca güvenli şekilde |
as safely as possible expr.
|
|
176 |
Idioms |
son derece güvenli |
as safe as houses expr.
|
|
177 |
Idioms |
(birinin) güvenli bölgesinde |
in (someone's) wheelhouse expr.
|
|
178 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) sıcak, güvenli, rahat kollarında |
in the bosom of (someone or something) expr.
|
|
179 |
Idioms |
bir şeyin sıcak, güvenli, rahat kollarında |
in the bosom of something expr.
|
|
180 |
Idioms |
güvenli bölgesinde |
in wheelhouse expr.
|
|
Speaking |
|
181 |
Speaking |
burası güvenli değil |
it's not safe here expr.
|
|
182 |
Speaking |
bu hat güvenli mi? |
is this line secure? expr.
|
|
183 |
Speaking |
güvenli bir yer |
somewhere safe expr.
|
|
184 |
Speaking |
parayı güvenli bir yere koy |
put the money someplace safe expr.
|
|
185 |
Speaking |
sizi güvenli bir yere götüreceğim |
I'll take you someplace safe expr.
|
|
186 |
Speaking |
sokaklar güvenli değil |
the streets are not safe expr.
|
|
187 |
Speaking |
seni güvenli bir yere götüreceğim |
I'll take you someplace safe expr.
|
|
Trade/Economic |
|
188 |
Trade/Economic |
güvenli liman |
safe port n.
|
|
189 |
Trade/Economic |
güvenli stok |
safety stock n.
|
|
190 |
Trade/Economic |
güvenli hesap |
escrow account n.
|
|
191 |
Trade/Economic |
güvenli ürün |
safe product n.
|
|
192 |
Trade/Economic |
güvenli liman |
safe harbour n.
|
|
193 |
Trade/Economic |
güvenli çalışma koşulları |
safe working conditions n.
|
|
194 |
Trade/Economic |
güvenli çalışma yöntemi beyanı |
safe work method statement n.
|
|
195 |
Trade/Economic |
iş için güvenli değil |
not safe for work (nsfw) n.
|
|
196 |
Trade/Economic |
piyasaya arzın kısıtlanması (güvenli olmayan ürünün) |
restriction of the unsafe product from placing on the market n.
|
|
197 |
Trade/Economic |
piyasaya arzın kısıtlanması (güvenli olmayan ürünün) |
destruction of the product placed on the market n.
|
|
198 |
Trade/Economic |
yüksekte güvenli çalışma |
safe working at heights n.
|
|
199 |
Trade/Economic |
yolculuk için verilen güvenli geçiş izni |
safe conduct n.
|
|
200 |
Trade/Economic |
paranın posta yoluyla güvenli bir şekilde gönderilmesi için bir postadan satın alınıp muhtemelen başka ülkede kullanılmak üzere bozdurulan bir çek |
money order n.
|
|
Law |
|
201 |
Law |
denizde ele geçirilen malların limana güvenli şekilde taşınması için yapılan savaş sözleşmesi |
ransom bill n.
|
|
202 |
Law |
güvenli menşe ülke olarak üçüncü ülkelerin asgari ortak listesi |
minimum common list of third countries as safe countries of origin n.
|
|
203 |
Law |
internetin güvenli kullanımına İlişkin usul ve esaslar |
procedures and principles regarding the safe use of the internet n.
|
|
204 |
Law |
güvenli ev |
safe house n.
|
|
205 |
Law |
(güvenli mahkumlar için) asgari güvenlikli kamp |
prison camp n.
|
|
206 |
Law |
(güvenli mahkumlar için) asgari güvenlikli kamp |
prison farm n.
|
|
Politics |
|
207 |
Politics |
geri kazanımsız atıkların güvenli bir şekilde bertaraf edilmesi |
safe disposal of non-recoverable waste and residues n.
|
|
208 |
Politics |
güvenli ürün |
safe product n.
|
|
209 |
Politics |
güvenli üçüncü ülke |
safe third country n.
|
|
210 |
Politics |
güvenli menşe ülke |
safe country of origin n.
|
|
211 |
Politics |
güvenli geçiş belgesi |
letter of safe conduct n.
|
|
212 |
Politics |
güvenli bölge |
safe zone n.
|
|
213 |
Politics |
güvenli denizler ve gemilerden kaynaklanan kirliliğin önlenmesi komitesi |
committee on safe seas and prevention of pollution from ships n.
|
|
214 |
Politics |
güvenli bölge |
security zone n.
|
|
Industry |
|
215 |
Industry |
iso güvenli ışık şartları |
iso safelight conditions n.
|
|
Technical |
|
216 |
Technical |
güvenli yük |
safe load n.
|
|
217 |
Technical |
güvenli patlayıcı |
safety explosive n.
|
|
218 |
Technical |
güvenli patlayıcılar |
safety explosives n.
|
|
219 |
Technical |
güvenli sistem |
safety system n.
|
|
220 |
Technical |
güvenli parola doğrulaması |
secure password authentication n.
|
|
221 |
Technical |
güvenli gerilim |
safe stress n.
|
|
222 |
Technical |
güvenli çalışma yöntemleri |
safe working methods n.
|
|
223 |
Technical |
güvenli temel |
secure foundation n.
|
|
224 |
Technical |
güvenli bölge |
safety zone n.
|
|
225 |
Technical |
güvenli çalıştırma koşulları |
safe operating conditions n.
|
|
226 |
Technical |
güvenli bölge |
safe range n.
|
|
227 |
Technical |
güvenli verim |
safe yield n.
|
|
228 |
Technical |
güvenli katsayı |
safe coefficient n.
|
|
229 |
Technical |
güvenli iş yükü |
safe working load n.
|
|
230 |
Technical |
güvenli cam levha |
safety glass panel n.
|
|
231 |
Technical |
güvenli çalışma yöntemleri |
safe working procedures n.
|
|
232 |
Technical |
güvenli işlevsellik |
safe functionality n.
|
|
233 |
Technical |
güvenli çalışma basıncı |
safe working pressure n.
|
|
234 |
Technical |
güvenli cam |
safety glass n.
|
|
235 |
Technical |
güvenli kapama depremi |
safe shutdown earthquake n.
|
|
236 |
Technical |
güvenli bilgisayar sistemi |
secure computer system n.
|
|
237 |
Technical |
güvenli kanal |
secure channel n.
|
|
238 |
Technical |
güvenli stok düzeyi |
safety stock level n.
|
|
239 |
Technical |
güvenli yetkilendirme |
secure authentication n.
|
|
240 |
Technical |
güvenli depolama birimi |
secure storage unit n.
|
|
241 |
Technical |
güvenli kazan |
safety boiler n.
|
|
242 |
Technical |
güvenli çıkarma/uzaklaştırma |
safety release n.
|
|
243 |
Technical |
i güvenli kapatma depremi |
safe shutdown earthquake n.
|
|
244 |
Technical |
tıbbi lazer donanımın güvenli kullanımı |
safe use of medical laser equipment n.
|
|
245 |
Technical |
mayınlı veya mayınlı olması muhtemel sularda güvenli gemi trafiği için önceden planlanan nakliye rotalarının bulunduğu sistem |
q-route n.
|
|
246 |
Technical |
hero güvenli teçhizat |
hero safe ordnance n.
|
|
247 |
Technical |
uçuş pistindeki sisi buharlaştırarak hava araçlarının iniş kalkışlarını güvenli hale getirmeyi amaçlayan sistem |
fido n.
|
|
248 |
Technical |
yangın durumunda daha güvenli olup az duman ve is çıkaran bir tür kablolama ağı |
plenum n.
|
|
249 |
Technical |
kaymaya karşı güvenli |
safe against sliding adj.
|
|
250 |
Technical |
sıcak çalışma için güvenli |
safe-for-hot-work adj.
|
|
251 |
Technical |
yangına karşı güvenli |
fire-proof adj.
|
|
Computer |
|
252 |
Computer |
güvenli bağlantı |
air gap/air wall n.
|
|
253 |
Computer |
ağ desteği ile güvenli kip |
safe mode with network support n.
|
|
254 |
Computer |
ağ desteği ile güvenli mod |
safe mode with networking n.
|
|
255 |
Computer |
arızada güvenli işletim |
failsafe operation n.
|
|
256 |
Computer |
başarısız-güvenli önyükleme |
fail-safe boot n.
|
|
257 |
Computer |
güvenli platform modülü |
tpm (trusted platform module) n.
|
|
258 |
Computer |
güvenli etki alanı |
secure domain n.
|
|
259 |
Computer |
güvenli alındı bilgisi |
secure receipt n.
|
|
260 |
Computer |
güvenli içerik |
secure content n.
|
|
261 |
Computer |
güvenli mesaj |
safe message n.
|
|
262 |
Computer |
güvenli oturum açma |
secure logon n.
|
|
263 |
Computer |
güvenli işlem teknolojisi |
secure transaction technology n.
|
|
264 |
Computer |
güvenli mod |
safe mode n.
|
|
265 |
Computer |
güvenli silme |
security erase n.
|
|
266 |
Computer |
güvenli dizi |
safe array n.
|
|
267 |
Computer |
güvenli iletişim yapılabilen merkezler |
secure sites n.
|
|
268 |
Computer |
güvenli posta |
secure mail n.
|
|
269 |
Computer |
güvenli elektronik posta |
secure e-mail n.
|
|
270 |
Computer |
güvenli yol |
secure path n.
|
|
271 |
Computer |
güvenli bilgisayar sistemi |
trusted computer system n.
|
|
272 |
Computer |
güvenli devre |
approved circuit n.
|
|
273 |
Computer |
güvenli e-posta |
secure e-mail n.
|
|
274 |
Computer |
güvenli yazdırma |
secure print n.
|
|
275 |
Computer |
güvenli okundu bilgileri |
secure receipts n.
|
|
276 |
Computer |
güvenli kip |
safe mode n.
|
|
277 |
Computer |
güvenli e-posta |
secure email n.
|
|
278 |
Computer |
güvenli işlem teknolojisi |
safe transaction technology n.
|
|
279 |
Computer |
güvenli bağlantı |
secure connection n.
|
|
280 |
Computer |
güvenli platform modülü |
trusted platform module n.
|
|
281 |
Computer |
güvenli yuva katmanı |
secure sockets layer n.
|
|
282 |
Computer |
güvenli ssl |
secure ssl n.
|
|
283 |
Computer |
güvenli adresler listesi |
whitelist n.
|
|
284 |
Computer |
güvenli ileti |
secure message n.
|
|
285 |
Computer |
güvenli internet erişimi |
secure internet access n.
|
|
286 |
Computer |
güvenli elektronik posta |
secure email n.
|
|
287 |
Computer |
güvenli kurtarma |
safe recovery n.
|
|
288 |
Computer |
hızlı güvenli kurulum |
quick secure setup n.
|
|
289 |
Computer |
sadece güvenli kip komut istemi |
safe mode command prompt only n.
|
|
290 |
Computer |
sağlam güvenli ağ |
robust secure network n.
|
|
291 |
Computer |
güvenli önyükleme |
secure boot n.
|
|
292 |
Computer |
güvenli olarak işaretle |
mark as safe expr.
|
|
293 |
Computer |
güvenli olmayan biçimde katıl |
join unsecure expr.
|
|
294 |
Computer |
yalnızca güvenli olmayan |
only unsecure expr.
|
|
295 |
Computer |
yalnızca güvenli |
only secure expr.
|
|
296 |
Computer |
güvenli soket katmanı |
ssl (secure sockets layer) abrev.
|
|
297 |
Computer |
güvenli giriş katmanı |
ssl (secure sockets layer) abrev.
|
|
Informatics |
|
298 |
Informatics |
güvenli sunucu |
secured server n.
|
|
299 |
Informatics |
güvenli bilgisayar sistemi |
trusted computer system n.
|
|
300 |
Informatics |
güvenli alet |
safety apparatus n.
|
|
301 |
Informatics |
güvenli yol |
trusted path n.
|
|
302 |
Informatics |
güvenli site |
secured site n.
|
|
303 |
Informatics |
güvenli site |
secure site n.
|
|
304 |
Informatics |
güvenli veri kanalları |
secure data channels n.
|
|
305 |
Informatics |
güvenli veri nesneleri |
secure data objects n.
|
|
306 |
Informatics |
güvenli elektronik hareket |
secure electronic transaction n.
|
|
307 |
Informatics |
güvenli kanal |
secure channel n.
|
|
308 |
Informatics |
güvenli yol |
secure route n.
|
|
309 |
Informatics |
güvenli http |
secure http n.
|
|
310 |
Informatics |
güvenli ortam |
secure medium n.
|
|
311 |
Informatics |
güvenli ağ |
secure network n.
|
|
312 |
Informatics |
güvenli soket katmanı |
secure socket layer n.
|
|
313 |
Informatics |
güvenli parola doğrulaması |
secure password authentication n.
|
|
314 |
Informatics |
güvenli oturum açma |
secure log-in n.
|
|
315 |
Informatics |
güvenli bilgisayar sistemi |
secure computer system n.
|
|
316 |
Informatics |
güvenli olmayan |
non-secure adj.
|
|
Telecom |
|
317 |
Telecom |
çok güvenli ağ |
robust security network n.
|
|
318 |
Telecom |
denetimli güvenli çalışma |
controlled security operation n.
|
|
319 |
Telecom |
güvenli kabuk |
secure shell n.
|
|
320 |
Telecom |
güvenli haberleşme |
secure communications n.
|
|
321 |
Telecom |
güvenli iletim |
secure transmission n.
|
|
322 |
Telecom |
güvenli bağlantılı metin aktarım protokolü |
hypertext transfer protocol secure (HTTPS) n.
|
|
323 |
Telecom |
güvenli intranet protokolü |
intranet protocol security n.
|
|
324 |
Telecom |
güvenli ağ |
secure network n.
|
|
325 |
Telecom |
güvenli HTTP erişimi |
hypertext transfer protocol secure (HTTPS) n.
|
|
326 |
Telecom |
güvenli ses kablo panosu |
secure voice cord board n.
|
|
327 |
Telecom |
güvenli ve hızlı şifreleme yordamı |
safe and fast encryption routine n.
|
|
328 |
Telecom |
güvenli sunucu |
secured server n.
|
|
329 |
Telecom |
güvenli kapı |
trusted port n.
|
|
330 |
Telecom |
güvenli soket katmanı |
secure sockets layer n.
|
|
331 |
Telecom |
güvenli iletim birimi |
secure telephone unit n.
|
|
332 |
Telecom |
otomatik güvenli ses haberleşme şebekesi |
automatic secure voice communications network n.
|
|
333 |
Telecom |
güvenli köprü metin aktarım protokolü |
s-http n.
|
|
334 |
Telecom |
internet sayfasına hızlı ama güvenli bir biçimde eklenebilen ürün ya da sistemler |
bolt-on adj.
|
|
Lighting |
|
335 |
Lighting |
grizu güvenli ışıklık |
permissible luminaire n.
|
|
Automotive |
|
336 |
Automotive |
arızaya karşı güvenli düzen |
fail-safe system n.
|
|
337 |
Automotive |
güvenli duruş alanı |
shut off area n.
|
|
338 |
Automotive |
güvenli duruş mesafesi |
safe stopping distance n.
|
|
339 |
Automotive |
güvenli hız |
safe speed n.
|
|
340 |
Automotive |
güvenli sürüş |
safe driving n.
|
|
341 |
Automotive |
güvenli ve akıllı hareketlilik |
safe and intelligent mobility n.
|
|
342 |
Automotive |
(otomobili) kışın kullanıma güvenli hale getirmek |
winterize v.
|
|
343 |
Automotive |
(otomobili) kışın kullanıma güvenli hale getirmek |
winterise v.
|
|
Traffic |
|
344 |
Traffic |
(ingiltere'de) çocukların trafikte karşıdan karşıya güvenli bir şekilde geçmesini sağlayan kurallar |
green cross code [uk] n.
|
|
Railway |
|
345 |
Railway |
maksimum güvenli hız |
maximum safe speed n.
|
|
Aeronautic |
|
346 |
Aeronautic |
uçuş esnasında uçağın güvenli seyrinden sorumlu sistem veya kuruluş |
air-traffic control n.
|
|
347 |
Aeronautic |
güvenli kargo binası |
secured cargo facility n.
|
|
348 |
Aeronautic |
güvenli kalkış hızı |
take-off safety speed n.
|
|
349 |
Aeronautic |
uçuş esnasında uçağın güvenli seyrinden sorumlu sistem veya kuruluş |
air traffic control n.
|
|
350 |
Aeronautic |
uçakların güvenli şekilde uçmaya devam etmesi için uçuş parametrelerinin hangi aralıkta olması gerektiğini belirten grafik |
flight envelope n.
|
|
351 |
Aeronautic |
paraşütçünün güvenli bir şekilde uçaktan atlayabileceği hava hızı |
jump speed n.
|
|
352 |
Aeronautic |
helikopterli operasyonlarda helikopterlerin varış noktalarına veya noktalarından uçtuğu güvenli hava koridoru |
helicopter lane n.
|
|
353 |
Aeronautic |
saldırı alanının yakınında bulunan, helikopterlerin iniş ve kalkış yapmasının güvenli olduğu bir yer |
helispot [us] n.
|
|
354 |
Aeronautic |
güvenli uçuş sahası |
corridor n.
|
|
Marine |
|
355 |
Marine |
asgari seviyede güvenli gemici tayin belgesi |
minimum safe manning certificate n.
|
|
356 |
Marine |
güvenli liman beyanı |
safe harbour statement n.
|
|
357 |
Marine |
güvenli donanım |
safety equipment n.
|
|
358 |
Marine |
güvenli liman beyanı |
safe harbor statement n.
|
|
359 |
Marine |
güvenli demirleme yeri |
safe anchorage n.
|
|
360 |
Marine |
güvenli ve sığınılacak bir yer |
harbor n.
|
|
361 |
Marine |
güvenli liman |
safe port n.
|
|
362 |
Marine |
güvenli ve sığınılacak bir yer |
harbour n.
|
|
363 |
Marine |
hasara yol açmayan güvenli gerilme |
safe stress n.
|
|
Medical |
|
364 |
Medical |
güvenli olmayan düşük |
unsafe abortion n.
|
|
365 |
Medical |
güvenli ayrılma |
safe weaning n.
|
|
366 |
Medical |
yaralının üzerindeki elbiseyi hızlı ve güvenli bir şekilde kesmeye yarayan makas |
trauma shears n.
|
|
367 |
Medical |
yaralının üzerindeki elbiseyi hızlı ve güvenli bir şekilde kesmeye yarayan makas |
tuff cuts n.
|
|
368 |
Medical |
(acil durumda) vücudu güvenli bir şekilde taşımak |
logroll v.
|
|
369 |
Medical |
vücudu güvenli şekilde taşıyarak nakil yüzeyine yerleştirmek |
logroll v.
|
|
Psychology |
|
370 |
Psychology |
güvenli bağlanma |
secure attachment n.
|
|
Marine Biology |
|
371 |
Marine Biology |
güvenli biyolojik sınır |
safe biological limit n.
|
|
Astronomy |
|
372 |
Astronomy |
uzay aracının güvenli bir şekilde dünyaya dönebilmesi için geçmesi gereken atmosfer bölgesi |
window n.
|
|
373 |
Astronomy |
ömrünü tamamlayan uzay aracının başka bir uzay aracıyla veya dünya ile çarpışmaması için güvenli şekilde yerleştirildiği yörünge |
graveyard orbit n.
|
|
Environment |
|
374 |
Environment |
güvenli yeraltı suyu rezervi |
safe groundwater reserve n.
|
|
375 |
Environment |
radyasyon güvenli alan |
host area n.
|
|
Geology |
|
376 |
Geology |
faya olan güvenli uzaklık |
safe distance from a fault n.
|
|
Military |
|
377 |
Military |
güvenli koridor |
safe corridor n.
|
|
378 |
Military |
güvenli bölge |
secure zone n.
|
|
379 |
Military |
güvenli yer |
safe house n.
|
|
380 |
Military |
güvenli duruma getirme |
safing n.
|
|
381 |
Military |
güvenli bölge |
safe zone n.
|
|
382 |
Military |
güvenli koridor |
secure corridor n.
|
|
383 |
Military |
güvenli bölge |
safe haven n.
|
|
384 |
Military |
güvenli haberleşme cihazları |
communication security equipment n.
|
|
385 |
Military |
güvenli saha |
safe area n.
|
|
386 |
Military |
otomatik güvenli ses haberleşme şebekesi |
automatic secure voice communications network n.
|
|
387 |
Military |
ticari gemilerin tehlikeye maruz kalan sulardan daha güvenli yerlere alınması |
evacuation of dangerously exposed waters n.
|
|
388 |
Military |
yarı güvenli harita |
semi-controlled map n.
|
|
389 |
Military |
yerel güvenli ağ |
local secure network n.
|
|
390 |
Military |
donanma seferi kuvvetlerinin havadan taşımayı ve önceden konuşlandırılmış gemileri kullanarak hızlı bir şekilde güvenli bir alanda toplanması |
maritime pre-positioning force operation n.
|
|
391 |
Military |
hava hedeflerine ateş açarken güvenli olan açısal sınırlar |
limit of fire n.
|
|
392 |
Military |
hava sahasının güvenli, etkili ve değişken kullanımını teşvik ederek muharebe etkinliğinin artırılmasında kullanılan bir işlem |
combat airspace control n.
|
|
393 |
Military |
askeri kuvvetlerin güvenli kullanımı için askeri posta teşkilatının acil durum posta merkezine geçici tahsis ettiği zip kodu |
contingency zip code n.
|
|
394 |
Military |
askerlerin güvenli şekilde bir araya geldiği yer |
place of arms n.
|
|
395 |
Military |
güvenli bölge |
firebase n.
|
|
396 |
Military |
hemen ateşlemeye hazır tahribin hedef durumu--durum 1--güvenli |
state of readiness--state 1--safe n.
|
|
Sport |
|
397 |
Sport |
güvenli tutuş |
fair catch n.
|
|
Baseball |
|
398 |
Baseball |
oyun dışı etme teşebbüsünde (top) güvenli bir şekilde kaleye ulaşmak |
beat out v.
|
|
Card |
|
399 |
Card |
(remi ve kanasta oyunlarında) kartı güvenli atmak için değerli bir kart kombinasyonunun bozulduğu durum |
squeeze n.
|
|
Cinema |
|
400 |
Cinema |
filmlerdeki ve dizilerdeki öpüşme ve ilişki sahnelerinin güvenli ve uygun bir şekilde çekilmesini sağlayan görevli |
intimacy coordinator n.
|
|
Abbreviation |
|
401 |
Abbreviation |
güvenli uluslararası kara seyahati birliği |
asirt n.
|
|
Archaic |
|
402 |
Archaic |
güvenli yer |
grith n.
|
|
Slang |
|
403 |
Slang |
güvenli ve rahat yaşam |
fat city n.
|
|
404 |
Slang |
hapishanede güvenli bölge |
sally port n.
|
|
405 |
Slang |
hapishanede güvenli bölge |
sallyport n.
|
|
406 |
Slang |
beyzbolda top vurucusunu kaleye güvenli bir şekilde ulaştıran vuruş |
blow n.
|
|
British Slang |
|
407 |
British Slang |
çok güvenli |
safe as houses adj.
|
|
Star Wars |
|
408 |
Star Wars |
güvenli cumhuriyet komisyonu |
commission for a safe and secure republic n.
|
|
409 |
Star Wars |
eckard lokin'in balmorra güvenli evi |
eckard lokin's balmorra safe house n.
|
|
410 |
Star Wars |
eidolon'un güvenli evi |
eidolon's safe house n.
|
|
411 |
Star Wars |
fulluusub güvenli evi |
fulluusub safe house n.
|
|
412 |
Star Wars |
hutt karteli güvenli evi |
hutt cartel safe house n.
|
|
413 |
Star Wars |
imparatorluk kalıntısı güvenli evi |
imperial remnant safe house n.
|
|
414 |
Star Wars |
jedi tapınağı güvenli odası |
jedi temple safe room n.
|
|
415 |
Star Wars |
jx-09 güvenli mahkum nakliyesi |
jx-09 secured prisoner transport n.
|
|
416 |
Star Wars |
nomen karr'ın güvenli evi |
nomen karr's safe house n.
|
|
417 |
Star Wars |
asi güvenli evi |
rebel safe house n.
|
|
418 |
Star Wars |
kırmızı ışık mızrakçıları güvenli evi |
red light lancers' safehouse n.
|
|
419 |
Star Wars |
güvenli dünya |
safe world n.
|
|
420 |
Star Wars |
gölge birliği güvenli evi |
shadow syndicate safe house n.
|
|
421 |
Star Wars |
sbs güvenli evi |
sis safe house n.
|
|
422 |
Star Wars |
vuzsa güvenli evi |
vuzsa safehouse n.
|
|
423 |
Star Wars |
zenith'in güvenli evi |
zenith's safe house n.
|
|