güvenmek

Meanings of "güvenmek" in English Turkish Dictionary : 81 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	güvenmek	rely v.
Nor will anyone be so keen to rely again on the Commission to protect them. Kimse de kendilerini koruması için yeniden Komisyona güvenmeye o kadar hevesli olmayacaktır. More Sentences
2	Common Usage	güvenmek	trust v.
We have to be careful and I would trust your experience and judgement in that. Dikkatli olmalıyız ve bu konuda sizin deneyiminize ve muhakemenize güveniyorum. More Sentences
3	Common Usage	güvenmek	rely on v.
They can rely on an alert security service in their vicinity. Çevrelerindeki alarmlı bir güvenlik hizmetine güvenebilirler. More Sentences
General
4	General	güvenmek	confide in v.
I'm glad I have a friend like you to confide in. Senin gibi güvenebileceğim bir dostum olduğu için mutluyum. More Sentences
5	General	güvenmek	look v.
We must not fail those who look to us to succeed. Başarılı olmak için bize güvenenleri hayal kırıklığına uğratmamalıyız. More Sentences
6	General	güvenmek	reckon on v.
He's a reliable man, you can reckon on him. O güvenilir bir adam, ona güvenebilirsin. More Sentences
7	General	güvenmek	look to v.
Most of all, we look to this government to resolved the Cyprus problem. Her şeyden önce Kıbrıs sorununu çözmek için bu hükûmete güveniyoruz. More Sentences
8	General	güvenmek	rest on v.
I rest on your promise. Sözüne güveniyorum. More Sentences
9	General	güvenmek	depend on v.
The one certainty, the one foundation stone that European citizens could depend on was the European Union. Avrupa vatandaşlarının güvenebileceği tek kesinlik, tek temel taş Avrupa Birliği idi. More Sentences
10	General	güvenmek	rely upon v.
We are relying upon the Italian Presidency to make progress on this issue. Bu konuda ilerleme kaydedilmesi için İtalya Dönem Başkanlığına güveniyoruz. More Sentences
11	General	güvenmek	depend v.
We depend a great deal on their active support and understanding. Onların aktif desteğine ve anlayışına büyük ölçüde güveniyoruz. More Sentences
12	General	güvenmek	credit v.
Don't give Tom too much credit. Tom'a fazla güvenme. More Sentences
13	General	güvenmek	calculate v.
You cannot calculate on his punctuality. Onun dakikliğine güvenemezsin. More Sentences
14	General	güvenmek	lean on v.
Tom is a guy you can lean on. Tom güvenebileceğin bir adamdır. More Sentences
15	General	güvenmek	believe v.
I don't quite believe what he says. Onun söylediğine tamamen güvenmiyorum. More Sentences
16	General	güvenmek	have confidence in v.
We have to rely on the measures the Council has taken, and the Council can have confidence in our procedures. Konsey'in aldığı tedbirlere güvenmek zorundayız ve Konsey de bizim prosedürlerimize güvenebilir. More Sentences
17	General	güvenmek	believe in v.
I believe in my relationship because of the small things we do for one another every day. İlişkime, her gün birbirimiz için yaptığımız küçük şeyler sayesinde güveniyorum. More Sentences
18	General	güvenmek	count on v.
I am counting on your support in this. Bu konuda sizin desteğinize güveniyorum. More Sentences
19	General	güvenmek	lean v.
Don't lean too much on others. Diğerlerine çok fazla güvenmeyin. More Sentences
20	General	güvenmek	trust in v.
Auditors and analysts duped the market players that placed their trust in them. Denetçiler ve analistler, kendilerine güvenen piyasa oyuncularını kandırmışlardır. More Sentences
21	General	güvenmek	bank on v.
According to the candidate countries, they have been given a promise and they are banking on it. Aday ülkelere göre, kendilerine bir söz verildi ve buna güveniyorlar. More Sentences
22	General	güvenmek	count v.
Can I count on you to do that? Bunu yapmak için sana güvenebilir miyim? More Sentences
23	General	güvenmek	trust v.
We have said as much on previous occasions, but they appear not to trust us. Daha önce de söyledik ama bize güvenmiyorlar gibi görünüyorlar. More Sentences
24	General	güvenmek	have faith in v.
The euro will only exist if the people have faith in their currency. Avro, ancak insanlar kendi para birimlerine güvenirlerse var olacaktır. More Sentences
Phrasals
25	Phrasals	güvenmek	count on v.
We are counting on you to do this. Bunu yapacağınıza güveniyoruz. More Sentences
Technical
26	Technical	güvenmek	rely on v.
They can rely on an alert security service in their vicinity. Çevrelerindeki bir alarm güvenlik hizmetine güvenebilirler. More Sentences
27	Technical	güvenmek	bank on v.
We're banking on you to provide all the money we need. İhtiyacımız olan tüm parayı sağlamak için sana güveniyoruz. More Sentences
28	Technical	güvenmek	trust v.
It means that business has no trust whatsoever in the situation and that there is inadequate investment. Bu, iş dünyasının duruma hiçbir şekilde güvenmediği ve yetersiz yatırım olduğu anlamına gelir. More Sentences
General
29	General	güvenmek	accredit v.
30	General	güvenmek	place one's trust in v.
31	General	güvenmek	repose in v.
32	General	güvenmek	base oneself on v.
33	General	güvenmek	go on v.
34	General	güvenmek	figure on v.
35	General	güvenmek	confide v.
36	General	güvenmek	place reliance in v.
37	General	güvenmek	reckon upon v.
38	General	güvenmek	build v.
39	General	güvenmek	repose v.
40	General	güvenmek	bargain on v.
41	General	güvenmek	rest v.
42	General	güvenmek	put faith in v.
43	General	güvenmek	put one's trust in v.
44	General	güvenmek	reckon v.
45	General	güvenmek	depend up v.
46	General	güvenmek	fall back upon a thing v.
47	General	güvenmek	throw oneself on v.
48	General	güvenmek	recline upon v.
49	General	güvenmek	give credence to v.
50	General	güvenmek	lean up v.
51	General	güvenmek	tabler (fr) v.
52	General	güvenmek	count upon v.
53	General	güvenmek	entrust v.
54	General	güvenmek	affy v.
55	General	güvenmek	trew [scottish] v.
56	General	güvenmek	trist [obsolete] v.
57	General	güvenmek	trusten [dialect] v.
58	General	güvenmek	betrust [obsolete] v.
59	General	güvenmek	presume (on) v.
60	General	güvenmek	presume (upon) v.
Phrasals
61	Phrasals	güvenmek	lot on [dialect] v.
62	Phrasals	güvenmek	lot upon [dialect] v.
63	Phrasals	güvenmek	credit with v.
64	Phrasals	güvenmek	count upon v.
65	Phrasals	güvenmek	bank upon v.
66	Phrasals	güvenmek	turn to v.
67	Phrasals	güvenmek	build on v.
68	Phrasals	güvenmek	depend upon v.
69	Phrasals	güvenmek	count upon v.
Colloquial
70	Colloquial	güvenmek	fall back upon a thing v.
Idioms
71	Idioms	güvenmek	pin one's faith upon v.
72	Idioms	güvenmek	take stock in v.
73	Idioms	güvenmek	throw one's self on v.
74	Idioms	güvenmek	place one's confidence in v.
75	Idioms	güvenmek	place one's hope in v.
76	Idioms	güvenmek	take something on trust v.
77	Idioms	güvenmek	give credit for v.
78	Idioms	güvenmek	take on trust v.
Trade/Economic
79	Trade/Economic	güvenmek	intrust v.
Archaic
80	Archaic	güvenmek	faith v.
81	Archaic	güvenmek	hope v.

Meanings of "güvenmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 154 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	birisine güvenmek	trust someone v.
You need to trust someone. Birine güvenmen gerekiyor. More Sentences
2	General	birbirine güvenmek	trust each other v.
We have to learn to trust each other. Birbirimize güvenmeyi öğrenmeliyiz. More Sentences
3	General	kendine güvenmek	feel confident v.
It may be hard to feel confident and qualified, too. Kendine güvenmek ve vasıflı hissetmek de zor olabilir. More Sentences
Phrasals
4	Phrasals	(birine/bir şeye) güvenmek	depend upon (someone or something) v.
You can't depend upon that. Buna güvenemezsin. More Sentences
General
5	General	çok güvenmek	swear by v.
6	General	anlayışına güvenmek	expect someone to understand v.
7	General	birine güvenmek	believe in someone v.
8	General	şansına fazla güvenmek	press one's luck v.
9	General	zekasına çok güvenmek	be too clever by half v.
10	General	anlayışına güvenmek	expect one's understanding v.
11	General	kendine güvenmek	be sure of oneself v.
12	General	bileğine güvenmek	trust to one's fists v.
13	General	kendi olanaklarına fazla güvenmek	overplay one's hand v.
14	General	yanlış kimseye güvenmek	misplace one's confidence v.
15	General	doğruluğuna güvenmek	trust in the truness of something v.
16	General	doğruluğuna güvenmek	trust in the correctness of something v.
17	General	doğruluğuna güvenmek	rely on v.
18	General	hislere güvenmek	trust feelings v.
19	General	sezgilerine güvenmek	trust one’s intuition v.
20	General	sezgilerine güvenmek	rely on one’s intuitions v.
21	General	iç güdülerine güvenmek	trust to one's instincts v.
22	General	birinin doğruluğuna güvenmek	count on someone’s veracity v.
23	General	birisine güvenmek	rely upon someone v.
24	General	birisine güvenmek	rely on someone v.
25	General	kendine güvenmek	believe in oneself v.
26	General	birine güvenmek	repose confidence in v.
27	General	birinin sözüne/vaadine güvenmek/bel bağlamak	place dependence on somebody's words v.
28	General	birine güvenmek	trust someone v.
29	General	yeniden güvenmek	recommit v.
30	General	yanlış hedefe güvenmek	misplace v.
31	General	yanlış olasılığa güvenmek	misplace v.
32	General	hatalı şekilde güvenmek	misrely v.
33	General	(birine) güvenmek	lippen v.
34	General	gücüne fazla güvenmek	overplay v.
35	General	kendine fazla güvenmek	overplay v.
36	General	aşırı güvenmek	overtrust v.
37	General	kendine güvenmek	fit in v.
Phrasals
38	Phrasals	birine güvenmek	count on somebody v.
39	Phrasals	birisine güvenmek	count on somebody v.
40	Phrasals	(bir şey) için (birine/bir şeye) güvenmek	look to (someone or something) for (something) v.
41	Phrasals	(birine/bir şeye) güvenmek	repose on (someone or something) v.
42	Phrasals	(birine/bir şeye) güvenmek	repose upon (someone or something) v.
43	Phrasals	(birine) güvenmek	believe in (someone) v.
44	Phrasals	birine/bir şeye güvenmek	believe in someone or something v.
45	Phrasals	(birine) güvenmek	bet on (someone) v.
46	Phrasals	(birine/bir şeye) güvenmek	count on (someone or something) v.
47	Phrasals	(birine/bir şeye) güvenmek	count upon (someone or something) v.
48	Phrasals	-e güvenmek	credit for v.
49	Phrasals	(birine/bir şeye) güvenmek	depend on (someone or something) v.
50	Phrasals	(yedekte tutulan birine/bir şeye) güvenmek	fall back on (someone or something) v.
51	Phrasals	(ihtiyat olarak saklanan birine/bir şeye) güvenmek	fall back on (someone or something) v.
52	Phrasals	(yedekte tutulan birine/bir şeye) güvenmek	fall back upon (someone or something) v.
53	Phrasals	(ihtiyat olarak saklanan birine/bir şeye) güvenmek	fall back upon (someone or something) v.
54	Phrasals	(birine/bir şeye) güvenmek	figure on (someone or something) v.
55	Phrasals	(birine/bir şeye) güvenmek	lean on (someone or something) v.
56	Phrasals	(birine/bir şeye) güvenmek	look to (someone or something) v.
57	Phrasals	(birine/bir şeye) güvenmek	reckon on (someone or something) v.
58	Phrasals	(birine/bir şeye) güvenmek	reckon upon (someone or something) v.
59	Phrasals	(birine/bir şeye) güvenmek	rely upon (someone or something) v.
60	Phrasals	(bir şeye) güvenmek	rest on (something) v.
61	Phrasals	(bir şeye) güvenmek	rest upon (something) v.
62	Phrasals	(birine/bir şeye) çok güvenmek	swear by (someone or something) v.
63	Phrasals	(birine bir şey) için güvenmek	trust (one) for (something) v.
64	Phrasals	(birine bir konuda) güvenmek	trust (one) for (something) v.
65	Phrasals	(birine) ödünç aldığı bir şeyi/borcu geri vereceği konusunda güvenmek	trust (one) for (something) v.
66	Phrasals	için güvenmek	trust for v.
67	Phrasals	bir konuda güvenmek	trust for v.
68	Phrasals	ödünç aldığı bir şeyi/borcu geri vereceği konusunda güvenmek	trust for v.
69	Phrasals	(birine/bir şeye) güvenmek	trust in (someone or something) v.
Proverb
70	Proverb	iki yüzlü birine dost diye güvenmek, birinin düşman olduğunu açıkça bilmekten daha kötüdür	a false friend is worse than an open enemy
71	Proverb	iki yüzlü insanlara dost diye güvenmek, birinin düşman olduğunu açıkça bilmekten daha kötüdür	false friends are worse than open enemies
Colloquial
72	Colloquial	kendine güvenmek	have (a lot) of bottle v.
73	Colloquial	kendine güvenmek	be man enough v.
Idioms
74	Idioms	birine/bir şeye inanmak/güvenmek	place stock in v.
75	Idioms	birine/bir şeye inanmak/güvenmek	put stock in v.
76	Idioms	kendine daha az güvenmek	change one's tune v.
77	Idioms	seçimi kazanacağına aşırı güvenmek	measure for drapes v.
78	Idioms	(bir şeye) güvenmek	take comfort in (something) v.
79	Idioms	birinin sözüne güvenmek	take one at one's word v.
80	Idioms	birinin sözüne güvenmek	put one on one's honor v.
81	Idioms	birine güvenmek	put one on one's honor v.
82	Idioms	birine veya bir şeye dağlar kadar güvenmek	set great store by someone or something v.
83	Idioms	eline (haddinden) fazla güvenmek	overplay one's hand v.
84	Idioms	kendine fazla güvenmek	overplay one's hand v.
85	Idioms	kendine güvenmek	walk tall v.
86	Idioms	kendisine/yeteneğine/becerisine/bilgisine vs. güvenmek	feel your oats v.
87	Idioms	önsezilerine güvenmek	go with gut v.
88	Idioms	sözüne güvenmek	take something on trust v.
89	Idioms	şansına güvenmek	fancy someone's chances v.
90	Idioms	tümüyle güvenmek	pin one's faith on v.
91	Idioms	yanlış kişiye güvenmek/bel bağlamak	misplace one's trust in someone v.
92	Idioms	yanlış kişiye güvenmek/bel bağlamak	put trust in the wrong person v.
93	Idioms	tamamen birine güvenmek	hang on (one's) sleeve v.
94	Idioms	(birine/bir şeye) güvenmek	lay store in (something or someone) v.
95	Idioms	(birine/bir şeye) güvenmek	put store in (something or someone) v.
96	Idioms	kendi fikrine/aklına güvenmek	reck (one's) own rede v.
97	Idioms	kendi öngörüsüne/tahminine güvenmek	reck (one's) own rede v.
98	Idioms	(birine/bir şeye) güvenmek	set store in (something or someone) v.
99	Idioms	kendine güvenmek	be on firm ground v.
100	Idioms	kendine çok güvenmek	be riding high in the saddle v.
101	Idioms	(bir şeye) güvenmek	take (something) to the bank v.
102	Idioms	(kendine) fazla güvenmek	be cocksure of (oneself) v.
103	Idioms	(bir şeyi yapabilecek) kadar kendine güvenmek	be man enough (to do something/for something) v.
104	Idioms	birine güvenmek	have confidence in someone v.
105	Idioms	birine/bir şeye güvenmek	give credence to someone or something v.
106	Idioms	şansına güvenmek	fancy (one's) chances v.
107	Idioms	şansına güvenmek	fancy chances v.
108	Idioms	şansına güvenmek	fancy your chances v.
109	Idioms	şansına güvenmek	fancy someone's chances v.
110	Idioms	irinin şansına güvenmek	fancy somebody's chances v.
111	Idioms	(birine/bir şeye) güvenmek	have confidence in (someone or something) v.
112	Idioms	(birine/bir şeye) güvenmek	have faith in (someone or something) v.
113	Idioms	kendine güvenmek	have a lot of bottle v.
114	Idioms	kendine güvenmek	show a lot of bottle v.
115	Idioms	kendine güvenmek	have bottle v.
116	Idioms	kendine güvenmek	show bottle v.
117	Idioms	(birine/bir şeye) güvenmek	lay store by (something or someone) v.
118	Idioms	yanlış kişiye/şeye güvenmek	misplace (one's) trust v.
119	Idioms	yanlış kişiye/şeye güvenmek	misplace trust v.
120	Idioms	eline (haddinden) fazla güvenmek	overplay your hand v.
121	Idioms	kendine fazla güvenmek	overplay your hand v.
122	Idioms	kendi olanaklarına fazla güvenmek	overplay your hand v.
123	Idioms	kendine aşırı güvenmek	overplay your hand v.
124	Idioms	(birine/bir şeye) tümüyle güvenmek	pin (one's) faith on (someone or something) v.
125	Idioms	(birine/bir şeye) tümüyle güvenmek	pin (one's) hopes on (someone or something) v.
126	Idioms	'-e tümüyle güvenmek	pin faith on v.
127	Idioms	birine/bir şeye tümüyle güvenmek	pin your faith on somebody/something v.
128	Idioms	birine/bir şeye tümüyle güvenmek	pin your hopes on somebody/something v.
129	Idioms	-e güvenmek	place trust in v.
130	Idioms	(birine/bir şeye) inanmak/güvenmek	place trust in (someone or something) v.
131	Idioms	şansına fazla güvenmek	push your luck v.
132	Idioms	sözüne güvenmek	put one on honor v.
133	Idioms	birine güvenmek	put one on honor v.
134	Idioms	(birine/bir şeye) güvenmek/inanmak	put store by (something or someone) v.
135	Idioms	(birine/bir şeye) güvenmek	put trust in (someone or something) v.
136	Idioms	-e dağlar kadar güvenmek	set great store by v.
137	Idioms	(birine/bir şeye) dağlar kadar güvenmek	set great store by (something or someone) v.
138	Idioms	(birinin) sözüne güvenmek	take (one's) word v.
139	Idioms	(birinin bir konuda) sözüne güvenmek	take (one's) word for (something) v.
140	Idioms	(birinin bir konuda) sözüne güvenmek	take (one's) word on (something) v.
141	Idioms	(birinin) sözüne güvenmek	take (one's) word on it v.
142	Idioms	sözüne güvenmek	take at word v.
143	Idioms	sözüne güvenmek	take on trust v.
144	Idioms	birinin sözüne güvenmek	take one at word v.
145	Idioms	sözüne güvenmek	take word for it v.
Speaking
146	Speaking	bana güvenmek zorundasınız	you have to trust me expr.
147	Speaking	benim sözüme güvenmek zorunda değilsin	you don't have to take my word for it expr.
148	Speaking	bana güvenmek zorundasın	you have to trust me expr.
149	Speaking	sana güvenmek istiyorum	I want to trust you expr.
Religious
150	Religious	kurtuluş için incil'e inanıp mesih'e güvenmek	walk by faith v.
Military
151	Military	ikmallere güvenmek	hold on to supplies v.
Slang
152	Slang	kendine güvenmek	have a pair v.
153	Slang	götüne güvenmek	have a pair v.
154	Slang	taşağına güvenmek	have a pair v.