|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
gelişmiş ülkeler |
developed countries n.
|
|
Something that the developed countries certainly have to offer is knowledge.
Gelişmiş ülkelerin kesinlikle sunabileceği bir şey de bilgidir.
More Sentences
|
2 |
General |
gelişmiş devletler |
developed states n.
|
|
The other developed states have nothing to reproach us for.
Diğer gelişmiş devletlerin bizi suçlayacakları hiçbir şey yok.
More Sentences
|
3 |
General |
gelişmiş dünya |
developed world n.
|
|
The TRIPS Agreement was a clear example of the powerful vested interests of the developed world at this time.
TRIPS Anlaşması, o dönemde gelişmiş dünyanın güçlü çıkarlarının açık bir örneğiydi.
More Sentences
|
4 |
General |
az gelişmiş |
underdeveloped adj.
|
|
The Vietnamese people live in poverty, their society is in decline and the country is still under-developed.
Vietnam halkı yoksulluk içinde yaşıyor, toplumları çöküşte ve ülke hala az gelişmiş durumda.
More Sentences
|
5 |
General |
iyi gelişmiş |
well-developed adj.
|
|
Europe must therefore provide an efficient and well-developed security and defence system.
Bu nedenle Avrupa etkin ve iyi gelişmiş bir güvenlik ve savunma sistemi sağlamalıdır.
More Sentences
|
6 |
General |
çok gelişmiş |
very advanced adj.
|
|
The military power of this country is very advanced.
Bu ülkenin askerî gücü çok gelişmiştir.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
7 |
Trade/Economic |
az gelişmiş ülke |
less developed country n.
|
|
We often talk about cancelling the debt of the less developed countries.
Sık sık az gelişmiş ülkelerin borçlarının silinmesinden bahsediyoruz.
More Sentences
|
8 |
Trade/Economic |
az gelişmiş ülkeler |
underdeveloped countries n.
|
|
However, it is the most underdeveloped countries that pose the greatest risk of instability.
Bununla birlikte, en büyük istikrarsızlık riskini oluşturanlar en az gelişmiş ülkelerdir.
More Sentences
|
9 |
Trade/Economic |
gelişmiş ülkeler |
developed countries n.
|
|
Something that the developed countries certainly have to offer is knowledge.
Gelişmiş ülkelerin kesinlikle sunabileceği bir şey de bilgidir.
More Sentences
|
10 |
Trade/Economic |
az gelişmiş |
underdeveloped adj.
|
|
The Vietnamese people live in poverty, their society is in decline and the country is still under-developed.
Vietnam halkı yoksulluk içinde yaşıyor, toplumları çöküşte ve ülke hala az gelişmiş durumda.
More Sentences
|
Politics |
|
11 |
Politics |
az gelişmiş ülkeler |
underdeveloped countries n.
|
|
However, it is the most underdeveloped countries that pose the greatest risk of instability.
Bununla birlikte, en büyük istikrarsızlık riskini oluşturanlar en az gelişmiş ülkelerdir.
More Sentences
|
12 |
Politics |
az gelişmiş ülkeler |
least developed countries n.
|
|
The least developed countries, despite having been given everything except arms, also abandoned it.
En az gelişmiş ülkeler, silah dışında her şey verilmiş olmasına rağmen, onu da terk ettiler.
More Sentences
|
13 |
Politics |
az gelişmiş |
underdeveloped adj.
|
|
The Vietnamese people live in poverty, their society is in decline and the country is still under-developed.
Vietnam halkı yoksulluk içinde yaşıyor, toplumları çöküşte ve ülke hala az gelişmiş durumda.
More Sentences
|
General |
|
14 |
General |
gelişmeye çalışan fakir veya az gelişmiş ülke |
developing country n.
|
|
15 |
General |
gelişmiş haritalarda tepelerin dikliğini göstermek üzere kullanılan paralel çizgiler |
hachures n.
|
|
16 |
General |
az gelişmiş ülke |
the third world n.
|
|
17 |
General |
dünyanın az gelişmiş kesimleri |
third world n.
|
|
18 |
General |
gelişmiş adale |
brawn n.
|
|
19 |
General |
gelişmiş yazar |
advanced author n.
|
|
20 |
General |
gelişmiş yetenek |
advanced skill n.
|
|
|
21 |
General |
gelişmiş beceri |
advanced skill n.
|
|
22 |
General |
gelişmiş teknoloji |
advanced technology n.
|
|
23 |
General |
gelişmiş devletler |
developed countries n.
|
|
24 |
General |
gelişmiş ülke |
developed country n.
|
|
25 |
General |
gelişmiş teknoloji |
sophisticated technology n.
|
|
26 |
General |
gelişmiş teknoloji |
high technology n.
|
|
27 |
General |
gelişmiş teknoloji |
leading-edge technology n.
|
|
28 |
General |
gelişmiş teknoloji |
cutting-edge technology n.
|
|
29 |
General |
gelişmiş teknoloji |
state-of-the-art technology n.
|
|
30 |
General |
gelişmiş teknoloji |
white-hot technology n.
|
|
31 |
General |
daha az gelişmiş alanlar |
less developed areas n.
|
|
32 |
General |
şehrin yeni gelişmiş bölgeleri |
newly developed areas of the city n.
|
|
33 |
General |
gelişmiş teknoloji eklentisi |
advanced technology attachment n.
|
|
34 |
General |
gelişmiş teknolojiden ziyade buharla çalışan makinaların değişik yorumlamalarını içeren bir bilim-kurgu türü |
steampunk n.
|
|
35 |
General |
gelişmiş uyarı |
advanced warning n.
|
|
36 |
General |
gelişmiş medeniyet |
advanced civilisation n.
|
|
37 |
General |
gelişmiş medeniyet |
advanced civilization n.
|
|
38 |
General |
(güney afrika'da) uzak, nüfusu az ve genellikle az gelişmiş bölge |
backveld n.
|
|
39 |
General |
(güney afrika'da) uzak, nüfusu az ve genellikle az gelişmiş bölge sakini |
backvelder n.
|
|
40 |
General |
başkalarının duygularına karşı çok hassas olan ve empati yeteneği çok gelişmiş kimse |
empath n.
|
|
41 |
General |
gelişmiş şey |
upgrowth n.
|
|
42 |
General |
az gelişmiş ülke |
ldc (less-developed country) n.
|
|
43 |
General |
tamamen gelişmiş bir bölgeye sahip eyalet |
build-out n.
|
|
44 |
General |
tamamen gelişmiş bir bölgeye sahip eyalet |
buildout n.
|
|
45 |
General |
kasların egzersizle büyüdüğü iyi gelişmiş vücut |
muscle n.
|
|
46 |
General |
iyi gelişmiş kas sistemi |
muscling n.
|
|
47 |
General |
iyi gelişmiş altyapı |
muscling n.
|
|
48 |
General |
türünün en gelişmiş versiyonu olan şey |
darb n.
|
|
49 |
General |
başka şeyden gelişmiş şey |
offset n.
|
|
50 |
General |
aşırı gelişmiş olma |
overfreedom n.
|
|
51 |
General |
(özellikle parapsikolojik) sezgisi gelişmiş kimse |
intuitive n.
|
|
52 |
General |
en gelişmiş ürün |
forefront n.
|
|
53 |
General |
en gelişmiş teknoloji |
state of the art technology n.
|
|
54 |
General |
gelişmiş ülke |
first world country n.
|
|
55 |
General |
kısmen gelişmiş maden |
prospect n.
|
|
56 |
General |
kısmen gelişmiş peneplen |
strath n.
|
|
57 |
General |
erken gelişmiş |
forward adj.
|
|
58 |
General |
kasları gelişmiş |
brawny adj.
|
|
59 |
General |
erken gelişmiş |
precocial adj.
|
|
60 |
General |
zaman içinde gelişmiş |
evolved adj.
|
|
|
61 |
General |
sinirleri gelişmiş |
ectomorphic adj.
|
|
62 |
General |
aniden gelişmiş |
shot up adj.
|
|
63 |
General |
tam gelişmiş |
fully developed adj.
|
|
64 |
General |
en gelişmiş |
continuously present adj.
|
|
65 |
General |
tam gelişmiş |
full-grown adj.
|
|
66 |
General |
tam gelişmiş |
full-blown adj.
|
|
67 |
General |
iyi gelişmiş |
full-grown adj.
|
|
68 |
General |
erken gelişmiş |
precocious adj.
|
|
69 |
General |
hitabet yeteneği gelişmiş |
articulate adj.
|
|
70 |
General |
gelişmiş karın kaslarını gösteren |
abbed adj.
|
|
71 |
General |
fazla gelişmiş |
overdeveloped adj.
|
|
72 |
General |
(hayvan) tamamen gelişmiş |
big adj.
|
|
73 |
General |
tamamen gelişmiş |
blow adj.
|
|
74 |
General |
en gelişmiş döneminde |
high adj.
|
|
75 |
General |
oldukça gelişmiş |
honed adj.
|
|
76 |
General |
aşırı gelişmiş |
honed adj.
|
|
77 |
General |
iyi gelişmiş |
honed adj.
|
|
78 |
General |
damak zevki gelişmiş |
lickerish adj.
|
|
79 |
General |
(aşırı egzersiz yapma sonucunda) elastik olmayan aşırı gelişmiş kasları olan |
musclebound adj.
|
|
80 |
General |
aşırı gelişmiş kaslarla engellenen |
musclebound adj.
|
|
81 |
General |
(aşırı egzersiz yapma sonucunda) elastik olmayan aşırı gelişmiş kasları olan |
muscle-bound adj.
|
|
82 |
General |
aşırı gelişmiş kaslarla engellenen |
muscle-bound adj.
|
|
83 |
General |
bir tarafı daha gelişmiş olan |
one-sided adj.
|
|
84 |
General |
aşırı gelişmiş |
overfree adj.
|
|
85 |
General |
tamamen gelişmiş |
in-depth adj.
|
|
86 |
General |
tamamen gelişmiş |
culminant adj.
|
|
87 |
General |
erken gelişmiş |
precoce [obsolete] adj.
|
|
88 |
General |
vaktinden önce gelişmiş |
precoce [obsolete] adj.
|
|
89 |
General |
az gelişmiş |
seed adj.
|
|
90 |
General |
erken gelişmiş |
forward adj.
|
|
91 |
General |
erken gelişmiş bir şekilde |
precociously adv.
|
|
92 |
General |
hızlı gelişmiş |
grow rapidly adv.
|
|
93 |
General |
aşırı gelişmiş şekilde |
overfreely adv.
|
|
94 |
General |
daha gelişmiş bir şekilde |
superiorly adv.
|
|
Phrasals |
|
95 |
Phrasals |
(daha ucuz ve az gelişmiş ülkelerin mallarını kullanarak) bir ülkenin endüstri ve üretim sektörünü zayıflatmak |
hollow out v.
|
|
Colloquial |
|
96 |
Colloquial |
erken gelişmiş kız çocuğu |
madam [uk] n.
|
|
97 |
Colloquial |
etkili sonuçlar elde etmek için gelişmiş teknoloji kullanan |
whizzy adj.
|
|
Idioms |
|
98 |
Idioms |
gelişmiş teknoloji |
cutting edge n.
|
|
99 |
Idioms |
alanındaki en ileri/gelişmiş teknoloji |
leading edge n.
|
|
100 |
Idioms |
alanındaki en ileri/gelişmiş uygulama |
leading edge n.
|
|
101 |
Idioms |
alanındaki en ileri/gelişmiş faaliyet |
leading edge n.
|
|
102 |
Idioms |
alanındaki en ileri/gelişmiş çalışma |
leading edge n.
|
|
103 |
Idioms |
en gelişmiş (bir şey) |
the last word in (something) n.
|
|
104 |
Idioms |
üç yönden de gelişmiş olma |
three-dimensionality n.
|
|
105 |
Idioms |
doğru karar verecek/davranacak kadar gelişmiş olmamak |
not know (any) better v.
|
|
106 |
Idioms |
kendininkinden daha az gelişmiş bir ülkenin kültürünü benimsemek |
go native v.
|
|
107 |
Idioms |
çok gelişmiş olmak |
be light years away from v.
|
|
108 |
Idioms |
(birinden/bir şeyden) çok gelişmiş olmak |
be streets ahead (of somebody/something) [uk] v.
|
|
109 |
Idioms |
en gelişmiş olmak |
be the last word v.
|
|
110 |
Idioms |
en gelişmiş (bir şey) olmak |
be the last word in (something) v.
|
|
111 |
Idioms |
alanındaki en ileri/gelişmiş (konum, teknoloji, uygulama) |
leading edge adj.
|
|
112 |
Idioms |
teknolojik olarak çok gelişmiş |
all-singing, all-dancing [uk] adj.
|
|
113 |
Idioms |
çok daha gelişmiş durumda |
above the curve adv.
|
|
114 |
Idioms |
gelişmiş teknoloji |
all-singing, all-dancing expr.
|
|
115 |
Idioms |
çok gelişmiş |
all-singing, all-dancing expr.
|
|
Trade/Economic |
|
116 |
Trade/Economic |
az gelişmiş ülke ekonomileri |
peripheral economies n.
|
|
117 |
Trade/Economic |
az gelişmiş bölge |
underdeveloped region n.
|
|
118 |
Trade/Economic |
az gelişmiş ülke |
less developed countries n.
|
|
119 |
Trade/Economic |
az gelişmiş ülkeler |
third world n.
|
|
120 |
Trade/Economic |
az gelişmiş ülkeler |
developing countries n.
|
|
121 |
Trade/Economic |
az gelişmiş ülkeler |
periphery n.
|
|
122 |
Trade/Economic |
az gelişmiş ülkeler |
south n.
|
|
123 |
Trade/Economic |
az gelişmiş ülkelere kalkınma amaçlı uzun vadeli kredi sağlayan uluslararası finansal kuruluş |
international bank for reconstruction and development n.
|
|
124 |
Trade/Economic |
az gelişmiş ülkelerin en alt grubunda yer alanlar |
least developed country n.
|
|
125 |
Trade/Economic |
az gelişmiş yenilik |
backward invention n.
|
|
126 |
Trade/Economic |
en az gelişmiş ülke |
least developed country n.
|
|
127 |
Trade/Economic |
en az gelişmiş ülkeler |
least developed countries n.
|
|
128 |
Trade/Economic |
en gelişmiş teknoloji |
state of the art technology n.
|
|
129 |
Trade/Economic |
en az gelişmiş ülkeler |
least developed countries n.
|
|
130 |
Trade/Economic |
gelişmiş kurumsal yönetişim |
advanced corporate governance n.
|
|
131 |
Trade/Economic |
geri kalmış gelişmiş ülke |
backward country n.
|
|
132 |
Trade/Economic |
merkezi new york'ta bulunan gelişmiş bir bilgisayarlı denkleştirme sistemi |
clearing house interbank payment system n.
|
|
133 |
Trade/Economic |
tam gelişmiş kriz |
full blown-crisis n.
|
|
Law |
|
134 |
Law |
az gelişmiş bölge |
backward area n.
|
|
Politics |
|
135 |
Politics |
dünyanın sanayileşmiş ve ekonomik olarak gelişmiş ulusları |
north n.
|
|
136 |
Politics |
az gelişmiş bölgelerin gelişmesini destekleme programı |
europartenariat n.
|
|
137 |
Politics |
az gelişmiş bölgelerin gelişmesini destekleme programı |
europartneriat n.
|
|
138 |
Politics |
açık veren gelişmiş ülke |
advanced deficit country n.
|
|
139 |
Politics |
az gelişmiş bölgeler |
underdeveloped area n.
|
|
140 |
Politics |
az gelişmiş ülke |
underdeveloped country n.
|
|
141 |
Politics |
en az gelişmiş ülkeler |
least developed countries n.
|
|
142 |
Politics |
en az gelişmiş bölge |
less favoured region n.
|
|
143 |
Politics |
gelişmiş ekonomiler |
advanced economies n.
|
|
144 |
Politics |
gelişmiş olan avrupa |
mature europe n.
|
|
145 |
Politics |
gelişmiş ülkeler |
industrial countries n.
|
|
146 |
Politics |
gelişmiş yükselen piyasa ülkeleri |
industrialized and emerging market economy n.
|
|
147 |
Politics |
gelişmiş ekonomi |
advanced economy n.
|
|
148 |
Politics |
gelişmiş ülkeler |
developed world n.
|
|
149 |
Politics |
gelişmiş kapitalist ülkeler |
first world n.
|
|
150 |
Politics |
gemilerde gelişmiş tıbbi bakım için asgari sağlık ve güvenlik gerekleri konusundaki mevzuatın teknik adaptasyonu komitesi |
committee for the technical adaptation of legislation on the minimum safety and health requirements for improved medical treatment on board vessels n.
|
|
151 |
Politics |
sistem içinde önemi olan gelişmiş ülkeler |
systemically important advanced countries n.
|
|
152 |
Politics |
unctad en az gelişmiş ülkeler güven fonu |
unctad trust fund for least developed countries n.
|
|
153 |
Politics |
lenin'in emperyalizmi kapitalizmin son evresi olarak ortaya koyması ile mücadele odağının gelişmiş ülkelerden gelişmemiş ülkelere kaydığı, marksizm'in genişletilmiş bir formu |
marxist-leninist n.
|
|
154 |
Politics |
az gelişmiş ülkeler |
developing world n.
|
|
155 |
Politics |
yozlaşmış ülkelerin prestijli spor organizasyonlarına ev sahipliği yaparak uluslararası arenada kendilerini modern/gelişmiş gösterme çabası |
sportswashing n.
|
|
156 |
Politics |
ekonomik ve sosyal yönden az gelişmiş |
backward adj.
|
|
157 |
Politics |
gelişmiş kapitalist ülkelere ait |
first-world adj.
|
|
Institutes |
|
158 |
Institutes |
az gelişmiş ülkeler |
less developed countries n.
|
|
159 |
Institutes |
gelişmiş araştırma projeleri dairesi ağı |
the advanced research projects agency network (arpanet) n.
|
|
160 |
Institutes |
(tokyo) ulusal gelişmiş endüstriyel bilim ve teknoloji enstitüsü |
national institute of advanced industrial science and technology n.
|
|
Technical |
|
161 |
Technical |
gelişmiş tersten çoklayıcı modül |
advanced inverse multiplexing module n.
|
|
162 |
Technical |
gelişmiş içerik şebekesi |
enhanced content networking n.
|
|
163 |
Technical |
gelişmiş konuşma ve ses portalı |
self-service n.
|
|
164 |
Technical |
gelişmiş mikro cihazlar |
advanced micro devices (amd) n.
|
|
165 |
Technical |
gelişmiş grafik bağdaştırıcı |
enhanced graphics adapter n.
|
|
166 |
Technical |
son derece gelişmiş ve karmaşık (yazılım, elektronik alet) |
high-tech adj.
|
|
Computer |
|
167 |
Computer |
gelişmiş slayt |
advance slide n.
|
|
168 |
Computer |
gelişmiş çizge bağdaştırıcı |
enhanced graphics adapter n.
|
|
169 |
Computer |
gelişmiş güç yönetimi sürücüsü |
advanced power management driver n.
|
|
170 |
Computer |
gelişmiş fotoğraf |
advanced photo n.
|
|
171 |
Computer |
gelişmiş program ayarları |
advanced program settings n.
|
|
172 |
Computer |
gelişmiş denetimler |
advanced controls for n.
|
|
173 |
Computer |
gelişmiş denetim |
advanced control n.
|
|
174 |
Computer |
gelişmiş arama |
advanced search n.
|
|
175 |
Computer |
gelişmiş işlevli yazma |
advanced function printing n.
|
|
176 |
Computer |
gelişmiş seçenekler |
advanced options n.
|
|
177 |
Computer |
gelişmiş güç yönetimi |
advanced power management n.
|
|
178 |
Computer |
gelişmiş grafik |
advanced graphics n.
|
|
179 |
Computer |
gelişmiş düzen |
advanced layout n.
|
|
180 |
Computer |
gelişmiş grafik ayarları |
advanced graphics settings n.
|
|
181 |
Computer |
gelişmiş kip |
enhanced mode n.
|
|
182 |
Computer |
gelişmiş sistem bakımı |
advanced system care n.
|
|
183 |
Computer |
gelişmiş yazıcı işlevi |
advanced printer function n.
|
|
184 |
Computer |
gelişmiş süzgeç |
advanced filter n.
|
|
185 |
Computer |
gelişmiş bağlantı ayarları |
advanced connection settings n.
|
|
186 |
Computer |
gelişmiş stereo |
stereo enhance n.
|
|
187 |
Computer |
gelişmiş yapılandırma ve güç arayüzü |
advanced configuration and power interface n.
|
|
188 |
Computer |
gelişmiş yapılandırma |
advanced configuration n.
|
|
189 |
Computer |
gelişmiş programlanabilir kesme denetçisi |
advanced programmable interrupt controller n.
|
|
190 |
Computer |
gelişmiş kip 32 bit ve 16 bit ndıs sürücüsü |
enhanced mode 32 bit and 16 bit ndis driver n.
|
|
191 |
Computer |
gelişmiş güç yönetimi desteği |
advanced power management support n.
|
|
192 |
Computer |
gelişmiş işlevli yazma tekniği |
advanced function printing n.
|
|
193 |
Computer |
gelişmiş ayarlar |
advanced settings n.
|
|
194 |
Computer |
gelişmiş denetimler |
advanced controls n.
|
|
195 |
Computer |
gelişmiş postscript seçenekleri |
advanced postscript options n.
|
|
196 |
Computer |
gelişmiş bağlantı |
advanced connection n.
|
|
197 |
Computer |
gelişmiş süzme |
advanced filter n.
|
|
198 |
Computer |
gelişmiş görünüm |
advanced view n.
|
|
199 |
Computer |
gelişmiş scsi programlama arabirimi |
advanced scsi programming interface n.
|
|
200 |
Computer |
gelişmiş bağlantı noktası ayarları |
advanced port settings n.
|
|
201 |
Computer |
gelişmiş sıkıştırma |
advanced compression n.
|
|
202 |
Computer |
gelişmiş görüntü |
advanced view n.
|
|
203 |
Computer |
gelişmiş güç yönetimi denetim masası uygulaması |
advanced power management control panel applet n.
|
|
204 |
Computer |
gelişmiş mod |
enhanced mode n.
|
|
205 |
Computer |
gelişmiş yönetim iletişimi |
enhanced management communication n.
|
|
206 |
Computer |
gelişmiş faks güvenliği |
advanced fax security n.
|
|
207 |
Computer |
gelişmiş modem ayarları |
advanced modem settings n.
|
|
208 |
Computer |
gelişmiş güvenlik |
advanced security n.
|
|
209 |
Computer |
gelişmiş düğmesi |
advanced button n.
|
|
210 |
Computer |
online olarak cep telefonu ve internet ortamlarında belirli bir alanda dosya veya resim gibi gereksinimlerin saklandığı gelişmiş bir uygulama |
dropbox n.
|
|
211 |
Computer |
ses denetimi için gelişmiş denetimler |
advanced controls for volume control n.
|
|
212 |
Computer |
süzme tuşları gelişmiş ayarları |
advanced settings for filterkeys n.
|
|
213 |
Computer |
stream gelişmiş işlevli yazma veri akımı |
advanced function printing data n.
|
|
214 |
Computer |
en gelişmiş |
state of art adj.
|
|
215 |
Computer |
diğer/gelişmiş |
other/advanced expr.
|
|
216 |
Computer |
gelişmiş 386 |
386-enhanced expr.
|
|
217 |
Computer |
gelişmiş süz |
advanced filter expr.
|
|
218 |
Computer |
gelişmiş kip gerekiyor |
enhanced mode required expr.
|
|
219 |
Computer |
gelişmiş bul |
advanced find expr.
|
|
220 |
Computer |
gelişmiş tam |
enhanced full expr.
|
|
221 |
Computer |
gelişmiş ayarları değiştir |
modify advanced settings expr.
|
|
222 |
Computer |
gelişmiş yapılandırma ve güç arayüzü |
acpi abrev.
|
|
Informatics |
|
223 |
Informatics |
gelişmiş yapılandırma |
advanced configuration n.
|
|
224 |
Informatics |
gelişmiş yapılandırma ve güç arayüzü |
advanced configuration and power interface n.
|
|
225 |
Informatics |
gelişmiş bileşen |
advanced component n.
|
|
226 |
Informatics |
gelişmiş veri iletişim kontrol prosedürü |
advanced data communication control procedure n.
|
|
Telecom |
|
227 |
Telecom |
darbantlı gelişmiş mobil telefon sistemi |
narrowband advanced mobile phone system n.
|
|
228 |
Telecom |
gelişmiş hizmet sağlayıcı |
enhanced service provider n.
|
|
229 |
Telecom |
gelişmiş video arayüzü |
advanced video interface n.
|
|
230 |
Telecom |
gelişmiş kablosuz hizmet |
advanced wireless services n.
|
|
231 |
Telecom |
gelişmiş özel mobil telsiz |
enhanced specialised mobile radio n.
|
|
232 |
Telecom |
gelişmiş akış biçimi |
advanced streaming format n.
|
|
233 |
Telecom |
gelişmiş sistem biçimi |
advanced systems format n.
|
|
234 |
Telecom |
gelişmiş çizge bağdaştırıcı |
enhanced graphics adapter n.
|
|
235 |
Telecom |
gelişmiş televizyon |
enhanced television n.
|
|
236 |
Telecom |
gelişmiş televizyon sistem komitesi |
advanced television systems committee n.
|
|
237 |
Telecom |
gelişmiş set-üstü-kutusu |
advanced set-top box n.
|
|
238 |
Telecom |
gelişmiş zaman bölmeli çoklu erişim |
advanced time division multiple access n.
|
|
239 |
Telecom |
gelişmiş uygulamalar |
advanced applications n.
|
|
240 |
Telecom |
gelişmiş hizmet kümesi |
extended service set n.
|
|
241 |
Telecom |
gelişmiş TV |
advanced TV n.
|
|
242 |
Telecom |
gelişmiş mobil telefon hizmeti |
improved mobile telephone service n.
|
|
243 |
Telecom |
gelişmiş tam oran |
enhanced full rate n.
|
|
244 |
Telecom |
gelişmiş video kodlaması |
advanced video coding n.
|
|
245 |
Telecom |
gelişmiş erişimli içerik sistemi |
advanced access content system n.
|
|
246 |
Telecom |
gelişmiş küçük cihaz arayüzü |
enhanced small device interface n.
|
|
247 |
Telecom |
gelişmiş piyasa |
advanced market n.
|
|
248 |
Telecom |
gelişmiş kaynak yöneticisi |
edge resource manager n.
|
|
249 |
Telecom |
gelişmiş konuşma ve ses portalı |
advanced speech and voice portal n.
|
|
250 |
Telecom |
gelişmiş ortak uygulama platformu |
advanced common application platform n.
|
|
251 |
Telecom |
gelişmiş sürekli yeniden yönlendirici |
advanced stream redirector n.
|
|
252 |
Telecom |
GSM evrimi için gelişmiş veri |
enhanced data for GSM evolution n.
|
|
253 |
Telecom |
sayısal gelişmiş mobil telefon sistemi |
digital advanced mobile phone system n.
|
|
254 |
Telecom |
sayısal gelişmiş kablosuz haberleşme genel arayüzü |
digital enhanced cordless telecommunications common interface n.
|
|
255 |
Telecom |
tümleşik sayısal gelişmiş şebeke |
integrated digital enhanced network n.
|
|
256 |
Telecom |
gelişmiş ses kodlayıcı |
advanced audio codec/coding adj.
|
|
Radio |
|
257 |
Radio |
antenin ışınma örüntüsünde belirli bir yönde verdiği gelişmiş yanıt |
lobe n.
|
|
Automotive |
|
258 |
Automotive |
gelişmiş acil frenleme |
advanced emergency braking n.
|
|
259 |
Automotive |
ecall gelişmiş yardım çağrısı |
assist advanced ecall n.
|
|
Aeronautic |
|
260 |
Aeronautic |
gelişmiş fonksiyonlu cihaz |
advanced functionality tool n.
|
|
261 |
Aeronautic |
gelişmiş yüzey hareket rehberlik ve kontrol sistemi |
advanced surface movement guidance and control system n.
|
|
262 |
Aeronautic |
gelişmiş yüzey hareketleri rehberlik ve kontrol sistemi |
advanced surface movement guidance and control system n.
|
|
Marine |
|
263 |
Marine |
tam gelişmiş deniz durumu |
fully arisen sea n.
|
|
Medical |
|
264 |
Medical |
amerikan ulusal gelişmiş kanser ağı |
national comprehensive cancer network n.
|
|
265 |
Medical |
dışa doğru gelişmiş lezyon |
exophytic lesion n.
|
|
266 |
Medical |
erken biyolojik preformasyon teorisi destekçilerine göre sperm hücresinde mevcut olduğuna inanılan tam gelişmiş minyatür birey |
homunculus n.
|
|
267 |
Medical |
kafatasının yüksek ve dikey şekilde gelişmiş olması |
hypsicephaly n.
|
|
268 |
Medical |
vücutları ayrı ayrı oldukça gelişmiş olup bir veya daha fazla iç organı ortak olarak kullanan yapışık ikizler |
diplopagus n.
|
|
269 |
Medical |
embriyon dışında gelişmiş |
extraembryonic adj.
|
|
270 |
Medical |
embriyon dışında gelişmiş |
extraembryonal adj.
|
|
271 |
Medical |
zamanından önce gelişmiş |
precocious adj.
|
|
272 |
Medical |
ameliyatla alınacak kadar gelişmiş (katarakt) |
ripe adj.
|
|
Anatomy |
|
273 |
Anatomy |
az gelişmiş el ve ayak parmakları |
acromicria n.
|
|
274 |
Anatomy |
az gelişmiş el ve ayak parmakları |
acromikria n.
|
|
275 |
Anatomy |
atalardan evrimleşerek miras kalmayıp yeni gelişmiş olan anatomik özellik |
neomorph n.
|
|
276 |
Anatomy |
(omuz) üst kasları fazla gelişmiş |
loaded adj.
|
|
Dentistry |
|
277 |
Dentistry |
kısmen ya da kötü gelişmiş |
rudimentary n.
|
|
Pathology |
|
278 |
Pathology |
yetersiz gelişmiş beyinle doğmuş |
anencephalic adj.
|
|
279 |
Pathology |
yetersiz gelişmiş beyinle doğmuş |
anencephalous adj.
|
|
280 |
Pathology |
anormal gelişmiş (organ) |
aplastic adj.
|
|
281 |
Pathology |
(hastalık) gelişmiş evrede olan |
florid adj.
|
|
Parasitology |
|
282 |
Parasitology |
omurgalı ve gelişmiş omurgasızların sindirim hücrelerinin epitel dokusunda yetişen sporlu bir parazit türü |
eimeria n.
|
|
Chemistry |
|
283 |
Chemistry |
gelişmiş noktasal tespit sistemi |
improved point detection system n.
|
|
Biology |
|
284 |
Biology |
gelişmiş hücrenin ilk oluşum sürecine kadar geriye doğru izlenen gelişimsel geçmişi |
cell lineage n.
|
|
285 |
Biology |
embriyon dışında gelişmiş membran |
extraembryonic membrane n.
|
|
286 |
Biology |
ilk ağızdan bağımsız gelişmiş ağzı bulunan hayvan |
deuterostome n.
|
|
287 |
Biology |
birlikte gelişmiş |
adherent adj.
|
|
288 |
Biology |
iyi gelişmiş |
rank adj.
|
|
289 |
Biology |
tam gelişmiş |
rank adj.
|
|
290 |
Biology |
birlikte gelişmiş |
adnate adj.
|
|
291 |
Biology |
eskilerine oranla az gelişmiş |
obsolete adj.
|
|
292 |
Biology |
tam gelişmiş |
fully formed adj.
|
|
293 |
Biology |
tam gelişmiş |
fully-fledged adj.
|
|
294 |
Biology |
tam gelişmiş |
fully grown adj.
|
|
295 |
Biology |
mayoz veya spor oluşumu olmadan doğrudan sporofitten gelişmiş (gametofit) |
aposporous adj.
|
|
296 |
Biology |
mayoz veya spor oluşumu olmadan doğrudan sporofitten gelişmiş (gametofit) |
aposporic adj.
|
|
297 |
Biology |
(kısmen gelişmiş durumda) organları olan |
degraded adj.
|
|
298 |
Biology |
(kısmen gelişmiş durumda) özellikleri olan |
degraded adj.
|
|
299 |
Biology |
az gelişmiş |
depauperate adj.
|
|
300 |
Biology |
bir dokudan gelişmiş |
histoid adj.
|
|
301 |
Biology |
kusurlu bir şekilde gelişmiş |
obsoletely adv.
|
|
302 |
Biology |
belirsiz bir şekilde gelişmiş |
obsoletely adv.
|
|
Marine Biology |
|
303 |
Marine Biology |
çift kabuklular dışında tüm türleri kapsayan, kafa kısmı belirgin şekilde gelişmiş yumuşakça şubesi |
cephalata n.
|
|
304 |
Marine Biology |
çift kabuklular dışında tüm türleri kapsayan, kafa kısmı belirgin şekilde gelişmiş yumuşakça şubesi |
cephalophora n.
|
|
305 |
Marine Biology |
gelişmiş balıkçılık |
developed fishery n.
|
|
306 |
Marine Biology |
onayaklı eklembacaklı kabuklular içinde ıstakoz, büyük karides, karides gibi karın kısmı çok gelişmiş deniz canlılarının dahil olduğu bir grup |
macroura n.
|
|
307 |
Marine Biology |
onayaklı eklembacaklı kabuklular içinde ıstakoz, büyük karides, karides gibi karın kısmı çok gelişmiş deniz canlılarının dahil olduğu bir grup |
macrura n.
|
|
308 |
Marine Biology |
tüm torasik uzantıları iki dallı olan, on ayaklı deniz kabukluları gibi gelişmiş kabukluların larvalarına verilen ad |
mysis n.
|
|
309 |
Marine Biology |
tüm torasik uzantıları iki dallı olan, on ayaklı deniz kabukluları gibi gelişmiş kabukluların larvalarına verilen ad |
mysis stage n.
|
|
310 |
Marine Biology |
dişleri gelişmiş bir deniz memelileri şubesi |
denticete n.
|
|
311 |
Marine Biology |
(bazı sınıflandırmalarda) yüzgeçlerinde kılçık bulunmayan veya yüzgeç kılçıkları kısmi gelişmiş olan, çift akciğere sahip protopterus ve lepidosiren cinsi akciğerli balıkları içeren bir grup |
dipneumona n.
|
|
312 |
Marine Biology |
erken gelişmiş |
precocious adj.
|
|
313 |
Marine Biology |
gözü gelişmiş (balık yumurtası) |
eyed adj.
|
|
Astronomy |
|
314 |
Astronomy |
gelişmiş dünya dışı uygarlık |
advanced alien civilization n.
|
|
315 |
Astronomy |
gelişmiş uzaylı medeniyeti |
advanced alien civilization n.
|
|
316 |
Astronomy |
gelişmiş yaşam |
advanced life n.
|
|
Zoology |
|
317 |
Zoology |
aynı anda doğan yavrulardan az gelişmiş olanı |
reckling [dialect] n.
|
|
318 |
Zoology |
aynı anda doğan yavrulardan az gelişmiş olanı |
wallydrag n.
|
|
319 |
Zoology |
memeliler sınıfında yer alan, nispeten gelişmiş grupları içeren bir alt sınıf |
theria n.
|
|
320 |
Zoology |
gelişmiş böcekler |
neoptera n.
|
|
321 |
Zoology |
gelişmiş ve etçil bir teropot |
maniraptor n.
|
|
322 |
Zoology |
oviraptoridae familyasını ve dromaeosaurus cinsini içeren ve muhtemelen günümüz kuşlarının ataları olan gelişmiş teropotlardan oluşan bir dinozor alttakımı |
maniraptora n.
|
|
323 |
Zoology |
oviraptoridae familyasını ve dromaeosaurus cinsini içeren ve muhtemelen günümüz kuşlarının ataları olan gelişmiş teropotlardan oluşan bir dinozor alttakımı |
suborder maniraptora n.
|
|
324 |
Zoology |
çift kabuklular dışındaki tüm türleri kapsayan kafa kısmı belirgin şekilde gelişmiş olan bir yumuşakça şubesi |
odontophora n.
|
|
325 |
Zoology |
çift kabuklular dışındaki tüm türleri kapsayan kafa kısmı belirgin şekilde gelişmiş olan yumuşakça familyasından olan bir hayvan |
odontophoran n.
|
|
326 |
Zoology |
iyi gelişmiş hortuma sahip |
nasute adj.
|
|
327 |
Zoology |
gelişmiş yavruları çıkarmak üzere çatlamamış (yumurta) |
unhatched adj.
|
|
328 |
Zoology |
(köpek) omuz kasları fazla gelişmiş |
bossy adj.
|
|
329 |
Zoology |
tamamen gelişmiş boynuzları olan |
high-palmed adj.
|
|
330 |
Zoology |
çift kabuklular dışındaki tüm türleri kapsayan kafa kısmı belirgin şekilde gelişmiş olan bir yumuşakça familyasına ait |
odontophoran adj.
|
|
331 |
Zoology |
çift kabuklular dışındaki tüm türleri kapsayan kafa kısmı belirgin şekilde gelişmiş olan bir yumuşakça familyası ile ilgili |
odontophoran adj.
|
|
332 |
Zoology |
(memelilerin nispeten gelişmiş taksonlarının adlarında kullanılan) hayvan anlamında son ek |
-theria suf.
|
|
Botanic |
|
333 |
Botanic |
taç yaprakları ve organları kaliksle birlikte gelişmiş olan |
Calycifloral n.
|
|
334 |
Botanic |
gelişmiş mantar bölümlerinden biri |
subdivision zygomycota n.
|
|
335 |
Botanic |
gelişmiş mantar bölümlerinden biri |
subdivision zygomycotina n.
|
|
336 |
Botanic |
gelişmiş mantar bölümlerinden biri |
zygomycotina n.
|
|
337 |
Botanic |
gelişmiş mantar bölümlerinden biri |
zygomycota n.
|
|
338 |
Botanic |
az ya da çok gelişmiş çift çenekli otlar ve bazı ağaç ve çalılardan oluşan bir familya |
asterid dicot family n.
|
|
339 |
Botanic |
az ya da çok gelişmiş çift çenekli otlar ve bazı ağaç ve çalılardan oluşan bir familya |
asterid dicot genus n.
|
|
340 |
Botanic |
gelişmiş bir çiçekyaprağına ve apokarp yumurtalıklara sahip, mevcut çiçekli bitkiler arasında en primitif grup olarak görülen bir bitki altsınıfı |
magnoliidae n.
|
|
341 |
Botanic |
gelişmiş bir çiçek yaprağına ve apokarp yumurtalıklara sahip, mevcut çiçekli bitkiler arasında en primitif grup olarak görülen bir bitki altsınıfı |
subclass magnoliidae n.
|
|
342 |
Botanic |
tek çiçeği andıran yoğun kömeçli çiçeklerle karakterize olan çift çenekli gelişmiş bitki |
composite plant n.
|
|
343 |
Botanic |
az çok gelişmiş çift çenekli ağaç, çalı ve otları içeren bir bitki familyası |
dilleniid dicot family n.
|
|
344 |
Botanic |
az çok gelişmiş çift çenekli ağaç, çalı ve otları içeren bir bitki cinsi |
dilleniid dicot genus n.
|
|
345 |
Botanic |
erken gelişmiş |
rathe adj.
|
|
346 |
Botanic |
erken gelişmiş |
rathe-ripe adj.
|
|
347 |
Botanic |
metaksilemi içte ve dışta protoksilemden gelişmiş olan |
mesarch adj.
|
|
348 |
Botanic |
çiçek tablasında disk şeklinde gelişmiş çiçekler olan (bitki) |
discifloral adj.
|
|
349 |
Botanic |
(ağaç) fazla gelişmiş |
stagnant adj.
|
|
Agriculture |
|
350 |
Agriculture |
aşı kalemleri üzerinde bulunan ve göz aşılarının yapılmasında kullanılan normal gelişmiş sağlıklı göz ya da tomurcuklar |
bud eye n.
|
|
Apiculture |
|
351 |
Apiculture |
tamamıyla gelişmiş ve genellikle kanatlı ergin böcek |
imago n.
|
|
Social Sciences |
|
352 |
Social Sciences |
kuzey amerika'nın en gelişmiş höyük oluşturma kültürüne ait |
hopewell adj.
|
|
Education |
|
353 |
Education |
gelişmiş düzey |
advanced n.
|
|
Archaeology |
|
354 |
Archaeology |
permiyen ve triyas dönemlerinde meydana çıkmış therapsida takımına ait gelişmiş omurgalılar |
therapsid n.
|
|
355 |
Archaeology |
permiyen ve triyas dönemlerinde meydana çıkmış, gelişmiş bir omurgalı takımı |
therapsida n.
|
|
356 |
Archaeology |
hem ata hem de gelişmiş canlı formunun özelliklerini taşıyan fosil |
transitional fossil n.
|
|
357 |
Archaeology |
en gelişmiş evre ile ilgili |
classic adj.
|
|
358 |
Archaeology |
en gelişmiş evreye ait |
classic adj.
|
|
359 |
Archaeology |
en gelişmiş evre ile ilgili |
classical adj.
|
|
360 |
Archaeology |
en gelişmiş evreye ait |
classical adj.
|
|
Environment |
|
361 |
Environment |
gelişmiş kimyasal ve biyolojik korunma eldiveni |
improved chemical and biological protective glove n.
|
|
362 |
Environment |
gelişmiş gazla soğutulan reaktör |
advanced gas cooled reactor n.
|
|
363 |
Environment |
gelişmiş popülasyon döngüleri olan hayvanın sayısında keskin düşüş yaşanan dönem |
crash n.
|
|
364 |
Environment |
gelişmiş popülasyon döngüleri olan hayvanın sayısında görülen azalma miktarı |
crash n.
|
|
Geology |
|
365 |
Geology |
az gelişmiş alan |
depressed area n.
|
|
366 |
Geology |
gelişmiş kristalleri olan |
panidiomorphic adj.
|
|
Military |
|
367 |
Military |
gelişmiş mobil telefon sistemi |
advanced mobile phone system n.
|
|
368 |
Military |
gelişmiş radyasyon silahı |
enhanced radiation weapon n.
|
|
369 |
Military |
gelişmiş ve ileri |
advanced and forward adj.
|
|
Sport |
|
370 |
Sport |
gelişmiş kalp yaşam desteği |
advanced cardiac life support (acls) n.
|
|
371 |
Sport |
gelişmiş binicilik egzersizleri sistemi |
highschool n.
|
|
Art |
|
372 |
Art |
17. ve 19. yy. arasında gelişmiş, günlük hayatı yansıtan tablolar ile ön plana çıkan japon sanat akımı |
ukiyo-e n.
|
|
Photography |
|
373 |
Photography |
(ülke) az gelişmiş |
underdeveloped adj.
|
|
Abbreviation |
|
374 |
Abbreviation |
gelişmiş televizyon sistem komitesi |
atsc (advanced television systems committee) n.
|
|
Slang |
|
375 |
Slang |
az gelişmiş ülkelere giden turistlerin bağırsaklarının bozulması |
basra belly n.
|
|
376 |
Slang |
az gelişmiş |
duck butt n.
|
|
377 |
Slang |
az gelişmiş |
duck-butt n.
|
|
378 |
Slang |
az gelişmiş |
dusty butt n.
|
|
379 |
Slang |
az gelişmiş ülkelerdeki yardıma muhtaç çocuklar |
black babies [dated] [ireland] n.
|
|
380 |
Slang |
kasları gelişmiş aklı gelişmemiş adam |
musclehead n.
|
|
381 |
Slang |
kasları gelişmiş aklı kısa kalmış adam |
knuckle-dragger n.
|
|
382 |
Slang |
aşırı gelişmiş triseps kası |
horseshoe n.
|
|
383 |
Slang |
vücudunun üst kısmı alt kısmından daha gelişmiş (erkek) |
top-heavy adj.
|
|
Paleontology |
|
384 |
Paleontology |
gelişmiş ve etçil bir teropot türü |
dromaeosaur n.
|
|
Star Wars |
|
385 |
Star Wars |
gelişmiş üs baskarn |
advance base baskarn n.
|
|
386 |
Star Wars |
gelişmiş agr |
advanced agr n.
|
|
387 |
Star Wars |
gelişmiş bıçak |
advanced blade n.
|
|
388 |
Star Wars |
gelişmiş droid yıldız savaşçısı |
advanced droid starfighter n.
|
|
389 |
Star Wars |
gelişmiş geonosis savaşçısı |
advanced geonosian fighter n.
|
|
390 |
Star Wars |
gelişmiş proje gemisi |
advanced project ship n.
|
|
391 |
Star Wars |
gelişmiş keşif komandosu |
advanced recon commando n.
|
|
392 |
Star Wars |
gelişmiş keşif gücü izci askeri |
advanced recon force scout trooper n.
|
|
393 |
Star Wars |
arazisel gelişmiş yağmacı vasıta (ag-yv) |
all terrain advance raider (at-ar) n.
|
|
394 |
Star Wars |
gelişmiş bongo behemotu |
bongo advanced behemoth n.
|
|
395 |
Star Wars |
gelişmiş bongo kaşifi |
bongo advanced scout n.
|
|
396 |
Star Wars |
gelişmiş komando eğitimi programı |
commando advanced training program n.
|
|
397 |
Star Wars |
ticaret loncası gelişmiş bombacı |
commerce guild advanced bomber n.
|
|
398 |
Star Wars |
darth vader'ın tie gelişmiş'i |
darth vader's tie advanced n.
|
|
399 |
Star Wars |
e-stap gelişmiş droid yıldızbombacısı |
e-stap advanced droid starbomber n.
|
|
400 |
Star Wars |
imparatorluk gelişmiş askeri silah araştırma departmanı |
imperial military department of advanced weapons research n.
|
|
401 |
Star Wars |
model vii gelişmiş avcı gemisi |
mk. vii advanced interceptor n.
|
|
402 |
Star Wars |
n-1t gelişmiş yıldız savaşçısı |
n-1t advanced starfighter n.
|
|
403 |
Star Wars |
t-65 gelişmiş x-wing yıldız savaşçısı |
t-65 advanced x-wing starfighter n.
|
|
404 |
Star Wars |
tie gelişmiş prototip |
tie advanced prototype n.
|
|
405 |
Star Wars |
tie gelişmiş v1 |
tie advanced v1 n.
|
|
406 |
Star Wars |
tie gelişmiş x1 |
tie advanced x1 n.
|
|
407 |
Star Wars |
tie gelişmiş x1 (modifiye) |
tie advanced x1 (modified) n.
|
|
408 |
Star Wars |
tie gelişmiş x7 |
tie advanced x7 n.
|
|
409 |
Star Wars |
gelişmiş öncü eğitimi programı |
vanguard advanced training program n.
|
|