geri - Turkish English Dictionary

geri

Meanings of "geri" in Turkish English Dictionary : 2 result(s)

English Turkish
Slang
geri n. yaşlı
geri n. ihtiyar

Meanings of "geri" in English Turkish Dictionary : 47 result(s)

Turkish English
General
geri behind n.
Tom is behind in his studies.
Tom derslerinden geri kaldı.

More Sentences
geri little adj.
Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
İstasyona geri dönüş yolunun uzun olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.

More Sentences
geri backwards adv.
But, in my book, the Commission report is a real step backwards.
Ancak, benim kitabıma göre, Komisyon raporu gerçek bir geri adımdır.

More Sentences
Computer
geri back to expr.
With regard to safety standards, I refer back to what I just said.
Güvenlik standartları ile ilgili olarak, az önce söylediklerime geri dönüyorum.

More Sentences
Common Usage
geri back n.
geri rear n.
geri backward adv.
General
geri background n.
geri posterior n.
geri remainder n.
geri rest n.
geri lag n.
geri reclaim n.
geri arrears n.
geri back n.
geri rightabout n.
geri stupid adj.
geri low adj.
geri slow adj.
geri hind adj.
geri reversing adj.
geri provincial adj.
geri imbecile adj.
geri undeveloped adj.
geri rearward adj.
geri reverse adj.
geri hint [scotland] adj.
geri small-town adj.
geri aback adv.
geri back adv.
geri ayen [obsolete] adv.
geri bwd (backward) prep.
geri re- pref.
Idioms
geri in reverse expr.
Technical
geri rear n.
geri aft adv.
Computer
geri backspace n.
geri back space n.
geri back n.
geri backward adj.
geri previous adj.
geri prev expr.
Sport
geri hind adj.
geri second-string adj.
Football
geri point [australia] n.
Slang
geri gazizzey n.
geri gazob n.

Meanings of "geri" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
geri bildirim feedback n.
That is why the feedback of how successful this inclusiveness has been is somewhat mixed.
Bu nedenle bu kapsayıcılığın ne kadar başarılı olduğuna dair geri bildirimler biraz karışıktır.

More Sentences
geri ödeme repayment n.
In April 1999, the Commission adopted new Rules of Procedure which introduced specific rules on repayment.
Nisan 1999'da Komisyon, geri ödeme konusunda özel kurallar getiren yeni Usul Kurallarını kabul etmiştir.

More Sentences
geri kazanmak regain n.
Yesterday, my aunt regained her sight.
Dün, teyzem görme yetisini geri kazandı.

More Sentences
geri çekmek retract v.
The cat retracted its claws.
Kedi, pençelerini geri çekti.

More Sentences
geri çekilmek recede v.
The businessman is thinking of receding from the contract.
İş adamı, sözleşmeden geri çekilmeyi düşünüyor.

More Sentences
geri ödemek repay v.
They do not, however, have to repay more than the amount of the aid plus interest.
Bununla birlikte yardım miktarı artı faizden daha fazlasını geri ödemek zorunda değiller.

More Sentences
geri çevirmek refuse v.
Please do not refuse this request, ladies and gentlemen.
Lütfen bu talebi geri çevirmeyin, hanımefendiler ve beyefendiler.

More Sentences
geri almak take back v.
We would have imposed sanctions on them to force them to take back their nationals.
Vatandaşlarını geri almaya zorlamak için onlara yaptırımlar uygulardık.

More Sentences
geri çekilmek withdraw v.
However, it was withdrawn from the Committee on Budgets last night without being discussed or voted on.
Ancak bu tasarı dün gece görüşülmeden ve oylanmadan Bütçe Komisyonundan geri çekildi.

More Sentences
geri çekmek withdraw v.
The Daily Chronicle had to withdraw the news.
Daily Chronicle haberi geri çekmek zorunda kaldı.

More Sentences
geri çevirmek decline v.
She declined my offer to help.
Yardım teklifimi geri çevirdi.

More Sentences
geri çevirmek reject v.
She rejected my proposal.
Teklifimi geri çevirdi.

More Sentences
geri ödemek refund v.
You can use any device with a web browser to request a refund.
Geri ödeme talebinde bulunmak için web tarayıcısı olan herhangi bir cihazı kullanabilirsiniz.

More Sentences
geri sarmak rewind v.
Tom rewound the tape.
Tom kaseti geri sardı.

More Sentences
geri dönmek return v.
He ran for a second term and was returned as mayor of the city.
İkinci dönem için aday oldu ve belediye başkanı olarak geri döndü.

More Sentences
geri almak retrieve v.
The police had to retrieve the murder weapon to prove Dan's guilt.
Polis Dan'ın suçunu kanıtlamak için cinayet silahını geri almak zorundaydı.

More Sentences
geri püskürtmek repulse v.
They failed to repulse our attack.
Saldırımızı geri püskürtmeyi başaramadılar.

More Sentences
(yaptığını) geri almak undo v.
Moreover, some Member States offer considerable protection and this we may certainly not undo.
Ayrıca, bazı Üye Devletler önemli ölçüde koruma sağlamaktadır ve bunu kesinlikle geri alamayız.

More Sentences
geri almak withdraw v.
The Commission proposes to withdraw the authorisations for these four antibiotics on 1 January 2006.
Komisyon bu dört antibiyotik için verilen yetkilerin 1 Ocak 2006 tarihinde geri alınmasını önermektedir.

More Sentences
geri dönüştürmek recycle v.
We have to eliminate, reduce and recycle, and then finally disposal should be the last option.
Ortadan kaldırmalı, azaltmalı ve geri dönüştürmeliyiz; bertaraf ise en son seçenek olmalıdır.

More Sentences
General
geri kalan the rest n.
It is a great example for the rest of the African countries.
Afrika'nın geri kalan ülkeleri için harika bir örnek.

More Sentences
geri alma withdrawing n.
I do not mind withdrawing what I said, provided she withdraws what she said.
Söylediklerini geri alması koşuluyla, söylediklerimi geri almakta bir sakınca görmüyorum.

More Sentences
geri ödeme reimbursement n.
In particular, we propose an examination of national pricing and reimbursement systems.
Özellikle, ulusal fiyatlandırma ve geri ödeme sistemlerinin incelenmesini öneriyoruz.

More Sentences
geri getirme restoration n.
I am particularly concerned about the current debate in Russia on the restoration of the death penalty.
Rusya'da idam cezasının geri getirilmesine ilişkin mevcut tartışmalardan özellikle endişe duyuyorum.

More Sentences
geri kabul readmission n.
It means more than repressive measures, repatriation and readmission.
Bu, baskıcı önlemler, geri gönderme ve geri kabulden daha fazlası anlamına gelmektedir.

More Sentences
geri çekilme pull back n.
That is what Israel has to pull back to.
İsrail'in geri çekilmesi gereken nokta budur.

More Sentences
geri dönme reversal n.
My party, the Dutch Socialist Party, has always striven to achieve just such a reversal.
Partim Hollanda Sosyalist Partisi her zaman böyle bir geri dönüşü sağlamak için çaba göstermiştir.

More Sentences
geri getirme return n.
We are offering a reward for the return of our dog.
Köpeğimizi geri getirene ödül vereceğiz.

More Sentences
geri tepme (silah) recoil n.
The recoil reduces the weapon's accuracy.
Geri tepme, silahın isabet oranını düşürüyor.

More Sentences
geri dönüş comeback n.
That was a great comeback.
Müthiş bir geri dönüştü.

More Sentences
geri tepme rebound n.
The Christian Democratic position will rebound perfectly off the gene industry.
Hıristiyan Demokratların tutumu gen endüstrisinde mükemmel bir geri tepme yaratacaktır.

More Sentences
geri çekilme withdrawal n.
Russia has already agreed to the withdrawal and destruction of ammunition in the breakaway region of Transnistria.
Rusya, Transdinyester'in ayrılıkçı bölgesindeki mühimmatın geri çekilmesini ve imha edilmesini kabul etmiştir.

More Sentences
geri alma taking back n.
I'm taking back my apology.
Özrümü geri alıyorum.

More Sentences
geri dönüş turnaround n.
The turnaround has been dramatic and there have been few complaints.
Geri dönüş dramatik oldu ve çok az şikayet geldi.

More Sentences
geri alma withdrawal n.
If they have not, withdrawal of the licence must follow without mercy.
Aksi takdirde, ruhsatın merhamet gösterilmeksizin geri alınması gerekir.

More Sentences
geri sayım countdown n.
There's a whole chain of signs, like a countdown.
Uzun bir alametler zinciri vardır, geri sayım gibi.

More Sentences
geri ödeme repayment n.
Mr President, misuse of rules of origin must result in repayment of duties.
Sayın Başkan, menşe kurallarının kötüye kullanılması vergilerin geri ödenmesiyle sonuçlanmalıdır.

More Sentences
geri tepme backfire n.
I heard a car backfire.
Bir araba geri tepmesi duydum.

More Sentences
geri çekilme retreat n.
We would like to see some aspects of that retreat again reversed.
Bu geri çekilmenin bazı yönlerinin tekrar tersine çevrildiğini görmek istiyoruz.

More Sentences
geri dönüş return n.
Our interventions are therefore carefully linked to the overall sustainability of the return programme.
Bu nedenle müdahalelerimiz, geri dönüş programının genel sürdürülebilirliği ile dikkatli bir şekilde bağlantılıdır.

More Sentences
geri zekalı moron n.
Tom is a moron.
Tom bir geri zekalı.

More Sentences
geri göndermeme non-refoulement n.
There are also legal instruments for judicial protection where the Member State breaches the rule on non-refoulement.
Üye Devletin geri göndermeme kuralını ihlal ettiği durumlarda adli korumaya yönelik yasal araçlar da bulunmaktadır.

More Sentences
geri dönüş repatriation n.
In fact, the Member States now want forced repatriation to be paid for from the Refugee Fund.
Aslında Üye Devletler artık zorunlu geri dönüşlerin Mülteci Fonundan karşılanmasını istiyor.

More Sentences
hafızanın geri gelmesi memory returning n.
After reading the article about the atrocities in Bosnia, my memory returned and made everything seem like it happened yesterday.
Bosna'daki vahşetle ilgili makaleyi okuduktan sonra hafızam geri geldi ve her şey dün yaşanmış gibi geldi.

More Sentences
geri kazanım recovery n.
That is why I am against the amendments opposing recovery.
Bu nedenle geri kazanıma karşı çıkan değişikliklere karşıyım.

More Sentences
geri dönüşümlü malzeme recycled material n.
This chair is made from recycled materials.
Bu sandalye geri dönüşümlü malzemeden yapılır.

More Sentences
geri çağırma callback n.
Therefore we cannot see our way to granting Parliament a callback possibility.
Bu nedenle Parlamento'ya geri çağırma imkânı tanıyacak bir yol göremiyoruz.

More Sentences
geri çağırma call-back n.
Accordingly, it must have a call-back power.
Buna göre, geri çağırma yetkisine sahip olmalıdır.

More Sentences
geri dönme bounce back n.
You'll bounce back.
Geri döneceksin.

More Sentences
Common Usage
geri çevirme refusal n.
geri kalan remainder n.
geri zekalı retarded n.
geri çekmek draw back v.
(yediklerini) geri çıkartmak regurgitate v.
geri çekilmek retreat v.
(para) geri vermek repay v.
geri alınamaz irrecoverable adj.
geri dönülemez bir şekilde irrevocably adv.
General
geri zekalılık imbecility n.
geri çekici retractor n.
geri gelme coming back n.
geri alma recall n.
geri isteme recall n.
geri ödenen para refund n.
geri çekilme retirement n.
geri alınmışlık withdrawnness n.
geri alma disendowment n.
geri çekilme recession n.
geri püskürtme repulse n.
sözünü geri alma retraction n.
geri çekilme flight n.
geri kalmış bölge backwoods n.
geri kalan rest n.
geri kafalılık conservativeness n.
geri tepme return n.
gasp edilmiş eşyayı geri alma davası replevin n.
sürekli geri tepme bouncing n.
geri alma recovery n.
geri plan rear n.
sağdan geri rightabout n.
sözünü geri alma recantation n.
geri tepme kickback n.
geri çevirme declination n.
afrika geri dönüş hareketleri back to africa movement n.
geri kafalı kimse slowcoach n.
geri ödeme refunding n.
sözünü geri alma retractation n.
geri verme return n.
geri gitme regress n.
geri tepme bound n.
geri çekilme recoil n.
geri çekilme retraction n.
geri çekilme disengagement n.
geri zekalılık mental retardation n.
geri gelme rebound n.
geri gelme return n.
geri tepme repulse n.
geri alma reuptake n.
geri çevirme turning back n.
ailevi geri zekalılık familial retardation n.
geri oynatım playback n.
geri verme repayment n.
geri tepme reverse n.
tim geri çekilin team fall back n.
geri verme restoration n.
geri dönüş turnabout n.
geri alınma revocation n.
geri çekme retracts n.
geri tepme (ateşli silah) flareback n.
topa geri vurma return n.
geri kalma postponement n.
geri tepme jump n.
dalganın geri çekilmesi backwash n.
geri püskürtme (askeri bir saldırıyı) repulse n.
geri bırakma desorption n.
geri tepme repulsion n.
geri gelme emri recall n.
bilgi saklama ve geri alma sistemleri information storage and retrieval systems n.
geri kalma being late n.
geri çekme retraction n.
geri sarıcı rewinder n.
geri dönme return n.
geri gönderme return n.
geri çekilme regression n.
geri tepme resilience n.
geri kalmış bölge boondocks n.
geri geliş return n.
geri kafalılık blimpishness n.
geri alma repayment n.
geri bırakma setback n.
geri çevirme rejecting n.
geri alma resumption n.
geri alım stratejisi retrieval strategy n.
geri çekilme departure n.
geri bilgi akışı feedback n.
geri akış reflux n.
geri alan evictor n.
geri çekilme pullback n.
ülkesine geri dönme repatriation n.
geri dönme turning back n.
kazadan geri kalan parçalar wreckage n.
geri alma evicting n.
geri kalma (saat için) slowness n.
geri akma retrace n.
geri tepme backlash n.
geri kalan remnant n.
bilgi geri alma information retrival n.
geri çevirme rebuff n.
burun kıvırarak geri çevirme spurning n.
geri alma revoke n.
geri çevirme brushoff n.
geri zekalılık idiocy n.
geri tepme kick n.
geri çekme withdrawal n.
geri gelme işareti recall n.
haklarını geri verme rehabilitation n.
geri ödenen kısım rebate n.
geri alınma withdrawal n.
geri çekilme regress n.
geri zekalı tip drag n.
geri kazanılmış kağıt recycled paper n.
geri alınan evictor n.
şişelerin geri dönüşüm işlemine tabi tutulduğu yer bottle bank n.
en iyi video geri dönüşü best video return n.
geri tepen plan boomerang n.
vergi geri ödemeleri tax refunds n.
geri zekalılık mental deficiency n.
araştırıp geri bildirme feedback n.
geri kaçan wincer n.
geri çevrilememezlik irrecoverableness n.
ileri geri sözler inappropriate words n.
geri alma revocation n.
geri kalan kısım remainder n.
geri kalan parça rump n.
geri tepme reaction n.
geri kafalı kimse hard hat n.
geri çevirme repulse n.
kısmen geri zekalı kimse moron n.
geri verme refund n.
geri tepme kick back n.
ileri geri hareket etme seesawing n.
ileri geri işleme shuttling n.
yasal hakları geri verilerek kanun kapsamı ve koruması içine alınmış kişi inlaw n.
vatanına geri gönderilen kimse repatriate n.
geri alma recovering n.
geri gönderme redelivery n.
geri tepme repercussion n.
geri alma reclamation n.
geri fırlama resilience n.
geri verme refundment n.
geri verme retrocession n.
geri alma redemption n.
geri besleme feedback n.
parayı geri verme reimbursement n.
parayı geri verme repayment n.
kendi ülkesine geri dönme repatriation n.
geri verme reimbursement n.
geri arama ring back n.
geri yayılım backprop n.
geri zekalı nerd n.
geri zekalı nigget n.
geri zekalı nidget n.
geri durmayan nonabstainer n.
bilgi geri alma information retrieval n.
geri dönüş süresi recycling period n.
geri iade return n.
geri dönüş süresi recycling time n.
geri kalan kısmı the remaining n.
geri kalan kısmı the rest of n.
geri dönüştürebilir atık recyclable waste n.
geri verilebilirlik returnability n.
müsaade veya imtiyazın geri alınması ademption n.
geri dönülemeyecek nokta point of no return n.
geri dönülmez nokta point of no return n.
geri dönülemez nokta point of no return n.
yılın geri kalanı remainder of the year n.
taksitlerle geri ödeme amortization n.
geri dönüşümü olmayan ürünler nonrecyclable products n.
geri saçılma backward scatter n.
geri sekme backtab n.
geri yıkama backwash n.
geri iz sürme back tracking n.
geri kabarma back surge n.
geri çekilme backing n.
geri çevirme rejection n.
geri döngü recycling n.
geri kazanma recovery n.
geri kazanma recuperation n.
geri çekilme reflux n.
zil geri çaldırma tonu ringback tone n.
geri sarma rewinding n.
geri dönüşebilir atık recyclable waste n.
geri alma retrieval n.
geri verme restitution n.
sahibine geri verme restoration n.
geri gitme reversing n.
geri kalma delay n.
geri kalan şey remnant n.
geri kalan remainder n.
geri yıkama back-flushing n.
dillerarası bilgi geri alma cross-language information retrival n.
geri ödeme pay-back n.
geçmişteki her hangi bir ana geri dönüş point-in time n.
geri plana çekilme self-effacement n.
sağdan geri right-about n.
geri zekalı kimse idiot n.
aynı yere geri dönme backtrack n.
geri zekalı cretin n.
geri çevirme denial n.
geri isteme reclamation n.
haklarını geri verme reinstatement n.
geri verilen para refund n.
geri çağırma recall n.
geri ödeme refund n.
geri tepme recoil n.
geri bıraktırma cease n.
geri dönülmeyecek nokta the point of no return n.
geri dönüşü olmayan evre the point of no return n.
geri alınmazlık irrevocability n.
bilardoda geri çektirme draw n.
bilardoda geri çektirme draw back n.
oyunun geri kalanında in the rest of the game n.
geri alma yetkisi power to withhold n.
geri dönülmezlik irreversibility n.
geri dönülmezlik irrevocability n.
nüfusun geri kalanı rest of the population n.
ülkenin geri kalanı rest of the country n.
maçın geri kalanı rest of the match n.
şehrin geri kalanı rest of the city n.
ödemenin geri kalanı rest of the payment n.
ailenin geri kalanı rest of the family n.
oyunun geri kalanı rest of the game n.
maçın geri kalanı rest of the game n.
dünyanın geri kalanı rest of the world n.
geri istenme reclamation n.
geri çekilme fallback n.
ailemin geri kalanı/kalanını the rest of my family n.
geri dönüştürülen malzemeler kullanılarak inşa edilen çevre dostu ev earthship n.
geri alınabilirlik revocability n.
geri dönüş planı recovery plan n.
geri dönüş planı return plan n.
geri dönüş planı come-back plan n.
(mesleğe) geri dönen returner n.
geri dönen returner n.
hikayenin geri kalanı rest of the story n.
elektronun temel enerji düzeyine geri dönmesi relaxation back to the ground state n.
geri dolgu backfill n.
geri oyuncu backmarker n.
geri gitme backspacing n.
tersine çevirme/geri gitme backset n.
geri zincirleme back-chaining n.
geri kalmış yöreler back country n.
geri plan background n.
taksitlerle geri ödeme amortisation n.
geri dönüşümün önemi importance of recycling n.
son geri sayım final countdown n.
ruhun geri getirilmesi soul retrieval n.
ruhun kayıp parçalarının şaman tarafından bulunup bedene geri üflenmesi soul retrieval n.
geri toplama recall n.
geri kafalılık provinciality n.
geri kafalılık provincialism n.
sağ bacak geri çekilerek yapılan abartılı bir reverans making a leg n.
uygarlığın geri kalanı rest of civilization n.
geri geri park etme back parking n.
geri geri park etme parking reverse n.
geri geri park etme reverse parking n.
araçla geri geri gitme backing up n.
geri dönüşüm kutusu wastepaper bin n.
geri çekilme withdrawing n.
geri vokal backing singer n.
geri vokalist backing singer n.
geri vokalist backing vocalist n.
geri vokal backing vocalist n.
geri vokalist back vocal n.
geri vokal back vocal n.
geri hareket antecedence n.
geri devim antecedence n.
geri ödemesiz başvuru ücreti non-refundable application fee n.
geri intikam revengeance n.
(cam için) geri dönüşüm kutusu bottle bank n.
geri çevirme abstrusion n.
pilleri geri dönüştürmek recycle batteries n.
geri alma callback n.
bir kusurun düzeltilmesi için bir ürünün geri çağrılması callback n.
geri alma call-back n.
bir kusurun düzeltilmesi için bir ürünün geri çağrılması call-back n.
geri dönüşüme giden teneke kutuların depolandığı konteyner canbank n.
geri kalanı kısa kesilmiş saçın enseye doğru sarkan uzun ince tutamı rattail n.
geri kalanı kısa kesilmiş saçın enseye doğru sarkan uzun ince tutamı rat-tail n.
geri kazanım readeptation [obsolete] n.
çarparak geri tepme carom n.
çarparak geri tepme carrom n.
geri sıçrama rebound n.
çarpıp geri sıçrama rebound n.
sözünü geri alan kimse recanter n.
geri alan kimse recapturer n.
geri taşıma recarriage n.
geri götürme recarriage n.
geri çekilme recess n.
istenmeyen davranışlara geri dönen kimse recidivist n.
geri isteme reclaim n.
hayata geri döndürtme reanimation n.
geri alınabililirlik recoverableness n.
geri verme ceding back n.
geri tepki recule [obsolete] n.
geri tepme recule [obsolete] n.
geri çekilme recule [obsolete] n.
geri vurma recussion n.
geri dönüşümlü materyal recyclate n.
geri dönüştürülebilir materyal recyclate n.
bedelini geri alma redeeming n.
geri gönderme redeliverance n.
geri dağıtan kimse redeliverer n.
fidye ödeyerek geri alan kimse redemptioner n.
geri almaya yarayan redemptive n.
geri alma ile ilgili redemptive n.
geri alma redempture [obsolete] n.
geri gitme redition [obsolete] n.
geri dönüş redition [obsolete] n.
geri saran kimse redrawer n.
geri gitme regredience n.
geri dönme regredience n.
geri çekilme backdown n.
geri kalmış bölge backwater n.
aniden yapılan geri hareketin neden olduğu darbe backslap n.
geri dönen kimse reentrant n.
geri dönen kimse re-entrant n.
eski durumuna geri getirme reestablishment n.
eski durumuna geri getirme re-establishment n.
geri akış reflowing n.
geri akış refluctuation n.
geri çekilme refluctuation n.
geri duran kimse refrainer n.
geri durma refrainment n.
geri durma refrenation [obsolete] n.
geri çevrilme refusal n.
geri kazanma regaining n.
geri kazanma regainment n.
geri gitme regress n.
geri çekilme regress n.
geri ödeyen kimse reimburser n.
(parasını) geri veren kimse reimburser n.
geri alınabilirlik retrievability n.
geri çevirme check n.
geri zekalı kimse natural n.
daha sonra ülkesine geri dönmek şartıyla abd'de geçici bir süre ikamet eden kimse nonimmigrant [usa] n.
geri çeviren kimse rejecter n.
geri çeviren kimse rejectionist n.
geri çevirme rejectment n.
geri kalan şey remenant [obsolete] n.
geri dönen göçmen remigrant n.
fiziksel veya zihinsel olarak geri kalmış kimse titman n.
ileri geri gitme transcurrence n.
geri dönme turnover n.
geri dönme turnround n.
geri çevirme averruncation [obsolete] n.
geri çevirme aversation [obsolete] n.
geri çevirme aversion [obsolete] n.
geri çeviren kimse averter n.
geri çekme eloignment [obsolete] n.
geri çekme eloinment [obsolete] n.
(silah/atış) geri tepme kick n.
geri kalma lapse n.
askeri olarak geri çekilme katabasis n.
geri zekâlı half wit n.
geri çekilme withdrawment [obsolete] n.
geri çekilmiş olma withdrawnness n.
sarsılarak ileri geri sallanma wiggliness n.
geri ödeme quittal [obsolete] n.
geri kalmış bölge woods n.
metalin geri sıçratma kabiliyeti hardness n.
(bebekler için) yüzünü elleriyle kapatıp geri açma oyunu bo-peep n.
geri dönüştürmek üzere şişe toplama bottle collection n.
geri dönüş bouleversement n.
geri dönüş breakback n.
geri alma breakback n.
geri zekalılık moronism n.
geri gönderme renvoy n.
geri ödeme repay n.
sürgünden geri çağırma repealment n.
geri çekilme repedation n.
geri gitme repedation n.
geri tepmeye sebep olan püskürtücü repeller n.
(kemik) doğru pozisyonuna geri gelme reposition n.
geri veren kimse retributor n.
geri alma retrievement n.
geri getiren kimse retriever n.
geri getiren şey retriever n.
geri çekilme retrogradation n.
geri çekilme retrusion n.
kaybedilen toprakların geri kazanılması amacıyla verilen karşılık revanche n.
uzun süre ardından geri dönen kimse revenant n.
eski haline geri dönen kimse reversionist n.
kötü alışkanlığına geri dönen kimse reversionist n.
sözünü geri alma revocation [obsolete] n.
geri alma revokement n.
geri alan kimse revoker n.
insanların çıkıp hızlıca geri girdiği sistem veya kuruluş revolving door n.
geri alma revulsion n.
geri çekme revulsion n.
geri sarılma rewind n.
geri sarılmış şey rewind n.
geri sarılan şey rewind n.
(çan) ileri geri salınma hunt n.
geri zekalı kimse lurdan n.
geri çekilme fallback n.
geri dönüş turn-around n.
geri zekalı kimse clarthead [dialect] n.
geri zekalılık density n.
geri çevirme depulsion n.
ürünü iade edip geri ödemesini alma niyetiyle satın alan kimse deshopper n.
ürünü iade edip geri ödemesini alma niyetiyle satın alan kimse shopgrifter n.
bir şeyi geri ödeme almak üzere iade etme niyetiyle satın alma veya kullanma deshopping n.
geri püskürten şey deterrent n.
ölenleri araştırma, geri kazanma, kimliklerini tespit etme, tahliye etme veya geçici olarak muhafaza etme gibi hizmetler sunan program graves registration program n.
geri zekalılık idiotcy [dated] n.
geri zekalıca şey idiotcy [dated] n.
bir veya daha fazla oyuncunun diğer oyuncuları öldürmekle görevli olduğu ve karşılığında geri kalan oyuncuların katilleri bulmaya çalıştığı oyun murder mystery n.
doğum kontrol aracı olarak geri çekilme metodunu kullanan erkek onanist n.
yapıldıktan sonra geri dönüşü olmayan hareket one-way ticket n.
bir önceki seviyeye veya konuma geri dönme roll back n.
geri alma süreci rollback n.
geri dönülemez durumlara neden olacak sınır rubicon n.
bağışı geri alma disendowment n.
(eski yıllarda) erkeğin kadını evine geri yollayarak boşaması dismission n.
önceki durumuna geri getiren kimse instaurator n.
geri dönüşüm kutuları recycling boxes n.
geri zekalılık dotant [obsolete] n.
geri zekalılık dote [dialect] n.
geri zekalı kimse dottrel [uk] n.
geri zekalı kimse donkey n.
geri zekalılık donkeyism n.
geri zekalı kimse doodle n.
kasti olarak muhakemeden geri durma doubt n.
inanılan şeyden kasti olarak geri durma doubt n.
geri çevirme downturn n.
geri ödeme indemnity n.
geri alınamaz olma irredeemability n.
geri kazanılamazlık irretrievableness n.
geri alınamazlık irreversibleness n.
ileri geri gidip gelme pacing n.
bir yerde vizesinden uzun kalanları geri getirme görevi picket n.
hafta sonunun geri kalanı the rest of the weekend n.
(fikirden, konumdan) geri çekilme climbdown n.
(fikirden, konumdan) geri çekilme climb-down n.
geri sayım hazırlığı countdown n.
geri zekalılık fatheadedness n.
hava direncini kırıp dalgalarla teması kesmek için küreğin yayvan kısmının döndürülerek geri getirilmesi feather n.
geri zekalılık feeble-mindedness n.
geri zekalılık feebleness n.
geri getirici fetcher n.
geri kazanılmış araziler innings n.
eski boyutuna geri dönme involution n.
geri zekalı kimse flibbertigibbet n.
hızla ileri geri dalgalanma fluttering n.
geri kalmış kimse fogy n.
araziyi geri alma outredding n.
geri çekilen gelgit akıntısı outset n.
düşman karşısında geri çekilirken atılan ok parthian arrow n.
bazı antozoanların vücudunun genellikle geri çekilen alt kısmı physa n.