giriş - Turkish English Dictionary

giriş

Meanings of "giriş" in English Turkish Dictionary : 108 result(s)

Turkish English
Common Usage
giriş introduction n.
The introduction of the song alone was good enough to catch my attention.
Şarkının girişi bile tek başına dikkatimi çekmeye yetti.

More Sentences
giriş input n.
I need your input.
Girişinize ihtiyacım var.

More Sentences
giriş access n.
In addition, market access to coastal trade is reserved for Turkish-flagged vessels.
Ayrıca, kıyı ticaretinde piyasaya giriş, Türk bayraklı gemilerle sınırlıdır.

More Sentences
giriş entrance n.
We met at the protocol entrance and it is bitterly cold outside this morning.
Protokol girişinde buluştuk ve bu sabah dışarısı çok soğuktu.

More Sentences
giriş entry n.
In the case of Zimbabwe, however, we did not even refuse entry to a minister.
Ancak Zimbabve söz konusu olduğunda bir bakanın ülkeye girişini bile reddetmedik.

More Sentences
giriş login n.
After that, you will have a login form in front of you.
Daha sonra önümüze bir giriş formu çıkacak.

More Sentences
giriş admission n.
The admission costs six euros but on Sundays it's free.
Giriş 6 avro ama pazar günleri ücretsiz.

More Sentences
General
giriş checkin n.
Safe social distancing rules are in place throughout the check-in and check-out procedures.
Giriş ve çıkış işlemleri boyunca güvenli sosyal mesafe kuralları geçerlidir.

More Sentences
giriş introductions n.
That is an interesting set of introductions for what I am sure is going to be an interesting debate.
Bu, ilginç bir tartışma olacağından emin olduğum bir konu için ilginç bir giriş oldu.

More Sentences
giriş doorway n.
Tom was standing in the doorway.
Tom kapının girişinde duruyordu.

More Sentences
giriş entering n.
Yes, of course we know how many farms are entering.
Evet, elbette kaç çiftliğin giriş yaptığını biliyoruz.

More Sentences
giriş admittance n.
No admittance during the performance.
Gösteri sırasında giriş yasak.

More Sentences
giriş inflow n.
There are neither quantitative restrictions on the inflow of capital, nor on the remittance of capital earnings.
Sermaye girişleri veya sermaye kazançlarının yurt dışına çıkarılması üzerinde miktar kısıtlamaları yoktur.

More Sentences
giriş way in n.
This is the only way in.
Bu tek giriş yolu.

More Sentences
giriş access n.
Visa-free access should be given to Hong Kong's passport-holders without any preconditions.
Hong Kong pasaportu sahiplerine herhangi bir ön koşul olmaksızın vizesiz giriş hakkı tanınmalıdır.

More Sentences
giriş entrance n.
The situation around the entrance to the Channel Tunnel has been chaotic for months.
Manş Tüneli'nin girişindeki durum aylardır kaotik.

More Sentences
giriş entry n.
The Commission is not a closing entry; it is necessary for a smooth enlargement process.
Komisyon kapanan bir giriş değildir; sorunsuz bir genişleme süreci için gereklidir.

More Sentences
giriş hall n.
The hall was decorated with Japanese paintings.
Giriş, japon resimleriyle dekore edilmiş.

More Sentences
giriş preamble n.
It is mentioned in clauses 'n' and 'o' of the preamble.
Giriş bölümünün 'n' ve 'o' maddelerinde belirtilmiştir.

More Sentences
Trade/Economic
giriş preamble n.
Secularism is enshrined in the Preamble of the Constitution of India.
Laiklik, Hindistan Anayasası'nın Giriş bölümünde yer almaktadır.

More Sentences
giriş access n.
I hope that we will be willing to grant visa-free access.
Umarım vizesiz giriş hakkı tanımaya istekli oluruz.

More Sentences
giriş admission n.
Admission to the show is $5.
Gösteriye giriş 5 dolar.

More Sentences
giriş entry n.
Our producers are also concerned about the prospect of duty-free entry from the 48 least-developed countries.
Üreticilerimiz ayrıca en az gelişmiş 48 ülkeden gümrüksüz giriş olasılığı konusunda da endişe duymaktadır.

More Sentences
Law
giriş access n.
Thirdly, a strict age limit on vessels to be given access to Community waters must be established in the near future.
Üçüncü olarak, yakın gelecekte Topluluk sularına giriş izni verilecek gemiler için katı bir yaş sınırı belirlenmelidir.

More Sentences
giriş entrance n.
From which I conclude that our security around the entrance is far from guaranteed.
Buradan, giriş çevresindeki güvenliğimizin garanti altında olmadığı sonucuna varıyorum.

More Sentences
giriş admission n.
Free Admission.
Ücretsiz giriş.

More Sentences
Politics
giriş admission n.
Admission to the museum is thirty dollars.
Müzeye giriş 30 dolar.

More Sentences
giriş access n.
In short, the bulk of immigrants seeking access to the European Union Member States are economic migrants.
Kısacası Avrupa Birliği Üye Devletlerine giriş yapmak isteyen göçmenlerin büyük bir kısmı ekonomik göçmenlerdir.

More Sentences
Technical
giriş doorway n.
Tom was standing in the doorway.
Tom girişte duruyordu.

More Sentences
Computer
giriş introduction n.
The introduction of coffee to Europe took place in the 16th century.
Kahvenin Avrupa'ya girişi 16. yüzyılda gerçekleşmiştir.

More Sentences
giriş intro n.
The intro lasts forever.
Giriş bölümü bitmek bilmiyor.

More Sentences
giriş entry n.
We have to recognise that both Parliament and peoples will need to ratify entry.
Hem Parlamentonun hem de halkların girişi onaylaması gerekeceğini kabul etmeliyiz.

More Sentences
Automotive
giriş admission n.
Tickets are $30 for general admission and $20 for students and seniors.
Biletler genel giriş için 30 dolar ve öğrencilerle yaşlılar için 20 dolardır.

More Sentences
Marine
giriş entrance n.
We met at the protocol entrance and it is bitterly cold outside this morning.
Protokol girişinde buluştuk ve bu sabah dışarısı çok soğuk.

More Sentences
General
giriş influx n.
giriş lead in n.
giriş ante n.
giriş entryway n.
giriş ingression n.
giriş entree n.
giriş gateway n.
giriş proem n.
giriş approach n.
giriş prelude n.
giriş prologue n.
giriş induction n.
giriş ingress n.
giriş exordium n.
giriş vestibule n.
giriş door n.
giriş entranceway n.
giriş adit n.
giriş pass n.
giriş prolegomena n.
giriş enter n.
giriş intake n.
giriş gate n.
giriş lead-in n.
giriş inlet n.
giriş prolog n.
giriş entryng [obsolete] n.
giriş leadoff n.
giriş lead-off n.
giriş manuduction n.
giriş incipit n.
giriş influence [obsolete] n.
giriş influxion n.
giriş ingate n.
giriş ingoing n.
giriş ingredience [obsolete] n.
giriş coming in [obsolete] n.
giriş doorstead n.
giriş ingress n.
giriş introducement [obsolete] n.
giriş introit n.
giriş porch n.
giriş salutatory [obsolete] n.
giriş prelusion n.
giriş prevention n.
giriş protasis n.
giriş preliminary adj.
giriş prelusory adj.
giriş preambulary adj.
giriş preambular adj.
giriş preambulous [obsolete] adj.
giriş intro. (introduction) abrev.
giriş introd. (introduction) abrev.
giriş whereas n.
Media
giriş lead n.
Technical
giriş lead-in n.
giriş intake n.
giriş penetration n.
giriş inlet n.
giriş port n.
giriş elementary adj.
Computer
giriş input n.
giriş home n.
Telecom
giriş jack n.
giriş entity n.
Mechanic
giriş infeed n.
Automotive
giriş ingress n.
giriş inlet n.
giriş upstream n.
Education
giriş first rudiment n.
Geography
giriş lip n.
Cinema
giriş step-through n.
Archaic
giriş income n.
giriş inrunning n.

Meanings of "giriş" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
giriş niteliğinde introductory adj.
I should like to confine myself to these introductory remarks.
Kendimi bu giriş niteliğindeki açıklamalarla sınırlamak istiyorum.

More Sentences
General
sütunlu giriş portico n.
The portico of the building provided shelter from the rain as people rushed inside.
Binanın sütunlu girişi, içeri akın eden insanların yağmurdan korunmalarını sağlıyordu.

More Sentences
giriş sınavları entrance examination n.
He's studying hard so he can pass the entrance exam.
Giriş sınavını geçebilmek için çok çalışıyor.

More Sentences
giriş ücreti entrance fee n.
How much is the entrance fee?
Giriş ücreti ne kadar?

More Sentences
giriş izni admittance n.
No admittance during the performance.
Gösteri boyunca giriş izni yoktur.

More Sentences
giriş salonu foyer n.
I will meet you in the hotel foyer.
Ben sizi otelin giriş salonunda karşılayacağım.

More Sentences
giriş kapısı entrance n.
Because the entrance was locked, we couldn't enter the house.
Giriş kapısı kilitli olduğu için biz eve giremedik.

More Sentences
giriş kartı pass n.
I can't let you enter without a pass.
Giriş kartın olmadan girmene izin veremem.

More Sentences
giriş ücreti admission fee n.
There is no admission fee for children under five.
5 yaş altı çocuklar için giriş ücreti yoktur.

More Sentences
çift giriş double entry n.
In future, bookkeeping will be done by the double entry system.
Gelecekte, defter tutma çift giriş sistemi ile yapılacaktır.

More Sentences
giriş kapısı gateway n.
A car was blocking the gateway.
Bir araba giriş kapısını kapatıyordu.

More Sentences
giriş ücreti admission n.
Admission to the show is $5.
Gösteriye giriş ücreti 5 dolar.

More Sentences
giriş ücreti admission charge n.
What's the admission charge?
Giriş ücreti ne kadar?

More Sentences
ücretsiz giriş free entry n.
Free entry.
Ücretsiz giriş.

More Sentences
giriş izni entry n.
I would add that Ireland has just voted to allow the entry of applicant countries into the EU.
İrlanda'nın başvuruda bulunan ülkelerin AB'ye girişine izin verilmesi yönünde oy kullandığını da eklemek isterim.

More Sentences
(sermaye, yatırım, vb.) giriş inflow n.
The company experienced a significant inflow of investment capital.
Şirket, kayda değer bir yatırım sermayesi girişi yaşadı.

More Sentences
giriş yapmak check in v.
Can I check in here?
Burada giriş yapabilir miyim?

More Sentences
giriş yapmak enter v.
Each year, a large number of illegitimate asylum seekers enter the EU.
Her yıl çok sayıda gayrimeşru sığınmacı AB'ye giriş yapmaktadır.

More Sentences
otele giriş yapmak check in v.
Tom checked in to the hotel.
Tom otele giriş yaptı.

More Sentences
giriş yapmak enter v.
Because you're a minor, you can't enter.
Reşit olmadığın için giriş yapamazsın.

More Sentences
Trade/Economic
giriş bileti admission ticket n.
How much is the admission ticket?
Giriş bileti ne kadar?

More Sentences
giriş ücreti admission n.
The admission costs six euros but on Sundays it's free.
Giriş ücreti 6 £ ama Pazar günleri ücretsiz.

More Sentences
giriş ve çıkış entry and exit n.
Market entry and exit remain free.
Pazara giriş ve çıkış serbesttir.

More Sentences
giriş ücreti entrance fee n.
There's no entrance fee.
Giriş ücreti yok.

More Sentences
giriş ücreti admission fee n.
You must pay the admission fee here.
Buraya giriş ücreti ödemelisiniz.

More Sentences
General
üniversite giriş sınavı matriculation n.
giriş koşulları admission requirements n.
giriş kapısı entrance door n.
giriş ücreti entrance n.
tanıtıcı giriş prequel n.
giriş yeri portal of entry n.
giriş yeri inlet n.
giriş müziği overture n.
giriş ücreti cost of entry n.
limanlara giriş ports of entry n.
kemerli giriş archway n.
kontrollü giriş sağlanan alan restricted area n.
çoklu giriş vizesi multiple entry visa n.
giriş yeri entry n.
giriş kapısı threshold gate n.
giriş hakkı admittance n.
giriş müziği entree n.
giriş tarzı olay prelude n.
parasız giriş kartı free pass n.
giriş müziği preparation n.
özel giriş yetkisiyle ziyaret visit with special right of access n.
arka giriş kapısı aft entry door n.
giriş izni entrée n.
giriş bacası access shaft n.
memuriyete giriş yemini official oath n.
giriş kontrolü incoming control n.
giriş ücreti charge for admittance n.
giriş yeri entryway n.
giriş müziği fanfare n.
mağaraların giriş yeri mouth n.
giriş bölümü prologue n.
giriş imkanı accessibility n.
giriş limanı port of entry n.
giriş noktası access point n.
giriş supabı inlet valve n.
giriş yolu entranceway n.
delik (gaz veya sıvının giriş çıkışını sağlayan) vent n.
giriş ağzı intake n.
giriş hakkı entrée n.
giriş müziği prelude n.
giriş salonu antechamber n.
kontrollü giriş sağlanan alan restricted zone n.
giriş komutu entry instruction n.
giriş çıkış entrance and exit n.
giriş raporu inception report n.
giriş ücreti admittance n.
giriş yeri entrance n.
giriş olan ingressiveness n.
giriş (kapı önündeki) porch n.
giriş sayfası splash page n.
giriş holü veya odası vestibule n.
giriş bölümü prolog n.
yönetilen giriş managed access n.
giriş noktaları points of entry n.
giriş ücreti entry fee n.
giriş yeri gateway n.
giriş salonu anteroom n.
giriş kartı entrance card n.
üstten giriş top entrance n.
giriş ücreti entrance rate n.
giriş kontrolü entry control n.
ana giriş kelimesi main entry word n.
programlanabilir sıralı giriş alanları field programmable gate arrays n.
giriş ücreti fee n.
giriş sınavı entrance examination n.
ön giriş front entrance n.
giriş yeri mouth n.
yan giriş side entrance n.
giriş kontrol noktası access control point n.
giriş çıkış in and out n.
giriş izni admission n.
yeniden giriş reentry n.
yetkisiz giriş unauthorized access n.
veri giriş alanı input field n.
giriş yaşı age at entry n.
güvenli giriş profili trustpass profile n.
kilise giriş salonu galilee n.
giriş bölümü introductory chapter n.
giriş bölümü opening chapter n.
yürürlüğe giriş tarihi date of entry into force n.
üniversiteye giriş tarihi university entrance date n.
üniversiteye giriş sınavı university entrance exam n.
hatalı giriş faulty input n.
hatalı giriş erroneous input n.
ücretli giriş entrance fee n.
ücretli giriş entry fee n.
saçaklı giriş canopied entrance n.
giriş kaybı entry loss n.
giriş avlusu forecourt n.
giriş kapısı gate n.
giriş yeri gate n.
giriş salonu ante-room n.
giriş-çıkış noktası point of entry-point of exit n.
giriş kapısı street-door n.
giriş aracı denetimi re-entry vehicle inspection n.
giriş koridoru hallway n.
giriş noktası inlet n.
giriş ağzı inlet n.
giriş holü lobby n.
giriş saçağı marquee n.
giriş ağzı mouth n.
giriş holü vestibule n.
giriş aralığı vestibule n.
giriş salonu entrance hall n.
giriş salonu hall n.
giriş salonu vestibule n.
giriş salonu lobby n.
yolcu giriş kartı proof of payment n.
giriş basamağı entrance step n.
giriş basamağı entry step n.
giriş basamağı primary step n.
giriş yetkisi entry clearance n.
giriş izni entry clearance n.
giriş vizesi entry clearance n.
işe giriş belgesi statement of employment n.
güvenli giriş safe entry n.
emin giriş safe entry n.
üniversite giriş sınavı university entrance exam n.
giriş başlığı introduction title n.
giriş izni gerektiren kapalı alan permit-required confined space n.
giriş izni gerektiren sınırlı alan permit-required confined space n.
bir tv ya da radyo programının sinyal/giriş ya da fon müziği jingle n.
genel giriş general introduction n.
müzeye giriş ücreti museum entrance fee n.
müzeye giriş ücreti museum admission fee n.
müze giriş ücreti museum entrance fee n.
müze giriş ücreti museum admission fee n.
giriş ücreti entrance money n.
giriş ücreti admission price n.
giriş kapısı entrance gate n.
giriş-gelişme-sonuç paragrafları introduction-body-conclusion paragraphs n.
giriş turnikesi entrance turnstile n.
giriş kat dairesi/zemin (kat) dairesi ground floor flat n.
gizli giriş backdoor n.
giriş kapağı access hatch n.
giriş kartı sahibi deadhead n.
kartlı giriş sistemi card entrance system n.
kartlı giriş sistemi card entry system n.
bahçe giriş kapısı garden entrance gate n.
bahçe giriş kapısı garden entrance door n.
yeniden giriş re-entry n.
aile ve çocuklarla sosyal hizmet: uygulamaya giriş social work with children and families: getting into practice n.
gizli giriş surreptitious entry n.
giriş cümlesi introductory sentence n.
giriş izni entry permit n.
net giriş clear introduction n.
fonksiyonel giriş functional introduction n.
giriş çıkış kontrolü güçlendirilmiş giriş zwinger n.
antik şehir surlarında en az iki kontrollü giriş bölümü zwinger n.
giriş ücreti entrance price n.
takvime giriş yapan calendarer n.
giriş izni/onayı accession n.
yumuşak giriş (konu, ders) gentle introduction n.
giriş izni recourse [obsolete] n.
giriş yapmama nonentry n.
giriş katı the downstairs n.
yetkisiz giriş unauthorized access n.
sözlüksel giriş lexical entry n.
giriş yetkisi entrance n.
giriş izni entrance n.
giriş izni entree n.
giriş yetkisi entree n.
giriş hakkı entree n.
bir oyunun ilanı veya giriş bölümü banns [obsolete] n.
(güneybatı abd veya latin amerika'da) avluya giden çatılı giriş zaguan n.
esnaf loncasına giriş ücreti hansa n.
giriş sınırı bound n.
okuyucuların veya izleyicilerin ilgisini çekmek için kullanılan kısa ve ilgi çekici giriş hook n.
kulübe yanındaki giriş kapısı lodge gate n.
giriş kağıdı chitty n.
yeni geminin hizmete giriş töreni christening n.
hizmete giriş töreni christening n.
kabul edilen giriş hakkı open-door n.
giriş özgürlüğü open-door n.
giriş bölümü overture n.
mahzene dıştan giriş rollaway [dialect] n.
(müzikte) giriş kısmı incipit n.
giriş yeri doorstead n.
giriş yeri income [dialect] [uk] n.
ortodoks kilisesinde ayinin giriş kısmı irenicon n.
bedava giriş yapan kimseler paper n.
bedava giriş yapan izleyici paper n.
bedava giriş yapan seyirci paper house n.
güvercin yuvalarındaki giriş deliği pigeon hole n.
giriş yetkisi ingress n.
giriş özgürlüğü ingress n.
giriş yöntemi ingress n.
giriş yeri ingress n.
giriş kilidi inlock n.
(makine veya depolama sistemi) giriş gücü input n.
giriş noktası input n.
giriş aygıtı input n.
giriş yapan kimse inputter n.
giriş yapan şey inputter n.
giriş yazısı inscription n.
giriş kapısındaki gözetleme deliği interviewer n.
caz veya dans parçalarında giriş bölümü intro n.
önceden işgal edilmemiş alana giriş intrusion n.
yeni bir yere toplu halde giriş invasion n.
giriş yeri port n.
(yarış/müsabaka) son dakikada giriş post entry n.
ticari işlemleri kaydederek ilgili kayıtlara giriş sağlayan kimse poster n.
gizli giriş postern n.
gizlice giriş postern n.
kalıbın giriş açıklığında kalan eriyiğin donmasıyla oluşan fazladan metal çıkıntısı pour n.
kalıbın giriş açıklığında kalan eriyiğin donmasıyla oluşan fazladan metal çıkıntısı pourpiece n.
giriş yasağından muafiyet sanctuary n.
giriş ücreti ödemeden giren kimse deadhead n.
kapı ile kapatılabilen giriş veya yol gateway n.
binaya giriş ve çıkış kapısı outside door n.
kademeli giriş phase-in n.
giriş kısmı primo n.
ön giriş preadmission n.
giriş yazısı preambulation [obsolete] n.
giriş bölümü yazarı prefacer n.
giriş sayfaları preliminaries [uk] n.
giriş cümlesi preliminary n.
giriş yapan kimse preluder n.
giriş müziği preluder n.
görevli giriş kapısı servant's entrance n.
mal giriş-çıkış noktası servant's entrance n.
görevli giriş kapısı service entrance n.
mal giriş-çıkış noktası service entrance n.
(trompet veya korna ile yapılan) giriş/çıkış çağrısı sinnet n.
(atmosfere) giriş entry n.
alt giriş subingression [obsolete] n.
gizli giriş subingression [obsolete] n.
gizli giriş noktası subingression [obsolete] n.
metroya giriş jetonu subway token n.
delik açmak (gaz veya sıvının giriş çıkışını sağlamak için) vent v.
giriş yapmak prologuize v.
giriş yapmak prelude v.
giriş yapmak make one's entrance v.
biryere giriş yapmak check into v.
giriş yapmak make enter v.
giriş yapmak preface v.
giriş yapmak enter into v.
giriş yapmak get going v.
giriş ücreti almak charge admission fee v.
giriş ücreti almak charge entrance fee v.
ülkeye giriş izni vermemek not allow to enter the country v.
giriş yapmak prologuise v.
ülkeye giriş yapmak enter the country v.
takvime giriş yapmak calendar v.
giriş açmak vestibule v.
(giriş veya işgalden) korumak wear [uk] v.
yanlış giriş yapmak misenter v.
elektronik giriş sistemiyle içeri almak buzz (in) v.
elektronik giriş sistemiyle içeri almak buzz (through) v.
elektronik giriş sistemiyle içeri almak buzz through v.
giriş yapmak overture v.
giriş izni vermek entertain [obsolete] v.
giriş yapmak infare v.
(masraf hesabına) sahte giriş yapmak pad v.
(organizasyona) el altından giriş yapmak penetrate v.
giriş niteliği taşımak prelude v.
giriş müziği ile başlatmak prelude v.
giriş müziği olarak çalmak prelude v.
giriş yapmak premiss v.
kısaca giriş yapmak poke into v.
aniden piyasaya giriş yapmak strike v.
giriş niteliğinde introductory adj.
giriş niteliğinde olan introductory adj.
giriş izni verilmeyen nonadmitted adj.
giriş niteliğinde olan introductive adj.
giriş niteliğinde olan prelusory adj.
giriş niteliğinde olan preambulatory adj.
işe giriş öncesi prejob adj.
işe giriş öncesi pre-job adj.
ücretsiz giriş yapanlardan oluşan paper adj.
(topluluğa, kulübe) giriş sağlayan initiatory adj.
sosyeteye giriş yaptıktan sonra postdebutante adj.
giriş sonrası postentry adj.
giriş sonrasında gelişen postentry adj.
yeni giriş veya çıkış aygıtının eklendiğini tespit edip ona göre uygun kontrol yazılımını otomatik etkinleştirebilen plug and play adj.
(hastaneye, üniversite) giriş öncesi preadmission adj.
giriş niteliğinde olan preambulary adj.
giriş niteliğinde olan preambular adj.
giriş niteliğinde olan preambulous [obsolete] adj.
giriş yazısı niteliğinde olan prefacial adj.
giriş yazısı niteliğinde olan prefatial adj.
giriş müziği ile ilgili olan preludial adj.
giriş müziği formunda olan preludial adj.
giriş niteliğinde olan preludial adj.
giriş niteliğinde preludious [obsolete] adj.
giriş niteliğinde prelusive adj.
giriş niteliği taşıyan preparatory adj.
(antik yunan dramasında) giriş kısmına ait veya ilgili protatic adj.
giriş olarak on an introductory basis adv.
giriş niteliğinde on an introductory basis adv.
giriş yönünde bulunarak ingate adv.
giriş yazısı niteliğinde prefatorily adv.
giriş niteliğinde prelusorily adv.
giriş niteliğinde intro. (introductory) abrev.
giriş niteliğinde introd. (introductory) abrev.
giriş limanı poe (port of entry) abrev.
giriş kapısı poe (port of entry) abrev.
resmi bir belgede giriş cümlesi whereas n.
Phrasals
giriş yapmak book in v.
otele giriş yapmak book in v.
bir yoldan giriş yapmak turn in v.
bir yoldan dönerek giriş yapmak turn in v.
birisinin işe giriş saatini kaydetmek clock in v.
birisinin işe giriş saatini kaydetmek clock on v.
birisinin işe giriş saatini kaydetmek punch in v.
giriş izni vermek let through v.
emniyet müdürlüğü gibi yüksek güvenlikli bir yere giriş yapmak badge in v.
işe giriş saatini kaydetmek clock in v.
konuya giriş yapmak lead in v.
hızlı bir giriş yapmak dive in v.
(bir mesleğe/alana) giriş yapmak go into (something) v.
adım adım (bir şeye) giriş yapmak phase into (something) v.
giriş yapmak/yaptırmak sign into v.
bilgisayar, web sitesi, bilgisayar programı hesabına girmek/giriş yapmak sign into v.
bilgisayar, web sitesi, bilgisayar programı hesabına şifreyle girmek/giriş yapmak sign into v.
radyo yayınına giriş yapmak sign on v.
radyo/televizyon yayınına giriş yapmak sign on v.
(bir şeyde/yerde) bir şeye giriş yapmak start out at (something or some place) v.
giriş parası/ücreti ödemek ante in v.
'-e giriş çıkışını yasaklamak ban from v.
birinin/bir şeyin bir yere giriş çıkışını yasaklamak banish someone or something from some place v.
(bir şeye/yere) giriş çıkışını yasaklamak banish from (something or some place) v.
bir yere giriş çıkışını yasaklamak banish from some place v.
(bir şeye/yere) giriş çıkışını yasaklamak bar from (something or some place) v.
bir yere giriş çıkışını yasaklamak bar from some place v.
(biriyle/bir şeyle) giriş yapmak begin with (someone or something) v.
konuşmaya) girmek/giriş yapmak break into v.
aniden (şarkıya, konuşmaya) girmek/giriş yapmak break into something v.
birinin işe giriş/varış saatini takip etmek/tutmak clock someone in v.
birinin iş yerine giriş saatini kaydetmek clock someone in v.
birinin iş yerine giriş saatini takip etmek/tutmak clock someone in v.
(bir konuya) giriş yapmak enter upon (something) v.
(bir konuya) giriş yapmak enter on (something) v.
(bir şeye) iyi/olumlu bir giriş/başlangıç yapmak get off on (something) v.
(bir şeye) iyi/olumlu bir giriş/başlangıç yaptırmak get off on (something) v.
merkezi sinir sistemini kullanarak bir bilgisayar sistemine bağlanmak/giriş yapmak jack into (something) v.
(bir yere) giriş izni sağlamak key into (something) v.
(biriyle/bir şeyle) giriş yapmak open with (someone or something) v.
adım adım giriş yapmak phase in v.
adım adım giriş yapmak phase into v.
(bir şeye bir şey yaparak) girmek/giriş yapmak preface (something) by (doing something) v.
(bir şeye bir şey yaparak/bir şeyle) girmek/giriş yapmak preface (something) with (doing something) v.
(bir şeye) giriş yapmak/yaptırmak sign into (something) v.
bilgisayar, web sitesi, bilgisayar programı hesabına şifreyle girmek/giriş yapmak sign into (something) v.
bilgisayar, web sitesi, bilgisayar programı hesabına girmek/giriş yapmak sign into (something) v.
(bir şeye) giriş yapmak step out into (something) v.
(bir durumdan/koşuldan çıkıp başka bir duruma/koşula) giriş yapmak step out of (something) (and) into (something) v.
Phrases
giriş serbest admission free n.
(bir şeye) giriş niteliğinde bir olay/etkinlik a prelude to (something) n.
giriş yok! no entrance! expr.
giriş ücretlidir entrance fee charged expr.
Colloquial
tecrübesiz tiyatro oyuncularının gruplar halinde kabaca değerlendirilerek seçildiği giriş sınavı cattle call n.
başarısız bir giriş yapma baptism of fire n.
kötü bir giriş yapma baptism of fire n.
giriş yolu way in n.
giriş/ağız kısmını genişletmek rim out v.
giriş/ağız açmak rim out v.
giriş çıkışa kapalı locked down adj.
giriş çıkışı durdurulmuş locked down adj.
(bar, kulüp) giriş ücreti yok no cover expr.
benim bahsetmek istediğim noktaya bir geçiş/giriş niteliğinde olan which brings me to the point expr.
işe giriş up and at 'em expr.
Idioms
evin giriş kapısına koyulan paspas welcoming mat n.
giriş çıkışı engelleyen etten duvar ring of steel n.
giriş çıkışı engellemek için etrafını saran kolluk kuvvetleri ring of steel n.
giriş/karşılama müziği flourish of trumpets n.
piyasaya iyi/kötü/hızlı/yavaş vs. giriş yapmak come out of the box [us] v.
piyasaya iyi/kötü/hızlı/yavaş giriş yapmak come out of the box [us] v.
(bir şeye) iyi/kötü/hızlı/yavaş giriş/başlangıç/çıkış yapmak come out of the box [us] v.
geçiş/giriş izniyle girmek gain entrance v.
izinle giriş yapmak gain entrance v.
(bir şeye) yüzeysel/üstünkörü bir giriş yapmak skim the surface (of something) v.
(bir şeye) giriş yapmak get (one's) start (in something) v.
(bir kariyere) başlama/giriş şansı/fırsatı elde etmek get (one's) start (in something) v.
(bir işe) giriş yapmak/ilk adımı atmak get a foot in the door v.
(bir işe) giriş yapmak/ilk adımı atmak get your foot in the door v.
(bir şeye) giriş yapmak get a start in (something) v.
giriş çıkış saatleri belli bir işte çalışmak punch the (time) clock v.
bir işe giriş dip your toe into something expr.
giriş altında below stairs [dated] expr.
Speaking
iyi düşün sonra giriş look before you leap expr.
Trade/Economic
çalışanların giriş çıkış saatlerini kaydeden alet telltale n.
altın giriş ve çıkış noktaları gold points n.
altın giriş noktası gold import point n.
altın giriş ve çıkış noktaları specie points n.
altın giriş ve altın çıkış noktaları gold points n.
çift giriş double entry n.
ertelenmiş giriş aidatı deferred entrance fee n.
geç giriş postdate entry n.
geçici giriş suspense entry n.
faiz dışı fazla/açık giriş/çıkışları primary surplus/deficit inflows/outflows n.
giriş ücreti vergisi admission tax n.
giriş notları opening statement n.
giriş fiyatı entry price n.
giriş aidatı entrance fee n.
gümrük birliğine giriş accession to customs union n.
gümrüğe giriş deklarasyonu entry inwards n.
giriş vergisi town toll n.
gümrük giriş beyannamesi customs entry n.
giriş izni entry permit n.
giriş hakkı right of admission n.
giriş vergisi octroi duties n.
gümrük giriş tarife cetvelinde yer alan maddeler enumerated articles n.
giriş engelleri barriers to entry n.
giriş serbestisi freedom of entry n.
giriş navlunu freight inward n.
giriş tarihi date position entered n.
giriş ücreti entrance rate n.
giriş ücreti cover charge n.
giriş engelleri olan piyasa captive market n.
giriş engelleri barriers to entry n.
giriş kaydı tally in n.
giriş ikramiyesi signing bonus n.
giriş yolu access road n.
gümrük giriş beyannamesi bill of entry n.
giriş ücreti price of admission n.
giriş bilançosu opening balance n.
giriş vergisi entry tax n.
giriş engelleri restrictions on entry n.
giriş beyannamesi bill of entry n.
giriş aidatları admission fees n.
giriş aşaması introduction stage n.
giriş kapısı port of entry n.
giriş engeli entry barrier n.
giriş irsaliyesi tally in n.
giriş beyanları opening statement n.
giriş komisyonu entry commission n.
giriş resmi inward duty n.
giriş ikramiyesi sign-on bonus n.
giriş vizesi entry visa n.
gümrükten giriş işlemleri entries n.
giriş beyannamesi clearance inwards n.
giriş ücreti entrance pay n.
giriş kalite kontrol incoming quality control n.
giriş vergisi town dues n.
hatalı giriş erroneous entry n.
işe giriş tarihi date of recruitment n.
işlem giriş fiyatı entry trade price n.
işe giriş bildirgesi statement of employment n.
ilk giriş kaydının yapıldığı defter book of original entry n.
işe giriş oranı accession rate n.
işe giriş ücreti starting rate n.
işçi giriş çıkış devri labor turnover n.
işe giriş işlemleri employment procedures n.
işe giriş belgesi certificate of employment n.
işçilerin işyerine giriş ve çıkış saatlerini kaydeden bölüm time keeping department n.
işe giriş sözleşmesi employment agreement n.
işe giriş sınavı job examination n.
işe giriş tarihi start date of employment n.
işe giriş sözleşmesi employment contract n.
işlem giriş gecikmesi entry trade delay n.
işe giriş işlemleri employment process n.
kasa giriş defteri cash receipts book n.
karışık giriş composite entry n.
kasa giriş çıkış özeti cash-flow statement n.
kullanım ve yeniden giriş utilization and write-back n.
malın giriş yaptığı liman port of entry n.
malın gümrükten geçici giriş izni bill of sight n.
malm gümrükten giriş izni bill of sight n.
malın giriş kapısı port of entry n.
limana giriş kaydı port entry n.
nakit giriş hesabı cash-flow statement n.
nakit para giriş ve çıkışları cash flow n.
nakit giriş yevmiyesi cash receipts journal n.
mukabil giriş cross entry n.
muhasebe giriş kayıtları accounting entries n.
pazara giriş amaçlı fiyatlandırma penetration pricing n.
piyasaya giriş tarihi market-entry date n.
pazara giriş tarihi market-entry date n.
pazara giriş engelleri market barriers n.
pazara giriş market penetration n.
pazara giriş access to market n.
serbest dolaşıma giriş rejimi release for free circulation n.
serbest giriş hakkı right of free entrance n.
sınırdan giriş resmi octroi n.