|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
hava durumu |
weather n.
|
|
I do not want to get involved in the matter of the weather now but we may return to it later.
Hava durumu konusuna şimdi girmek istemiyorum ama daha sonra bu konuya dönebiliriz.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
açık hava |
outdoors n.
|
|
Tom enjoys being outdoors.
Tom açık havada olmayı seviyor.
More Sentences
|
3 |
General |
hava trafik kontrol |
air traffic control n.
|
|
No Member State on its own can effectively resolve the problems of air traffic control or safety in the air.
Hiçbir Üye Devlet tek başına hava trafik kontrolü ya da havadaki güvenlik sorunlarını etkili bir şekilde çözemez.
More Sentences
|
4 |
General |
hava yolu |
airline n.
|
|
The main message must be that the proper response is to restructure the airline industry.
Ana mesaj, doğru yanıtın hava yolu endüstrisinin yeniden yapılandırılması olduğu olmalıdır.
More Sentences
|
5 |
General |
iyi hava |
good weather n.
|
|
We took advantage of the good weather to play tennis.
Tenis oynamak için iyi havadan yararlandık.
More Sentences
|
6 |
General |
arktik hava |
arctic air n.
|
|
In the Northern Hemisphere, Arctic air temperatures are warming twice as fast as lower latitudes.
Kuzey Yarımküre'de Arktik hava sıcaklıkları daha düşük enlemlere göre iki kat daha hızlı ısınıyor.
More Sentences
|
7 |
General |
hava gemisi |
airship n.
|
|
The airship burst into flames.
Hava gemisi alevler içinde kaldı.
More Sentences
|
8 |
General |
hava sahası |
sky n.
|
|
Early this evening, we discussed the Single European Sky.
Bu akşam erken saatlerde Tek Avrupa Hava Sahası'nı görüştük.
More Sentences
|
9 |
General |
hava yolları |
airlines n.
|
|
The airlines are, as Baroness Ludford said, between a rock and a hard place.
Barones Ludford'un da dediği gibi hava yolu şirketleri iki arada bir derede kalmış durumdalar.
More Sentences
|
10 |
General |
sıcak hava balonu |
hot air balloon n.
|
|
Have you ever been up in a hot air balloon?
Hiç sıcak hava balonunda bulundunuz mu?
More Sentences
|
11 |
General |
açık hava |
clear weather n.
|
|
In clear weather, we can see the island from here.
Açık havada adayı buradan görebiliriz.
More Sentences
|
12 |
General |
dolaşım (kan/hava için) |
circulation n.
|
|
We have an entirely legitimate expectation, however, that no false information is put into circulation.
Bununla birlikte, hiçbir yanlış bilginin dolaşıma sokulmaması konusunda tamamen meşru bir beklentimiz var.
More Sentences
|
13 |
General |
sıcak hava dalgası |
heat wave n.
|
|
Fucking heat wave!
Lanet sıcak hava dalgası!
More Sentences
|
14 |
General |
hava kuvvetleri |
air forces n.
|
|
My own constituency of East Anglia has lost Tornado aircrew from Royal Air Force Marham in Norfolk.
Kendi seçim bölgem Doğu Anglia, Norfolk'taki Kraliyet Hava Kuvvetleri Marham'dan Tornado mürettebatını kaybetti.
More Sentences
|
15 |
General |
soğuk hava |
cold weather n.
|
|
Wear protective clothing against sun, wind, and cold weather.
Güneş, rüzgar ve soğuk havaya karşı koruyucu giysiler giyin.
More Sentences
|
16 |
General |
kötü hava |
bad weather n.
|
|
They made up their minds to go by car in spite of bad weather.
Onlar, kötü havaya rağmen arabayla gitmeye karar verdiler.
More Sentences
|
17 |
General |
hava tahmincisi |
weatherman n.
|
|
Can you trust the weatherman?
Hava tahmincisine güvenebilir misin?
More Sentences
|
18 |
General |
hava durumu |
weather forecast n.
|
|
Dan checked the weather forecast before taking off.
Dan yola çıkmadan önce hava durumunu kontrol etti.
More Sentences
|
19 |
General |
hava tahmincisi |
weather forecaster n.
|
|
Some weather forecasters predicted a hurricane.
Bazı hava tahmincileri kasırga olacağını öngörmüştü.
More Sentences
|
|
20 |
General |
kötü hava |
bad air n.
|
|
She's fainted because of the bad air.
O kötü havadan dolayı bayıldı.
More Sentences
|
21 |
General |
hava akımı |
draught n.
|
|
Not bad, although the draught takes the heat out fast.
Fena değil, yine de hava akımı ısıyı hızlı bir şekilde dağıtıyor.
More Sentences
|
22 |
General |
açık hava |
fresh air n.
|
|
He enjoys the fresh air.
Açık havadan keyif alır.
More Sentences
|
23 |
General |
hava saldırısı |
strike n.
|
|
The USSR will only use air strikes in the country as a last resort.
SSCB ülkedeki hava saldırılarını sadece son çare olarak kullanacaktır.
More Sentences
|
24 |
General |
hava akımı |
draft n.
|
|
He put weather stripping around the door to keep out drafts.
Hava akımını engellemek için kapının etrafına rüzgarlık koydu.
More Sentences
|
25 |
General |
hava değişimi |
change of air n.
|
|
He went to Atami for a change of air.
Hava değişimi için Atami'ye gitti.
More Sentences
|
26 |
General |
hava postası |
airmail n.
|
|
I sent the parcel by airmail.
Paketi hava postasıyla gönderdim.
More Sentences
|
27 |
General |
hava korsanı |
hijacker n.
|
|
The hijackers threatened to kill the hostages if their demands were not met.
Hava korsanları, taleplerinin karşılanmaması halinde rehineleri öldürmekle tehdit etti.
More Sentences
|
28 |
General |
hava direnci |
drag n.
|
|
They developed a new design that reduces drag.
Hava direncini azaltan yeni bir tasarım geliştirdiler.
More Sentences
|
29 |
General |
hava ulaşımı |
air n.
|
|
Volcanic ash disrupted air travel.
Volkanik kül, hava ulaşımını kesintiye uğrattı.
More Sentences
|
30 |
General |
hava fotoğrafları |
aerial photographs n.
|
|
Sometimes evidence of earth fissures can be easily seen on aerial photographs.
Bazen hava fotoğrafları üzerinde toprak çatlaklarının kanıtı kolayca görülebilir.
More Sentences
|
31 |
General |
hava raporu |
weather report n.
|
|
The weather report says we'll get three inches of snow.
Hava raporuna göre 15 santim kar yağacakmış.
More Sentences
|
32 |
General |
kirli hava |
smog n.
|
|
Smog is the enemy of healthy lungs.
Kirli hava, sağlıklı akciğerlerin düşmanıdır.
More Sentences
|
33 |
General |
güzel hava |
fine weather n.
|
|
He took advantage of the fine weather to paint the wall.
Duvarı boyamak için güzel havadan yararlandı.
More Sentences
|
34 |
General |
hava durumu tahmini |
weather forecasting n.
|
|
The weather forecast was right.
Hava durumu tahmini doğruydu.
More Sentences
|
35 |
General |
hava tahmini |
weather forecast n.
|
|
According to the weather forecast, it's supposed to snow tomorrow.
Hava tahminlerine göre yarın kar yağacakmış.
More Sentences
|
36 |
General |
hava dalışı |
skydiving n.
|
|
Skydiving is very dangerous.
Hava dalışı çok tehlikelidir.
More Sentences
|
37 |
General |
hava kuvvetleri |
airforce n.
|
|
The Spanish airforce is banned from carrying out such operations over population centres.
İspanyol hava kuvvetlerinin nüfus merkezleri üzerinde bu tür operasyonlar gerçekleştirmesi yasaklanmıştır.
More Sentences
|
38 |
General |
hava taşıtı |
aircraft n.
|
|
These categories allow for greater flexibility and stability in the smaller aircraft area.
Bu kategoriler küçük hava taşıtları alanında daha fazla esneklik ve istikrar sağlamaktadır.
More Sentences
|
39 |
General |
hava muhalefeti |
adverse weather conditions n.
|
|
Our plane was cancelled because of adverse weather conditions.
Hava muhalefeti nedeniyle uçuşumuz iptal oldu.
More Sentences
|
40 |
General |
hava sahası kontrolü |
airspace control n.
|
|
Incidentally, issues of safety or even delays do not fall within the main scope of airspace control.
Bu arada güvenlik ve hatta gecikmelerle ilgili konular hava sahası kontrolünün ana kapsamına girmemektedir.
More Sentences
|
41 |
General |
hava kalitesi |
air quality n.
|
|
Why has no air quality test been done on this particular building since we were elected?
Seçildiğimizden bu yana neden bu binada hava kalitesi testi yapılmadı?
More Sentences
|
42 |
General |
yağışlı hava |
rainy weather n.
|
|
The rainy weather lasted for ten days straight.
Yağışlı hava, on gün boyunca sürdü.
More Sentences
|
43 |
General |
hava sıcaklığı |
air temperature n.
|
|
This system complements the four-zone climate system and provides an air temperature that follows the second row settings.
Bu sistem dört bölgeli klima sistemini tamamlıyor ve ikinci sıradaki ayarlara uygun bir hava sıcaklığı sağlıyor.
More Sentences
|
44 |
General |
hava değişikliği |
change of air n.
|
|
The doctor advised a change of air.
Doktor, bir hava değişikliği tavsiye etti.
More Sentences
|
45 |
General |
temiz hava |
clean air n.
|
|
Perhaps I will ask my daughter, Kate, if she will write a 21st-century version featuring clean air.
Belki de kızım Kate'e temiz hava içeren bir 21. yüzyıl versiyonu yazıp yazmayacağını sorarım.
More Sentences
|
46 |
General |
temiz hava |
fresh air n.
|
|
It is a basic consumer right that consumers should be able to breathe fresh air.
Tüketicilerin temiz hava soluyabilmeleri temel bir tüketici hakkıdır.
More Sentences
|
47 |
General |
hava tahmini |
forecast n.
|
|
What's the forecast for tomorrow?
Yarın için hava tahmini nedir?
More Sentences
|
48 |
General |
açık hava müzesi |
open-air museum n.
|
|
Italy is a large open-air museum.
İtalya büyük bir açık hava müzesidir.
More Sentences
|
49 |
General |
sıcak hava |
hot air n.
|
|
But, as ever, it is all hot air and naïve idealism.
Ancak, her zaman olduğu gibi, bunların hepsi sıcak hava ve naif idealizmdir.
More Sentences
|
50 |
General |
hava limanı |
airport n.
|
|
I'm at Narita Airport right now.
Şu anda Narita Hava limanındayım.
More Sentences
|
51 |
General |
anormal hava koşulları |
abnormal weather conditions n.
|
|
Environmental pollution is causing abnormal weather conditions.
Çevre kirliliği anormal hava koşullarına neden oluyor.
More Sentences
|
52 |
General |
hava koşulları |
weather conditions n.
|
|
At the New Delhi conference, quite a few of them reported extreme weather conditions.
Yeni Delhi'deki konferansta ise pek çok kişi aşırı hava koşullarından bahsetti.
More Sentences
|
53 |
General |
hava şartları |
weather conditions n.
|
|
The organisers of the marathon said that the event would go ahead, regardless of the weather conditions.
Maraton organizatörleri, hava şartları gözetilmeksizin, organizasyonun devam edeceğini söyledi.
More Sentences
|
54 |
General |
ılık hava |
warm weather n.
|
|
I'm enjoying this warm weather.
Bu ılık havanın tadını çıkarıyorum.
More Sentences
|
55 |
General |
bunaltıcı hava |
muggy weather n.
|
|
Florida is known for it's humid, muggy weather.
Florida nemli ve bunaltıcı havasıyla bilinir.
More Sentences
|
56 |
General |
yağmurlu hava |
rainy weather n.
|
|
The rainy weather lasted for ten days straight.
Yağmurlu hava tam on gün sürdü.
More Sentences
|
57 |
General |
öngörülemeyen hava (durumu) |
unpredictable weather n.
|
|
The accident was caused chiefly by the unpredictable weather.
Kaza ağırlıklı olarak öngörülemeyen hava koşulları nedeniyle meydana gelmiştir.
More Sentences
|
58 |
General |
hava durumu raporu |
weather report n.
|
|
Weather reports rarely come true.
Hava durumu raporları nadiren gerçekleşir.
More Sentences
|
59 |
General |
açık hava etkinlikleri |
outdoor activities n.
|
|
Children like outdoor activities.
Çocuklar açık hava etkinliklerini severler.
More Sentences
|
60 |
General |
yağmurlu hava |
rain n.
|
|
I'm sad when it rains.
Yağmurlu havalarda hüzünleniyorum.
More Sentences
|
61 |
General |
fırtınalı hava |
stormy weather n.
|
|
He must be crazy to go out in this stormy weather.
Bu fırtınalı havada dışarı çıkmak için deli olmalı.
More Sentences
|
Common Usage |
|
62 |
Common Usage |
hava verme |
ventilation n.
|
|
63 |
Common Usage |
hava filosu |
squadron n.
|
|
64 |
Common Usage |
taşımak (hava/su) |
waft v.
|
|
General |
|
65 |
General |
hava borusu |
breather n.
|
|
66 |
General |
yerel hava |
local weather n.
|
|
67 |
General |
hava tahmin haritası |
synoptic weather chart n.
|
|
68 |
General |
soğuk hava deposu |
chill store n.
|
|
69 |
General |
ana hava dönüş yolu |
main return airway n.
|
|
70 |
General |
hava akını |
air raid n.
|
|
71 |
General |
hava hukuku |
air law n.
|
|
72 |
General |
hava fotogrametrisi |
aerial photogrammetry n.
|
|
73 |
General |
hava payı |
margin of safety n.
|
|
74 |
General |
durgun hava |
still air n.
|
|
75 |
General |
türk hava kurumu |
turkish air association n.
|
|
76 |
General |
hava boşluğu |
air shaft n.
|
|
77 |
General |
hava nemi |
atmospheric moisture n.
|
|
78 |
General |
hava gazı |
hot air n.
|
|
79 |
General |
hava durumu radarı |
weather radar n.
|
|
80 |
General |
hava geçidi |
airlane n.
|
|
81 |
General |
hava gazı |
coal gas n.
|
|
82 |
General |
püskürtmeli kurutucularda hava besleme düzenleri |
spray dryers n.
|
|
83 |
General |
hava hattından elektrik alarak çalışan otobüs |
trolley n.
|
|
84 |
General |
sıcak hava kütlesi |
warm front n.
|
|
85 |
General |
hava mili |
air miles n.
|
|
86 |
General |
soğuk hava kütlesi |
mass of cold air n.
|
|
87 |
General |
hava şartlarına dayanıklılık |
weatherability n.
|
|
88 |
General |
akım (hava/sıvı için) |
circulation n.
|
|
89 |
General |
hava bacası |
upcast n.
|
|
90 |
General |
hava durumu |
weather condition n.
|
|
91 |
General |
hava mühendisi |
aeronautical engineer n.
|
|
92 |
General |
hava motoru |
atmospheric engine n.
|
|
93 |
General |
hava şirketi |
air company n.
|
|
94 |
General |
belirli hava şartlarında güneşin veya ayın etrafında beliren ışık çemberi |
corona n.
|
|
95 |
General |
gezilip hava alınacak yer |
journey n.
|
|
96 |
General |
sıcak hava ve gaz karışımlı balon |
rozier n.
|
|
97 |
General |
hava bacası |
shaft n.
|
|
98 |
General |
evrensel hava yolculuğu planı |
universal air travel plan n.
|
|
99 |
General |
hava taşıyıcılarının sorumluluğu |
air carriers' liability n.
|
|
100 |
General |
değişken hava |
unsettled weather n.
|
|
101 |
General |
hava geçirmezlik |
airtightness n.
|
|
102 |
General |
hava savaşı |
air battle n.
|
|
103 |
General |
hava atma |
flatulence n.
|
|
104 |
General |
hava inversiyonu |
air inversion n.
|
|
105 |
General |
içe çekilen hava |
sniff n.
|
|
106 |
General |
rezidüel hava |
residual air n.
|
|
107 |
General |
hava deliği |
blowhole n.
|
|
108 |
General |
hava aralığı |
airspace n.
|
|
109 |
General |
soğuk hava deposu |
cold storage depot n.
|
|
110 |
General |
iyi hava |
fair weather n.
|
|
111 |
General |
hava tuzağı |
aerial trap n.
|
|
112 |
General |
hava fotoğrafcılığı |
aerial photography n.
|
|
113 |
General |
hava ve gazlar mekaniği bilimi |
pneumatics n.
|
|
114 |
General |
hava basılmış lastik |
pneumatic n.
|
|
115 |
General |
hava bilgisi |
meteorology n.
|
|
116 |
General |
hava cereyanı |
draft n.
|
|
117 |
General |
satıhtan hava hedeflerine atılan füze |
surface to air missile n.
|
|
118 |
General |
hava haritası |
weather chart n.
|
|
119 |
General |
hava savaşı |
air war n.
|
|
120 |
General |
hava savaşı |
aerial warfare n.
|
|
121 |
General |
sahne (geçici açık hava sahnesi) |
stand n.
|
|
122 |
General |
kirli hava kütlesi |
smog n.
|
|
123 |
General |
hava savaşı |
aerial war n.
|
|
124 |
General |
hava rutubeti |
atmospheric moisture n.
|
|
125 |
General |
ılıman enlemlerde görülen alçak basınçlı hava döngüsü |
depression n.
|
|
126 |
General |
çevrinti (hava akıntısının oluşturduğu) |
whirlwind n.
|
|
127 |
General |
kuru hava |
dry air n.
|
|
128 |
General |
hava verme |
insufflation n.
|
|
129 |
General |
hava karıştırma yöntemi |
air stirring method n.
|
|
130 |
General |
kanadın kenarındaki hava çalkantısı |
burble n.
|
|
131 |
General |
yatay hava akımları ile ısının aktarılması |
advection n.
|
|
132 |
General |
su veya hava gibi bir ortamda taşıma |
wafting n.
|
|
133 |
General |
hava deliği |
air bleed n.
|
|
134 |
General |
hava boşluğu |
turbulence n.
|
|
135 |
General |
hava savaşı |
serial war n.
|
|
136 |
General |
hava perisi |
sylph n.
|
|
137 |
General |
hava bakanlığı |
air ministry n.
|
|
138 |
General |
hava saldırısı |
blitz n.
|
|
139 |
General |
normal hava koşulları |
normal weather conditions n.
|
|
140 |
General |
hava borusu |
vent stack n.
|
|
141 |
General |
soğuk hava gemisi |
reefer n.
|
|
142 |
General |
hava savunması |
aerial defense n.
|
|
143 |
General |
hava meydanı |
airfield n.
|
|
144 |
General |
hava bacası |
uptake n.
|
|
145 |
General |
bir yüksek basınç alanından dışa doğru dairesel esen ve genellikle güzel hava getiren rüzgar sistemi |
anticyclone n.
|
|
146 |
General |
elverişsiz hava |
unfavorable weather n.
|
|
147 |
General |
hava atan |
bragger n.
|
|
148 |
General |
hava pisti |
airstrip n.
|
|
149 |
General |
su ve hava gibi bir ortamda taşıma |
waftage n.
|
|
150 |
General |
hava gözlemi |
meteorological observation n.
|
|
151 |
General |
hava gemisi |
zeppelin n.
|
|
152 |
General |
hava gazı |
town gas n.
|
|
153 |
General |
hava fotoğrafları |
aerial photos n.
|
|
154 |
General |
hava mektubu |
aerogramme n.
|
|
155 |
General |
hava haritası |
weather map n.
|
|
156 |
General |
hava taşıması |
air transportation n.
|
|
157 |
General |
hava mili |
air mileage n.
|
|
158 |
General |
hava parası |
key money n.
|
|
159 |
General |
pis hava |
miasma n.
|
|
160 |
General |
kuruluk (iklim/hava için) |
aridity n.
|
|
161 |
General |
yatay akım (su/hava vb) |
advection n.
|
|
162 |
General |
aniden gelen soğuk hava |
cold snap n.
|
|
163 |
General |
hava triyangulasyonu |
aerial triangulation n.
|
|
164 |
General |
hava supabı |
air valve n.
|
|
165 |
General |
açık hava toplantısı |
public protest meeting n.
|
|
166 |
General |
alçak basınçlı dar ve uzun hava sahası |
low pressure trough n.
|
|
167 |
General |
hava yönetimi |
greenhouses management n.
|
|
168 |
General |
hava borusu |
flue n.
|
|
169 |
General |
hava emişli temizleyici |
vacuum cleaner n.
|
|
170 |
General |
hava radarı |
airborne radar n.
|
|
171 |
General |
hava bacası |
airway n.
|
|
172 |
General |
hava parası |
ingoing n.
|
|
173 |
General |
hava besleme |
air supply n.
|
|
174 |
General |
hava raporu |
weather forecast n.
|
|
175 |
General |
çok nemli hava |
damp air n.
|
|
176 |
General |
sıvı hava |
liquid air n.
|
|
177 |
General |
esrarlı hava |
mystique n.
|
|
178 |
General |
hava (bir yere özgü manevi) |
tone n.
|
|
179 |
General |
hava şartlarına dayanıklılık sağlama |
weatherproofing n.
|
|
180 |
General |
hava hukuku |
air law and legislation n.
|
|
181 |
General |
hava gücü |
air power n.
|
|
182 |
General |
hava tahmin raporu |
weather forecast n.
|
|
183 |
General |
açık hava ocağı |
opencast mine n.
|
|
184 |
General |
hava gazı |
nonsense n.
|
|
185 |
General |
hava alma |
airing n.
|
|
186 |
General |
hava kamerası |
aerial camera n.
|
|
187 |
General |
hava düzenleme |
air conditioning n.
|
|
188 |
General |
hava hukuku |
air legislation n.
|
|
189 |
General |
hava şartlarından koruma da sağlayan küçük motosiklet |
motor scooter n.
|
|
190 |
General |
mikroplu hava |
miasma n.
|
|
191 |
General |
hava tüfeği |
air rifle n.
|
|
192 |
General |
hava menfezi |
vent n.
|
|
193 |
General |
oynak hava |
lilt n.
|
|
194 |
General |
hava tazyiki ölçen alet |
barograph n.
|
|
195 |
General |
hava yalıtımı |
air insulation n.
|
|
196 |
General |
hava durumu haritaları |
weather map n.
|
|
197 |
General |
yağmurlu hava |
wet n.
|
|
198 |
General |
gizemli bir hava verme |
mystification n.
|
|
199 |
General |
hava gözlem istasyonu |
meteorological observation station n.
|
|
200 |
General |
hava cıva |
gas n.
|
|
201 |
General |
hava mühendisliği |
aeronautical engineering n.
|
|
202 |
General |
hafif hava |
light air n.
|
|
203 |
General |
pozitif hava sistemi |
positive air system n.
|
|
204 |
General |
hava köprüsü |
airlift n.
|
|
205 |
General |
ev içi hava kirliliği |
indoor air pollution n.
|
|
206 |
General |
ana hava girişi |
main intake n.
|
|
207 |
General |
hava azotu |
atmospheric nitrogen n.
|
|
208 |
General |
soğuk hava vagonu |
reefer n.
|
|
209 |
General |
hava çarter sözleşmeleri |
air charter contracts n.
|
|
210 |
General |
hava dalgası |
air wave n.
|
|
211 |
General |
hava subayı |
air officer n.
|
|
212 |
General |
hava kirlenmesi |
air pollution n.
|
|
213 |
General |
hava kütlesi farklılaşımı |
air mass modification n.
|
|
214 |
General |
hava kelebeği |
choke n.
|
|
215 |
General |
hava bacası |
jackhead pit n.
|
|
216 |
General |
hava korsanı |
skyjacker n.
|
|
217 |
General |
hava gazı |
wind n.
|
|
218 |
General |
hava haritası |
aerial map n.
|
|
219 |
General |
hareket nedeniyle hava akımı oluşan yüzey |
periptery n.
|
|
220 |
General |
hava boşluğu |
vacuum n.
|
|
221 |
General |
uzun süreli hava tahmini |
long range forecast n.
|
|
222 |
General |
hava seyrüseferi |
aerial navigation n.
|
|
223 |
General |
hava ızgarası |
air grill n.
|
|
224 |
General |
hava fotoğrafı |
aerial photo n.
|
|
225 |
General |
hava hattı |
aerial line n.
|
|
226 |
General |
güneşle hava düzenleme |
solar air conditioning n.
|
|
227 |
General |
çok özel hava koşullarında güneş veya ay etrafında ışık çemberi |
halo n.
|
|
228 |
General |
temiz hava kanalı |
clean air duct n.
|
|
229 |
General |
hava alanları |
airports n.
|
|
230 |
General |
hava kabarcığı |
bead n.
|
|
231 |
General |
olumlu hava |
positive atmosphere n.
|
|
232 |
General |
deniz araçlarında zor hava şartlarına ve uzun fırtınalara dayanıklılık |
seakeeping n.
|
|
233 |
General |
hava dalışçısı |
skydiver n.
|
|
234 |
General |
hava durumu tahlili |
weather analysis n.
|
|
235 |
General |
hava gemisi |
air's ship n.
|
|
236 |
General |
hava trafiği |
air navigation n.
|
|
237 |
General |
hava yoluyla gönderilen posta |
airmail n.
|
|
238 |
General |
hava taşımacılığı |
aerial transportation n.
|
|
239 |
General |
çalkantılı hava |
turbulence n.
|
|
240 |
General |
hava kabarcığı |
bubble n.
|
|
241 |
General |
hava gemisi |
dirigible n.
|
|
242 |
General |
havadurumu (hava tahmini) |
weather forecast n.
|
|
243 |
General |
hava durumu (hava tahmini) |
weather forecast n.
|
|
244 |
General |
hava taşıtları |
aeroplanes n.
|
|
245 |
General |
üç motorlu hava taşıtı |
trimotor n.
|
|
246 |
General |
üç jetli hava taşıtı |
trijet n.
|
|
247 |
General |
açık hava konseri |
open air concert n.
|
|
248 |
General |
açık hava etkinlikleri |
outdoor recreation n.
|
|
249 |
General |
açık hava eğitimi |
outdoor education n.
|
|
250 |
General |
iskandinav hava yolları sistemi |
scandinavian airlines system n.
|
|
251 |
General |
açık hava yüzme havuzu |
outdoor pool n.
|
|
252 |
General |
kötü hava |
vitiated air n.
|
|
253 |
General |
hava muhalefeti |
adverse weather condition n.
|
|
254 |
General |
hava savunma maksatlı |
air defense purpose n.
|
|
255 |
General |
hava alma deliği |
vent hole n.
|
|
256 |
General |
hava boşaltma vidası |
vent screw n.
|
|
257 |
General |
tabakalı hava akışı |
stratified air flow n.
|
|
258 |
General |
hava boşaltma tapası |
vent plug n.
|
|
259 |
General |
hava tahliye vanası |
venting device n.
|
|
260 |
General |
hava penceresi |
ventlight n.
|
|
261 |
General |
hava boşaltma deliği |
vent hole n.
|
|
262 |
General |
açık hava trafosu |
open air transformer n.
|
|
263 |
General |
hava girişi kanalı |
air inlet duct n.
|
|
264 |
General |
hava tedavisi |
aerotherapy n.
|
|
265 |
General |
hava kuvvetleri üssü |
air force base n.
|
|
266 |
General |
hava kargosu |
aircraft cargo n.
|
|
267 |
General |
hava kargosu |
plane cargo n.
|
|
268 |
General |
gizemli bir hava verme |
bemusement n.
|
|
269 |
General |
tüp içine basınç altında hava verilmesi |
pertubation n.
|
|
270 |
General |
hava gösterisi |
air show n.
|
|
271 |
General |
açık hava tiyatrosu |
open air theatre n.
|
|
272 |
General |
iç hava basıncı |
internal air pressure n.
|
|
273 |
General |
hava durumu sunucusu |
weather man n.
|
|
274 |
General |
hava durumu sunucusu |
weather presenter n.
|
|
275 |
General |
hava kabarcıklı naylon |
bubblewrap n.
|
|
276 |
General |
şiddetli hava akımı |
blast n.
|
|
277 |
General |
ilave hava |
additional air n.
|
|
278 |
General |
hava haritası |
air map n.
|
|
279 |
General |
kötü hava |
asperity n.
|
|
280 |
General |
sert hava |
asperity n.
|
|
281 |
General |
basınçlı hava üfleci |
blower n.
|
|
282 |
General |
hava deliği |
breather n.
|
|
283 |
General |
bulutlu hava |
cloudy sky n.
|
|
284 |
General |
soğuk hava önlemleri |
cold weather precautions n.
|
|
285 |
General |
soğutulmuş hava |
cooled air n.
|
|
286 |
General |
krikete benzer bir açık hava oyunu |
croquet n.
|
|
287 |
General |
hava kaçırma |
deflation n.
|
|
288 |
General |
fazla hava |
excess air n.
|
|
289 |
General |
sürüklenen hava |
entrained air n.
|
|
290 |
General |
katılmış hava |
entrained air n.
|
|
291 |
General |
hava fazlalığı |
excess air n.
|
|
292 |
General |
taze hava |
fresh air n.
|
|
293 |
General |
bozuk hava |
foul air n.
|
|
294 |
General |
pis hava |
foul air n.
|
|
295 |
General |
soğuk hava |
freeze n.
|
|
296 |
General |
her türlü hava koşullarında uçabilen uçak |
all-weather aircraft n.
|
|
297 |
General |
hava alarm görevlisi |
air-raid warden n.
|
|
298 |
General |
kirli hava kanalı |
foul-air flue n.
|
|
299 |
General |
toz yüklü hava |
dust-loaden air n.
|
|
300 |
General |
tozlu hava |
dust-loaden air n.
|
|
301 |
General |
toz yüklü hava |
dust-laden air n.
|
|
302 |
General |
seyircilerin arabaları içinde oturarak film seyrettikleri açık hava sineması |
drive-in n.
|
|
303 |
General |
hava terminalinde bilet ve bagajın kontrol edildiği tezgah |
check-in desk n.
|
|
304 |
General |
açık hava türbülansı |
clear-air turbulence n.
|
|
305 |
General |
tozlu hava |
dust-laden air n.
|
|
306 |
General |
açık hava toplantısı |
open-air meeting n.
|
|
307 |
General |
açık hava sineması |
open-air cinema n.
|
|
308 |
General |
açık hava yüzme havuzu |
open-air pool n.
|
|
309 |
General |
açık hava tiyatrosu |
open-air theater n.
|
|
310 |
General |
açık hava tiyatrosu |
open-air theatre n.
|
|
311 |
General |
gerçek zamanda hava radyoaktivitesi gözlemi |
real-time air monitoring n.
|
|
312 |
General |
ünlü insanları tanıyormuş gibi hava atan |
name-dropper n.
|
|
313 |
General |
kötü hava şartlarından dolayı limanda mahsur kalmış (gemi) |
weather-bound n.
|
|
314 |
General |
yer-hava iletişimi |
ground air communications n.
|
|
315 |
General |
soğuk hava |
inclement weather n.
|
|
316 |
General |
yaş hava |
humid air n.
|
|
317 |
General |
nemli hava |
humid air n.
|
|
318 |
General |
kötü hava |
inclement weather n.
|
|
319 |
General |
hava yoluyla taşıma |
airlift n.
|
|
320 |
General |
hava fişeği |
firework n.
|
|
321 |
General |
açık hava yüzme havuzu |
lido n.
|
|
322 |
General |
nemli hava |
moist air n.
|
|
323 |
General |
dış hava |
outside air n.
|
|
324 |
General |
dış hava |
outdoor air n.
|
|
325 |
General |
hava boşluğu |
pocket n.
|
|
326 |
General |
hava toplama kutusu |
plenum n.
|
|
327 |
General |
hava panjuru |
register n.
|
|
328 |
General |
açık hava müzesi |
outdoor museum n.
|
|
329 |
General |
hava deliği |
vent n.
|
|
330 |
General |
hava etkisiyle aşınma |
weathering n.
|
|
331 |
General |
hava etkisiyle parçalanma |
weathering n.
|
|
332 |
General |
hava etkisi |
weather n.
|
|
333 |
General |
hava bükücü |
air bender n.
|
|
334 |
General |
anormal hava şartları |
abnormal weather conditions n.
|
|
335 |
General |
değişken hava |
changeable weather n.
|
|
336 |
General |
normalin dışında hava şartları |
marginal weather n.
|
|
337 |
General |
kötü hava koşulları |
adverse weather conditions n.
|
|
338 |
General |
hava atma |
flaunting n.
|
|
339 |
General |
hava durumu programı sunan kimse |
forecastman n.
|
|
340 |
General |
dumansız hava sahası |
smoke-free air zone n.
|
|
341 |
General |
dumansız hava sahası |
smoke-free zone n.
|
|
342 |
General |
dumansız hava sahası |
smokeless zone n.
|
|
343 |
General |
rüzgarlı hava |
windy weather n.
|
|
344 |
General |
taze hava ihtiyacı |
fresh air need n.
|
|
345 |
General |
hava durumu sunucusu |
weather reporter n.
|
|
346 |
General |
sıcak hava |
hot spell n.
|
|
347 |
General |
hava değişikliği |
change of scenery n.
|
|
348 |
General |
karanlık hava |
dark weather n.
|
|
349 |
General |
karanlık hava |
dark sky n.
|
|
350 |
General |
bunaltıcı bir hava |
a muggy weather n.
|
|
351 |
General |
sert hava şartları |
severe weather conditions n.
|
|
352 |
General |
sert hava şartları |
harsh weather conditions n.
|
|
353 |
General |
sert hava koşulları |
severe weather conditions n.
|
|
354 |
General |
sert hava koşulları |
harsh weather conditions n.
|
|
355 |
General |
ılık hava |
warm air n.
|
|
356 |
General |
ılık hava |
mild air n.
|
|
357 |
General |
tanımlanamayan hava aracı/taşıtı |
bogy n.
|
|
358 |
General |
tanımlanamayan hava aracı/taşıtı |
bogie n.
|
|
359 |
General |
tanımlanamayan hava aracı/taşıtı |
bogey n.
|
|
360 |
General |
bunaltıcı hava |
sultry weather n.
|
|
361 |
General |
hava kurtarma |
air rescue n.
|
|
362 |
General |
yerel hava durumu |
local weather forecast n.
|
|
363 |
General |
büyük bir soğuk hava cephesi |
a massive cold front n.
|
|
364 |
General |
açık hava dans pisti |
open-air dance floor n.
|
|
365 |
General |
sibirya üzerinden gelen soğuk hava dalgası |
siberian cold front (to affect) n.
|
|
366 |
General |
hava öfkesi |
air rage n.
|
|
367 |
General |
yağmurlu hava |
wet weather n.
|
|
368 |
General |
şiddetli/ağır/sert hava şartları |
extreme weather conditions n.
|
|
369 |
General |
kamu oyunda hakim olan hava |
public mood n.
|
|
370 |
General |
kamu oyunda hakim olan hava |
the public's mood n.
|
|
371 |
General |
bir tür hava keseli su yosunu |
bladderwrack n.
|
|
372 |
General |
kapalı hava |
overcast n.
|
|
373 |
General |
kapalı hava |
overcast weather n.
|
|
374 |
General |
olumsuz hava şartları |
unfavorable weather conditions n.
|
|
375 |
General |
kötü hava koşulları |
unfavorable weather conditions n.
|
|
376 |
General |
olumsuz hava şartları |
bad weather conditions n.
|
|
377 |
General |
olumsuz hava koşulları |
bad weather conditions n.
|
|
378 |
General |
olumsuz hava koşulları |
unfavorable weather conditions n.
|
|
379 |
General |
kötü hava şartları |
unfavorable weather conditions n.
|
|
380 |
General |
kötü hava şartları |
bad weather conditions n.
|
|
381 |
General |
kötü hava koşulları |
bad weather conditions n.
|
|
382 |
General |
hava ve iklim olayları |
weather and climate events n.
|
|
383 |
General |
hava elementi |
air element n.
|
|
384 |
General |
hava durumu sunucusu |
weathergirl n.
|
|
385 |
General |
hava durumu sözlüğü |
weather dictionary n.
|
|
386 |
General |
insansız hava aracı |
drone n.
|
|
387 |
General |
hava sörfü |
skysurfing n.
|
|
388 |
General |
hava sörfü |
sky surfing n.
|
|
389 |
General |
olumlu hava |
mood of optimism n.
|
|
390 |
General |
iyimser hava |
mood of optimism n.
|
|
391 |
General |
hava radyo farı |
air beacon n.
|
|
392 |
General |
hava haznesi |
air chamber n.
|
|
393 |
General |
hava değiştirici |
air exhauster n.
|
|
394 |
General |
hava koruması |
air cover n.
|
|
395 |
General |
hava savaşı |
aerial combat n.
|
|
396 |
General |
hava alarmı |
air alert n.
|
|
397 |
General |
hava kapağı |
air flap n.
|
|
398 |
General |
açık hava banyosu |
air bath n.
|
|
399 |
General |
hava mareşali |
air marshal n.
|
|
400 |
General |
abd hava kuvvetleri |
air corps n.
|
|
401 |
General |
hava girdabı |
air eddy n.
|
|
402 |
General |
hava baskını |
blitz n.
|
|
403 |
General |
hava tabancası |
blowgun n.
|
|
404 |
General |
balinanın hava deliği |
blowhole n.
|
|
405 |
General |
hava savaşı |
dogfight n.
|
|
406 |
General |
hava kuyusu |
downcast n.
|
|
407 |
General |
soğuk hava odası |
walk-in box n.
|
|
408 |
General |
soğuk hava deposu |
walk-in box n.
|
|
409 |
General |
açık hava hayvanat bahçesi |
open-air zoo n.
|
|
410 |
General |
hava olayı |
weather event n.
|
|
411 |
General |
yukarı yönlü hava akımı |
updraught n.
|
|
412 |
General |
yukarı yönlü hava akımı |
updraft n.
|
|
413 |
General |
hava saldırısı |
airstrike n.
|
|
414 |
General |
hava dalışı |
sky diving n.
|
|
415 |
General |
hava kargo |
air cargo n.
|
|
416 |
General |
hava kapağı |
weather hood n.
|
|
417 |
General |
hava alanı veya otobüs terminali gibi yerlerde bilgi alabildiğiniz dokunmatik ekran |
interactive kiosk n.
|
|
418 |
General |
yukarı (doğru olan) hava akımı |
upwash n.
|
|
419 |
General |
(yağmurlu/puslu) berbat hava |
soggy day n.
|
|
420 |
General |
türkiye için hava tahmini |
weather forecast for turkey n.
|
|
421 |
General |
soğuk hava koşulları |
cold weather conditions n.
|
|
422 |
General |
hava kabarcıklı zarf |
jiffy bag n.
|
|
423 |
General |
hava hokeyi |
air hockey n.
|
|
424 |
General |
hava taşıtları |
air crafts n.
|
|
425 |
General |
sıcak hava balonu yolculuğu |
hot air balloon ride n.
|
|
426 |
General |
türk hava yolları emeklisi |
turkish airlines retiree n.
|
|
427 |
General |
açık hava etkinliği |
outdoor event n.
|
|
428 |
General |
açık hava |
fair atmosphere n.
|
|
429 |
General |
istikrarsız hava |
changeable weather n.
|
|
430 |
General |
serin hava |
cool weather n.
|
|
431 |
General |
iç hava kalitesi |
indoor air quality n.
|
|
432 |
General |
açık hava faaliyetleri |
outdoor activities n.
|
|
433 |
General |
nefes borusu, trake, bronşlar veya ciğerlere hava taşıyan kollardan her biri |
air tube n.
|
|
434 |
General |
(istasyonda/hava alanında) emanet |
luggage storage n.
|
|
435 |
General |
ruh çağırma seansında masanın hava kaldırılması |
table lifting n.
|
|
436 |
General |
sakin hava |
calm air n.
|
|
437 |
General |
1 knot ve daha alt hızda esen rüzgarlı hava |
calm air n.
|
|
438 |
General |
açık hava ocağı/fırını |
camp oven [australia/new zeland] n.
|
|
439 |
General |
hava tahmini |
aeromancy n.
|
|
440 |
General |
hava filatelisi |
aerophilately n.
|
|
441 |
General |
hava ve gazlar mekaniği bilimi |
aerometry n.
|
|
442 |
General |
yağışlı hava |
rain n.
|
|
443 |
General |
hava akını |
air attack n.
|
|
444 |
General |
hava balonu |
air balloon n.
|
|
445 |
General |
hava boşluğu |
air well n.
|
|
446 |
General |
hava yolu |
airline business n.
|
|
447 |
General |
hava yolu postası |
airmailer n.
|
|
448 |
General |
hava yolu zarfı |
airmailer n.
|
|
449 |
General |
hava gücü |
airpower n.
|
|
450 |
General |
hava gemisi |
air-ship n.
|
|
451 |
General |
hava trafik kontrol |
air-traffic control n.
|
|
452 |
General |
soğuk ve nemli hava |
raw weather n.
|
|
453 |
General |
(hava) soğuk ve nemli olma |
rawness n.
|
|
454 |
General |
açık hava etkinliklerine katılan kimse |
recreationist n.
|
|
455 |
General |
bir şeyi hava ve su geçirmez malzemeyle kaplayan/arasını dolduran kimse |
cauker n.
|
|
456 |
General |
hava sıcaklığı |
temperament [obsolete] n.
|
|
457 |
General |
hava cıva |
farce n.
|
|
458 |
General |
açık hava vaazı için yapılmış tahta kürsü |
tent [scottish] n.
|
|
459 |
General |
açık hava güneşliği |
tentorium [obsolete] n.
|
|
460 |
General |
açık hava gölgeliği |
tentorium [obsolete] n.
|
|
461 |
General |
açık hava güneşliği |
tentory [obsolete] n.
|
|
462 |
General |
açık hava gölgeliği |
tentory [obsolete] n.
|
|
463 |
General |
soğuk hava |
the cold n.
|
|
464 |
General |
kapalı hava |
heavy cloud n.
|
|
465 |
General |
verilen hava |
timber [dialect] n.
|
|
466 |
General |
verilen hava |
timbre n.
|
|
467 |
General |
açık hava rekreasyonu |
outdoor recreation n.
|
|
468 |
General |
hava hattından elektrik alarak çalışan otobüs |
trolly n.
|
|
469 |
General |
temiz hava |
a breath of fresh air n.
|
|
470 |
General |
cüceler, hava perileri ve su perileri gibi ruhani güçler |
elementals n.
|
|
471 |
General |
fırtınalı hava |
tempestuous weather n.
|
|
472 |
General |
yeterince hava basıncı olmama |
underinflation n.
|
|
473 |
General |
bir ucu birine/bir şeye, diğer ucu da yükselebilen ve alçak uçan bir hava aracının yakalayıp havalandırdığı büyük bir balona bağlı kablo (askeri veya gizli servislerin kişileri tehlikeli durumlardan kurtarmak için kullandığı bir yöntem) |
skyhook n.
|
|
474 |
General |
kötü hava |
weather n.
|
|
475 |
General |
hava tahmincisi |
weathercaster n.
|
|
476 |
General |
yüksek uçan kuşların dairesel yukarı yönlü hava akımından faydalanmak için bir araya gelmesi |
kettle n.
|
|
477 |
General |
düşman hava araçları, gemileri ve füzelerine saldırarak yok etme |
kill n.
|
|
478 |
General |
(hava aracı) kaldırıcı kuvvet |
lift n.
|
|
479 |
General |
avın kokusunu getiren hava |
wind n.
|
|
480 |
General |
manyetik hava detektörü |
mad (magnetic airborne detector) n.
|
|
481 |
General |
zararlı haşarattan ve hava şartlarından korunması için havalandırılan veya soğutulan sandık veya dolap |
safe n.
|
|
482 |
General |
kadın hava durumu sunucusu |
weatherwoman n.
|
|
483 |
General |
kadın hava durumu sunucusu |
weather woman n.
|
|
484 |
General |
hava kesesi |
bladder n.
|
|
485 |
General |
bazı komedi gösterilerinde sopa gibi kullanılan içi hava dolu kese |
bladder n.
|
|
486 |
General |
şişirildiğinde döşek görevi gören, kullanılmayıp katlandığında az hacim kaplayan hava geçirmez şişme yatak |
mattress n.
|
|
487 |
General |
hava durumunu önceden haber veren bir şey |
weatherwiser n.
|
|
488 |
General |
hava geçidi |
windway n.
|
|
489 |
General |
hava yolu |
windway n.
|
|
490 |
General |
soğuk hava |
winter n.
|
|
491 |
General |
(su, hava, rüzgar ile) şişme |
bloatedness n.
|
|
492 |
General |
hava, buhar veya gazın baskıyla çıkmasından kaynaklı ses |
blowing n.
|
|
493 |
General |
alevin ısısını artırmak için hava veya oksijen vermeye yarayan bir tüp |
blowtube n.
|
|
494 |
General |
duvarda genellikle ahşap kepenkle örtülen hava ve ışık boşluğu |
bole [scotland] n.
|
|
495 |
General |
zehirli hava |
mephitism n.
|
|
496 |
General |
özellikle hava kirliliği seviyelerini etkileyen sisleri ve dumanları inceleyen bilim dalı |
miasmology n.
|
|
497 |
General |
(su veya hava) gürültülü uğuldama sesi |
woosh n.
|
|
498 |
General |
(su veya hava) gürültülü uğuldama sesi |
whoosh n.
|
|
499 |
General |
yağmurlu hava |
showery weather n.
|
|
500 |
General |
yalnızca hava ile yaşamanın mümkün olduğuna inanan kimse |
breatharian n.
|
|