iftira - Turkish English Dictionary

iftira

Meanings of "iftira" in English Turkish Dictionary : 49 result(s)

Turkish English
Common Usage
iftira slander n.
Slander is a crime.
İftira bir suçtur.

More Sentences
General
iftira frame n.
Tom says he was framed.
Tom ona iftira edildiğini söylüyor.

More Sentences
iftira calumny n.
The politician vehemently denied the calumny spread about him.
Siyasetçi, hakkında yayılan iftirayı şiddetle yalanladı.

More Sentences
iftira slur n.
I would ask him to withdraw his falsities and slurs.
Yalanlarını ve iftiralarını geri çekmesini rica ediyorum.

More Sentences
iftira libel n.
Statements such as these are an insult to our intelligence, but should also be followed up by libel proceedings.
Bu gibi ifadeler zekamıza hakarettir, aynı zamanda iftira davaları ile takip edilmelidir.

More Sentences
iftira slander n.
Isn't that considered slander?
Bu iftira sayılmaz mı?

More Sentences
iftira calumny n.
That is surely an unjustified calumny on an honourable profession.
Bu kesinlikle onurlu bir mesleğe haksız bir iftiradır.

More Sentences
iftira libelous adj.
The libelous column can still be read on the website of the previously mentioned newspaper.
İftira içeren köşe yazısı, daha önce bahsedilen gazetenin web sitesinde hala okunabilir.

More Sentences
Law
iftira slander n.
Everything he's saying is slander.
Söylediği her şey iftira.

More Sentences
iftira libel n.
But this is libel!
Ama bu iftira!

More Sentences
General
iftira reflection n.
iftira calumniation n.
iftira reflexion n.
iftira traducement n.
iftira denigration n.
iftira malediction n.
iftira smear n.
iftira scandal n.
iftira defamation n.
iftira aspersion n.
iftira backbite n.
iftira vilification n.
iftira obloquy n.
iftira complaint n.
iftira snidery n.
iftira noise [obsolete] n.
iftira traduction n.
iftira malignment n.
iftira hatchet job n.
iftira reviling n.
iftira imprecation n.
iftira sclaundre n.
iftira libellous adj.
Colloquial
iftira noise n.
iftira bogus beef n.
iftira bum beef n.
iftira bogus beef n.
iftira black wash n.
Idioms
iftira bogus beef n.
iftira bum beef n.
iftira bum rap n.
Law
iftira calumniation n.
iftira calumny n.
iftira aspersion n.
iftira aspersion of felony n.
iftira malicious prosecution n.
iftira falsehood [scotland] n.
Archaic
iftira sclaunder n.
Slang
iftira hook-up n.

Meanings of "iftira" with other terms in English Turkish Dictionary : 173 result(s)

Turkish English
Common Usage
iftira etmek slander v.
You have the right to free speech, but not the right to slander.
Serbest konuşma özgürlüğün var ama iftira etme hakkın yok.

More Sentences
General
iftira atmak slander v.
These men had all been accused of slandering the president during the electoral campaign last year.
Bu adamların hepsi geçen yılki seçim kampanyası sırasında başkana iftira atmakla suçlanmıştı.

More Sentences
iftira niteliğinde libelous adj.
The libelous column can still be read on the website of the previously mentioned newspaper.
İftira niteliğindeki sütun hâlâ önceden bahsedilen gazetenin internet sitesinde okunabilir.

More Sentences
iftira dolu slanderous adj.
The celebrity filed a lawsuit against the tabloid for publishing slanderous stories.
Ünlü isim, iftira dolu haberler yayınlayan magazin gazetesine dava açtı.

More Sentences
iftira yemini oath of calumny n.
hakaret ve iftira libel and slander n.
iftira eden libeler n.
kötü söz veya iftira mud n.
kuru iftira sheer calumny n.
iftira atma defamation n.
iftira kampanyası campaign of abuse n.
yazılı iftira libel n.
iftira atan traducer n.
iftira etme vilifying n.
iddia olunan iftira alleged defamation n.
sözde iftira sözde karalama alleged defamation n.
ağır iftira gross slander n.
iftira eden libeller n.
iftira atan kimse calumniator n.
iftira atma calumniation n.
iftira niteliğinde söz obloquy [obsolete] n.
iftira atma obtrectation n.
iftira eden kimse denigrator n.
iftira niteliğindeki şey ill n.
iftira kurbanı victim of slander n.
iftira mağduru victim of slander n.
iftira etmek cast the blame v.
iftira atmak smear v.
iftira etmek malign v.
iftira etmek traduce v.
iftira etmek calumniate v.
iftira etmek scandalize v.
iftira etmek speak evil of v.
iftira atmak calumniate v.
iftira etmek back bite v.
iftira etmek smut v.
iftira etmek backbite v.
iftira etmek cast a slur on v.
iftira etmek slur v.
iftira atmak cast aspersions on v.
iftira etmek put a slur on v.
iftira etmek smear v.
iftira etmek defame v.
iftira etmek vilify v.
iftira etmek asperse v.
yazılarıyla iftira etmek libel v.
iftira etmek denigrate v.
iftira atmak cast aspersions v.
iftira etmek bespatter v.
iftira etmek libel v.
iftira etmek blacken v.
iftira etmek slander v.
iftira etmek be defamatory of somebody v.
iftira atmak fling dirt at somebody v.
iftira atmak cast aspersions upon somebody v.
-e alenen iftira etmek vilify v.
-e iftira etmek slander v.
iftira etmek sully v.
iftira atmak besmirch v.
iftira atmak smirch v.
iftira atmak defame v.
iftira atmak sully v.
iftira etmek smirch v.
iftira atmak asperse v.
iftira etmek besmirch v.
iftira atmak denigrate v.
iftira etmek scandalise v.
iftira etmek belibel v.
iftira atmak blackwash v.
iftira atmak missay v.
(iftira ve kötüleme ile) itibarını zedelemek deprave v.
iftira etmek dishonest [obsolete] v.
iftira atmak disslander [obsolete] v.
iftira atmak infame [obsolete] v.
iftira atmak infamonize v.
iftira atmak infamonise v.
karşılıklı iftira atmak interlibel v.
iftira atmak disclaunder [obsolete] v.
iftira atmak scandal [dialect] v.
iftira atmak spot [obsolete] v.
iftira atmak suggil v.
iftira atılmış maligned adj.
iftira niteliğinde slanderous adj.
iftira niteliğinde libellous adj.
iftira türünden calumnious adj.
iftira niteliğinde denigratory adj.
iftira edilmiş maligned adj.
iftira olarak aspersive adj.
iftira eden execrative adj.
iftira olan defamatory adj.
iftira gibi calumnious adj.
iftira niteliğinde olmayan nondefamatory adj.
iftira niteliğinde olmayan nonlibellous adj.
iftira atan vilifying adj.
iftira eden vilifying adj.
iftira atan defamatory adj.
iftira atan libelous adj.
iftira atan denigrative adj.
iftira atan calumnious adj.
iftira atan denigrating adj.
iftira atan slanderous adj.
iftira atan denigratory adj.
iftira atan calumniatory adj.
iftira atan libellous adj.
iftira atan viled adj.
iftira içeren obloquial adj.
iftira niteliğinde disslanderous adj.
iftira atan disslanderous adj.
iftira niteliğinde slanderously adv.
iftira niteliğinde libelously adv.
iftira atarak defamatorily adv.
iftira atarak traducingly adv.
iftira niteliğinde olan slanderously adv.
iftira niteliğinde libellously adv.
iftira ile calumniously adv.
iftira atarak calumniously adv.
iftira ile slanderously adv.
iftira atarak slanderously adv.
iftira atarak depravingly adv.
iftira atacak şekilde ill adv.
Phrasals
iftira atmak trump up v.
(iftira) atmak cast on v.
ile iftira atmak besmirch with v.
-e iftira atmak dish on v.
(birine/bir şeye) iftira atmak dish on (someone or something) v.
(birine bir şeyle) iftira atmak frame (someone) for (something) v.
iftira atmak round on v.
birine bir şeyle iftira atmak hang something on someone v.
(birine) iftira atmak set (someone) up v.
Colloquial
püsküllü iftira/yalan bogus beef n.
(birine) iftira atmak frame (one) v.
Idioms
iftira niteliğinde imzasız yazı a poison-pen letter n.
iftira niteliğinde mektup a poison-pen letter n.
iftira niteliğinde imzasız mektup a poison-pen letter n.
iftira atmak point the bone at (someone or something) v.
birisine iftira atmak dish on someone v.
iftira atmak cast aspersions on v.
iftira etmek cast a slur on v.
iftira etmek lay at someone's door v.
iftira atmak take someone apart v.
birine çamur atmak/iftira atmak whistle (one) down the wind v.
birine iftira atmak cast aspersions on someone v.
iftira atmak bum rap v.
iftira atmak bum-rap v.
iftira atmak cast aspersions v.
(birine/bir şeye) iftira atmak cast aspersions on (someone or something) v.
iftira etmek lay at door v.
Law
iftira davası action of malicious prosecution n.
iftira suçu işleyen kadın calumniatrix n.
iftira eden calumniator n.
iftira cürmü felony of malicious prosecution n.
iftira etme calumniation n.
yazılı iftira suçu libel n.
iftira davası açan libelant n.
iftira davası açan kimse libellant n.
(hükümdarın kendisi, saltanatı ve ailesi hakkında) iftira atmak leasing making [scotland] n.
iftira yayma publication n.
iftira yayma publication of a libel n.
iftira niteliğindeki konu dışı iddia scandal n.
iftira etmek calumniate v.
iftira atmak malign v.
iftira etmek libel v.
iftira etmek malign v.
iftira niteliğinde olan defamatory adj.
iftira kabilinden libelous adj.
iftira kabilinden libellous adj.
Politics
iftira ve inkarla mücadele birliği anti-defemation league (adl) n.
Insurance
basın, yayın yoluyla iftira, sözlü hakarete karşı sigorta libel and slander insurance n.
Archaic
iftira atmak impugn v.
iftira atmak distain v.
Slang
iftira atan kimse backstabber n.
iftira atma fit-up [uk] n.
iftira atıp itibar zedelemek backstab v.