ihtiyatlı - Turkish English Dictionary

ihtiyatlı

Meanings of "ihtiyatlı" in English Turkish Dictionary : 62 result(s)

Turkish English
Common Usage
ihtiyatlı prudent adj.
It is a prudent proposal.
Bu ihtiyatlı bir öneridir.

More Sentences
ihtiyatlı cautious adj.
This is a very cautious evaluation, but so far I am confident that the balance of our actions is correct.
Bu çok ihtiyatlı bir değerlendirme ancak şu ana kadar eylemlerimizin dengesinin doğru olduğundan eminim.

More Sentences
General
ihtiyatlı chary adj.
I'm a little chary about investing so much money in a business I know little about.
Hakkında çok az şey bildiğim bir işe bu kadar çok para yatırma konusunda biraz ihtiyatlıyım.

More Sentences
ihtiyatlı vigilant adj.
We must therefore maintain a constructive and vigilant attitude for the future.
Bu nedenle gelecek için yapıcı ve ihtiyatlı bir tutum sergilemeliyiz.

More Sentences
ihtiyatlı discreet adj.
Tom was very discreet.
Tom çok ihtiyatlıydı.

More Sentences
ihtiyatlı guarded adj.
The report is guarded on a number of issues so that we leave Turkey room for manoeuvre.
Rapor, Türkiye'ye manevra alanı bırakmak için bazı konularda ihtiyatlı davranmaktadır.

More Sentences
ihtiyatlı prudential adj.
If that prudential plus approach is used, then we may as well not have a pensions directive in Europe.
Eğer bu ihtiyatlı artı yaklaşımı kullanılırsa, Avrupa'da bir emeklilik direktifimiz de olmayabilir.

More Sentences
ihtiyatlı prudent adj.
It is a prudent, cautious measure which will clarify and, if anything, tighten the rules which already exist.
Bu, halihazırda var olan kuralları netleştirecek ve varsa sıkılaştıracak ihtiyatlı ve tedbirli bir önlemdir.

More Sentences
Law
ihtiyatlı cautious adj.
So, perhaps colleagues should be cautious before we criticise this proposal.
Belki de meslektaşlarımız bu öneriyi eleştirmeden önce ihtiyatlı davranmalıdır.

More Sentences
ihtiyatlı prudent adj.
The Council has adopted a prudent approach taking account of the need to move ahead stage by stage.
Konsey, aşamalı olarak ilerleme ihtiyacını göz önünde bulundurarak ihtiyatlı bir yaklaşım benimsemiştir.

More Sentences
Politics
ihtiyatlı prudential adj.
The implementation of prudential rules and supervisory regulations has to be strengthened.
İhtiyat kurallarının ve denetim düzenlemelerinin uygulanması güçlendirilmelidir.

More Sentences
General
ihtiyatlı cagey adj.
ihtiyatlı undemonstrative adj.
ihtiyatlı forethoughtful adj.
ihtiyatlı restrained adj.
ihtiyatlı waiting adj.
ihtiyatlı precautionary adj.
ihtiyatlı deliberative adj.
ihtiyatlı gingerly adj.
ihtiyatlı circumspect adj.
ihtiyatlı provident adj.
ihtiyatlı deliberate adj.
ihtiyatlı fabian adj.
ihtiyatlı wary adj.
ihtiyatlı heedful adj.
ihtiyatlı politic adj.
ihtiyatlı calculating adj.
ihtiyatlı shy adj.
ihtiyatlı temperate adj.
ihtiyatlı well-advised adj.
ihtiyatlı timid adj.
ihtiyatlı cagy adj.
ihtiyatlı canny adj.
ihtiyatlı tentie [scottish] adj.
ihtiyatlı aviseful [obsolete] adj.
ihtiyatlı envious adj.
ihtiyatlı leary [leery] adj.
ihtiyatlı measured adj.
ihtiyatlı hoful [obsolete] adj.
ihtiyatlı holsom [obsolete] adj.
ihtiyatlı moderable [obsolete] adj.
ihtiyatlı ginger [dialect] adj.
ihtiyatlı guardful [obsolete] adj.
ihtiyatlı off your guard adj.
ihtiyatlı cozy adj.
ihtiyatlı forehanded adj.
ihtiyatlı shy adj.
ihtiyatlı skittish adj.
ihtiyatlı softly-softly adj.
ihtiyatlı solid adj.
ihtiyatlı stewardly adj.
ihtiyatlı in conflictwith prep.
Idioms
ihtiyatlı on (one's) guard adj.
ihtiyatlı soft-shoe adj.
ihtiyatlı like a cat in a strange garret adv.
ihtiyatlı on the safe side expr.
Technical
ihtiyatlı wholesome adj.
Archaic
ihtiyatlı considerate adj.
ihtiyatlı curious adj.
ihtiyatlı fearful adj.
ihtiyatlı discretionary adj.
ihtiyatlı provisional adj.

Meanings of "ihtiyatlı" with other terms in English Turkish Dictionary : 68 result(s)

Turkish English
General
aşırı ihtiyatlı overcautious adj.
They do not want Europe to be overcautious.
Onlar Avrupa'nın aşırı ihtiyatlı olmasını istemiyorlar.

More Sentences
ihtiyatlı bir şekilde discreetly adv.
Tom discreetly left the party early.
Tom ihtiyatlı bir şekilde partiden erken ayrıldı.

More Sentences
Trade/Economic
ihtiyatlı yatırım prudent investment n.
We would lose out largely on the prudent investor principle.
Büyük ölçüde ihtiyatlı yatırımcı ilkesini kaybederiz.

More Sentences
General
ihtiyatlı olma chariness n.
ihtiyatlı kullanma economising n.
ihtiyatlı olma forethoughtfulness n.
ihtiyatlı iyimser cautious optimist n.
ihtiyatlı kullanma economizing n.
ihtiyatlı ve terbiyeli davranma demureness n.
ihtiyatlı ve terbiyeli davranma demurity n.
ihtiyatlı kullanım oeconomy n.
ihtiyatlı gizlilik closet n.
ihtiyatlı idare etme pourveyance n.
ihtiyatlı yönetim providence n.
ihtiyatlı olma providentness n.
ihtiyatlı davranma ilkesi prudentialism n.
ihtiyatlı davranan kimse prudentialist n.
ihtiyatlı idare etme purveyance n.
çok ihtiyatlı davranmak feel one's way v.
ihtiyatlı hareket etmek reef v.
ihtiyatlı davranmak be on the safe side v.
ihtiyatlı kullanmak economise v.
ihtiyatlı konuşmak/davranmak tread warily v.
ihtiyatlı konuşmak/davranmak tread carefully v.
ihtiyatlı kullanmak economize v.
ihtiyatlı davranmak exercise caution v.
ihtiyatlı davranmak spare one's self v.
ihtiyatlı bir şekilde vermek dole v.
ihtiyatlı davranmak precaution v.
ihtiyatlı kullanılmış economized adj.
ihtiyatlı kullanılmış economised adj.
daima uyanık/ihtiyatlı ever-vigilant adj.
aşırı ihtiyatlı ultracautious adj.
yönetimi ihtiyatlı ve tutumlu olan oeconomical adj.
bir şeyi sergileme konusunda ihtiyatlı olan parsimonious adj.
ihtiyatlı bir biçimde restrainedly adv.
ihtiyatlı bir biçimde guardedly adv.
ihtiyatlı bir biçimde temperately adv.
ihtiyatlı tahminle conservatively adv.
aşırı ihtiyatlı bir şekilde overcautiously adv.
ihtiyatlı ve dolaylı bir şekilde crabwise adv.
ihtiyatlı bir şekilde with reservaiton adv.
Phrasals
ihtiyatlı olmak leave up v.
Colloquial
ihtiyatlı davranmak be on the safe side v.
ihtiyatlı davranmak play it safe v.
ihtiyatlı/hazırlıklı olmak adına out of an abundance of caution expr.
(birine/bir şeye) karşı tedbirli/ihtiyatlı ol beware of (someone or something) expr.
Idioms
ihtiyatlı iyimserlik cautious optimism n.
ihtiyatlı yaşam life in the slow lane n.
ihtiyatlı/şüpheci yaklaşım wait-and-see n.
temkinli/ihtiyatlı hareket etmek haul in (one's) horns v.
olası tehlikelere karşı ihtiyatlı olmamak leave (one's) guard down v.
daima ihtiyatlı olmak always be on (one's) guard v.
daima ihtiyatlı olmak always be on (one's) guard v.
ihtiyatlı/dikkatli olmak be looking over (one's) shoulder v.
ihtiyatlı/dikkatli olmak be looking over your shoulder v.
ihtiyatlı/tedbirli olmak be on guard v.
çok ihtiyatlı davranmak feel your way v.
ihtiyatlı davranan a little leery adj.
ihtiyatlı iyimser cautiously optimistic adj.
Speaking
ihtiyatlı olmalıyız we must be prudent expr.
Trade/Economic
ihtiyatlı tahmin conservative estimate n.
ihtiyatlı hareket etme kuralı prudent man rule n.
ihtiyatlı olma kavramı prudence concept n.
Politics
ihtiyatlı yaklaşım precautionary approach n.
ihtiyatlı denetim prudential supervision n.
Aeronautic
ihtiyatlı iniş precautionary landing n.
Archaic
ihtiyatlı değerlendirmeler prudentials n.