izinli - Turkish English Dictionary

izinli

Meanings of "izinli" in English Turkish Dictionary : 24 result(s)

Turkish English
General
izinli allowed adj.
Am I allowed to eat anything?
Bir şey yemeye izinli miyim?

More Sentences
izinli permitted adj.
Tom is permitted to do that.
Tom bunu yapmak için izinli.

More Sentences
izinli off duty adj.
Tom was off duty at the time.
Tom o sırada izinliydi.

More Sentences
izinli on leave adj.
Under the present Rules, an MEP can certainly be on leave, but he or she is not entitled to be replaced.
Mevcut Kurallar uyarınca, bir AP üyesi kesinlikle izinli olabilir, ancak değiştirilme hakkına sahip değildir.

More Sentences
izinli awl (absent with leave) n.
izinli authorized adj.
izinli approved adj.
izinli licensed adj.
izinli off adj.
izinli licenced adj.
izinli authorised adj.
izinli entitled adj.
izinli licente adj.
izinli licentiate [obsolete] adj.
izinli innocent adj.
izinli with one's favor adv.
izinli off prep.
izinli ww (with warrant) abrev.
Colloquial
izinli supposed to adj.
izinli at liberty expr.
Idioms
izinli off from work adj.
Law
izinli licensee n.
Technical
izinli licensed adj.
izinli licenced adj.

Meanings of "izinli" with other terms in English Turkish Dictionary : 39 result(s)

Turkish English
General
izinli gün day off n.
Today's my day off.
Bugün benim izinli günüm.

More Sentences
izinli olmak be on leave v.
He likes to relax at home with his family when he is on leave from the Air Force.
Hava Kuvvetleri'nden izinli olduğu zamanlarda ailesiyle birlikte evde dinlenmeyi seviyor.

More Sentences
Colloquial
izinli olmak be off v.
He will be off tomorrow.
Yarın izinli olacak.

More Sentences
General
izinli geçiş allowed transition n.
izinli kuşak allowed band n.
düşmana saldırmaya izinli özel ticaret gemisi privateer n.
izinli olarak aslından elde edilmiş kopyalar certified copies n.
(iskoçya'da) izinli dilenci bluegown [obsolete] n.
(iskoçya'da) izinli dilenci bluegown n.
izinli kimse holidaymaker n.
izinli kimse holiday-maker n.
işten izinli olmak laik v.
izinli olarak allowedly adv.
Phrases
cenaze için izinli on leave for funeral expr.
Colloquial
iskoçya'da izinli/ruhsatlı dilenci blue gown n.
hasta olduğu için izinli olmak/okula gitmemek be off sick v.
(bir şey yapmaya) izinli olmak get to (do something) v.
işten izinli off of work adj.
bir süreliğine izinli off of work adj.
bir süre izinli down for the count expr.
Idioms
işten izinli off from work adj.
(bir şeyi yapmaya) izinli at liberty (to do something) expr.
Trade/Economic
izinli olduğu günler days on leave n.
izinli olarak işçinin bir süre işine gelmemesi leave of absence n.
izinli saatler absence hours n.
izinli işten ayrılma leave n.
izinli pazarlama permission-based marketing n.
izinli günler days off n.
izinli sayılmak be granted leave of absence v.
resmi izinli licentiate adj.
aylıklı-izinli on leave with salary expr.
Law
izinli devralan vekil permitted assignee n.
bilinen, güvenilir ve izinli kişi veya kuruluşların listesi veya koleksiyonu whitelist n.
Technical
izinli bant allowed band n.
izinli kuşak allowed band n.
Marine
düşmana saldırmaya izinli özel ticaret gemisi privateer n.
Environment
izinli tüketim authorised consumption n.
Military
geçiş izinli şahıs border crosser n.
British Slang
(hastalıktan dolayı) izinli on the pat and mick expr.