|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
kısır döngü |
vicious circle n.
|
|
You have not said how we are to escape from this tragic vicious circle.
Bu trajik kısır döngüden nasıl kurtulacağımızı söylemediniz.
More Sentences
|
2 |
General |
kısır döngü |
vicious cycle n.
|
|
Fashion is a vicious cycle.
Moda bir kısır döngüdür.
More Sentences
|
3 |
General |
kısır döngü |
a vicious circle n.
|
|
What we are at present witnessing is a vicious circle.
Şu anda tanık olduğumuz şey bir kısır döngüdür.
More Sentences
|
4 |
General |
kısır görüşlü |
simple-minded adj.
|
|
Tom is a simple-minded person.
Tom kısır görüşlü biridir.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
5 |
Trade/Economic |
kısır döngü |
vicious circle n.
|
|
We need swift action, adequate resources and a comprehensive system of cooperation to break this vicious circle.
Bu kısır döngüyü kırmak için hızlı eyleme, yeterli kaynağa ve kapsamlı bir iş birliği sistemine ihtiyacımız var.
More Sentences
|
6 |
Trade/Economic |
kısır döngü |
vicious cycle n.
|
|
Wow, what a vicious cycle.
Vay canına, nasıl bir kısır döngü.
More Sentences
|
Psychology |
|
7 |
Psychology |
kısır döngü |
vicious circle n.
|
|
Only concerted, lawful, international action will finally break the vicious circle of violence.
Sadece uyumlu, yasal ve uluslararası eylem, şiddet kısır döngüsünü nihayet kıracaktır.
More Sentences
|
General |
|
8 |
General |
kısır kimse |
castrate n.
|
|
9 |
General |
kısır atla yapılan numara |
jadery n.
|
|
10 |
General |
kısır bitki |
mule n.
|
|
11 |
General |
kısır kimse |
impotent n.
|
|
12 |
General |
kısır kimse |
impregnant n.
|
|
13 |
General |
yaralanma sonrası kısır döngü hareketleri yapmak |
circus v.
|
|
14 |
General |
kısır olmayan |
nonsterile adj.
|
|
15 |
General |
kısır (fil) |
rogue adj.
|
|
16 |
General |
kısır bir biçimde |
fruitlessly adv.
|
|
17 |
General |
kısır halde |
effetely adv.
|
|
18 |
General |
kısır bir şekilde |
barrenly adv.
|
|
19 |
General |
kısır bir biçimde |
unproductively adv.
|
|
20 |
General |
kısır bir biçimde |
infructuously adv.
|
|
Proverb |
|
21 |
Proverb |
yalnızca kendini düşünen biri kısır kalır/gelişemez |
a man wrapped up in himself makes a very small bundle
|
|
Colloquial |
|
22 |
Colloquial |
kısır görüşlü kimse |
hoddy-doddy [obsolete] n.
|
|
Idioms |
|
23 |
Idioms |
verimsiz/kısır hareket |
abortive action n.
|
|
24 |
Idioms |
bir konu hakkında yararlı açıklamalar yerine kısır tartışmaların yürütülmesi |
shed more heat than light n.
|
|
25 |
Idioms |
kısır döngü |
a chicken and egg situation n.
|
|
26 |
Idioms |
kısır döngü |
catch 22 n.
|
|
27 |
Idioms |
kısır döngü |
a catch 22 n.
|
|
28 |
Idioms |
kısır döngü |
a chicken and egg situation/problem n.
|
|
29 |
Idioms |
kısır döngü |
a chicken-and-egg problem n.
|
|
30 |
Idioms |
kısır döngü |
a chicken-and-egg situation n.
|
|
31 |
Idioms |
kısır döngü |
chicken and egg n.
|
|
32 |
Idioms |
kısır döngüye girmek |
get into a vicious circle v.
|
|
33 |
Idioms |
kısır döngüye girmek |
get in a vicious circle v.
|
|
34 |
Idioms |
kısır döngüye girmek |
be in a vicious circle v.
|
|
35 |
Idioms |
kısır döngü içine girmek |
go round in circles v.
|
|
36 |
Idioms |
(erkek için) kısır olmak |
be shooting blanks v.
|
|
37 |
Idioms |
(erkek için) kısır olmak |
be firing blanks v.
|
|
38 |
Idioms |
kısır döngüden çıkmak |
break the cycle v.
|
|
39 |
Idioms |
kısır döngüye girmek |
be in a groove v.
|
|
40 |
Idioms |
kısır döngüye girmiş |
(stuck) in a rut adj.
|
|
|
41 |
Idioms |
kısır döngüde |
in a vicious circle expr.
|
|
Trade/Economic |
|
42 |
Trade/Economic |
yoksulluğun kısır döngüsü |
vicious circle of poverty
|
|
Technical |
|
43 |
Technical |
kısır kapanı |
scale trap n.
|
|
Computer |
|
44 |
Computer |
kısır döngü |
infinite loop n.
|
|
Mining |
|
45 |
Mining |
kısır kaya |
barren rock n.
|
|
Medical |
|
46 |
Medical |
kısır çift |
infertile couple n.
|
|
Logic |
|
47 |
Logic |
kısır döngü |
circle n.
|
|
Biology |
|
48 |
Biology |
üç x kromozomu olan kısır dişi organizma |
metafemale n.
|
|
49 |
Biology |
bir x kromozomu ve üç set otozomu olan kısır erkek organizma |
metamale n.
|
|
50 |
Biology |
kanarya ve başka bir kuşun kısır melezi |
mule n.
|
|
51 |
Biology |
kısır bitki melezi |
mule n.
|
|
52 |
Biology |
bilinen bir spor aşaması olmayan kısır bir mantar takımı |
mycelia sterilia n.
|
|
53 |
Biology |
bilinen bir spor aşaması olmayan kısır bir mantar takımı |
order mycelia sterilia n.
|
|
Zoology |
|
54 |
Zoology |
kısır dağgelinciği |
hobble n.
|
|
Botanic |
|
55 |
Botanic |
erkek kısır hat |
male sterile line n.
|
|
56 |
Botanic |
kısır başçık |
sterile anther n.
|
|
57 |
Botanic |
kısır erkek organ |
lepal n.
|
|
58 |
Botanic |
kısır dişi organ |
pistillode n.
|
|
59 |
Botanic |
kısır erkek organ |
staminode n.
|
|
60 |
Botanic |
kısır erkek organ |
staminodium n.
|
|
61 |
Botanic |
erkek kısır |
male-sterile adj.
|
|
62 |
Botanic |
aynı başakçıktaki iki çiçeğinden biri kısır diğeri ise tek eşeyli olan (çimen) |
hemigamous adj.
|
|
63 |
Botanic |
kendine kısır |
self-incompatible adj.
|
|
Agriculture |
|
64 |
Agriculture |
kısır bitkiler üreten tohum |
terminator seed n.
|
|
65 |
Agriculture |
kısır brom |
sterile brome n.
|
|
66 |
Agriculture |
kısır brom |
bromus sterilis n.
|
|
Breeding |
|
67 |
Breeding |
bir erkek ve bir dişi şeklinde ikiz doğmuş buzağıların, üreme açısından sıkıntılı ve genellikle de kısır olan dişisi |
martin n.
|
|
68 |
Breeding |
bir erkek ve bir dişi şeklinde ikiz doğmuş hayvanların, üreme açısından sıkıntılı ve genellikle de kısır olan dişisi |
martin n.
|
|
69 |
Breeding |
bir erkek ve bir dişi şeklinde ikiz doğmuş buzağıların, üreme açısından sıkıntılı ve genellikle de kısır olan dişisi |
freemartin n.
|
|
70 |
Breeding |
bir erkek ve bir dişi şeklinde ikiz doğmuş hayvanların, üreme açısından sıkıntılı ve genellikle de kısır olan dişisi |
freemartin n.
|
|
71 |
Breeding |
sürüden ayrılarak tek dolaşan kısır fil |
rogue elephant n.
|
|
72 |
Breeding |
kısır kuluçkalık yumurta |
clear n.
|
|
73 |
Breeding |
yaşlı veya kısır dişi koyun |
crock [dialect] [uk] n.
|
|
74 |
Breeding |
kısır(hayvan) |
yeld [scottish] adj.
|
|
75 |
Breeding |
kısır(hayvan) |
eild [scottish] adj.
|
|
76 |
Breeding |
(hayvan) kısır |
gast [dialect] [uk] adj.
|
|
77 |
Breeding |
kısır (inek veya marya) |
guess [dialect] [uk] adj.
|
|
78 |
Breeding |
(genellikle erkek) kısır |
impotent adj.
|
|
79 |
Breeding |
(yumurta) kısır |
clear adj.
|
|
Social Sciences |
|
80 |
Social Sciences |
kısır döngü |
perverse cycle n.
|
|
81 |
Social Sciences |
eşi ölen ya da kısır olan erkeğin baldızıyla evlenmesi |
sororate n.
|
|
Linguistics |
|
82 |
Linguistics |
kısır düzen |
unproductive system n.
|
|
83 |
Linguistics |
örtmece paradoksu/kısır döngüsü |
euphemism treadmill n.
|
|
Archaic |
|
84 |
Archaic |
kısır görüşlü |
seely adj.
|
|
Entomology |
|
85 |
Entomology |
arı, karınca ve yaban arısı kolonilerinde kısır dişi arı |
worker n.
|
|
British Slang |
|
86 |
British Slang |
kısır erkek |
jaffa n.
|
|