|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
ortadan kaldırmak |
annihilate v.
|
|
Bush didn't send troops to annihilate other countries.
Bush diğer ülkeleri ortadan kaldırmak için askeri birlikleri göndermedi.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
(çeşitli nesneleri kaldıraç gibi kullanarak) kaldırmak |
underspore n.
|
|
My own group has tabled a number of amendments which seek to undo some of the potential damage.
Kendi grubum, potansiyel zararın bir kısmını ortadan kaldırmayı amaçlayan bir dizi değişiklik önergesi sunmuştur.
More Sentences
|
3 |
General |
yukarı kaldırmak |
lift v.
|
|
I lifted one up.
Ben birini yukarı kaldırdım.
More Sentences
|
4 |
General |
ortadan kaldırmak |
get rid of v.
|
|
A policy of force can never get rid of the levels of desperation and despair that lead to further acts of violence.
Bir güç politikası, daha fazla şiddet eylemine yol açan çaresizlik ve umutsuzluk seviyelerini asla ortadan kaldıramaz.
More Sentences
|
5 |
General |
yürürlükten kaldırmak (yasayı) |
repeal v.
|
|
This proposal repeals and replaces the Regulation of 1985.
Bu teklif 1985 tarihli Yönetmeliği yürürlükten kaldırmakta ve onun yerine geçmektedir.
More Sentences
|
6 |
General |
ortadan kaldırmak |
destroy v.
|
|
Israel is stealing the land, destroying the two-state solution.
İsrail toprağı çalıyor, iki devletli çözümü ortadan kaldırıyor.
More Sentences
|
7 |
General |
ortadan kaldırmak |
kill v.
|
|
This is the message some people in this chamber are giving out and we must kill that off.
Bu meclisteki bazı kişilerin verdiği mesaj budur ve bunu ortadan kaldırmalıyız.
More Sentences
|
8 |
General |
ortadan kaldırmak |
do away with v.
|
|
Your comments have been noted and I can assure you that there is no intention of doing away with Question Time.
Yorumlarınız dikkate alındı ve sizi temin ederim ki Soru Sorma Süresini ortadan kaldırmak gibi bir niyetimiz yok.
More Sentences
|
9 |
General |
kadeh kaldırmak |
propose a toast v.
|
|
Gentlemen, I'd like to propose a toast.
Beyler, kadeh kaldırmak istiyorum.
More Sentences
|
10 |
General |
yürürlükten kaldırmak |
repeal v.
|
|
This has now stopped, and in January of this year, the Mandatory Death Penalty Act of 1944 was repealed.
Bu durum artık sona ermiştir ve bu yılın Ocak ayında 1944 tarihli Zorunlu Ölüm Cezası Yasası yürürlükten kaldırılmıştır.
More Sentences
|
11 |
General |
ortadan kaldırmak |
remove v.
|
|
Our task must be to remove the basis for terrorism.
Görevimiz terörizmin temelini ortadan kaldırmak olmalıdır.
More Sentences
|
12 |
General |
kriko ile kaldırmak |
jack up v.
|
|
You'll have to jack up the car.
Arabayı kriko ile kaldırmak zorunda kalacaksın.
More Sentences
|
13 |
General |
ortadan kaldırmak |
rule out v.
|
|
This does not rule out the possibility of similar action if it is agreed with the partner country.
Bu durum, ortak ülke ile mutabık kalınması halinde benzer bir eylem olasılığını ortadan kaldırmamaktadır.
More Sentences
|
14 |
General |
şaka kaldırmak |
take a joke v.
|
|
Tom can't take a joke.
Tom hiç şaka kaldıramıyor.
More Sentences
|
15 |
General |
ırk ayrımını kaldırmak |
desegregate v.
|
|
The landmark court ruling played a crucial role in desegregating schools.
Bu dönüm noktası niteliğindeki mahkeme kararı, okullarda ırk ayrımının kaldırılmasında çok önemli bir rol oynamıştır.
More Sentences
|
16 |
General |
rafa kaldırmak |
shelve v.
|
|
Only a sales and test ban will remove such products from our shelves.
Sadece satış ve test yasağı bu tür ürünleri raflarımızdan kaldıracaktır.
More Sentences
|
17 |
General |
yürürlükten kaldırmak |
do away with v.
|
|
We should do away with the death penalty.
Ölüm cezasını yürürlükten kaldırmalıyız.
More Sentences
|
18 |
General |
ortadan kaldırmak |
eliminate v.
|
|
Smartphones eliminated the need for compact cameras.
Akıllı telefonlar kompakt fotoğraf makinelerine olan ihtiyacı ortadan kaldırdı.
More Sentences
|
19 |
General |
el kaldırmak |
raise a hand v.
|
|
Tom never raised a hand to anyone.
Tom kimseye el kaldırmadı.
More Sentences
|
20 |
General |
ortadan kaldırmak |
stamp out v.
|
|
We must not delude ourselves that the objective of this whole legal arsenal is, primarily, to stamp out common crime.
Tüm bu yasal cephaneliğin amacının öncelikle adi suçları ortadan kaldırmak olduğu konusunda kendimizi kandırmamalıyız.
More Sentences
|
21 |
General |
yukarı kaldırmak |
lift up v.
|
|
She felt herself being lifted up.
Kendini yukarı kaldırılmış hissetti.
More Sentences
|
22 |
General |
ortadan kaldırmak |
put away v.
|
|
I was asked to put away all the papers we used at the meeting.
Toplantıda kullandığımız bütün kağıtları ortadan kaldırmam istendi.
More Sentences
|
23 |
General |
yürürlükten kaldırmak |
abrogate v.
|
|
There is therefore nothing to abrogate.
Dolayısıyla yürürlükten kaldırılacak bir şey yok.
More Sentences
|
24 |
General |
ortadan kaldırmak |
take away v.
|
|
This proposal does not take away the national responsibilities of the national policy-makers.
Bu öneri, ulusal politika yapıcıların ulusal sorumluluklarını ortadan kaldırmamaktadır.
More Sentences
|
25 |
General |
ortadan kaldırmak |
extinguish v.
|
|
They want to extinguish the personal and collective rights and democratic freedoms that workers have fought for.
İşçilerin uğruna mücadele ettiği kişisel ve kolektif hakları ve demokratik özgürlükleri ortadan kaldırmak istiyorlar.
More Sentences
|
26 |
General |
hastaneye kaldırmak |
take to hospital v.
|
|
Tom broke his right leg and was taken to hospital a few weeks before Christmas.
Tom, Noel'den birkaç hafta önce sağ bacağını kırdı ve hastaneye kaldırıldı.
More Sentences
|
27 |
General |
ortadan kaldırmak |
sweep v.
|
|
Instead, a social mechanism for providing security is swept away.
Bunun yerine, güvenliği sağlamaya yönelik toplumsal bir mekanizma ortadan kaldırılıyor.
More Sentences
|
28 |
General |
hasat kaldırmak |
harvest v.
|
|
Mary's grandfather used to harvest by scythe.
Mary'nin büyükbabası tırpanla hasat kaldırırdı.
More Sentences
|
29 |
General |
havaya kaldırmak |
put up v.
|
|
He did not put up his hand.
O, elini havaya kaldırmadı.
More Sentences
|
30 |
General |
yasağı kaldırmak |
lift the ban v.
|
|
Is it reasonable to lift the ban on including fishmeal in processed animal feed as an additional source of protein?
İşlenmiş hayvan yemlerine ek protein kaynağı olarak balık unu katılmasına yönelik yasağın kaldırılması makul müdür?
More Sentences
|
31 |
General |
kullanımdan kaldırmak |
abolish the use v.
|
|
TDK has decided to abolish the use of apostrophe in names of institutions.
TDK kurum isimlerinde kesme işareti kullanımını kaldırma kararı aldı.
More Sentences
|
32 |
General |
ahizeyi kaldırmak |
lift the receiver v.
|
|
I forgot to lift the receiver before dialing the number.
Numarayı çevirmeden önce ahizeyi kaldırmayı unuttum.
More Sentences
|
33 |
General |
ağırlık kaldırmak |
lift weights v.
|
|
Tom lifts weights.
Tom ağırlık kaldırır.
More Sentences
|
34 |
General |
engeli kaldırmak |
remove the obstacle v.
|
|
One of the elements of this strategy is to remove the obstacles preventing the development of short sea shipping.
Bu stratejinin unsurlarından biri de kısa deniz taşımacılığının gelişmesinin önündeki engellerin kaldırılmasıdır.
More Sentences
|
35 |
General |
engelleri kaldırmak |
eliminate the barriers v.
|
|
In many companies, the directive has contributed to eliminating the barriers to information and consultation.
Birçok şirkette direktif, bilgilendirme ve istişarenin önündeki engellerin kaldırılmasına katkıda bulunmuştur.
More Sentences
|
36 |
General |
riski ortadan kaldırmak |
eliminate the risk v.
|
|
The application of fiscal conventions agreed between the States should eliminate the risk of double taxation.
Devletler arasında kabul edilen mali sözleşmelerin uygulanması çifte vergilendirme riskini ortadan kaldırmalıdır.
More Sentences
|
37 |
General |
ağır kaldırmak |
lift heavy v.
|
|
Tom can lift heavy weights.
Tom ağır kaldırabilir.
More Sentences
|
38 |
General |
şaka kaldırmak |
take joke v.
|
|
I can't take jokes anymore.
Artık şaka kaldıramıyorum.
More Sentences
|
39 |
General |
kadeh kaldırmak |
make a toast v.
|
|
I'd like to make a toast.
Kadeh kaldırmak istiyorum.
More Sentences
|
40 |
General |
rafa kaldırmak |
scrap v.
|
|
Why is Sweden scrapping sustainable development even before the Summit has started?
İsveç neden daha Zirve başlamadan sürdürülebilir kalkınmayı rafa kaldırıyor?
More Sentences
|
41 |
General |
köleliği kaldırmak |
abolish slavery v.
|
|
I intend to abolish slavery.
Köleliği kaldırmaya niyetliyim.
More Sentences
|
42 |
General |
ortadan kaldırmak |
wipe out v.
|
|
It will wipe out even more small and medium-sized farms during the mid-term review of the CAP.
CAP'ın orta vadeli gözden geçirilmesi sırasında daha da fazla küçük ve orta ölçekli çiftliği ortadan kaldıracaktır.
More Sentences
|
43 |
General |
ortadan kaldırmak |
abolish v.
|
|
To abolish this principle is to rob the European Union of its basis and, for us, this is unacceptable.
Bu ilkeyi ortadan kaldırmak Avrupa Birliği'nin temelini ortadan kaldırmak demektir ve bizim için bu kabul edilemez.
More Sentences
|
44 |
General |
ortadan kaldırmak |
dismantle v.
|
|
The reasons for this are budgetary and the objective is to dismantle the limited common policies.
Bunun nedenleri bütçe ile ilgilidir ve amaç sınırlı ortak politikaları ortadan kaldırmaktır.
More Sentences
|
45 |
General |
dolaba kaldırmak |
cupboard v.
|
|
She folded up the towels and put them away in the cupboard.
Havluları katladı ve dolaba kaldırdı.
More Sentences
|
46 |
General |
ortadan kaldırmak |
disappear v.
|
|
We know we shall not be able to make all the difficulties simply disappear by waving a magic wand.
Sihirli bir değnek sallayarak tüm zorlukları ortadan kaldıramayacağımızı biliyoruz.
More Sentences
|
Common Usage |
|
47 |
Common Usage |
yerden kaldırmak |
pick up v.
|
|
48 |
Common Usage |
yürürlükten kaldırmak |
abolish v.
|
|
General |
|
49 |
General |
(yemekleri, boşları) ortadan kaldırmak için kullanılan tepsi veya sepet |
voider [dialect] n.
|
|
50 |
General |
giderken ayaklarını yerden yükseğe kaldırmak üzere eğitilmiş at |
high-stepper n.
|
|
51 |
General |
örtüsünü kaldırmak |
uncloak v.
|
|
52 |
General |
parmak kaldırmak |
raise one's hand v.
|
|
53 |
General |
kenara kaldırmak |
put aside v.
|
|
54 |
General |
zehirin etkisini ortadan kaldırmak |
detoxify v.
|
|
55 |
General |
rafa kaldırmak |
postpone v.
|
|
56 |
General |
kazan kaldırmak |
rebel against v.
|
|
57 |
General |
istim kaldırmak |
get up steam v.
|
|
58 |
General |
bocurgatla kaldırmak |
jacks up v.
|
|
59 |
General |
askeri yönetimi kaldırmak |
demilitarize v.
|
|
60 |
General |
arşive kaldırmak |
put something to archive v.
|
|
61 |
General |
kaldırmak (oyunu/bir taşıtın seferini/vergiyi/sınırlamayı) |
take something off v.
|
|
62 |
General |
kaldıraçla kaldırmak |
lever v.
|
|
63 |
General |
ağırlığını kaldırmak |
support v.
|
|
64 |
General |
yürürlükten kaldırmak |
revoke v.
|
|
65 |
General |
esrar perdesini kaldırmak |
clear up v.
|
|
66 |
General |
iterek kaldırmak |
boost up v.
|
|
67 |
General |
cenazeyi kaldırmak |
bury v.
|
|
68 |
General |
el kaldırmak |
raise one's hand v.
|
|
69 |
General |
geçici olarak yürürlükten kaldırmak |
suspend v.
|
|
70 |
General |
ortadan kaldırmak |
put out of sight v.
|
|
71 |
General |
peçesini kaldırmak |
unveil v.
|
|
72 |
General |
sağlığına kadeh kaldırmak |
pledge v.
|
|
73 |
General |
sağlığına kadeh kaldırmak |
bottoms up v.
|
|
74 |
General |
ortadan kaldırmak |
hide from view v.
|
|
75 |
General |
vinçle kaldırmak |
winch v.
|
|
76 |
General |
manivela ile kaldırmak |
purchase v.
|
|
77 |
General |
kaldıraçla kaldırmak |
prize up v.
|
|
78 |
General |
ablukayı kaldırmak |
lift the blockade v.
|
|
79 |
General |
ateşleme durumuna getirmek için kaldırmak (silah vb) |
level v.
|
|
80 |
General |
kaldıraçla kaldırmak |
purchase v.
|
|
81 |
General |
kısıtlayıcı şartları kaldırmak |
deregulate v.
|
|
82 |
General |
kaldıraçla kaldırmak |
pry up v.
|
|
83 |
General |
ortadan kaldırmak |
suppress v.
|
|
84 |
General |
tüzel kişiliğini kaldırmak |
disincorporate v.
|
|
85 |
General |
araç kaldırmak |
lift a vehicle v.
|
|
86 |
General |
yürürlükten kaldırmak |
rescind v.
|
|
87 |
General |
yürürlükten kaldırmak |
legislate away v.
|
|
88 |
General |
şaka kaldırmak |
be able to take a joke v.
|
|
89 |
General |
ortadan kaldırmak |
wipe something out v.
|
|
90 |
General |
el kaldırmak |
raise one's hand to somebody v.
|
|
91 |
General |
cenazeyi kaldırmak |
hold a funeral v.
|
|
92 |
General |
yürürlükten kaldırmak |
abate v.
|
|
93 |
General |
kaldırmak (tesis vb) |
deinstall v.
|
|
94 |
General |
ortadan kaldırmak |
raze v.
|
|
95 |
General |
yürürlükten kaldırmak |
annul v.
|
|
96 |
General |
kriko ile kaldırmak |
jack v.
|
|
97 |
General |
tedavülden kaldırmak |
retire v.
|
|
98 |
General |
yukarı kaldırmak |
uplift v.
|
|
99 |
General |
baş kaldırmak |
revolt against v.
|
|
100 |
General |
vinçle kaldırmak |
crane v.
|
|
101 |
General |
çevirip kaldırmak |
turn up v.
|
|
102 |
General |
tarladan kaldırmak |
harvest v.
|
|
103 |
General |
dansa kaldırmak |
ask somebody to dance v.
|
|
104 |
General |
dağa kaldırmak |
kidnap v.
|
|
105 |
General |
kadeh kaldırmak |
raise one's glass in a toast v.
|
|
106 |
General |
tedavülden kaldırmak |
call in v.
|
|
107 |
General |
adam kaldırmak |
kidnap someone v.
|
|
108 |
General |
bir şeyi ortadan kaldırmak |
put something away v.
|
|
109 |
General |
yasak kaldırmak |
unban v.
|
|
110 |
General |
sofrayı kaldırmak |
clear the table v.
|
|
111 |
General |
herkesi ayağa kaldırmak |
rag v.
|
|
112 |
General |
rafa kaldırmak |
rack v.
|
|
113 |
General |
tedavülden kaldırmak |
demonetise v.
|
|
114 |
General |
yükseğe kaldırmak |
jack v.
|
|
115 |
General |
örtüsünü kaldırmak |
strip v.
|
|
116 |
General |
ayağa kaldırmak |
raise v.
|
|
117 |
General |
idam mahkumunun vatandaşlık haklarını kaldırmak |
attaint v.
|
|
118 |
General |
kaldırmak (yukarı) |
raise v.
|
|
119 |
General |
öğrencileri tahtaya kaldırmak |
call students to the chalkboard v.
|
|
120 |
General |
başını çabucak eğip kaldırmak |
duck v.
|
|
121 |
General |
kaşlarını kaldırmak |
arch one's eyebrows v.
|
|
122 |
General |
cenaze kaldırmak |
bury v.
|
|
123 |
General |
ahizeyi kaldırmak |
pick up the receiver v.
|
|
124 |
General |
yukarı kaldırmak |
uphold v.
|
|
125 |
General |
ayağa kaldırmak |
stir up v.
|
|
126 |
General |
cenaze kaldırmak |
hold a funeral v.
|
|
127 |
General |
ambargoyu kaldırmak |
lift the embargo v.
|
|
128 |
General |
tırısa kaldırmak |
trot v.
|
|
129 |
General |
bir şeyi bir çalıştırma kolu vb kullanarak bir yere kaldırmak |
wind up v.
|
|
130 |
General |
yukarı kaldırmak |
heave v.
|
|
131 |
General |
bir hakkı kaldırmak |
foreclose v.
|
|
132 |
General |
mahalleyi ayağa kaldırmak |
set the neighbourhood in an uproar v.
|
|
133 |
General |
ehliyetini kaldırmak |
disqualify v.
|
|
134 |
General |
ortadan kaldırmak |
clear away v.
|
|
135 |
General |
tedavülden kaldırmak (parayı) |
call in v.
|
|
136 |
General |
kaldıraçla kaldırmak |
prize v.
|
|
137 |
General |
birinin kuşkularını ortadan kaldırmak |
set someone's mind at rest v.
|
|
138 |
General |
izbiro (yük kaldırmak için) |
sling v.
|
|
139 |
General |
vakıflarını kaldırmak |
disendow v.
|
|
140 |
General |
ayağa kaldırmak |
alarm v.
|
|
141 |
General |
ortadan kaldırmak |
blot out v.
|
|
142 |
General |
ağırlık kaldırmak |
lift weight v.
|
|
143 |
General |
ortadan kaldırmak |
clear off v.
|
|
144 |
General |
tedavülden kaldırmak |
demonetize v.
|
|
145 |
General |
çatalla kaldırmak |
fork v.
|
|
146 |
General |
ortadan kaldırmak |
resolve v.
|
|
147 |
General |
tahtaya kaldırmak |
call to the chalkboard v.
|
|
148 |
General |
kaldıraçla kaldırmak |
prise v.
|
|
149 |
General |
kaldırmak (daha aşağı bir yerde duran birini/bir şeyi) |
pick up v.
|
|
150 |
General |
kazan kaldırmak |
revolt v.
|
|
151 |
General |
kriko ile kaldırmak |
jacks up v.
|
|
152 |
General |
kontrolü kaldırmak |
decontrol v.
|
|
153 |
General |
rafa kaldırmak |
lay aside v.
|
|
154 |
General |
yükseğe kaldırmak |
hoist v.
|
|
155 |
General |
(öğrenciyi) tahtaya kaldırmak |
call to the blackboard v.
|
|
156 |
General |
öğrenciyi tahtaya kaldırmak |
call a student to the blackboard v.
|
|
157 |
General |
ablukayı kaldırmak |
lift a blockade v.
|
|
158 |
General |
ağırlığını kaldırmak (bir makinenin vb) |
support the weight v.
|
|
159 |
General |
örtüsünü kaldırmak |
uncover v.
|
|
160 |
General |
yasağı kaldırmak |
unban v.
|
|
161 |
General |
örtüsünü kaldırmak |
unveil v.
|
|
162 |
General |
ortadan kaldırmak |
make away with v.
|
|
163 |
General |
kaldırmak (bir şeyi bir yerden) |
be in the clear v.
|
|
164 |
General |
tedavülden kaldırmak |
immobilize v.
|
|
165 |
General |
ablukayı kaldırmak |
raise the blockade v.
|
|
166 |
General |
özellikle hız kısıtlamasını kaldırmak |
derestrict v.
|
|
167 |
General |
ablukayı kaldırmak |
raise a blockade v.
|
|
168 |
General |
ayağa kaldırmak |
instigate v.
|
|
169 |
General |
insanları ayağa kaldırmak |
alarm people v.
|
|
170 |
General |
havaya kaldırmak |
levitate v.
|
|
171 |
General |
yürürlükten kaldırmak |
dismantle v.
|
|
172 |
General |
manivela ile kaldırmak |
lever v.
|
|
173 |
General |
manivela ile kaldırmak |
prize v.
|
|
174 |
General |
seferberliği kaldırmak |
demobilize v.
|
|
175 |
General |
tedavülden kaldırmak |
withdraw from circulation v.
|
|
176 |
General |
askeri yönetimi kaldırmak |
demilitarise v.
|
|
177 |
General |
şerefine kadeh kaldırmak |
propose a toast for v.
|
|
178 |
General |
çabuk eğip kaldırmak |
bob v.
|
|
179 |
General |
kazan kaldırmak |
mutiny v.
|
|
180 |
General |
yukarı kaldırmak |
rear v.
|
|
181 |
General |
kaldırmak (manivela vb'ni çevirerek) |
wind up v.
|
|
182 |
General |
ortadan kaldırmak |
put up v.
|
|
183 |
General |
servisten kaldırmak |
take something off v.
|
|
184 |
General |
gizliliğini kaldırmak |
declassify v.
|
|
185 |
General |
yavaş yavaş kullanımdan kaldırmak |
phase out v.
|
|
186 |
General |
havaya kaldırmak |
throw up v.
|
|
187 |
General |
manivela ile kaldırmak veya hareket ettirmek |
lever v.
|
|
188 |
General |
toz kaldırmak |
raise dust v.
|
|
189 |
General |
yerine kaldırmak |
clear v.
|
|
190 |
General |
yukarı kaldırmak |
hoist v.
|
|
191 |
General |
bir şeyin ağırlığını kaldırmak |
support v.
|
|
192 |
General |
yayından kaldırmak |
discontinue broadcasting v.
|
|
193 |
General |
yatağından kaldırmak |
rout out v.
|
|
194 |
General |
etkinliğini kaldırmak |
deactivate v.
|
|
195 |
General |
atamayı kaldırmak |
unassign v.
|
|
196 |
General |
hastaneye kaldırmak |
hospitalise v.
|
|
197 |
General |
dokunulmazlıkları kaldırmak |
lift the parliamentary immunity v.
|
|
198 |
General |
dokunulmazlıkları kaldırmak |
lift the legislative immunity v.
|
|
199 |
General |
dokunulmazlıkları kaldırmak |
abolish the parliamentary immunity v.
|
|
200 |
General |
dosyaya kaldırmak |
put (something) away in a file or its folder v.
|
|
201 |
General |
işlemden kaldırmak |
cancel v.
|
|
202 |
General |
toz kaldırmak |
kick up v.
|
|
203 |
General |
kafasını kaldırmak |
lift one's head v.
|
|
204 |
General |
ablukayı kaldırmak |
lift blockade v.
|
|
205 |
General |
kafasını kaldırmak |
raise one's head v.
|
|
206 |
General |
ablukayı kaldırmak |
remove blockade v.
|
|
207 |
General |
şalteri kaldırmak |
turn on the power switch v.
|
|
208 |
General |
enkaz kaldırmak |
remove the wreckage v.
|
|
209 |
General |
enkaz kaldırmak |
clear the wreckage v.
|
|
210 |
General |
yükümlülüğü kaldırmak |
cancel an obligation v.
|
|
211 |
General |
yükümlülüğü ortadan kaldırmak |
cancel an obligation v.
|
|
212 |
General |
yükümlülüğü ortadan kaldırmak |
remove an obligation v.
|
|
213 |
General |
yükümlülüğü kaldırmak |
remove an obligation v.
|
|
214 |
General |
kaşlarını kaldırmak |
lift one's eyebrows v.
|
|
215 |
General |
şalter kaldırmak |
turn on a switch v.
|
|
216 |
General |
hakkı ortadan kaldırmak |
abolish a right v.
|
|
217 |
General |
baş kaldırmak |
rebel v.
|
|
218 |
General |
yasağı kaldırmak |
overturn the ban v.
|
|
219 |
General |
masayı kaldırmak |
clear the table v.
|
|
220 |
General |
baş kaldırmak |
revolt v.
|
|
221 |
General |
masanın üzerindekileri kaldırmak |
clear the table v.
|
|
222 |
General |
yukarı kaldırmak |
wind up v.
|
|
223 |
General |
bulunduğu yerden kaldırmak |
replace v.
|
|
224 |
General |
bulunduğu yerden kaldırmak |
move from its usual place v.
|
|
225 |
General |
bulunduğu yerden kaldırmak |
displace v.
|
|
226 |
General |
bulunduğu yerden kaldırmak |
remove v.
|
|
227 |
General |
kolunu kaldırmak |
raise one's arm v.
|
|
228 |
General |
ağırlığını kaldırmak |
take one’s weight v.
|
|
229 |
General |
kullanımdan kaldırmak |
take something out of circulation (coin etc) v.
|
|
230 |
General |
kullanımdan kaldırmak |
drop something out of use (word etc.) v.
|
|
231 |
General |
kullanımdan kaldırmak |
decommission (military) v.
|
|
232 |
General |
dağa kaldırmak |
abduct v.
|
|
233 |
General |
mahsul kaldırmak |
harvest crop v.
|
|
234 |
General |
mahsul kaldırmak |
gather crop v.
|
|
235 |
General |
panjuru kaldırmak |
open the shutter v.
|
|
236 |
General |
panjuru kaldırmak |
fling open the shutter v.
|
|
237 |
General |
kuşatmayı kaldırmak |
lift the siege v.
|
|
238 |
General |
vurguyu kaldırmak |
deemphasize v.
|
|
239 |
General |
ırk ayrımını ortadan kaldırmak |
desegregate v.
|
|
240 |
General |
alttan kaldırmak |
uplift v.
|
|
241 |
General |
zırhını kaldırmak |
de-armor v.
|
|
242 |
General |
sınırları kaldırmak |
remove the borders v.
|
|
243 |
General |
baş kaldırmak |
defy v.
|
|
244 |
General |
aradan kaldırmak |
eliminate v.
|
|
245 |
General |
tutup kaldırmak |
pick up v.
|
|
246 |
General |
ortadan kaldırmak |
pick up v.
|
|
247 |
General |
adam kaldırmak |
kidnap v.
|
|
248 |
General |
denetimi kaldırmak ya da azaltmak |
deregulate v.
|
|
249 |
General |
ortadan kaldırmak |
work off v.
|
|
250 |
General |
ayağa kaldırmak |
churn up v.
|
|
251 |
General |
malları kaldırmak |
remove goods v.
|
|
252 |
General |
elini kaldırmak |
lift one's hand v.
|
|
253 |
General |
elini kaldırmak |
raise one's hand v.
|
|
254 |
General |
reyondan kaldırmak |
remove something from the shelf v.
|
|
255 |
General |
yasağı kaldırmak |
lift a ban v.
|
|
256 |
General |
mahalleyi ayağa kaldırmak |
stir up the neighborhood v.
|
|
257 |
General |
bir kenara kaldırmak |
sweep aside v.
|
|
258 |
General |
engeli kaldırmak |
eliminate the barrier v.
|
|
259 |
General |
engelleri kaldırmak |
remove the obstacles v.
|
|
260 |
General |
riski ortadan kaldırmak |
remove the risk v.
|
|
261 |
General |
protestoyu kaldırmak |
withdraw the protest v.
|
|
262 |
General |
sır perdesini kaldırmak |
lift the veil of mystery v.
|
|
263 |
General |
arşive kaldırmak |
archive v.
|
|
264 |
General |
başını kaldırmak |
lift one's head v.
|
|
265 |
General |
başını kaldırmak |
raise one's head v.
|
|
266 |
General |
yasak kaldırmak |
lift a ban v.
|
|
267 |
General |
yasak kaldırmak |
remove a ban on v.
|
|
268 |
General |
yasağı kaldırmak |
remove a ban on v.
|
|
269 |
General |
kısıtlamayı kaldırmak |
remove the restriction v.
|
|
270 |
General |
kısıtlamayı kaldırmak |
lift the restriction v.
|
|
271 |
General |
kısıtlamayı kaldırmak |
abolish the restriction v.
|
|
272 |
General |
muafiyeti kaldırmak |
remove the exemption v.
|
|
273 |
General |
muafiyeti kaldırmak |
lift the exemption v.
|
|
274 |
General |
yaranın kabuğunu kaldırmak |
lift the scab v.
|
|
275 |
General |
parantezi kaldırmak |
remove the parenthesis v.
|
|
276 |
General |
önyargıları ortadan kaldırmak |
eliminate the prejudices v.
|
|
277 |
General |
parmak kaldırmak |
raise hand v.
|
|
278 |
General |
üzerindeki vurguyu kaldırmak |
de-emphasise v.
|
|
279 |
General |
üzerindeki vurguyu kaldırmak |
destress v.
|
|
280 |
General |
üzerindeki vurguyu kaldırmak |
de-emphasize v.
|
|
281 |
General |
halter kaldırmak |
lift a barbell v.
|
|
282 |
General |
tehlikeleri ortadan kaldırmak |
remove the hazards v.
|
|
283 |
General |
arşive kaldırmak |
put into an archive v.
|
|
284 |
General |
(bilmiyor veya ilgilendirmiyor anlamında) iki omuzu yukarı kaldırmak |
shrug one's shoulders v.
|
|
285 |
General |
(bilmiyorum veya ilgilendirmiyor anlamında) iki omuzu yukarı kaldırmak |
shrug v.
|
|
286 |
General |
(bilmiyorum veya ilgilendirmiyor anlamında) iki omuzu yukarı kaldırmak |
shrug off v.
|
|
287 |
General |
ağır şeyler kaldırmak |
lift heavy things v.
|
|
288 |
General |
birini veya bir şeyi kaldırmak |
heist someone or something up v.
|
|
289 |
General |
vizeyi kaldırmak |
abolish visa regime v.
|
|
290 |
General |
vizeyi kaldırmak |
abolish visa requirement v.
|
|
291 |
General |
vizeyi kaldırmak |
abolish visa v.
|
|
292 |
General |
ağırlığını kaldırmak |
hold one's weight v.
|
|
293 |
General |
kısıtlamaları kaldırmak |
lift the restrictions v.
|
|
294 |
General |
kısıtlamaları kaldırmak |
remove the restrictions v.
|
|
295 |
General |
idam cezasını kaldırmak |
remove the death penalty v.
|
|
296 |
General |
idam cezasını kaldırmak |
abolish the capital punishment v.
|
|
297 |
General |
idam cezasını kaldırmak |
abolish the death penalty v.
|
|
298 |
General |
ölüm cezasını kaldırmak |
remove the death penalty v.
|
|
299 |
General |
ölüm cezasını kaldırmak |
abolish the capital punishment v.
|
|
300 |
General |
ölüm cezasını kaldırmak |
abolish the death penalty v.
|
|
301 |
General |
elbisesini kaldırmak |
lift up her dress v.
|
|
302 |
General |
yukarı kaldırmak |
uprear v.
|
|
303 |
General |
ayağını kaldırmak |
lift up one's foot v.
|
|
304 |
General |
masadaki kağıtları kaldırmak/toplamak |
clear the papers from the desk v.
|
|
305 |
General |
blokunu kaldırmak |
unblock v.
|
|
306 |
General |
sır perdesini kaldırmak |
lift the veil of secrecy v.
|
|
307 |
General |
kuralı kaldırmak |
lift a rule v.
|
|
308 |
General |
dosya/dava üzerindeki gizliliği kaldırmak |
declassify v.
|
|
309 |
General |
rafa kaldırmak |
mothball v.
|
|
310 |
General |
midesi kaldırmak |
have the stomach for something v.
|
|
311 |
General |
denetimi kaldırmak |
decontrol v.
|
|
312 |
General |
bürokratik engelleri ortadan kaldırmak |
debureaucratize v.
|
|
313 |
General |
tayından kaldırmak |
deration v.
|
|
314 |
General |
sınırlamayı kaldırmak |
derestrict v.
|
|
315 |
General |
hız yasağını kaldırmak |
derestrict v.
|
|
316 |
General |
düzene meydan okumak/baş kaldırmak |
defy the system v.
|
|
317 |
General |
rejime karşı ayaklanmak/baş kaldırmak |
rise against the regime v.
|
|
318 |
General |
ortalığı ayağa kaldırmak |
cause quite a stir v.
|
|
319 |
General |
sır perdesini kaldırmak |
unveil the mystery v.
|
|
320 |
General |
hastaneye kaldırmak |
hospitalize v.
|
|
321 |
General |
tedavülden kaldırmak |
immobilise v.
|
|
322 |
General |
seferberliği kaldırmak |
demobilise v.
|
|
323 |
General |
manivela ile kaldırmak |
prise v.
|
|
324 |
General |
yaftayı/lekeyi kaldırmak |
destigmatize v.
|
|
325 |
General |
yaftayı/lekeyi kaldırmak |
destigmatise v.
|
|
326 |
General |
bocurgat halatı ile kaldırmak |
parbuckle v.
|
|
327 |
General |
sanayiyi ortadan kaldırmak |
deindustrialise v.
|
|
328 |
General |
sanayiyi ortadan kaldırmak |
deindustrialize v.
|
|
329 |
General |
elektrik akımındaki küçük dalgalanmaları kaldırmak |
debounce v.
|
|
330 |
General |
ağır şeyler kaldırmak |
carry heavy things v.
|
|
331 |
General |
seçimi kaldırmak |
untick v.
|
|
332 |
General |
ağırlığını kaldırmak |
take someone's weight v.
|
|
333 |
General |
kutsallığını ortadan kaldırmak |
desanctify v.
|
|
334 |
General |
yukarı kaldırmak |
swipe up v.
|
|
335 |
General |
yükümlülüğü ortadan kaldırmak |
nullify an obligation v.
|
|
336 |
General |
ortadan kaldırmak |
adempt [obsolete] v.
|
|
337 |
General |
ortadan kaldırmak |
rase v.
|
|
338 |
General |
(ağırlık vb.) kaldırmak |
receive v.
|
|
339 |
General |
yeniden baş kaldırmak |
redefy v.
|
|
340 |
General |
yeniden kaldırmak |
re-elevate v.
|
|
341 |
General |
yeniden kaldırmak |
reerect v.
|
|
342 |
General |
yeniden kaldırmak |
re-erect v.
|
|
343 |
General |
baş kaldırmak |
refragate v.
|
|
344 |
General |
ortadan kaldırmak |
remble [obsolete] v.
|
|
345 |
General |
ortadan kaldırmak |
remue [french] v.
|
|
346 |
General |
bir ucunu kaldırmak |
tip up v.
|
|
347 |
General |
(birinin) sağlığına kadeh kaldırmak |
drink a health v.
|
|
348 |
General |
engelleri kaldırmak |
make room v.
|
|
349 |
General |
kuşatmayı kaldırmak |
raise a siege v.
|
|
350 |
General |
başını kaldırmak |
lift up one's head v.
|
|
351 |
General |
kenara kaldırmak |
do way v.
|
|
352 |
General |
ortadan kaldırmak |
do way v.
|
|
353 |
General |
ortadan kaldırmak |
toll v.
|
|
354 |
General |
bir yerden kaldırmak |
transplace v.
|
|
355 |
General |
ortadan kaldırmak |
zap v.
|
|
356 |
General |
listeden kaldırmak |
unroll v.
|
|
357 |
General |
ortadan kaldırmak |
end v.
|
|
358 |
General |
eğitimle ortadan kaldırmak |
educate v.
|
|
359 |
General |
setleri kaldırmak |
unbank v.
|
|
360 |
General |
yığınları kaldırmak |
unbank v.
|
|
361 |
General |
sınırlamasını kaldırmak |
unbridle v.
|
|
362 |
General |
ortadan kaldırmak |
unbuild v.
|
|
363 |
General |
sandalyeden kaldırmak |
unchair v.
|
|
364 |
General |
koltuktan kaldırmak |
unchair v.
|
|
365 |
General |
üstündeki büyüyü kaldırmak |
uncharm v.
|
|
366 |
General |
sihri kaldırmak |
uncharm v.
|
|
367 |
General |
engelini kaldırmak |
unchoke v.
|
|
368 |
General |
blokajını kaldırmak |
unchoke v.
|
|
369 |
General |
özendirici/teşvik edici bir etmeni ortadan kaldırmak |
disincentivize v.
|
|
370 |
General |
özendirici/teşvik edici bir etmeni ortadan kaldırmak |
disincentivise v.
|
|
371 |
General |
yürürlükten kaldırmak |
elide v.
|
|
372 |
General |
lanetini kaldırmak |
uncurse v.
|
|
373 |
General |
tarihini kaldırmak |
undate v.
|
|
374 |
General |
süslerini kaldırmak |
undeck v.
|
|
375 |
General |
süslemesini kaldırmak |
undeck v.
|
|
376 |
General |
alttan kaldırmak |
underheave v.
|
|
377 |
General |
çizerek kaldırmak |
undo v.
|
|
378 |
General |
örtüsünü kaldırmak |
unface v.
|
|
379 |
General |
kılıfını kaldırmak |
unface v.
|
|
380 |
General |
mobilyalarını kaldırmak |
unfurnish v.
|
|
381 |
General |
sansürünü kaldırmak |
ungag v.
|
|
382 |
General |
dava hakkında medyaya konuşma yasağını kaldırmak |
ungag v.
|
|
383 |
General |
yok etmek ortadan kaldırmak |
unget v.
|
|
384 |
General |
ortadan kaldırmak |
unload v.
|
|
385 |
General |
öldürerek ortadan kaldırmak |
snatch v.
|
|
386 |
General |
oturma yerinden kaldırmak |
unperch v.
|
|
387 |
General |
kafadaki soru işaretlerini kaldırmak |
unperplex v.
|
|
388 |
General |
engelini kaldırmak |
unplug v.
|
|
389 |
General |
provokasyonu ortadan kaldırmak |
unprovoke [obsolete] v.
|
|
390 |
General |
kışkırtmayı ortadan kaldırmak |
unprovoke [obsolete] v.
|
|
391 |
General |
tahriki ortadan kaldırmak |
unprovoke [obsolete] v.
|
|
392 |
General |
tünekten kaldırmak |
unroost v.
|
|
393 |
General |
raftan kaldırmak |
unshelve v.
|
|
394 |
General |
tabut örtüsünü kaldırmak |
unshroud v.
|
|
395 |
General |
örtüyü kaldırmak |
unshroud v.
|
|
396 |
General |
kepenkleri kaldırmak |
unshutter v.
|
|
397 |
General |
engelini kaldırmak |
unspar v.
|
|
398 |
General |
sihri kaldırmak |
unspell v.
|
|
399 |
General |
(bir yerden) çadırları kaldırmak |
untent v.
|
|
400 |
General |
örtüsünü kaldırmak |
unvail [obsolete] v.
|
|
401 |
General |
peçesini kaldırmak |
unvail [obsolete] v.
|
|
402 |
General |
yukarı kaldırmak |
uphoist v.
|
|
403 |
General |
yükseğe kaldırmak |
uphoist v.
|
|
404 |
General |
(yürürlükten) kaldırmak |
lift v.
|
|
405 |
General |
(yürürlükten) kaldırmak |
lift v.
|
|
406 |
General |
kullanımdan kaldırmak |
bench v.
|
|
407 |
General |
yukarı kaldırmak |
exalt [obsolete] v.
|
|
408 |
General |
pullukla toprağı kaldırmak |
exarate [obsolete] v.
|
|
409 |
General |
bir şeyi çekmek/kaldırmak (çalıştırma kolu vb kullanarak) |
wind up v.
|
|
410 |
General |
ortadan kaldırmak |
blanket (out) v.
|
|
411 |
General |
ortadan kaldırmak |
wipe (out) v.
|
|
412 |
General |
(bir şeyi) kaldırmak |
wheech v.
|
|
413 |
General |
takozla kaldırmak |
quoin v.
|
|
414 |
General |
ortadan kaldırmak |
blot v.
|
|
415 |
General |
ortadan kaldırmak |
harlequin v.
|
|
416 |
General |
baş kaldırmak |
meet v.
|
|
417 |
General |
büyük bir güç ile kaldırmak |
wrestle v.
|
|
418 |
General |
cenazeyi kaldırmak |
hearse v.
|
|
419 |
General |
yukarı kaldırmak |
heist [dialect] v.
|
|
420 |
General |
bariyerin kapatıcılığını ortadan kaldırmak |
break v.
|
|
421 |
General |
yukarı kaldırmak |
hew v.
|
|
422 |
General |
ortadan kaldırmak |
hide v.
|
|
423 |
General |
boynuzla kaldırmak |
hike [dialect] [uk] v.
|
|
424 |
General |
birdenbire veya başka ani hareketlerle kaldırmak |
hike v.
|
|
425 |
General |
halatla yukarı kaldırmak |
hoise [dialect] v.
|
|
426 |
General |
halatla havaya kaldırmak |
hoise [dialect] v.
|
|
427 |
General |
içmek için ağzını kaldırmak |
hoist v.
|
|
428 |
General |
hışımla yukarı kaldırmak |
horse v.
|
|
429 |
General |
bağımsızlığını ortadan kaldırmak |
humble v.
|
|
430 |
General |
iradesini ortadan kaldırmak |
humble v.
|
|
431 |
General |
(selamlama amacıyla) şapkasını kaldırmak |
move v.
|
|
432 |
General |
yerine daha yüksek rütbeden biri oturacağı için (birini) oturduğu koltuktan kaldırmak |
bump v.
|
|
433 |
General |
kadeh kaldırmak |
bumper v.
|
|
434 |
General |
işlevini kaldırmak |
lobotomize v.
|
|
435 |
General |
işlevini kaldırmak |
lobotomise v.
|
|
436 |
General |
ortadan kaldırmak |
rid v.
|
|
437 |
General |
sihrini ortadan kaldırmak |
decharm v.
|
|
438 |
General |
ortadan kaldırmak |
delete v.
|
|
439 |
General |
bölgesel sınırlamaları kaldırmak |
delocalise [uk] v.
|
|
440 |
General |
engelleri kaldırmak |
deobstruct v.
|
|
441 |
General |
(bir yerden) engelleri kaldırmak |
deoppilate v.
|
|
442 |
General |
rafa kaldırmak |
depose [obsolete] v.
|
|
443 |
General |
ortadan kaldırmak |
deprive [obsolete] v.
|
|
444 |
General |
(yasayı, kararı, hükmü) kısmen yürürlükten kaldırmak |
derogate [obsolete] v.
|
|
445 |
General |
(binanın, evin) çatısını ortadan kaldırmak |
deroof v.
|
|
446 |
General |
cinsiyete ait tüm atıfları kaldırmak |
desex v.
|
|
447 |
General |
karanlığı ortadan kaldırmak |
detenebrate v.
|
|
448 |
General |
yayındaki görselleri kaldırmak |
grangerize v.
|
|
449 |
General |
yayındaki görselleri kaldırmak |
grangerise v.
|
|
450 |
General |
dudaklarını dişlerinin üzerinden kaldırmak |
grin v.
|
|
451 |
General |
ortadan kaldırmak |
heave [obsolete] v.
|
|
452 |
General |
yukarı kaldırmak |
heaves [obsolete] v.
|
|
453 |
General |
yükseğe kaldırmak |
heft v.
|
|
454 |
General |
ortadan kaldırmak |
hod [scotland] v.
|
|
455 |
General |
ortadan kaldırmak |
offtake [obsolete] v.
|
|
456 |
General |
engelleri kaldırmak |
open v.
|
|
457 |
General |
yürürlükten kaldırmak |
overturn v.
|
|
458 |
General |
ortadan kaldırmak |
impoverish v.
|
|
459 |
General |
kutsanmışlığını kaldırmak |
unsanctify v.
|
|
460 |
General |
(zorluk) ortadan kaldırmak |
conquer v.
|
|
461 |
General |
parçalayarak ortadan kaldırmak |
discuss [obsolete] v.
|
|
462 |
General |
koydan kaldırmak |
disembay v.
|
|
463 |
General |
körfezden kaldırmak |
disembay v.
|
|
464 |
General |
(şiirsel) verilen evlilik sözüne olan sorumluluğunu ortadan kaldırmak |
disespouse v.
|
|
465 |
General |
yürürlükten kaldırmak |
disestablish v.
|
|
466 |
General |
rafa kaldırmak |
dish [uk] v.
|
|
467 |
General |
boynuzlarını ortadan kaldırmak |
dishorn v.
|
|
468 |
General |
yanılgıları ortadan kaldırmak |
disillude v.
|
|
469 |
General |
kuruntuları ortadan kaldırmak |
disillude v.
|
|
470 |
General |
kısıtlamayı kaldırmak |
disimmure v.
|
|
471 |
General |
kısıtlamayı kaldırmak |
disimprison v.
|
|
472 |
General |
örtüsünü kaldırmak |
dismantle v.
|
|
473 |
General |
ortadan kaldırmak |
dispense (with) v.
|
|
474 |
General |
gerçekleri ortadan kaldırmak |
disrealize v.
|
|
475 |
General |
gerçekleri ortadan kaldırmak |
disrealise v.
|
|
476 |
General |
ortadan kaldırmak |
infringe [obsolete] v.
|
|
477 |
General |
uykudan kaldırmak |
disturb v.
|
|
478 |
General |
yataktan kaldırmak |
disturb v.
|
|
479 |
General |
rafa kaldırmak |
shelve (something) v.
|
|
480 |
General |
şapkanın siperliğini yukarı kaldırmak |
cock v.
|
|
481 |
General |
gizlice ortadan kaldırmak |
condiddle [dialect] [uk] v.
|
|
482 |
General |
(bir şeyi) kademeli olarak ortadan kaldırmak |
drain v.
|
|
483 |
General |
kadeh kaldırmak |
drink v.
|
|
484 |
General |
ön tekerlekleri havaya kaldırmak |
pop v.
|
|
485 |
General |
enkazı ortadan kaldırmak |
clean up v.
|
|
486 |
General |
ortadan kaldırmak |
cleanse v.
|
|
487 |
General |
(perdeyi) kaldırmak |
clew v.
|
|
488 |
General |
sararak kaldırmak |
clew v.
|
|
489 |
General |
kolunu bükerek ağırlık kaldırmak |
curl v.
|
|
490 |
General |
ortadan kaldırmak |
fay (up) [dialect] [uk] v.
|
|
491 |
General |
ortadan kaldırmak |
fay (out) [dialect] [uk] v.
|
|
492 |
General |
zorla kaldırmak |
peise [dialect] [uk] v.
|
|
493 |
General |
gevşetmek ve ortadan kaldırmak |
pitch v.
|
|
494 |
General |
kadehe karşı kadeh kaldırmak |
pledge [obsolete] v.
|
|
495 |
General |
banktan kaldırmak |
disbench v.
|
|
496 |
General |
örtüsünü kaldırmak |
discover v.
|
|
497 |
General |
ortadan kaldırmak |
finish v.
|
|
498 |
General |
(yabani otları) ateşe vererek ortadan kaldırmak |
flame v.
|
|
499 |
General |
havaya kaldırmak |
fly v.
|
|
500 |
General |
önünden kaldırmak |
forelift v.
|
|