|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
kaynak |
fund n.
|
|
For it is evident that funds are short in any budget, even if it is a relatively large one.
Çünkü nispeten büyük bir bütçe olsa bile her bütçede kaynak sıkıntısı çekileceği açıktır.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
kaynak |
resource n.
|
|
Oil is not the only resource in that country.
Bu ülkedeki tek kaynak petrol değildir.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
kaynak |
source n.
|
|
Our teams located the source of the problem.
Ekiplerimiz sorunun kaynağını tespit etti.
More Sentences
|
4 |
Common Usage |
kaynak |
spring n.
|
|
Fortunately, they found fresh spring water nearby.
Neyse ki yakınlarda tatlı kaynak suyu bulmuşlar.
More Sentences
|
General |
|
5 |
General |
kaynak |
spring n.
|
|
There's a spring in the center of the village.
Köyün merkezinde bir kaynak var.
More Sentences
|
6 |
General |
kaynak |
bottom n.
|
|
Sometimes it requires a bit of knowledge to get to the bottom of the problem.
Bazen sorunun kaynağına inmek için biraz bilgi sahibi olmak gerekir.
More Sentences
|
7 |
General |
kaynak |
root n.
|
|
True, that is the problem of the moment but, ladies and gentlemen, this is not the root of the problem.
Doğru, şu anki sorun bu ama bayanlar ve baylar, sorunun kaynağı bu değil.
More Sentences
|
8 |
General |
kaynak |
wellspring n.
|
|
The small village was the wellspring of the environmental movement.
Bu ufak köy, çevre hareketinin kaynağıydı.
More Sentences
|
9 |
General |
kaynak |
fountain n.
|
|
The man was a fountain of knowledge.
Adam, bir bilgi kaynağıydı.
More Sentences
|
10 |
General |
kaynak |
origin n.
|
|
The origin of this list cannot be traced to any legal procedure whatsoever, but comes from the CIA.
Bu listenin kaynağı herhangi bir yasal prosedüre dayandırılamaz ancak CIA'den gelmektedir.
More Sentences
|
11 |
General |
kaynak |
resource n.
|
|
As long as fish are considered to be a common European resource, there will be no sense of ownership or responsibility.
Balık Avrupa'nın ortak kaynağı olarak görüldüğü sürece, sahiplenme ya da sorumluluk duygusu olmayacaktır.
More Sentences
|
12 |
General |
kaynak |
mother n.
|
|
Want is the mother of industry.
İstek sanayinin kaynağıdır.
More Sentences
|
13 |
General |
kaynak |
source adj.
|
|
The water at the river source was ice-cold!
Nehir kaynağındaki su buz gibiydi!
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
14 |
Trade/Economic |
kaynak |
origin n.
|
|
The origin of the contamination is now known.
Kirliliğin kaynağı artık biliniyor.
More Sentences
|
Politics |
|
15 |
Politics |
kaynak |
resource n.
|
|
They are already having implications for resource availability.
Kaynakların kullanılabilirliği üzerinde şimdiden etkileri var.
More Sentences
|
Technical |
|
16 |
Technical |
kaynak |
resource n.
|
|
In particular, I would urge that close attention be paid to those areas where resource gaps have been identified.
Özellikle, kaynak eksikliklerinin tespit edildiği alanlara yakın ilgi gösterilmesi konusunda ısrar ediyorum.
More Sentences
|
17 |
Technical |
kaynak |
source n.
|
|
Did you know, kiwis are a great source of vitamin C?
Kivinin harika bir C vitamini kaynağı olduğunu biliyor muydunuz?
More Sentences
|
18 |
Technical |
kaynak |
supply n.
|
|
Of the world's haemophiliacs, 80% have no supplies.
Dünyadaki hemofili hastalarının %80'inin hiçbir kaynağı yoktur.
More Sentences
|
Telecom |
|
19 |
Telecom |
kaynak |
resource n.
|
|
Lignite is the main indigenous resource.
Başlıca yerli kaynak linyittir.
More Sentences
|
Automotive |
|
20 |
Automotive |
kaynak |
source n.
|
|
Julia cited many sources for her article.
Julia makalesi için birçok kaynaktan alıntı yaptı.
More Sentences
|
|
Food Engineering |
|
21 |
Food Engineering |
kaynak |
resource n.
|
|
It is this precious resource that I should like to turn to.
İşte bu değerli kaynağa başvurmak istiyorum.
More Sentences
|
Common Usage |
|
22 |
Common Usage |
kaynak |
weld n.
|
|
General |
|
23 |
General |
kaynak |
ham n.
|
|
24 |
General |
kaynak |
contact n.
|
|
25 |
General |
kaynak |
womb n.
|
|
26 |
General |
kaynak |
storehouse n.
|
|
27 |
General |
kaynak |
mine n.
|
|
28 |
General |
kaynak |
springhead n.
|
|
29 |
General |
kaynak |
source material n.
|
|
30 |
General |
kaynak |
birth n.
|
|
31 |
General |
kaynak |
wellhead n.
|
|
32 |
General |
kaynak |
paternity n.
|
|
33 |
General |
kaynak |
seed n.
|
|
34 |
General |
kaynak |
original n.
|
|
35 |
General |
kaynak |
headspring n.
|
|
36 |
General |
kaynak |
head n.
|
|
37 |
General |
kaynak |
genesis n.
|
|
38 |
General |
kaynak |
context n.
|
|
39 |
General |
kaynak |
inquiries n.
|
|
40 |
General |
kaynak |
fountainhead n.
|
|
|
41 |
General |
kaynak |
fount n.
|
|
42 |
General |
kaynak |
rise n.
|
|
43 |
General |
kaynak |
reserve n.
|
|
44 |
General |
kaynak |
chapter and verse n.
|
|
45 |
General |
kaynak |
font n.
|
|
46 |
General |
kaynak |
literature n.
|
|
47 |
General |
kaynak |
source of supply n.
|
|
48 |
General |
kaynak |
authorship n.
|
|
49 |
General |
kaynak |
growth n.
|
|
50 |
General |
kaynak |
principle n.
|
|
51 |
General |
kaynak |
roots n.
|
|
52 |
General |
kaynak |
basis n.
|
|
53 |
General |
kaynak |
seeds n.
|
|
54 |
General |
kaynak |
well n.
|
|
55 |
General |
kaynak |
spore n.
|
|
56 |
General |
kaynak |
provenance n.
|
|
57 |
General |
kaynak |
derivation n.
|
|
58 |
General |
kaynak |
provenience n.
|
|
59 |
General |
kaynak |
transferal n.
|
|
60 |
General |
kaynak |
reference n.
|
|
61 |
General |
kaynak |
root-stock n.
|
|
62 |
General |
kaynak |
well-spring n.
|
|
63 |
General |
kaynak |
headwaters n.
|
|
64 |
General |
kaynak |
grass roots n.
|
|
65 |
General |
kaynak |
transferral n.
|
|
66 |
General |
kaynak |
referment n.
|
|
67 |
General |
kaynak |
keld [dialect] n.
|
|
68 |
General |
kaynak |
help n.
|
|
69 |
General |
kaynak |
home n.
|
|
70 |
General |
kaynak |
hive n.
|
|
71 |
General |
kaynak |
offspring [obsolete] n.
|
|
72 |
General |
kaynak |
pabulum n.
|
|
73 |
General |
kaynak |
pedigree n.
|
|
74 |
General |
kaynak |
sire n.
|
|
75 |
General |
kaynak |
soak [australia] n.
|
|
76 |
General |
kaynak |
staple n.
|
|
77 |
General |
kaynak |
strength n.
|
|
78 |
General |
kaynak |
parent adj.
|
|
79 |
General |
kaynak |
head suf.
|
|
Idioms |
|
80 |
Idioms |
kaynak |
fountain head n.
|
|
|
Chat Usage |
|
81 |
Chat Usage |
kaynak |
sauce n.
|
|
Trade/Economic |
|
82 |
Trade/Economic |
kaynak |
equity n.
|
|
Technical |
|
83 |
Technical |
kaynak |
welding n.
|
|
84 |
Technical |
kaynak |
seam n.
|
|
85 |
Technical |
kaynak |
beginning n.
|
|
Computer |
|
86 |
Computer |
kaynak |
reference n.
|
|
87 |
Computer |
kaynak |
feed reader n.
|
|
88 |
Computer |
kaynak |
aggregator n.
|
|
89 |
Computer |
kaynak |
originator n.
|
|
90 |
Computer |
kaynak |
news aggregator n.
|
|
91 |
Computer |
kaynak |
from expr.
|
|
Construction |
|
92 |
Construction |
kaynak |
seaming n.
|
|
93 |
Construction |
kaynak |
seam n.
|
|
Automotive |
|
94 |
Automotive |
kaynak |
weld n.
|
|
Marine |
|
95 |
Marine |
kaynak |
breeder n.
|
|
Medical |
|
96 |
Medical |
kaynak |
origo n.
|
|
Geography |
|
97 |
Geography |
kaynak |
headwater n.
|
|
98 |
Geography |
kaynak |
fresh n.
|
|
|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
kaynak yapmak |
weld v.
|
|
Tom welded the two pipes together.
Tom iki boruyu birbirine kaynak yaptı.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
kaynak yönetimi |
resource management n.
|
|
You can read the real numbers of ships per Member State on page 49 of the resource management regulation, Sir.
Üye Devlet başına düşen gerçek gemi sayısını kaynak yönetimi yönetmeliğinin 49. sayfasında okuyabilirsiniz efendim.
More Sentences
|
3 |
General |
kaynak suyu |
spring water n.
|
|
This is pure spring water.
Bu saf kaynak suyudur.
More Sentences
|
4 |
General |
ulusal kaynak |
national source n.
|
|
This money is however coming entirely from national sources and has been declared as a national subsidy.
Ancak bu para tamamen ulusal kaynaklardan geliyor ve ulusal bir sübvansiyon olarak ilan edildi.
More Sentences
|
5 |
General |
güvenilir kaynak |
reliable source n.
|
|
We learned about that from reliable sources.
Bunu güvenilir kaynaklardan öğrendik.
More Sentences
|
6 |
General |
dış kaynak |
external source n.
|
|
This is the only way not to make European countries more dependent on external sources.
Avrupa ülkelerini dış kaynaklara daha bağımlı hale getirmemenin tek yolu budur.
More Sentences
|
7 |
General |
dış kaynak kullanımı |
outsourcing n.
|
|
Here we have an example of outsourcing that is not working.
Burada işe yaramayan bir dış kaynak kullanımı örneğiyle karşı karşıyayız.
More Sentences
|
8 |
General |
ana kaynak |
main source n.
|
|
The IMF’s ‘International Financial Statistics’ publication has been used as the main source.
IMF'nin 'Uluslararası Mali İstatistikler' yayını ana kaynak olarak kullanılmıştır.
More Sentences
|
9 |
General |
kaynak kodu |
source code n.
|
|
Remember, if the source code is open for developers then it is also open for interceptors.
Unutmayın, kaynak kodu geliştiricilere açıksa engelleyiciler için de açıktır.
More Sentences
|
10 |
General |
ek kaynak |
additional resource n.
|
|
My view here is that we need additional resources for this.
Benim görüşüm bunun için ek kaynaklara ihtiyacımız olduğu yönünde.
More Sentences
|
11 |
General |
(güç, kaynak) kapasite |
firepower n.
|
|
The company doesn't have enough firepower for another project for now.
Şirketin şu an başka bir projeye yetecek kapasitesi yok.
More Sentences
|
12 |
General |
kaynak yapmak |
jump the queue v.
|
|
Tom jumped the queue.
Tom araya kaynak yaptı.
More Sentences
|
13 |
General |
kaynak toplamak |
raise fund v.
|
|
He went abroad to raise fund for the project.
Projeye kaynak toplamak için yurt dışına gitti.
More Sentences
|
14 |
General |
kaynak olarak |
as a resource adv.
|
|
On the contrary, we view the new Member States as a resource.
Aksine yeni Üye Devletleri bir kaynak olarak görüyoruz.
More Sentences
|
Phrases |
|
15 |
Phrases |
daha fazla kaynak |
further resources expr.
|
|
There is a limit beyond which further resources must be provided if all our priorities are to be met.
Tüm önceliklerimizin karşılanması için daha fazla kaynak sağlanması gereken bir sınır vardır.
More Sentences
|
Colloquial |
|
16 |
Colloquial |
güvenilir bir kaynak |
a reliable source n.
|
|
After all, citizens will then know from their own experience what the notes, obtained from a reliable source, look like.
Sonuçta, vatandaşlar güvenilir bir kaynaktan elde edilen notların neye benzediğini kendi deneyimlerinden bileceklerdir.
More Sentences
|
17 |
Colloquial |
(kuyruk/sıra) kaynak yapma |
cutting in line n.
|
|
Don't cut in line.
Kuyruğa kaynak yapma.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
18 |
Trade/Economic |
ana kaynak |
main source n.
|
|
For many of them it is the main source of exports and of industrial employment.
Pek çok ülke için bu, ihracatın ve endüstriyel istihdamın ana kaynağıdır.
More Sentences
|
19 |
Trade/Economic |
ana kaynak |
major source n.
|
|
In fact, our inability to embrace diversity becomes a major source of conflict among peoples.
Aslında çeşitliliği kucaklamaktaki yetersizliğimiz, halklar arasındaki çatışmanın ana kaynağı haline gelmektedir.
More Sentences
|
20 |
Trade/Economic |
doğal kaynak |
natural resource n.
|
|
It is true that it is an economic activity that involves a natural resource which must be protected.
Bunun, korunması gereken bir doğal kaynağı içeren ekonomik bir faaliyet olduğu doğrudur.
More Sentences
|
21 |
Trade/Economic |
doğal kaynak |
natural resource n.
|
|
In the past three decades alone, one third of the planet's natural resource base has been consumed - gone.
Sadece son otuz yılda, gezegendeki doğal kaynak tabanının üçte biri tüketildi; yani yok oldu.
More Sentences
|
22 |
Trade/Economic |
kaynak ülke |
source country n.
|
|
What does country of origin mean, or perhaps even source country?
Menşe ülke ne anlama geliyor, hatta belki de kaynak ülke?
More Sentences
|
23 |
Trade/Economic |
kaynak yetersizliği |
lack of resources n.
|
|
The second major horizontal issue is a lack of resources.
İkinci büyük yatay sorun ise kaynak yetersizliğidir.
More Sentences
|
24 |
Trade/Economic |
kaynak donatımı |
resource endowment n.
|
|
Given Turkey’s resource endowment, this sector has a considerable potential.
Türkiye’nin kaynak donanımı düşünülürse, bu sektörün önemli bir potansiyeli vardır.
More Sentences
|
25 |
Trade/Economic |
kaynak israfı |
waste of resources n.
|
|
This has been an environmental disaster as well as a deplorable waste of resources.
Bu bir çevre felaketinin yanı sıra içler acısı bir kaynak israfı olmuştur.
More Sentences
|
26 |
Trade/Economic |
kaynak aktarımı |
transfer of funds n.
|
|
And degressivity means a transfer of funds from Mediterranean agriculture to continental agriculture.
Ve dejenerasyon, Akdeniz tarımından kıta tarımına kaynak aktarımı anlamına gelmektedir.
More Sentences
|
27 |
Trade/Economic |
kaynak yönetimi |
resource management n.
|
|
You can read the real numbers of ships per Member State on page 49 of the resource management regulation, Sir.
Üye Devlet başına düşen gerçek gemi sayılarını kaynak yönetimi yönetmeliğinin 49. sayfasında okuyabilirsiniz efendim.
More Sentences
|
General |
|
28 |
General |
kaynak olarak gösterme |
citation n.
|
|
29 |
General |
yararlanılan kaynak |
source n.
|
|
30 |
General |
kaynak kullanma (bir yazıyı hazırlarken) |
reference n.
|
|
31 |
General |
öz kaynak |
equity n.
|
|
32 |
General |
kaynak kullanma (yazı vb) |
referencing n.
|
|
33 |
General |
kaynak (haber) |
quarter n.
|
|
34 |
General |
kaynak suyu |
mineral water n.
|
|
35 |
General |
kaynak ayrımı |
resource allocation n.
|
|
36 |
General |
kaynak metin |
source text n.
|
|
37 |
General |
parasal kaynak |
monetary resource n.
|
|
38 |
General |
dış kaynak kullanma |
outsourcing n.
|
|
39 |
General |
topluma ait kaynak |
common property resource n.
|
|
40 |
General |
sözlü kaynak |
oral source n.
|
|
41 |
General |
zengin kaynak |
treasure house n.
|
|
42 |
General |
kaynak dizini |
bibliography n.
|
|
43 |
General |
biyolojik çeşitlilik ve doğal kaynak yönetimi |
biological diversity and natural resources management n.
|
|
44 |
General |
bilgiyi kaynak hosttan alıp hacker'ın hostuna yönlendirme |
routing redirect n.
|
|
45 |
General |
kaynak havzası |
catchment basin n.
|
|
46 |
General |
kaynak (fesat/kötülük/huzursuzluk) |
hotbed n.
|
|
47 |
General |
kaynak zaman fonksiyonu |
source time function n.
|
|
48 |
General |
yararlanılan kaynak |
reference n.
|
|
49 |
General |
kaynak dizge |
source system n.
|
|
50 |
General |
zengin kaynak |
repository n.
|
|
51 |
General |
kaynak madde |
source material n.
|
|
52 |
General |
kaynak kaya |
source rock n.
|
|
53 |
General |
doğal kaynak suyu |
natural spring water n.
|
|
54 |
General |
argon kaynak |
argon welding n.
|
|
55 |
General |
kaynak kültür |
source culture n.
|
|
56 |
General |
asıl kaynak |
fountainhead n.
|
|
57 |
General |
kaynak (kitap vb) |
source n.
|
|
58 |
General |
kaynak havzası |
catchment area n.
|
|
59 |
General |
hareketsiz kaynak |
stationary source n.
|
|
60 |
General |
zengin kaynak |
repertory n.
|
|
61 |
General |
imalat kaynak planlaması |
manufacturing resource planning n.
|
|
62 |
General |
kaynak gereksinimleri |
resource requirements n.
|
|
63 |
General |
dolgu kaynak |
fillet weld n.
|
|
64 |
General |
bindirme kaynak |
fillet weld n.
|
|
65 |
General |
kaynak-odaklı kuram |
source-oriented theory n.
|
|
66 |
General |
kaynak-menzil araştırması |
origin-destination survey n.
|
|
67 |
General |
kaynak-dizge normları |
source system norms n.
|
|
68 |
General |
ırmağın kaynak kısmı |
headwaters n.
|
|
69 |
General |
kaynak yönü |
upstream n.
|
|
70 |
General |
adı geçen kaynak |
mentioned source n.
|
|
71 |
General |
yardımcı kaynak |
supplementary resource n.
|
|
72 |
General |
yardımcı kaynak |
supplementary reference n.
|
|
73 |
General |
kaynak yetersizliği |
resource shortage n.
|
|
74 |
General |
yerli kaynak |
domestic resource n.
|
|
75 |
General |
kaynak kitap |
reference book n.
|
|
76 |
General |
ana kaynak |
primary source n.
|
|
77 |
General |
kaynak dil |
source language n.
|
|
78 |
General |
termal kaynak |
thermal spring n.
|
|
79 |
General |
ana/temel kaynak |
primary resource n.
|
|
80 |
General |
birincil/ana kaynak |
primary source n.
|
|
81 |
General |
sağlam kaynak |
strong source n.
|
|
82 |
General |
kaynak (erişimi/kullanımı) rekabeti |
resource competition n.
|
|
83 |
General |
kaynak dozeri |
paywelder n.
|
|
84 |
General |
kaynak kitap |
source book n.
|
|
85 |
General |
gerekli kaynak(lar) |
wherewithal n.
|
|
86 |
General |
içme suyu sağlayan kaynak |
spring supplying drinking water n.
|
|
87 |
General |
sıcak kaynak suyu |
onsen (japanese) n.
|
|
88 |
General |
kaynak kelime |
source word n.
|
|
89 |
General |
asli kaynak |
primary source n.
|
|
90 |
General |
kısıtlı kaynak |
limited source n.
|
|
91 |
General |
sınırlı kaynak |
limited source n.
|
|
92 |
General |
kaynak dağıtıcı |
resource allocator n.
|
|
93 |
General |
kaynak ayırıcı |
resource allocator n.
|
|
94 |
General |
kaynak değer |
resource value n.
|
|
95 |
General |
yegane kaynak |
sole source n.
|
|
96 |
General |
tek kaynak |
sole source n.
|
|
97 |
General |
kaynak yalıtımı |
resource isolation n.
|
|
98 |
General |
kaynak sağlayıcı |
source provider n.
|
|
99 |
General |
yerel kaynak |
local source n.
|
|
100 |
General |
açık kaynak kitaplıkları |
open source libraries n.
|
|
101 |
General |
harika kaynak |
wonderful resource n.
|
|
102 |
General |
yazılı kaynak |
written source n.
|
|
103 |
General |
yazılı kaynak |
written source n.
|
|
104 |
General |
kaynak dumanı |
welding fume n.
|
|
105 |
General |
mali kaynak |
purse n.
|
|
106 |
General |
kaynak kontrolü |
source control n.
|
|
107 |
General |
açık kaynak topluluğu |
open source community n.
|
|
108 |
General |
kaynak ustası |
welder n.
|
|
109 |
General |
gizli bilgileri veren isimsiz kaynak |
deep throat n.
|
|
110 |
General |
kaynak kitap |
bible n.
|
|
111 |
General |
üst düzey kaynak |
high level source n.
|
|
112 |
General |
bir grup kaynak veya stratejiden takip edilecek veya seçilecek bir tanesi |
arrow in the quiver n.
|
|
113 |
General |
kaynak kitap |
reference work n.
|
|
114 |
General |
kaynak gösterilebilirlik |
referentiality n.
|
|
115 |
General |
kaynak gösteren kimse |
referrer n.
|
|
116 |
General |
(gelecek nesilleri düşünerek yapılan) kaynak yönetimi |
resource stewardship n.
|
|
117 |
General |
kaynak güvenilirliği |
reliability of source n.
|
|
118 |
General |
doğal kaynak |
natural spring n.
|
|
119 |
General |
aydınlatıcı bilgi veren kaynak |
torch n.
|
|
120 |
General |
kaynak makinesi kullanan kasa hırsızı |
torchman n.
|
|
121 |
General |
bereketli kaynak |
treasure-trove n.
|
|
122 |
General |
birçok değerli şeyi içeren yer/kaynak |
treasury n.
|
|
123 |
General |
doğruluğu kabul edilmiş kaynak |
authority n.
|
|
124 |
General |
zengin kaynak |
argosy n.
|
|
125 |
General |
kaynak tarama ve rapor yazma |
literature review and report writing n.
|
|
126 |
General |
kaynak kitap |
authority n.
|
|
127 |
General |
gelecekte kullanılmak için saklanan kaynak |
bank n.
|
|
128 |
General |
alıntı yapılmış kaynak |
cited reference n.
|
|
129 |
General |
lojistik planlamanın ihtiyaç tespiti, dağıtım, kaynak bulma ve belgeleme adımlarından oluşan alt kümesi |
materiel planning n.
|
|
130 |
General |
sıraya kaynak yapan kimse |
queue-jumper n.
|
|
131 |
General |
sıraya kaynak yapma |
queue-jumping n.
|
|
132 |
General |
bir kimsenin veya bir şeyin ortaya çıktığı kaynak |
whence n.
|
|
133 |
General |
sınırsız kaynak |
mint n.
|
|
134 |
General |
hatalı kaynak gösterme |
miscitation n.
|
|
135 |
General |
hatalı kaynak kullanma |
misreference n.
|
|
136 |
General |
bazı kaynak sularının yüzeyinde veya çevresinde bulunan yumurta akına benzer yapışkan bir madde |
glairin n.
|
|
137 |
General |
zengin kaynak |
lode n.
|
|
138 |
General |
kaynak güvenilirliği |
source credibility n.
|
|
139 |
General |
zengin kaynak |
goldmine n.
|
|
140 |
General |
sağlam kaynak |
good authority n.
|
|
141 |
General |
güvenilir kaynak |
good authority n.
|
|
142 |
General |
kaynak bölge |
cradleland n.
|
|
143 |
General |
(kaynak) az bulunma |
famine n.
|
|
144 |
General |
zihin veya karakter gelişimi için gerekli kaynak |
pabulum n.
|
|
145 |
General |
entelektüel kaynak |
pabulum n.
|
|
146 |
General |
kaynak dolgu metali çökeltisi |
pad n.
|
|
147 |
General |
kaynak dolgu metali birikintisi |
pad n.
|
|
148 |
General |
iç kaynak |
inner resource n.
|
|
149 |
General |
iç kaynak |
inside n.
|
|
150 |
General |
doğal kaynak etüdü |
inventory n.
|
|
151 |
General |
kişisel kaynak |
peculium n.
|
|
152 |
General |
özel kaynak |
peculium n.
|
|
153 |
General |
ortak kaynak |
pot n.
|
|
154 |
General |
ortak kaynak |
pot n.
|
|
155 |
General |
kaynak veya kökenden türeyen şey |
daughter n.
|
|
156 |
General |
esas kaynak |
first cause n.
|
|
157 |
General |
kültürel kaynak |
forefather n.
|
|
158 |
General |
kaynak metin |
precedent n.
|
|
159 |
General |
ikincil kaynak |
secondary source n.
|
|
160 |
General |
küçük kaynak |
seep n.
|
|
161 |
General |
kaynak nokta |
seminary n.
|
|
162 |
General |
kaynak noktası |
shut n.
|
|
163 |
General |
erek dilin kaynak dil üzerindeki politik, ideolojik ve ekonomik etkisini hiçe sayıp, tamamen kaynak dil odaklı yapılan çeviri |
translatese n.
|
|
164 |
General |
temel kaynak |
fountain heead n.
|
|
165 |
General |
kaynak kişi |
fountainhead n.
|
|
166 |
General |
kaynak materyal |
source material n.
|
|
167 |
General |
doğal kaynak suyu olarak satılan arıtılmış musluk suyu |
springwater n.
|
|
168 |
General |
doğal kaynak suyu |
springwater n.
|
|
169 |
General |
güvenilir kaynak |
standby n.
|
|
170 |
General |
favori kaynak |
standby n.
|
|
171 |
General |
(üniversitede) kaynak yönetiminden sorumlu kimse |
steward n.
|
|
172 |
General |
zengin kaynak |
stockpot n.
|
|
173 |
General |
bereketli kaynak |
stockpot n.
|
|
174 |
General |
suları sülfür bileşiği içeren kaynak |
sulfur spring n.
|
|
175 |
General |
kaynak koda dönüştürmek |
decompile v.
|
|
176 |
General |
kaynak göstermeden bir kitabın belirli bir kısmını kullanmak |
plagiarize v.
|
|
177 |
General |
kullanmak (kaynak vb) |
utilize v.
|
|
178 |
General |
kaynak yaparak birleştirmek |
weld v.
|
|
179 |
General |
kaynak yapmak |
sweat out v.
|
|
180 |
General |
kaynak teşkil etmek |
form a basis for v.
|
|
181 |
General |
kaynak teşkil etmek |
form the basis for v.
|
|
182 |
General |
kaynak teşkil etmek |
constitute a source v.
|
|
183 |
General |
kaynak yaratmak |
create resources v.
|
|
184 |
General |
kaynak ayırmak |
allocate resource v.
|
|
185 |
General |
kaynak sağlamak |
obtain fund v.
|
|
186 |
General |
kaynak sağlamak |
get fund v.
|
|
187 |
General |
kaynak sağlamak |
receive fund v.
|
|
188 |
General |
kaynak almak |
use as a reference v.
|
|
189 |
General |
kaynak almak |
use as a source v.
|
|
190 |
General |
kaynak olarak kullanmak |
use as a reference v.
|
|
191 |
General |
kaynak olarak kullanmak |
use as a source v.
|
|
192 |
General |
kaynak göstermek |
give reference v.
|
|
193 |
General |
kaynak göstermek |
provide reference v.
|
|
194 |
General |
parasal kaynak sağlamak |
bankroll v.
|
|
195 |
General |
kaynak belirtmek |
indicate the sources v.
|
|
196 |
General |
kaynak olmak |
be a resource v.
|
|
197 |
General |
(kuyruğa) kaynak yapmak |
cut in line v.
|
|
198 |
General |
(kuyruğa) kaynak yapmak |
cut in front of v.
|
|
199 |
General |
kaynak sağlamayı durdurmak |
defund v.
|
|
200 |
General |
kaynak göstermeden bir kitabın belirli bir kısmını kullanmak |
plagiarise v.
|
|
201 |
General |
kullanmak (kaynak vb) |
utilise v.
|
|
202 |
General |
kaynak göstermek |
give full credit v.
|
|
203 |
General |
kaynak sağlamak |
resource v.
|
|
204 |
General |
kaynak sağlamak |
provide fund v.
|
|
205 |
General |
kaynak yaratmak |
create resource v.
|
|
206 |
General |
kaynak oluşturmak |
create resource v.
|
|
207 |
General |
kaynak yaratmak |
creat fund v.
|
|
208 |
General |
kaynak oluşturmak |
creat fund v.
|
|
209 |
General |
bir programlama dilinden diğerine çevirerek kaynak kodu derlemek |
transpile v.
|
|
210 |
General |
bir programlama dilinden diğerine çevirerek kaynak kodu derlemek |
transcompile v.
|
|
211 |
General |
kaynak göstermek |
reference v.
|
|
212 |
General |
kaynak belirtmek |
reference v.
|
|
213 |
General |
yetersiz kaynak sağlama |
underfunding v.
|
|
214 |
General |
ağır (kaynak, personel) eksiklik çekmek |
haemorrhage v.
|
|
215 |
General |
sıraya kaynak yapmak |
queue-jump v.
|
|
216 |
General |
kaynak yapmak |
would v.
|
|
217 |
General |
(akademik çalışma, yayın) yanlış şekilde kaynak göstermek |
misreference v.
|
|
218 |
General |
başka ülkeye (üretim, hizmet) dış kaynak sağlamak |
offshore v.
|
|
219 |
General |
sözde uzmanları kaynak göstererek argüman savunmak |
weasel-word v.
|
|
220 |
General |
(plana) kaynak yapmak |
slot v.
|
|
221 |
General |
punta kaynak yapmak |
spotweld v.
|
|
222 |
General |
nokta kaynak yapmak |
spotweld v.
|
|
223 |
General |
dairesel kaynak yapmak |
spotweld v.
|
|
224 |
General |
(bir şey için) kaynak yaratmak |
squeeze in v.
|
|
225 |
General |
kaynak arttırıcı |
resource-incentive adj.
|
|
226 |
General |
kaynak odaklı |
source-based adj.
|
|
227 |
General |
kaynak yönünden zengin |
resource-rich adj.
|
|
228 |
General |
kaynak yönünden fakir |
resource-poor adj.
|
|
229 |
General |
kaynak yönünden zayıf |
resource-poor adj.
|
|
230 |
General |
kaynak gösterilebilir |
referable adj.
|
|
231 |
General |
kaynak gösterilen |
referenced adj.
|
|
232 |
General |
kaynak belirtilen |
referenced adj.
|
|
233 |
General |
kaynak gösterilebilir |
referrible [rare] adj.
|
|
234 |
General |
kaynak yapılmamış |
unwelded adj.
|
|
235 |
General |
kaynak yaparak birleştirilmemiş |
unwelded adj.
|
|
236 |
General |
maksimum kaynak kullanılarak acil durum koşullarını en kısa sürede yerine getiren |
crash adj.
|
|
237 |
General |
kaynak tedariki olan |
forehanded adj.
|
|
238 |
General |
kaynak su açısından zengin |
scatebrous adj.
|
|
239 |
General |
kaynak suları bol olan (yer) |
springy adj.
|
|
240 |
General |
(emtialar için) kaynak teşkil eden |
staple [obsolete] adj.
|
|
241 |
General |
(emtialar için) kaynak sunan |
staple [obsolete] adj.
|
|
242 |
General |
alıntı/kaynak amaçlı |
for reference purposes adv.
|
|
243 |
General |
kaynak yönünden zengin biçimde |
resourcefully adv.
|
|
244 |
General |
kaynak göstererek |
referentially adv.
|
|
245 |
General |
hangi kaynak |
where pron.
|
|
246 |
General |
kaynak gelistirme |
fundraising n.
|
|
Phrasals |
|
247 |
Phrasals |
kaynak taraması yapmak |
run down v.
|
|
248 |
Phrasals |
kaynak taramak |
run down v.
|
|
249 |
Phrasals |
kaynak taramak |
run down v.
|
|
250 |
Phrasals |
kaynak taraması yapmak |
run down v.
|
|
251 |
Phrasals |
(bilgi, kaynak, iletişim) (üst düzey çalışanlara) yavaş ulaşmak |
filter up v.
|
|
252 |
Phrasals |
(bir işe) bol miktarda kaynak aktarmak |
throw at v.
|
|
253 |
Phrasals |
(bir şeye) bir kaynak akıtmak |
toss at (something) v.
|
|
254 |
Phrasals |
bir durumla/meseleyle başa çıkabilmek için oraya bir kaynak yığmak |
toss at (something) v.
|
|
255 |
Phrasals |
(bir şeye) kaynak, para, zaman ayırmak/vermek/akıtmak |
channel (something) in (something) v.
|
|
256 |
Phrasals |
(bir şeye) kaynak, para, zaman ayırmak/vermek/akıtmak |
channel (something) into (something) v.
|
|
257 |
Phrasals |
sıraya kaynak yapmak |
cut into v.
|
|
258 |
Phrasals |
sıraya kaynak yapmak |
cut to v.
|
|
259 |
Phrasals |
bilgi, kaynak, iletişim süzüle süzüle alt tabakaya ulaşmak |
filter down v.
|
|
260 |
Phrasals |
bilgi, kaynak, iletişim azalarak daha alt kademedeki birine, gruba, kuruma ulaşmak |
filter down v.
|
|
261 |
Phrasals |
(bir çeşit maden/doğal kaynak) aramak |
prospect for (something) v.
|
|
262 |
Phrasals |
(bir çeşit maden/doğal kaynak) için araştırma yapmak |
prospect for (something) v.
|
|
263 |
Phrasals |
(bir çeşit maden/doğal kaynak) için bir bölgeyi araştırmak |
prospect for (something) v.
|
|
264 |
Phrasals |
kaynak/gelir olsun diye satmak |
sell away v.
|
|
265 |
Phrasals |
(birine/kendine) finansal destek/kaynak sağlamak |
set (someone or oneself) up for (something) v.
|
|
266 |
Phrasals |
(birine) sermaye/kaynak sağlamak |
set (someone) up v.
|
|
267 |
Phrasals |
(bir şeyden/bir yerden) zamanla erimek (para, kaynak) |
trickle out (of something or some place) v.
|
|
268 |
Phrasals |
(bir şeyden/bir yerden) zamanla akıp gitmek (para, kaynak) |
trickle out (of something or some place) v.
|
|
269 |
Phrasals |
(bir şeyden/bir yerden) yavaş yavaş tükenmek (para, kaynak) |
trickle out (of something or some place) v.
|
|
270 |
Phrasals |
sıraya kaynak yapmak |
push in v.
|
|
Phrases |
|
271 |
Phrases |
daha fazla okunacak kaynak |
(for) further reading expr.
|
|
272 |
Phrases |
sadece kaynak göstermek amacıyla |
for reference purpose only expr.
|
|
273 |
Phrases |
sadece kaynak göstermek için |
for reference purpose only expr.
|
|
Colloquial |
|
274 |
Colloquial |
(sırada/kuyrukta) kaynak yapan kişi |
butter n.
|
|
275 |
Colloquial |
sağlam bir kaynak |
a reliable source n.
|
|
276 |
Colloquial |
(kuyruk/sıra) kaynak yapma |
butting n.
|
|
277 |
Colloquial |
(kuyruk/sıra) kaynak yapma |
budging n.
|
|
278 |
Colloquial |
(kuyruk/sıra) kaynak yapma |
line/queue jumping n.
|
|
279 |
Colloquial |
(kuyruk/sıra) kaynak yapma |
skipping n.
|
|
280 |
Colloquial |
(kuyruk/sıra) kaynak yapma |
shorting n.
|
|
281 |
Colloquial |
(kuyruk/sıra) kaynak yapma |
pushing in n.
|
|
282 |
Colloquial |
(kuyruk/sıra) kaynak yapma |
ditching n.
|
|
283 |
Colloquial |
(kuyruk/sıra) kaynak yapma |
barging n.
|
|
284 |
Colloquial |
(kuyruk/sıra) kaynak yapma |
breaking n.
|
|
285 |
Colloquial |
büyük miktarda para ya da değerli kaynak |
crock of gold n.
|
|
286 |
Colloquial |
titizlikle korunan kurumsal kaynak |
rice bowl n.
|
|
287 |
Colloquial |
(parasal) kaynak oluşturmak |
spring v.
|
|
288 |
Colloquial |
çok az bir enerji/kaynak ile hareket eden |
running on fumes adj.
|
|
289 |
Colloquial |
(belirli bir kaynak) '-tan beri |
off prep.
|
|
290 |
Colloquial |
(belirli bir kaynak) '-tan |
off prep.
|
|
Idioms |
|
291 |
Idioms |
asıl/kaynak metnin özellikleri |
original character n.
|
|
292 |
Idioms |
sınırsız kaynak |
widow's cruse n.
|
|
293 |
Idioms |
tükenmez kaynak |
widow's cruse n.
|
|
294 |
Idioms |
bitmez tükenmez kaynak |
widow's cruse n.
|
|
295 |
Idioms |
sınırsız kaynak |
a widow's cruse n.
|
|
296 |
Idioms |
tükenmez kaynak |
a widow's cruse n.
|
|
297 |
Idioms |
bitmez tükenmez kaynak |
a widow's cruse n.
|
|
298 |
Idioms |
bitmeyen kaynak |
widow's cruse n.
|
|
299 |
Idioms |
az gibi görünen ama tükenmeyen kaynak |
widow's cruse n.
|
|
300 |
Idioms |
bitmeyen kaynak |
a widow's cruse n.
|
|
301 |
Idioms |
az gibi görünen ama tükenmeyen kaynak |
a widow's cruse n.
|
|
302 |
Idioms |
kötü günde kullanılacak kaynak |
safety net n.
|
|
303 |
Idioms |
bereketli kaynak |
a widow's cruse n.
|
|
304 |
Idioms |
bir grup kaynak veya stratejiden takip edilecek veya seçilecek bir tanesi |
an arrow in the quiver n.
|
|
305 |
Idioms |
bir grup kaynak veya stratejiden takip edilecek veya seçilecek bir tanesi |
an arrow in the quiver n.
|
|
306 |
Idioms |
iyileştirici bir kaynak |
balm in gilead n.
|
|
307 |
Idioms |
rahatlatıcı bir kaynak |
balm in gilead n.
|
|
308 |
Idioms |
yenileyici bir kaynak |
balm in gilead n.
|
|
309 |
Idioms |
kısıtlı kaynak |
the smell of an oily rag n.
|
|
310 |
Idioms |
çok az bir kaynak |
the smell of an oily rag n.
|
|
311 |
Idioms |
minimum kaynak |
the smell of an oily rag n.
|
|
312 |
Idioms |
yetersiz kaynak |
the smell of an oily rag n.
|
|
313 |
Idioms |
idareli kullanılması gereken kaynak |
the smell of an oily rag n.
|
|
314 |
Idioms |
(bir şey) için ihtiyaç duyulan finansal kaynak |
the wherewithal for (something) n.
|
|
315 |
Idioms |
(bir şey yapmak) için ihtiyaç duyulan finansal kaynak |
the wherewithal to (do something) n.
|
|
316 |
Idioms |
kaynak göstererek desteklemek |
give chapter and verse v.
|
|
317 |
Idioms |
kaynak vermek |
give chapter and verse v.
|
|
318 |
Idioms |
kaynak göstermek |
give chapter and verse v.
|
|
319 |
Idioms |
kaynak göstererek desteklemek |
cite chapter and verse v.
|
|
320 |
Idioms |
kaynak vermek |
cite chapter and verse v.
|
|
321 |
Idioms |
kaynak göstermek |
cite chapter and verse v.
|
|
322 |
Idioms |
çok az bir enerji/kaynak ile hareket etmek |
be running on fumes v.
|
|
323 |
Idioms |
kaynak vermek/göstermek |
quote chapter and verse v.
|
|
324 |
Idioms |
kuyruğa kaynak yapmak |
jump the queue v.
|
|
325 |
Idioms |
kaynak vermek/göstermek |
give chapter and verse v.
|
|
326 |
Idioms |
(kuyruk/sıra) kaynak yapmak |
queue jumping v.
|
|
327 |
Idioms |
sonsuz/sınırsız kaynak sağlamak |
feed the dragon v.
|
|
328 |
Idioms |
bir işi gereğinden fazla güç/kaynak kullanarak yapmak |
employ a steam engine to crack a nut v.
|
|
329 |
Idioms |
bir iş için gereksiz güç/kaynak kullanmak |
employ a steam engine to crack a nut v.
|
|
330 |
Idioms |
bol para/kaynak sarf etmek |
dig deep v.
|
|
331 |
Idioms |
bol para/kaynak harcamak |
dig deep v.
|
|
332 |
Idioms |
kaynak bulmak için çaba harcamak |
dig deep v.
|
|
333 |
Idioms |
beceri, kaynak olmak |
have many strings to (one's) bow v.
|
|
334 |
Idioms |
bilgisayar programcılığında, otomatik olarak çalıştırılabilir programlar oluşturabilmek için make adında bir otomasyon aracını bir programın kaynak dosyası üzerinde çalıştırmak |
run a make on (someone or something) v.
|
|
335 |
Idioms |
silinip süpürülmek (yiyecek, kaynak) |
be running on empty v.
|
|
336 |
Idioms |
kaynak vermek/göstermek |
cite/give chapter and verse v.
|
|
337 |
Idioms |
kaynak göstererek desteklemek |
cite/give chapter and verse v.
|
|
Speaking |
|
338 |
Speaking |
kaynak israf etmeyelim |
let's not waste resources expr.
|
|
Trade/Economic |
|
339 |
Trade/Economic |
açık kaynak istihbaratı |
open source intelligence (osint) n.
|
|
340 |
Trade/Economic |
açık kaynak |
open source n.
|
|
341 |
Trade/Economic |
ana kaynak |
primary source n.
|
|
342 |
Trade/Economic |
arzı tükenmeyen kaynak |
renewable resource n.
|
|
343 |
Trade/Economic |
atanabilir kaynak |
allocable source n.
|
|
344 |
Trade/Economic |
beşeri kaynak tahmini |
human resource forecast n.
|
|
345 |
Trade/Economic |
bütünleşik kaynak yönetimi |
integrated resource management n.
|
|
346 |
Trade/Economic |
borç kaynak |
loan capital n.
|
|
347 |
Trade/Economic |
bir ülkenin aynı kaynak miktarını kullanarak bir maldan diğer ülkeye göre daha fazla miktarda üretim yapabilmesi |
absolute frequency n.
|
|
348 |
Trade/Economic |
bir işin yürümesi için kaynak, insan gücü ve materyal sağlama |
resourcing n.
|
|
349 |
Trade/Economic |
coğrafi kaynak işareti |
appellation of origin n.
|
|
350 |
Trade/Economic |
dış kaynak kullanan firma/şirket |
outsourcer n.
|
|
351 |
Trade/Economic |
dış kaynak kullanımı |
outsource n.
|
|
352 |
Trade/Economic |
dışarıdan kaynak temini |
outsourcing n.
|
|
353 |
Trade/Economic |
dış kaynak kullanımı |
outsourcing n.
|
|
354 |
Trade/Economic |
doğal kaynak kullanma vergisi |
resource rent tax n.
|
|
355 |
Trade/Economic |
doğal kaynak yoğun mal |
land-intensive commodity n.
|
|
356 |
Trade/Economic |
doğada arzı sınırlı olan herhangi bir kaynak |
exhaustible resource n.
|
|
357 |
Trade/Economic |
en etkin kaynak dağılımı |
optimum resource allocation n.
|
|
358 |
Trade/Economic |
ekonomik kaynak |
economic resource n.
|
|
359 |
Trade/Economic |
eleman temini seçme ve yerleştirme süreçlerinde dış kaynak kullanımı |
recruitment process outsourcing n.
|
|
360 |
Trade/Economic |
etkin kaynak dağılımı |
efficient distribution of resources n.
|
|
361 |
Trade/Economic |
finansman kaynak |
source of finance n.
|
|
362 |
Trade/Economic |
etkin kaynak kullanımı |
efficient use of resources n.
|
|
363 |
Trade/Economic |
fonların kaynak ve kullanımları tablosu |
funds statement n.
|
|
364 |
Trade/Economic |
fon kaynak kullanımı tablosu |
flow of funds statement n.
|
|
365 |
Trade/Economic |
finansal kaynak |
resource n.
|
|
366 |
Trade/Economic |
faaliyet karından sağlanan kaynak |
funds provided from operations n.
|
|
367 |
Trade/Economic |
etkin kaynak tahsisi |
efficient allocation of resources n.
|
|
368 |
Trade/Economic |
fon kaynak kullanımı tablosu |
sources and uses statement n.
|
|
369 |
Trade/Economic |
faaliyet zararından dolayı kaynak kullanımı |
funds flow relating to operating activities n.
|
|
370 |
Trade/Economic |
fon kaynak kullanımı tablosu |
source and disposition statement n.
|
|
371 |
Trade/Economic |
hane-halkı kaynak paylaşımı/dağılımı |
intra-household resource allocation n.
|
|
372 |
Trade/Economic |
hazır kaynak |
stock in trade n.
|
|
373 |
Trade/Economic |
iktisadi kaynak |
economic resource n.
|
|
374 |
Trade/Economic |
ikinci el kaynak |
second hand source n.
|
|
375 |
Trade/Economic |
içsel kaynak |
internal source n.
|
|
376 |
Trade/Economic |
imalatın kaynak planlaması |
manufacturing resource planning n.
|
|
377 |
Trade/Economic |
işletme kaynak planlaması |
enterprise resource planning n.
|
|
378 |
Trade/Economic |
işe alım süreçlerinde dış kaynak kullanımı |
recruitment process outsourcing n.
|
|
379 |
Trade/Economic |
iş süreçlerinde dış kaynak kullanımı |
business process outsourcing n.
|
|
380 |
Trade/Economic |
iç kaynak paketi |
domestic funding package n.
|
|
381 |
Trade/Economic |
kaynak temini |
borrowing n.
|
|
382 |
Trade/Economic |
kaynak ayırma görünümü |
resource allocation view n.
|
|
383 |
Trade/Economic |
kaynak seferberliği |
resource mobilisation n.
|
|
384 |
Trade/Economic |
kaynak dağılımı |
resource allocation n.
|
|
385 |
Trade/Economic |
kısa vadeli yabancı kaynak ödemeleri |
cash outflows due to short term liability payments n.
|
|
386 |
Trade/Economic |
kaynak kullanımları |
use of funds n.
|
|
387 |
Trade/Economic |
kaynak ilkesi |
source principle n.
|
|
388 |
Trade/Economic |
kaynak transferi |
transfer of funds n.
|
|
389 |
Trade/Economic |
kaynak fazlalığı |
resource slack n.
|
|
390 |
Trade/Economic |
kaynak tahsisi |
resource allocation n.
|
|
391 |
Trade/Economic |
kaynak temini |
fund procurement n.
|
|
392 |
Trade/Economic |
kaynak arayışı |
fund seeking n.
|
|
393 |
Trade/Economic |
kaynak yaratma |
fund raising n.
|
|
394 |
Trade/Economic |
kaynak bolluğu teorisi |
resource slack theory n.
|
|
395 |
Trade/Economic |
kaynak yaratma |
funding n.
|
|
396 |
Trade/Economic |
kaynak seferberliği |
resource mobilization n.
|
|
397 |
Trade/Economic |
kaynak dağılımı etkinliği |
resource allocative efficiency n.
|
|
398 |
Trade/Economic |
kaynak tabanlı vergiler |
source based taxes n.
|
|
399 |
Trade/Economic |
kaynak kullanım destekleme fonu (kkdf) |
resource utilization support fund (rusf) n.
|
|
400 |
Trade/Economic |
kısa vadeli yabancı kaynak artışlardan sağlanan nakit |
cash received from increase in short term liabilities n.
|
|
401 |
Trade/Economic |
kaynak dağılımı |
allocation of resources n.
|
|
402 |
Trade/Economic |
kaynak bulma |
sourcing n.
|
|
403 |
Trade/Economic |
kaynak tahsisi |
allocation of resources n.
|
|
404 |
Trade/Economic |
kaynak kullanımı |
sourcing n.
|
|
405 |
Trade/Economic |
kaynak ülke |
country of origin n.
|
|
406 |
Trade/Economic |
kaynak dağılımı |
resource allocation n.
|
|
407 |
Trade/Economic |
kaynak transferi |
resource transfer n.
|
|
408 |
Trade/Economic |
kaynak kullanımı |
resource utilization n.
|
|
409 |
Trade/Economic |
kaynak kullanımı ve destekleme fonu |
resource utilization and support fund n.
|
|
410 |
Trade/Economic |
kaynak kira vergisi |
resource rent tax n.
|
|
411 |
Trade/Economic |
kaynak transferi |
funds transfer n.
|
|
412 |
Trade/Economic |
kaynak temini |
resource procurement n.
|
|
413 |
Trade/Economic |
kaynak sağlama |
resourcing n.
|
|
414 |
Trade/Economic |
kaynak dağılımında bozukluk |
misallocation n.
|
|
415 |
Trade/Economic |
kaynak kullanımı destek fonu |
resource utilisation support fund n.
|
|
416 |
Trade/Economic |
kaynak laneti |
resource curse n.
|
|
417 |
Trade/Economic |
kaynak araştırması |
literature search n.
|
|
418 |
Trade/Economic |
kaynak bağımlılığı |
resource dependence n.
|
|
419 |
Trade/Economic |
kaynak etkinliği |
source efficiency n.
|
|
420 |
Trade/Economic |
kaynak bolluğu |
resource slack n.
|
|
421 |
Trade/Economic |
kaynak fazlalığı teorisi |
resource slack theory n.
|
|
422 |
Trade/Economic |
kaynak maliyeti |
resource cost n.
|
|
423 |
Trade/Economic |
kaynak transferi |
resource transfer n.
|
|
424 |
Trade/Economic |
kaynak laneti |
paradox of plenty n.
|
|
425 |
Trade/Economic |
kaynak kullanım hedefleri |
resource utilisation targets n.
|
|
426 |
Trade/Economic |
kaynak kullanımını destekleme fonu |
resource utilization support fund n.
|
|
427 |
Trade/Economic |
kaynak suyu dolum tesisi |
spring water filling factory n.
|
|
428 |
Trade/Economic |
kaynak akışı |
flow of funds n.
|
|
429 |
Trade/Economic |
kaynak eklenebilirliği |
addionality n.
|
|
430 |
Trade/Economic |
kaynak devlet |
state of source n.
|
|
431 |
Trade/Economic |
kaynak aktarımı |
funds transfer n.
|
|
432 |
Trade/Economic |
kitle kaynak |
crowdsourcing n.
|
|
433 |
Trade/Economic |
kaynak ayrımı |
resource allocation n.
|
|
434 |
Trade/Economic |
kaynak tahsisi |
source allocation n.
|
|
435 |
Trade/Economic |
krediye kaynak sağlayan |
originator n.
|
|
436 |
Trade/Economic |
kurumsal kaynak planlaması |
enterprise resource planning n.
|
|
437 |
Trade/Economic |
kurumsal kaynak planlaması |
enterprise resource planning (erp) n.
|
|
438 |
Trade/Economic |
kurumsal kaynak planlama |
enterprise resource planning n.
|
|
439 |
Trade/Economic |
maddi kaynak |
pecuniary resource n.
|
|
440 |
Trade/Economic |
mali kaynak |
financial resource n.
|
|
441 |
Trade/Economic |
marjinal kaynak maliyeti |
marginal resource cost n.
|
|
442 |
Trade/Economic |
mali kaynak |
exchequer n.
|
|
443 |
Trade/Economic |
mali kaynak |
monetary resource n.
|
|
444 |
Trade/Economic |
küresel kaynak kullanımı |
global sourcing n.
|
|
445 |
Trade/Economic |
nakit kaynak |
cash resource n.
|
|
446 |
Trade/Economic |
optimum kaynak tahsisi |
optimum resource allocation n.
|
|
447 |
Trade/Economic |
optimum kaynak dağılımı |
optimum resource distribution n.
|
|
448 |
Trade/Economic |
olağanüstü zarardan dolayı kaynak kullanımı |
fund usage due to extraordinary operations n.
|
|
449 |
Trade/Economic |
olağanüstü kardan sağlanan kaynak |
sources from extraordinary operations n.
|
|
450 |
Trade/Economic |
optimal kaynak tahsisi |
optimum resource allocation n.
|
|
451 |
Trade/Economic |
optimum kaynak dağılımı |
optimum source of allocation n.
|
|
452 |
Trade/Economic |
öz kaynak oranı |
equity capital ratio n.
|
|
453 |
Trade/Economic |
özel kaynak |
private source n.
|
|
454 |
Trade/Economic |
parasal kaynak |
monetary resource n.
|
|
455 |
Trade/Economic |
serbest kaynak |
free resource n.
|
|
456 |
Trade/Economic |
tükenebilir kaynak |
exhaustible resource n.
|
|
457 |
Trade/Economic |
tarifeler sonucu etkin olmayan kaynak kullanımı ile yurt içi üretimin artırılması ve tüketimde ortaya çıkan bozulmaların toplum açısından toplam maliyeti |
protection costs of a tariff n.
|
|
458 |
Trade/Economic |
tahsis edilebilir kaynak |
allocatable resource n.
|
|
459 |
Trade/Economic |
uzun vadeli yabancı kaynak ödemeleri |
cash outflows due to long term liability payments n.
|
|
460 |
Trade/Economic |
uzun vadeli yabancı kaynak artışlardan sağlanan nakit |
cash received from increase in long term liabilities n.
|
|
461 |
Trade/Economic |
yeniden kaynak tahsisi |
reallocation of resources n.
|
|
462 |
Trade/Economic |
yanlış kaynak tahsisi |
misallocation n.
|
|
463 |
Trade/Economic |
yenilenebilen kaynak |
renewable resource n.
|
|
464 |
Trade/Economic |
yabancı kaynak |
liability n.
|
|
465 |
Trade/Economic |
yabancı kaynak kalemi |
liability component n.
|
|
466 |
Trade/Economic |
yetersiz kaynak |
insufficient fund n.
|
|
467 |
Trade/Economic |
yetersiz kaynak |
inadequate resource n.
|
|
468 |
Trade/Economic |
yerli kaynak |
domestic fund n.
|
|
469 |
Trade/Economic |
bir kurum, okul için gelir sağlanan kaynak |
endowment n.
|
|
470 |
Trade/Economic |
kaynak ağırlıklandırma |
equity weighting n.
|
|
471 |
Trade/Economic |
kredi/kaynak sağlayıcısından alınan olumsuz yanıt |
adverse action n.
|
|
472 |
Trade/Economic |
bir ülkenin zenginleştikçe artan ihtiyaçları karşılamak için daha fazla doğal kaynak kullanması |
affluence trap n.
|
|
473 |
Trade/Economic |
ticari faaliyetler ve kaynak dağıtımını piyasa güçleri yerine devletin belirlediği ekonomi |
centralized economy n.
|
|
474 |
Trade/Economic |
ticari faaliyetler ve kaynak dağıtımını piyasa güçleri yerine devletin belirlediği ekonomi |
centralised economy n.
|
|
475 |
Trade/Economic |
tüketicilere şirketin mal veya hizmetleriyle ilgili bilgi veren kaynak |
sales literature n.
|
|
476 |
Trade/Economic |
kaynak verimliliği |
resource efficiency n.
|
|
477 |
Trade/Economic |
kaynak bulmak |
find fund v.
|
|
478 |
Trade/Economic |
kaynak almak |
receive fund v.
|
|
479 |
Trade/Economic |
yetersiz kaynak sağlamak |
underfund v.
|
|
480 |
Trade/Economic |
(daha önce yurtdışına yatırılmış parayı) kaynak ülkeye geri göndermek |
repatriate v.
|
|
481 |
Trade/Economic |
kaynak tabanlı |
resource-based adj.
|
|
482 |
Trade/Economic |
kaynak temelli |
resource-based adj.
|
|
Law |
|
483 |
Law |
birincil kaynak |
primary source n.
|
|
484 |
Law |
orman yatırımının geliştirilmesi ve kaynak bilgi sistemleri projesi |
development of forest management and resource information systems project n.
|
|
485 |
Law |
yazısız kaynak |
unwritten source n.
|
|
486 |
Law |
ikincil kaynak |
subsidiary source v.
|
|
Politics |
|
487 |
Politics |
çekirdek kaynak |
core funding n.
|
|
488 |
Politics |
danışma ve kaynak merkezi |
counseling and resource centre n.
|
|
489 |
Politics |
kamusal kaynak |
public resource n.
|
|
490 |
Politics |
kaynak planlanma |
resource planning n.
|
|
491 |
Politics |
kaynak planı |
resource schedule n.
|
|
492 |
Politics |
kaynak geliştirme sorumlusu |
fund raiser n.
|
|
493 |
Politics |
kaynak geliştirme |
fund raising n.
|
|
494 |
Politics |
mali kaynak |
source of finance n.
|
|
495 |
Politics |
mali kaynak tahsisatı |
allocation of funds n.
|
|
496 |
Politics |
mali kaynak |
fund n.
|
|
497 |
Politics |
mikro ve orta ölçekli işletmeler için avrupa ortak kaynak inisiyatifi |
joint european resources for micro-to-medium enterprises initiative n.
|
|
498 |
Politics |
resmi kaynak |
official source n.
|
|
499 |
Politics |
uluslararası kalkınma birliği kaynak tazelemeleri |
replenishments of international development association (ida) n.
|
|
500 |
Politics |
yapay kaynak |
artificial source n.
|
|