kesin olarak - Turkish English Dictionary

kesin olarak

Meanings of "kesin olarak" in English Turkish Dictionary : 50 result(s)

Turkish English
General
kesin olarak exactly adv.
We must define exactly and precisely what we mean by terrorism.
Terörizmden ne kastettiğimizi tam ve kesin olarak tanımlamalıyız.

More Sentences
kesin olarak firmly adv.
What we must firmly reject, however, is what assails our ears from Europe's left.
Ancak kesin olarak reddetmemiz gereken şey, Avrupa'nın solundan kulaklarımıza saldıran şeydir.

More Sentences
kesin olarak certainly adv.
Tom certainly let me know what he thought of my ideas.
Tom fikirlerim hakkında ne düşündüğünü bana kesin olarak söyledi.

More Sentences
kesin olarak for certain adv.
You don't know that for certain.
Onu kesin olarak bilmiyorsun.

More Sentences
kesin olarak really adv.
We can't really predict anything.
Hiçbir şeyi kesin olarak öngöremeyiz.

More Sentences
kesin olarak decisively adv.
I therefore appeal to you to decisively reject Amendment No 147.
Bu nedenle 147 sayılı Değişikliği kesin olarak reddetmeniz için size çağrıda bulunuyorum.

More Sentences
kesin olarak unquestionably adv.
The evidence unquestionably proved the defendant's guilt.
Deliller, sanığın suçluluğunu kesin olarak kanıtlamıştır.

More Sentences
Law
kesin olarak absolutely adv.
This means that as yet none of them can be absolutely certain.
Bu, henüz hiçbirinin kesin olarak emin olamayacağı anlamına gelir.

More Sentences
Technical
kesin olarak precisely adv.
We shall have to determine this more precisely.
Bunu daha kesin olarak belirlememiz gerekecektir.

More Sentences
General
kesin olarak accurately adv.
kesin olarak once and for all adv.
kesin olarak downrightly adv.
kesin olarak determinately adv.
kesin olarak determinedly adv.
kesin olarak rigorously adv.
kesin olarak flat adv.
kesin olarak implicitly adv.
kesin olarak assertively adv.
kesin olarak emphatically adv.
kesin olarak definitely adv.
kesin olarak categorically adv.
kesin olarak indisputably adv.
kesin olarak indubitably adv.
kesin olarak ocularly adv.
kesin olarak conclusively adv.
kesin olarak rightly adv.
kesin olarak peremptorily adv.
kesin olarak unquestioningly adv.
kesin olarak outright adv.
kesin olarak positively adv.
kesin olarak decidedly adv.
kesin olarak point-blank adv.
kesin olarak finally adv.
kesin olarak just adv.
kesin olarak right-down adv.
kesin olarak once [obsolete] adv.
kesin olarak constantly [obsolete] adv.
kesin olarak fine [scot] adv.
kesin olarak plum adv.
kesin olarak four-square adv.
kesin olarak pressly [obsolete] adv.
kesin olarak by the square [obsolete] expr.
Phrases
kesin olarak without fail expr.
Colloquial
kesin olarak good bet n.
kesin olarak abso-bloody-lutely expr.
Idioms
kesin olarak (as) sure as eggs (is eggs) expr.
kesin olarak for free expr.
Speaking
kesin olarak that's for sure expr.
Archaic
kesin olarak to point adv.
Slang
kesin olarak once and for all expr.

Meanings of "kesin olarak" with other terms in English Turkish Dictionary : 76 result(s)

Turkish English
General
kesin olarak bilmek know for certain v.
I don't know for certain yet.
Henüz kesin olarak bilmiyorum.

More Sentences
kesin olarak bilmek know for sure v.
No one knows for sure what makes these nerve cells break down.
Kimse bu sinir hücrelerini neyin parçaladığını kesin olarak bilmiyor.

More Sentences
kesin olarak tanımlanmış precisely defined adj.
Exemptions are only permitted in precisely defined cases.
Muafiyetlere yalnızca kesin olarak tanımlanmış durumlarda izin verilir.

More Sentences
kesin olarak belirli sorumlulukları bulunmayan genel otorite roving commission n.
kesin olarak fikrini söylemek dogmatise v.
kesin ve açık olarak belirtmek formulate v.
kesin olarak yerini belirtmek pinpoint v.
kesin olarak fikrini söylemek dogmatize v.
kesin olarak çözmek determinate v.
kesin olarak ayarlamak ink in v.
kesin olarak belirlemek perfix [obsolete] v.
kesin olarak kanıtlanmış well proven adj.
kesin olarak ispatlayan demonstrative adj.
kesin olarak şekillenmemiş uncrystallised adj.
kesin olarak şekillenmemiş uncrystallized adj.
kesin olarak karar verilmiş determinate adj.
kesin olarak kararlaştırılmayan opinionable adj.
kesin olarak belirlenmiş pinpoint adj.
çok kesin olarak very definitely adv.
açıkça ve kesin olarak flat-footed adv.
Phrasals
bir şeyi kesin olarak doğrulamak ink something in v.
kesin olarak ifade etmek lay something down v.
kesin olarak ifade etmek lay down something v.
kesin olarak (bir konuma) geri dönmek sweep back into (something) v.
kesin olarak (bir konuma) geri döndürmek sweep back into (something) v.
kesin olarak (bir konuma) geri dönmek sweep back to (something) v.
kesin olarak (bir konuma) geri döndürmek sweep back to (something) v.
görevine kesin olarak son vermek sweep out of (something or some place) v.
(bir şeyi) kesin olarak bırakmak swear off (something) v.
Proverb
kişinin gerçek babasını kesin olarak bilmesi zordur it is a wise child that knows its own father
asla gerçek babanın kim olduğunu kesin olarak bilemezsin It is a wise child that knows its own father
Colloquial
kesin olarak bilmek be certain v.
(bir şeyi) kesin/tam olarak bilmek be certain of (something) v.
(bir şeyin olacağını/olduğunu) kesin olarak bilmek be certain that (something will happen or is the case) v.
kesin olarak çözülmek cinch v.
kesin olarak halledilmiş iced adj.
kesin olarak tamamlanmış done and done expr.
tam/kesin olarak bilmiyorum (I) can't say for sure expr.
tam/kesin olarak bilmiyorum (I) can't say's I do expr.
kesin olarak kimse bilmiyor it's anyone's call expr.
kesin olarak kimse bilmiyor it's anybody's call expr.
Idioms
değeri kesin olarak saptayan deney the acid test n.
değeri kesin olarak saptayan deney the acid test n.
kesin olarak kanıtlamak bring home v.
belli bir şeyi kesin olarak açığa kavuşturmak nail something down v.
kesin olarak ifade etmek lay it on the line v.
kesin olarak ifade etmek put it on the line v.
kesin olarak bilinmemek be anybody's guess v.
kesin olarak bilinmemek be anyone's guess v.
kesin/net olarak tavrını koymak take a hard line v.
kanunda açıkça/kesin olarak belirtilmiş bright-line adj.
kesin olarak bilinmeyen anybody's guess expr.
kesin/tam olarak (belli bir zamanda/saatte) at the stroke of (some specific time) expr.
Speaking
bunu asla kesin olarak bilemeyeceğim I'll never know it for sure expr.
kesin olarak söyleyemem can't say for sure expr.
kesin olarak kimse bilmiyor it's anybody's guess expr.
kesin olarak bildiğimiz şey what we do know expr.
Trade/Economic
kesin olarak hasardan muaf free of damage absolutely n.
kesin olarak emre hazır bulundurmak leave firm on hand v.
Law
davanın kesin olarak reddi dismissal with prejudice n.
davanın reddine kesin olarak karar verme peremptory nonsuit n.
evliliği kesin olarak sonlayan boşanma divorce a vinculo matrimonii n.
davanın reddine kesin olarak karar vermek order a peremptory nonsuit v.
Politics
gönüllü olarak yurda kesin dönüş yapanlar için el kitabı practical guide for a returnee n.
Pathology
sebebi kesin bilinemeyen, zührevi enfeksiyon sonucu olarak ortaya çıkan üretra inflamasyonu nonspecific urethritis n.
Logic
kesin veya varsayılan olarak nitelendirilen kavram veya terim universal n.
Agriculture
bitkinin toprakta kesin olarak tutması catch n.
Education
akademik olarak kesin bir kategoriye girmeyen çalışma konusu nonsubject n.
Military
yenen ve yenilen tarafı kesin olarak belirleyecek muharebe decisive engagement n.
düşmanı kesin olarak tespit etmek pinpoint the enemy v.
Sport
kesin olarak yenmek crush v.
Card
pokerde bir oyuncunun henüz bütün kartlar açılmamışken bile kesin olarak kaybetmiş olması drawing dead n.
Slang
kesin olarak yenmek smear v.
Modern Slang
tanrı'nın veya isa'nın varlığının kesin olarak bilinemeyeceğine dair görüş agnostic code n.
bir tanrının olduğuna inandığı halde onun kesin olarak var olup olmadığının bilinemeyeceğini savunan görüş agnostic theism n.
bir tanrının olduğuna inandığı halde onun kesin olarak var olup olmadığının bilinemeyeceğini savunan kimse agnostic theist n.