kol - Turkish English Dictionary

kol

Meanings of "kol" in English Turkish Dictionary : 75 result(s)

Turkish English
Common Usage
kol arm n.
You are of course aware that we, being the second arm of the budgetary authority, also have a part to play in all this.
Elbette bütçe otoritesinin ikinci kolu olarak bizim de bu konuda bir rolümüz olduğunun farkındasınız.

More Sentences
kol sleeve n.
They should inspire us all to roll up our shirt sleeves.
Hepimize gömlek kollarımızı sıvamamız için ilham vermelidirler.

More Sentences
General
kol stick n.
Slowly push the stick forward to descend.
Alçalmak için kolu yavaşça ileri itin.

More Sentences
kol tributary n.
The Amazon is fed by a large number of tributaries.
Amazon, çok sayıda koldan beslenir.

More Sentences
kol crank n.
Tom's car has crank windows.
Tom'un arabasının pencere açma kolu vardır.

More Sentences
kol arm n.
One of the teachers accompanying the party lost an arm.
Partiye eşlik eden öğretmenlerden biri kolunu kaybetti.

More Sentences
kol lever n.
I pulled the lever.
Kolu çektim.

More Sentences
kol handle n.
Let go of the handle.
Kolu bırak.

More Sentences
Technical
kol lever n.
Tom pulled a lever.
Tom bir kolu çekti.

More Sentences
kol arm n.
It is not an attempt to twist colleagues' arms at the eleventh hour.
Bu, on birinci saatte meslektaşlarımızın kolunu bükme girişimi değildir.

More Sentences
kol handle n.
I turned the handle.
Kolu çevirdim.

More Sentences
Textile
kol arm n.
A conciliation commission has even been set up between the two arms of the executive.
Yürütmenin iki kolu arasında bir uzlaşma komisyonu bile kurulmuştur.

More Sentences
kol sleeve n.
What matters now is for us to roll up our sleeves and get down to business.
Şimdi önemli olan bizim kolları sıvayıp işe koyulmamızdır.

More Sentences
Automotive
kol lever n.
Tom put two slices of bread into the toaster and pushed down on the lever.
Tom ekmek kızartma makinesine iki dilim ekmek koydu ve kolu aşağı itti.

More Sentences
kol arm n.
The coastguard must be the strong arm of the agency for maritime safety.
Sahil güvenlik, deniz güvenliği için kurumun güçlü kolu olmalıdır.

More Sentences
General
kol subsection n.
kol flipper n.
kol troupe n.
kol post n.
kol section n.
kol stem n.
kol gang n.
kol stolon n.
kol limb n.
kol wing n.
kol offset n.
kol team n.
kol department n.
kol patrol n.
kol ramification n.
kol embranchment n.
kol bracket n.
kol detent n.
kol hand n.
kol fin n.
kol leg n.
kol phylum n.
kol column n.
kol lith [dialect] [scotland] n.
kol rys n.
kol pole n.
Politics
kol col n.
kol cor n.
Technical
kol brace n.
kol bar n.
kol bellcrank n.
kol truss n.
kol lever handle n.
kol branch n.
kol rod n.
kol bell crank n.
kol bracket n.
kol shank n.
kol offtake n.
kol stay n.
kol stock n.
Informatics
kol bypass n.
Architecture
kol annexe n.
kol annex n.
Automotive
kol snipe n.
kol shank n.
kol tommy bar n.
kol crank n.
Aeronautic
kol col n.
Medical
kol brachion n.
kol limb n.
kol chol n.
kol phylum n.
Anatomy
kol brachia n.
Zoology
kol foreleg n.
Agriculture
kol start n.
Geography
kol affluent n.
kol tributary n.
Military
kol ramification n.
British Slang
kol chalk (farm) (rhyming slang for arm) n.

Meanings of "kol" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
kol saati watch n.
Please remove your watch when doing hard labour or extreme sports.
Ağır işler veya ekstrem sporlar yaparken lütfen kol saatinizi çıkarın.

More Sentences
General
kol saati wristwatch n.
Any wristwatch is fine if it's not too expensive.
Çok pahalı değilse herhangi bir kol saati iyidir.

More Sentences
kol (nehre ait) branch n.
This fertiliser plant is owned by Atofina the chemical branch of the Total/Fina/Elf group.
Bu gübre tesisi Total/Fina/Elf grubunun kimya kolu olan Atofina'ya aittir.

More Sentences
kol askısı sling n.
My arm is in a sling.
Kolum bir kol askısında.

More Sentences
sol kol left arm n.
Tom has a tattoo on his left arm.
Tom'un sol kolunda bir dövme var.

More Sentences
kol düğmesi cufflink n.
Tom put on his cufflinks.
Tom kol düğmelerini taktı.

More Sentences
üst kol upper arm n.
The elbow is the joint between the upper arm and the lower arm.
Dirsek, üst kol ile alt kol arasındaki eklemdir.

More Sentences
kol kası triceps n.
I pulled a triceps.
Kol kası çalıştım.

More Sentences
askı (kırık kol vb için) sling n.
Tom's left arm is in a sling.
Tom'un sol kolu askıda.

More Sentences
kol saati wrist watch n.
They were able to identify him by his wrist watch.
Onu kol saatinden teşhis edebildiler.

More Sentences
kol saati watch n.
The girls bought him a watch.
Kızlar ona bir kol saati satın aldılar.

More Sentences
sağ kol right-hand man n.
Be my right-hand man.
Benim sağ kolum ol.

More Sentences
kırık kol broken arm n.
Tom's broken arm took several weeks to heal.
Tom'un kırık kolunun iyileşmesi birkaç hafta sürdü.

More Sentences
(kıyafette) kısa kol short sleeve n.
The men are wearing short sleeves.
Adamlar kısa kollu giyiyorlar.

More Sentences
kol (vites) selector n.
The gear selector doesn't work properly.
Vites kolu, düzgün çalışmıyor.

More Sentences
(giyside) kol sleeve n.
He doesn't prefer wearing short-sleeved shirts to work.
İşe giderken kısa kollu gömlek giymeyi tercih etmiyor.

More Sentences
kol gezmek prowl around v.
Robbers prowl around at midnight.
Hırsızlar gece yarısı kol gezer.

More Sentences
(kol vb.) kavuşturmak cross v.
She listened to me with her arms crossed.
Kollarını kavuşturmuş beni dinliyordu.

More Sentences
el kol hareketleri yapmak gesticulate v.
The passionate speaker gesticulated wildly.
Tutkulu konuşmacı çılgınca el kol hareketleri yapıyordu.

More Sentences
(kol vb.) kaldırmak lift v.
His arms were so sore that he couldn't lift them.
Kolları o kadar ağrıyordu ki onları kaldıramıyordu.

More Sentences
(kol vb.) dolamak throw v.
She threw her arms around him and thanked him for the gift.
Kollarını ona dolayarak hediye için teşekkür etti.

More Sentences
alçılı (kol, bacak) in a cast adj.
Tom has had his leg in a cast for a few weeks now.
Tom'un bacağı birkaç haftadır alçıda.

More Sentences
kol kola arm in arm adv.
They were walking along the street arm in arm.
Cadde boyunca kol kola yürüyorlardı.

More Sentences
kol kola arm-in-arm adv.
The lovers walked arm-in-arm.
Aşıklar kol kola yürüdüler.

More Sentences
Idioms
kol kola arm in arm adv.
They walk arm in arm with each other.
Onlar birbirleriyle kol kola yürür.

More Sentences
Technical
kol saati watch n.
My watch is off.
Kol saatim bozuk.

More Sentences
Textile
dirsek kol elbow n.
The elbow is the joint between the arm and forearm.
Dirsek, kol ile ön kol arasındaki eklemdir.

More Sentences
Common Usage
(makinede) kol tappet n.
General
demiryollarında, renkli ışıklar yerine kol hareketinden yararlanan işaret semaphore n.
kol tahtası sleeveboard n.
kol (giysi) sleeve n.
kol dayama yeri armrest n.
kol düzeni sleeve n.
el/kol/baş hareketi gesticulation n.
kol kası arm muscle n.
kol (mikrofon, kamera, vinç) boom n.
kısa kol armlet n.
anlamı ortamına göre değişen el, kol, baş veya vücut hareketi deictic gesture n.
kol demiri bolt n.
kol ve bacak gibi vücuda eklemle bağlı organ limb n.
sağ kol henchman n.
çavuş ve onbaşının kol işareti stripe n.
kol ağzı cuff n.
sakat (kol/bacak) game n.
kol emeği hand labour n.
kol saati kurma düğmesi stem n.
kol ırmak side stream n.
motorlu döner kol motorized turning arm n.
kol (giysi için) sleeve n.
kol saati camı watch glass n.
tek bir hareket (el, kol) sweep n.
kol düğmesi wrist pin n.
el/kol/baş hareketi gesture n.
bataklıklı kol bayou n.
kol bitki branch n.
kol düğmesi sleeve link n.
kol ağzı wristband n.
kol ırmak tributary stream n.
küfür etmek amacıyla yapılan el kol hareketleri obscene gesture n.
kol düğmesi link n.
kol testeresi frame saw n.
kol demiri crowbar n.
kol kemiği humerus n.
asıl nehirden dışarı akan kol distributary n.
iki başlı kol kası biceps n.
kol ağzı wrist band n.
kol yapma sleeving n.
el kol hareketi gesture n.
kol yayı lever arch n.
tramvaya elektrik veren kol trolley n.
kol boyu arm's length n.
alt kol subbranch n.
kol kanal lateral n.
kol düğmesi cuff link n.
el kol hareketleriyle yapılan anlatım gesticulation n.
kol-bacak kası extensor muscle n.
kol düğmesi cuff-link n.
çapraz kol cross-arm n.
kol kuvveti hand power n.
üst kol kemiği humerus n.
demir kol crowbar n.
kol bileği wrist n.
kol çantası shoulder bag n.
kol çantası bag n.
kol bağı brassard n.
kol ve eller upper extremities n.
kol gücü ile yapma manhandling n.
kol gücü ile yapma man-handling n.
kol saati kutusu watchcase n.
kol saati kayışı watch-strap n.
kol ve/veya bacak kaybı dismemberment n.
kol şeridi chevron n.
pelerin kol dolman sleeve n.
delta yapan kol distributary n.
kol örgüsü arm knitting n.
katlanmış kol folded arm n.
kol bandı wrist band n.
kol zırhı bracer n.
geleneksel olarak kol ile vücut arasına sıkıştırılarak çalınan afrika'ya özgü bir vurmalı çalgı talking drum n.
ön kol korumalarından her biri cannon n.
kol saatinin kenarındaki döndürülebilir vida timing screw n.
kol mesafesi arm's end n.
kol koruyucu sleevelet n.
1996'da popüler olan macarena şarkısı eşliğinde yapılan bir el-kol dansı macarena n.
kol devre leg n.
kol testeresi headrig n.
sağ kol henxman [obsolete] n.
kol zırhı brace [obsolete] n.
kol zırhı bracelet n.
el kol hareketi motion n.
ön kol zırhı lower cannon n.
sağ kol right n.
bataklıklı kol byo n.
(özellikle aktör) el kol hareketi yapan gesticulator n.
el kol hareketi yapma gesturement [obsolete] n.
kol mesafesi grasp n.
sağ kol hit man n.
birbirinin çaprazında bulunan kol ve bacakların hareket etmesi opposition n.
kol saati clock [obsolete] n.
konuşmasız el kol hareketleri dumb show n.
(kol saatlerinde) dupleks eşapman duplex escapement n.
derisi dikenliye ait dermal kol papula n.
(mecazen) kol kası pipes n.
çok ince kol pipestem n.
dokuma tezgahında kol couper [scotland] n.
uzun kol pudding sleeve n.
tam kol pudding sleeve n.
çömlek tekerleğine takılan profil tutucu kol pulldown n.
(terzilikte) kol veya bacak oyuntusu scye n.
sağ kol secretary [obsolete] n.
top kumaştan yaka, kol gibi giysi parçaları kesen işçi separator n.
kol veya mafsal yapan kimse shanker n.
kol veya millere gerekli kısımları bağlayan kimse shanker n.
(kıyafette) yarım kol short sleeve n.
kol tozluğu sleeve n.
bataklıklı kol slue n.
kol ve bacakların kısa olduğu şişmanca vücut yapısı pyknic type n.
ahşap kol stail [uk] n.
kol saati super n.
üst kol bileziği armlet n.
kol gezmek stalk v.
kol olarak ayrılmak branch off v.
kol kola girmek link arms v.
kol kuvvetiyle götürmek manhandle v.
kol kuvvetiyle taşımak manhandle v.
kol ve bacaklarını sararak tırmanmak swarm v.
kol gezmek go the rounds v.
kol gezmek patrol v.
el/kol/baş hareketi yapmak gesture v.
kol gezmek (kötü bir şey) be about v.
kol gezmek run rampant v.
el/kol/baş hareketleri yapmak gesticulate v.
kol kuvvetiyle hareket ettirmek manhandle v.
kol kuvvetiyle çekmek manhandle v.
kol kanat olmak take someone under protective care v.
kol gezmek patrol the area v.
kol kanat germek take someone under one's wing v.
kol gezmek be in full of v.
el kol hareketi yapmak gesture v.
(konuşurken) el kol hareketleri yapmak gesticulate v.
kol ve bacakları yana açılmış olarak yatmak spread-eagled v.
kol ve bacaklarını yana açarak yatmak spread-eagle v.
kol ve bacaklarını açarak yatırmak spread-eagle v.
kol kanat germek gather round v.
ölüm kol gezmek death (be) all around v.
suçun kol gezdiği bir şehre adalet getirmek bring justice to a crime-ridden city v.
kol kola yürümek walk arm in arm v.
kopmak (kol bacak) chop v.
(dövüş sporlarında) rakibin hamlesini kol ile kesmek/engellemek arm block v.
kol ve bacaklar yanlara açılmış olarak yatmak lay spread-eagle on the floor v.
kol çekmek sign v.
(el/kol) bükmek pronate v.
kol gezmek loom around v.
kol gezmek loom around v.
kol kanat germek nurstle [obsolete] v.
kol kola yürümek link [dialect] [uk] v.
kol kola yürümek oxter [scotland] v.
kol ile desteklemek oxter [scotland] v.
kol altına almak oxter [scotland] v.
kol altında taşımak oxter [scotland] v.
kol kola girmek cleek v.
kol kola gitmek cleek v.
arkasında kol gezmek shadow v.
kol kola yürümek side v.
kol takmak sleeve v.
kol iliştirmek sleeve v.
(bir bölümü) kol olarak yerleştirmek sleeve v.
(omuz, kol) tutarak hafifçe sıkmak squeeze v.
(çapaya) kol eklemek stock v.
kol takmak stock v.
(kol) sıvamak roll v.
kol ile ilgili brachial adj.
oynak (özellikle kol ve bacaklar) limber adj.
kol gezen rampant adj.
açılmamış (kol) unextended (arm) adj.
kol (ile ilgili) brachial adj.
kol gücü yerine kafa gücünü kullanarak çalışan (kimse) white-collar adj.
kol benzeri armlike adj.
el kol hareketi yapan gesticulant adj.
el kol hareketi yapmaya meyilli gesticulant adj.
konuşurken el kol hareketi yapan gesticulating adj.
el kol hareketleriyle dolu gesticulatory adj.
kol veren offset adj.
(kol saati) camı dışında kapağı olmayan open-faced adj.
kol açıklığı ile iletilen round adj.
kol veya bacak vücuda çaprazlama durarak yapılan crossbody adj.
iç kol itildiğinde açılan çıkış kapısını sabitleyen donanıma ait panic adj.
iç kol itildiğinde açılan çıkış kapısını sabitleyen donanım olan panic adj.
el ve kol arasındaki ayrımı gösteren (çizgi) discriminal adj.
kol boyu at arm's length adv.
kol kuvveti ile by hand adv.
kol kola infere adv.
kol veya bacak vücuda çaprazlama bir halde crossbody adv.
kol altından sidearm adv.
kol altından atarak sidearm adv.
(makineye ait) kol yerinden çıktı the handle has come off expr.
Phrasals
bir şey ile (kol vb) birini tutmak/yakalamak grab someone with something v.
bir şey ile (kol vb) birini tutmak/yakalamak seize someone with something v.
(el/kol işareti ile) birini kenara çekmek motion someone aside v.
(kol, bacak) kırmak crunch up v.
birine el kol hareketi yapmak make something at someone v.
Phrases
bir kol hareketi ile with a sweep of the arm expr.
geniş bir kol hareketi ile with a wide sweep of the arm expr.
Colloquial
kol gücüyle yapılan iş elbow grease n.
kol gücü elbow grease n.
kol kası guns n.
kol hareketi yasak olan top atıcı chucker n.
sağ kol friday n.
(çıkan kol vb) tekrar yerine oturtmak pop it back in v.
kol ve bacaklarını ayırarak uzanan starfished adj.
Idioms
her yere yetişen el/kol/güç long arm n.
kol gibi bir liste a list as long as your arm n.
sağ kol girl/man friday n.
kol uzatmak make a long arm for (something) v.
şiddete kol kanat germek wave the bloody shirt v.
birine kol kanat germek take someone under one's wing v.
el kol hareketi çekmek flip the bird v.
el kol hareketi çekmek give the bird v.
kol gezmek go the rounds v.
(bir hissi belirterek) el kol hareketi yapmak/elini kolunu oynatmak fling up (one's) hands in (some emotion) v.
(bir hissi belirterek) el kol hareketi yapmak/elini kolunu oynatmak fling up (one's) arms in (some emotion) v.
(bir hissi belirterek) el kol hareketi yapmak/elini kolunu oynatmak/elini kolunu sallamak fling (one's) hands up in (some emotion) v.
(bir hissi belirterek) el kol hareketi yapmak/elini kolunu oynatmak/elini kolunu sallamak fling (one's) arms up in (some emotion) v.
kol gezmek be/go on the prowl v.
kol gücüyle temizlemek use (a little) (bit of) elbow grease v.
biraz kol gücü kullanmak use (a little) (bit of) elbow grease v.
kol gücü kullanmak use elbow grease v.
el kol hareketi yapmak/elini kolunu oynatmak fling (one's) hands up v.
el kol hareketi yapmak/elini kolunu oynatmak fling up (one's) arms v.
el kol hareketi yapmak/elini kolunu oynatmak fling up (one's) hands v.
birine kol kanat germek take someone under your wing v.
kol kanat germek take under one's wing v.
birine kol kanat germek take/have somebody under your wing v.
elleri ısıtmak için kol altlarına sokmak beat goose v.
elleri ısıtmak için kol altlarına sokmak beat the booby v.
devriye/karakol/kol gezen on the beat adj.
ayaz paşa kol geziyor colder than the shady side of a banker's heart adj.
kol kadar long as your arm adj.
kol gibi long as your arm adj.
kol kırılır yen içinde kalır don't let it go any further expr.
kol kırılır yen içinde kalır don't let it out of this room expr.
kol kanat germek (birine) take someone under one's wing expr.
kol gibi fiyat arm and a leg expr.
kol gibi as long as (one's) arm expr.
kol gibi liste as long as (one's) arm expr.
Politics
beşinci kol fifth column n.
beşinci kol espionage activities n.
sağ kol hitman n.
Tourism
kol dere affluent n.
Technical
düz platformlu kefeleri olup eşit kol dengesine sahip terazi trip scale n.
açılı (duran) kol veya cetvel gibi ölçüm aracı angular arm n.
ara kol intermediate arm n.
ara kol spacer arm n.
ara kol kiti intermediate arm kit n.
biyel kol komple con rod assy n.
bir kol ile kullanılan yürümeye yardımcı aletler walking aids manipulated by one arm n.
çapraz kol crossbar n.
çapraz kol cross brace n.
çatallı kol forked lever n.
çapraz kol crossarm n.
çapraz kol cross arm n.
çift kol double lever n.
çatma kol compound lever n.
çapraz kol mili cross axle n.
demir kol crowbar n.
direksiyon rotilli kol drag link n.
dirsekli kol bellcrank n.
dirsekli kol angle arm n.
dirsekli kol angle lever n.
dişli kol ve fener dişli rack-and-pinion n.
dirsekli bir kol cantilever n.
direksiyon rotilli kol tie bar n.
döner kol lever n.
eklemli kol toggle n.
el-kol titreşim tehlikesi hand-arm vibration hazard n.
el-kol ve bütün vücut titreşim değerleri hand arm and whole-body vibration values n.
elektronik kol saati electronic watch n.
eğik kol angular lever n.
el kol titreşimi hand-arm vibration n.
el-kol titreşimi hand-arm vibration n.
eksantrik kol eccentric rod n.
her iki kol ile kullanılan yürüme yardımcıları walking aids manipulated by both arms n.
iki başlı kol kası biceps n.
kabarık kol puffsleeve n.
kılavuz kol guide bar n.
kilit sistemi ile kol arasındaki düz plaka back plate n.
kendiliğinden kurulan kol saati self-winding watch n.
krank kol yatak muylusu crank pin bearing shell n.
kol bobini tapped coil n.
koltuk kol dayanağı armrest n.
kol dayanağı arm rest n.
kol dayanağı armrest n.
kol demiri crossbar n.
kol saplaması handle locking screws n.
kol dayanağı plakası arm rest plate n.
kol plakası arm plate n.
kol saati kuracağı stem n.
kol çay affluent n.
kol bıçkısı bucksaw n.
kurutulmuş kol kabağı içi loofa n.
kol istasyonu tributary station n.
kol bölümü arm section n.
kol testeresi frame saw n.
kol yatağı connection rod bearing n.
kol dayanağı kiti arm rest kit n.
kol ara parçası handle cross-shaft n.
kol kanalı tributary channel n.
kol yatağı rod bearing n.
kol kopartma gücü arm crowd force n.
kol testeresi keyhole saw n.
kol düğmesi cuff link n.
kol ucu rod end n.
kol kabağı luffa n.
kol pim yatağı rod pin bearing n.
kol desteği arm rest n.
krank kol muylusu crank pin n.
kol dingili crank axle n.
kol dayanağı tutucusu arm rest retainer n.
kol demiri bolt n.
kol dere affluent n.
kol kanal branch duct n.
kol testeresi bow saw n.
kol saplaması handle locking screw n.
kol testeresi key hole saw n.
kol kabağı loofa n.
kol bağı garter n.
kol tertibatı handle fitting n.
kol hattı branch line n.
mafsallı kol jointed handle n.
mafsallı kol swivel arm n.
motorun ilk çalışmasında yakıt akışı ve ateşlemeyi başlatan kol start lever n.
orta kol (at arabası) perch n.
pilli kol saati electric watch n.
pergellere ilave edilen kol lengthening bar n.
piston kol yatağı conrod bear n.
pnömatiği ve elektriği kesen ana kol fire handle n.
rakkas kol dancer arm n.
rotilli kol link n.
sabit kol stationary arm n.
sallanır kol lever n.
seri kol series arm n.
tutucu kol support bar n.
tekrarlayan bir saatin çarpma mekanizmasını engellemek için sallanan çentikli bir yay veya bir kol racktail n.
teleskopik kol telescopic arm n.
taşıyıcı kol carrier wing n.
t şeklinde kol t-handle n.
vidalı kol vise rod n.
yaylı kol spring lever n.
yan kol shunt n.
yardımcı kol auxiliary handle n.
vurucu kol picking stick n.
yana açılır kol swing arm n.
daktiloda satır arasına yazı yazmaya imkan tanıyan kol automatic line finder n.
motor piston çubuğuna bağlı olan ve krank miline güç iletmek için kullanılan salınımlı kol beam n.
elektrik tesisatı veya boru sisteminde yana açılan kol lateral n.
kol saatinin üstünde kristali tutan yivli çerçeve bezel n.
kol saatinin üstünde kristali tutan yivli çerçeve bezil n.
kol saatinin üstünde kristali tutan yivli çerçeve bizel n.
açık deniz balıkçılığında ağır trolleri çekmek için kullanılan kol veya çıkrık hurdy gurdy n.
duvar veya kol saatinin kadranını koruyan cam parçası glass n.
(duvar veya kol saatinde) çark ile pinyon arasındaki açı depth n.
duvarda çıkıntı yapan ve ucunda kaldırma ekipmanı bulunan sabit kol veya destek derrick n.
kurma düğmeli kol saatinde bir mekanizma detent n.
yukarı-aşağı hareketle çalışan kol rocker n.
şöminede ateş üzerindeki çaydanlığı destekleyen yatay hareketli demir kol crane n.
faset atılacak değerli taşın tutturulduğu kol dop n.
faset atılacak değerli taşın tutturulduğu kol dopp n.
demir kol crow n.
(akarsu) kol feeder n.
iki yatay kol arasından sarkan şakul ile oluşturulan bir düzenek pendulum level n.
kol veya duvar saatinin kırık bölümünü onarmaya yarayan ek plug n.
(rüzgar tünelinde kullanılan) tutucu kol sting n.
kol tutamak handle v.
kol ile desteklemek truss v.
kol tutamak knob v.
Computer
eklemli kol articulated arm n.
kol istasyonu tributary station n.
sağ kol right flipper n.
sol kol left flipper n.
Telecom
kol uçuşu formation flying n.
sönümleyici kol fader arm n.
Electric
erişme kol access arm n.
elektronik kol saati electronic watch n.
kol devre branch circuit n.
kol bobini tapped coil n.
pilli kol saati electric watch n.
mıknatıs kutuplarındaki elektrik kabloları için bir çapraz kol wishbone n.
Mechanic
makineyi çalıştıran kol arm n.
dink makinesinin dingiline paralel olarak üzerinden uzanıp dingili destekleyen kol overarm n.
Television
kol bantı arm band n.
Textile
reglan kol raglan sleeve n.
üst kol cap sleeve n.
kısa kol cap sleeve n.
balon kol balloon sleeve n.
drapeli kol cowl sleeve n.
dikişsiz kol dolman sleeve n.
karpuz kol balloon sleeve n.
karpuz kol puff sleeve n.
kabarık kol puff sleeve n.
kelebek kol butterfly sleeve n.
kelebek kol butterfly sleeve n.
kol evi çapı armhole diameter n.
kol oyuğu armhole n.
kol bombesi sleeve head n.
kol askısı sleeve tab n.
kol evi pervazı armhole facing n.
kol oyuntusu sleeve hole n.
koyun ayağı şeklinde üçgen yaka ya da kol kenarı leg-of-mutton n.
kol ve yakalara uygulanan süslü dikiş tekniği topstitch n.
kol düğmesi sleeve button n.
kol uzunluğu sleeve length n.
kol takma makinesi manual sleeve setting machine n.
kol ağzı sleeve hem n.
kol ucu sleeve hem n.
kol düğmesi cuff links n.
kol ekstraforu sleeve heading n.
kol evi dikişi armhole seam n.
kol astarı sleeve lining n.
kol oyuntusu armhole n.
kol ağzı armscye n.
kol dikişi sleeve seam n.
kol tahtası sleeve board n.
otomatik kol takma makinesi automatic sleeve setting machine n.
reglan kol raglan sleeve n.
truvakar kol three-quarter n.
truvakar kol three-quarter sleeve n.
üst kol dikişi top sleeve seam n.
uzun manşetli kol deep-cuffed sleeve n.
üst kol sleeve cap n.
üst kol parçası top sleeve n.
uzun kol long sleeve n.
yarasa kol batwing sleeve n.
yarım kol half sleeve n.
yarım uzun kol half long sleeve n.
yarasa kol bat-wing sleeve n.
fakir kol elbow n.
ispanyol kol hanging sleeves n.
(kıyafette) kol oyuğu oxter n.
uzun balon kol bishop sleeve n.
sarkık kol dolman sleeve n.
omuzdan geniş başlayarak bilekte daralan kol dolman sleeve n.
(kumaşta) takma kol bölümü inlay n.
kol düğmeleri sleeve links n.
kol diken tekstil çalışanı sleever n.
(ütü için) gömleklerin kol ve manşetlerini düzleştiren çamaşırhane çalışanı sleever n.
(kumaş ) kol demirine sermek bolt v.
(kumaş ) kol demirine sarmak bolt v.
elbisenin üst kısmı ile tek parça halinde kesilen (kol tipi) magyar adj.
elbisenin üst kısmı ile tek parça halinde kesilen (kol tipi) ile ilişkili magyar adj.
bedenden bütün olarak çıkan (kol modeli) magyar adj.
bol kesim, yüksek yaka, karpuz kol, uzun etek, fırfırlı ve dantelli süs gibi özellikleri olan (kadın giysisi) grannie adj.
bol kesim, yüksek yaka, karpuz kol, uzun etek, fırfırlı ve dantelli süs gibi özellikleri olan (kadın giysisi) granny adj.
Construction
çatal kol taşıyıcı tablaları fork arm carriages n.
çatal kol fork arm n.
oynaklı kol articulated arm n.
Automotive
arka koltuk kol dayaması rear seat arm rest n.
arka koltuk konsolu kol dayama yeri/kapağı rear seat console armrest/lid n.
aks kol grubu axle arm assembly n.
alt kol lateral arm n.
ara kol intermediate lever n.
avara kol idler arm n.
avara kol idleer arm n.
biyel kol somunu connecting rod nut n.
boylamasına kol longitudinal link n.
dirsekli kol mahfazasından geçen egzoz gazlarını arkaya doğru iten tertibat blowby n.
dirsekli kol cranked lever n.
dirsekli kol mahfazasından geçen egzoz gazları blowby n.
gaz pedalı kol braketi accelerator arm bracket n.
kol yatağı crankpin n.
kol geri dönüş yayı lever return spring n.
kol dayanağı armrest n.
kol muylusu crankpin n.
konsol kol dayanağı console armrest n.
kol dayanağı arm rest n.
krank mili kol muyluları eccentric journals n.
kol burcu bushing rod n.
kol kilit cıvatası tilt lock bolt n.
platin kontaklarından bir tanesinin bağlandığı hareketli kol breaker arm n.
piston kol somunu connecting rod nut n.
serbest kol free lever n.