kolaylaştırmak

Meanings of "kolaylaştırmak" in English Turkish Dictionary : 32 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	kolaylaştırmak	ease v.
We also urged Israel to work harder to ease the conditions of the Palestinian people in the territories. Ayrıca İsrail'i, Filistin halkının topraklarındaki koşullarını kolaylaştırmak için daha fazla çalışmaya çağırdık. More Sentences
General
2	General	kolaylaştırmak	make easier v.
It is precisely that that we want to make easier by means of the pre-accession process. Katılım öncesi süreç vasıtasıyla tam da bunu kolaylaştırmak istiyoruz. More Sentences
3	General	kolaylaştırmak	enable v.
We trust our position will enable us to facilitate agreement on all aspects of the agricultural negotiations. Tutumumuzun tarım müzakerelerinin tüm yönleri üzerinde anlaşmaya varılmasını kolaylaştıracağına inanıyoruz. More Sentences
4	General	kolaylaştırmak	streamline v.
Such analyses will streamline and replace the Commission's current impact-assessment instruments. Bu tür analizler Komisyon'un mevcut etki değerlendirme araçlarını kolaylaştıracak ve bunların yerini alacaktır. More Sentences
5	General	kolaylaştırmak	make easy v.
It is not made easy by the situation on the ground. Sahadaki durum bunu kolaylaştırmıyor. More Sentences
6	General	kolaylaştırmak	ease v.
On the contrary, it is these very Info-Points that ease the situation. Aksine durumu kolaylaştıran tam da bu Bilgilendirme Noktalarıdır. More Sentences
7	General	kolaylaştırmak	facilitate v.
Smart appliances facilitate housework. Akıllı cihazlar ev işlerini kolaylaştırıyor. More Sentences
8	General	kolaylaştırmak	simplify v.
The European card will simplify the lives of our fellow citizens, without changing existing rights and obligations. Avrupa kartı, mevcut hak ve yükümlülükleri değiştirmeden vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıracaktır. More Sentences
Technical
9	Technical	kolaylaştırmak	facilitate v.
Policies like that, of course, build up dictators and facilitate their access to weapons of mass destruction. Bu gibi politikalar elbette diktatörleri güçlendirir ve kitle imha silahlarına erişimlerini kolaylaştırır. More Sentences
General
10	General	kolaylaştırmak	catalyze v.
11	General	kolaylaştırmak	further v.
12	General	kolaylaştırmak	expedite v.
13	General	kolaylaştırmak	pave the way for v.
14	General	kolaylaştırmak	smooth v.
15	General	kolaylaştırmak	be helpful v.
16	General	kolaylaştırmak	pave the way v.
17	General	kolaylaştırmak	smooth the way v.
18	General	kolaylaştırmak	remit v.
19	General	kolaylaştırmak	short-circuit v.
20	General	kolaylaştırmak	catalyse v.
21	General	kolaylaştırmak	favor v.
22	General	kolaylaştırmak	favour v.
23	General	kolaylaştırmak	allegge v.
24	General	kolaylaştırmak	alleviate v.
25	General	kolaylaştırmak	easy v.
26	General	kolaylaştırmak	lubricate v.
27	General	kolaylaştırmak	lubricitate v.
28	General	kolaylaştırmak	ingratiate (to) v.
Phrasals
29	Phrasals	kolaylaştırmak	smooth out v.
Idioms
30	Idioms	kolaylaştırmak	smooth the path v.
Trade/Economic
31	Trade/Economic	kolaylaştırmak	expedite v.
Medical
32	Medical	kolaylaştırmak	promote v.

Meanings of "kolaylaştırmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 86 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	yaşamı kolaylaştırmak	make life easier v.
Love makes life easier. Sevgi, yaşamı kolaylaştırıyor. More Sentences
2	Common Usage	hayatı kolaylaştırmak	make life easier v.
Love makes life easier. Aşk hayatı kolaylaştırır. More Sentences
General
3	General	işleri kolaylaştırmak	make things easier v.
It would make things easier for many families and increase equality. Birçok aile için işleri kolaylaştıracak ve eşitliği artıracaktır. More Sentences
4	General	işitme engelli insanların telefon görüşmelerini kolaylaştırmak amacıyla tasarlanmış cihaz	text telephone n.
5	General	not alınmasını kolaylaştırmak için satırları arasında geniş boşlukları olan kitap	text-book n.
6	General	mobilyanın hareketini kolaylaştırmak için ayaklarına takılan kubbe şeklindeki buton	glider n.
7	General	kesme, şekillendirme ve dikiş işlemlerini kolaylaştırmak için ayakkabı tabanlarını yumuşatan kimse	muller n.
8	General	(apsede) akıntıyı kolaylaştırmak için zıt yönde açılan cerrahi delik	counteropening n.
9	General	saat sarkacının hareketini kolaylaştırmak için duvar saatinin arkasına çakılan çivi	spur n.
10	General	anlamayı kolaylaştırmak	facilitate understanding v.
11	General	işini kolaylaştırmak	facilitate one's work v.
12	General	işini kolaylaştırmak	simplify one's job v.
13	General	işini kolaylaştırmak	make one's work easier v.
14	General	işini kolaylaştırmak	simplify one's work v.
15	General	hayatı kolaylaştırmak	ease the life v.
16	General	hayatı kolaylaştırmak	facilitate the life v.
17	General	yaşamı kolaylaştırmak	facilitate the life v.
18	General	yaşamı kolaylaştırmak	ease the life v.
19	General	iletişimi kolaylaştırmak	facilitate the communication v.
20	General	iletişimi kolaylaştırmak	ease the communication v.
21	General	yönetim ve denetimi kolaylaştırmak için bölümlere ayırmak	regiment v.
22	General	anlaşılmasını kolaylaştırmak	demystify v.
23	General	(bir kimsenin veya şeyin) işini kolaylaştırmak	help v.
24	General	iletişimi kolaylaştırmak	lubricitate v.
25	General	geçişi kolaylaştırmak	grease v.
26	General	anlaşılmasını kolaylaştırmak	disintricate v.
27	General	dinsel uygulamaları (kabulünü kolaylaştırmak için) kültüre adapte etmek	inculturate v.
28	General	hareketini kolaylaştırmak	shut [obsolete] v.
Phrasals
29	Phrasals	anlaşılmasını kolaylaştırmak	cut through something v.
Colloquial
30	Colloquial	çok kolaylaştırmak	goof-proof v.
Idioms
31	Idioms	bir şeyin olmasını/gerçekleşmesini kolaylaştırmak	oil the wheels v.
32	Idioms	birinin bir şeyi yapmasını kolaylaştırmak	smooth somebody's way v.
33	Idioms	birinin bir şeyi yapmasını kolaylaştırmak	smooth the way for somebody v.
34	Idioms	süreci hızlandırmak/kolaylaştırmak	grease the skids v.
35	Idioms	(birinin) işini kolaylaştırmak	open a few doors for someone v.
36	Idioms	(birinin) işini kolaylaştırmak	open some doors for someone v.
37	Idioms	bir şeyi kolaylaştırmak	make something a breeze v.
38	Idioms	(bir şeyi) kolaylaştırmak	give wing to (something) v.
39	Idioms	birinin işini kolaylaştırmak	give somebody an easy ride v.
40	Idioms	(a ile b arasındaki) geçişi sağlamak/kolaylaştırmak	bridge the gap (between a and b) v.
41	Idioms	(a ile b arasındaki) geçişi sağlamak/kolaylaştırmak	bridge the gulf (between a and b) v.
42	Idioms	işini kolaylaştırmak	open a few doors v.
43	Idioms	(birinin) işini kolaylaştırmak	open a few doors for (one) v.
44	Idioms	işini kolaylaştırmak	open some doors v.
45	Idioms	(birinin) işini kolaylaştırmak	open the door to (someone) v.
46	Idioms	(biri/bir şey) için işleri/durumu kolaylaştırmak	smooth the path for (someone or something) v.
47	Idioms	(biri/bir şey) için işleri/durumu kolaylaştırmak	smooth the way for (someone or something) v.
Speaking
48	Speaking	işleri kolaylaştırmak ister misin?	you want to make things easier? expr.
Trade/Economic
49	Trade/Economic	dış rekabet dolayısıyla yerlerinden olan faktörlerin başka alanlara aktarılıp oralarda çalışmalarını kolaylaştırmak üzere devletin yaptığı ödemeler	trade adjustment assistance n.
50	Trade/Economic	kapitalizmin tüketimi kolaylaştırmak için kullandığı tüketim araçları	meta-means n.
51	Trade/Economic	uzun süren deneyimlerle uygulamayı kolaylaştırmak için saptanmış standart	bogey n.
Technical
52	Technical	kargonun yükleme ve boşaltılmasını kolaylaştırmak için altına yerleştirilen metal platform	pallet n.
53	Technical	kablo sistemindeki bağlantıları kolaylaştırmak için tasarlanmış metal yuva	outlet n.
54	Technical	iletişimi kolaylaştırmak	lubricate v.
Mechanic
55	Mechanic	döndürmesini kolaylaştırmak için kanada benzeyen çıkıntıları olan cıvata somunu	wing-nut n.
Architecture
56	Architecture	asıl projenin inşasını kolaylaştırmak için oluşturulan temel yapılar	false works n.
Construction
57	Construction	(tahkimatta) kuşatma altındakilerin hücumunu kolaylaştırmak için bariyerde açılan geçit	coupure n.
Dyeing
58	Dyeing	eski boyayı çıkarılmasını kolaylaştırmak amacıyla yumuşatan pürmüz lambası	burner n.
Railway
59	Railway	tren hareketini kolaylaştırmak için raylara kum püskürten hazne	sandbox n.
Mining
60	Mining	geçişi kolaylaştırmak için genişletilmiş maden kuyusu ağzı	lodge n.
61	Mining	geçişi kolaylaştırmak için genişletilmiş maden kuyusu ağzı	platt n.
62	Mining	kazı faaliyetlerini kolaylaştırmak için yapılan bilinçli yakma işlemi	fire setting n.
Medical
63	Medical	uterustan çıkışı kolaylaştırmak amacıyla fetüsün kesilmesi	embryotomy n.
64	Medical	uygulanmasını kolaylaştırmak için aktif bir ilaçla birleştirilen inaktif madde	vehicle n.
65	Medical	süpürasyonu kolaylaştırmak için eskiden kullanılan ilaç tedavisi	maturative n.
66	Medical	doğumu kolaylaştırmak için simfizis pubisin kesilmesi	sigualtian section n.
67	Medical	doğumu kolaylaştırmak için simfizis pubisin kesilmesi	symphyseotomy n.
68	Medical	doğumu kolaylaştırmak için simfizis pubisin kesilmesi	symphysiotomy n.
69	Medical	doğumu kolaylaştırmak için simfizis pubisin kesilmesi	symphysotomy n.
70	Medical	doğumu kolaylaştırmak için simfizis pubisin kesilmesi	synchondrotomy n.
71	Medical	tedaviyi kolaylaştırmak	make the treatment easier v.
72	Medical	doğumu kolaylaştırmak için doğum sırasında karın kaslarını kasmak	overbear v.
Pharmaceutics
73	Pharmaceutics	doğumu kolaylaştırmak için kullanılan bir hormon ilacı	relaxin n.
74	Pharmaceutics	kan akışını kolaylaştırmak için damarları rahatlatan antihipertansif bir ilaç	doxazosin n.
Biology
75	Biology	kesitlemeyi kolaylaştırmak için mikroskopta incelenecek malzemeyi destekleyici bir malzemenin içine yerleştirmek	imbed v.
Botanic
76	Botanic	su püskürtmeyi kolaylaştırmak ve daha fazla güneş ışığı almasını sağlamak için ortası açık kalacak şekilde yetiştirilip budanmış	open-headed adj.
Agriculture
77	Agriculture	büyümelerini kolaylaştırmak için eşit uzaklıkta dikilmiş bitki sırası	check n.
78	Agriculture	büyümelerini kolaylaştırmak için eşit uzaklıkta dikilmiş bitki sırası	checkrow n.
Linguistics
79	Linguistics	uluslararası ilişkileri kolaylaştırmak amaçlı oluşturulmuş yapay bir dil	novial n.
80	Linguistics	telaffuzu kolaylaştırmak için bir dizi ünsüz şeklinde türemiş (ünlü)	disjunctive adj.
Military
81	Military	acil durum havaalanı olarak veya taktik operasyonlarını kolaylaştırmak için kullanılabilecek asgari imkanları olan havaalanı	diversion airfield n.
82	Military	acil durum havaalanı olarak veya taktik operasyonlarını kolaylaştırmak için kullanılabilecek asgari imkanları olan havaalanı	divert field n.
Music
83	Music	belirli bestelerin çalınmasını kolaylaştırmak için telli çalgının olağandan farklı bir şekilde akort edilmesi	scordatura n.
Cinema
84	Cinema	sinema filmi ekibinde sahneler arasındaki tutarsızlıkları önlemek ve kurguyu kolaylaştırmak için çekimin detaylarının kaydedilmesinden sorumlu çalışan	continuity girl n.
85	Cinema	sinema filmi ekibinde sahneler arasındaki tutarsızlıkları önlemek ve kurguyu kolaylaştırmak için çekimin detaylarının kaydedilmesinden sorumlu çalışan	continuity clerk n.
Archaic
86	Archaic	(çıban veya apsenin) iltihap toplamasını kolaylaştırmak	maturate v.