|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
kullanmak |
use v.
|
|
What mechanisms could the Commission use to encourage the Member States to make fresh contributions to the WFP?
Komisyon, Üye Devletleri WFP'ye yeni katkılarda bulunmaya teşvik etmek için hangi mekanizmaları kullanabilir?
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
kullanmak |
operate v.
|
|
Do you need a license to operate a crane?
Vinç kullanmak için lisansa ihtiyacınız var mı?
More Sentences
|
3 |
General |
kullanmak |
drive v.
|
|
Why is that drug addict driving a school bus?
Niye bu keş okul servisi kullanıyor?
More Sentences
|
4 |
General |
kullanmak |
apply v.
|
|
He applied the money to the payment of debts.
Parayı borçlarını ödemek için kullandı.
More Sentences
|
5 |
General |
kullanmak |
ride v.
|
|
I ride a scooter.
Scooter kullanıyorum.
More Sentences
|
6 |
General |
kullanmak |
pilot v.
|
|
I can pilot a helicopter.
Ben bir helikopter kullanabilirim.
More Sentences
|
7 |
General |
kullanmak |
smoke v.
|
|
Tom didn't smoke marijuana that night.
Tom o gece marihuana kullanmadı.
More Sentences
|
8 |
General |
kullanmak |
wield v.
|
|
In this case, we must wield the carrot and the stick.
Bu durumda, hem havuç hem de sopa kullanmalıyız.
More Sentences
|
9 |
General |
kullanmak |
take advantage of v.
|
|
Engineers try to take advantage of nature rather than try to understand it.
Mühendisler, tabiatı anlamaktan ziyade, onu kullanmaya çalışırlar.
More Sentences
|
10 |
General |
kullanmak |
make use of v.
|
|
We also assume that the Commission will act responsibly if it becomes necessary to make use of it.
Ayrıca Komisyonun bunu kullanmasının gerekli olması halinde sorumlu bir şekilde hareket edeceğini varsayıyoruz.
More Sentences
|
11 |
General |
kullanmak |
tap v.
|
|
These days, Spain wants to tap half of the Ebro's water to promote tourism in southern Spain.
Bugünlerde İspanya, güney İspanya'da turizmi teşvik etmek için Ebro'nun suyunun yarısını kullanmak istiyor.
More Sentences
|
12 |
General |
kullanmak |
exercise v.
|
|
This custody he could never exercise.
Bu velayet hakkını asla kullanamazdı.
More Sentences
|
13 |
General |
kullanmak |
take v.
|
|
The main roads are busy, try taking the highway.
Ana yollar kalabalık, otobanı kullanmayı dene.
More Sentences
|
14 |
General |
kullanmak |
utilise v.
|
|
Furthermore, we should utilise an extraordinary budget line, since this is an extraordinarily catastrophic situation.
Ayrıca, bu olağanüstü bir felaket durumu olduğu için olağanüstü bir bütçe kalemi kullanmalıyız.
More Sentences
|
15 |
General |
kullanmak |
exploit v.
|
|
Countries located upstream often exploit their natural advantages over the countries downstream.
Yukarı kıyıdaş ülkeler genellikle aşağı kıyıdaş ülkelere karşı doğal avantajlarını kullanırlar.
More Sentences
|
16 |
General |
kullanmak |
employ v.
|
|
Which stained glass method do you employ?
Hangi vitray yöntemini kullanıyorsunuz?
More Sentences
|
17 |
General |
kullanmak |
manipulate v.
|
|
You were manipulating Tom.
Tom'u kullanıyordunuz.
More Sentences
|
18 |
General |
kullanmak |
utilize v.
|
|
Your physician may suggest utilizing an electronic device to suppress the sound.
Doktorunuz sesi bastırmak için elektronik bir cihaz kullanmanızı önerebilir.
More Sentences
|
19 |
General |
kullanmak |
exert v.
|
|
He exerted all his influence to be on the cover of the magazine.
Derginin kapağında yer almak için tüm nüfuzunu kullandı.
More Sentences
|
20 |
General |
kullanmak |
use v.
|
|
What mechanisms could the Commission use to encourage the Member States to make fresh contributions to the WFP?
Komisyon, Üye Devletleri WFP'ye yeni katkılarda bulunmaya teşvik etmek için hangi mekanizmaları kullanabilir?
More Sentences
|
|
21 |
General |
kullanmak |
play (on) v.
|
|
We should not be playing off the free movement of goods against the balance of the ecosystem.
Malların serbest dolaşımını ekosistemin dengesine karşı kullanmamalıyız.
More Sentences
|
22 |
General |
kullanmak |
practice [obsolete] v.
|
|
If you don't practice a word at least once, you can't learn it.
Bir kelimeyi en az bir kez kullanmazsan, onu öğrenemezsin.
More Sentences
|
23 |
General |
kullanmak |
deploy v.
|
|
My current position allows me to deploy all of my creative talents.
Şu anki konumum tüm yaratıcı yeteneklerimi kullanmama imkan veriyor.
More Sentences
|
Phrasals |
|
24 |
Phrasals |
kullanmak |
pander to v.
|
|
That party is always pandering to the middle class.
O parti her zaman orta sınıfı kullanıyor.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
25 |
Trade/Economic |
kullanmak |
employ v.
|
|
Which stained glass method do you employ?
Hangi vitray yöntemini kullanıyorsunuz?
More Sentences
|
26 |
Trade/Economic |
kullanmak |
make use of v.
|
|
We also assume that the Commission will act responsibly if it becomes necessary to make use of it.
Ayrıca Komisyonun bunu kullanmasının gerekli olması halinde sorumlu bir şekilde hareket edeceğini varsayıyoruz.
More Sentences
|
Technical |
|
27 |
Technical |
kullanmak |
exert v.
|
|
He exerted all his influence to be on the cover of the magazine.
Derginin kapağında yer almak için tüm nüfuzunu kullandı.
More Sentences
|
28 |
Technical |
kullanmak |
adopt v.
|
|
Mr Coelho adopts a fully justified tone of impatience.
Bay Coelho tamamen haklı bir sabırsızlık ton kullanıyor.
More Sentences
|
29 |
Technical |
kullanmak |
utilise v.
|
|
Furthermore, we should utilise an extraordinary budget line, since this is an extraordinarily catastrophic situation.
Ayrıca, bu olağanüstü bir felaket durumu olduğu için olağanüstü bir bütçe kalemi kullanmalıyız.
More Sentences
|
30 |
Technical |
kullanmak |
use v.
|
|
What mechanisms could the Commission use to encourage the Member States to make fresh contributions to the WFP?
Komisyon, Üye Devletleri WFP'ye yeni katkılarda bulunmaya teşvik etmek için hangi mekanizmaları kullanabilir?
More Sentences
|
31 |
Technical |
kullanmak |
wear v.
|
|
I told you to wear sunblock.
Sana güneş kremi kullanmanı söyledim.
More Sentences
|
32 |
Technical |
kullanmak |
utilize v.
|
|
Your physician may suggest utilizing an electronic device to suppress the sound.
Doktorunuz sesi bastırmak için elektronik bir cihaz kullanmanızı önerebilir.
More Sentences
|
General |
|
33 |
General |
kullanmak |
put to use v.
|
|
34 |
General |
kullanmak |
draw on v.
|
|
35 |
General |
kullanmak |
roll v.
|
|
36 |
General |
kullanmak |
put upon v.
|
|
37 |
General |
kullanmak |
manage v.
|
|
38 |
General |
kullanmak |
put account v.
|
|
39 |
General |
kullanmak |
dispose v.
|
|
40 |
General |
kullanmak |
call forth v.
|
|
|
41 |
General |
kullanmak |
turn to account v.
|
|
42 |
General |
kullanmak |
got round v.
|
|
43 |
General |
kullanmak |
govern v.
|
|
44 |
General |
kullanmak |
run v.
|
|
45 |
General |
kullanmak |
get round v.
|
|
46 |
General |
kullanmak |
head v.
|
|
47 |
General |
kullanmak |
engage v.
|
|
48 |
General |
kullanmak |
ply v.
|
|
49 |
General |
kullanmak |
dispose of v.
|
|
50 |
General |
kullanmak |
handle v.
|
|
51 |
General |
kullanmak |
make use v.
|
|
52 |
General |
kullanmak |
draw upon v.
|
|
53 |
General |
kullanmak |
economize v.
|
|
54 |
General |
kullanmak |
economise v.
|
|
55 |
General |
kullanmak |
redeem v.
|
|
56 |
General |
kullanmak |
applicate v.
|
|
57 |
General |
kullanmak |
bear v.
|
|
58 |
General |
kullanmak |
ure v.
|
|
59 |
General |
kullanmak |
man [dialect] v.
|
|
60 |
General |
kullanmak |
bisie v.
|
|
61 |
General |
kullanmak |
have v.
|
|
62 |
General |
kullanmak |
help v.
|
|
63 |
General |
kullanmak |
rock v.
|
|
64 |
General |
kullanmak |
run out v.
|
|
65 |
General |
kullanmak |
fee [dialect] [uk] v.
|
|
66 |
General |
kullanmak |
involve v.
|
|
67 |
General |
kullanmak |
play (upon) v.
|
|
68 |
General |
kullanmak |
flex v.
|
|
69 |
General |
kullanmak |
sue [obsolete] v.
|
|
70 |
General |
kullanmak |
man v.
|
|
Phrasals |
|
71 |
Phrasals |
kullanmak |
call upon v.
|
|
Trade/Economic |
|
72 |
Trade/Economic |
kullanmak |
consume v.
|
|
Technical |
|
73 |
Technical |
kullanmak |
handle v.
|
|
74 |
Technical |
kullanmak |
base v.
|
|
Computer |
|
75 |
Computer |
kullanmak |
hit v.
|
|
Archaic |
|
76 |
Archaic |
kullanmak |
occupy v.
|
|
77 |
Archaic |
kullanmak |
improve v.
|
|
78 |
Archaic |
kullanmak |
subserve v.
|
|
Slang |
|
79 |
Slang |
kullanmak |
frack over v.
|
|
80 |
Slang |
kullanmak |
fuck over v.
|
|
|
81 |
Slang |
kullanmak |
frack (fuck) v.
|
|
|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
oy kullanmak |
vote v.
|
|
In order to reduce the risk of the spread of HIV, it is essential to vote in favour of the report.
HIV'in yayılma riskini azaltmak için rapor lehinde oy kullanmak şarttır.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
kötüye kullanmak |
betray v.
|
|
The politician did not bother to apologize for betraying our trust.
Politikacı güvenimizi kötüye kullandığı için özür dileme zahmetinde bulunmadı.
More Sentences
|
3 |
General |
uyuşturucu kullanmak |
use drugs v.
|
|
Mary was using drugs, so the police arrested her.
Mary uyuşturucu kullanıyordu, bu yüzden polis onu tutukladı.
More Sentences
|
4 |
General |
ilaç kullanmak |
be on medication v.
|
|
Sami was on medication.
Sami ilaç kullanıyordu.
More Sentences
|
5 |
General |
uyuşturucu kullanmak |
be on drugs v.
|
|
Sami was on drugs.
Sami uyuşturucu kullanıyordu.
More Sentences
|
6 |
General |
kano kullanmak |
paddle v.
|
|
Tom and Mary paddled their canoe along the shoreline, looking of a place to camp.
Tom ve Mary kamp yapacak bir yer arayarak sahil boyunca kanolarını kullandılar.
More Sentences
|
7 |
General |
uçak kullanmak |
pilot v.
|
|
He knows how to pilot a plane.
Uçak kullanmayı biliyor.
More Sentences
|
8 |
General |
daktilo kullanmak |
type v.
|
|
The new secretary types faster than the old one.
Yeni sekreter eskine göre daha hızlı daktilo kullanıyor.
More Sentences
|
9 |
General |
tanımlamak için kullanmak |
apply v.
|
|
This consideration applies in particular to the reference values to be used to define energy savings.
Bu husus özellikle enerji tasarrufunu tanımlamak için kullanılacak referans değerler için geçerlidir.
More Sentences
|
10 |
General |
aleyhinde oy kullanmak |
vote against v.
|
|
This report is irrelevant and I shall, of course, vote against it.
Bu raporun konuyla ilgisi yoktur ve ben de elbette aleyhinde oy kullanacağım.
More Sentences
|
11 |
General |
araba kullanmak |
drive v.
|
|
Driving is one of the hardest and most pressurised jobs there is.
Araba kullanmak, var olan en zor ve en stresli işlerden biridir.
More Sentences
|
12 |
General |
yerine kullanmak |
substitute v.
|
|
Try substituting ground coconut for flour.
Un yerine öğütülmüş hindistan cevizi kullanmayı deneyin.
More Sentences
|
13 |
General |
uyuşturucu kullanmak |
take drugs v.
|
|
It is their choice whether they take drugs in prison.
Hapishanede uyuşturucu kullanıp kullanmamak onların tercihidir.
More Sentences
|
14 |
General |
yanlış kullanmak |
misuse v.
|
|
Quotas should be based on science and conservation objectives, not misused as automatic penalties.
Kotaların bilime ve muhafazakar hedeflere dayanması gerekir; otomatik cezalar olarak yanlış kullanılmaması gerekir.
More Sentences
|
15 |
General |
kötüye kullanmak |
misappropriate v.
|
|
Moreover, such aid is often also misappropriated by the local administration.
Ayrıca, bu tür yardımlar genellikle yerel yönetim tarafından kötüye kullanılmaktadır.
More Sentences
|
16 |
General |
karşı oy kullanmak |
vote against v.
|
|
We shall therefore vote against the discharge for Parliament's 1998 accounts.
Bu nedenle Parlamento'nun 1998 yılı hesaplarının ibra edilmesine karşı oy kullanacağız.
More Sentences
|
17 |
General |
oy kullanmak |
vote v.
|
|
In order to reduce the risk of the spread of HIV, it is essential to vote in favour of the report.
HIV'in yayılma riskini azaltmak için rapor lehinde oy kullanmak şarttır.
More Sentences
|
18 |
General |
araba kullanmak |
drive a car v.
|
|
You cannot be too careful driving a car.
Araba kullanırken ne kadar dikkatli olsanız azdır.
More Sentences
|
19 |
General |
kötüye kullanmak |
misuse v.
|
|
We cannot allow history to be misused as an obstacle to enlargement.
Tarihin genişlemenin önünde bir engel olarak kötüye kullanılmasına izin veremeyiz.
More Sentences
|
20 |
General |
kano kullanmak |
canoe v.
|
|
Tom and Mary were paddling a canoe down the river the last time I saw them.
Onları son gördüğümde Tom ve Mary nehirde kano kullanıyorlardı.
More Sentences
|
21 |
General |
karşı oy kullanmak |
vote against v.
|
|
We shall therefore vote against the discharge for Parliament's 1998 accounts.
Bu nedenle Parlamento'nun 1998 yılı hesaplarının ibra edilmesine karşı oy kullanacağız.
More Sentences
|
22 |
General |
alkollü araç kullanmak |
drink and drive v.
|
|
Don't drink and drive.
Alkollü araç kullanma!
More Sentences
|
23 |
General |
internet kullanmak |
use the internet v.
|
|
We need more secure systems if we are to boost consumer confidence in using the Internet.
Tüketicilerin interneti kullanma konusundaki güvenini artırmak için daha güvenli sistemlere ihtiyacımız var.
More Sentences
|
24 |
General |
tekne kullanmak |
sail a boat v.
|
|
Tom said he wanted to learn how to sail a boat.
Tom nasıl tekne kullanacağını öğrenmek istediğini söyledi.
More Sentences
|
25 |
General |
bisiklet kullanmak |
ride bicycle v.
|
|
Elephants can't ride bicycles.
Filler bisiklet kullanamaz.
More Sentences
|
26 |
General |
yeniden kullanmak |
reuse v.
|
|
We want to reuse raw materials in future.
Gelecekte hammaddeleri yeniden kullanmak istiyoruz.
More Sentences
|
27 |
General |
araç kullanmak |
drive v.
|
|
This is relevant not only to professional drivers but to all of us who drive on European roads.
Bu sadece profesyonel sürücüler için değil, Avrupa yollarında araç kullanan hepimiz için geçerlidir.
More Sentences
|
28 |
General |
bisiklet kullanmak |
ride a bicycle v.
|
|
Tom is riding a bicycle.
Tom bir bisiklet kullanıyor.
More Sentences
|
29 |
General |
nakit kullanmak |
use cash v.
|
|
Using cash makes you think money is truly substantial.
Nakit kullanmak, paranın gerçekten önemli olduğunu düşünmenizi sağlar.
More Sentences
|
30 |
General |
sigara kullanmak |
smoke v.
|
|
I don't smoke.
Sigara kullanmıyorum.
More Sentences
|
31 |
General |
uyuşturucu kullanmak |
do drugs v.
|
|
You shouldn't do drugs.
Uyuşturucu kullanmaman gerek.
More Sentences
|
32 |
General |
alkol kullanmak |
use alcohol v.
|
|
Sami was not supposed to use alcohol.
Sami'nin alkol kullanmaması gerekiyordu.
More Sentences
|
33 |
General |
alkol kullanmak |
drink alcohol v.
|
|
When was the last time you drank alcohol?
En son ne zaman alkol kullandınız?
More Sentences
|
34 |
General |
merdivenleri kullanmak |
use the stairs v.
|
|
We have to use the stairs because the elevator is out of order.
Asansör arızalı olduğu için merdivenleri kullanmak zorundayız.
More Sentences
|
35 |
General |
toplu taşıma kullanmak |
use public transportation v.
|
|
Tom uses public transportation.
Tom toplu taşıma kullanıyor.
More Sentences
|
36 |
General |
prezervatif kullanmak |
use condom v.
|
|
They don't use condoms because they are no longer worried about pregnancy.
Onlar prezervatif kullanmıyorlar çünkü artık hamilelik konusunda endişeli değiller.
More Sentences
|
37 |
General |
eroin kullanmak |
use heroin v.
|
|
Layla started using heroin.
Layla eroin kullanmaya başladı.
More Sentences
|
38 |
General |
plastik poşet kullanmak |
use plastic bag v.
|
|
I rarely use plastic bags.
Nadiren plastik poşet kullanırım.
More Sentences
|
39 |
General |
telefonu kullanmak |
use the phone v.
|
|
I didn't want to use the phone.
Telefonu kullanmak istemedim.
More Sentences
|
40 |
General |
telefonu kullanmak |
use the telephone v.
|
|
She asked for my permission to use the telephone.
Telefonu kullanmak için benden izin istedi.
More Sentences
|
41 |
General |
orantısız güç kullanmak |
use disproportionate force v.
|
|
He has once again used disproportionate force.
Bir kez daha orantısız güç kullanmıştır.
More Sentences
|
42 |
General |
lavaboyu kullanmak |
use the bathroom v.
|
|
Please wash your hands after using the bathroom.
Lavaboyu kullandıktan sonra lütfen ellerinizi yıkayın.
More Sentences
|
43 |
General |
banyoyu kullanmak |
use the bathroom v.
|
|
May I use the bathroom?
Banyonu kullanabilir miyim?
More Sentences
|
44 |
General |
tuvaleti kullanmak |
use the bathroom v.
|
|
I had to use the bathroom.
Tuvaleti kullanmam gerekti.
More Sentences
|
45 |
General |
tuvaleti kullanmak |
use the toilet v.
|
|
May I use the toilet?
Tuvaleti kullanabilir miyim?
More Sentences
|
46 |
General |
deodorant kullanmak |
use a deodorant v.
|
|
You should use a deodorant.
Deodorant kullanmalısın.
More Sentences
|
47 |
General |
bilgisayarı kullanmak |
use the computer v.
|
|
I'm using the computer.
Bilgisayarı kullanıyorum.
More Sentences
|
48 |
General |
uçak kullanmak |
fly a plane v.
|
|
Do you have a license to fly a plane?
Uçak kullanma ehliyetin var mı?
More Sentences
|
49 |
General |
tırmık kullanmak |
rake v.
|
|
Use a rake and rake up the leaves in the yard.
Bir tırmık kullan ve bahçedeki yaprakları tırmıkla topla.
More Sentences
|
Common Usage |
|
50 |
Common Usage |
kendi çıkarı için kullanmak |
exploit v.
|
|
51 |
Common Usage |
kendi çıkarına kullanmak |
exploit v.
|
|
52 |
Common Usage |
kötüye kullanmak |
abuse v.
|
|
General |
|
53 |
General |
gelecekte kullanmak için ayırma |
keeping n.
|
|
54 |
General |
bir kızın evlendiğinde kullanmak üzere biriktirdiği eşyalar |
trousseau n.
|
|
55 |
General |
mutasarrıfa tarım ve marangozluk için kullanmak üzere tahsis edilmiş ormanlık arazi |
cartbote [obsolete] n.
|
|
56 |
General |
balo, karnaval gibi eğlencelerde kullanmak üzere içine konfeti konularak hazırlanmış yumurta kabuğu |
cascaron n.
|
|
57 |
General |
yeni elde edilmiş kaynakları daha önceki bir açığı kapatmak için kullanmak |
lap n.
|
|
58 |
General |
sermaye olarak kullanmak için alınan borç |
leverage n.
|
|
59 |
General |
mücevherat yapımında kullanmak üzere altın veya gümüşü eriten ve kalıba döken kimse |
melter n.
|
|
60 |
General |
(kumarda) daha sonra kullanmak için kartları saklama |
holdout n.
|
|
61 |
General |
ceza kovuşturmasında kullanmak üzere alçıdan kalıp yapma |
moulage n.
|
|
62 |
General |
bir şeyi kullanmak için restore eden kimse |
reviver n.
|
|
63 |
General |
dini mahkemede yargı yetkisini kullanmak üzere atanan kimse |
principal n.
|
|
64 |
General |
kullanmak (bir taşıtı) |
take v.
|
|
65 |
General |
aklını kullanmak |
use one's mind v.
|
|
66 |
General |
inisiyatifini kullanmak |
take the initiative v.
|
|
67 |
General |
uçak kullanmak |
aviate v.
|
|
68 |
General |
kullanmak (kaynak vb) |
utilize v.
|
|
69 |
General |
kullanmak (gemi) |
sail v.
|
|
70 |
General |
kullanmak (uçak) |
pilot v.
|
|
71 |
General |
kuvvet kullanmak |
use forcible means v.
|
|
72 |
General |
kötü kullanmak |
misspend v.
|
|
73 |
General |
askeri hizmette kullanmak üzere el koymak |
commandeer v.
|
|
74 |
General |
oy kullanmak |
go to polls v.
|
|
75 |
General |
kaynak göstermeden bir kitabın belirli bir kısmını kullanmak |
plagiarize v.
|
|
76 |
General |
aşırı kullanmak |
use excessively v.
|
|
77 |
General |
ehliyetine geçici olarak el konulmuş olmasına rağmen araç kullanmak |
be driving on a suspended driving licence v.
|
|
78 |
General |
dümen kullanmak |
con v.
|
|
79 |
General |
kötüye kullanmak |
make a draft on v.
|
|
80 |
General |
iyi niyetini kötüye kullanmak |
take advantage of v.
|
|
81 |
General |
(ileride kullanmak üzere) bırakmak |
reposit v.
|
|
82 |
General |
kötüye kullanmak |
trespass up v.
|
|
83 |
General |
paravan olarak kullanmak |
use as a screen v.
|
|
84 |
General |
jartijer kullanmak |
garter v.
|
|
85 |
General |
kaçak elektrik kullanmak |
use electricity illegally v.
|
|
86 |
General |
ileride kullanmak üzere tutmak |
keep for future use v.
|
|
87 |
General |
latince sözcükler kullanmak |
latinise v.
|
|
88 |
General |
hor kullanmak |
mishandle v.
|
|
89 |
General |
idareli kullanmak |
save on v.
|
|
90 |
General |
içindeki potansiyelini kendini tatmin edecek bir şekilde kullanmak (insan) |
fulfill v.
|
|
91 |
General |
idareli kullanmak |
harvest v.
|
|
92 |
General |
sesli harf yerine kullanmak |
vocalize v.
|
|
93 |
General |
idareli kullanmak |
spare v.
|
|
94 |
General |
sal kullanmak |
raft v.
|
|
95 |
General |
idareli kullanmak |
eke out v.
|
|
96 |
General |
kötüye kullanmak |
misemploy v.
|
|
97 |
General |
bir hizmet veya işte kullanmak |
employ v.
|
|
98 |
General |
erotizmi kullanmak |
erotise v.
|
|
99 |
General |
kötüye kullanmak |
trespass on v.
|
|
100 |
General |
birşeyi kendi yararı için kullanmak |
capitalize v.
|
|
101 |
General |
amacının dışında kullanmak |
misemploy v.
|
|
102 |
General |
kötüye kullanmak |
impose v.
|
|
103 |
General |
kullanmak (birisini vb) |
exploit v.
|
|
104 |
General |
hurda olarak kullanmak |
scrap v.
|
|
105 |
General |
karşı oy kullanmak |
vote out v.
|
|
106 |
General |
fazla kullanmak (tuzu/baharatı) |
overdo v.
|
|
107 |
General |
dümen kullanmak |
coxswain v.
|
|
108 |
General |
dümen kullanmak |
be on one's guard v.
|
|
109 |
General |
kötüye kullanmak |
defile v.
|
|
110 |
General |
kötüye kullanmak |
presume on v.
|
|
111 |
General |
bir miktarı çıkarıp kullanmak (para fonundan/malzemeden) |
indent on v.
|
|
112 |
General |
çok iyi biliyormuş gibi kullanmak (bir sözü) |
bandy about v.
|
|
113 |
General |
çoğul olarak kullanmak |
pluralize v.
|
|
114 |
General |
dümen kullanmak |
conn v.
|
|
115 |
General |
her çareyi kullanmak |
go to all lengths v.
|
|
116 |
General |
iradesini kullanmak |
will v.
|
|
117 |
General |
latince sözcükler kullanmak |
latinize v.
|
|
118 |
General |
cebir kullanmak |
use force v.
|
|
119 |
General |
hak kullanmak |
exercise a right v.
|
|
120 |
General |
maşa gibi kullanmak |
use somebody as a tool v.
|
|
121 |
General |
lastikli sözcükler kullanmak |
equivocate v.
|
|
122 |
General |
bir miktarı çıkarıp kullanmak (para fonundan/malzemeden) |
indent upon v.
|
|
123 |
General |
karşı oy kullanmak |
blackball v.
|
|
124 |
General |
hor kullanmak |
be hell on v.
|
|
125 |
General |
son çare olarak kullanmak |
resort to v.
|
|
126 |
General |
aleyhine kullanmak |
use against v.
|
|
127 |
General |
dirgen kullanmak |
pitchfork v.
|
|
128 |
General |
avantaj kullanmak |
use one's advantage v.
|
|
129 |
General |
kötü kullanmak |
mistreat v.
|
|
130 |
General |
oyunu kullanmak |
poll v.
|
|
131 |
General |
direksiyon kullanmak |
steer v.
|
|
132 |
General |
hatalı kullanmak |
misuse v.
|
|
133 |
General |
idareli kullanmak |
economise v.
|
|
134 |
General |
her çareyi kullanmak |
go to any length v.
|
|
135 |
General |
aygıtları kullanmak |
apply v.
|
|
136 |
General |
hünerle kullanmak |
manipulate v.
|
|
137 |
General |
idareli kullanmak |
husband v.
|
|
138 |
General |
iyi kullanmak |
make good use of v.
|
|
139 |
General |
kötüye kullanmak |
encroach v.
|
|
140 |
General |
hor kullanmak |
misuse v.
|
|
141 |
General |
gerekenden az bir miktarı kullanmak |
skimp on v.
|
|
142 |
General |
gemi kullanmak |
navigate v.
|
|
143 |
General |
az kullanmak |
underutilize v.
|
|
144 |
General |
idareli kullanmak |
scamp v.
|
|
145 |
General |
elle tutup kullanmak |
wield v.
|
|
146 |
General |
iznini kullanmak |
take one's vacation v.
|
|
147 |
General |
bir şeyi kendi yararına kullanmak |
trade on v.
|
|
148 |
General |
kürekle kano kullanmak |
paddle v.
|
|
149 |
General |
zor kullanmak |
lay hands on v.
|
|
150 |
General |
alkollü araba kullanmak |
drink and drive v.
|
|
151 |
General |
otomobil kullanmak |
drive a car v.
|
|
152 |
General |
yeteneğini vb'ni kendine layık olmayan bir işte kullanmak |
prostitute v.
|
|
153 |
General |
zor kullanmak |
use force v.
|
|
154 |
General |
hor kullanmak |
mistreat v.
|
|
155 |
General |
kötü kullanmak |
mishandle v.
|
|
156 |
General |
en iyi şekilde kullanmak |
optimize v.
|
|
157 |
General |
kötüye kullanmak |
exploit v.
|
|
158 |
General |
kullanmak (içki/sigara/uyuşturucu) |
touch v.
|
|
159 |
General |
taksi kullanmak |
hack v.
|
|
160 |
General |
birinin üzerinde otoritesini kullanmak |
pull rank v.
|
|
161 |
General |
kendi çıkarına kullanmak |
make capital of v.
|
|
162 |
General |
lazer ışığı kullanmak |
lase v.
|
|
163 |
General |
ileride kullanmak üzere tutmak |
kept for future use v.
|
|
164 |
General |
amaç dışında kullanmak |
misuse v.
|
|
165 |
General |
kötüye kullanmak (yetkiyi/görevi) |
abuse v.
|
|
166 |
General |
idareli kullanmak |
economize v.
|
|
167 |
General |
idareli kullanmak |
eke something out v.
|
|
168 |
General |
aletleri kullanmak |
apply v.
|
|
169 |
General |
kullanmak (kendi çıkarı için) |
exploit v.
|
|
170 |
General |
izin almadan kullanmak (başkasının malı olan bir şeyi) |
make free with v.
|
|
171 |
General |
dümen kullanmak |
cox v.
|
|
172 |
General |
sandığa gitmek (oy kullanmak amacıyla) |
go to polls v.
|
|
173 |
General |
şiddet kullanmak |
use violence v.
|
|
174 |
General |
az kullanmak |
underuse v.
|
|
175 |
General |
kafasını kullanmak |
use one's life v.
|
|
176 |
General |
erotizmi kullanmak |
erotize v.
|
|
177 |
General |
ustalıkla kullanmak |
wield v.
|
|
178 |
General |
her çareyi kullanmak |
go to great lengths v.
|
|
179 |
General |
idareli kullanmak |
be sparing of v.
|
|
180 |
General |
görevi kötüye kullanmak |
misconduct v.
|
|
181 |
General |
adam kullanmak |
know how to make somebody work efficiently v.
|
|
182 |
General |
hoyratça kullanmak |
be hell on v.
|
|
183 |
General |
ihtiyatlı kullanmak |
economise v.
|
|
184 |
General |
doğru olmayan bir şekilde kullanmak |
abuse v.
|
|
185 |
General |
kullanmak (sigara/içki vb'ni) |
use v.
|
|
186 |
General |
kötüye kullanmak |
trespass on something v.
|
|
187 |
General |
amacının dışında kullanmak |
misapply v.
|
|
188 |
General |
amacının dışında kullanmak |
misuse v.
|
|
189 |
General |
kullanmak (güç) |
exert v.
|
|
190 |
General |
kendi çıkarları için kullanmak |
manipulate v.
|
|
191 |
General |
sermaye olarak kullanmak |
capitalize v.
|
|
192 |
General |
manivela kullanmak |
lever v.
|
|
193 |
General |
manivela gibi kullanmak |
lever v.
|
|
194 |
General |
doğal güçleri kullanmak |
harness v.
|
|
195 |
General |
çekimser oy kullanmak |
refrain from a vote v.
|
|
196 |
General |
çekimser oy kullanmak |
abstain from a vote v.
|
|
197 |
General |
evet oyu kullanmak |
vote in favor v.
|
|
198 |
General |
bir şeyi yararına kullanmak |
feed off v.
|
|
199 |
General |
zamanını iyi kullanmak |
make the best of one's time v.
|
|
200 |
General |
uyuşturucu kullanmak |
toke v.
|
|
201 |
General |
güç kullanmak |
use force v.
|
|
202 |
General |
dini kullanmak |
exploit the religion v.
|
|
203 |
General |
doğru kullanmak |
use something properly v.
|
|
204 |
General |
doğru şekilde kullanmak |
use something suitably v.
|
|
205 |
General |
doğru kullanmak |
use something suitably v.
|
|
206 |
General |
doğru şekilde kullanmak |
use something properly v.
|
|
207 |
General |
temel olarak kullanmak |
use something as base v.
|
|
208 |
General |
cop kullanmak |
use baton v.
|
|
209 |
General |
araç olarak kullanmak |
use as a means of v.
|
|
210 |
General |
bir şeyi başka bir amaçla kullanmak üzere değiştirmek |
repurpose v.
|
|
211 |
General |
yem olarak kullanmak |
use something as bait v.
|
|
212 |
General |
amacı dışında kullanmak |
misuse v.
|
|
213 |
General |
amacı dışında kullanmak |
misapply v.
|
|
214 |
General |
amacı dışında kullanmak |
use for the wrong purposes v.
|
|
215 |
General |
amacı dışında kullanmak |
apply incorrectly v.
|
|
216 |
General |
avantajını kullanmak |
take the advantage of v.
|
|
217 |
General |
nüfuz kullanmak |
exert influence v.
|
|
218 |
General |
nüfuzunu kullanmak |
use one's influence v.
|
|
219 |
General |
nüfuzunu kullanmak |
wield one's influence v.
|
|
220 |
General |
izin kullanmak |
take one's vacation v.
|
|
221 |
General |
kapasite kullanmak |
use capacity v.
|
|
222 |
General |
nüfuzunu kullanmak |
exert one's influence v.
|
|
223 |
General |
nüfuzunu kullanmak |
exercise one's influence v.
|
|
224 |
General |
çekmece veya gardırop kullanmak yerine giysileri yere koymak |
floordrobe v.
|
|
225 |
General |
fiziksel güç kullanmak |
use physical force v.
|
|
226 |
General |
koz olarak kullanmak |
use a trump v.
|
|
227 |
General |
koz olarak kullanmak |
trump v.
|
|
228 |
General |
fiziksel güç kullanmak |
resort to physical force v.
|
|
229 |
General |
traktör kullanmak |
drive tractor v.
|
|
230 |
General |
yetki kullanmak |
exercise one's authority v.
|
|
231 |
General |
yetki kullanmak |
use power v.
|
|
232 |
General |
motor kullanmak |
ride motorbike v.
|
|
233 |
General |
motor kullanmak |
ride motorcycle v.
|
|
234 |
General |
bilgisayar kullanmak |
use computer v.
|
|
235 |
General |
vekaleten oy kullanmak |
vote by proxy v.
|
|
236 |
General |
kokain kullanmak |
cocainise v.
|
|
237 |
General |
kokain kullanmak |
cocainize v.
|
|
238 |
General |
yıllık izin kullanmak |
take annual leave v.
|
|
239 |
General |
koz olarak kullanmak |
use as a trump card v.
|
|
240 |
General |
yeniden kullanmak |
redispose v.
|
|
241 |
General |
tekrar kullanmak |
redispose v.
|
|
242 |
General |
bütçe kullanmak |
use budget v.
|
|
243 |
General |
bebek arabası kullanmak |
push a pushchair v.
|
|
244 |
General |
bebek arabası kullanmak |
push along a pushchair v.
|
|
245 |
General |
nüfuzunu kullanmak |
pull the wires v.
|
|
246 |
General |
güç kullanmak |
bear down v.
|
|
247 |
General |
aleyhinde oy kullanmak |
blackball v.
|
|
248 |
General |
inisiyatif kullanmak |
use initiative v.
|
|
249 |
General |
hayal gücünü kullanmak |
use one's imagination v.
|
|
250 |
General |
kaba kuvvet kullanmak |
use brute force v.
|
|
251 |
General |
birini maşa olarak kullanmak |
use someone as a cat's paw v.
|
|
252 |
General |
(araba) kullanmak |
drive v.
|
|
253 |
General |
kafayı kullanmak |
use one's head v.
|
|
254 |
General |
kılavuz kullanmak |
jig v.
|
|
255 |
General |
gücünü ... üzerinde kullanmak |
exercise one's strength over v.
|
|
256 |
General |
yetki kullanmak |
exercise power v.
|
|
257 |
General |
tekrar kullanmak |
reutilize v.
|
|
258 |
General |
yeniden kullanmak |
reutilize v.
|
|
259 |
General |
kaynak olarak kullanmak |
use as a source v.
|
|
260 |
General |
kaynak olarak kullanmak |
use as a reference v.
|
|
261 |
General |
hor kullanmak |
ill-use v.
|
|
262 |
General |
hor kullanmak |
ill-treat v.
|
|
263 |
General |
(sonra kullanmak üzere) ayırmak |
set-aside v.
|
|
264 |
General |
ihtiyaç halinde kullanmak için hazırda tutmak |
put somebody on stand-by v.
|
|
265 |
General |
(yasaları vb) dolambaçlı yoldan istediği yönde kullanmak |
get round v.
|
|
266 |
General |
zamanı kullanmak |
use the time v.
|
|
267 |
General |
ilk kez kullanmak |
christen v.
|
|
268 |
General |
tarak makinesi kullanmak |
dredge v.
|
|
269 |
General |
(birisi üzerinde) otoritesini kullanmak |
pull rank on someone v.
|
|
270 |
General |
sıfatını kullanmak |
pull rank on someone v.
|
|
271 |
General |
kötü kullanmak |
misuse v.
|
|
272 |
General |
yanlış kullanmak |
misapply v.
|
|
273 |
General |
yanlış yerde kullanmak |
misuse v.
|
|
274 |
General |
beceriyle kullanmak |
manipulate v.
|
|
275 |
General |
bir şeyi iyi kullanmak |
make good use of something v.
|
|
276 |
General |
idareli kullanmak |
save v.
|
|
277 |
General |
dümen kullanmak |
steer v.
|
|
278 |
General |
(sonradan kullanmak için) bir tarafa koymak |
lay aside by v.
|
|
279 |
General |
bir eseri eleştirirken şeref kırıcı ifade kullanmak |
libel of review v.
|
|
280 |
General |
kötüye kullanmak |
trespass upon v.
|
|
281 |
General |
kendi yararına kullanmak |
avail oneself of v.
|
|
282 |
General |
kendi çıkarına kullanmak |
avail oneself of v.
|
|
283 |
General |
susma hakkını kullanmak |
use the right to remain in silence v.
|
|
284 |
General |
susma hakkını kullanmak |
use the right to remain silent v.
|
|
285 |
General |
konuşmama hakkını kullanmak |
use the right to remain in silence v.
|
|
286 |
General |
konuşmama hakkını kullanmak |
use the right to remain silent v.
|
|
287 |
General |
imtiyazı kullanmak |
exercise a privilege v.
|
|
288 |
General |
hakkı kullanmak |
exercise a privilege v.
|
|
289 |
General |
üstünde kullanmak |
use on something v.
|
|
290 |
General |
üstünde kullanmak |
use on someone v.
|
|
291 |
General |
üzerinde kullanmak |
use on someone v.
|
|
292 |
General |
üzerinde kullanmak |
use on something v.
|
|
293 |
General |
dikkatli kullanmak |
use cautiously v.
|
|
294 |
General |
birisinin iyiliğini kötüye kullanmak |
trespass on someone's kindness v.
|
|
295 |
General |
sakınarak kullanmak |
use cautiously v.
|
|
296 |
General |
senelik izin kullanmak |
use annual leave v.
|
|
297 |
General |
yıllık izin kullanmak |
use annual leave v.
|
|
298 |
General |
bilinçli kullanmak |
utilize something consciously v.
|
|
299 |
General |
bilinçli olarak kullanmak |
utilize something consciously v.
|
|
300 |
General |
bilinçli kullanmak |
use something consciously v.
|
|
301 |
General |
bilinçli olarak kullanmak |
use something consciously v.
|
|
302 |
General |
yetkilerini kötüye kullanmak |
misuse one's power v.
|
|
303 |
General |
yetkilerini kötüye kullanmak |
misuse one's authority v.
|
|
304 |
General |
yetkilerini kötüye kullanmak |
abuse one's power v.
|
|
305 |
General |
sistem kullanmak |
use a system v.
|
|
306 |
General |
mümkün olan her aracı kullanmak |
use every means possible v.
|
|
307 |
General |
küfürlü dil kullanmak |
utter profane language v.
|
|
308 |
General |
hakkını kullanmak |
exercise a right v.
|
|
309 |
General |
tasarruflu kullanmak |
use something economically v.
|
|
310 |
General |
insülin kullanmak |
use insulin v.
|
|
311 |
General |
toplu taşıt kullanmak |
use public transportation v.
|
|
312 |
General |
inisiyatif kullanmak |
take initiative v.
|
|
313 |
General |
idareli kullanmak |
nurse v.
|
|
314 |
General |
terbiyesiz kelimeler kullanmak |
use vulgarities v.
|
|
315 |
General |
idareli kullanmak |
skimp v.
|
|
316 |
General |
sakınarak kullanmak |
scamp v.
|
|
317 |
General |
sakınarak kullanmak |
economize v.
|
|
318 |
General |
sakınarak kullanmak |
skimp v.
|
|
319 |
General |
biraz hızlı sürmek/kullanmak |
drive a bit fast v.
|
|
320 |
General |
zamanı kullanmak/değerlendirmek |
treat time v.
|
|
321 |
General |
eldiven kullanmak |
use a glove v.
|
|
322 |
General |
uzun cümleler kullanmak |
use long sentences v.
|
|
323 |
General |
aleyhinde kullanmak |
hold against v.
|
|
324 |
General |
yarım gün izin kullanmak |
take a half day off v.
|
|
325 |
General |
doğum kontrol hapı kullanmak |
be on the birth control pills v.
|
|
326 |
General |
bir şeyi model olarak kullanmak |
use something as a model v.
|
|
327 |
General |
alternatif olarak kullanmak |
use as an alternative to v.
|
|
328 |
General |
alternatif olarak kullanmak |
substitute v.
|
|
329 |
General |
hor kullanmak |
batter v.
|
|
330 |
General |
kablosuz kulaklık kullanmak |
use a wireless headset v.
|
|
331 |
General |
bir yerde kullanmak |
find a use for something v.
|
|
332 |
General |
lavaboyu kullanmak |
use the toilet v.
|
|
333 |
General |
banyoyu kullanmak |
use the toilet v.
|
|
334 |
General |
zamanını iyi kullanmak |
use one's time well v.
|
|
335 |
General |
ihtiyatlı kullanmak |
economize v.
|
|
336 |
General |
sermaye olarak kullanmak |
capitalise v.
|
|
337 |
General |
yeniden kullanmak |
reutilise v.
|
|
338 |
General |
çoğul olarak kullanmak |
pluralise v.
|
|
339 |
General |
kaynak göstermeden bir kitabın belirli bir kısmını kullanmak |
plagiarise v.
|
|
340 |
General |
tekrar kullanmak |
reutilise v.
|
|
341 |
General |
birşeyi kendi yararı için kullanmak |
capitalise v.
|
|
342 |
General |
en iyi şekilde kullanmak |
optimise v.
|
|
343 |
General |
sakınarak kullanmak |
economise v.
|
|
344 |
General |
az kullanmak |
underutilise v.
|
|
345 |
General |
sesli harf yerine kullanmak |
vocalise v.
|
|
346 |
General |
içindeki potansiyelini kendini tatmin edecek bir şekilde kullanmak (insan) |
fulfil v.
|
|
347 |
General |
kullanmak (kaynak vb) |
utilise v.
|
|
348 |
General |
zamanı iyi kullanmak |
use the time well v.
|
|
349 |
General |
fazla kullanmak |
overutilize v.
|
|
350 |
General |
çok kullanmak |
overutilize v.
|
|
351 |
General |
verimli kullanmak |
use efficiently v.
|
|
352 |
General |
verimli kullanmak |
use productively v.
|
|
353 |
General |
aspirin kullanmak |
use aspirin v.
|
|
354 |
General |
(bir şeyi) etkin kullanmak |
deploy v.
|
|
355 |
General |
kaynakları etkin kullanmak |
deploy resources v.
|
|
356 |
General |
zararlı böcek veya bakterileri öldürmek için kimyasal madde, duman yada gaz kullanmak |
fumigate v.
|
|
357 |
General |
yeteneklerini kullanmak |
use one's abilities v.
|
|
358 |
General |
yeteneklerini kullanmak |
use one's skills v.
|
|
359 |
General |
güvenini kötüye kullanmak |
abuse one's trust v.
|
|
360 |
General |
vapur kullanmak |
take a ferry v.
|
|
361 |
General |
yelkenli kullanmak |
sail a sailboat v.
|
|
362 |
General |
program kullanmak |
use a program v.
|
|
363 |
General |
sonuna kadar kullanmak |
leverage v.
|
|
364 |
General |
doğru biçimde kullanmak |
use to great effect v.
|
|
365 |
General |
fayda doğuracak biçimde kullanmak |
use to great effect v.
|
|
366 |
General |
gereğinden fazla kullanmak |
overuse v.
|
|
367 |
General |
motorlu araç kullanmak |
drive a motor vehicle v.
|
|
368 |
General |
motorlu taşıt kullanmak |
drive a motor vehicle v.
|
|
369 |
General |
ayrı ayrı kullanmak |
use separately v.
|
|
370 |
General |
bir toplantıya katılmak veya oy kullanmak yahut oyunda yer almak üzere bir yere gitmek |
turn out v.
|
|
371 |
General |
oy kullanmak için kuyrukta beklemek |
wait in queue for voting v.
|
|
372 |
General |
oy kullanmak için sırada beklemek |
wait in queue for voting v.
|
|
373 |
General |
i̇nternet kullanmak |
use internet v.
|
|
374 |
General |
kredi kartı kullanmak |
use a credit card v.
|
|
375 |
General |
beraber kullanmak |
use with v.
|
|
376 |
General |
aşırı kullanmak |
abuse v.
|
|
377 |
General |
kullanmak için topun toparlağını çıkarmak |
unlimber v.
|
|
378 |
General |
kullanmak için paketinden çıkarmak |
unlimber v.
|
|
379 |
General |
slogan kullanmak |
sloganize v.
|
|
380 |
General |
slogan kullanmak |
sloganise v.
|
|
381 |
General |
kabalistik dilini kullanmak |
cabalize v.
|
|
382 |
General |
anlaşılması zor bir dil kullanmak |
cabalize v.
|
|
383 |
General |
gizemli dil kullanmak |
cabalize v.
|
|
384 |
General |
(indirim vb) kod kullanmak |
redeem code v.
|
|
385 |
General |
(kaynakları) kullanmak |
absorb v.
|
|
386 |
General |
daktiloda ve bilgisayarda tabülatör (tab) tuşunu kullanmak |
tabulate v.
|
|
387 |
General |
kötüye kullanmak |
caperclaw v.
|
|
388 |
General |
kötüye kullanmak |
rape v.
|
|
389 |
General |
oy kullanmak |
cast [obsolete] v.
|
|
390 |
General |
aklını kullanmak |
cerebrate v.
|
|
391 |
General |
tekrar kullanmak |
recycle v.
|
|
392 |
General |
(ilacı) sonradan kullanmak için yanak içine saklamak |
cheek v.
|
|
393 |
General |
özenle kullanmak |
nurse v.
|
|
394 |
General |
kelimeleri yeni anlamda kullanmak |
neologize v.
|
|
395 |
General |
kelimeleri yeni anlamda kullanmak |
neologise v.
|
|
396 |
General |
thou kelimesini söylemde kullanmak |
thou v.
|
|
397 |
General |
zaman paylaşımlı olarak (bir bilgisayarı) kullanmak |
time-share v.
|
|
398 |
General |
zaman paylaşımlı olarak (bir tatil mülkünü) kullanmak |
time-share v.
|
|
399 |
General |
çok fazla kullanmak |
tire v.
|
|
400 |
General |
kendi yararına kullanmak |
advantage one's self of v.
|
|
401 |
General |
başkasına ait telgrafın içeriğini kendi çıkarına kullanmak |
milk a telegram v.
|
|
402 |
General |
kendi çıkarına kullanmak |
serve one's self of v.
|
|
403 |
General |
sabitleyici olarak kullanmak |
have at one's retinue v.
|
|
404 |
General |
fazla kullanmak |
torture v.
|
|
405 |
General |
düzenli kullanmak |
trade [obsolete] v.
|
|
406 |
General |
kötüye kullanmak |
transpose [obsolete] v.
|
|
407 |
General |
kötüye kullanmak |
trench v.
|
|
408 |
General |
tedavülden kalkmış ifadeler kullanmak |
archaise v.
|
|
409 |
General |
tedavülden kalkmış ifadeler kullanmak |
archaize v.
|
|
410 |
General |
yetersiz kullanmak |
underexploit v.
|
|
411 |
General |
(bir kişinin) nüfuzunu gizlice kullanmak |
underpull v.
|
|
412 |
General |
(bir kişinin) etkisini gizlice kullanmak |
underpull v.
|
|
413 |
General |
görevini kötüye kullanmak |
job v.
|
|
414 |
General |
gelecekte kullanmak üzere saklamak |
bank v.
|
|
415 |
General |
yakarak ve dumanını soluyarak saf kokain kullanmak |
base v.
|
|
416 |
General |
renk anahtarı kullanmak |
key v.
|
|
417 |
General |
delgi makinesi kullanmak |
keypunch v.
|
|
418 |
General |
şahsi kazanç elde etmek için resmi işi kötüye kullanmak |
job v.
|
|
419 |
General |
doping kullanmak |
juice v.
|
|
420 |
General |
arazi doldurmak için kullanmak |
landfill v.
|
|
421 |
General |
yanlış kullanmak |
malappropriate v.
|
|
422 |
General |
kötüye kullanmak |
maletreat [obsolete] v.
|
|
423 |
General |
hacamat bardağı kullanmak |
ventouse [obsolete] v.
|
|
424 |
General |
(bir şeyi) delininceye kadar kullanmak |
wear through v.
|
|
425 |
General |
tepe tepe kullanmak |
wear through v.
|
|
426 |
General |
anlamsız kelimeler kullanmak |
weasel v.
|
|
427 |
General |
bir kimseye karşı gücünü veya statüsünü hakimiyet kurmak için kullanmak |
bigfoot v.
|
|
428 |
General |
(scrabble) bir turda yedi taşının tamamını kullanmak |
bingo v.
|
|
429 |
General |
kaçınmayı kullanmak |
blanch v.
|
|
430 |
General |
güçlendirmek için battaniye dikişi kullanmak |
blanket stitch v.
|
|
431 |
General |
patlayıcı kullanmak |
blast v.
|
|
432 |
General |
çıkar için kullanmak |
leverage v.
|
|
433 |
General |
dikkatlice kullanmak |
manage v.
|
|
434 |
General |
idareli kullanmak |
manage v.
|
|
435 |
General |
savaş hilesi kullanmak |
manoeuver v.
|
|
436 |
General |
binek atı olarak kullanmak |
hackney v.
|
|
437 |
General |
çatışmada yeni bir silah kullanmak |
blood v.
|
|
438 |
General |
elleri kullanmak |
handle v.
|
|
439 |
General |
ilk kez kullanmak |
handsel [uk] v.
|
|
440 |
General |
ilk kez kullanmak |
hansel [uk] v.
|
|
441 |
General |
saman yapımında veya otlak olarak kullanmak |
meadow v.
|
|
442 |
General |
mikroenjeksiyonda kullanmak |
microinject v.
|
|
443 |
General |
(bir şeyi) belirli amaç için kullanmak |
harness v.
|
|
444 |
General |
(kaynağı) gelecekte kullanmak üzere toplamak |
harvest v.
|
|
445 |
General |
antik yunanların dilini ve kültürünü kullanmak |
hellenize v.
|
|
446 |
General |
antik yunanların dilini ve kültürünü kullanmak |
hellenise v.
|
|
447 |
General |
kullanmak (doğal kaynağı) |
mine v.
|
|
448 |
General |
kendine aitmiş gibi kullanmak |
borrow v.
|
|
449 |
General |
kullanmak üzere çıkarmak |
break out v.
|
|
450 |
General |
kullanmak üzere gemideki istiften çıkarmak |
break out v.
|
|
451 |
General |
kullanmak üzere açmak |
broach v.
|
|
452 |
General |
(yiyecek) kullanmak |
brook [obsolete] v.
|
|
453 |
General |
(bir şeyin) kontrolünü izinsiz ele geçirip kendi amaçları için kullanmak |
hijack v.
|
|
454 |
General |
olması gerekenden daha uzun kullanmak |
hog v.
|
|
455 |
General |
tehdit olarak kullanmak |
hold v.
|
|
456 |
General |
(tütün yapraklarını) bağlayıcı olarak kullanmak için hamur halinde öğütüp tabaka halinde sıkıştırmak |
homogenize v.
|
|
457 |
General |
(tütün yapraklarını) bağlayıcı olarak kullanmak için hamur halinde öğütüp tabaka halinde sıkıştırmak |
homogenise v.
|
|
458 |
General |
hassas delik oluşturmak için bileme taşı kullanmak |
hone v.
|
|
459 |
General |
av köpeği kullanmak |
hont v.
|
|
460 |
General |
en yüksek mesafeyi kat etmek için yokuş aşağı inerken vitesi boşa almak gibi sürüş tekniklerini kullanmak |
hypermile v.
|
|
461 |
General |
hipnoz kullanmak |
hypnotise v.
|
|
462 |
General |
hor kullanmak |
misentreat [obsolete] v.
|
|
463 |
General |
kötüye kullanmak |
misguide [scotland] v.
|
|
464 |
General |
yanlış şekilde kullanmak |
misimprove v.
|
|
465 |
General |
kötüye kullanmak |
misimprove v.
|
|
466 |
General |
uygunsuz şekilde kullanmak |
misimprove v.
|
|
467 |
General |
kötüye kullanmak |
misname v.
|
|
468 |
General |
yanıltıcı tabir kullanmak |
misnomer v.
|
|
469 |
General |
yeteneklerini uygunsuz şekilde kullanmak |
misplace v.
|
|
470 |
General |
noktalama işaretlerini yanlış kullanmak |
mispunctuate v.
|
|
471 |
General |
mikser kullanmak |
mix v.
|
|
472 |
General |
karıştırıcı (alet) kullanmak |
mix v.
|
|
473 |
General |
daha büyük bir yapının parçası olarak kullanmak |
model v.
|
|
474 |
General |
deniz motoru kullanmak |
motorboat v.
|
|
475 |
General |
nüfuz kullanmak |
mould v.
|
|
476 |
General |
yeniden kullanmak |
revoke [obsolete] v.
|
|
477 |
General |
farklılaşmış şekliyle yeniden kullanmak |
rework v.
|
|
478 |
General |
lehine kullanmak |
husband v.
|
|
479 |
General |
deniz uçağı kullanmak |
hydroplane v.
|
|
480 |
General |
dudaklarını kullanmak |
lip v.
|
|
481 |
General |
sesleri veya kelimeleri ifade etmek için harfleri kullanmak |
literation v.
|
|
482 |
General |
buldozer kullanmak |
bulldoze v.
|
|
483 |
General |
(alev, yakma aleti) yakıt olarak kullanmak |
burn v.
|
|
484 |
General |
kanundaki açıkları kullanmak |
game v.
|
|
485 |
General |
optik cihaz kullanmak |
glass v.
|
|
486 |
General |
(bir şeyin) üzerinde güç kullanmak |
muscle v.
|
|
487 |
General |
mahlas kullanmak |
by-line v.
|
|
488 |
General |
araba kornası kullanmak |
claxon v.
|
|
489 |
General |
korna kullanmak |
claxon v.
|
|
490 |
General |
(özellikle parçalarını tekrar kullanmak için) parçalara ayırmak |
deconstruct v.
|
|
491 |
General |
(vakum tüpünün boşaltılmasında) alıcı olarak kullanmak |
getter v.
|
|
492 |
General |
aceleyle kullanmak |
grab v.
|
|
493 |
General |
çengelli demir kullanmak (arama sırasında) |
grapple v.
|
|
494 |
General |
(birine karşı) göz yaşartıcı bomba kullanmak |
grenade v.
|
|
495 |
General |
çiğnerken diş yerine diş etlerini kullanmak |
gum v.
|
|
496 |
General |
ibranice deyişler kullanmak |
hebraize v.
|
|
497 |
General |
ibranice deyişler kullanmak |
hebraise v.
|
|
498 |
General |
tarihi detayları kullanmak |
historicize v.
|
|
499 |
General |
tarihi materyalleri kullanmak |
historicize v.
|
|
500 |
General |
tarihi detayları kullanmak |
historicise v.
|
|